Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Baal Adramelech

Sayfa: [1] 2 3 ... 8
1
FRP Arşivleri / Starship Raven [Stars Without Number]
« : 29 Mart 2015, 01:15:57 »


3400 MS...

İnsanlık, Warp Ağı çöktüğü olduğu zamandan beri iletişimlerini kaybettiler. Sektörler tamamen birbirinden izole ve uzak bir şekilde kalmış bir biçimde hayatta kalmaya çalışıyor ve ışık hızının yakınından bile geçemeyen hızlarda, kendi içlerinde iletişim kuruyorlardı.

Teknoloji geriledi. İletişim geriledi. Sistemler arasında haberler gemilerle taşınır oldu. Sektör dışına çıkıp da bir şeyler bulabilen kimse yoktu.

Dünya? Kayıp. Belki hemen yanınızda, belki galaksinin diğer ucunda.

İşte böyle bir evrende, bir uzay gemisi arayan dört insanın hikayesi de burada başladı.



İletişimi kopuk bir sektörde gezinen, para kazanıp zengin olmaya çalışan yolcuları oynayacaksınız. Oyuncu alımları açık. Üç oyuncu alacağım başlangıç için. Sonra zamanla mürettebat genişledikçe yeni oyuncular alacağım.

Mikrofon şart. Roll20.net üzerinden oynayacağız. Herhangi bir frp bilgisine gerek yok, sadece aktif bir hayal gücü yeterli.

Sistemimiz Stars Without Number.

1- Marius
2-
3-

2
Gezginler Kamarası / Ofrendas
« : 30 Mayıs 2012, 02:44:19 »
Ofrendas (o-fren-das’), Türkçe'ye "Ölülere Sunulanlar" şeklinde çevirilebilir. Meksikalıların Day of the Dead'inde, ailelerinin ölü bireylerine sundukları şeyleri temsil ederler. Bunlar çiçekler, çocuklara oyuncak ve yetişkinlere tekila olabilir. Ölülerini hatırlamak ve kopmamak ister o halk. Ölülerine daha yakın olmak. Onların onları duyduğunu bilmek.

Ölüler ise, yaşayanlardan kopuktur ve boşvermiş. Onlar yaşayanları önemsemez, cevap vermezler. Çünkü ölümden sonra herkes yeraltındadır ve hepsi birincil kimliklerinden kurtulmuşlardır. Yaşamın kararları saptıran kalın perdesi gözlerinden kalkmıştır. Ölüler, yaşayanları anlayamaz. Çabaları onlara boş gelmektedir.

Bu nedenle, Grimoire'i bulan büyücü, öte dünyalara bakmaya can attığına pişman olamazdı artık. Çünkü bulduğu o kitapla bu dünyadan ötesini aramıştı. Bu dünyadan daha fazlası olduğuna inanmaya çalışmıştı. Buldu da orayı, ancak bulduğu yer Pandæmonium'du. Ve Pandæmonium olduğuna inanmak istemedi, onun için doğru cevap bu değildi ve olmamalıydı.

Sonunda kabullendiğinde ise, evrendeki en tarafsız yere adım attı adam.

3
new World of Darkness / World of Darkness - Genel Başlık
« : 30 Ocak 2012, 23:33:51 »


Bu kategori artık World of Darkness genel kategorisi. Bu oyun evreninde oynanan tüm oyunlar, gerek alt sistemlerin kendi kategorilerinde, gerek burada açılan başlıklardan oynatılacak. Her türlü forum/sesli/msn oyununu bu kategorilerden yürütmek daha düzenli bir frp kategorisine ev sahipliği yapılmasına sebep olacaktır.

Genel World of Darkness tartışma konusu da burası aynı zamanda, sistem/oyunlar hakkında sorularınızı da bu konudan alabiliriz sanırım.

Şimdi sadece Changeling, Geist, Mage, Promethean ve Vampire kategorileri açık, çünkü bu sitede çok fazla oyun oynatan yok ve ben sadece bu sistemlerde oyun oynatacağım. Diğer alt sistemlerde oyun oynatmak isteyen olursa direk söylesin, diğerlerini de açmak zor değil.

Ek olarak, eski/yeni World of Darkness karakter yaratma programı olarak burayı tavsiye ederim.

Tekrardan hoşgeldiniz.

