Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Güncesi => Kurgu İskelesi => Konuyu başlatan: yuno44907 - 03 Haziran 2009, 21:24:20

Başlık: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: yuno44907 - 03 Haziran 2009, 21:24:20
Hikaye hakkında Mavi Kurtların Geçmişi
Mavi kurtların gezegeni olan yunois'i SAM'liler tarafından işgal edildi. Pek çok kurt öldürüldü. Öldürülemeyenler zayıflatıldıktan sonra Dünya'ya fırlatıldı. Bunlardan biri MasterMind'di. MasterMind diğer kurtları toplarsa yunois'i geri alabileceğini düşünüyordu. Duygu yoğunluğundan kaynaklanan göz yaşlarıyla vakit kaybetmeden çalışmaya başladı. O duygulardan nefret ederdi. Duygular zayıflıktı. En son 8 yaşındayken ağlamıştı. Ve şimdi lanetler yağdırarak ağlarken şu 4 kelimeyi tekrarlıyordu, "İntikam. Ben onlardan zekiyim."

Mavi kurtlar belli bir aşamadan sonra yok edilemez oluyorlardı. Onlar zayıflatılıp Dünya'ya atılanlardı. Zayıflatılmak ruhlarından bir parçayı söküp alıyordu. Onların ruhu iyileşebilirdi ama ruhları parçalandığında hafızalarını da kaybediyorlardı. İleriki bölümlerde ölümsüz bir mavi kurdun ölümsüzlüğünü daha iyi anlatacağım, şimdi gizemli kalması daha iyi.

Mavi kurtların Dünya'da bulunması zayıf insanlara çok zarar veriyor ve Dünya'daki güç dengesini mahvediyordu. MasterMind'in yunois'e geri dönmek istemesinin bir nedeni de buydu. Şimdi hafızasını kaybetmiş ve belki de kendisinden daha güçlü olan mavi kurtları bir araya getirmeye çabalayacak ve muhtemelen başarısız olacaktı.
Başlık: Ynt: Mavi Kurt Ruhu
Gönderen: yuno44907 - 06 Haziran 2009, 14:22:26
1 Shok'un ilk günü
Shok genç ve deneyimsiz bir savaşçıydı ama SAM'liler tarafından öldürülemeyecek kadar güçlüydü. Onu da baygın bir şekilde Dünya'ya bıraktılar. Zayıflatma işlemi sırasında hafızasını ve ruhunun büyük bir bölümünü kaybetti. Belki de kişiliği değişmişti ama o bunu bile hatırlamıyordu.

Ayıldığında bir binanın tepesindeydi ve 14 yaşlarında yeşil kısa saçlı esmer bir kız onu izliyordu. Ayağa kalktı. O ayağa kalkarken kız biraz ürktü çünkü Shok 220’ cm boyundaydı ve çok kaslı bir yapıya sahipti. Kızın endişeli bakışları kurtadamın hafif gülümseyişi ile son buldu. Bir süre birbirlerini süzdüler. İkisi de böyle bir yaratığı ilk kez görüyordu.

Ve çekinmeden başladılar konuşmaya.
"İlginç, adımdan başka bir şey hatırlamıyorum." dedi Shok düşünceli bir ifade ile.

Kız gülümseyerek cevap verdi, "Hafızanı kaybettiğini de hatırlıyorsun."

Shok bu sefer sadece bakışlarıyla değil ağzıyla da gülüyordu. O gülünce kız da güldü. Kızın bu kadar sakin olması ilginçti. Shok bu güzel ve şirin kızdan hoşlanmıştı.

"Peki o zaman, bana buraya nasıl geldiğimi anlatır mısın?" dedi Shok. Burası ona evi gibi his ettirmiyordu. Kız gökyüzünde bir ışığın belirdiğini ve onun o ışığın içinden düştüğünü anlattı.

Shok bunun bir portal olabileceğini düşündü. "Anlıyorum. . ." dedi kenarda küçük saksılarda duran bitkilere bakarken. "Biraz da kendinden bahset." dedi Shok. Kız ona bu binada oturduğunu söyledi sadece. Sonra kız gitti ve Shok yeniden uyudu.

Hava karardığında kızın uzaklaştığını his edip uyandı. Nereye gittiğini merak ediyordu. Uykulu uykulu takip etti onu. Keskin duyuları ve tırmanma yeteneği bu takibi çok kolaylaştırdı. Daha sonra o küçük kız gibi kokan yaratıklar fırladı pek çok yerden. Bir çeteye benziyorlardı. Burası çok garip bir gezegendi. Her yerde binalar vardı ama gökyüzü azıcık kararınca binalara aldırmadan her yer çetelerle dolmuştu.

Yaratıklardan biri küçük kızı yaraladı. Shok hemen dövüşün ortasına atıldı. "Neler oluyor?!" diye sordu aceleyle yeşil saçlı kıza.

Küçük kız, "Sonra anlatırım." dedi. Shok sayısı iki elinin parmaklarını geçmeyen yaratıkların hepsine aynı anda elektrik akımı vererek birkaç saniyede öldürdü. Yeşil saçlı esmer kız saldırıdan korkup geriye atlamıştı. Shok bunlara hiç bir anlam veremiyordu.

Öfkeyle kıza bağırdı, "Burada neler oluyor?"

Kız öncekinden daha çok ürküyordu şimdi. "Sana benzeyen diğer varlıklardan farklı kokuyorsun, o serseriler de farklı kokuyordu. Cevap versene!!" dedi Shok giderek artan merakından kaynaklanan öfkesiyle.

"Sadece beni burada istemediler tamam mı!" dedi kız ağlayarak uzaklaşırken.

Shok onu merakla takip etti. Kız koşarken arkasına bakıyordu. Kız takip edildiğinin farkındaydı, Kurt onun takip edildiğinin farkında olduğunun farkında ve kız ayrıca onun, onun takip edildiğini fark ettiğini bildiğinin farkındaydı(Cümleden ne anladınız?). Bu şekilde birbirlerinden haberdar bir kovalamacanın ardından kız bir binaya girdi. Kurt, kız ile arasında kızın sakinleşmesi için büyük bir mesafe bırakmıştı. Bu nedenle kızın ardından binaya girmesi uzun sürecekti. Bina, binalar. Ne çok bina vardı bu gezegende. Hiç beğenmemişti bu kalabalık yeri. Binaya biraz yaklaşmışken küçük kızın çığlığını duydu. Bacakları endişeden kaynaklanan hızla hareket etti ve anında kızın içinde bulunduğu evdeydi. Uçuyor muydu ne? Uçabilirimiydi ki, onu da hatırlamıyordu.

İçeri girdiğinde kılıçlı ve küçük kız gibi kokmayan ama ona benzeyen bir varlıkla karşılaştı. Onu ilgilendiren şey nasıl göründükleri değil sadece silahları ve kokularıydı. Kızın ise sol kolu kopmak üzereydi. Kılıç ile feci şekilde yaralanmıştı. "Acımış olmalı." dedi pis pis sırıtarak ev sahibi yani kılıçlı adam.

Shok onu önemsemiyordu. Önemli olan merakıydı. Sadece, "Neden farklı kokuyorsunuz?" dedi.

Ev sahibi "Defol git ucube!" diye bağırırken kılıcını Shok'un karnına saplayarak cevapladı soruyu. Kılıç sadece bir kaç santim derine inebilmişti. Shok etinden kılıca doğrudan bir akım verince öldü ev sahibi. Ne saçma bir gezegen burası diye düşünerek isyan etti.

Cesetten gelen sese baktığında kızın cesedi yediğini gördü. "Nesin sen? Bir çeşit hastalık mı?" dedi şaşkınlıkla.

Kız bir an durdu. Kurdun onun bir yamyam olduğunu öğrenmesinden korkmuştu. Bu nedenle sürekli Shok’dan kaçmıştı. Söyleyecek bir şey bulamıyordu, her şey ortadaydı. Yemeye devam etti.

Kendi türünü yiyen kız oldukça tiksinç görünüyordu. Kurtadamlar bile kendi türlerini yemezken bu yırtıcı bile olmayan varlığın kendi türünü yemesi çok saçmaydı. Onu öldürmek istedi bir an. Sonra kızdan nefret etmedi sadece acıdı çünkü yardım etmeseydi kız bir günde iki sefer ölmüş olacaktı. Kız sanki acı çekmişti ya da hala çekiyordu. Ruhu büyük zarar görmüş olabilirdi. Bunu davranışları belirtiyordu. Yalnız hissetmeseydi Shok'la konuşur muydu o terasta? Acı çekmemiş olsaydı öyle kolay ağlar mıydı? Yaşamaktan bıkmış olmasa öyle şuursuzca dövüşüp yaralanır mıydı?

Shok eğilip kıza baktı. Kız ona bakmadı. Sonra ceseti birlikte yediler. En çok karaciğerin tadını beğenmişti Shok. Kız ise daha çok bağırsakları yiyordu.
Başlık: Ynt: Mavi Kurt Ruhu
Gönderen: yuno44907 - 07 Haziran 2009, 03:33:40
2 Shok'un düşüşü
Açtı gözlerini Melisa ve dün iki kere hayatını kurtaran kurtadamı incelemeye başladı. Her ne kadar mavi kurt olarak anılsa da çok azıcık mavi, daha çok beyazdı. Lacivert renkli kaplan çizgileri vardı sırtında ve biraz da kollarında. Bacaklarını pantolonu kapatıyordu. Pantolonu çok sağlam bir şeyden yapılmıştı. Kuyruğu ve boynuzları yoktu. Elleri ve ayakları insansıydı. İnsandan farklı olarak parmakları kısaydı. Bedeni çok sıcaktı ve kısa yumuşak tüyleri gıdıklıyordu. O an onu istedi ama korkarak çekindi çünkü kurtadam çok iri yapılıydı(yanlış anlayın=P).

Shok aslında uyanmıştı ama belli edip kendisine sokulan kızı utandırmak istemedi. Bunlar güzel anlar, bu duygular güzel duygulardı. Anı bozmamalıydı. Hem kendisi hem onun için.

Dün uyumadan önce, ev sahibini yedikten sonra küçük kız Shok'a adını sormuştu. Shok soruyu cevaplamıştı ama kızın adını sormamıştı. Kız bunun üzerinde durmayıp, "Benimki de Melisa." diyiverip söylemişti adını. Böylelikle iyice tanışmışlardı. Shok onu çok merak ediyordu fakat geçmişi hatırlayıp ağlar filan diye soru sormamıştı. Kızın çok acı çektiğini düşünüyordu. En azından ailesi yoktu küçük kızın. Kız ise Shok hakkında Shok'un hatırladığı her şeyi afacan bir çocuk gibi sorup öğrenmişti.

Buzdolabından ev sahibinden kalanları çıkarıp yediler. Shok yumurta yedi ve süt içti. Kız ise sadece cesedi yiyordu. Onlar yemeklerini yerken binaya yanık ve o kız gibi kokan bir şeylerin yaklaştığını fark etti Shok. Kıza saklanmasını söyledi ama kız gitmedi. Kız karnı tok olduğu sürece herkesi yenebileceğini düşünmüştü o an.

Hazır olduklarında eve gireceklerdi. 4 kişiydiler. Shok'un dün öldürdüğünü sandığı kişilerden bazılarıydı bunlar. Aynı anda camlar kırıldı. Evet bu bir baskındı. Kurda bir silahla ateş edildi. Bu silahtan çıkan üç parmaklı bir kancaydı. Kanca acı vererek parmaklarını göğse sapladı. Kanca atıldığı silaha bir kablo ile bağlıydı. Silah Shok'un bedenindeki elektriği kancanın parmaklarının yaptığı kısa devre ile bir anlık büyük bir patlama oluşturarak boşalttı. Bu patlama aslında çok büyük bir kıvılcımdı. Bütün bunlar o lanet kanca etine saplandığı anda olmuştu. Shok acının ve şokun etkisiyle kendini kaybedip öne doğru düştü. Düşerken ellerini yere koyup doğrulmak istedi ama kollarının gücü yere yatmasını bile zor engelliyordu. Gövdesindeki kancanın daha derine saplanmasından korkup zar zor dizlerinin üstüne oturabildi.

