Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - MissMacKLane

Sayfa: [1] 2
1
Sinema / Ynt: En Son İzlediğiniz Film?
« : 02 Ağustos 2017, 00:59:29 »
Atomic Blonde. Son 15-20 dkyı izlemeden sinema salonunu terk ederseniz kendinizi güzel bir film izlediğinize ikna edebilirsiniz. Aksi halde klişelerin içine boğulmuş bir son sizi bekliyor. Sanırım bir adet çizgiromanı bulunmaktaymış ve özgün olması açısından öyle bir son yapılmış. Filmi izlerken öyle bir son beklemiyor değildim ama boş bir film yapmazlar ümidi vardı, yaptılar. Sonu sayesinde Charlize Theron biraz Jolie biraz Ejderha Dövmeli Kız olmak arasında sıkışıp kalmış. Ama filmin arasındaki yakın dövüş sahnesi izlenmeye değer, oldukça gerçekçi, orayı nasıl çektiler ben de bilmek isterim.

2
Ben de 'artık' üretkenliğe sahip olmadığını düşünenlerdenim. Bence kitap beklenti yükselmesi zamanını çoktan aştı. Berbat bir kitap bile yazsa kitabın üstünde adı, içinde aynı karakterler ve dünya olduğu sürece kimse berbat demez. Fena değildi der geçer. Bekledikçe kendisine eziyet ediyor. Benim için sorun yok, serinin büyük hayranlarından olamadım hiçbir zaman. Ama en azından internette de olsa küçük hikayeler paylaşarak hayranlarını mutlu edebilirdi. O süre içinde hem eli körelmez hem de asıl öykü için zaman kazanabilirdi. Kendi yazık etti.

3
Ütopya/Distopya / Ynt: Mülksüzler - Ursula K. LeGuin
« : 02 Ağustos 2017, 00:31:31 »
Muhteşem bir kitaptı kesinlikle. Daha önce okusam daha çok etkilenebilirdim belki ama şu halimle bile oldukça etkilendim. Aslında direk insanın özüne giriş yapıp insanın özünü olduğu haliyle bırakıp çıkan tabiri caizse aç olmayan bir solucan gibi bir kitap. (berbat bir teşbih biliyorum.) okuduktan sonra insanın kendisinde değişim mutlaka oluyor. Fakat insan ne yaparsan yap yine insandır. Önemli olan farkındalığın artırılmasıdır diye düşünüyorum. Mülkiyet kavramının ne demek olduğunun farkında olmayan bir toplumu değiştirsen de mülklüleşme arzusu yine kalıyor, kalacak. Ben olaylara idealist bir gözle bakmadığım için belki de böyle görüyorum ama Anarres gözümde hiçbir zaman ütopya olmadı, Urras'ta. Zaten Urras görüntüde mükemmel olan ama rögar kapaklarından patlamaya hazır bir gezegen. Pis gördüğü yalnızca maddesellik değil fikirler ve imgeler de aynı şekilde. Neyse bu kitaptan söz açıldığından derinlere inmemek oldukça zor oluyor. Demem o ki; kitabı alın okuyun ama okumakla kalmayın yorumlayın -malum, çağımızın toplumu okumak için okuyor, düşünmek ve yorumlamak için değil. Kendinizi kısıtlı görüşlerden-eğer varsa- arındırın. Kitabın kendisi de bir nevi içsel arınma kitabı gibidir zaten.

