Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Neases

Sayfa: [1] 2
1
Sinema / Terabithia Köprüsü
« : 07 Mart 2008, 14:30:59 »


Terabithia Köprüsü

Bridge to Terabithia

Yönetmen: Gabor Csupo

Oyuncular: Josh Hutcherson, AnnaSophia Robb, Zooey Deschanel, Robert Patrick, Bailee Madison, Devon Wood, Emma Fenton, Lauren Clinton, Cameron Wakefield

Yapımcılar: Lauren Levine, Hal Lieberman, David Paterson

Senaryo: David Paterson, Jeff Stockwell (Katherine Paterson'un aynı adlı kitabından)

Görüntü Yönetmeni: Michael Chapman

Prodüksiyon Tasarımı: Robert Gillies

Kostüm Tasarımı: Barbara Darragh

Kurgu: John Gilbert

Müzik: Aaron Zigman

Stüdyo: Walt Disney Pictures - Weta Digital, UIP Filmcilik

Gösterim Tarihi: 16 Mart 2007
Konu Özeti: Tüm zamanların en çok sevilen aynı adlı çocuk romanından uyarlanan filmin başlangıcında önce okulunun en hızlı koşan çocuğu olmayı kafasına koyan 11 yaşındaki Jess Aarons'u (Josh Hutcherson) tanırız. Ancak Jess'in yaşadığı orman kasabasına yeni taşınan Leslie Burke adlı bir kız (AnnaSophia Robb) sadece erkek çocuklara açık olan yarışa sürpriz şekilde katılır ve Jess dahil tüm öğrencileri geride bırakarak birinci olur. Jess başlangıçta bu sarışın kıza büyük kızgınlık duyar. Ancak ikisi arasında hızlı bir arkadaşlık gelişecektir.

Jess ile Leslie ilk bakışta birbirlerinden çok farklıdırlar. Leslie zengindir, Jess yoksuldur. Leslie bu kasabaya kentten gelmiştir, Jess doğma büyüme kasabalıdır. Ancak Leslie'nin olağanüstü hayal gücünün kapılarını Jess'e açmasıyla birlikte artık paylaşabilecekleri harika bir ortak noktaları vardır: Gizli ülke Terabithia…

Burası, sadece ormanın derinliklerindeki bir derenin üzerinden halatla aşılarak giriş yapılabilen bir ülkedir. Devler, canavarlar ve çeşit çeşit yaratıklarla dopdoludur. Leslie ile Jess bu ülkenin Kral ve Kraliçesi olarak, kendi yarattıkları yaratıklar arasında hüküm sürerler. İkisi arasında öylesine büyük bir dostluk bağı vardır ki, Terabithia'nın şeytani güçleri bile bu dostluğu bozamaz.

Kısacası Jess'in gerçek dünyadaki konumu ne olursa olsun, Leslie ona Terabithia'da daima büyüleyici öyküler ve hayallerle dopdolu çok özel bir yer vermiştir.

Terabithia Köprüsü ile ilgili fotoğraflar için ;

http://moviegrande.com/terabithia/galeri.htm

2
Çizgi / İlk grafiklerim...
« : 17 Şubat 2008, 13:41:19 »
Şimdi beğeniliyor yaptıklarım peki ilk başlarda neydim ben...?







Layer kullanmak nedir bilmiyordum...



pembe dan.. ne kadar ilgin. değil mi :D



bişeye benzeyen ilk imzam belkide bu...







Cünyırım bebeğim kardeşimm





beğendiğim bakmaya doyamadığım ilk grafik..









ilk colorizitions um





Emmadan nefret ederken Emmalı neler neler yapmışım... Bu efekti hala çok severim... kendi keşfimdir başka yerde bulamazsınız...





Bu olayı ilk programı karıştırırken bulmuştum bayılmıştım..











Betül (pleasant^^), Deniz (Jo_Kathleen) ve ben... forumumuz kızlar.... =)



başka bir colorizitions um





ilk avatarlarımdan birkaçı...



yine colorizitions..





bunu da Emmafanı bir arkadaşım için yapmıştım. Specte,ginerva,Darkness ve HoLier bilirler :D





Bu Betülün favorisiydi.. :D



bu da bir arkadaşım ve ben...


