Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Edebiyatı => Ütopya/Distopya => Konuyu başlatan: Fırtınakıran - 16 Şubat 2009, 18:11:45

Başlık: Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Gönderen: Fırtınakıran - 16 Şubat 2009, 18:11:45
(http://i363.photobucket.com/albums/oo79/kayiprihtim/Fahrenheit-451.jpg)
Önce gazı boşaltırsınız her gün yaptığınız gibi, sonra alevleri püskürtürsünüz aynı umursamazlıkla. Kitaplar...Onlar okumak için değil, yakmak içindir.Bana inanmıyor musunz? O zaman gelin kendiniz bakın...

Guy Montag bir itfaiyecidir. Ama bu zamanda itfaiciler yanan evleri kurtarmak yerine,kitap yakarlar. Evler yangınlara ve alevler çok uzun zaman önce dayanıklılaştırılmıştır. Bir ev asla yanmaz burda ve dolayısıyle kimse bir kurtarıcı aramaz.

Bu itfaiyeci hiçbir şeyi soruglamayan bir adamdır,işini yapar sadece;yani kitap yakar.Kitap saklayanların korkulu rüyalarıdır onlar.Her gün bir kütüphane basılır ve cayır cayır yanar kitaplar.
Birgün 17 yaşında hayat dolu bir kızla tanışana dek bu işi yaptı Guy.Kız hep amcasını anlatır ona.Her gün aynı köşede karşlıarşırlar.Amcası çılgın bir adamdır.Sürekli hapse girip çıkarSuçları ise, otobanda hız yaparak keyfini çıkarmak yerine, yol kenarında çiçkleri izlemek için yavaş gitmesidir. Evet bu zaman böyle şeyler yasaktır. Siz aşırı hızdan birini öldürseniz, gülerek kaçarsınız sadece. Kimse peşinize bile düşmez.

Sakın kitapları okumayın! Okumak düşünmektir! Keyfinize bakın ve bu kitabı da ateşlere atın.Ya da bir itfaiyeci çağırın ve evinde kitap saklayan herkesi ispiyonlayın. Gaz boşlasın,alevler verilsin ve kitaplar yansın...

Guy Montag gibi gizli gizli iç cebinize kitaplar sıkıştırmayın... Çünkü insanlar, düşünerek var olurlar...

Dilim döndüğünce kitabı size kendi cümlelerimle tanımladıktan sonra şunu söyleyebilirm;türü bilim-kurgu. Ancak ben bilim-kurgu sevmeme rağmen bunda tek bilim-kurgu yanı gelcekte geçmesidir.İnanılmaz bir sorgulama yaptırıyor size. Ya bir gün biz de elimizden düşürmediklerimizi yakarsak?

Kitap künye bilgilerine ulaşmak için buraya (http://www.kayiprihtim.org/portal/fahrenheit-451/) tıklayabilirsiniz...
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Amras Ringeril - 16 Şubat 2009, 19:31:57
Fahrenheit 451 kağıdın yanma derecesiymiş sanıyorum. Bana bir yandan Mülksüzleri anımsattı tanıtımı. Okuma listeme ekledim.

Edit: cık cık cık :P
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Fırtınakıran - 17 Şubat 2009, 18:22:14
Fahrenheit 451 kağıdın yanma derecesiymiş sanıyorum. Bana bir yandan Mülksüzleri anımsattı tanıtımı. Okuma listeme ekledim.

Doğru biliyorsun, dediğin gibi 451 fahrenheit kağıdın yandığı sıcaklıktır :)
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: magicalbronze - 18 Şubat 2009, 13:05:29
Bilim kurguya bakış açım seninkisiyle yakın zaten. Fazla benimsiyemediğimden dikkat etmem genelde. Ama tanıtım yapmışsın ve övdüğünden güzel olsa gerek. Hem kişisel olarakta tavsiye ettiğinden okumayı aklımın bir kenarına yazdım...
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: DarLy OpuS - 25 Şubat 2009, 10:49:56
Etkileyici bir tanıtım olmuş. Nedense ben de bilim-kurguya sizler gibi bakıyorum, ancak böyle tanıtıma da tepki vermeden olmaz. Bir yerde rastlarsam alacağım kitaplar listesinde. :P
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Fırtınakıran - 25 Şubat 2009, 11:18:31
Kitabı her yerde bulabilirsin. Ben her gittiğim kitapçıda illaki görüyorum. zaten kendisi, bir bilim-kurgudan çok bir bestseller konumunda. Okuyanların bir kısmı bilim-kurgu olduğunu bile bilmez. Kitabın yanında türü yazmasa ben de felsefik demek isterdim açıkçası :).
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: antivirus - 26 Şubat 2009, 16:30:32
hikaye ilk yazıldığında kimse yayınlamak istememiş, uzunca bir süre bir köşede beklemiş. sonunda yayın hayatına yeni başlayan bir dergi cesaretle yayınlamış ve olaylar gelişmiş.

alevlerin ışığında oldukça karanlık bir hikayedir.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Elerki - 19 Aralık 2009, 14:20:51
Arkadaşlar,

Okumanızı tavsiye ederim. Hatta mümkünse filmini bulup izleyin, ekstra olur. :)

Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Wanderer - 19 Aralık 2009, 14:49:22
Hmm.. Güzel görünüyor bi bakmak lazım..
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Berre - 22 Aralık 2009, 19:33:20
İnsanlık bu gidişle bu duruma düşecek gibime geliyor (kitaba verilen değer o kadar azaldı ki)
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Amras Ringeril - 03 Şubat 2010, 13:56:51
Okumaya başladım büyük kısmını bitirdim, bitirmeden yorum yapmak istemiyordum ama dayanamadım. Sanırım en beğendiğim kitaplardan birisi olacak. 1984'le paralel bir konuya sahip, daha fikir yüklü müthiş bir ağıt.