4
Promethean the Created / Rules of Goddamn Prometheans
« : 30 Ocak 2012, 23:03:53 »

5
Changeling the Lost / Rules of Goddamn Changelings
« : 30 Ocak 2012, 23:01:50 »

6
Kurgu İskelesi / Perde
« : 30 Ocak 2012, 15:03:50 »
(+18, sanırım)

Elinde, pek de beceriksiz bir şekilde sarılmış yarı-ıslak otu kurcalıyordu çocuk. On sekiz yaşlarındaydı, üzerinde garip bir deri ceket ve kot pantolonu vardı. Geçen sene tuttuğu ev kolay kolay ısınmadığından giysileriyle yaşıyor ve olabildiğince kalın giyiniyordu ev içinde bile. Pijama giyinmeyi özlemişti.

Otla biraz rahatladıktan sonra, kız arkadaşının iç çamaşırını karşısındaki koltukta unutmuş olduğunu fark etti. Çok hızlı ve sinirli çıkmıştı evden, nasıl çıktığını pek önemsemediği belliydi.

Telefonuna gitti eli. Eski tuşlu bir telefondu ve oldukça iyi dayanmıştı. Orasında burasında çizikleri görülüyordu tabi, eskiydi. Yine de hayatı boyunca unutmayacağı kişilere ulaşmasını sağlamıştı. Sertti, yıllarca düşmesine rağmen hiç bozulmamıştı. Sanki ne zaman düşse biraz daha alışıyordu buna, her seferinde daha az çiziliyordu.

Telefon hakkında bu kadar düşünmek onu gülümsetti. Kilidi açtı ve rastgele bir numara çevirdi. Telefon üç kere çaldı; neredeyse on dakika sürmüştü bu. Nefesinin sesini dinledi. Sonunda telefon açıldı.

"Gelsene, bir iki bira var ve karşılığında beni dinleyebilirsin. Evet. Beni dinlemek zor, biraya ihtiyacın olacak."

Telefonu kapattı, ottan bir nefes daha aldı ve beklemeye koyuldu.

***

Sabaha kadar sohbet ettiler. Coup de Grâce'den Danse Macabre'ye kadar ölümün her dalını anlattılar birbirlerine. Fotoğraflar gösterdiler, ölümle alakalı. Obsesyonları duvarları süsledi ve gecenin sonunda uyumaya yüz tutmuşken duvarları boyadılar. Siyah ve kırmızı boyaları tükürükleri ve spermleriyle karıştırdılar, duvarları boyarken bir yandan boyayla seviştiler. Hayalleriyle orgazm oldular ve sonunda yerde, boyaların içinde uyuyakaldılar.

***

Joseph ağlayarak uyandığında başı ağrıyordu ve Gregory ortalıkta yoktu. Üstünde bir örtü vardı, ikinci defa bakınca perde olduğunu anladı. Gözlüğünü el yordamıyla aradı ve kısa bir süre içince bulup gözüne yerleştirdi.

Odada taze bir kahve kokusu vardı. Gregory büyük ihtimalle uyanıp kahve yapmış ve dışarı çıkmıştı. Joseph ayağa kalktığında, camdan giren küçük bir rüzgar üşümesine sebep oldu. O zaman, çıplak olduğunu ve vücudunda boya ve çeşitli kurumuş sıvılar olduğunu fark etti. Bir kısmının meni olduğuna emindi.

İyice gerindi ve yerdeki perdeyi ittirip, çıplak ayaklarla ahşabın üzerinde yürüdü. Banyonun suyunu açtı ve dolmasını beklerken aynada yüzüne baktı. Çok yakışıklıydı. Gülümsedi.

7
Kurgu İskelesi / Kadın
« : 11 Aralık 2011, 13:04:39 »
Kızıl dudağı, sürdüğü rujdan çok kan ile boyanmış gibiydi. Güzel, dolgun dudakları onu güzel göstermekle kalmıyor, aynı zamanda insanları korkutacak kadar güçlü gösteriyordu. Kadın güçlüydü. Herkesin gördüğünden de çok. Kıvırcık saçları ve güzel bir beli vardı.

Bir yaz günü, kadın öldü. Dünya değişmedi. Sonbahar yine sonbahar, kış yine kış olarak kaldı. Geldiğinde dünya renkliydi, gittiğinde renksizleşmedi.

Sadece bir kişi eksikti.