Bunları görünce duygulandım ya eskiler eskiler...  Yorumlarınızı alayımm.. =)

3
Düşler Limanı / Seviyorum...
« : 15 Şubat 2008, 15:53:29 »
Uzun bir süre olmasada 4 gün benim bunalımlara girip girip çıkmam için haddince baya fazla bir zaman.



Çoğalarka seviyorum seni,giderek daha çok.. Herşeyi yeniden öğrenir gibi, öğrendiklerimi biriktirir gibi, çoğala çoğala.. Uzaklığında da yakınlığında da, her zamanda ve her mekanda..
Geceleri kısaltıp gündüz oluyorsun, gündüzleri bitiriğp yıldız oluyorsun.Daha çok seviyorum seni, yaramın kanamasını kesen bir ilaç gibi..
Bir kıvılcımdan bir yangına dönüşür gibi, büyüyerek ve daha çok... Her an daha çok ..
Seni sevmenin nöbetini tutuyorum, yüreğim ellerinde.. Karda kışta deli yağmurda... Parlaklığı giderek artan çiçek gibi, sevdikçe artıyor benim parlaklığımda..
Sevdikçe çoğaltıyorumseni, çoğaldıkça daha çok seviyorum... Gülüyorsun, gülüşüne daha da hayran oluyorum... Sevdan hep bir an öncesinden daha büyük... Aşkım daha kararlı, bulmuşken seni kaybetmemek adına... Seni seviyorum, yaşama sevincim çoğalıyor, içimdeki kuşlar çoğalıyor; kanat çırpışlarını dinle... Hepsi senin aşkına uçuyor...
Görmesekte birbirimizi ne gam ! Varsın işte, oradasın. Onca aşk öğretemedi, ama şimdi yalnızken öğreniyorum seni sevmeyi.. Kaç acının sınavından geçtim ve basardım sonunda. Bir tek acıyı azaltıyorum içimde, seni çoğaltıyorum... Çoğalttıkca acı yokoluyor. Şimdi yıldızları daha büyük gecelerin, daha çok.. Korkma, ne kadar çoğalırsan çoğal yüreğim aşkını tasırmayacak kadar büyük.. Sana dair ne varsa hepsini taşıyacak kadar güçlü...
Eğer döneceksen sabredecek kadar da asil...