Kendi elektriği tarafından çarpılmıştı. Bu çok korkunç bir şeydi. Konuşacak hali bile yoktu sanki. Boğazında büyük bir acı seziyordu. Tüm kasları bu ani enerji akışından fena etkilenmiş ve aşırı kasılarak incinmişti. İç organları insanlardan farklı olduğundan yaşayabilmişti. Çok yorgundu ve hissedemiyordu.

Bayılmamak için direndi. Sonra neden diye sordu kendine ve anlamsız direnişi bırakıp uyudu.

Her şey bitti. Belki de öldüm. Onu koruyamadım. O küçük yetim kızı koruyamadım. Hala ne olduğumu bilmiyorum. Daha geçmişimi hatırlamadan öleceğim. Merakımı gidermeden ölmek istemiyorum. Öldüm mü? Neden bu kadar hissizim? Neden bu kadar güçsüzüm. Kendimi hasta gibi hissediyorum.

Bilim adamı heyecanla odaya girdi.

"Bakalım bu gün ne getirmişsiniz. Bir yoma ile bir werewolf, ilginç bir çift. Bu ikisini bir odaya koyup özel hayatlarını incelemek isterdim. Werewolf'a bakılacak olursa şu yeni silah gerçekten işe yaramış. Sanırım tam elektroplax'ından vurmuşsunuz onu. Şimdi onu iyice inceleyelim. Bakalım içinde neler varmış. Gerçekten ilginç bir şeye benziyor."

Neşterini kurdun göğüs kafesine yaklaştırdı. Yeşil kısa saçlı esmer yetim kız ona engel olmaya çalıştı. Çırpınışları zincirleri koparamazdı.
Başlık: Ynt: Mavi Kurt Ruhu
Gönderen: yuno44907 - 08 Haziran 2009, 01:40:42
3 Melisa, zavallı Melisa
Mavi renkli neden böyle?
Çünkü o bir uzaylı ucube!
Onun kanı mavi jöle!?
Onu akıtırken zalimce gülümse!
Merak etme umursamıyor kimse
ama dur!
Gözlerindeki nefreti görmezden gelme!
O bir uzaylı ??ne!?
Peki o neden böyle?
Bunu bilmiyor kimse.
Zayıf düşmüş,
kendini kaybetmiş.
O sadece uzaylı ucube!!!

Shok o gün ölmemeliydi. O gün ölemezdi. Bir şeyler yapmalıydı. Hala baygındı. Hala rüya görüyordu. Hala kendine kızıyordu. Yaratıcıya kızabilirdi ama yaratıcıya inanıp inanmadığını bile hatırlayamıyordu aptal herif. SAM'lilerin onu Dünya'ya postalarken yaptığı zayıflatma işlemi hafızasını ve neredeyse tüm gücünü almıştı ondan. Hadi size bir yüzde vereyim. SAM'lilerin ondan alabildiği güç %95 filandı. Yani aslında Shok bundan yirmi kat güçlüydü. Bir kendine gelse şu odadaki herkesi öldürebilirdi ve o azgın gücüyle onu tutan zinciri, zincire bağlı olan duvarı yıkabilirdi.

Hayır, hiç bir şey yapamazdı. Bunlar için henüz çok erken. O hala çok yorgun. O hala hasta. Şimdi tek yapabildiği soğuk neşter etine dokunduğunda cinsel içerikli rüyalar görmek. Soğuk ve keskin metalin dokunuşları bedenini okşuyor. Bu daha çok bir kaşıntı. Yo hayır, bu cinsellikle alakalı değil, bu kanamakla ilgili. Acı, giderek artan acı. Derine inen neşter.

Shok bedenini yaran neşterin verdiği acılarla sonunda uyandı. Hani elektrik çarpması sinir sistemini ve kaslarını mahvetmişti ya, bu hissizlik bundan kaynaklanıyordu. Bulanık görüntüye bakıp “Hey o benim kanım.” dedi. Bilim adamı ona baktı. Onun gözlerinin içine. Uykulu, yorgun, uyuşuk gözler. “Evet, peki neden mavi ve jöle kıvamında?” dedi bilim adamı. Neden mi mavi? Neden olacak, kan zaten mavidir. Acaba onun ki farklı bir renkte miydi? Doğru, Melisa'nın kanı kırmızıydı değil mi? Sakince “Ben bir uzaylıyım.” dedi Shok. Adam şaşırdı. Sonra mutlu bir şekilde tepinmeye başladı. Eline keşfedilmeyi bekleyen bir beden geçmişti.


Büyük bir istekle yırttı uzaydan gelen werewolf’un göğsünü. Kemiklerin üstündeki tabakayı görebiliyordu. Onun kaburgası yoktu. Göğsünde tek bir kemik vardı. Çelik yelek gibi. Lanet olsun, onun içini nasıl açabilirdi. Shok göğsü açılırken inlemişti. Yüzü ilginç ifadeler almıştı. Terlemişti. “Acıyor lan!” diyerek bağırdı bilim adamına. “Üzgünüm uyuşturucu kullanmayacağım. Sadece yatışman için ereksiyon hapı verdim.”dedi sapık bilim adamı. Shok adamın ne dediğini anlamamıştı. Onun gezegeninde yoktu böyle şeyler.

Adam sapıkça onu biçmeye devam etti. Aşağıya doğru ilerletti yarığı. Bunlar olurken Shok bedeninin tamamını kasıyordu. “Ah! Yapma acıyor!” dedi şok acının ritmine uygun bir ses tonlamasıyla. Adam “Kendini kasarsan elbet acır. Lütfen gevşe ve sakin ol. Bitmek üzere olduğunu düşün. Yoksa sürekli sana az kaldı, bu son filan mı diyim!” dedi öfkeyle. O kasıldığında etini kesmek daha zordu. Nihayet göbeğine ulaşmış, göğüs kemiğinin bittiği yeri bulmuştu. Tek engel o yumuşak, kaygan göbekti. Onu da aşabilirse organlara ulaşabilirdi. Adamın son söyledikleri mavi kurdu iyice korkutmuştu. “Lanet olsun. Ölüceğğm! Burada ölüceğğm.” dedi korku dolu gözlerle bakarken boşluğa.

Umut tükenirken yeniden belirdi. Son kasılmalar kaslarının iyileştiğini gösteriyordu. Artık gücü vardı. Elektrik çarpmasının verdiği yaralar iyileşmek üzereydi. Ayrıca psikolojik zorlanmalar bedeninde yeniden elektrik toplamıştı. Adam neşteri kibarca yeniden saplarken çarpıldı. Çarpılmıştı ama ölmedi. Hala zayıftı Shok. Melisa ise orada, köşede durmuş ağlayarak onu izliyordu.


“Hemen buraya gelin!” dedi bilim adamı koluna çarpan elektriğin verdiği acının öfkesiyle. Odaya doluştu üç kişi. Adam emirler yağdırdı “O ayıldı. Artık onu öldürün. Onu ölmüşken incelemek daha kolay olacak.”. Melisa “Durun, durun!” dedi ve ağlamaya devam etti yada başladı. Bu daha kötü bir ağlayıştı. Bir bıçak göbeğe saplandı. Derin göbeğe. Bu neşterden daha kötü, daha büyük.

Her şey bitmişti. Shok kaybetmişti. Hayatını değil, savaşını. Sanki tecavüze uğramıştı. Şu sapık bilim adamının bir ???iciden ne farkı vardı? Ağzından kan gelmiyordu. Hayır gelmiyordu. İnsan olsaydı gelirdi ama onun anatomisi farklıydı. Ve onlar içeri girdiler. “Durun, hareket etmeyin. Eğer hareket etmezseniz, ölümünüz daha kolay olacak.” dedi içeri girenlerden birisi. Bunlar kurtarıcı meleklerdi. Aslında cezalandırıcı. Ellerinde kılıçları vardı. Kocaman kılıçları. Hala beyaz giyiniyorlardı. Beyaz onlara yakışıyordu ve çabuk kirleniyordu. Onlarda çabuk kirleniyordu zaten. Belki de zaten kirlilerdi.

“Claymore!” dedi bağıran bilim adamı. Sonra o pısırık adam (bilim adamı) ona doğru koşan kızın kafasına vurdu asit şişesini. Eğer duman bombası yapabilirse kurtulurdu. Eline şişeyi aldı ve içine metali attı. Çalkalayacaktı. Kız, başka bir kız onu kesmeseydi. Diğer üçü zaten salaktı. Biri makinalı tüfeğiyle ateş etmeyi başardı. Kızlar vuruldu. Omzundan, öteki karnından. Karnından, midesinden; kurşunlar sırtından çıkana dek. Sonra onları da biçtiler. Odada Melisa, ben ve o beyaz giyinen kızlar kalmıştı. Melisa'ya yaklaştı bir tanesi. Kılıcı kaldırdı. Melisa korktu. Gözlerini kapattı. “Imm, ıhı.” gibi ağlamaya hazırım anlamına gelen sesler çıkarttı. Sonra hızla sallanan kılıç. Benim gözlerim bile zor gördü ki ne kadar iyi bir görme yeteneğim olduğunu hatırlamıyorum. Sonra hızla uçtu Melisa'nın kolu. Tavana çarptı. Duvara da çarptı. Duvardan yere sekti, yerden tekrar tavana. Ben, ben sanırım şok oldum ve bayıldım yada kan kaybından bayıldım. Emin değilim ama çığlık atmıştı sanırım. Çığlıkla karışık ağlamak. . . Çığlık, gözyaşlarıyla birlikte. . .
Başlık: Ynt: Mavi Kurt Ruhu
Gönderen: Arlinon - 15 Haziran 2009, 21:26:24
Farklı bir üslup, iyi gidiyor. Ama giderek hardcore oluyor sanki. ;D
Başlık: Ynt: Mavi Kurt Ruhu
Gönderen: yuno44907 - 15 Haziran 2009, 21:59:22
Aslında uyarı yapmam lazımdı. Turkfanfic ile eş zamanlı olduğundan oluyo böyle mallıklar.
Başlık: Ynt: Mavi Kurt Ruhu
Gönderen: yuno44907 - 19 Haziran 2009, 16:24:15
4 Yeni bir gün
Âşık mıyım bilmiyorum
Daha bunu anlayamadan öldün
Kimsin bilmiyorum
Bunu sormadım ama sen umursamadan güldün
Seni bilmiyorum
O halde neden ölünce üzüldüm

Bilmiyorum
Tanımıyorum
Anlamıyorum
Hatırlamıyorum
Lanet olsun!

Üzüyorsun
Ağlatıyorsun
Acı veriyorsun
Peki öyle olsun!

Yalnızlık. Melisa artık yok. Artık kimse yok. Ne yapardı Shok yalnız kalınca? Bunu bile bilmiyordu. İçinde büyük bir sıkıntı vardı. Sevdiğini kaybetmenin, tek arkadaşını kaybetmenin, bedeninin deşilmesinin verdiği sıkıntı. . . Sonunda gözlerini açıp bakmak istemediği gerçeklerle yüzleşti. Ne Melisa vardı, ne Melisa'nın bedeni. Kopan kolu bile yoktu. Sadece etrafa saçılmış olan kanı. . . Belki o gelenler onu yemişti. Bu kötü kokan yaratıklar normal kokanları yediğine göre birbirini de yerdi.

O beyaz giyinen kızlar nereden gelmişti. Bunu Shok bilmez, artık ben anlatıyorum. Dünden önceki gün yani Melisa ile beraber ev sahibini yedikleri gün Shok pek çok kişiyi öldürmüştü. Elbette bu yaygarayı herkes duydu. Polis suçluların birbirini öldürmesini umursamazdı. Evet, o ev sahibi de kanunsuzdu. Bu nedenle polis bu işe karışmadı. Claymore ise yamyam yaratıkları, vampirleri, yomaları öldürmeliydi. Üstün duyularıyla onların, bilim adamı ve arkadaşlarının saklandığı yeri buldular. Hatırlarsanız bilim adamı ve arkadaşları Melisa'ya saldırmıştı ve Shok Melisa'yı kurtarıp onları öldürdüğünü sanmıştı. Bir kısmı ölmüştü, bir kısmı yaşayıp iyileşmişti. Sonra Shok ile Melisa'yı işkence yaparak eğlenmek için kaçırmışlardı. İşte orada Claymore devreye girdi ve ortamdaki tüm yomaları öldürdü. Evet, o ölenler başı boş yomalardı. Shok'un öldürdükleri de onların arkadaşıydı. Melisa ise kimsesi olmayan bir yomaydı.

