Kayıp Rıhtım Arşiv Forum

Kurgu Güncesi => Kurgu İskelesi => Konuyu başlatan: Akrin - 02 Mart 2011, 22:24:12

Başlık: Peri Kızını Kaçırmak
Gönderen: Akrin - 02 Mart 2011, 22:24:12
UYARI: Bu hikâye tamamen kurgudur. Mitlerle ilgisi yoktur.

PERİ KIZINI KAÇIRMAK
     
     Bir zamanlar Ege’de yaşayan Ged adında bir balıkçı varmış. Bu balıkçının yakışıklılığı dillere destanmış. İnsanlar Ged’in buğday rengi saçlarını, deniz rengi gözlerini görmek için Dünya’nın dört bir yanından gelirmiş.

     Bir gün Ged’in yolu büyük bir ormana düşmüş. Ama Ged’in bu ormanın perilerin evi olduğundan haberi yokmuş tabi. Ormanın içindeki gölde balık tutmak istemiş Ged.

     Sessizce balığını tutuyormuş ki küçük gölün karşı yakasında bir ışık parlamış. Ged meraklanmış. Kayığını karşı yakaya doğru sürmüş. Kıyıya yaklaşınca da gördükleri karşısında şok olmuş.

     Sapsarı saçları beline kadar inen, altın rengi gözleri ve buğday rengi teniyle muhteşem bir görünüşe sahip olan bir peri gölde yıkanıyormuş. Suyun, perinin kusursuz göğüslerinde bıraktığı damlacıklar ve perinin ıslak saçlarının güzelliği etkilemiş Ged’i. Oracıkta âşık olmuş peri kızına. Kayığını biraz daha yaklaştırmış periye.

     “Ey bu güzelliklerin sahibesi! Ey gönlüme taht kuran kraliçem! Benim adım Ged. Bana muhteşem isminizi bağışlayabilir misiniz?”

     Peri kızı korkmuş tabi olanlardan. Hiç beklemiyormuş bir ölümlüyü oralarda. Ne diyeceğini bilememiş. O da etkilenmiş Ged’in yakışıklılığından. Âşık olmuş birden bu buğday saçlı, deniz gözlü, yiğit oğlana.

     “Benim adım Rexie yiğit Ged. Ama buralarda bulunmamız çok sakıncalı. Demek istedim biz birlikte olamayız Ged. Doğanın tanrıçası Demeter aramızda olanları duysa neler der? İkimizi de yok eder büyük tanrıça.” Demiş Rexie. Ayrılmak istemiyormuş oysa bu güzel delikanlıdan. Ged kaşlarını çatmış birden bire.

     “Neler diyorsun sen Peri kızı? Aşka engel mi olur yüce tanrıça? Büyük aşkımızın önünde mi durur? Hiç mi bilmez aşkın en büyük duygu olduğunu? Bilmezse bunu, büyük bir tanrıça olabilir mi Demeter?”

     “Dikkatli konuş Ged. Orman onun evidir. Bu ağaçlar, bu kuşlar fısıldar konuşmamızı tanrıçaya. Biz olamayız Ged. Çok üzgünüm.”

     Rexie dönmüş arkasına ve gidiyormuş oradan ama Ged bırakmayacakmış hayatının aşkını.

    “Yüce tanrıça engel olacaksa aşkımıza, biz de gideriz buralardan, kaçarız ey güzel peri kızı! Kaçarız buralardan.”

     Rexie korkmuş tabi olanlardan. Ne yapabilirmiş ki? Aşktan yüce duygu mu varmış? Çabucak kararını vermiş peri kızı. Gidecekmiş sevdiğinin arkasından.

     Az gitmişler, uz gitmişler Rexie ile Ged. En sonunda ulu bir meşe ağacının dibinde dinlenmeye karar vermişler. Bütün gece sarılarak uyumuşlar.

    Peki unutmuş mu Demeter onları? Hayır! Doğa büyük bir öfkeyle haykırmış. Yüce bir tanrıçaya karşı gelmek mi? Bu da ne demek oluyordu?

     Demeter’in gazabından bütün canlılar korkmuş. Tanrıçanın siniri bütün ormanları çölleştirmiş, bütün çiçekleri soldurmuş. Ta ki Rexie bedenini doğaya teslim edene kadar da doğa böyle kalacakmış. Çorak ve verimsiz…

    Rexie çok üzülüyormuş bu olanlara. Ged’i çok seviyormuş ama bir karar da vermeliymiş. O da en sonunda bedenini teslim etmeye karar vermiş doğaya.

     Bir sabah Ged kalktığında görememiş Rexie’yi. Aramış her yere bakmış. Ta ki yorgunluktan bitap düşene kadar…

     En sonunda ulu meşenin yanına gelmiş. İşte o zaman Demeter’in gazabından sonra doğada büyüyen ilk çiçeği görmüş. Ulu meşenin yanında yetişen beyaz gülü… Rexie’yi.

     Peri kızının yokluğuna dayanamazmış Ged. Acısını daha fazla taşımak istemiyormuş da yüreğinde. Hançerini çıkarıp batırmış kalbine. Ve oracıkta düşüvermiş beyaz gülün yanına. Ağzından akan damla damla kanlar ise beyaz gülün üstüne düşmüş. Beyaz gül birden renk değiştirip kırmızı olmuş. Aşkın simgesi olan kırmızı gülü oluşturmuş.

SON