4
Düşler Limanı / Gitmiş olsanda bitmiş değilsin...
« : 07 Şubat 2008, 22:21:28 »
Bilirsin beni...Gülerim hep, üzüldüğümü kimselere belli etmem ben. Ağlarım belki hıçkıra hıçkıra ama yoldan geçeni durdurup ''bak kalbim yaralı'' demem. Diyemem. Ya sana kızarsa, ya seni ağlatan da ağlasın derse o da herkes gibi... Dayanamam ben sana söz söylenmesine. Nefret ediyorum senden şu anda inkar edilemeyecek kadar çok nefret. Fakat kalbime engel olamıyorum işte. Ben istemiyorum seni o istiyor...
Hani sen gittin ya artık dönmeyeceksinya o ağlıyor, ben değil. Parmaklarıma beynim hükmedebilse neler yazardım tahmin edemezsin fakat kalbimin kontrolünde artık onlarda. Tutacağım kendimi dedim, kendime ne sözler verdim bilemezsin. Bir daha ona tek satır karalamayacağım dedim, dahası bu yalana kendim bile inanmıştım ama olmadı işte, olmuyor...
Bir şarkı dinliyorum...Birkaç saattir sadece onu dinliyor ve sadece seni düşünüyorum...
''Gönlünü gün edeni sevmez sevda ister hep onu üzeni
Her ona kucak açan olmaz fayda bekler hep onu sileni''
Sen benim için artık (...)'dan ibaretsin... Adını anmayacağım...3 noktamsın benim...Ne demek istediğimi anlıyor musun?Devamın var, bitmedin...Aklımda herşeyi sonlandırmış olsamda, mantığım seni reddediyor olsada, içimde bi yerlerde kalbimde hala senin kıpırtıların var. Senin için can çekişen bir ruhdan çok daha fazlası bu içimdeki !
Hissetmiyorsun, hissedemezsin...Eğer şu içinde bulunduğum hali, şu kalbimde yanan alevi farkedebilsen, eğer onu hissedebilsen anlardın seni ne kadar çok sevdiğimi...Asla anlayamadın, asla anlayamayacaksın.
Artık ne kendime verecek son bir şansım var ne de sana. Oyun bitti burada, istemiyorum daha fazla acı. Daha fazla gözyaşı saklayamam pınarlarımda. Çabalarımda sonuçsuz zaten bu aptal kalp bedenimde çarptıkça...
Sen, sen yokolmadığın sürece bu aşk yokolmayacak. Ama lütfen, lütfen sende gitme... Yokoluşlar yetmiyor bir aşkı sonlandırmak için... Yaşadım, biliyorsun ben onu da yaşadım... Bir yokoluş ardından aylarca ağladığımı, kalbim sana çarparken içimde bir yerlerde, şarkıalrda onun için ağladığımı sende benim kadar iyi biliyorsun. Bana bir defasında ''bana onu anlatsana'' demiştin...Dün gibi aklımda...
O gün, sana onu anlatırken de ağlamıştım ben... Sana ''kahverengi saçlarında kalbimde çarpan yumuşak hissi hissedebilirdim, ve o gözleri dünyadaki herşeyden anlamlı bakardı...'' demiştim...Gülümsemiştin yalnızca...
Her düştüğümde bu belaya bir defa daha açılıyor yüreğimdeki k abuklar, bir defa daha yanıyor canım... Günler, aylar geçiyor kabukları kuruyor, dökülüyor acılarımın...Fakat ben, hala acıyorum...İçimdeki bu hisse, bu bitmeyen, bu sönmeyen ama sönmesini beklediğim, sönmesini herşeyden çok istediğim hisse acıyorum...
Seni Seviyorum...
Duyuyor musun beni...Seni Seviyorum...

5
Düşler Limanı / Yıkıldı Dünya - Gerçeğin Yansıması
« : 06 Şubat 2008, 13:42:09 »
Şimdi sizlerle paylaşacağım hikaye kişi ve kurum adları değiştirilerek yazılmış bir anı bütünüdür aslında.Yazdığım olayların tamamı gerçektir.Bazılarınız tüm bu yazılarınların gerçek kişileyle beraber nasıl yaşandıklarını,nasıl acılar getirdiklerini biliyorlar zaten,bazılarınız ise yeni öğrendiniz.Bazıları bunu yalnızca bir hikaye olarka tanıdı ve bazılarıysa ilk defa okuyacak.Fakat okuyun, okuyun ki hayatın sadece gülücüklerden oluşmadığını da görebilin...


Birkaç bölümü bir bütün olarka yayımlayacağım,umarım okunur...


-Sn.Tom Logatic Sn.Tom Logatic,muayine sırası sizin kızınızda efendim.
-Teşekkürler Bayan Leosmie,Emily gel canım.
--------------

Emily Logatic,Tom ve Asley Logatic çiftinin küçük kızlarıydı.Henüz1,5 yaşında sarı saçları olan pembe pembe yanaklı küçücük bir kız çocuğuydu.Ailesi,çevresi tarafından öyle sevilirdi ki kılına zarar gelmesine izin vermezdi hiçkimse.O ailenin kususrsuz yavrusuydu.Fakat 10 gün önce

-Ah,Tom Emily neden bu kadar yakıncan inceliyor seçtiğimiz oyuncağı bi fikrin var mı ?
-Bilemiyorum Lindy.
-Bence onu bir doktora göstermelisin dostum,dedi Bill.
-Neden,neden onun hiçbirşeyi yok Lindy diye ciyakladı Ashley.
-Bence yine de bir gösterin dedi Bill.

Bu dialog yakın arkadaşları Lindy ve Bill çifti ile aralarında geçtiğinden beri içlerinde hep bi tedirginlik vardı.Sonunda kendilerin toplarlayıp doktora gelmişlerdi işte ve isimleri anans edilmişti.Az sonra biricik kızlarının ne gibi bir sorunu var öğrenecekleri,eminlerdi..O sağlıklıydı...
------------------

-Ah,Merhaba Bay Tom,Nasılsınız Ashley hanım ?
-Teşekkürler Tilly dedi Tom.
-Küçük hanımın nesi var Tom?
-Haberler senden gelecek Tilly.
-Bir bakalım o zaman...