Şimdi Shok'un bu zincirlerden kurtulup belirsizliğe yol alması gerekiyordu. Hareket edecek hali yok iken bu zincirler büyük engeldi ama şimdi kolaylıkla parçalayabilirdi onları. Zincire asıldı. Asılmak yetmedi. Çekti zinciri, bütün kas gücüyle çekti. Olmuyordu. Burada öyle mal mal kalmıştı. Kas gücü yetmiyorsa ruhsal gücünü kullan gibi şeyler hatırladı. Elektrik akımıyla parladı bedeni. Elektrik akarken mavi, patlarken sarıydı. Elektrik kaslarını güçlendiriyordu. Pilli bebek gibi bir şeydi Shok. Zincire asıldı irileşen kollarıyla. Duvar çatladı. Bir daha asıldı. Zincir duvarı parçalayarak fırladı. Shok kafasını yere vurdu tabi. Şimdi diğer zinciri koparmalıydı. Zincirlerden kurtulduğunda artık tamamen özgürdü. Yaşadıkları onu kızdırmıştı. Evet özgürdü. Melisa artık ona ayak bağı olmuyordu. Canı ne isterse yapabilirdi. Ne yapmak istiyordu? Bu gezegeni hiç tanımıyordu. Ruhsal durumu çöküntü içindeydi. İşkence, ölen dost, kendi kendisini yiyen yamyamlar. . . Anlıyordu. Bu gezegende her şey savaşla çözülüyordu.

Acımasızca insanları öldürdü. Öldürdükçe güçlendi, savaşmayı öğrendi. Onların karaciğeriyle beslendi, evet sadece ceset yiyordu artık. Tam bir canavar olmuştu, dizginlenemez bir vahşi hayvan.

Öldür öldürenleri
Onlar katilse hepsi ölmeli
Biz gülümseriz ama ağlar kimileri
O zayıfların kaderi kimin umurunda ki
Hey leş yiyici
Aptal ölü yiyici
Hayvan, leş ???ici
İnan ki doğru yoldasın

Shok’un hikayesi baştan başlıyor.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: DarLy OpuS - 24 Haziran 2009, 00:55:44
Ne yazık ki hiç beğenmedim. Anlatımın vasat, tasvir namına bir iki cümle yakaladım. Onlar da pek doyurucu değildi. "Belki kurgudan kurtarır," diye düşünmüştüm. Ama o da kopuk kopuk ve basit bir şekilde işliyor.

Önerim biraz daha kitap okuman yönünde olacak. Okumadan yazmaya çalışmak, nefes almadan yaşamaya çalışmak gibidir.

Hep olumsuz yönler bulup yüzüne çarpmak değil amacım. Ama gördüklerimi de söylemek zorunda hissettim kendimi. Yanlış anlamaman dileğiyle.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: voyvoda - 24 Haziran 2009, 02:49:38
tam bir "deneme"
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Dúrgonath - 24 Haziran 2009, 14:39:06
Başta fena gitmiyodu be.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: yuno44907 - 25 Haziran 2009, 03:05:51
DarLy OpuS
Sen google'da nikimi mi aradın hee?
Tasvirden nefret ederim. Gereksiz şeyleri yazmam. Okuduğunuz şeyler önemli şeylerdi. Burada önemli olan bu karakterin kişiliğini anlamanız. Yoksa Melisa filan hiç umrumda değil.
Okuyucularsa beğenmiyorlarsa okumasınlar fakat en kötü bölümler ilk bölümler haberiniz olsun.

Şu ilk bölümler bir an önce bitse iyi olacak. Bu nedenle kötü bölümleri hızlı geçiyorum.

Tasvir olsaydı onlarca basmakalıp cümleyle vaktinizi ziyan edecektiniz. Okumayı istediğiniz saçma sapan ve önemsiz detaylar mı gerçekten?

Hikayenin özgün olması için her gerekeni yaptım. Kurgusu çok sıradışı, karakterler sıradışı, evren sıradışı, anlatımı sıradışı daha ne istiyorsunuz?

Sanat sanat içindir!!=P

Lütfen bu konuyu burada tartışalım. . . .
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Sophié - 25 Haziran 2009, 10:56:53
Hikayeni hiçte okumadığımı önce bi belirtmek isterim, şöyle üç-beş paragrafına göz gezdirdim sadece. Ama yazdığın şu sanat sanat içindir cümlesiyle kendinle çelişiyosun. Farkında mısın bilmiyorum.
Asıl tasvirin olduğu yerde basmakalıp cümleler olmaz, bunu da bilmen gerektiğini sanıyorum. Tabi ordan burdan apartma cümleler kullanıyosan o zaman basmakalıp cümleler ifadesi gayet uygun olacaktır.
Kitaplarda ya da hikayelerde yazan hiçbir cümle gereksiz değildir. Her birisi okuyucunun kafasında ortamların ve kişilerin daha gerçekçi oluşmasını sağlar. Açıkçası hiç kimsenin kitap okurken kafasında çöp adamlar dönmesini istediğini sanmıyorum.
Ayrıca okuyucular beğenmiyorsa okumasınlar gibi bir cümle sarfeden adam yazı işinde veya herhangi sanatsal faaliyette ne kadar başarılı olur, başarılı olur mu, şüpheliyim. Eleştiriyi kabul etmeyen insan en fazla yerinde sayar. İstediğin buysa, başarılar. Eğer yorumumu beğenmediysen okuma lütfen : ).

Artık korkuyorum, yakında emeğe saygı +rep falan denicek bu forumda diye.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Amras Ringeril - 25 Haziran 2009, 11:44:44
Ece yeterli cevabı vermiş, ama dayanamayacağım malesef.

O nasıl bir cevaptır doğrusu şaşırdım. Hikayelerinize yorum gelmesini istiyordunuz, işte geldi ve verdiğiniz cevap beğenmiyorsanız okumayın. Tamam okumayalım. Yazmayın o zaman buraya da okumayalım. Eleştirilere dayanamıyorsanız zaten hiç yazmayın.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: DarLy OpuS - 25 Haziran 2009, 15:21:23
:D :D Tasvir vakit kaybı. Milyonlar enayi gibi kitap okuyor yahu. Sizin hiçbir şeyden haberiniz yok.

Tebrikler Ece.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Hurin - 25 Haziran 2009, 16:42:31
Eskiden fildişi kulelerine çekilmiş yazarlar olurdu. Halkın kendisini anlayamayacak kadar cahil olduğunu, sanatı sanat için yaptıklarını, kimseye birşey anlatma gibi bir dertleri olmadıklarını söylerlerdi. Ancak bu tip yazarlar zaman içinde unutlup bir bir yokoldular. Yuno eğer hareketlerine çeki düzen vermezsen, insanların eleştirilerine saygı göstermezsen sende bu forumun unutulanları arasına girmek zorunda kalabilirsin. Küfürlü yazı yazmak sanat değildir yada istediğin gibi yorum almadığın zaman köpürmen doğru değildir. Senin Bandırma seferine gidiş bileti almanı isteyen çoğu kişi bulunmakta sitede. Lütfen sözcüklerini seçerken dikkatli ol. Etrafını izle insanları gözlemle onların deneyimlerinden yararlan. Sadece acımasızca eleştirme. Yıkıcı eleştiri olabildiği gibi yapıcı eleştiride yapılabilir, bunu sakın unutma. Sana Şeyh Edebali'nin Osman Bey'e öğütlerini yazıyorum umarım bazı çıkarımlar yaparsın ve bu sitede hep birlikte birşeyler yaparız uzun zaman.

Ogul,

Insanlar vardir, safak vaktinde dogar, aksam ezaninda ölürler.

Avun oglum avun.

Güçlüsün, kuvvetlisin, akillisin, kelamlisin.

Ama:

Bunlari nerede, nasil kullanacagini bilmezsen sabah rüzgarinda savrulur gidersin.

Öfken ve nefsin bir olup aklini yener.

Daima sabirli, sebatli ve iradene sahip olasin.

Dünya senin gözlerinin gördügü gibi büyük degildir.

Bütün fethedilmemis gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler ancak senin fazilet ve erdemlerinle gün isigina çikacaktir.

Anani, atani say, bereket büyüklerle beraberdir.

Bu dünyada inancini kaybedersen yesilken çorak olur, çöllere dönersin.

Açik sözlü ol. Her sözü üstüne alma. Gördün söyleme, bildin bilme.

Sevildigin yere sik gidip gelme, kalkar muhabbeti itibar olmaz.

üç kisiye aci:

Cahiller arasindaki alime,

Zenginken fakir düsene,

Hatirli iken itibarini kaybedene.

Unutma ki! Yüksekte yer tutanlar asagidakiler kadar emniyette degildir.

Hakli oldugunda mücadeleden korkma.

Bilesin ki; atin iyisine doru, yigidin iyisine deli derler.

"Ey ogul! Artik Beysin...

Bundan sonra öfke bize, gönül almak sana...

Suçlamak bize, katlanmak sana...

Acizlik bize, yanilgi bize, hos görme sana...

Geçimsizlikler, çatismalar, uyumsuzluklar, anlasmazliklar bize, adalet sana...

Kötü göz, som agiz, haksiz yorum bize, bagislamak sana...

Ey ogul!

Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana...

üsengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, sekillendirmek sana...

Ey ogul!

Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz...

Sunu da unutma: Insani yasat ki devlet yasasin.

Ey ogul!

Yükün agir, isin çetin.

Allahü Teala yardimcin olsun!"

Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: yuno44907 - 25 Haziran 2009, 18:49:34
Ben kendi yazdığım gibi şeyleri okumayı seviyorum. Diğer eserlerden nefret ediyorum. Gerekli şeylerin tasvirini yaptım. Bazı şeylerinde tasvirini bilerek geç yaptım. Buna gizemli anlatım denir. Usta yazarlar kullanır. Okuyucu sürekli şaşırtılır ve merakta bırakılır. Örneğin Shok'un tasviri ikinci bölümde yapıldı. İlk bölümde okuyucu meraklansın diye yapmadım. Kızın ceset yediğinin birden ortaya çıkmasıysa şaşırtıcıydı.

Size ortaokul çocuğunun yazdığı basit şeyler gibi gelmiş olabilir. Farkı kurgu gösterecek. Ayrıca ileride daha büyük gizemler var. Mesela SAM'liler Shok'u öldüremedi ama Shok pek güçlü gözükmüyor. Zaten uyanmış mavi kurtun ölümsüzlüğü ayrı bir gizem.

Küfürlü olmasından şikayetçi olan olmadı. Küfürlü olmasının nedeni Shok'un giderek başı boş bir canavar haline gelmesi. Bunda bilim adamının verdiği hapların ve işkencenin, Melisa'nın ölmesinin büyük payı var. Tabi hafıza kaybı ve mahvolmuş Dünya da bir uzaylıyı depresyona sokabilir. O artık vahşi kurt benliğini kontrol altında tutmuyor.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: DarLy OpuS - 25 Haziran 2009, 19:27:39
Ben kendi yazdığım gibi şeyleri okumayı seviyorum. Diğer eserlerden nefret ediyorum. Gerekli şeylerin tasvirini yaptım. Bazı şeylerinde tasvirini bilerek geç yaptım. Buna gizemli anlatım denir. Usta yazarlar kullanır. Okuyucu sürekli şaşırtılır ve merakta bırakılır. Örneğin Shok'un tasviri ikinci bölümde yapıldı. İlk bölümde okuyucu meraklansın diye yapmadım. Kızın ceset yediğinin birden ortaya çıkmasıysa şaşırtıcıydı.