Her şey 17 yaşında ve çılgın bir kızın "Mutlu musun?" gibi basit bir sorusuyla başlıyor. Otorite ve sansür sorgulanmayacak kadar mutuluk üzerine kurulmuş. İnsan mutluysa, ya da mutlu olduğunu sanıyorsa düşünmesine ne gerek var? Düşünmesine, bilmesine ve araştırmasına ne gerek var? Bunlar onu sadece mutsuz yapar.

Ama önemli olan şey bu: "Mutlu musun?"

Herkese tavsiye ederim. 1984 + Fahrenheit 451 üstüne Mülksüzler iyi gider. Aslında bir distopya, ütopyalar bölümüne taşıyorum.

Ek: Başarılı İthaki çevirisindeki ilk paragrafın ilk kısmını alıntılamak istiyorum. Muhteşem bir anlatım.
 
Alıntı
Yakmak bir zevkti.

Bazı şeylerin yitmesini, kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevk veriyordu. Avuçlarında dev piton yılanını andıran bakır çinko alaşımı hortumla dünyaya zehirli gazyağı püskürtürken, kanının beyninde zonkladığını hissediyordu… Elleri, tarihin paçavralarını ve kömürleşmiş kalıntılarını yok etmek için ateş ve alevin tüm senfonilerini olağanüstü bir şekilde yöneten bir orkestra şefinin elleriydi.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Elerki - 03 Şubat 2010, 14:01:19
Amras Ringeril,

Çok başarılı gerçekten verdiğiniz kısım! Bunu okurken ben de fark etmiştim...

Harika bir kitap... Kesinlikle okunması gerek bence...
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: magicalbronze - 04 Şubat 2010, 20:26:13
Az sonra filmini izleyeceğim, izlemeden kitap hakkında biraz yorum yapayım.

Çok çok sevdiğim bir kitap mı oldu?
Hayır.

Peki bu kitabın kötü olduğunu gösterir mi? Yani kendine göre?
Ona da hayır.

Kitaptaki anlatılmak istenen kurgu gerçekten sağlam ve özveriliydi. O tarihte yazılan bir kitabın yazarının bunları düşünmesi içine çok daha ilginç.

itfaiyecinin artık söndürmek yerine yakma eylemini gerçekleştirmesi, tüm kitapların yer yüzünden yok edilmesi. Bilim kurgu diyorduk buna değil mi? Yani bilim kurgu olarak geçiyor. Aklım hemen mantıksal betimlemelere gitti dolayısıyla. Aradığım cevaplar çok daha değişikti. Bilemiyorum belki de önceden okumuş olduğum yorumların etkisinde kaldığımdan böyle oldu.

En beğendiğim kısmı şu 17 yaşındaki çılgın kızımız clarisse mcclellan'lı kısımdı. ister istemez kanınız kaynıyor kıza. öyle bir dünyada, öyle bir yaşta gerçektende mükemmeldir.

Ray Bradbury'e de gerektiği övgüyü vermek gerek. Gerçekten haketmiştir bu ilgiyi. Lakin kendi adıma o kadar beğendiğimi, o kadar şahane olduğunu söyleyemeyeceğim. Her şeye rağmen okunması gereken kitaplar arasında olduğunu ve işin felsefesini çözdüğünüzde acayip beğeneceğinizi de ekemeden geçemeyeceğim.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Fırtınakıran - 06 Şubat 2010, 21:21:44
Kitabın severlerine müjdem var,

Bu kitabın bir de çizgiromanı çıkmış. Ray Bradbury'nin izniyle çıkmış çizgiroman. Şöyle bir karıştırdım kitaptaki anlatımın aynısını kullanmışlar(cümleler aynı)
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Elerki - 06 Şubat 2010, 23:08:41
Fırtınakıran,

Teşekkürler! :)

Bu durumda, edinmek gerek! ;)
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Berre - 27 Şubat 2010, 20:35:29
Almayı planlıyorum da sizce kitap fuarında bulabilir miyim?
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Baal Adramelech - 27 Şubat 2010, 21:28:17
İthaki'de satılıyordu bu sene İstanbuldaki fuara gittiğimde. Aldım hatta.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Berre - 28 Şubat 2010, 12:32:35
Umarım ben de Bursa'da bulabilirim. Gerçekten merak ettiğim bir kitap.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Berre - 28 Şubat 2010, 17:43:00
Fuara gitmeden önce
Umarım ben de Bursa'da bulabilirim. Gerçekten merak ettiğim bir kitap.
demiştim. Ama malesef fuarda İthaki yayınları yoktu. Gerçekten sinirlerim bozuldu. Üstüne üstlük listemdeki yayın evlerinden hiç biri yoktu.
Neyse ben de BKM' de ararım artık.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: magicalbronze - 23 Eylül 2010, 12:24:26
Yazık ki 60'lı yıllarda çekilen filmin kitabı kadar iyi olmadığını söylemem gerek. Her ne kadar beğenilse de kitaptaki keyfin yarısını dahi veremediğini düşünüyorum.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Amras Ringeril - 23 Eylül 2010, 12:31:01
Yazık ki 60'lı yıllarda çekilen filmin kitabı kadar iyi olmadığını söylemem gerek. Her ne kadar beğenilse de kitaptaki keyfin yarısını dahi veremediğini düşünüyorum.