3 tip muayenedne geçtikden sonra kara kalem testi yapıldı Emily'e.

-Eee Tilly,sorun yok değil mi?
-Bilemiyorum Tom,aslına bakarsan...
-Lütfen sorun yok de Tilly.
-O görmüyor..
-Nasıl?
-O,o tepki vermiyor testlere.Yani kızınız...

-------------
Aile yıkılmıştı.Küçük kızları onları görmüyordu.Annesi babası ablası ağabeyi neye benziyor,dünya nasıl bir yer hiç bilmiyrdu demek...Ağlamaklı gözleri vardı baba Tom'un ve anne Ashley fenalaşmıştı...Hiçbiri beklemiyordu böyle bir sonucu inanamıyorlardı...
Nasıl,nasıl olurdu da küçük kızları göremiyor olurdu.Kimsenin yoktuki böyle bir sorunu ailelerinde...Hayatları kararmıştı adeta...
---------
-Ashley,ağlama...
-Tom,kızımız o görmüyor.
-Tilly'nin görüşü bu ! Ya başka bir doktor farklı birşey söylerse ?!
-Sanmıyorum Tilly zeki bir kadın !
-Evet fakat tek umudumuz başka bir doktora,olmazsa başka bir doktora başka bir doktora göstermek olacak.Ne yapabilirz başka?
-Tom kızım beni hiç görmeyecekmi şimdi?

--------

Hayat Logatic çifti için dayanılmaz bir acı haline gelmişti.Öyleki kızları Emily sanki onların güneşiydi ve güneş batmıştı...Ne yapacaklarını ne olacağını düşünmeden gittiler.Arabanın götürdüğü yere...Caddeler,sokaklar boyu ilerlediler...Nerede duracaklarını,kime danışacaklarını bilmeden....


1.BÖLÜM SONU

Gece yarısına vurmuştu saat fakat hala evlerine gitmemişlerdi.Daha iyi daha iyi bir doktor mutlaka vardır.Olmalı!Olmazsa Amerikaya gidip orada kontrol ettirebilirlerdi.Kızlarını kim iyi edecekse oraya gitmeye hazırlardı.

-------------

Ertesi sabah içlerinde aynı acıyla oturdular kahvaltı sofrasına fakat birkaç parça ekmek bile alamadılar.Kızları olanlardan habersiz oyunlar oynuyor gülücükler saçıyordu etrafa.''anne'' diyordu göremediği annesine...

-----------

2 AY SONRA

------------

-Evet Hilary hanım sizde mi aynı görüştesiniz ? Kızımız...
-Bay Tom,endişelenecek birşey yok.Önceki doktorunuz ne söylemiş olursa olsun kızınız görüyor.Fakat sorun olduğu doğru.O ileri dereceli ve doğuştan miyop.
-Ashley,duydun mu?O,o görebiliyor.Az da olsa şükürler olsun Allah'ım o görebiliyor!Emily görebiliyor!
-Tom,Tom çok mutluyum.
-Yalnız ameliyat olması gerek.
-Bu ameliyatı siz yapabilirsiniz değil mi?Ne gerekiyorsa hiçbirşeyden kaçınmayın Hilary hanım.
-Hayır bu ameliyatı yapabilecen yalnızca 4 doktor var ülkemizde ben daha 4 yıl önce bitirdim Tıp ı dolayısıyla çok riskli bir ameliyat olan Göz zarı operosyanonu ben yapamam.
-O zman kızım böyle mi k lacak ?
-Hayır bakın bu adrese gidin orada Bay Salamon var.O bu ameliyatı yapabilen ender doktorlardan biriisi.
-Ah,teşekkürler.Çok teşekkürler Hilary hanım.Çok çok mutlu olduk sayenizde.
-Küçük kızımıza iyi bakın efendim,görevimiz.