Ama biliyorsunuz ya, insanlar o kadar çok hamile kalıyorlar ki, boşluğu hızlıca dolduruldu. Kadın, yerini bir çok küçük insana bıraktı. Bundan bir kaç ay sonra, hayatında çok önemli olmuş insanlar dışında kimse hatırlamayacaktı onu. Çünkü güzellik mezarın ötesinde hatırlanabilecek bir şey olmadığı gibi, zaman geçtikçe kaybolan bir şeydi.

Sadece fiziksel değil, ruhlar da böyleydi.

Bir insan ölüp de ruhu bu diyardan yavaş yavaş uzaklaştığında, dünyanın derinliklerindeki karanlık koridorlar evi olur çünkü. O koridorlar insanlara görmek istemediklerini göstermekte ünlüdürler. Bu koridorlar aynı zamanda ruhları daha da derin koridorlara götürür ve ruh yolunu şaşırıp kayboluncaya dek sapar ve döner. Bazen diğer koridorlarla kesişir, bazen duvardaki, yerdeki veya tavandaki küçük bir delikten başka tünelleri görebilir ruhlar.

Bütün delikler daha yukarıdaki tünelleri gösterir. Çünkü bu diyarın amacı budur, insan aşağıya indikçe üst katı özlemeli ve keşke demelidir. Tıpkı ilk koridora girdiğinde, düşüncelerinde yeryüzüne sonsuz bir keşke ile baktığı gibi.

Zayıf ruhlar çabuk delirir. Bir kaç hafta yeter; ruha gösterilenler onu derinden derinden işleyecek, ufak görüntülerdir çünkü. Bir kaç hafta bu karanlık ve sessiz mağaralarda geçirdikten sonra hala delirmemiş ruhların sayısı oldukça azdır. Güçlüdür onlar, belki de aşağıya inmeden önce deli olanlardır.

Bazen buraya inen ruhlar, köşe başlarında sigara içen adamlarla karşılaşırlar. Her seferinde bir adam. Adamların üstündeki giysiler bir Romalı senatör gibi üstlerini saran beze benzer, aynı zamanda ancak en pis ve unutulmuş arka sokaklarda oturan bir evsiz adamı da andırırlar. Adamlar çeşit çeşittir, her biri farklı bir sigara içer, bazıları puro. Ruhlarla tek kelime konuşmazlar, görmezden gelirler.

Bu karanlık koridorlara girenlerden birisi de, adını şimdiden unuttuğu için kimsenin hatırlayamayacağı bir kadındı. Ölmüştü, uzun süre koridorlara inmemeye çalışmıştı. Ancak koridorlar onu yutmuş ve kancaları derisine, oldukça derine kadar girmiş olan zincirler tutturmuştu. Kadın yürüdükçe kancalar derisini çekiyor, canını yakıyordu. Ama bu yerden nefret ediyordu ve koridorun sadece bir yolu vardı. Oradan çıkabileceğini umuyordu. Oranın daha tanrısız ve kutsallık dışı yerlere açıldığını bilmeden, devam etti.

Başka birisi, O Adam'dı. Bir ruh tarafından "O Adam" diye işaret edildiğinden beri bu ismi kullanıyordu. Tırnaklarıyla granite benzeyen taşları kazmış ve koridorlarda küçük bir delik yapmıştı kendine. Bu deliğin her gün biraz daha aşağıya kaydığına emindi. Yine de mutluydu, yürüyerek gideceğinden daha uzun sürecekti bu yolculuk. Rahat olmanın elinden gelen tek şey olduğunu biliyordu.

Yeryüzü bu tünele girmek isteyen onlarca kişiyle kaplıyken, her gün en istemeyenler girdi. Hak edenler yüzeyde kaldı, hak etmeyenler işkence çekti. Koridorlar böyle işliyordu, amacı ve isteği vardı onların. Her işkence, her ruh, her düşünce, tünelleri daha da derinleştiriyor ve sağlamlaştırıyordu. Bazen düşünürdü bu tanrısız mekan, Babil yıkılmadan önce topraktan duvarlara sahip olduğunu. İnsanların bu kadar kırılgan ama yaygın olmalarının ona sağladığı yararları düşünürdü. Mutlu olur ve gülümserdi. İşkenceleri daha da yükseltirdi mutlu olduğu günlerde.

