1
Vakıf Serisi / Ynt: Robot Serisi
« : 31 Mayıs 2017, 06:51:42 »
Bu seriyi polisiye/bilim kurgu edebiyatı olarak tanımlamak doğru olur. Ama bu iki türün birarada olması bazı sakatlıklara yol açtı benim için. Şöyle ki;
1- polisiye türünde okuyucu da ipuçları peşinde koşar, durum değerlendirmesi yapar. Ara duraklarda yapıştırıverir katilin adını, kullanılan aleti.. ama mekanımız o uçsuz bucaksız asimov evreni olunca engellerle karşılaşmamak elde değil. Pozitronik beyne sahip bir robotun nasıl düşündüğünü mü tahmin edesin, yüzyıllar önce dünyadan ayrılmış bir grup insanın yeni yuvasında edindiği yeni kültürü mü anlayasın, eşek gibi teknolojiyi mi özümseyesin.. yok efendim. Polisiyeyi kapı dışarı edip asimov'un yarattığı sosyal, psikolojik, teknolojik, politik evrene bilim kurgu penceresinden dalmak en hayırlısı.
2- diğer romanlarda dünyamıza yabancı olan gelişmeler uygun biçimde tanıtılır, akış içerisinde farklı açılarla sıkmadan, üzmeden geliştirilirdi. Burada ne oldu peki? Solaria'da insanların nasıl bir sosyal yaşantısı olduğunu aynı özelliklerle 1526 defa, robotların nasıl baktığını yan yan dikizleme 3246 defa, "lan bu robot içten içe bana gülüyor mu!" Şüphelerini 62725 defa tekrar tekrar dinlemiş olduk. Neden? Çünkü polisiye okuyorsun ve ipuçlarını toplamak için ortamı koklaman lazım. Yazar ne olur ne olmaz diye sana robotların ne düşündüğünü, bilmemnegezegeninden göç etmiş kadının insanlara bakış açısını defalarca aynı örneklerle açıklamak zorunda. Çünkü sen malsın, anlamazsın.
Asimov seksenlerde serileri bağlama uğraşına girmeseymiş zor okuturmuş kendisini. Psiko-tarihin kökenini öğrenince hangimiz sevinmedik dostlar. Bak öyle sinirlendim ki şimdi, vakıf olmasa yakardım gemileri. Seriye lafım yok. Pozitronik beyin, yeni kültürler, teknolojinin sosyal ilişkileri nasıl belirlediğini merakla izliyoruz robot serisinde. Ama polisiyeyi bilim kurguya bu şekilde yedirmek olmamış asimovcum. Ayrıca robot öykülerinde işlediğin konuları tekrar önümüze sermeni pek hoş karşılamadım. Gözüm üstünde..
1- polisiye türünde okuyucu da ipuçları peşinde koşar, durum değerlendirmesi yapar. Ara duraklarda yapıştırıverir katilin adını, kullanılan aleti.. ama mekanımız o uçsuz bucaksız asimov evreni olunca engellerle karşılaşmamak elde değil. Pozitronik beyne sahip bir robotun nasıl düşündüğünü mü tahmin edesin, yüzyıllar önce dünyadan ayrılmış bir grup insanın yeni yuvasında edindiği yeni kültürü mü anlayasın, eşek gibi teknolojiyi mi özümseyesin.. yok efendim. Polisiyeyi kapı dışarı edip asimov'un yarattığı sosyal, psikolojik, teknolojik, politik evrene bilim kurgu penceresinden dalmak en hayırlısı.
2- diğer romanlarda dünyamıza yabancı olan gelişmeler uygun biçimde tanıtılır, akış içerisinde farklı açılarla sıkmadan, üzmeden geliştirilirdi. Burada ne oldu peki? Solaria'da insanların nasıl bir sosyal yaşantısı olduğunu aynı özelliklerle 1526 defa, robotların nasıl baktığını yan yan dikizleme 3246 defa, "lan bu robot içten içe bana gülüyor mu!" Şüphelerini 62725 defa tekrar tekrar dinlemiş olduk. Neden? Çünkü polisiye okuyorsun ve ipuçlarını toplamak için ortamı koklaman lazım. Yazar ne olur ne olmaz diye sana robotların ne düşündüğünü, bilmemnegezegeninden göç etmiş kadının insanlara bakış açısını defalarca aynı örneklerle açıklamak zorunda. Çünkü sen malsın, anlamazsın.
Asimov seksenlerde serileri bağlama uğraşına girmeseymiş zor okuturmuş kendisini. Psiko-tarihin kökenini öğrenince hangimiz sevinmedik dostlar. Bak öyle sinirlendim ki şimdi, vakıf olmasa yakardım gemileri. Seriye lafım yok. Pozitronik beyin, yeni kültürler, teknolojinin sosyal ilişkileri nasıl belirlediğini merakla izliyoruz robot serisinde. Ama polisiyeyi bilim kurguya bu şekilde yedirmek olmamış asimovcum. Ayrıca robot öykülerinde işlediğin konuları tekrar önümüze sermeni pek hoş karşılamadım. Gözüm üstünde..