Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - diana

Sayfa: [1] 2 3 ... 32
1
Başka Kurgular / Ynt: Korkma Ben Varım - Murat Menteş
« : 02 Şubat 2011, 12:16:15 »
Ne zamandan beri okumak istediğim vede en sonunda bunu başarabildiğim kitap. Okudum ve okudukça Murat Menteş'e olan hayranlığım büyüdü.

Korkma Ben Varım tek kelimeyle harikaydı. Her biri özenle seçilmiş kelimelerden oluşan mükemmel bir yapıt. O kelimelerin gücü beni kitabın içine çekti ve bir dahada çıkmamam izin vermedi. Kurguyu oluşturan her karakter ayrı bir muhteşemdi. Müntekim Gıcırbey, Fu, Şebnem Şibumi, Hayati Tehlike, Gerçek Tehlike, Abidin Dandini, Atom Bombacıyan, Leyla Kalahari ve daha niceleri. Hepside ayrı bir ilginç ayrı bir eğlenceli. Ama içlerinde en iyisi benim için Hayati Tehlikedir. Onun anlattığı bölümü okumaya istemeyerek başladım, keşke bitmeseydi diyerek bitirdim.

Kitaptaki her bir bölüm benim için yazarın zekasının nişanesiydi. Özelliklede Atom Karınca Duası başlıklı olan. Bölümlerin içine ustaca yerleştirilmiş bazı paragraflarda ayrı bir güzeldi.

Velhasıl benim için film gibi bir kitaptı. Sanki okumadım herşeyiyle tam tamına bir film seyrettim. Sizde okuyun derim bu enfes kitabı kaçırmayın.

2
Narnia Günlükleri / Ynt: Pauline Baynes'ın Narnia Çizimleri
« : 02 Şubat 2011, 11:44:32 »
Kitapları okurken yalnızca sayfaların kıyı köşelerinde rastladığım bu çizimleri burada gördüğüm iyi oldu. Hepside ayrı bir güzel. Ancak Son Savaştaki kapıyı resmeden çizim beni benden alıyor. Ona bakınca sanki kendimi kapının hemen yanındaymış gibi hissediyorum.

3
Konuşan bir hayvan olmak eğlenceli olurdu herhalde. :P Ama yinede insan dedim.

4
Dublörün Dilemması // Murat Menteş

Yazarın "Korkma Ben Varım" adlı kitabına duyduğum hayranlığın sonucunda okumaya başladım. Okuduğum içinde pişman değilim. Her ne kadar diğer kitapla bazı benzerlikleri bulunsada ilginç, heyecanlı, eğlenceli ve yazarın kelimeleri kullanma stili harika.

5
Videoları izlerken gülmekten sandalye başında zor durdum. :P Özelliklede Aslan, Cadı ve Dolabın çekim hatalarında oyuncularla birlikte eğlendim. Birbirleriyle çok samimiler(Beyaz cadıda buna dahil :P ). Ki buda olanlara dahada bir sevimlilik katmış.


6
Diğer Fantastik Eserler / Ynt: Kane Günceleri
« : 02 Ocak 2011, 13:56:09 »
O kadar ağır yorum yapma demişsin ama sonuçta bu benim görüşüm. Vede senin gibi düşünmüyorum. Bu çok doğal bir şey. :)

Aslında sende Percy Jackson'ın kurgusunun daha güzel olduğunu belirtmişsin bir yandan. Evet Percy Jackson'da daha çok karakter vardı. Ve buda oradaki hayal gücünün daha yüksek olduğunun bir nişanesi. Ayrıca Kırmızı Piramitte dakika başı değişen anlatım değişikliği Percy Jackson'daki artan karakterlerden daha kafa karıştırıcı. Zaten okuyucu kendini kitaba bıraktığında çoğalan karakterler onun kafasını karıştırmaz. Daha çok olayın derinliklerine çeker. ;)

7
Diğer Fantastik Eserler / Ynt: Kane Günceleri
« : 02 Ocak 2011, 12:45:51 »
Sırf yazarı için aldığım bu kitap bende büyük bir hayal kırıklığı bırakarak bitti. Ön Okumasındaki o bildik Percy Jacson tadıda kitabı okumak için bende büyük bir istek oluşturmuştu. Ama tüm beklentilerim boşa çıktı.

Aslında kitabın kurgu kısmına baktığımızda her ne kadar Percy Jackson'daki o sağlamlığı göremesekde fena değil diyebiliriz. Ama anlatım için fena değil bile diyemeyeceğim. Çünkü ses kaydı olmasından kaynaklanan bozukluklar ve saçmalıklar var.