-----------

Çift adeta yaşamla ölüm arasındaki uçurumdan anşden geri geri gelmişlerdi.Hayata tutunmuşlardı sımsıkı.Kızları görebiliyordu ve ameliyat olma şansı da vardı.Tamamen iyileşebilecekti bu tarihsiz bir duyguydu.
Birkaç saat sonra bahsedilern doktorun ofisindeydiler.Kapıyı yaşlı bir amca açtı.

-Buyrun efendim.
-Biz Bay Salamon'u arıyorduk.O burada mı?
-Hayır bayan İroni var fakat o da ilgilenebilir,ne yaptırılacaktı?
-Hayır hayır bize Bay Salamon lazım.
-Peki öyleyse,bekleyin.Bay Salamon bu ülkenin yetiştirdiği en iyi cerrahtır.Şimdiye kadar başarısız olduğu hiçbir ameliyat olmadı.O işini hakkıyla yapıyor.
-Ne zaman gelir?
-1 saate kadar burada olur.Bekleyin lütfen,pişman olmayacaksınız..

1,5 SAAT SONRA

-Bay Salamon,bu aile sizinle görüşmek istedi efendim.
-Peki teşekkür ederim Ferdinand.
-Merhaba dedi Tom.
-Merhaba efendim
-Bizi Bayan Hilay gönderdi size kızımız o gözlerinden rahatsız.İlk gittiğimiz doktor göremediğini söyledi inanın yıkıldık fakat Hilay bizi hayata bağladı.O,kızımızın yalnızca rahatsız olduğunu söyledi ve ameliyat olması gerektiğini söyledi.Bizi size gönderdi.
-Ah,Hilay çok iyi bir cerrahtır.Günümüzde yalnızca baştan savma bir bakış ile teşhis koyan meslektaşlarımız bulunkaktadır fakt siz bir cerraha daha göstermeyi düşünerek en iyisini yapımışsınız.Hem bu tatlı kızın bakışlarında görmemezlik olmadığı o kadar belli ki
-Şimdi ne yapacağız?
-Kontrol edeceğiz.

-----------

Yaklaşık 50 dk süren çeşitli testler sonucunda doktor ailenin yanına geldi.

-Kızının görüyor fakat ciddi bir sorun var.
-Nasıl bir sorun dedi Ashley?
-Çok zor bir durum.Doğuştan ileri dereceli miyop ve boy uzadıkça yani çocuk geliştikçe numarası ilerliyor.Durdurulması gerek fakat bu imkaansız gibi birşey.
-Neden,nedne?
-Gözün arka tarafına karneanın önüne Rusyadaki zar bankasından göz zarı getirilmeli.Bu hem çok zor hemde çok pahalı bulunana bir parça.
-Sorun değil,sorun değil bulacağız.Para da sorun değil lütfen iyileştirin onu yeterki.Hemen Rusyadaki arkadaşlarımı arayıp getirmelerini söylüyorum istediğiniz parçayı.
-Dahası var bay Tom.Ameliyatı en erken 5 yaşında yapabilirim.Yanş 3 yıl daha böyle kalmak zorunda.Bu süre zarfında gözlük kullanıp görmesini sağlayabiliriz fakat boy uzadıkça numarada da artış olacak.
-Ama
-Ama şanslısınız çünkü eninde sonuna o ameliyatı olacak ve ilerlemeyi durdurabileceğiz.Parça geldikden ve çocuk gerekern yaşa geldikden sonra ameliyatı yapabiliriz.

2.BÖLÜM SONU


3.Bölüm

Tedirginlik,kaygı,üzüntü ve mutluluk karışımı tuhaf bir haldeydi Togetic'ler.Kızları yaklaşık 2 yaşındaydı.3 yıl sonra ameliyat olacaktı...Ameliyat riskliydi...Acaba olmamalı mıydı?Yoo hayır bunu ona yapamazlardı..Anne dediği insanı,uğrunda ağladığı balonu cam kadar parlak görmek onun da hakkıydı.Elma Şekerinin ne kadar da güzel durduğunu o da bilmeliydi!
----------

Aradan aylar geçti,yıllar geçti.Kalın dereceli gözlükleri yüzünden parklarda çocuklar onnunla oynamak istemedi.''hahaha dörgöz dörtgöz'' diye dalga geçenleri umursamadan yapamadı.Her eve dönüşünde başka bir hıçkırık başka bir keder vardı içinde...Küçücük avuçlarında zerre umut kalmamıştı.Bir gün yiner böyle eve gelmişti...