Sen kendi yazdığın gibi şeyleri okumayı seviyorsun. Ama mesela ben senin yazdığın gibi şeyleri okumayı sevmedim. Senin yazdığın "şeylere" "şey" demekten öteye bir kelime de bulamamaktayım. Tasviri geç yapma sanatını ilk defa senden duyuyorum. O derece gizli ve ustaca bir şey olsa gerek. İlk bölümde okuyucu meraklansın demişsin, hiçbir merak uyanmadı da bende...
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Deadman107 - 25 Haziran 2009, 19:40:14
ilk iki bölümünü okudum inan herşey birbirine girmiş.okuduğumdan hiçbirşey anlamadım.hikayen hakkında düşüncelerim buraya yorum yazan herkesin düşünceleriyle aynı, bir kaç  şey eklemek gerekirse ;

yazmak bir sanattır.yetenek isteyen bir iştir.eline kağıt kalem alan herkes birşeyler yazamaz.yazsa bile o kağıda yazdıkları sadece aklından geçenlerin olduğu gibi kağıda dökülmesidir.
hataları başkalarında değilde kendinde ararsan belkide ortaya daha güzel şeyler çıkar...

Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Lucilla Clarté - 25 Haziran 2009, 19:45:13
Bilmiyorum sorun bizde mi ama inan bende de hiçbir şey uyanmadı Darly. Sorunun nerde olduğu da açık ya, neyse. Bir de sıkılmadın mı acaba hala diye merak ediyorum. Sadece kendininkilere benzeyen şeyleri sevip diğerlerinden nefret etmen ne kadar sığ olduğunu gösterir bence. Küfürlerinden duyulan rahatsızlığın daha önce belirtilmemiş olması onlara bayıldığımız anlamına da gelmez. Sen küfrederek elimize eleştirilecek şeyler ver, eleştirince de karşı çık. Hoş. Bu arada tasviri de 'onlarca basmakalıp saçma sapan cümle yığınları' olarak tanımlayanı ilk defa görüyorum. Tebrik etmeden geçemeyeceğim sanırım. Alkış.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: yuno44907 - 25 Haziran 2009, 21:18:10
Sizin kafanız güzel. Seviyeniz de düşük. Hani siz beni aşağıladınız ya, ben de sizi aşağılayım dedim. Sonra da biraz kavga ederiz. Ve forumun selameti için 5 kişinin atılması kötü olacağından ben atılırım. Sonra da herkes mutlu olur. Geriye kalan herkes.

Şakayı bir yana bırakıp ciddileşince şunları söylemek isterim:
Pek çok şey görecelidir. Zevkler farklıdır.

Hikayeden bir şey anlamadıysanız, neyse bu cümleye devam edersem kırılırsınız ama Arlinon anlamıştı. Kendisi satışçı olduğundan şu an burada değil ve bana yardım etmiyor.

Bu en özgün eser, elbet bu şey de ne gibi şeyler söylersiniz.

Hepiniz aynısınız. Şimdi saçma şeyler düşünmeyin. Başka bir konu ne kadar aynı olduğunuz yada benim ne kadar farklı olduğum. Her yerde herkes aynı şeylere aynı tepkileri veriyor. Bir stres topu buldunuz ya, bütün gücünüzle ona saldırın. Bencil ve acımasızsınız. İnsanların %99,3'ü böyle. Kimin umrundayım ben? Defalarca söyledim sen umursamıyorsun, onlarda seni umursamıyor, bu saçmalık.

Bir şeylerin parçası olmak bile umursanmanı değil öyle sanmanı sağlar. Bu nedenle çoğunuzun zevkleri aynı. Çoğunuzun tepkileri aynı. Zevkleriniz aynı. Sıkılıyorum. Neden kimse benim gibi kendisi olmuyor.

Tüm Dünya karşı da çıksa ki zaten karşı çıkıyor, benim kendi zevklerim var. Sizde yok. Bana göre Duel Masters, yugiohdan iyi. Bana göre Monster Rancher, pokemondan iyi. Bana göre mevcut RP sistemleri yeteri kadar özgür değil, her şey belirlenmiş. Bana göre Rammstein en iyi. Bana göre Gantz en iyi. Bana göre Tolkien; Dünya dillerinden, kültüründen, tarihinden alıntılar yapmış. Siz ise herkes Tolkien seviyor diye onu sevin. Bir şeylerin parçası olun ama hala umursanmıyorsunuz.

Hazır yeteri kadar ileri gitmişken ukalasınız, kibirlisiniz, adminlerin çoğu despot, üniversiteyi bitirince çoğunuz evrimci oluyor ve avrupaya özeniyor, beyniniz kolay yıkanıyor evet.

Güle güle. Suçum sizden farklı düşünmek, fazla zeki, cesur ve dürüst olmaktı.






Sizin cevabınızda şu olacak. Çok tahmin edilebilirsiniz yaa.

Meuhtemelen dalga geçecek, küçümseyeceksiniz beni. Yada mesajı silersiniz. Kovulacağım zaten kesin. Yada ukala, bilmiş tavırlara devam edip benim hakkımda saçma sapan yorumlar yapacaksınız. Bu dört şeyden başka şey yapmazsınız. Her yerde bunlar oldu. Konuya yazdığınız mesajların 3 tanesi filan önceden yazılmıştı.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: cigarette smoking man - 25 Haziran 2009, 21:57:22
hmmmz oldukça özgün bir eser yazdığını söylüyorsun bende kısmen okudum ama daha sonra senin hakkında yağılan yorumları okudum. zaten konuya girmemedeki asıl amaç senin hakkında yapılan yorumları okumaktı. hani söylemişsinya bir stres topu buldunuz saldırın... işte sen günah keçisi seçildin ve herkes sana saldırmaktan zevk alıyor di mi?
sanırım benzer durumlarla bir çok benzer platformda karşılaşmışsın. çünkü forumun gidişatından dolayı 5 kişinin banlanmasından ziyade sadece senin banlanmanın daha hayırlı olacağını tahmin ediyorsun yada daha önce benzer deneyimler yaşadın.
bu sırada "sizin kafanız güzel" terimini insanları kötülemek için kullandın ise gerçekten üzlürüm çünkü beni burada sadece bir kişi tanıyor ve o da benim kafamın güzelliği ne kadar övündüğümü bilir. alkolle ilgili bir konuya "sanılanın aksine hiç ayık gezmedim" diye mesaj atmıştım. yani 7 / 24 sürekli kırmızı bir suratla gezebilen birisiyim ve bundan mutluluk duyuyorum. herkes kendi çabalarıyla kendilerine göre eserler yaratır. hepsinin uslübü farklıdır. senin uslubünde diğer deneme yazarlarından daha farklıydı bunu kabul ediyorum. ama sırf bu şekilde düşünerek "bu en özgün eser" diyemezsin. özgünlük seninde ve diğer kullanıcıların anlayacağı gibi göreceli bir kavramdır.
tolkien i herkes seviyor diye yanlış bir düşünceye kapılman beni şaşırttı. şahsım adına konuşmama gerekirse ben bir tolkien hayranı değilim. hatta gandalf büyü yapabildiği halde neden savaşlarda saruman gibi kendini ön plana atmadı ve büyü yapmadı sadece kılıç salladı diye isyanım bile vardı ve bu platformdaki arkadaşlar olayı maia olarak değerlendirip bir inanç durumuna getirip açıkladır. oyna o gün tek söylemek istediğim sen koskoca gandalf'sın ve insanların az da olsa senden bir beklentisi oluyor değil mi... minas tirith kuşatmasında yap bir büyü okadar orc'un bir bölümü yatır yere, bol bol ko oynayan birisi olarak çek bir nova yatsın herkes yere diyesi geliyordu insanın :) neyse ben bilimkurgu ve lovecraft'ın hayranıyımdır. ama arada fantastik kurgu okuyorum. zaten senin "bıktım orc'lardan" yada ona benzeyen konua yazdığım cevapta sana daha alternatif dünyalar örnekledim. inanmayabilirsin ama ven dragonlance denilen evrene sırf ravenloft'ta dragonlance'den getirilen lord soth karakterini merak ettiğim için başladım ve hala okumaya devam ediyorum.
senin diğer insanlardan farklı olduğun her halinden belli oluyor, mesela kullandığın rumuz, sana özgü bir şey olmalı 44907 büyük ihtimalle il plaka, doğum tarihi yada tuttuğun takımım kuruluş yılı, okul numaran gibi bir kombinasyon sonucu üretilmiştir. ve büyük bir anime hayranısın değil mi : 9 peki manga okuyor musun? mesela ben claymore animesini hiç beğenmemiştim. çünkü anime serisi bittiğin de aklımda bir sürü cevapsız soru vardı. sonuç olarak mangasını okuyarak beklentilerimi karşıladım. bana göre elfen lied denilen seri izleyebileceğiniz en berbat seridir ama bir çok kişi tam tersini düşünür. bana göre twillight serisi -ki bu sitede bir çok kişi sever- harry potter gibi basit kurgulanmış bir serinin boşluğunu yaşayan insanların bu açığı kapatmak adına tutundukları bir daldır ve hoşuma gitmemektedir.
rp sistemleri sana göre yeteri kadar özgür bir sistem olmayabilir ama senin gerçekten bir masaüstü roleplay tecrüben olmadığını düşündüğümden dolayı böyle fikre kapıldığımı belirtmek isterim. player's handbook, dungeonmaster's guide, monsters manuel'i okuduğunda düşüncelerinin değişebileceğine inanıyorum. sanırım 90 doğumlusun daha tecrübe etmen gereken o kadar çok şey olduğuna inanıyorum ki, sırf bu yüzden ve bazı yanlış bilgilendirmelerden dolayı böyle düşündüğüne inanıyorum.
senin hikayeni bir arlion anladı ve diğerleri anlamadı ama o da burada sana destek vermediği için şimdi satışçı olarak yaftalandı değil mi? kendi davranışların sonucunda aldığın tepkiler için başkalarını suçlayamazsın.
yeri gelmişken söyledin ya; ukalayım, kibirliyim hatta görebileceğin en narsist insanım ama bunun için geçerli sebeplerim olduğuna dair sen dahil bir çok kişiyi temin edebilirim. üniversite okuyorum -ki çok uzun zamandır okuyorum- ve dindar birisi değilim ama evrimci de değilim. avrupaya hiç bir zaman özenmedim ama örnek alınması gereken taraflarının olduğu gerçeğini de hiç bir zaman inkar etmedim. beynim o kadar kolay yıkanabiliyor ki görsen gerçekten şaşırıdın...

düzenleme:
admin değilim ama olsan senin atmazdım :)
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: yuno44907 - 25 Haziran 2009, 23:04:14
Güzel bir tartışma oldu. Tüm öfkemi attım.

Lütfen kimse kimseyle alay etmesin yada küçümsemesin. Pek çok şey görecelidir, bunu unutmayın.

Hepimiz sinirlendik ve abartılı hakaretlerde bulunduk. Herkes birbirini affetsin lütfen. Özür diliyorum ve anlayışlı, öfkesine hakim arkadaşları kutluyorum.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: DarLy OpuS - 26 Haziran 2009, 01:41:15
Bence öncelikle şunu açığa kavuşturalım: kimse senin "bence"lerine karışmıyor. Onların(ya da bizim) karıştığı(mız) kısımlar, senin "bence"lerinin bizim "bence"lerimize hakaret niteliği olmaya başladığı içindir. Başkasının özgürlüğü başladığı yerde, senin özgürlüğün biter. Ve sen hiç okumadığın halde "Tolkien hiç özgün değil. Tolkien'de gram hayalgücü yok." dersen başkalarının görüşlerine hakaret etmiş olursun.

Senin sorunun kendini "yanlış" ifade etmende. Birçok forumdan atılma nedenin de bu bence. Elbette kendi fikrini ortaya koyacaksın. Ama bunu koyuş tarzın ne yazık ki birçok mesajda ziyadesiyle yanlış.

Mesela burada Arlinon'a satışçı demen ne derece doğru? Diyelim ki şu an internete bağlanamadığı için konuya yanıt veremedi. Yaptığın yargısız infaz doğru mu? Ya da internette. Sana yardım etmek zorunda mı? Sen kendini ifade edemiyor musun?