Öncelikle kitap boyu iki bölümü Carter iki bölümüde Saide anlatıyor. Bu yüzden kaynaklanan tutarsızlıklar çok fazla. Mesela Carter olayları daha iyi anlatıp okuyan kişiyi daha bir şevkle okumaya zorlarken Saide tutarsız bir biçimde olayları bir oraya bir buraya çekiştiriyor. Vede bu kitap boyu okuyanın sinirlerini zıplatmak için büyük bir etken. Sadece bu mu? Hayır. Her bölümün başında bulunan "aaa Carter şunu mu demişti? Siz Saide'yi sallamayın . Nerede kalmıştık? Hah işte orada" gibisinden saçmalıklarda kitabı bırakma dürtüsünü tetiklemeye bire bir. Tam böyle okuyucu heyecanlanırken, olaylar hız kazanmaya başlayıp biraz daha farklılaşırken pat diye araya bunların girmesi her şeyin tadını tuzunu kaçırıyor.

Velhasıl ben diğer kitaplarıda böyleyse okumayı falan düşünmüyorum. Çünkü kitap okuyucunun yüzünde bir gülümseme bırakmak yerine daha çok kafasında "keşke okumasaydım" gibisinden bir cümle bırakıyor.

8
Ejderhanın Günü // Richard A.Knaak

Sevdiğim birisinin tavsiyesi üzerine okumaya başladım. Henüz başlarında sayılırım. Ama biraz Ejderha Mızrağı kokusu almadım desem yalan olur.

Bunun dışında anlatım çok güzel. Her sayfasını büyük bir heyecanla çeviriyorum.

9
Kane Günceleri-Kırmızı Piramit//Rıck Rıordan

Percy Jackson ve Olimpoluları okuduktan sonra yine yazardan harika bir şeyler bekliyordum. Ama sanırsam beklememeliymişim.

Kurgu bakımından fena olmasada anlatım tam bir fiyasko. Anlatım o kadar berbat ki artık kitabı okumayı bırakacaktım. Sanırım bunun nedeni de olayları iki kişinin anlatması. Okurken durmadan bu bölümü kim anlatıyordu diye bir soru işareti dolandı durdu kafamda. O yüzden hiç zevk alamadım. Okumasamda fazla bir şey kaybetmezdim her halde.

10
Cüce Derinlikleri Ejderhaları//Weis-Hickman

Büyük bir şevkle okudum kitabı. Doğrusu bayağı bir özlemişim Ejderha Mızrağını.

O her zamanki Weis ve Hickman üslubu sizi kitabın içine çekiyor. Birde yol arkadaşlarınıda görünce insan aradaki bir kaç hatayıda görmezden gelebiliyor. Cüce Derinlikleri Ejderhaları her ne kadar ana seriden sonra yazılmasından kaynaklanan bir kaç sorun barındırsada gerçekten harikaydı(ejderha mızrağının tüm kitapları gibi )

11
Diğer Fantastik Eserler / Ynt: Maya / Payal Dhar
« : 04 Aralık 2010, 19:59:47 »
Kehanetin Sonunuda okuyup Maya serisini tamamladım(sonunda :P ). Vede son kitabın her ne kadar diğer kitaplar kadar iyi  vede okunmaya değer olduğunu düşünsemde bazı kötü yanlarının varlığını inkar edemeyeceğim.

Kehanetin Sonunun iyi bir başlangıcı,kurgusu ve devamı vardı. Yalnızca kitabın sonuyla yazarın arada yaptığı bazı gıcıklıklar vede abartmalar beni çileden çıkardı.

Spoiler: Göster
Yani insan nasıl savaşçıların üçüncü liderinin kim olduğunu açıklamaz. Sırf bu yüzden kitap bittikten sonra üç gün boyunca kriz komasında kaldım. :P
Ayrıca Maya bir mantıkçı mı? Kendimi camdan aşağı atmak istiyorum. :P


Özelliklede Maya için kullanılan "zeki bir genç kadın" tabirinin abartı olduğunu düşünüyorum. Aslında sadece bunun değil Maya için yapılan pek çok benzetmenin abartı olduğu görüşündeyim. Zaten nedense ben Maya'yı bu kitapta fazla sevemedim.

Ancak bunlara ramen ben kitap boyu çok eğlendim. Payal Dhar o her zamanki üslubuyla okuyucularını güldürmeyi çok iyi başarmıştı. Yer yerde şaşırdım vede üzüldüm. Gerçekten sürprizlerle doluydu.