O film berbat. Kızın uzun saçlı olduğu özellikle belirtilmiş olmasına rağmen kısa ve sarı saçlı yapılmış. Tüm kitapların gece yakıldığı önemle belirtilmesine rağmen filmde hep gündüz yakıyorlar. Sanırım teknik imkansızlıklar yüzünden olmuş bu tarz farklılıklar ama üzerine fikirler yürütülen bu tarz çok önemli noktaları değiştirip sürekliliği sekteye uğratmaları çok yanlış olmuş.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Kharas - 03 Aralık 2010, 00:59:16
1984'ü okullarda okuttuklarını gördüm birkaç kez ama bu kitabın da okutulması gerektiğine inanıyorum.

Burada Amras Ringeril'in değindiği o ilk cümleyle beraber, kitabın içinden fışkıran alevler okuyucunun dört bir yanını sararak kendisini okumaya zorluyor. "Yakmak bir zevkti." Sen nasıl bir giriş cümlesisin öyle! Normalde kitapların ilk cümleleri genelle odaklıdır ve ser verip sır vermez. Ama bu mistik ve kendi içinde gizemler barındıran tek bir cümle okuyucusunu kendine esir alıyor.

Konusu burada anlatıldığı üzere kitapların yakılması. Neden kitaplar yakılıyor, Fırtınakıran bunu konuyu açtığı mesajında bir güzel anlatmış. Şimdi yöneticinin üzerine laf söylemek olmaz. Hele hele yeterli şeyi söylemiş birinin üzerine aynı şeyleri tekrar etmek hiç olmaz.

Anlatım bakımdan yazarın kelimlerinin ağırlığı ve gerçekler sizi eziyor, un ufak ediyor. Dil ise oldukça dobra ve yalın. Sizi ezen, anlatımdaki temeller, konudaki gerçekler. Kelimelerin kullanımı ve seçimi de diyebiliriz aynı zamanda. Dili beni konu kadar etkilemiştir, inkar edemem.

Karakterleri çok başarılı, verilen mesaj dolandırılmadan direk okuyucunun gözüne sokuluyor, Guy Montag'ın iç çelişkileri ve yaptıkları ise göz dolduruyor sonrasında ise bu liste böyle uzayı gidiyor.
Ray Bradbury'nin anlatımı, itfayecilerden böyle eşsiz bir konu çıkarması beni kendine hayran bırakmıştı. Bir gün hepimizin hayatı karşımıza çıkan bir kızla, Claire ile değişebilir mi? İçimizde gezinip de kendimize itiraf edemediklerimizi bu kız yüzümüze söyleyebilir mi? Hayır mı? Ya söylerse?
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Hathor - 05 Ocak 2011, 04:53:40
Yukardaki cevaplarda bilim kurgu ile bu kitap biraz uzaklaştırılmış gibi geldi. Bence bilim kurgu işte tam da bu. Ray Bradbury'nin bütün kitapları da bilim kurgu. Diğer tüm eserlerinin de Fahrenheit 451 kadar iyi olmadığını söylemek imkansız.

Türkiye bu yazarı çok önce keşfetmiş aslında. Fahrenheit 451 ise, aklında kalan tek şey olmuş. Hem mümkün hem yazık : )

Beğenenler için söylüyorum Resimli Adam kitabını da bulmayı deneyin. Filmi var, ama gene önce kitap diyorum.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Erymnys - 06 Şubat 2011, 17:10:44
biraz da günümüzü anlatıyor bence. kitaba verilen değerin giderek düştüğü şu günlerde, izdivaç programlarının bu derece revaçta, insanların Aşk-ı Memnu' nun kitabı çıkmış dedikleri şu günlerde, sevgili medyamız da bizim düşünmememiz için elinden geleni ardına koymuyor. eğitim sistemi giderek yozlaştırılıyor ve bunu gayet normalmiş gibi kabul ediyor herkes. üstelik bu sadece bu coğrafyada değil, dünyanın her yerinde, her ülkesinde böyle.

kitap mı, o da ne! artık herşey için internet var o da mı olmadı filmi çkar elbet onun!
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: magicalbronze - 09 Şubat 2011, 09:24:43
http://www.youtube.com/watch?v=2zs4D2lgfEg
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Erymnys - 09 Şubat 2011, 10:32:32
adam doğru konuşmuş, ne denir ki. yakında kitaplar yasaklanmaya başlanacak; durum bunu gösteriyor benim için. ilklerden biri de platon'un devlet'i olacakmış gibi geliyor.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: KoyuBeyaz - 31 Aralık 2011, 11:58:02
Distopya deyince insanın aklına karanlık, boğucu şeyler geliyor. Karanlık, boğucu şeyler deyince ise okurken iç daraltan, bir yerden sonra sıkan, boğan şeyler geliyor akla. Ama Fahrenheit 451 bunun aksine ilk cümlesinden son cümlesine kadar öyle bir yoğunluk ve akışkanlıkla gidiyor ki, sizi aynı anda hem verilen düşünceyi sorgulayıp kitap ve toplum üzerine düşünmeye, hem de Guy Montag'la birlikte yaşayarak kendinizi dünyadan soyutlayıp bir nevi geleceğe yolculuk etmenize sebep oluyor.

