Kayıp Rıhtım Arşiv Forum
Liman Kenti => Düşler Limanı => Konuyu başlatan: Wanderer - 01 Haziran 2010, 18:25:38
-
http://www.youtube.com/watch?v=l9pgwqqBl3c
İsteyenler okumak yerine yukarıdaki bağlantıdan dinleyebilirler. Kendi sesim. :)
(http://img1.blogcu.com/images/f/s/a/fsahin/ucurum.jpg)
Aşk, bir uçurmun en dik ve en tehlikeli yamacından yukarı tırmanmak gibidir. Dağın tepe noktası sadece bir gizemdir. Kimileri orada sonsuza dek huzurlu yaşanılacağını, kimileri mutluluğun doruğuna ulaşılacağını söyler.
Tepenin, ulaşılmaya çalışılan zirvesi dışında kademe kademe noktaları vardır. Gerçek aşk, yalan aşk; zev ve gevesler farklı kademelendirilmiştir. Bazıları sadece basit bir heves ile tırmanmaya başlar fakat ya ilk kademeleren birinde durur, ya da geriye döner. Zora dayanamaz, çünkü sahtedir, yalandır ve sadece "basittir".
Kimi gerçekten sever ve sevdiğiyle birlikte el ele tırmanmaya başlar yamaştan yukarıya. Her durakta beraber dinlenir ve her kademenin zevkini beraber yaşarlar. Çıktıkları yüksek noktalardan aşağıdakilere bakar ve onların da yukarılara ulaşmasını arzu ederler. İşte onlar ; 'gerçekten sevenlerdir'.
Kimileri sevdiğiyle beraber başlar yola, tepeye birlikte ulaşma arzusuyla adeta kör olmuştur onlar. O şevk ile öyle hızlı öyle güzel tırmanırlar ki... Fakat o körleşen gözleri bir an olsun etrafına bakınca göremez sevdiğini. Fakat görmese bile bakmaz aşağıya, aklına aşağı bakmak gelmemiş gibi davranır, aslında farkındadır. Sadece, fark etmemiş gibi yapmak ister o an için. Sevdiğinin daha yukarılarda olduğunu düşünür, bu yalana sadece kendisi inanır. Daha da hızlı tırmanır bir süreliğine... Sevdiğinin yanında olmadığını fark eder sonra. Bir süre bulunduğu kademede ağlar... Sonra seçme şansı doğar böylelerine ; ya uçurumdan aşağı atlayacaktır "bu hayata onsuz katlanamam" gibi aptalca bir replikle(ki bu noktaya onsuz tırmandığının farkında değildir... ). Ya da bulunduğu yerden yavaşca aşağı inecektir yeni bir aşk bulma ümidiyle veya " ömrümün sonuna kadar yalnız yaşayacağım ! " yalanıyla... İşte bunlar ; sevildiğini veya sevdiğini zannedenlerdir.
Çok nadir de olsa bazıları beraber çıktığı yoldan beraber ayrılabilirler. Onlar medeni (!) insanlardır...
Kural budur ; ne kadar yükselirsen o kadar mutlu olursun fakat ne kadar yüksekten düşersen canın o kadar çok acır... Bu acıdan sonra kimisi tövbe eder o dağa tırmanmaya, kimi inadına bir başkasıyla tekrar tırmanır dağa...
Bu yola çıkmadan önce düşünülmesi gerekilen şeyler vardır. Dikkat edilmesi gereken şeyler. Mesela bazılaları, birilerinin elinden tutar, dudaklarıyla dudaklarını birleştirir ve ikna eder onu sevdiğine...(Oysa gerçek aşk gözlerdedir... Bakışlardadır...) O ahmak yolcu da onunla beraber tırmanır dağa. Çok fazla tırmandığını zanneder , aslında pek az tırmanmıştır yukarı. Ve belli bir noktaya gelince (y)iter yanındaki ahmağı aşağıya... Onlar, aşktan anlamayan, 'saf kalp' avcılarıdır... Tek amaçları, tek nedenleri "kötülüktür".
Kimileri de, yola henüz çıkmamışken tutulur birine. Bu 'biri' bir başkasıyla yola çıkmış, bir başkasına tutulmuş veya yola çıkma isteği bile duymayan birisi olabilir. Tutulan kişi, tutulduğunu ilanedememiş veya ilan etse bile karşılık bulamamış olabilir. Fakat bu kişiler öylesine kararlı, öylesine aşıktırlar ki asla vazgeçmezler aşklarından. Nasıl ki tepenin gizemi ve ulaşılmazlığı ve tutkusu insanları celbediyorsa, tutunulan kişinin ulaşılmazlığı, gizemi ve gülüşü tutulan kişiyi cezb ve celbeder. O kişiye ulaşma arzusu arttıkça aşk da artar.