Spoiler: Göster
Mesela Nira beni şaşırtan vede üzen faktörlerden biriydi. Doğrusu  ben o kadından böylesine bir fedakarlık beklemezdim. Kendisini dostları için feda etmesi gerçekten çok etkileyici vede dokunaklıydı.


Sonu ise bence tüm kitabın hatta serinin en berbat yanıydı. Ben doğrusu bitişi böyle beklemezdim. Pek çok soruyu vede konuyu muallakta bırakarak bitti. Sanki bir serinin değilde devamı gelecek bir kitabın sonu gibiydi.

Ama yinede eğer yazarın bazı gıcıklıklarını,cevapsız sorulara vede Maya'nın abartılmasına tahammül gösterebilecekseniz,okunulası,güzel ve hatta harika bir kitaptı. :)

12
Düşler Limanı / Ynt: Boncuk Çocuk Uçunca
« : 04 Aralık 2010, 17:46:33 »
Öncelikle yazıyı okuyupta buraya yorumlarını yazan tüm arkadaşlara teşekkürlerimi sunuyorum. Beğenmeniz beni gerçekten çok mutlu etti. :)

Söylemeliyim ki bu yazıda berrenin emekleri çok yüksektir. Kendisine gönderdiğim ilk yazıyı konunun dışına çıkmadan genişletti vede bazı ayrıntılarla süsledi. Eminim ki berrenin yardımı olmasaydı bu kadar güzel bir öykü meydana gelmezdi. Buradan kendisine teşekkürlerimi sunuyorum. :)

NOT:Görebildiğim tüm yazım hataları düzenlenmiştir.

13
Düşler Limanı / Boncuk Çocuk Uçunca
« : 03 Aralık 2010, 18:10:50 »


Yıllar yıllar önce ya da yıllar yıllar sonraymış. Çok uzak yahut çok yakın bir kasabada; bir annesi, bir babası, üç kardeşi ve dedesi ile ninesi olan bir çocuk varmış. Bu çocuğun adını bilen ya çokmuş ya azmış. Bu yüzden en iyisi biz ona Boncuk çocuk diyelim.

Ufacık tefecik içi dolu tatlıcıkmış Boncuk çocuk. Kömür karası saçları boncuk boncuk bakan gözlerinin üzerinde dalgalanırmış. Damdan dama zıplayıverir, görenlerin yüreğini ağzına getirirmiş. Ama aynı zamanda tam bir bastıbacakmış. Pek çok soru sorar, pek az cevap alırmış.

Yine öyle zamanlardan biriymiş. O gün Boncuk çocuk, Remzi Ağa'nın damından Hatice Eze'nin çatısına hoplayıvermiş. Bir mutlu olmuş bir mutlu olmuş ki hiç sormayın. Köyün veletlerinden hiç biri Hatice Eze'nin çatısına böyle hop diye hoplayamazmış. Sözüm ona göğe değermiş Hatice Eze'nin çatısı. Bir çıkan bir daha inemezmiş. “Hadi oradan!” demiş çocuk kendi kendine. “Aha da çıktım şimdikte incem!” diyerekten kasım kasım kasılmış.

Kasılması, övünmesi bitince Boncuk çocuk sıkılmış, aşağıya inmeyi canı çekmiş. Bir sağ eline tükürmüş bir sol eline tükürmüş. Hadi "Ya Allah" demiş. Ama tam harekete geçerken gözüne bir kıpırtı takılıvermiş. Meğer o kıpırtı havalanmaya hazırlanan bir kuş değil miymiş? Ama öyle sıradan bir kuş değil;  köyün ağasının Pirinç Dıkdıkıymış. Pek güzel bir güvercinmiş Pirinç Dıkıdık. Mübarek hayvan saldın mıydı bir takla atarmış bir takla atarmış ki görenler parmaklarını ısırırmış. Tamamen beyazlara bezenmiş güzel tüyleri ile köy kargalarının gönlündeki kuşmuş. Şimdi dersiniz böyle güzel kuş adı sanı bilinmeyen bir köy de ne iş eder? Köyün ağası benim kuşum benim kuşum dese de işin aslı böyle değilmiş. Bu kuşun nereden geldiğini nereye gittiğini kimsecikler bilmezmiş. Ağanın bir arkadaşı gelip bu güvercinin çok değerli bir ak taklambaç olduğunu söyleyince ağa sahip çıkmış bu güvercine.