Kitabın dili anlatılmak isteneni mükemmel bir şekilde veren bir yapıya sahip. Kendine has bir yapısı var, biraz da şiirsel denebilir hatta.[*]Fırtınakıran'a selam olsun[/*] Kelimelerin dizilişi, cümlelerin altındaki anlam, benzetmeler ve betimlemeler o kadar yerinde ki aynı anda hem bazı gerçekleri açıkça gözünüze sokuyor hem de kalanı kendi düşüncelerinizle, kendi görüşlerinizle tamamlamaya olanak sağlayarak sizi düşünmeye sevk ediyor. Burada kitabın çevirmenleri Zerrin ve Korkut Kayalıoğlu'nun da işlerini harika bir biçimde yapmalarının payı büyük elbette.

İçerikle ilgili yorum yapmayacağım, sindirmek için biraz zamana ihtiyacım olacak gibi görünüyor çünkü.

Tahmin ettiğimden çok daha akıcı, düşündürücü ve gerçek bir kitaptı. Distopya ya da Bilim Kurgu türlerine ilginiz olmasa bile yalnızca ufkunuzu açması için alıp okuyabileceğiniz, hayata bakış açınızda çeşitli değişikliklere yol açması oldukça muhtemel bir eser Fahrenheit 451. Okunası, okutulası...
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: mit - 19 Ocak 2012, 14:38:18
Kesinlikle çok iyi bir kitap, hatta sadece bir kitap değil başyapıt. Kapağı her açışınızda dış dünyadan öyle bir soyutlanıyorsunuz, kendinizi kitaba öyle bir kaptırıyorsunuz ki anlatamam. Bunu başarabilmek her yazarın harcı değildir şüphesiz. Peki nedir bunu size yaptıran. Çok mu akıcı bir anlatımı var? Hayır. Çok vurucu... Anlattığı olay yani kitapların yakılması, insanların tepe yönetimi tarafından birbirine benzer, düşünmeyen, sorgulamayan ve araştırmayan kuklalara çevrilmesi gibi etmenler ve bunların gerçekleşebilme olasılığının yüksekliği bizi derinden vuran ve etkileyen.

Kitap kadar, giriş kısmında yer alan kitabın yazılma öyküsü de beni etkiledi. Yazarın çektiği zorluklar, yaşadığı olaylar ve kelimelerin kağıda dökülüş şekli... Bu tarz yazıları okumak benim için her zaman keyif verici olmuştur.

Kısacası türü sevenlerin kaçırmaması gereken bir eser.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Galaxie - 21 Temmuz 2012, 04:22:34
Bir toplumu, bir ülkeyi, hatta tüm dünyayı nasıl kitaplardan ve düşünmekten alıkoyabilirsiniz? Muhtemelen hiçbir şekilde. Çünkü kitapları ve beraberinde getirdikleri düşünceleri, öğretileri ve deneyimleri ortadan kaldırmaya çalışsanız bile bir şekilde bir yerlerde canları pahasına onları korumak, yaşatmak isteyenler olacaktır.

İşte Guy Montag, itfaiyelerin yangın söndürme değil de kitap yakma işini üstlendikleri henüz gelmemiş bir dönemde itfaiye olan adam, böyle insanlarla karşılaştıktan sonra hayatı değişiyor. Hayatından ziyade düşünme sistemi hatta. Sorgulamayan sürüden ayrılıp sorgulamaya, düşünmeyen sürüden ayrılıp düşünmeye başlıyor. Bu durum onu muhteşem sığınaklara, kitaplara yöneltiliyor. Ancak onu sürüden ayrılanları bekleyen kader bekliyor: kurtlar sofrasında buluyor kendini. Toplumdan, umarsızlıktan ve cehalletten kaçış bekliyor onu.

Fahrenheit 451 okunması bence zorunlu olan, bitirdikten sonra "ne oluyor ya" diye oturup birkaç saat düşüneceğiniz, sık sık aklınıza gelecek muhteşem bir kitap.