Sevilen, dağa çıkarsa eğer bir başkasıyla. Seven, fark ettirmeden peşinden gider sevilenin. Sevilen fark etmese de takipçisini, yanındakinden bile çok kollayıp gözetler onu takipçisi. Eğer, yamaçtan inerse sevilen, seven de peşinden iner düşünmeden. Tekrar çıkıp tekrar inse sevilen, seven ne yapsın ? Peşinden gider sevdiğinin... Onun peşinden şiirler yazar mektuplar yazar ulaştırmaya çalışır ulaştıramaz, ulaştırsa da beklediği tepkiyi alamayınca vazgeçer ulaştırma çabalarından... Sadece yazar kağıtlara, içini döker adeta...
Sevilen, fark ederse takip edildiğini, defolup gitmesini söyleyebilir sevene. Seven arkasını dönüp gider ama göstermeliktir sadece. Sevilen ne derse desin sevmiştir ya o bi kere... Sevilen bile engel olamaz sevgisine. Peşinden iner peşinden çıkar peşinden ölür bile sevdiği için. Sevilen, sevene yüz vermez, aşağılar belki kurtulmak için. Ama senaryo önceden yazılıdır... Seven hep sevecektir karşılık bulamasa bile... Onlar, herşeye rağmen sevenlerdir.
Aşk böyledir işte, tırmanmak da var düşmek de... Hatta sürüklenmek bile var karşılıksız bir aşkın peşinden... Tırmanırsın, tırmanırsın... Yaşanılanlar asla boşa gitmez, dökülen gözyaşları asla sebepsiz veya anlamsız değildir... Unutulmaması gereken şey, hissettiklerimiz, anlamlandırıklarımz kadardır...
Arka Merdivene... -M.A İMAMOĞULLARI -
-
Yine çok güzel bir yazı olmuş abicim, tebrikler. Ben boşuna demiyorum sana forumumuzun romantik çocuğu diye :D
Tüm yazın çok güzel olmuş ama bence güzel yeri son dört paragraf olmuş. Yazılarının devamını bekliyorum. Bu yolda devam...
-
Hoohocam, zaten son 4 paragrafta kendimi anlattım... =) Beğenmene sevindim, okuyup yorum yaptığın için teşekkürler... =)
-
süper bir yazı olmuş, kısaca aşk ve sevgiyi güzel bir dille anlatmış ve gayet güzel bir şey çıkmış ortaya bu konu ile ilgili başka çalışmalar bekliyorum; çünkü ihtiyacım var...
muhteşem bir yazı başarılarının devamını beklerim...
-
süper bir yazı olmuş, kısaca aşk ve sevgiyi güzel bir dille anlatmış ve gayet güzel bir şey çıkmış ortaya bu konu ile ilgili başka çalışmalar bekliyorum; çünkü ihtiyacım var...
muhteşem bir yazı başarılarının devamını beklerim...
Abi sen istersin de ben koymaz mıyım =) Hemen koyuyorum düşler limanına şimdi yazdım... Okuyup yorumladığın için teşekkürler =) Beğenmene sevindim...
