Örneğin Maks karakteri bende çok büyük bir hayranlık yarattı. Bu karakter basitçe betimlenebilirken, Jasper (askerlik arkadaşım) onu anlatmak için gerçekten tartışılır fikirler verdi. Maksim'in düşüncelerini okudukça hiç düşünmediğim şeyler üzerine düşünme şansım oldu. Onun (kitabın daha birinci bölümünü bitirdiğim için ilerde ne olur bilmem ama...) hain çıkmasıysa beni üzdü. Hele Aleksey'in Yoan'ı öldürmek için alevler içinde kalan odayı kilitlemesi ve sonrasında olanlar, hele de "Tanrım, merhamet et bana!" sözü ve yazarın bu lafın opriçniklerden geldiğini bize yutturması harikaydı!
Not : Tanrım! Kitabı bitirdim, inanın, Aleksey mektubu okuyuncaya kadar Maksim'in yaşadığına inanmıştım. Kalbim kırıldı dostum :.(