Bu mekanın karanlık ve çirkin yüzü, ölüler dışında herkese gizli kaldı, dünyanın sonuna dek böyle olacaktı. Burası ne bir cehennemdi, ne bir cezalandırma yeri. Burası bir ayna kadar saf, bir çocuk kadar açık sözlüydü sadece. İnsanlar kendilerini görmekten korktular.

Ve ruhlar böylece, zamanın ve evrenin sonuna dek gelmeye ve sürüklenmeye devam ettiler.

Bitmeksizin. Durmaksızın.

Koridorlar mutluydu.

8
FRP Genel / Elder Scrolls Pen & Paper
« : 07 Aralık 2011, 02:40:30 »
Aklımda çeşitli düşünceler var ancak harekete geçmedim daha. Bir kaç şey yazacağım, düşüncelerinizi bekliyorum.

-Oyunun temeli düz kalacak. Irklar, mekanlar, mekanların özellikleri, hasar ve resist sistemleri genel olarak tüm oyunlarda benzer olan şeyler ve bu nedenle ne yapılırsa yapılsın bunlar "core" olarak bulunacak.

-Oyunu temel alan ancak çeşitli düzenlemelere giden bir sistem olacak. P&P sistemlerde, eğer tüm her yerde kullanılmıyorsa % hesaplaması çok uzatıcı bir etken olduğundan, tüm yüzdeler kaldırılacak ve duruma göre bonuslar verilecek.

-Oyunlarda genel olarak sistemler değişebiliyor. Bu konuda üç fikrim var: Kombinasyonlar yarat, ayrı bölgelere ayrı sistemler ver veya ırk/sınıf/tercihe göre ayarla.

Kombinasyon yarat: Skyrim'de Birthsign yok ancak Morrowind ve Oblivion'da vardı. Skyrim'de ise Standing Stonelar var. Bunları bir araya koyup Standing Stoneları ve Birthsignları bir araya koymak mümkün. Aynı şekilde skilller de oyundan oyuna değişiklik gösterdiğinden eleme, ayıklama ve sisteme uygun olanları koymak gibi şeyler yapmak lazım.

Ayrı bölgelere ayrı sistemler ver: Basit bir biçimde "Core" kurallar bir arada tutulurken, her bölge kendi alt özelliklerine sahip olacak. Karakteri Skyrim bölgesinden gelen oyuncu Birthsign kullanamayacak ama Standing Stone kullanabilecek gibi. Ama bu seçeneği pek beğenmiyorum açıkçası.

Irk/sınıf/tercihe göre ayarla: Bu ilk seçenek ile ikinci seçeneğin karışımı gibi. Karakter yaratırken seçtiğiniz şeyler, diğer şeyleri engelleyebilecek, bu durumda dragonborn olan bir karakter birthsign seçemeyecek ancak Standing Stone kullanabilecek mesela. Ve benzeri. Bunu birini seçeneğe daha hafifletilmiş kurallarla eklemek mümkün.

-Çoğu item, potion ve diğer şeyler hazır olduğundan, sadece gerekli düzenlemeler yapılıp oyuna eklenebilirler.

-Skiller tutulurken, bunların kullanıldıkça gelişmesi ve Skyrim'deki Perk sisteminin eklenip eklenmeyeceğine dair düşünceler lazım.

Bu çalışmalar sadece yeterli yorum ve fikir olursa devam ettirilecek söyleyeyim. (:

9
Oyunlar / Genel Oyun Tartışmaları
« : 23 Kasım 2011, 13:21:06 »
Burada olsun falan fişmekan.

10
Mage the Awakening / Rules of Goddamn Mages
« : 19 Kasım 2011, 20:29:47 »

11
Kurgu İskelesi / Diş
« : 09 Kasım 2011, 06:09:55 »
Port More'nin üzerinde bir gölge, açık bir gökyüzü.

Yaz aylarının sonlarındaki bu hafif sıcağımsı havalar James'i oldukça bunaltıyor, yer yer buz gibi bir banyo yapmasına sebep oluyordu. Sıcağı sevmezdi. En küçük sıcağı bile. Ter ise onun sevmediği ikinci şeydi. Ve şimdi, sevmediği bu sıcak havaya rağmen Quel Köprüsünün kenarındaki trabzanlara dayanmış bir şekilde durmuş, göle doğru bakıyordu.