-
Biraz da poh pohlamayla şunları söylemeliyim;
Betimlemelerini falan çok beğendim.Açıkçası aşkı mükemmel bir gerçekçiliğe sığdırmışsın.Bu yönden takdire şayan olmuş.Valla aşka inananlardan değilim.Her aşkın bir sonu olduğu için pek gerçekçi gelmiyor bana.Ya da bizim toplumumuz maymun iştahlı olduğu için bayağı soğuttular beni aşk meşk işinden.Tabi herkesin kendi görüşüdür.Yazı mükemmel olmuş.Gayet nezih, sade fakat anlamlı.Bu konuda ellerine sağlık fakat yazının konusuna katılmıyorum :)
-
Biraz da poh pohlamayla şunları söylemeliyim;
Betimlemelerini falan çok beğendim.Açıkçası aşkı mükemmel bir gerçekçiliğe sığdırmışsın.Bu yönden takdire şayan olmuş.Valla aşka inananlardan değilim.Her aşkın bir sonu olduğu için pek gerçekçi gelmiyor bana.Ya da bizim toplumumuz maymun iştahlı olduğu için bayağı soğuttular beni aşk meşk işinden.Tabi herkesin kendi görüşüdür.Yazı mükemmel olmuş.Gayet nezih, sade fakat anlamlı.Bu konuda ellerine sağlık fakat yazının konusuna katılmıyorum :)
Hmm.. Katılmayan insan da çok etrafımda, işte onlar uçuruma çıkmaktan korkanlardır... =) Beğenmene sevindim helen... Okuyup yorumladığın için teşekkür ederim... =)
-
Korkanlar değil de çevresindeki maymun iştahlı, peçete çeker gibi sevgili değiştiren insanlardan iğrenenler olabilir.Örnekleri çok bu devirde.Gerçek ve saf aşk yalnızca kitaplara özgü ( çok klasik bir cümle oldu fakat gerçek bu) Az mı haber izliyoruz menfaat için kandırılıp sonra sevgilisi kendisini terk ettiğinde köprülerden atlayanları. :(
-
Korkanlar değil de çevresindeki maymun iştahlı, peçete çeker gibi sevgili değiştiren insanlardan iğrenenler olabilir.Örnekleri çok bu devirde.Gerçek ve saf aşk yalnızca kitaplara özgü ( çok klasik bir cümle oldu fakat gerçek bu) Az mı haber izliyoruz menfaat için kandırılıp sonra sevgilisi kendisini terk ettiğinde köprülerden atlayanları. :(
Neyse ki ben insan iştahlıyım... =) Haklısın bi bakıma... Ama çevresine bakınca insan harika aşklar da görmüyor değil ha ?
-
Öncelikle söylemeliyim ki yazıdaki benzetmeleri çok beğendim. Bir çok konuda benim düşüncelerimle paralel tespitler gördüm yazıda, bunlar da bayağı hoşuma gitti. Yalnız bazı paragraflar okurken yoruyor insanı, aynı ve benzer kelimelerin çok sık kullanımından dolayı sanırım. Arada kaçırırsan baştan okuman gerekiyor cümleyi veya paragrafı.
Gayet güzel, tebrik ederim ve ellerine sağlık.
Hmm.. Katılmayan insan da çok etrafımda, işte onlar uçuruma çıkmaktan korkanlardır... =) Beğenmene sevindim helen... Okuyup yorumladığın için teşekkür ederim... =)
Uçuruma çıkmaktan korkan değil de, zirvede gözü olmayanlar desek daha doğru olur sanırım. :)
-
Neyse ki ben insan iştahlıyım... =) Haklısın bi bakıma... Ama çevresine bakınca insan harika aşklar da görmüyor değil ha ?
Valla ben pembe diziler dışında daha görmedim :D
-
Valla ben pembe diziler dışında daha görmedim :D
Çevreni değiştir biraz :D
Öncelikle söylemeliyim ki yazıdaki benzetmeleri çok beğendim. Bir çok konuda benim düşüncelerimle paralel tespitler gördüm yazıda, bunlar da bayağı hoşuma gitti. Yalnız bazı paragraflar okurken yoruyor insanı, aynı ve benzer kelimelerin çok sık kullanımından dolayı sanırım. Arada kaçırırsan baştan okuman gerekiyor cümleyi veya paragrafı.
Gayet güzel, tebrik ederim ve ellerine sağlık.
Uçuruma çıkmaktan korkan değil de, zirvede gözü olmayanlar desek daha doğru olur sanırım. :)
O tekrar etme meselesinden hep yakınıyorlar fakat o tekrarları kasıtlı yapıyorum... Bilmiyorum belki kötü duruyor ama yazmak istediğim bir kelimeyi yazmayınca bi eksiklik hissediyorum açıkçası... =)
Okuyup yorum yaptığın için teşekkürler... Beğenmene gerçekten sevindim =)
-
Detaylara çok takılan bir insan olarak tekrarlar biraz sıktı beni. :)
Aşk, geçmişte kalmış bir hikaye. Yaşadığımız dünyada korkulacak bir şey. Bilemiyorum neden bu hale geldik ama şuan aşkı, karşı cins ile birlikte olmayı düşünmediğim içinmidir bilemiyorum o uçuruma çıkmak aptallık gibi geliyor bana. Bir başkası için büyük acılara katlanmak, büyük sorumluluklar almak, büyük değişiklikler yapmak... Hep büyük şeyler istiyor aşk. Belki de hazıra alıştığımızdan büyük şeylerin zorluğunu kaldıramadığımız için aşk artık hikayelerde geçen bir şey haline geldi. Neyse efendim... Ne yazıyordum nereye geldim yahu!