-Kızım?
-Anneciğim,yine o tocuklayy..dalga geçtiley benimleee
-Üüzlme Emily boşver yavrum keni tercihin değil bu.
-Ama babaa
-Hem kızım bizim seninle konuşmamız gereken birşey var.
-Ne ?
-Bak kızım artık 5 yaşındasın.Kocaman abla oldun sen.Sana yeni yeni birsürü kıyafet aldık.Bak bu şekerlerde senin.Annen senin için çikolatalı pasta yaptı.
-Neden?
-Canım kızım ameliyat olman gerektiğini biliyorsun.Sen..
-Ameliyat olmama gerektiğini bana hatıylatmak için bunnaya geyek yok anneciğimmm.Ben o ameliyatı olacayım..
-Canım yavrujm!
-Babaaaam..

-------------------------

3 AY SONRA

-Hangisini istersin Emily?Bu kocaman iğneyi mi yoksa bu siyah balonu mu?.Bak canım bu balonu şişirirken bayılacaksın sen ve ben seni ameliyat edeceğim.Tamam mı?
-Ama ben şişiymek istemiyoyumm.O siyah.Güsel deyilll.
-O zaman bu iğneyi seçiyorsun,öyle mi?
-Hayıy hayıyy..balonu şişiyicem..Canım Salamon Amcam Canımm

-------------------

2 SAAT SONRA

Kafeteryada oturan aile gözlerini dikmiş asansörden kızlarının gelip onları kucaklamasını bekliyorlardı.Biraz sonra ameliyathanenin kapısından ayaklarında galoşlar olan yeşil cerrahi giyimli bir adam belirdi.Çok terlemişti belliki.Ameliyat çok zorlu geçmiş gibi görünüyordu.Birden aile telaşla ayağa kalktı.Doktorun kollarında yatan minicik beden onların kızıydı..Emily...


.Bölüm

| Togeticlerin kızları doktorun kollarında asansörün kapısında yatarken akıllarından geçen tüm düşünceleri işleyeceğim bu bölümde yani bölüm değil de bir nevi özet gibi...|

Bu bir rüya olmalıydı..Yok yok yada kötü bir kabus uyanacaklar ve bitecek..Orada,doktorun kollarında kımıldamadan hareketsizce yatan küçük beden onların kızları değildi belkide...Başka biridir belki diye umutlandılar ama yaklaştıkça farkettiler...o kızları...Emily...Kalpleri yerinden fırlamak üzereydi Togetic'lerin...Kızlarının yokoluşunu gözlemekti bu adeta...Korku her an yanlarındaydı...Her an elleri yakalarında adeta canlarını istiyordu...Ve kızları...O şimdi uyuyordu ve uyanacak mı yoksa sonsuza dek uyuyacak mı bilmiyorlardı...

-Emily...Yavrum uyan...N'olursun...

Eğer gerçekten merak ediyorsanız devamını yazacağım,gerçeği yazmak bir kurgu oluşturmakdan daha kolay ama daha üzücü...

6
Harry Potter / hp yan fikirler nelerdi ?
« : 06 Şubat 2008, 12:44:20 »
Eveeet dün yine ZAY ı izliyordum da Umridge'i Grawp tutuyo ensesinden sallandırıyo ya heh tam orada aklıma geldi bu başlığı açmak  :yup

Mantıklı,mantıksız, komik, ilginç, uzakdan veya yakından alakalı olabilecek her fikri burada paylaşalım.



''Yardım ederseniz karşılığını alırsınız'' fikrimi çıkıyor şimdi buradan  :salla  gibi....