Fırtınakıran'ın şiddetli önerdiği Yakma Zevki'ni okumak için sabırsızlanıyorum şimdi.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Erymnys - 22 Ağustos 2012, 15:09:40
Bu gün, hayatta olsaydı eğer, 92. doğum gününü kutlayacaktı Ray Bradbury!
Eserleri ve fikirleri asla ölmeyecek...
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: LegalMc - 31 Ekim 2012, 23:26:57
Bradbury sonsuza dek gözlerini yumduğunda üzüldüm ama yeterince üzülemediğimi biliyordum. Çünkü daha önce hiçbir kitabını okumamıştım, fikirleri benim fikirlerimle hiç karşılaşmamıştı. Nasıl biri olduğunu bilmiyordum. Hatta Gaiman'ın "Ray Bradbury'i Unutmayacak Adam"ı bile fazla bir şey ifade etmiyordu benim için. Ama ne zaman ki Fahrenheit 451'i elime aldım ve okumaya başladım, her geçen sayfada biraz daha üzüldüm. Böyle bir adamı kaybetmenin değerini daha iyi anladım. Gaiman'ın neden böyle bir şey yazdığını da anladım. Bradbury, edebiyat aleminin göreceği en sert yazarlardan biri olduğunu bu kitabı yayımladığı anda göstermiş. Öncesinde dergilere gönderdiği yazılar ne nitelikteydi bilemiyorum ama Fahrenheit 451'in bambaşka bir şey olduğu çok açık. Kitapların olmadığı bir gelecek distopyanın ta kendisi. Şu an dışarı çıkıp sorsanız insanların yarısının umurunda olmayacaktır muhtemelen, ki kitapta da var böyle insanlar. Hatta öyle bir empoze edilmiş ki fikirler, kitabın ne olduğunu bilenler bile zor bulunuyor. Kitabın ne olduğunu tabii ki biliyorlar, ama neden kitabın var olduğunu, neden okunması gerektiğini ve okumayanların ne kaybedeceğini bilmiyorlar. Sürekli kaybediyorlar, kaybettikçe düşüyorlar. Sonsuz döngü teklemeden devam ediyor. Ama çark döndükçe merkezkaç kuvvetiyle bir iki kişi dışarı fırlıyor ve kitapları fark ediyor. Guy Montag isimli itfaiyeci de onlardan biri.

Yalnız bu distopyada beni kitapların yakılmasından daha çok etkileyen şey televizyon imparatorluğu oldu. Eserde televizyon resmen insanların büyük bölümünü ele geçirmiş. Bu kurbanları öyle bir sindirmiş ki, geriye ne bir zeka kırıntısı kalmış ne de düşünceden nasibini almış kelimeler. Guy Montag'ın eşi Mildred kitapta karşılaştığımız sanal yaşam ile gerçeği karıştıran karakterlerden biri. Öyle ki okurken onun cümlelerinde duraksayacaksınız, "ne kadar saçma bir cevap" diye düşüneceksiniz. Çünkü kendisi tamamen aklını yitirmiş durumda, diğerleri gibi. Evlerin duvarları tamamen televizyon kaplı bir şekilde, dört duvarla çevrelendiğinizde tamamen sanallıkta yaşamaya başlıyorsunuz. Gerçi Mildred sadece üç duvarla bile kendisini kaybetmiş durumda. Televizyondaki 'aile'lerde bulunan 'insan'ları kendi 'akrabalar'ı sayacak hale gelmiş. Çok acı verici sahnelerdi, ki günümüzde pek uzakta da değiliz bu konumdan.

Şu günlerde televizyon genelde yaşlı kadınları Mildred seviyesine çıkartacak kadar kendine çekiyor ve zihinlerini emiyor. Anneannem mesela... Televizyon izlemediği zamanlarda gayet bilinçli, tonton bir kadın ama televizyon açıldığı anda oturduğu yerden sadece dizideki kötü karaktere hakaret etmek için kıpırdıyor. Dizideki kız yere düştüğünde onunla beraber "uufff" diyor, adam karısını aldatırken "ooh, karın geliyor, basacak şimdi sizi terbiyesizler" diyor. Burada suçlu olan anneannem değil. Burada suçlu olan biz değiliz. İşin kötü yanı, burada suçlu olanlar dizi yapımcıları vs. de değil. Suçlu var mı bilmiyorum. Sanırım suçlu olan içgüdülerimiz ve duygularımız. Yavaş yavaş kendimizi kaybediyoruz. Kaybetmeyelim. Kaybetmeyin. Lütfen.

Fahrenheit 451, kitabı sadece okumuş olmak için okumayan, kitabın içindeki düşünceleri yakalamak ve onlar hakkında düşünmek, iyice değerlendirmek isteyenlerin bulabileceği en değerli eserlerden biri. Öyle ki, bir günde bitirebileceğim bir kitabı sadece düşünmek için kenara koyup ona bir gün boyunca dokunmadığım bile oldu. Yüzbaşı Beatty'nin yaptığı iki -ya da üç- konuşma kitaba ara verip düşünülesi ve karşı çıkılasıydı. Keşke yakın çevremde bu fikirleri hemen sıcağı sıcağına tartışabileceğim biri olsaydı kitabı okurken veya bitirdiğimde. Kendimi çok daha mutlu hissederdim. Şizofrenlik böyle başlıyor işte! Şaka bir yana, Montag'ın kitaplar hakkında önceden düşündükleri, sonradan düşündükleri, Clarisse ve amcasının düşündükleri ve yaptıkları, Mildred ve arkadaşları hep kitaptaki önemli sembollerdi. Sembolleri yorumladığınızda da, bana güvenin, bu kitaptan çok daha fazla zevk alacaksınız.

Clarisse demişken... Kimse dikkat etmese de hepimizin hayatında böyle biri illaki vardır. Belki bir kere görmüşüzdür, belki her gün görüyoruzdur. Ama hiçbiri "Mutlu musun?" diye sormaz. Yüzeysel anlamıyla değil ama, kitaptaki anlamıyla. Bir sorsa, eminim ki kitapta Guy Montag'ın hayatının değişmeye başlaması gibi bizimki de değişecektir. Ama hemen, ama kelebek etkisiyle.