Bir diğer nokta, "Romancı değilim, animeciyim!" diyen birisi yazılmış olanlar içerisinde en özgün olanın kendisininki olduğunu nasıl iddia edebilir? Bu forumda konusu açılmış hiçbir fantastik seriyi okumadığını düşünüyorum. Seninkinin en özgün olduğunu nereden biliyorsun?

Stres topu olayına gelirsek, önceden de belirttiğim gibi kendini açıklama yöntemindeki yanlışlıklardan dolayı insanlar üzerine geliyor. -Ben dahil.- Ama bu gelişin amacı seni kırmak yahut aşağılamak değil; aksine seni doğruya yönlendirmek. En azından burasının da belirli kuralları olduğunu hatırlatmak.

Ve hiçbir nedenle kimsenin zevkleri aynı değil. Senin yazdığın hikayeyi beğenmemek demek, seni anlayamıyor olmamızdan değil; senin kendini ifade edemiyor olmandan kaynaklanıyor.

Kimseye de "Kimse kendisi gibi olmuyor," demeye hakkın yok ne yazık ki.

Tüm dünyanın senin zevklerine karşı çıktığı gibi bir olay da yok. Yine önceden belirttiğim gibi senin zevklerini dile getiriş biçimin yanlış. Kimse Tolkien'i herkes seviyor diye sevmiyor. Ya da ben, bu forumda mantıklı yorum yapabilen kişilerin böyle düşünmediğini biliyorum. Ama Tolkien gibi fantazyanın belkemiğini oluşturmuş bir yazara, bu şekilde karşı cephe alman -üstelik de okumadan ve yanlış yorumlardan yola çıkarak- doğru değil.

Ben şimdi tüm bunları sana açıkladığım için ukala ve kibirliysem eyvallah. Sana özel değil, kim bu şekilde yorumlar ile bu forumda gezinirse, benim tavrım yine aynen bu şekilde olacaktır. Bak ben kendimim. Ukala ve kibirli. Avrupa'yı da özenmiyorum. Hatta Fars diline karşı sempatim bile var.

Son bir ek: bir insanın kendisine "Ben fazla zekiyim," demesi ne kadar nahoş.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: yuno44907 - 26 Haziran 2009, 02:14:23
Senin önceki mesajın, Lucilla'nın mesajı, Sophie'nin bana yaptığı tüm yorumlar bence kötü niyetle yazılmıştı. Dalga geçer gibi ve küçümseyici bir üslupla yazılmış bu yorumları hiç beğenmedim.

Arlinon ile MSN'de konuşuyoruz. Neyse onu daha fazla karalamak istemem. Sadece satışçı diyorum şakayla karışık=P
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: DarLy OpuS - 26 Haziran 2009, 02:18:13
Bir büyük yanılgın da bu. Karalama değil, senin düşüncenin aksi benimkiler. Sen kendi görüşünün aksi olan her mesajı karalama olarak algılıyorsun.

O zaman bu mesajı da karalama olarak görürsün. Canın sağolsun.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: yuno44907 - 26 Haziran 2009, 02:20:14
3 mesaj dedim. Hepsi demedim.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Canina - 26 Haziran 2009, 02:53:46
Amma abarttınız yahu. Adam yazmış işte beğenmeyen okumasın :D Yazılan şeylerin çoğuna normalde kimse yorum yapmıyor bu konuda herkes azmış neredeyse :D Bir nefes alın, pozitif şeyler düşünün, feng şui yapın.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Sophié - 26 Haziran 2009, 11:03:06
Senin önceki mesajın, Lucilla'nın mesajı, Sophie'nin bana yaptığı tüm yorumlar bence kötü niyetle yazılmıştı. Dalga geçer gibi ve küçümseyici bir üslupla yazılmış bu yorumları hiç beğenmedim.

Arlinon ile MSN'de konuşuyoruz. Neyse onu daha fazla karalamak istemem. Sadece satışçı diyorum şakayla karışık=P

Emin ol senle alay etsem yerin dibine girerdin. Yapmadığım şey değil : ).
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Dúrgonath - 26 Haziran 2009, 14:35:13
Ya tamam uzatmaya gerek yok, özür diledi arkadaş işte. Belli ki başka bir şeye bozulmuştu kafası, tersine burası denk geldi, bu yüzden de kendine--o anda düşündüklerine uymayan şeyleri de ters karşılamış olabilir. Bu tutumu da bu yüzdendir.

Bence ona biraz daha zaman vermeliyiz. (Hayır, admin falan değilim xD)

Burayı çöplüğe döndürmeye de gerek yok. Hikaye devam etsin, bir araya toplansın ondan sonra yorum yapıcam. Ama şu andaki bitiriş çok havada kalmış gibi geldi, devamını bekliyorum. Dediğim gibi, bitsin, ondan sonra.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Fırtınakıran - 26 Haziran 2009, 14:42:37
Arkaadşlar, bu yonu isimli arkadaşımızın dediğine göre bu bir anime senaryosuymuş, bundan sonra bunu bu çerçeve de değerlendirelim. Keşke bize baştan söyleseydi.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: yuno44907 - 27 Haziran 2009, 16:21:02
5 Birden fazla
“Hey sen.” dedi bir ses. O bunu umursamadı. “Sana diyorum.” diye tekrarladı. Cesedi yiyen Shok durdu ve ona sesleneni koklamayı denedi. Fakat cesedin kokusu her şeyi bastırıyordu. Ona seslenen konuştuğunda ciğerlerinden çıkan sese bakılırsa iriydi ama sorun değildi. Cesedi yemeye devam etti. “Arkadaşlarımı yemeyi bırak ??ne.” dedi hiddetlenen ses. Shok sonunda arkasına bakmaya ikna olmuştu.

Arkasına dönerken “Ne var?” gibi bir şeyler söyleyecekti fakat gördüğü şey sözünü yarıda bıraktıracak kadar hayret vericiydi. Şaşkın bakışları yüzünü kaskatı kesti. O, o karşısındaki bir mavi kurttu. Evet maviydi. Yumuşak mavi tonunda ki bedeniyle karşısında duruyordu. Karnı beyazdı ve ortasında bir sembol vardı. Neyin sembolüydü bu?

“Sen bir mavi kurtsun.” dedi Shok hayretle. Karşısındaki “Evet maviyim, sen de siyah beyazsın nolmuş?” dedi. “Hayır ben beyazımsı mavi üzerine lacivert çizgiliyim, seninse bütün bedenin aynı mavi tonda.” diyerek karşı çıktı Shok. “Kapa çeneni serseri. Arkadaşlarımı yedin.” dedi mavi kurt. “Bir an onların yanından ayrılıyorum ve sen gelip bütün ailemi öldürüyorsun.” dedi nefretle. Mavi kurtlar da yavru kuşlar gibi ilk gördüklerine bağlanıyorlardı. Yoksa bu hafızasını kaybeden herkesin yaptığı bir şey miydi?

Kurtadam ailem dediği insanların intikamını almalıydı. Shok herifin kendi ırkını hatırlamadığını anlamıştı. Bu nedenle bu adam çekinmeden onu öldürebilirdi. Artık ikisi de hazırdı. Kurtadam Shok’a doğru koştu. 190 santimlik beden 220 santimlik bedene çakıldı. Shok acıyla inledi. Artık yaraları iyileşmişti fakat o bölge hala zayıftı. Karnına çakılan omuz canını gerçekten acıtmıştı. Birde ??ne iyice bastırmıyor muydu? Elektrik verdi herife. Acıyla geri sıçradı kurt. Shok onu izlemeye başladı. Tekniklerini anlamalıydı.

Kurt elinde bir güç topladı. Elinin üstünde, havada beyaz bir top oluşmaya başladı. Top büyüdüğünde ve parıltısı azaldığında onun bir ateş topu olduğunu gördü Shok. Tamamen küre şeklinde bir toptu. Ateş gibi şekilsiz değildi. Küçük bir yıldıza benziyordu. Turuncu rengiyle parlıyordu. Çok yoğundu. Sanki katıydı ama kesinlikle sıvıydı. Ateş değil lavdı bu. Shok rakibini gözlemleyince nasıl bir belaya bulaştığını anladı. Artık hamlesini yapabilirdi. Elinden topa bir yıldırım gönderdi. Kurdun eli çarpılınca, elindeki top dağıldı ve elinin üstüne aktı. Eli yanmıyordu kurdun. O yanmıyordu. Shok artık korkuyordu.

Shok ona bütün gücüyle saldırdı. Elektrik ona etki etmiyordu. O zaten yanmıyordu. Ayrıca Shok onun bedenindeki elektronları hareket ettiremiyordu çünkü ısınan elektronlar çok hızlı hareket ediyorlardı ve kontrol edilmeleri zordu. Bunun üzerine Shok kaçmaya başladı. Kurt buna izin vermedi. Ateş topu fırlattı Shok’a. Shok’un artık koşacak hali yoktu. Fena şekilde yanmıştı sırtı ve bacakları.

“Derdin ne senin ha?” dedi Shok yerde yüzüstü yatarken. Kurt “Son duanı et ibne!” dedi Shok'u umursamayarak. “Dur be, ne acelen var.” dedi Shok onu öldürmek üzere olan kurda. “Ne diyorsun be?” dedi kurt. “Sen hafızanı kaybettin koç. Anneni, babanı, diğer kurtları hatırlıyor musun?” dedi Shok. “Anlıyorum. Bu seni kurtarır ama yine de sana ????vüz edeceğim.” dedi kurt.
Ne pislik herifti bu kurt. Kendi ırkından birine yabancı bir gezegende birlik olmaları gerekirken ????vüz ediyordu. Bu herif tam bir sapık olmalıydı. Shok’ta öyleydi zaten. Belki de bu onun üstünlüğünü kabul ettirme yöntemiydi.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: yuno44907 - 01 Temmuz 2009, 19:39:58
6 Tek Vücut
Rammstein-Mann gegen mann
Kader üzerimde güldü
Ve bana verdi özgürlüğü.
Sıcak bir yıldıza atılırım,
Cilde çok yakın gözden çok uzak.
Kaderimi kendi ellerime alırım.
Arzum erkekleşti.

Temiz suyun öldüğü yerde,
Çünkü kendini tuz içinde lekeler.
Küçük prensi akılda tutarım,
Kraliçesiz bir kral.
Bir kadın benim hakkımda yanıldığında
Sonra bütün dünyanın kafası karıştı.

Adam adama karşı,
Bir beyefendiye ait cildim.
Adam adama karşı,
Bir tüyün kuşları bir araya toplanır.
Adam adama karşı,
İki sahibin kölesiyim.
Adam adama karşı,
Bir tüyün kuşları bir araya toplanır.

Bütün odaların köşesiyim.
Bütün ağaçların gölgesiyim.
Hiçbir bağlantı kaçırmaz zincirim,
Şehvet arkadan çektiğinde.
Bana hain der cinsim.
Bütün babaların kâbusuyum.

Adam adama karşı,
Bir beyefendiye ait cildim.
Adam adama karşı,
Bir tüyün kuşları bir araya toplanır.
Adam adama karşı,
Fakat kalbim donar bazı günlerde.
Adam adama karşı,
Orada çırpan soğuk diller.

Schwulah

İlgilenmem denge ile.
Parlar Güneş yüzüme.
Fakat kalbim donar bazı günlerde.
Orada çırpan soğuk diller.

Schwulah

Adam adama karşı.

Shok ve Lav. Shok, Lav’ın ailesini yiyerek borçlanmıştı. Borcunu Lav’ın ailesi olarak ödedi. Evet, elbette o kurdun adı Lav’dı. Çok ortak yönleri vardı. İkisi de sapıktı, öldürmeyi seviyordu, başı boştu. Hep bunu yaptılar. Para için öldürdüler. Öldürdüklerini yediler ve bazen de ***. Hatalı ilişkileri devam etti. Nedenini düşünmediler sadece devam ettirdiler. Etrafta onlarca ceset varken buna ne gerek var diye sormadılar. Hiç düşünmüyorlardı. Sanki sürekli kafaları güzeldi ama aslında durum tamamen berbattı. Sıkılıyorlardı. Mutsuzlardı. Kendileri gibi güçlü olanlarla karşılaşmamaya çabaladılar. Sürekli kaçtılar ve saklandılar. Bu hayat çok karanlıktı. Bu yaşamak değildi.

