(http://img215.imageshack.us/img215/5056/adszzd3qb9.jpg)
12 Nisan 1972 yılında Yalova’da dünyayla tanıştı Şebnem Ferah. İlkokulu Yalova’da , Ortaokulu Bursa kolejinde, Liseyi ise Namık Kemal Sözeri Lisesinde yatılı olarak okudu.
İlkokul yıllarında enstrüman ve solfej dersleri alan Şebnem Ferah’ın okul orkestralarında da yer almasıyla müzik serüveni başladı. Lise yıllarında Pegasus isimli bir grupla çalıştı. Pegasus’ta şarkılar söylerken bir yandan da bayanlardan oluşan bir rock grubu oluşturmayı düşünüyordu. Bu düşüncesi 1988 yılında Türkiye’nin ilk bayan rock grubu olan Volvox’u kurmasıyla gerçeğe dönüştü. Bu grup Ebru Bank, Buket Doran, Gül Ağırca,Şebnem Ferah ve gruba sonradan katılan Özlem Tekin’den oluşuyordu.
Şebnem Ferah, Volvox grubu için ODTÜ "ekonomi" bölümünü yarıda bırakıp İstanbul'a geldi. Daha sonra İstanbul'da İstanbul Üniversitesi "İngiliz Dili Ve Edebiyatı" bölümünü bitirdi.
1992-1994 yılları arasında ,Türkiye’nin çeşitli yerlerinde konserler veren ve İstanbul rock barlarında sahne alan Volvox 1994 yılında ayrılma kararı aldı.
Volvox’un dağılması Şebnem Ferah için yeni bir başlangıç oldu. Artık bireysel çalışmalar yapıyordu ve bu çalışmaların ilk meyvesi 1996 yılında “Kadın” isimli albümle meydana geldi. Bu albümün hazırlanması yaklaşık 2 yıl sürdü. Demir Demirkan, Tarkan Gözübüyük ve İskender Paydaş ’tan oluşan müzik kadrosuyla çıkardığı albümümdeki şarkıların 4 tanesinde Sezen Aksu desteği gördü. Diğer şakılar ise Şebnem Ferah’ a ait.
Albümden çıkan ilk klip ‘Vazgeçtim Dünyadan’ oldu. Bu çıkış parçasıyla Türkiye’de bir rock albümünün ulaşamadığı, alışılmamış bir satış grafiği izledi.
Daha sonra bu albümden "Yağmurlar", “Bu Aşk Fazla Sana" ve "Fırtına" adlı parçalara klip geldi. İlk konserini 4 nisan 1997 tarihinde İzmir'de "Ege Üniversite'sinde 6000 kişiye verdi.
Bu başarılı albümden sonra yeni bir albüm için kolları sıvayan Şebnem Ferah 1999 yılında kadar bir albüm çıkarmadı fakat bu arada da boş durmadı tabi. Sezen Aksu, Haluk Levent Kargo,Müzeyyen Senar ve Azerbaycan Kültür Bakanı Polat Bülbüloğlu’ na vokalistlik yaptı.
Bu dönemler Şebnem Ferah için acılı geçti.1998 yılında ablası Aycan Ferah`ı yitirdi.Bu sancılı dönemin ardından tarihler 1 Temmuz 1999’u gösterdiğinde çıkardığı “Artık Kısa Cümleler Kuruyorum” isimli albümü müzik marketlerde ön sıralarda yer almayı başardı.Bu albümden 24 haziran 1999 perşembe gününde "Bugün" 30 haziran 1999 çarşamba gününde "Artık Kısa Cümleler Kuruyorum" adlı parçalara klip geldi.
17 Ağustos 1999 tarihinde depremde babası Ali Ferah'ı yitiren Şebnem kendini bırakmayıp müziğe daha çok sarıldı.
3 Ekim 2001 tarihine gelindiğinde ise hayranlarının karşısına "perdeler" albümüyle çıktı. Apocalyptica ile yaptığı, bir diğer perdeler versiyonuyla, ilk defa uluslararası bir şeyler yapmak istediğini hissettirdi hayranlarına. İlk olarak "perdeler" ve ardından "sigara" ya çektiği kliplerle dinleyici kitlesini iyice genişletti.
15 Mayıs 2003’te ise 4. albümü Kelimeler Yetse’yi yayınladı. "Kelimeler Yetse" albümünün ilk klibi "ben şarkımı söylerken" oldu. Ardından "gözlerimin etrafındaki çigiler" 2.Klip şarkısı oldu.Son olarak ise "mayın tarlası" ile sevenleriyle buluştu.
5 Temmuz 2005 tarihinde ise ismini Karin Karakaşlı'nın kitabından esinlendiği "Can Kırıkları" adlı albümünü çıkardı. Bu albümden ilk klip "Can Kırıkları" adlı parçaya geldi.