Kitabın ön sözü olan Fahrenheit 451'in yazım hikayesi çok samimi ve etkileyiciydi. Bradbury'nin kütüphanelerde büyümesi, kitabı yazarken yaşadıkları, mücadeleleri çok güzel yansımıştı ve kitabın ruhunu yakalamak için ısıtıyordu bizi resmen. Bazı okurlar ön sözleri okumadan geçiyorlar, hiçbir kitapta yapmayın da, bunda hiç yapmayın. Fahrenheit 451 gözünüz önünde olgunlaşırken o meyveden bir ısırık almak ve gerekirse cennetten kovulmak isteyeceksiniz. Bu sefer "İşte yasak meyve!" yazan neon tabelaya güvenin ve lezzetli meyveyi sularını bileklerinizden aşağı akıta akıta yiyin. Meyve bittiğinde bir süre kendinizi tok hissedeceksiniz. Ama sonunda yine acıkacaksınız, bu sefer de yardımınıza Yakma Zevki, Resimli Adam veya Şimdi ve Daima koşacak. Tabii ki yeniden acıkacaksınız, ama kusura bakmayın. Bradbury'den bir tane var(dı). Malesef bununla yetinmek zorunda kalacaksınız.

Üsluba bakacak olursak, ben hiç beklemediğim kadar akıcı ve şiirsel buldum. Bazı yerlerde yapılan kelime, cümle tekrarları bambaşka bir hava katmış kitaba. Olaylar da bir-iki yer hariç sürükleyici bir şekilde devam ediyor. Zaten kitap da kısacık, hemen bitirebilirsiniz. Tam fayda almak içinse biraz yavaş okumak gerekiyor.

Ray Bradbury... Gitmeseydin keşke.

"Mutlu olmak için ihtiyacımız olan her şeye sahibiz, fakat mutlu değiliz."
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: KoyuBeyaz - 01 Kasım 2012, 15:52:07
Yukarıdaki arkadaşı portala doğru itekleyebilir miyiz?
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Fırtınakıran - 01 Kasım 2012, 15:52:56
Facebook'ta rezil ettik biz onu :P.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: TheSpell - 01 Kasım 2012, 16:00:05
Ne diyeyim, kitabı bitirdikten sonra böyle güzel bir yazı (inceleme) yapan birisi ciddi ciddi inceleme yazısı yapmak istese ne olur? Düşünmek bile insanı yoruyor :D
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: LegalMc - 01 Kasım 2012, 17:27:25
Aslında planlarıma göre böyle bir şey olmayacaktı bu. Kısa bir paragrafta hayranlığımı belirtecektim. Ama kontrolü kaybetmişim.

Tişikkirlir sipirminlir.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: TheSpell - 08 Aralık 2012, 19:31:11
Bir hafta önce falan kitabı ben de bitirdim ve çok  hoşuma gitti.

Öncelikle Bradbury anlatmak istediği olayları, eleştirileri vs. çok iyi anlatmış, tam gözünden vurmuş. Kitabın başındaki kısa önsöz de çoğu şeyi açıklıyor zaten. Montag'ın nasıl yavaş yavaş değiştiğini, adeta büyüdüğünü görüyoruz kitapta. Clarisse ile tanışması, ardından gelişen olaylar.. Ray Bradbury'nin çok iyi ve şiirsel bir anlatımı var. Bu da insanı kitabın içine çekiyor, yaşanan şeylerin iç yüzünü daha iyi anlıyorsunuz.

Kitabın sonunda da bir, nasıl desem farkındalık hissi oluşuyor. Aydınlanma da diyebilirsiniz. (en azından bana öyle oldu) Sanki bir vahiy iniyor ve kitabın ne anlatmak istediğini birkaç saniyede çözüyorsunuz.

Velhasıl-ı kelam, okuyun okutun efendim. Okumayan çok şey kaçırır.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: Lotrist - 05 Şubat 2013, 02:39:29
Fahrenheit 451 kesinlikle okunması gerekilen bir kitaptır. Okuduktan sonra en beğendiğim kitap listesinde ilk 5 e oturdu bunu söyliyebilirim. Konusu , yazarın kalemi , olayları ele alış , bakış açısı , detaylar vs hepsi çok muazzam ve okuru kendine bağlıyor. Tek solukta okunuyor , insan elinden bırakamıyor bu kitabı okurken , tüm Dünyası bi anda bu kitap oluveriyor.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: - 20 Nisan 2013, 16:05:05
Yine yeniden diline değinmek gerek bu güzide eserin, öyle güzel sözcük seçimleri öyle güzel ifadeler var ki insanı zevklendiriyor. Alıntılar derdimi bir nebze anlatacaktır (koyu kısımlar benim, alıntıların tamamı Zerrin Kayalıoğlu, Korkut Kayalıoğlu, İthaki, 1999 çevirisinden):

"Yüzü ince ve süt gibi beyazdı, her şeye bıkmayan bir merakla dokunmanın güzel açlığı vardı yüzünde." (s. 25)

"Montag kendini onun gözlerinde gördü. Tertemiz iki damla parlak suda, karanlık ve ufacık, ağzının kenar çizgileri kadar belirgin ayrıntılarıyla her şey oradaydı. Kızın gözleri mucizevi iki menekşe rengi kehribar gibi Montag'ı yakalayıp bozulmadan saklıyordu sanki. Yüzü, şimdi onun tarafına dönük şekliyle içi yumuşak, sürekli ışık dolu kırılgan bir süt kristalini andırıyordu." (s. 28)