Bir gün yanlış bir bölgeye denk geldiler. Böyle serseri hareketlerin böyle kötü şeylere neden olacağı belliydi. Bu sefer bulundukları yer suç dolu bir bölgeydi. Kumarhaneler, barlar, içinde neler döndüğü anlaşılamayan binalar, maskeli adamlar. . . .

Bir bara oturdu Shok ve Lav. Çok kalabalıktı. Bu serserilerin para kazanıp barda eğlenmekten başka hayatları yoktu. Birbirlerine sataşıyor bazen de kadınlar hakkında konuşuyorlardı. Kadınlar da vardı barda. Onlarsa erkeklerden daha serttiler. Sayıları azdı, erkeklerden daha az. Kendilerini korumak için böyleydiler hiç şüphesiz. Belli ki kişilikleri ve görünüşleri aslında farklıydı.

Shok ve Lav hatalı ilişkilerini vurgularcasına taburelerini karşı karşıya koymuş, bacaklarını birbirlerinin üstüne atmış iki sevgili gibi oturuyorlardı. Pek çok kişi onlara sataşmak istedi ama ucube gibi görünüyorlardı ve bir ucube asla anlaşılamazdı. Kısacası o iki kurtadamdan korktular. O ilginç dövmeler. Her ikisinin de bedeninde. Sanki Şeytan tarafından çizilmişlerdi. Mavi tüyler, mavi renkli kurtadam olmazdı. Boyları uzundu. Sırtları mavi, karınları beyazdı. Shok’un sırtı ve karnı neredeyse aynı renkti fakat Lav’ın bedeninde bu renk farkı çok belliydi.

Adamlardan biri dehşete kapılmıştı. Dövüş çıkacağı kesindi. Yabancılar daima dövüş getirirdi. Çelimsiz bedenlere baktı Ejder ve sırıttı. “Hey, ne o? Korktunuz mu?” dedi gülerek. Gözleri gerçekten gülüyordu. Ejder o ikisinden daha ucubeydi. O simsiyahtı. Uçabilirdi, çok hızlı uçardı. Tüm devlet peşinde olduğu halde kafasına göre gezebiliyordu. Ülkedeki en güçlü varlıklardan biriydi o. 166cm boyundaydı sadece. Sadece küçük bir bedendi. Karnında sağ omzundan sol kalçasına kadar ilerleyen ve içi görünmeyecek kadar derin birbirine paralel 3 yarık vardı. Bu dev yara ile nasıl yaşadığını kimse anlayamıyordu. Ejder’in iç organlarının halini düşünmek ise akıllara zarardı. Bütün bunlara rağmen o yara hiç kanamazdı ve o delice dövüşürken bile acımazdı.

Onun gülümsemesi bunu yapacağı anlamına geliyordu ve o da bunu doğruladı “Bunu sizin yerinize ben yaparım. Şimdi kimler kalıp izlemek ister?”. Yeni gelen yabancılara gıcık olan ama onlarla dövüşmeye cesaret edemeyen grup bir şey demeden dışarıya koştu. Barın sahibi olan kadın pompalı tüfeğini Ejder’in kafasına tuttu ve “Bunu dışarıda yapacaksın değil mi?” dedi anlamsız bakışı ve ses tonuyla. Ejder yerde yuvarlanıp kahkahalar atmaya başladı. Bu kadını ve barını bu nedenle seviyordu. “Yaşamayı gerçekten umursamıyorsun galiba.” dedi Ejder. Ona silah doğrultan bar sahibi “Ölmek umurumda değil.” diyerek cevapladı soruyu. “O halde seni o kadar hızlı öldüreceğim ki hissedemeyeceksin.” dedi Ejder. Sağ elini havada hızla sağdan sola salladı ve havada kırmızı bir kesik oluştu. Bu kesik hızla bar sahibi kadına ilerledi ve kadını iki büyük parçaya ayırdı. Küçük parçalar da vardı ama onları saymadım. Hepsi 1 saniyeden kısa sürmüştü ama kadın ölmemişti. Karnından ikiye bölünmüştü ve çok acı çekiyordu.

Shok ve Lav ise barın boşalmasını fırsat bilip öpüşmeye başlamışlardı. Masaya doğru ilerledi Ejder ve “Hey siz ikiniz. Burası benim bölgem, emirlerime uyun.” dedi. Shok ve Lav, Ejder’i görmezden gelip öpüşmeye devam etti. Belki de görmemişlerdi. Kafaları güzeldi çünkü. İçmeseler bile güzeldi zaten. Ejder öfkelendi. Hiç sabrı yoktu bu adamın. Shok’u tek eliyle kaldırıp fırlattı. Tahta eşyalar zarar gördü.

Lav ona baktı, “Hey, bu yaptığın da ne oluyor şimdi?” dedi sakince. “Burası benim bölgem dedim ??ne! Burada tanrı benim.” dedi Ejder. Lav susmadı “Şu bölge işini hiç anlamıyorum serseri. Ne yapacaksın bu bölgeyi? ???üne mi sokacaksın?”. Lav umursamaz tavırlarla devam etti ve içkisini içti. Ejder yeniden havada kırmızı bir kesik meydana getirdi ve Lav’a doğru fırlattı. Sandalye, masa ve Lav’ın elinden düşen bardak kırıldı.

Lav, Shok’a seslendi “Hey Shok, burada önemli bir sorunumuz var. Şimdi uyumayı bırakıp onunla savaşır mısın?”. Shok sızıp kalmıştı. Lav, Ejder’in ayaklarının dibinde yatıyordu ve hafif yaraları vardı. Ejder gülümseyerek Lav’ı yine tek kolunu kullanarak havaya kaldırdı. Lav ile birbirlerine bakıyorlardı. Ejder gülümsüyordu, Lav’ın bakışları yine anlamsızdı. Lav, Ejder’in yüzüne balgam attı. Ejder tiksindi ve dikkati dağıldı. Ardından Lav, Ejder’in kolunu yakıp ondan kurtuldu. Bileğinden fazlası yanan Ejder yanığı tuttu. Öfkeliydi, çok öfkeli. Sonra Lav ateş topunu hazırladı ve Ejder’e yaklaştırdı. Ejder hızla geri çekildi ve Lav’ın arkasına geçti. Şimdi Lav’ın sırtında derin bir kesik vardı. Lav acıyla bağırdı.

“Yalvarmaya başla çocuk.” dedi Ejder. Lav ondan yavaştı ve Ejder ona çok yakındı. Shok, Lav bağırınca uyanmıştı. Yerde yatarken Ejder’in Lav’ı dövdüğünü gördü. Sadece dövmüyordu, onu neredeyse doğruyordu. Bu herif, kurbanını uzaktan kesebiliyordu. Havada ilerleyen kırmızı şey yapıyordu bunu. O kırmızı şey parmak uçlarından çıkıyordu. Eli insan eli ile aynı olan bu yaratık nasıl sadece çıplak elini kullanarak bu kadar tehlikeli kesikler oluşturabiliyordu? Çok hızlı yaptığından bunu anlayamadı Shok. Sonra o Ejder’in kanlar içinde bıraktığının Lav olduğunu hatırladı. Çok dalgındı ve sarhoştu. Silkinip kendine geldi ve ona saldırdı.

Ejder, Shok onu çarpınca acı ile inledi fakat saldırı bittiğinde eski gücüyle ve hızıyla Shok’a saldırdı. Shok, Ejder onu boğazından tutup havaya kaldırınca onu yine çarptı. Ejder onu uzağa fırlatıp elektrik akımından kurtuldu. Shok’un saldırıları Lav’ı etkilemediği gibi Ejder’i de etkilemiyordu. Lav ise kanlar içinde yerde yatmış dövüşü izliyordu. Elinden gelen bir tek buydu. Shok şaşkınlığı üstünden attı. Herifin Lav’a yaptıklarını hatırladı ve bu öfkeyle ona doğru koştu. Ejder havayı kesen kırmızı şeyle saldırdı. O saldırırken Shok saldırıp onun saldırısını bozmayı denedi. Ejder kolu çarpılınca ıskaladı. Shok artık ona vurabilecek kadar yakındı. Ejder’e saldırmaya devam ediyordu ve o acı içinde inliyordu. Sonra bütün gücüyle yumrukladı onu. Ejder uçup duvara çakıldı. Elektrik akımı çok canını yakıyordu ve acı çekerken hareket edemiyordu. Ejder kalktı. Yine etkilenmemişti ve kırmızı ışığı yeniden fırlattı. Aradaki mesafeye rağmen saldırısı başarılı olmuştu. Artık Shok’ta kanlar içindeydi. Sonra Shok’u kafasından tutup kaldırdı ve hızla duvara fırlattı.

İşe yaramıyordu. Sevginin gücü filan işe yaramıyor. Her şeyi yapıyorlardı ama bu Ejder için hala oyundu. Onları yavaşça öldürüyordu. Kafalarından tutup duvarlara fırlatarak.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Lunacy - 01 Temmuz 2009, 22:14:59
uzun bi eleştiri yazıcaktım vazgeçtim..

yuno sana bi tek şey söyleyebilirim, eğer fantastik edebiyattan hazzetmiyorsan, ben animeciyim edebiyatla aram yok diyorsan ve senin üslubundan farklı yazılmış eserlerden nefret ediyorsan, sinirini diğer üyelerden çıkarıp o kadar hakaret ettikten sonra "oh bee ben öfkemi attım hadi artık tartışmayalım aramız yine iyi olsun"  diyebiliyorsan, kimsenin fikirlerine saygı göstermiyorsan ve eleştirileri de kendine saldırı olarak görüyorsan sana tavsiyem sağ üst köşedeki çarpı tuşuna basıp rahatlaman. burada mutlu olamazsın çünkü, bu site "FANTASTİK EDEBİYAT" severlerin "USTA" yazarların eserlerini "OKUMUŞ", keyif almış ve görüşlerini diğer fantastik edebiyat severlerle paylaşmak isteyen "SEVİYELİ" insanların tartışma forumu. buraya üye olup yazılarını paylaşan herkes eleştiriye de açık olmalıdır çünkü insan kendini eleştirilere kulaklarını tıkayarak geliştiremez, kendini geliştirmek istemeyen ve fantastik edebiyatla ilgilenmeyen birini de bu forum mutlu edemez.

ayrıca sana kişisel bi tavsiyem olacak, ister dinle ister dinleme. burası sanal bir ortam, burda olan burda kalır ben şu masadan kalkınca "aman şu yuno da ne salak acaba nası dalga geçsem" diye düşünmeye başlamayacağım. burada kimsenin sana kişisel bir garezi olamaz, eğer varsa da sen yazdıklarınla, hareketlerinle, davranışlarınla bu duruma kendin ortam sağladın. ondan sonra da yok "ben cok farklıyım hepiniz aynısınız ondan dışlıyorsunuz ben zekiyim hepiniz salaksınız" diyemezsin, böyle devam edersen kimse seni ciddiye almaz. bu forumdaki kimse salak değil ve bırak senin farklı yada zeki olup olmadığına seni tanıyan insanlar karar versin, bunu bu şekilde söylemektense hareketlerine yansıt bırak biz diyelim yuno farklı bi tip diye.

ayrıca yazına göz gezdirdim, tamamını okumadım ama okuyacağım sonra. anlatım tarzın farklı ve özgün değil, sen özgün yazı görmemişsin, 4. sınıf öğrencilerinin kompozisyonlarına bakarsan yazının ne kadar özgün olduğunu görürsün. kusura bakma ama bu gerçek.

benim sana kötü niyetle yazı yazmak için hiç bi sebebim yok, seninle ne bi konuşmuşluğum var ne de sana karşı bir düşmalığım... o yüzden bunu da "kötü niyetle yazılmış yazı" olarak değerlendirmenin anlamı yok.

ayrıca diğer yorumlara da "bunlar bana saldırıyorlar, dalga geçiyorlar, kötü niyet besliyorlar" diye savunmaya geçip tartışacağına "ben nerede hata yapmış olabilirim, kendimi geliştirmek için ne yapabilirim" diye bi sorgulama amacıyla bakarsan senin için daha yararlı olabileceğini düşünüyorum.

uzun yazmayayım dedim şimdi baktım da uğraşmışım epey. umarım boşuna uğraşmamışımdır yuno.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: yuno44907 - 02 Temmuz 2009, 05:25:57
kimsenin fikirlerine saygı göstermiyorsan ve eleştirileri de kendine saldırı olarak görüyorsan
Çok bilmişsin sen. Bunlar yanlış tahliller. Bana özgünlüğü öğret. Önemli bu. Neden böyle uzun yorumlar yaptığını anlamıyorum çünkü her söylediğine inanıyorum. Benimle bir derdin yok, pek umrunda da değilim. Mantıksız bir şeyler var.