Şebnem Ferah aynı zamanda geri vokal olarak da sahneye çıktı.
Geri vokal olarak çalıştığı sanatçılar:
Sezen Aksu
Sertab Erener
Levent Yüksel (ben senin bildiğin erkeklerden değilim)
Nilüfer (değişir dünya)
Demir Demirkan
Tüzmen (son rüya,yolculuk rüzgara)
Yaşar Gaga
Ajda Pekkan
Özlem Tekin (gel bu yaz,aşk herşeyi affeder mi?)
Tarkan (bekle,gül döktüm yollarına,eyvah,durum beter)
Çelik (yaman sevda)
Teoman
Haluk Levent (zeytinden aşımsın,anlasana)
Polat Bülbüloğlu (gel ey seher)
Cenk Eroğlu (inançsız yar,yalnız nehir,ben hep yenildim,aynalar)
Düet yaptığı sanatçılar:
Müzeyyen Senar (Sarı Kurdelem Sarı)
Müzeyyen Senar (Vardar Ovası)
Polad Bülbüloğlu (Gel Ey Seher)
Kargo (Kalamış Parkı)
Teoman (iki yabancı)
Pek çok şarkıcının birlikte söylediği (İnsanca Yaşamak)
Albümdışı söylediği şarkılar:
Değirmenler (Bülent Ortaçgil)
O dünyada ("Küçük Deniz Kızı" çizgi filmi soundtrack)
Gönülçelen (Teoman)
Ay Işığında Saklıdır (Toprak Sergen ve Aydan Şener'in rol aldığı dizifilm)
Ayrıca:
Akbank jingle
Tat Ketçap reklamında "nefessiz kaldım" adlı şarkısı kullanıldı
Kenan Doğulu ile Pepsi reklamlarında rol oynadı
2003 yılında Fanta reklamında rol aldı
Ve buraya kadar herşey mükemmel…
Şebnem Ferah’ın hayatında mükemmelin peşini bırakmaması dilekleriyle...
<3
(http://media4.ntvmsnbc.com/i/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/Sections-StoryLevel/K%C3%BClt%C3%BCr%20Sanat/M%C3%BCzik/100105%C5%9Febnem1.jpg)
Türk rock müziğinin en önemli vokallerinden Şebnem Ferah, yeni albümü 'Benim Adım Orman'ı Billboard Türkiye dergisine anlattı.
Bir önceki albümünüz Can Kırıkları’nı “Hoşçakal”la kapattınız, Benim Adım Orman’ı ise “Merhaba”yla açtınız. Şarkıyı dinlerken sizden hiç vazgeçmeyen Şeboist’lere selam etmişsiniz, sanki bu şarkıyla onlara “Merhaba” demişsiniz hissine kapıldık. Yanılıyor muyuz?
Şarkının sözel olarak farklı noktalara dokunduğu bölümler olsa da, özellikle B ve nakarat bölümlerinde onları düşündüğümü, konserlerde “Merhaba” demek için sabırsızlandığımı söylemek ve böyle bir sonuca varmak çok yanlış olmaz sanırım.
Albüm kapağında yüzünüz şehre, şehrin ışıklarına dönük ama siz kocaman, büyülü bir ormandasınız. Gerçekten şehrin tüm bu keşmekeşinden kaçabildiğiniz büyülü bir ormanda mı yaşıyorsunuz?
Kendi başıma yaşamaya başladığımdan beri şehrin göbeğinde oturduğum da oldu, biraz daha sakin bölgelerde de... Bazen sükunete ihtiyacı olur insanın, bazen de kalabalığa. Her ikisini de seviyorum ve ihtiyaçlarım ne yöndeyse onu seçiyorum, tabii eğer seçme şansım varsa...
Bir de sizi Peter Pan’in Tinkerbell’ine benzettik. Güçlü, hayat dolu ama bir o kadar da kırılgan; kocaman kanatlı bir peri kızı... Ama bir yandan da kayıp ruhlara yol gösteriyor...
Çok tatlı bir benzetmeymiş, teşekkür ederim. Kendimi, bazen beni bile şaşırtacak kadar güçlü hissettiğim durumlar ve zamanlar da oluyor, kendi kırılganlığımdan yorulduğum durumlar ve zamanlar da... Kendimi bildim bileli böyleyim ve bu bende herhangi bir karmaşaya sebep olmaz, idare ediyorum. Ama başka ruhlara yol gösterme durumu asla bilerek yelteneceğim bir şey değil. Herkesin kendi tecrübelerini kendisinin yaşaması en güzel yol bence.
BİRÇOK HİKAYEYİ BARINDIRAN BİR ALBÜM
Benim Adım Orman. birçok hikayeyi birden barındırıyor. Bir önceki albümle Benim Adım Orman arasında hayata bakışınızda değişiklik oldu mu?