Yazılarını takip ediyordum ancak yorum yapmak nasip olmamıştı. Düşüncelerime uymasa bile yazını severek okudum. Benzetmelerin tam uymuş ancak sanki uzatmak için yapılmış gibi duruyor bazı yerlerde. Anlatım atrzın okuyucu içine çekiyor. Bana "Aşk" kelimesi ne kadar anlamsız gelse bile severek okudum yazını. Tebrik ederim...
-
Detaylara çok takılan bir insan olarak tekrarlar biraz sıktı beni. :)
Aşk, geçmişte kalmış bir hikaye. Yaşadığımız dünyada korkulacak bir şey. Bilemiyorum neden bu hale geldik ama şuan aşkı, karşı cins ile birlikte olmayı düşünmediğim içinmidir bilemiyorum o uçuruma çıkmak aptallık gibi geliyor bana. Bir başkası için büyük acılara katlanmak, büyük sorumluluklar almak, büyük değişiklikler yapmak... Hep büyük şeyler istiyor aşk. Belki de hazıra alıştığımızdan büyük şeylerin zorluğunu kaldıramadığımız için aşk artık hikayelerde geçen bir şey haline geldi. Neyse efendim... Ne yazıyordum nereye geldim yahu!
Yazılarını takip ediyordum ancak yorum yapmak nasip olmamıştı. Düşüncelerime uymasa bile yazını severek okudum. Benzetmelerin tam uymuş ancak sanki uzatmak için yapılmış gibi duruyor bazı yerlerde. Anlatım atrzın okuyucu içine çekiyor. Bana "Aşk" kelimesi ne kadar anlamsız gelse bile severek okudum yazını. Tebrik ederim...
Yorumun için teşekkür ederim Marius... =) Şeey... Tekrarlar... Ne bileyim fark etmeden oluyor. Yazı bittikten sonra ise onu yerinden çıkartmak tamamen bozuyor anlamı... Bozmadığı yerlerde de sanki bişeyler eksikmiş gibi geliyor bana... =)
Takip etmene sevindim, sadece yorumlar için yazan biri olarak yorumları her zaman bekliyorum... =) Teşekkürler okuyup yorumladığın için...
-
Söyleyeceğim tek şey 'Helal olsun' güzel gözlem.
-
Sağolasın... =)
-
http://www.youtube.com/watch?v=l9pgwqqBl3c
Eh, kendimi deneyeyim hele dedim okudum, eleştirirseniz sevinirim. :)
-
Gayet açık ve net bir bakış açısıyla ele aldığın aşka dair bu analizleri somut olgularla sentezleyip böyle öyküleştirebilmen gerçekten büyük başarı. Oldukça güzel bir yazı, çok da güzel seslendirmişsin... Senin bu anlattıklarında ise -özellikle birer ideal olarak algılandığında- gerçekten de yerinde tespitler bulunuyor. Ancak aşk konusuna gelince ben "Aşk yoktur." değil de, "Aşk bilinçsizliktir, geçicidir, güven olmaz, o yüzden de sevgiliye verilen değeri belirleyici bir etken olmamalı; ama arada iyi oluyor, deneyin." diyenlerdenim.
Kısa lafın uzunu mükemmel aşk yoktur. Yerine alırsanız sevgi var. O da ayrı bir mesele.
-
Yazıda da belirttiğim gibi, o da var o da var :) Beğenmene gerçekten ne kadar sevindiğimi anlatabilirim. Yazıyı beğenmen bir yana, seslendirmemi beğenmen gerçekten çok hoşuma gitti. Çok teşekkürler, okuyup-dinleyip yorumladığın için. :)
-
Gerçekten çok hoş bir yazı olmuş; samimi ve içten. İnsanı sıkmayan güzel bir anlatım. Tekrarlara gelince açıkçası ben onları seviyorum.(her ne kadar kusur olarak görülselerde). ;)
Seslendirmeni de beğendiğimi ayrıca belirtmek isterim.(daha önce böyle yeteneğin olduğundan bahsetmemiştin)
Son olarakta şu aşk kavramına değinmek istiyorum.
" Aşk var ve dünyanın sonuna kadar da var olmaya devam edecek."(Her ne kadar yanlış tanınsa da!)
Tekrar tebrrik ederim. :)
-
Çok "hayatın içinden" olmuş diye düşünüyorum.Gerçekten güzel ellerine sağlık :)