Bir kaç dakika sonra, uzun sayılabilecek, koyu gri ceket ve uyumlu bir pantolon giymiş, hafif bıyıklı bir adam yaklaştı yanına. Adamın saçları siyah ve dalgalıydı. Gözleri parlıyordu ve James'in yanına gelip, o konuşana kadar tek bir kelime etmedi.

"Yeni birisi varmış." dedi James kısık sesle.

"Evet, Usta Abjurii, izninizle onu ben takip edeceğim?" Sesi, saygılıydı ve kelimeleri teker teker seçiyordu William. Söylediği şeyin yanlış anlaşılabileceğini, sanki zorluyormuş gibi kullandığını fark ettiğinde, hemen toparlamaya çalıştı. "Ama isterseniz, başkasına da devredebilirim bu görevi."

James'in yüzünde o büyük gülümsemesi yayıldı. Bu gülüş, en azından James'i görmüş olanlar içinde, oldukça bilinirdi. Yeteri kadar uzun süre o gülümseye bakıldığında doğru olmayan bir şeyler her zaman hissedilirdi. William da böyle hissetti. Sıcak, doğal bir gülüştü elbette, ancak normal olmayan bir şeyler vardı.

"Gerek yok. Bu görevi yapabileceğine inanıyorum, yeter ki beni hayal kırıklığına uğratma Mijri, olur mu?" Sesinde bir emir, bir zorunluluk vardı. Ve bir ağırlık ile bir eminsizliği de hissettiriyordu ister istemez.

Güç ile alakalı diye düşündü William. Zor olmalı.

Hafifçe eğildi, "Nasıl isterseniz efendim." dedi ve arkasını dönüp yavaş ama emin adımlarla köprünün güney tarafına doğru yürümeye başladı.

Rüzgar batıdan, güneşin yavaş yavaş battığı yerden esiyor ve güneş bir süreliğine ölüyordu. Yeni bir isim dengeleri etkileyecekti elbette, ancak böyleleriyle daha önce de baş etmişti. Cebinden bir sigara çıkardı, yanması gerektiğini düşündü ve sonra dudağına götürüp içine çekmeye başladı.

Duman doğuya doğru hızlı hızlı süzülürken, James daha demin verdiği emri aklından çıkarmıştı bile.

12
new World of Darkness / Rules of Goddamn Mortals
« : 05 Kasım 2011, 05:01:39 »

13
Vampire the Requiem / Rules of Goddamn Vampires
« : 05 Kasım 2011, 04:27:45 »

14
Radyo Kulesi / Anlık Oyun Yayınları
« : 29 Ekim 2011, 23:36:10 »
Yapılacak veya yapılan anlık oyun yayınlarını burada duyuralım.

15


Kurallar Sayfası



Krallık Yaratmak

[Krallık İsmi], [Hanedan İsmi], [Hanedan Irkı], [Kral ismi], [Başkent İsmi] ve dört tane olan [Şehir İsmi] kısımlarını doldurup, kartın en altına yazdığınız bir hikayeyle buraya atın. Önceki oyundan gelenler, önceki oyundaki hikayelerini yazmakta serbesttirler.

Din kısmını doldurmak isterseniz, kurallar sayfasının ilk mesajındaki dinlerden birini seçebilirsiniz. Hanedan ırkı kısmını da ilk mesajdan düzenleyebilirsiniz.

Diğer tüm sayılar ve detayları oyun yönetisi halledecektir.



Lonca Yaratmak

Lonca yaratırken [Lonca İsmi], [İsim], [Askeri/Ticari/Ruhani] kısımlarını yazdıktan sonra, seçtiği türe göre 7 seviyelik teknik seçer. Ancak herhangi tekniğin 3. seviyesinden fazla seçemezsiniz. Mesela Askeri tür seçen birisi 7 seviyelik tekniğini şu şekilde dağıtabilir:

Suikastçilik, Seviye 3 (%45)
Yağmacılık, Seviye 2 (800)
Diplomasi, Seviye 2 (%20)

Ayrıca, en alta, lonca hakkında, ne yapmak istedikleri, ne oldukları, nasıl kurulduğu gibi konular hakkında kısa bir hikaye yazılmalıdır.

Geri kalan kısmını oyun yöneticisi halledecektir.



Krallık Oyuncuları (3/5)
-LegalMc
-Raisor
-SoulSucker
-
-

Lonca Oyuncuları (4/5)
-Fırtınakıran
-KoyuBeyaz
-TRN
-Vega
-

Sayfa: [1] 2 3 ... 8