4
Coppermind'daki özetler maalesef Wheel of Time'ın encyclopediası kadar mükemmel ötesi değil ama idare eder gibi duruyor. Onun dışındaki sorunu yanıtlamak gerekirse ben de okurken Mistborn'unkine kıyasla Stormlight'ın kısa önsözlerini bölümle bağdaştırmakta zorlanmıştım. Hatta, sanırım, pek bir bağlantısı da yoktur diye düşünüyorum. Ama evren ve stormlight'ın kendisi o kadar geniş ki yazar her köşeden bir iple her şeyi birbirine tutturmaya çalışıyor. sonuçta evren yaratmak ve onun detaylarına inmek zorlu bir iş. Ayrıca çoğu ara bölüm de asıl olay örgülerinden bayağı uzaktı, gerçi en azından onların yakın zamanda esas olanlara gireceğini biliyoruz. Asıl söylemek istediğim: Stormlight gelişmiş teknolojisinden dolayı evren bilgisine en çok giren Cosmere serisi (Tabi bunu Warbreaker ve young adult serisini okumamış halimle söylüyorum ama öyle gözüküyor.) Bundan dolayı da yazar evrenle ilgili neredeyse tüm bilgiyi bize Stormlight'ta yedirmeye çalışıyor ki sıkıntı bence burada. Kitapta hem karakterlerin geçmişi hem günümüz hem evren hem ara bölümlerdeki karakterler hem gezegenin ve büyü sisteminin kendisi derken acayip karışık bir seriye dönüşmüş durumda. Dezavantaj gibi görünebilir ama böylesi daha güzel çünkü gizemi bir türlü bitmiyor. :D Yine de cidden okuması kolay olmayan bir seri.

5
Oathbringer'ın kapağında Jasnah'ın olacağı aklımdan hiç geçmemişti. Şimdi şöyle düşünmeye başladım hatta: İkinci kitapta yazar, sırf Shallan'a odaklanabilmek ve kabiliyetlerini sergileyebilmesini sağlamak amacıyla Jasnah'ı o boyuttan çıkarmış. Ama şimdi Jasnah'ın öyküsü oldukça yer kaplayacak gibi, kılıcını da kuşandığına göre. Yalnız o yaratık pek bir garip olmuş Whelan'ın hayal gücü şaşırttı beni.

6
Cosmere (Brandon Sanderson) / Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« : 21 Eylül 2016, 15:08:38 »
Evet Sissoylu'nun ayrıca spin-offu var. :) Hikaye olarak Sissoylu bitti ama birkaç yüzyıl sonra aynı gezegende geçen farklı bir seri var. Akılçelen Kitaplar ilk kitabın çevirisini devam ettirdiklerini söylemişlerdi. Şuan ne durumdalar bilmiyorum gerçi. Ama çıkacaktır.

7
Sanırım duvar yazılarının Szeth'in yazdığını düşünüyorlardı. O sırada Elhokar öyle anlamış olabilir. Emin değilim okuyalı çok oldu. :) Benim merak ettiğim ara hikayelerden ne çıkacağı... Onları çözümlemiş olan arkadaş varsa ve açıklayabilirse çok sevinirim. Kitapta en çok kafamı yoran şey ara sahnelerdi çünkü.

8
Cosmere (Brandon Sanderson) / Ynt: Sissoylu - Brandon Sanderson
« : 20 Eylül 2016, 12:07:59 »
Fırtınaışığı ile kıyaslamanın doğru olduğunu sanmıyorum. Çünkü o yazarın şuandaki doruk noktası sayılır. Yazabileceği sınırları zorlayan bir seri yani. Mistborn ise daha hatları belirgin bir seri. Nelerin olduğu, olabileceği ile Kralların Yolu'na nazaran daha çizgisel bir yol izliyor. İkinci kitap tam anlamıyla bir ara kitaptı. İlk kitap nasıl o dünyaya ayak uydurmamızı sağlıyorsa ikinci kitap da asıl olaylara geçiş sırasındaki karakter gelişimi, kurgudaki taşların yerine oturmaya başlaması ve kıyameti başlatan olay zincirini oluşturuyordu. Bunun yanında felsefik ve sosyolojik bir tarafı da ekstradan katılmıştı. Seri tam anlamıyla üçleme olması için yazıldığından yazar böyle bir yol izlemiş. Ama karakter yapılarını beğenmemenize bir şey diyemeyeceğim. Onlar sizin kişisel görüşleriniz sonuçta..