"Ne kadar nadir diğer insanların yüzleri sizi sizden alıp, kendi duygularınızı, en derin titrek düşüncelerinizi size yansıtırdı?" (s. 33)

" 'Hem de çok aşığım!' Montag yüzüne sözcüklere uygun bir anlam vermeye çalıştı, ama öyle bir yüz yoktu." (s. 48)

" 'Sonunda evlerin hepsi yanmaz duruma getirilince, tüm dünyada (geçen akşamki varsayımın doğruydu), itfaiyecilere eski amaçla gerek kalmadı. O zaman onlara yeni bir görev verildi, bizim anlaşılabilir ve haklı aşağılık kompleksine kapılma korkumuzun odağı olan iç huzurumuzun sorumluları olmak; resmi sansürcüler, yargıçlar ve cellatlar olmak. İşte, Montag, sen ve ben bunlardan biriyiz.' " (s. 96)

" 'Merhamet, Montag, merhamet. Onlarla çekişip dırdır etme; biraz önceye kadar sen de onlardan biriydin. Sonsuza kadar devam edeceklerine o kadar eminler ki. Fakat edemeyecekler, bunun uzayda güzel bir ateş meydana getiren bir meteor olduğunu, fakat eninde sonunda bir gün çarpacağını bilmiyorlar. Onlar sadece alevi, senin de önceden gördüğün gibi, sadece güzel ateşi görüyorlar.' " (s. 155)

"Kitaplar fırlayarak ateşte yanan kuşlar gibi dans ettiler, kanatları kırmızı ve sarı tüylerle tutuşmuştu. Sonra, büyük, aptal canavarların beyaz düşünceleri ve karlı rüyalarıyla uyumakta oldukları salona geldi. Üç boş duvara da kısa birer yıldırım gönderdi ve boşluk ona doğru tısladı. Boşluk daha boş bir ıslık, mantıksız bir çığlık oluşturmuştu. Hiçliğin üzerinde sanat icra ettiği boşluğu düşünmeye çalıştı, fakat yapamadı. Boşluğun ciğerlerine girmemesi için nefesini tuttu. Odanın bu müthiş yalnızlığına, geri çekilip, -bütün odaya büyük bir parlak sarı ateş çiçeği göndererek son verdi. Her şeyi kaplayan yangına dayanıklı plastik tabaka yarıldı ve ev alevler içinde sarsılmaya başladı." (s. 173,174)

"Daha sonra, Montag karanlıkta yürüdü. Helikopterlerin yaklaşan uzun kışın ilk karları gibi indiklerini görebiliyordu..." (s. 191)

"Granger durup Montag'la geriye baktı. 'Büyükbabam, herkes öldüğü zaman geride bir şey bırakmalı, derdi. Bir çocuk, bir kitap, bir resim, bir ev, yapmış olduğu bir duvar ya da bir çift ayakkabı. Ya da ekili bir bahçe. Ellerinin bir şekilde dokunduğu ve ruhunun öldüğün zaman gidebileceği bir şey, öyle ki insanlar senin diktiğin ağaç ya da çiçeğe baktığı zaman seni orada görebilsinler. Ne yaptığın önemli değil, derdi, yeter ki sen ellerini onun üstünden çektiğin zaman, ona dokunduğun zamanki halini değiştiren bir şey yapmış olasın. Otları sadece biçen bir adamla, gerçek bir bahçıvan arasındaki fark dokunuştadır, derdi. Otları biçen bir adam orada hiç bulunmamış gibidir, fakat bahçıvan ömür boyu oradadır.' " (s. 227)
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451
Gönderen: strider - 19 Haziran 2013, 14:39:06
Ray Bradbury henüz ölmeden önce, bir kitap fuarında –artık tezgâh mı denir, stand mı- kitapların arkasındaki abla bana çok dil dökmüştü bunu almam için. Ama nedendir bilinmez, almamıştım o zaman. Geç de olsa okudum kitabı, çok şükür ki hiç okumamış olanlardan değilim artık. Okumayanlara sesleniyorum, bir an önce bulup okuyun; göz korkutacak bir kitap değil zaten, bir çırpıda bitiveriyor. Ama siz o çırpıyı uzatın: Okuyun, durun, düşünün ve tekrar okuyun.

Kitabın başındaki yazılma öyküsü beni çok etkiledi. Kütüphaneden çıkmayan Bradbury’yi sevdim, kitabın sonundaysa fazlasıyla sevmiştim artık.

"Ona kulak verin, ne dediğini biliyor o; sonra gidin çocuğunuzla birlikte oturun, bir kitap açarak sayfaları çevirin."

Televizyonun geldiği nokta –insanlığın geldiği yer gibi- yeterince ürkütücüydü. Oraya yaklaştığımız da aşikâr. Bunun önüne geçemeyiz artık, başkalarını kurtaramayız belki ama kendimiz sakınabiliriz bundan. Fikirler korkutucu derecede müthişti kitapta. Tamam, bir olay örgüsü var elbette ki, ama daha çok bir felsefe kitabı gibiydi sanki. Sembolik mi oluyor, işte öyle bir şey.

