Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Güncesi => Kurgu İskelesi => Konuyu başlatan: BoZCiN - 24 Ağustos 2008, 13:47:58

Başlık: Yerez Söylenceleri - Notlar
Gönderen: BoZCiN - 24 Ağustos 2008, 13:47:58
Yerez evrenine ilişkin notlar var burada. Kısa sözler, şiirler, ağıtlar, romandan sahneler. Bir şeyi baştan sona doğru yazmak yerine aralardaki olaylara ilişkin notlar alıyorum. Şablondaki yerlerine koyuyorum. Sonra bölüm aralarını tamamlamak düşüyor. Sevilen ya da beğenilmeyen notları kullanıp kullanmama konusunda bana fikir vermesini umuyorum.
Başlık: Yerez'de "çalışmak" üzerine söylenmiş sözler ...
Gönderen: BoZCiN - 24 Ağustos 2008, 13:48:34
Yerez'de "çalışmak" üzerine söylenmiş sözler ...

"İşim durmak olsaydı,
düşüm varmak olmazdı
bir yosunlu su olurdum,
adım ırmak olmazdı."

"kuru yaşa benzemez,
gerçek düşe benzemez.
iş dediğin ağırlaşır,
her gün kuşa benzemez."

"attan önce takavı* düşün,
itten önce yalını düşün.
erişilmez dağlar düşlemeden,
tepeceğin yolunu düşün."

takav: nal
Başlık: Sorunlaru büyütme konusunda ...
Gönderen: BoZCiN - 24 Ağustos 2008, 13:49:15
Sorunlaru büyütme konusunda ...

Geride bıraktığı ailesi nedeniyle zaman zaman iyice karamsarlığa düşen Uspan Kayal söz konusu olduğunda, Akyapera aklından geçeni dilinden esirgemez:

"kafandaki dertleri büyütüp büyütüp dünya kadar yaptığında, dünya küçülüp küçülüp kafan kadar kalır oğlum"
Başlık: Yol ve Yollar Üzerine
Gönderen: BoZCiN - 24 Ağustos 2008, 13:50:48
Yol ve Yollar Üzerine

"... ah be babam. biz kerketler sizin gibi değiliz. bizim geleneğimiz, bir yola ad koymakla 'o yola koyulmak, yolcu olmak' arasında çok ayrım gözetir. dahası bizde yola ad konulmaz. yol beğendiği adı alır" [Umutsuz Yolculuklar - 1. Kitap]

---
Bozören köyü... Kendi yokuşunun üstünde... Gelene de geçene de karışmamaya andı var... Sessiz... Tam ortasından geçip, suskun köyü iki eşit parçaya bölen Dikkesit Yolu da bir o kadar dingin ve usul. [Umutsuz Yolculuklar - 1. Kitap]
Başlık: "Kılıç artığı" ve "Savaşkan" sözleri üzerine
Gönderen: BoZCiN - 24 Ağustos 2008, 13:53:31
Beğendiğim bir söz bulduğumda cümle içinde kullanırım, sonra da konuya ilişkin bir şeyler çıkar. Sözler, hikayeleri doğurur.

"Bana büyüklük taslama. Hele onurdan hiç bahsetme. Ne kadar saklamak istesen de senin Kamtara savaşkanlarının kılıç artıklarından biri olduğunu bilenlerdenim ben. Merak etme. Bunu burada kimseye söylecek değilim. Bunun karşılığı olarak sen de bunu nereden öğrendiğimi bana sormayacaksın" diye sertçe konuşta Akyapera ... [Umutsuz Yolculuklar - Arayışlar]

Kamtara: Bir şehir adı.
Kılıç artığı: Bir savaşta öldürülmekten kurtulmuş olan düşman.
Savaşkan: Savaşçı.
Başlık: Yerez Söylenceleri - Kısa kısa
Gönderen: BoZCiN - 28 Ağustos 2008, 20:44:04
"Anlatmaya çalıştığımız değişim ve onun yarattığı iklim, Binbulaktakileri kendi tarzında sınavdan geçirmiştir. Kendine sadık kalanlarla, kaçıp gidenlerin öyküsüdür bu. " [Umutsuz Yolculuklar Dizisi - Arayışlar - Arayış 1 / Çıkartılan Bölümler :P]

"Kimileri yaşlı doğar, kimileri de onca yıl yaşamaktan başı dönmüş olmasına karşın yılmadan ya da sevecenlikle genç kalır. İşte Kurçak Bey böyle bir insandı." [Umutsuz Yolculuklar Dizisi - Arayışlar - Arayış 1 / Çıkartılan Bölümler]

"Korkunç bıyığının arkasında pusuya yatan Aşak'ın kalbi çok az sonra doymuş olacak olmanın heyecanıyla atıyordu." [Umutsuz Yolculuklar Dizisi - Arayışlar - Arayış 1]

"Her on adımda bir kapıönü köprücükleri altında şarlayan su, uzun kavakların selviyle endam yarışları ve gölgesi tarih soluyan baskın kavlan ağacı... Meşe, gürgen, koz ağacı, köknar, kayın ve kestane ağaçları. Tümü buradadırlar. Yeni bir konuksa gelen, kımıl kımıl kımıldarlar." [Umutsuz Yolculuklar Dizisi - Arayışlar]
Başlık: "Varoluş" ve "Konuşmalar" bölümlerinden
Gönderen: BoZCiN - 25 Nisan 2009, 18:29:22
Yerez'in de içinde bulunduğu evrenin oluşumuna ilişkin efsanelerden alıntılar:

...
"Yok bile yok idi; Öylesi bir yokluk idi. Ki 'ol' dedi... olan oldu; Koskoca bir boşluk idi. Ki 'dol' dedi... özüyle doldu"

"... Yok var iken, var da yok. Bürünülen ilk biçim, ilk anlamdı, 'İlkbeti'... Anlamarayan'ın ulaştığı ilk yanıt..."

"... İlk yanıt geldiğinde başladı 'bilinenler'. İki uca çekilince anlamlar, 'var'ın yanında yer aldı 'doğum', 'yok'un önünde kaldı 'ölüm'. Uçlar uç uca birleşti, bilinenler üzerine yerleşti..."

"...'Ol' dedi, olduk. Tinde tiniz biz; Yürekler arası yoluz, köprüyüz biz..."

"... bulut benim, duman benim, sis benim; iyi benim, kötü benim, pis benim..."

"... yalım olur gökte çakarım, yağmur olur gözden akarım..."

"... Yersu geçicidir, çoktur geleni gideni; bizim için ayrım gözetmez, yoktur gidip de döneni..."

"Bilinenlerin en eskilerindendi ışık... olmasa da tek, yakıştırılıldı ona 'İlk'; kalık içinden süzülürken... ...düştü dölü toprağa, karıştı su ona, belirdi ağaç sonra."

"... 'İlkbeti'ydi Teköz, ayrıntılanan... Öncesizlere bölünen... bölündüğüyle kalan... her bir öncesizi 'Baray' sayan... En güçlüsüydü Gökoğan, Baraylar eşleştiğinde oluşan, bağrıkatı Tangara'dan..."