Kızlardan nefret etmemin sebeplerinden birisin biliyor musun dimi?? En yakın arkadaşımın da bir kız olması ne ironik.

Birde sürekli sanki tek ben hata yapmışım gibi yüzüme vurup durma. Ayrıca bu eleştiri büyük oranda saldırı kabul et. Hikayeden çok beni eleştirmişsin. Eleştirin beni gerçekten çok mutlu etti. Daha yararlı eleştirilerini bekliyorum. Bana özgünlüğü anlat.

Ayrıca farklıyım. Hepiniz neredeyse aynı tepkiyi verdiniz. Aynısını alkolik adam söyledi bunların.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: cigarette smoking man - 02 Temmuz 2009, 07:32:07
üstüne gitmeyin yuno'nun o 5 sene sonra alayınızı geçicek : ) beni zaten geçti...

hepimiz yunoyuz!

ps. alkolik adam ben oluyorum sanırım
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: CaptainJarlaxle - 02 Temmuz 2009, 10:58:05
Ya ilgilenmeyin şu adamla. Özgünlüğün kelime anlamında tıkanmış kalmış. Sopa lazım sopa.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Lunacy - 02 Temmuz 2009, 13:25:33
kimsenin fikirlerine saygı göstermiyorsan ve eleştirileri de kendine saldırı olarak görüyorsan
Çok bilmişsin sen. Bunlar yanlış tahliller. Bana özgünlüğü öğret. Önemli bu. Neden böyle uzun yorumlar yaptığını anlamıyorum çünkü her söylediğine inanıyorum. Benimle bir derdin yok, pek umrunda da değilim. Mantıksız bir şeyler var.

Kızlardan nefret etmemin sebeplerinden birisin biliyor musun dimi?? En yakın arkadaşımın da bir kız olması ne ironik.

Birde sürekli sanki tek ben hata yapmışım gibi yüzüme vurup durma. Ayrıca bu eleştiri büyük oranda saldırı kabul et. Hikayeden çok beni eleştirmişsin. Eleştirin beni gerçekten çok mutlu etti. Daha yararlı eleştirilerini bekliyorum. Bana özgünlüğü anlat.

Ayrıca farklıyım. Hepiniz neredeyse aynı tepkiyi verdiniz. Aynısını alkolik adam söyledi bunların.

hani şu cevabını okuduktan sonra çook çok özür dilerim anladım ben boşuna yazmışım gercekten :)
sen aynen devam et :)
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Hurin - 02 Temmuz 2009, 18:24:06
üstüne gitmeyin yuno'nun o 5 sene sonra alayınızı geçicek : ) beni zaten geçti...

Bende eksiklerini tamamlarsa yunonun güzel şeyler çıkaracağını düşünüyorum. Biz baştan beri sopa gösterdik yunoya kimse havuç göstermeye çalışmadı. Yani anlayacağınız adamı eleştirdik hatalarını söyledik lakin bu yanlışları nasıl düzeltebileceği hususunda kimse birşey yazmadı. Eleştirmek için değil değiştirmek için konuşun bence. Bende hikayesini sevemedim ama son bölümde düzelmeler var. Kendiside
Alıntı
Bana özgünlüğü öğret.
diyor. Bunu göz önüne alarak eleştiri yapın arkadaşlar. Kimse hayatına süper sonik bir yazar olarak yada muazzam bir şair olarak doğmuyor malesef.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: CaptainJarlaxle - 03 Temmuz 2009, 18:27:46
kimsenin fikirlerine saygı göstermiyorsan ve eleştirileri de kendine saldırı olarak görüyorsan
Çok bilmişsin sen. Bunlar yanlış tahliller. Mantıksız bir şeyler var.

Kızlardan nefret etmemin sebeplerinden birisin biliyor musun dimi?? En yakın arkadaşımın da bir kız olması ne ironik.

Birde sürekli sanki tek ben hata yapmışım gibi yüzüme vurup durma. Ayrıca bu eleştiri büyük oranda saldırı kabul et. Ayrıca farklıyım. Hepiniz neredeyse aynı tepkiyi verdiniz.

Bence bunları da göz önüne al Hurin. Bu adamı FrpNet'ten tanıyorum bize saldırıyorsun diyerek kendi saçma sapan yorumlar yapıyor. Bu adama ne benim ne de benim gibi düşünenlerin yardım edeceğini sanmıyorum. Yardım etmemiz için önce karşıdakinin "ADAM GİBİ ADAM" olmasını bekleriz bence...
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: yuno44907 - 05 Temmuz 2009, 21:14:34
7 Micheal?!
Ejder o ikisini öldürecekti. Kararlıydı. Onlara zerre kadar acımıyordu. Shok ve Lav artık sadece dayanmaya çalışabiliyordu. İkisinin de hareket edecek gücü kalmamıştı. Ejder’in yumrukları yumuşak bedenlerini şekilden şekle sokuyordu. Pek çok yerleri kanıyordu. Onları yumruklamak Ejder için çok zevkliydi. Onlar kadar dayanıklısını bulmak biraz zordu. Öyle kolayca ölmüyorlardı. Bu mutlak sondu.
________________________________________
“Hey Ejder, bu kadar yeter. Bırak onları artık. Yeteri kadar oynadın.” dedi Micheal. Ejder mızıktı “Yaa abi ya!”. Micheal tekrar etti “Bırak uleyn!!”. Ejder ikisini bıraktı. Kafaları yere çarptı. hareket etmeden birbirlerine bakıyor, ağlıyorlardı. Micheal işaret parmağını hızla onlara uzatarak bir şeyler söyledi yine hızla. İkisi bir anda iyileşti. Herkes şaşkındı Micheal dışında.
“Gene ne saçmalık planlıyor bu adam?” diye düşündü Ejder. “Şaşıracak bir şey yok. Hepimiz mavi kurduz.” dedi Micheal. “Mavi kurtta ne?” dedi Ejder. Micheal “Sana bahsetmedim değil mi? Bu bizim türümüz, insanlar ile ejderhalar gibi.” dedi gülümseyerek. Ejder yıllardır Micheal ile birlikte yaşıyordu. Micheal neden ona bundan bahsetmemişti? Bu biraz garipti. “Bana bak, bir şeyler mi biliyorsun sen?” dedi Ejder. Micheal gülümsedi yine.
________________________________________
Ejder de mavi kurttu. Lav ile Shok’tan farkı yine rengi ve farklı olarak kokusuydu. Bu adam ceset gibi kokuyordu ve rengi çok koyu bir siyahtı. Micheal ise 169 cm boyunda ve her yeri açık mavi üzerine mor çizgili, bir kulağı yırtık, kulaklarında küpe yerine ikişer tane sarı halka geçirmiş olan bir kurtadamdı. Ejder’e göre çok kassız bir yapısı vardı ama Ejder ona abi diyordu.
Ejder, Shok ve Lav’dan özür dilemedi. Onlarla konuşmadı. Onlardan üstündü. Onlar o ne derse yapmalıydı. Onlar ise bu tavırlara anlam veremedi.
________________________________________
Grupta sessiz, şaşkın, çekingen bir hava sezdi Micheal, “Hadi gidip bir şeyler yiyelim.” dedi. Ejder çiğ et, Shok ile Lav kızarmış et, Micheal vanilyalı dondurma yiyordu. Micheal’ın dondurma yemesi yeni gelenler için ilginçti. Şaşkınca onu izliyorlardı. Micheal bunun üzerine “Şaşırmayın, et çok sağlıksız. Benim hafif bedenime çok ağır gelir.” dedi. Diğer kurtadamlar ise tamamen etoburdu.
Artık 4 kişilik bir aileydiler. Daima Micheal’ın emirlerini uyguluyor o ne derse yapıyorlardı. Shok ve Lav, Micheal’ın gücünü bilmiyordu. Sadece Ejder’den güçlü olabileceğini düşünüyorlardı.
Yemekleri bitince lokantadan ayrıldılar. Sakin sokaklarda yürürken, her yönden oklar bedenlerine saplandı. Micheal heyecanla “Bunlar bayıltıcı, onların işini çabuk bitirmeliyiz.” dedi. Sonra camlardan polisler fırladı. Ejder, Shok ve Lav, Micheal’ı çember içine aldılar. Elektrik, ateş ve kızıl kesici ışık ile polislere saldırdılar. Bu Shok ile Lav’ın polis ile ilk savaşıydı. Polisler yanıp yere döküldü. Onlar ucuz android lerdi.
Micheal “Polis sizin yeteneklerinizi incelemek için saldırmış olmalı.” dedi o ikisine. Micheal yine saldırmamıştı. Micheal o ikisi için giderek daha ilginç hale geliyordu. Yine onun gücünü görememişlerdi. Polis hakkında sorular sordu Shok ve Lav. Polisin ne olduğunu bilmiyorlardı. Micheal anlattı.
________________________________________
Dünya 2012 yılına gelindiğinde 7 milyar nüfusa sahipti. Yeni nesil çok geri zekâlıydı. Her yerde terör vardı. Devletler baş edemeyince idama başladılar.
2013 itibari ile gezegende pek çok mavi kurt ortaya çıkmaya başladı. Ayrıca vampirler, kurtadamlar, ejderler de vardı. Bunların bir bölümü uzaydan, bir bölümü karanlık boyuttan tanrının cezası olarak geldi. Geriye kalan ucubeler insanlar tarafından yapıldı.
Sonra hükümetler ardı ardına idam cezasını kaldırmaya zorlandı. Artık idamlar gizli yapılıyordu. Hapishaneler taştığından işkence cezası uygulamaya karar verdiler. Suç liderleri bunu onayladı. Artık polis suçlulara vahşice işkenceler yapıyor ancak onları sakat bırakmıyordu. İşkenceden korkanlar suçu bıraktı. Korkmayanlar ise suçu azalttı. Suçluların suçluları öldürmesi kimsenin umurunda değildi.
İlerleyen teknoloji ile robotlar, homonculuslar ve mutantlar ortaya çıktı. Lanet ile beraber gelen yaratıklar ve cinler ise büyüyü getirdi. Böylece her şey daha karmaşık bir hale geldi. İnsanlar ise bu istilacılara karşı tedbir olarak geliştirildi. Artık daha çevik, hızlı, güçlü ve dayanıklılardı.
________________________________________
Yani eskiden kurtadamlar sokakta gezemez iken artık bu tarz olaylar normal karşılanıyordu. Sokağın ortasında bir kurtadamın bir vampiri parçalaması bile doğaldı. Bu gezegende mavi kurtlar sadece misafir, davetsiz konuklardı.
Micheal ise her zamanki gibi plan yapmıyordu. Sadece bu günü ve yarını düşünüyordu. O burada mutluydu. En önce kendi çıkarlarını düşünüyordu. O yanlış bir liderdi.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: yuno44907 - 09 Temmuz 2009, 01:21:54
8 BlueBall’ın ilk günü
Bu kısım BlueBall ile ilgili. Bir süre bizim 4 manyağı yalnız bırakıp daha duygusal bir mavi kurda gidiyoruz.
Bazılarının boyu bir metreyi aşan çimenlerin üzerine uzanmıştı mavi kurt. Güneş tepesinde parlıyor, sıcak rüzgârlar bedenini serinletiyordu. Ruhu huzurla doluydu. Gökyüzü bulutluydu. Dev kabarık bulutlar kafasının üstünden ağır ağır geçiyor, zihnini rahatlatıyor, içini ferahlatıyordu.