Can Kırıkları albümündeki çoğu şarkı insan olmaya dair var olan birçok duyguyu anlatmaya çalıştığım bir albümdü. Dolayısıyla Benim Adım Orman da bu duyguların devamı niteliğinde, söylediğiniz gibi birçok hikayeyi barındıran bir albüm. Her gün hayata bakışımızı etkileyecek yeni şeyler oluyor, bir şeyler tecrübe ediyoruz, bazı önceliklerimiz değişebiliyor, bazı şeyler daha anlamlı gelmeye başlayabiliyor. Hiçbir zaman “bugünden itibaren şöyle biri olacağım” diyemem ben, ama her gün yeni biri olursunuz çünkü dün yeni bir şeyler öğrenmişsinizdir. Bütün öğrendikleriniz de sizi daha güçlü biri haline getiriyor sanırım.
“Ateşe Yakın” ölümü mü anlatıyor? Şarkının bir hikayesi var mı?
Doğrudur, evet var ama yanlış anlamazsanız dillendirmemeyi tercih ederim.
Albümün belki de en karanlık şarkısı, “Serapmış” Burada hayal kırıklığına uğramış bir kadın, üzüntüsünü caddeye, asfalta akıtıyor. Buradan mutsuzluklarınızı şehirle kodladığınız çıkarımında bulunabilir miyiz?
İnsanın bütün mutsuzluklarını tek bir şeyle kodlaması mümkün değil galiba, hayatta insanı tetikleyen çok şey oluyor, bunlarla başa çıkmak için herkesin ayrı yöntemleri vardır sanırım. Ama ne olursa olsun içimde beni güçlü olmaya, çabalamaya iten bir şeyler var söylediğiniz gibi...
İSTANBUL’U ÇOK SEVİYORUM
“Uçurtma”da “Ben en güzel şarkımı henüz yazmadım” diyorsunuz... Peki hiç “Keşke hiç söylemeseydim” dediğiniz bir şarkınız oldu mu?
“En güzel şarkımı henüz yazmadım” fikri benim hep çok hoşuma gidiyor, umut dolu olmamı sağlıyor; dikkatinizi çektiği için memnun oldum. Bana biri “En sevdiğin şarkın hangisi?” diye sorunca hep aklıma bu geliyordu, ben de en sonunda şarkıda da söyledim. Ama en az sevdiğim şarkı hangisi inanın bilemem, öyle bir yaklaşımım da yok galiba. Hepsinin benim için temsil ettiği duygu halleri, hatıralar var.
Dört yıl içinde sandıkta birçok şarkı birikmiştir... İçlerinden 12 tanesini albüme aldınız. Seçimi nasıl yaptınız?
Albüm için çalışırken bazen yıllar önce yazdığınız bir cümle ya da melodi de size yol gösterici olabiliyor. Benim garip bir çalışma yöntemim var. Her gün hafızamıza bazı şeyler kaydoluyor duygusal olarak. O duygulardan ağır basanlar sizinle birlikte yaşamaya devam ediyor. Bazen daha o an, bazen bir yıl sonra, bazen 10 yıl sonra, bütün o süre içinde biriktirdiklerinizden, ilham aldığınız her detayın belki de toplamından; hızlıca bir şarkı çıkıyor. Hem çok geçmişi olan , hem de anlık ve abartılı duygu hallerinden bahsediyorum. Ve bu tip şarkıları daha çok seviyorum, albümde onları kullanmayı tercih ediyorum. Yoksa bir müzisyen olarak her oturduğunuzda bir şarkı ortaya çıkarmanız mümkün ama bu benim sevdiğim bir yöntem değil.
Albümde en kısa sürede yazdığınız şarkı hangisi?
“Benim Adım Orman”. Ama az önce de söylediğim gibi yazılma anı kısa sürse de, yazacak hissiyata geçme süresi uzun olabiliyor. İkisi farklı şeyler.
ACELECİ BİRİ DEĞİLİM
Genellikle albümleriniz arasında iki yıl bulunurdu. Bu kez dört buçuk yıl gibi uzun bir süre bekledik. Bu bekleyişin nedeni neydi?
Ben her zaman bu konuda aceleci biri olmadığımı söylüyorum. Belli bir tarih belirleyip o tarihe kadar zorla da olsa bir şeyler hazırlamak benim çalışma yöntemim değil. Kaldı ki 2005’ten 2008 yazına kadar o kadar çok konser verdik ve turne yaptık ki... Arada DVD’yi de unutmamak gerek. Yani aradaki süreyi çok dolu dolu ve tamamen müzikle geçirdim. Kendimi dinlenmiş hissetmeye başlayınca da hazırlıklar başladı. Aradaki dört buçuk yıl dışarıdan bakıldığında uzun gözüküyor, uzun da, ama bizler için her anı dolu doluydu.