9
Bütün her şeyin Gavilar'ın parshendileri keşfetmesi ile başladığını düşünüyorum. Bence diyagram ya da görüler olmadan da gerçekleşecek olan Issızlığın gelişini önlemek için süreci hızlandırdılar yalnızca. Eğer bütün krallıklar toplanır ve elçilerin geri gelmesini ve parlayan tarikatlarının kurulmasını her şeyden önce kendileri başlatırlarsa parshendilerin tanrıları daha gelmeden saldırıya hazır olacaklarını düşündüler. Bir nevi diyagrama güvenerek risk aldılar. Ama Gavilar mı yoksa Taravangian mı olduğunu bilebilmek için bunların kronolojik sırasını bilmek gerekiyor. Taravangian ne zaman Gecegözcüsünden bu dileği diledi? ya da Gavilar'ın görüleri Parshendiler'den hemen sonra mı göründü yoksa Taravangian'ın diyagramı hazırlandıktan sonra mı? gibi...

10
Bence (benim fikrimi pek takar mısınız bilmiyorum ama :D) Dalinar'la birleşmeye kalmadan diyagramın tam kilit noktasında Taravangian hakkın rahmetine kavuşur. Çünkü eceli yakın gibi bir seyir vardı ara bölümde. Bana kalsa Taravangian'ın ölümünün Szeth'in elinden olmasını isterdim..
Rakam mevzusu ise The Coppermind'da analizi vardı ona bakabilirsin. :)

11
Pardon bir an Gavilar yazdı diye yanlış hatırlamıştım şimdi bakınca kitaba tekrar doğrusunu hatırladım. Her neyse yine Gavilar'ın ideallerini gerçekleştirmeye çalışıyor işte kendince.. Ben Dalinar'ın onları birleştir derken Taravangian'dan farklı bir anlam çıkardığını bu yüzden ters yönde hareket ettiklerini düşünüyorum.
Ayrıca Elçinin seçtiği 'normal' bir adamın Kaladin tarafından öldürülmesi.. bilmiyorum hafife almasının onu sadece belli bir noktaya kadar zayıflatması mantıklı geliyor sadece.
Bu arada adonalsium-parshendi teorisi gerçek olsa güzel olurmuş cidden..

12
Çizgi & Anime / Ynt: En Son İzlediğiniz Anime?
« : 29 Mayıs 2016, 13:54:46 »
Akame Ga Kill!
Çok güzel bir animedir. Kurgusu, çizgisi çok güzeldir. Yeri geldiğinde güldürür, ağlatır, heyecanlandırır. Yani sizde hep aynı duyguyu uyandırarak sıkmaz. Çok uzun değildir ama çok kısa da değildir. Tam yerinde hikayeyi bitirmesini bilir. Çok anime izleyen biri değilim ona rağmen beğendiğim bir yapım oldu. İzlemeyen varsa izlemeli :)

13
Okulun zorlaması vasıtasıyla okuduğum ama insanın içini soğutabilecek mümkünatı sağlayan bir yapıttır. Kitaptaki uçurumların kenarında bizzat bulunduğunu hissettirebilecek mide tutulmalarını yaşatabilir. Korkunç, melankolik, hüzünlü kısımlarıyla insana duygu sıçramaları da yaşatabilir. Yeri geldiğinde açlıktan sen de kıvranmaya başlar, gerçekten yaşanmış olan olayların boğucu havasında sen de boğulabilirsin. Öyle bir kitaptır. Koyu kıvamlı olmayan Türk tarihini anlatacak bir eser almak isteyen herkes için ben tarafından tavsiye edilir.

14
Başka Kurgular / Ynt: Eroinle Dans - Canan Tan
« : 29 Mayıs 2016, 13:36:27 »
Kendi başına insanı etkilemeyen fakat 'Placebo' dinlenerek okunursa bir placebo-eroin regresyonunun dehlizinde kaybolmanı sağlayabilecek kapasitesi olan kısmen basit bir yapıttır.

15
Başka Kurgular / Ynt: On Küçük Zenci - Agatha Christie
« : 29 Mayıs 2016, 13:31:30 »
Repeat'leyerek ben de söylüyorum ki benim de ilk A.Christie romanımdır. Muhteşemdir, okunmalıdır. Bulunabilirse sahaflardan sarı-kahve yapraklı eski kapaklısı alınmalıdır. İnsanı daha çok etkiler ve küçük yaşta okunursa gerilim yaşatabilir de o haliyle..

Sayfa: [1] 2