Bir süre sonra gökyüzünde bir ses yankılandı “Ayağa kalk!”. Bu yeri göğü titreten ilahi uğultu mavi kurdu inanılmaz bir paniğe soktu. Hiç kaldırmak istemediği kafasını kaldırıp sağa sola bakındı. Hiç bir şey göremedi ama ses tekrar yankılandı “Ayağa kalksana!!”. Titreyerek ayağa kalktı. Ses inkâr etti “Bak hala yatıyor.”. Mavi kurt “Ama kalktıımm..” dedi ısrarla.

Park görevlisi ucubenin kafasına bir daha vurdu copla. Öteki görevli “Ne ağır uykusu varmış be!” dedi sıkılgan tavırlarla. Sonra beraberce esnediler. “Baksana, biz buna sağlam çalışalım, dayanıklı bir şeye benziyor.” diye öneride bulundu görevli. “Haklısın ama geçen birini böyle öldürmedik mi?” diye karşı çıktı öteki. “Üff oğlum çok malsın hee. Baksana bu yırtıcı bir şeye benziyor, dayanır bu dayanır.” dedi ısrarcı görevli. Öteki hala çekiniyordu “Sen vur o zaman.” dedi.

Az önce çimenlerin arasında yatıp ferahlatıcı sıcak rüzgârların bedenini okşadığı mavi kurt kafasına patlayan copla aniden uyandı. Gördüğü güzel rüyaya böyle zorla veda ettirilince çok sinirlenmişti. Görevlilerin ikisini de üç hamlede uçurdu.

Oysa görevliler görevlerini yapıyorlardı. Çimlere basmak ve üzerlerine yatmak yasaktı.

Oralarda gezinen çevreci Gato olayları gördü ve mavi kurda uçan tekme ile saldırdı. Mavi kurt midesine, göğüsüne, boğazına, çenesine ve kafasına aldığı seri ayak darbeleri ile yere düştü. Çok sinirlenen mavi kurt uçarcasına ayağa kalktı. Gato’nun attığı yumruğu yakaladı. Tekmeye karşı savundu ve Gato’nun karnına boşta kalan sağ yumruğu ile vurdu. O öyle bir vuruştu ki sanki mavi kurdun eli çarptığı yerde devleşmiş ve tekrar küçülmüştü. Bu sefer de Gato uçtu.

O sırada Gato’nun yanında olan kız kardeşi Hotaru hemen dövüşe katıldı. Mavi kurda elinden çıkan mavi ışıklarla saldırdı. Bu ışıklar kurdun görüş açısını daraltırken dikkatini dağıttı. O sırada çok hızlı hareket eden Hotaru mavi kurdun arkasına geçmişti ve sırtına, bedeninin bütün ağırlığıyla, sağ yumruğunu kullanarak yüklendi. Darbeyi böbreğine alan mavi kurt savunmasını istemsizce düşürdü. O sırada Gato da aynı tekniği kullandı ve mavi kurdu ezdi. Kaburgası çatlayan kurt bayıldı.

Hotaru “Abi baksana çok şirin, onu eve götürelim.” dedi ısrarla. Gato, Hotaru’nun hayvan sevgisinden bıkmıştı ama Hotaru mızmız bir çocuk olduğundan ağlamaya başladı ve sonuçta az önce dövdükleri mavi kurt artık yeni evcil hayvanlarıydı.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Ejderfelaketi - 23 Ağustos 2012, 22:28:13
Okumadan yazmaya çalışmak, nefes almadan yaşamaya çalışmak gibidir.

Bu sözü çok sevdim
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Thomasward - 06 Eylül 2012, 15:46:07
Konu eskilerde kalmış ama okuyup pek anladığımı söyleyemem.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Malkavian - 06 Eylül 2012, 16:13:59
Alıntı yapılan: yuno44907
Galiba 500000 karakterlik falan iki tane kitap yazdım. Yazar olmaya kararlıyım ama ailem şiddetle "senden bir bok olmaz" diyor. Önce meslek lisesine gönderdiler, şimdi de otomobil tamircisi olmamı emrediyorlar. Blogumu her gün bir kişi ziyaret ediyor. O da adsense midir, google mudur, blogspot mudur bilmiyorum. 20 tane falan hayranım var. 7 kişiyle seviştim ama bir kısmı kız değildi. Bana yemek ısmarlayan insanlar var. Çok fazla ağlıyorum.

Bütün kadınlar paraya tapıyor. Oysa bilmiyorlar ki para için evlenen bütün kadınlar mutsuz. Herkes yalancı. Dayımlar ve amcamlar çok kötü insanlar. Hiçbir çift âşık değil. Her şey hep iğrenç ve vahşice bir çıkar ilişkisi. Evlilik bir kavga meydanı olmuş. Kimse de kız kaçıramıyor artık. Bu toplum çok yozlaştı. Aşk ölmüş.

Bu konuya mesaj dahi atarak ne denli büyük bir yanlış içinde olduğunuzu şu alıntı size açıklayacaktır sanırım. Bu konuyu sessiz sakin bırakmanızı tüm forum adına rica ediyorum.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: duhan - 07 Eylül 2012, 11:13:36
Galiba 500000 karakterlik falan iki tane kitap yazdım. Yazar olmaya kararlıyım ama ailem şiddetle "senden bir bok olmaz" diyor. Önce meslek lisesine gönderdiler, şimdi de otomobil tamircisi olmamı emrediyorlar. Blogumu her gün bir kişi ziyaret ediyor. O da adsense midir, google mudur, blogspot mudur bilmiyorum. 20 tane falan hayranım var. 7 kişiyle seviştim ama bir kısmı kız değildi. Bana yemek ısmarlayan insanlar var. Çok fazla ağlıyorum.

Bütün kadınlar paraya tapıyor. Oysa bilmiyorlar ki para için evlenen bütün kadınlar mutsuz. Herkes yalancı. Dayımlar ve amcamlar çok kötü insanlar. Hiçbir çift âşık değil. Her şey hep iğrenç ve vahşice bir çıkar ilişkisi. Evlilik bir kavga meydanı olmuş. Kimse de kız kaçıramıyor artık. Bu toplum çok yozlaştı. Aşk ölmüş.



sen tedavi ol bence arkadaşım. bu ne nefret bi sakin ol, soluklan hele. sende seri katil potansiyeli gördüm ben, kadınlardan nefret ediyorsun anladığım kadarıyla.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Marius - 07 Mayıs 2014, 02:15:53
Oha.  :ne

http://www.idefix.com/kitap/mavi-kurt-ruhu-1-kitap-fasist-tanrinin-linc-edilisi-yunus-emre/tanim.asp?sid=O31X4P2CFK8R202O4O0P
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: duhan - 07 Mayıs 2014, 07:56:00
Oha.  :ne

http://www.idefix.com/kitap/mavi-kurt-ruhu-1-kitap-fasist-tanrinin-linc-edilisi-yunus-emre/tanim.asp?sid=O31X4P2CFK8R202O4O0P
Hakikaten oha :) sanırım çocuk hırs yapıp kendi yayınevini kurdu yoka bu şeyi basacak yayıncı olamaz.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: ronin47 - 07 Mayıs 2014, 11:15:30
Heyecana gerek yok millet. Kitabı basan yayınevi kişisel yayıncılık ile uğraşıyor. Yani yayınevine gidiyorsunuz ve ''Benim bir kitabım var, ne kadara basarsınız ?'' sorusuna aldığınız cevap sizi tatmin ederse kitabınızı bastırıyorsunuz. Yani para verip kendi kitabınızı bastırıyorsunuz...
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Fırtınakıran - 07 Mayıs 2014, 11:21:57
Kapak resmindeki Digimon'dayım.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Hurin - 07 Mayıs 2014, 11:29:20
Takdir edilmesi gerekiyor ama. Adam en sonunda hayaline ulaştı kitabını bastırdı. Hangimizin adına basılı kitabı var ki?
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Bars Elsa - 07 Mayıs 2014, 11:51:55
Ben şahsen param olsa bile parayla kitap bastırmaya utanırdım. :D
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: bilgeliginalti - 07 Mayıs 2014, 12:11:10
+18 ibaresinden sonra çizgi film tadında bir kapakla karşılaşmak büyük sürpriz oldu. en azından okuru şaşırtmak ters köşe yapmak adına başarılı bir çalışma olmuş. içeriğe hakim değilim.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: estelturin - 07 Mayıs 2014, 12:23:10
Ben şahsen param olsa bile parayla kitap bastırmaya utanırdım. :D

Aynen katılıyorum.Kitabı bastıran arkadaş kendini tatmin etmiş...
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: duhan - 07 Mayıs 2014, 12:39:06
sanırım kitapta zayıflatıldıktan sonra dünyaya fırlatılanlardan :)

Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: estelturin - 07 Mayıs 2014, 12:51:03
(Tanıtım Bülteninden)

Sen bir meleksin
Bir gün gideceksin
Ama götür beni
Gittiğin yere
Biliyorum sıkıldın
Elbet sıkılırsın
Götür beni gittiği yere
Sen yokken durur zaman
Sen varsan güler insan
Senin bedenin
Tabutum olsun
Hayat seni beklemek
ve sensizlikten ibaret
ve eğer öyleyse
Senin bedenin
Tabutum olsun

Emrah'ın şarkıları,digimon resmi,metafizik,fantastik ve bilimkurgu...Bunların hepsini bir kitapta toplamak = Karın ağrısı yapan çorba. :-\
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: duhan - 07 Mayıs 2014, 13:11:18
tamam yayınevi paraya bakar da, kimse de dememiş aga bu nedir? diye. Tanıtım bülteninin kitabın konusuyla alakasını çözemedim. HAKİKATEN AGA BU NEDİR?
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Eco - 07 Mayıs 2014, 16:51:49
Soldaki kurtadam da Darkstalkers'tan Jon Talbain. Bu Weregarurumon ve Jon Talbain'in telif hakları alınmış mı acaba? [*]Bir de sağdaki var, nedir bilemedim.[/*] Ayrıca o digimon çok karizmatik bir elemandı ya, ne hallere düşmüş. :(
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Fırtınakıran - 07 Mayıs 2014, 18:34:07
Yalnız böyle haberleri de hep Marius buluyor. Ne adamsın be Burak :D.
Başlık: Ynt: +18 Mavi Kurt Ruhu +18
Gönderen: Marius - 07 Mayıs 2014, 21:33:56
Yalnız böyle haberleri de hep Marius buluyor. Ne adamsın be Burak :D.

Forumumuzda ön okuması yayınlanmış bir kitap sonunda piyasaya girmiş. Kaçar mı hiç? :P


Takdir edilmesi gerekiyor ama. Adam en sonunda hayaline ulaştı kitabını bastırdı. Hangimizin adına basılı kitabı var ki?

Forumdaki hikaye yazanların bir kısmı için bu geçerli olabilir ancak yuno gibi biri için bu hayaline ulaşmaktan öte kendini tatmin etmek oluyor. İnsanların hünerlerini gösterme ve televizyonda ünlü olma amacıyla ne idüğü belirsiz 3 kişinin karşısına çıkıp rezil olmalarından farklı değil.

Diğerlerinden üstün tuttuğum bir çok hayalim var. Opera sanatçısı ya da tiyatrocu olmak da bunlardan biri örneğin ama kötü bir sesim var ve ses tellerim buna kesinlikle uygun değil. Buna rağmen yalnız olduğumda Figaro'yu bi başıma evlendiriyorum ya da monologları canlandırırım. Tiyatro izlemeye her gittiğimde kendimi sahnede düşünüp hüzünlenirim ancak bu hayale ulaşamayacağımı bildiğim için tutup da kendimi rezil etmem. İlkokulda Çanakkale'de ölen bir askeri canlandırmıştım, tek tiyatro deneyimim yerde 25 dk hareketsiz yatmak oldu ama şahaneydi :P

Bir kitap çıkartan kişi başkalarının düşüncelerine girmek istiyordur. Aynı şekilde Stephenie Meyer de Alacakaranlık gibi bir seriyle başımıza dert oldu. Onu hayalini gerçekleştirdiği için kutlar mıyız? Hayır tabii ki, çarmıha gerip sahra çölünün ortasına bırakır, susuzluktan ölmesini bekleriz.