“Aman tanrım, çoğunluğun müthiş zulmü!”

“Bir adama birkaç dize şiir ver, sonunda kendini yaratılmışların efendisi sansın. Kitaplarınla suyun üzerinde yürüyebileceğini sanıyordun.”

“Bir gün… tarihin en büyük buharlı kazı makinesini yaparak bütün zamanların en büyük mezarını kazıp savaşı içine ittikten sonra üstünü örteceğiz.”

“Ateşi bu kadar sevimli yapan nedir? Hangi yaşta olursak olalım, bizi ona çeken nedir?... Onun devamlı hareketi; İnsanların icat etmek isteyip bir türlü başaramadıkları şey.”

“Eğer boğulursan en azından sahile doğru yüzerken boğulduğunu bil.”

Başlık: Ynt: Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Gönderen: Yakreb - 07 Temmuz 2014, 16:16:44
 :o okuduğumda şaşırdım. çünkü o kadar iyiydi ve harika bir kurguydu ki.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Gönderen: mthnzbk - 07 Temmuz 2014, 19:55:24
Sonu çok tuhaf bir yerde geldi bence.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Gönderen: Bozhermes - 05 Aralık 2015, 18:42:53
Kitabı okuduktan sonra dedim ki: Yaşasın kitapların direnişi ve özürlüğü!
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Gönderen: yokumfarzet - 03 Mart 2016, 16:43:43
Klişe bir ütopya yönetimi yaratmaktan çok kitapların eksikliğine vurgu yapmış olan bir ideoloji Fahrenheıt 451. Kitapların öneminin anlaşılması açısından benzersiz bir eserken, bu eksiklik fikrinin sonucunda olabilecekleri aydınlatan önemli ileri görüşlülük örneği de sergilenmiş. Ön sözde yazarın diğer hikayelerinin konu incelemesi ele alındığında; yazarın hikayelerinin bir derlemesi olarak da ele alınacak bir kurgu. Bu yönüyle Ray Bradbury'in hayal gücünün imgelerini yansıtan çok farklı bir yazın karşımızda.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Gönderen: Thael - 23 Mayıs 2016, 17:53:00
Kitapların yakılması fikri rahatsız edici olmasından ötürü benim çok hoşuma gitmişti. Bir de şu küçük kız... Zamanla oluşturduğumuz bazı sistemlerin ve normların gerçekten de ne kadar saçma olabildiğini hatırlattı bana.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Gönderen: mizmirli - 27 Mayıs 2016, 18:30:06
Nedense kitabı okurken ve sonrasında da daha önce izlediğim fakat adını hatırlamadığım bir Hitler filmindeki Almanların savaşta yenildiklerini anlayınca tüm evraklarını pencerelerden aşağa meydana atıp meydanda oluşturdukları yakma yerinde belgeleri yok etmeleri gelir aklıma. Sanki biraz benzer bir yöntem var aralarında faşizm ile onun en büyük korkusu gerçekler. Yani kitaplar veya evraklar insanları gerçeğe yegane taşıyan değerlerdir.  Doğrudur gerçekleri kaldırmak toplum yöneticileri için zordur.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Gönderen: mizmirli - 28 Mayıs 2016, 01:56:31
Hata Hitler döneminde yakılan kitaplar için babel meydanında boş raflardan oluşan anıt varmış.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Gönderen: JCDenton - 28 Eylül 2016, 10:54:22
Aradan geçen 3 yıl sonra kitabı tekrar okudum. Bu sefer çok daha etkileyici geldi. Belki o zamanlar kitaplara şuanki kadar değer vermediğimden çok etkilenmemiştim. Eğer sebebi buysa 10 yıl sonra tekrar okuduğumda nasıl hissederim bilmiyorum.

Ayrıca giriş cümlesi en etkileyici bulduğum giriş cümlesidir.
Başlık: Fahrenheit 451 Filmi Yolda!
Gönderen: mit - 20 Nisan 2017, 18:26:03
(http://kayiprihtim.com/wp-content/uploads/2017/04/fahrenheit-451-ust.jpg)

HBO, üstat Ray Bradbury'nin en ünlü eseri Fahrenheit 451 için yeni bir film çekiyor. Başrolde siyahi aktör Michael B. Jordan var.

Hatırlayacağınız gibi Jordan’ı daha önce son Fantastik Dörtlü filminde aslen sarışın ve mavi gözlü olan Johnny Storm (Humantorch) rolünde izlemiştik. Geçenlerde de yeniden çekileceği söylenen Matrix filminin başrolünde yer alacağını öğrenmiştik.

Ayrıntılar elcağızlarımla yaktığım haberimizde (http://kayiprihtim.com/haberler/edebiyat/fahrenheit-451-filmi-yolda/).
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Gönderen: JCDenton - 20 Nisan 2017, 18:35:53
Son zamanlarda popüler ve en ucuz oyuncu onu bulmuşlar galiba.
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Gönderen: mit - 20 Nisan 2017, 19:12:41
Popüler mi bilemiyorum ama kitlelerin nefretini kazanma yolunda emin adımlarla ilerlediği kesin :D
Başlık: Ynt: Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Gönderen: Bay_Karamsar - 20 Nisan 2017, 20:09:21
Kafada soru işaretleri oluşturan bir proje daha :D