Pirinç Dıkdık bir göz etmiş bizimkine. İş olsun kurnaz hayvan takılmış Boncuk çocuğun yüreğine. Neyse bizim Boncuk çocuğun gözleri de takılı vermiş Pirinç Dıkıdık'a. Kuş havalanmış, bulutlar arasında takla atmaya başlamış. Öyle güzel uçmuş ki Boncuk çocuğun aklına da bir soru düşüvermiş. “Yav” demiş Boncuk çocuk “Her işi yapan insanoğlu neden uçamıyor acep?”. Bu soru karşısında Boncuk çocuğun kendisi bile hayrete düşüvermiş. “En iyisi” demiş “Bir bubama sorayım.” Allem etmiş kallem etmiş inmiş damdan yere. Koşa koşa varmış tarlaya.

Bakmış babası elinde kazma kürek çalışıyor. Bağırıvermiş “Buba” diye “Soru soracam sana.” Babası kırmamış Boncuk çocuğu “He evlat sor.” demiş. Boncuk çocuk sormuş bubasına sorusunu. Bubası bakakalmış çocuğunun sorusuna. “Ben nereden bilem ki evlat.” deyivermiş. Boncuk çocuk üzülmemiş bir koşu eve gitmiş. Anasına seslenmiş, varmış yanına sormuş sorusunu. Anası da bubası gibi cevap vermemiş. “Git bir de dedenle nene sor .”demiş. Boncuk çocuk gitmiş dedesini ve nenesini  bulmuş. Sormuş soruşturmuş yine de yanıt bulamamış.

Canı sıkılmış bizimkisinin. Bakmış kimse cevap vermiyor “Anlaşılan bunu anca ben bilirim.” diye karara varmış. Gitmiş tekrar Hatice Eze'nin çatısına tırmanıvermiş. Çatının kenarına iyice yanaşmış ve gözlerine semaya dikmiş. Kafasını bir sağ yatırmış bir sola yatırmış; kara kara düşünmüş. Aklına kuşları getirmiş. Demiş “Hayvan uçuyorsa ben de uçarım.” Ya Allah diyerekten kendini çatıdan aşağıya bırakıvermiş.

Ve Boncuk çocuk uçmuşta uçmuş.

Ancak uçan bedeni değil ruhuymuş...


Berre & Diana           

14
Spiderwick Günceleri ve Sonrasının iki kitabınıda yüzümde bir gülümsemeyle okuyup bitirdim. Ve iyikide okumuşum diyorum.

Spiderwick Günceleri'nin devamı olan bu kitaplarda yine ilk beş kitapta kullanılan üslup kullanılmıştı. Gerek karakterler açısından,gerekse kurgu ve anlatım bakımından çok iyiydi. Yeni karakterlerimiz okuyanlara Simon, Jared ve Mallory'i arattırmıyor. Vede bu kitabı iyiki okumuşum demek için gereken faktörlerden birini oluşturuyor.

Eğer Spiderwick Güncelerini okuyup beğendiyseniz emin olun bunlarıda yüzünüzde bir gülümsemeyle okuyup bitirecek ve çok beğeneceksiniz. :)

15
Diğer Fantastik Eserler / Ynt: Ejder Kız
« : 20 Kasım 2010, 13:23:59 »
Serinin ülkemizde çıkan ilk iki kitabınıda okumuş bulunmaktayım. Ve kitaplar üzerine olan düşüncelerimin çoğu olumsuz yönde.

Aslında Thuban'ın Mirasının en başında güzel başladığı belirtmeliyim. Ama keşke devamıda öyle olsaydı diyorum. Henüz başındayken bu kitabı okuduğuma pişman olmayacağım diye düşünüyordum. Fakat azıcık daha ilerleyince fark ettim ki pekde okumaya değer değilmiş.

Öncelikle kitabın güzel bir kurgusu vardı. Ama anlatım o kadarda iyi değildi(hatta hiç değildi). Yazar, kurguyu anlatırken arada pek çok boşluk bırakmış. Yada olayları çok hızlı bir şekilde geçip fazla zaman kayması yapmış. Bunun yanına birde Sofia'nın aşağılık psikolojisi ek olunca kitabı bırakmamak için kendimi zor tuttum.

Ancak ikinci kitap olan İdhunn'un Ağacı ilkine göre biraz daha iyiydi. Sofia'nın kendini birazcık daha toparlamış hali vede yeni karakterlerin gelmesi kurguyu daha bir güzelleştirmişti. Anlatımda ilk kitaptakine göre daha iyi olsada tam olarak tatmin edici değildi.

Velhasıl benim için hayal kırıklığı dolu oldular. Okuduğum için pekde memnun kalmadım. :)

Sayfa: [1] 2 3 ... 32