7
Şişedeki Mısralar / Bir Rüya Sonrasında...
« : 03 Şubat 2008, 22:17:31 »
:hemk :hemk :hemk
Uyandım birden bire...
Hıçkıra hıçkıra ağlayan gözlerime inat gülmek istedim...
Kan ter içinde kalmışım meğer,
Hiç farketmemiştim...
Anımsamaya çalıştım gördüklerimi,
Görüntüler birer birer geçti gözümden,
Tekrar bir yıkılış,bir yokoluş...
Ağladım bilincimi yitirmişken...
Söz vermiştim tüm dostlarıma,
Sen olmayacaktın artık cümlelerimde,
Aklımdan da silecektim bir gün...
Er yada geç en erkence...
Titriyordu bedenim,ellerimi hissetmiyordum,
Nasıl olur bilmiyorum istemsizce ağlıyordum...
Gördüklerim,tüm yaşadıklarımdan sonra o acı his..
O acı burukluk,o bitmişlik...
O tükenmişlik...
Bir arkadaş ve sen...
Anlamlı sevgi sözcüklerini birbirinize yuvarlarken seyrettim sizi ...
Birkaç saniyelikti belki,
Ama hissettim o nefreti damarlarımda...
İkinizdende,ondanda sendende nefret ettim bir an...
Nasıl olur dedim,olamazdı;olmamalıydı...
Dokundum tüm eşyalarına,
Hepsinde bir arkadaş kokusu hakimdi,
Bir arkadaş,bir arkadaşım,belki dostum olacaktı...
Hissettim ama o acı yenilgiyi bir defa...
O ruhu satılmış insanlardan,o beş para etmezlerdenmiydiniz ikinizde?
Oysaki benim sevdiğim sen asla ihanet etmezdi...
Ve sen dostum,sende öyle...
O bambaşka karakterlerde rüyamda sizi tanımlamaktı yaptığım belkide,
Belkide lanetledim kendimi kendi kendime...
Bu aşk bitirdi beni,
Bu nefret...ve bu ihanet...
Evet,hepsi bir rüyaydı belkide
Gerçek değildi,olamazdı;olmazdı !
Tanıyordum ikinizide,
Güveniyordum ikinize de ...
Selamınız bile yokken birbirinizle nereden,nasıl çıkmıştı bu rüya...
Korkunçtu,nefret doluydu...
Uyandığımda herşey sönmüştü hayatımda...
Ağlıyordum sadece,hıçkıra hıçkıra..
Bağıra bağıra ağlıyordum...
Nefret ediyordum herşeyden o dakikalarda..
Yorgunum,inan yorgunum hale...
Hissetmiyorum kalbimi,kalbimde dolması gerekeni değilde seni hissetmek...
Yazık oluyor bana,
Nereden çıktın karşıma?
Neden geldin,nedne girdin hayatıma?
Ne yaptım ben sana söylermisin,ne yaptım
Bu kadar acı çok fazla bana...
Çok fazla..

8
Şişedeki Mısralar / Küsmüşken aşka.
« : 30 Ocak 2008, 18:27:40 »
Nereden çıktın karşıma,tam da küsmüşken aşka,
İnanmazdım,biiLirim ben iLk görüşte aşka.
KayboLmayacaktım bir daha hiçbir gözde,unutmayacaktım sözLerimi,
Vazgeçtim senin için ben onLardan da .
Oysaki çok başkaydı,çok başkaydık herşeyden,
Ne kadar canımı acıtıyorsun tatLı tatLı güLerken..
Bi biLsen hissettikLerimi,
Bi biLsem sana oLan şu sevgimi,
Acaba ne dersin,ne düşünürsün öğrenebiLsem.
Susma,korkma oLmaz demekten bana
ağLamam kaLmadı gözLerimde bir gözyaşı daha damLa,
okyanusLar tükettim senin için..
Ben çok ağLadım artık sen ağLa..

9
Harry Potter / En merak ettiğiniz HP İçeceği/Yiyeceği
« : 28 Ocak 2008, 11:40:31 »
Ben balkabağı suyunu denedim :D Çikolatalı kurbağaları merak etmekteyim:D

10
Düşler Limanı / Yokoluşta varoluş
« : 27 Ocak 2008, 17:14:20 »
Şiir yazmayacağım demiştim yazmıyorum da ama ara sıra böyle yazılar yazıyorum ( her akşam esraya bir tane :D )

Yoktum,bitmiştim ve benden geriye yalnızca küllerim kalacaktı belkide. Zordu kaybetmek; kaybettiğini kabullenmek. Sen çıktın karşıma sonra. En anlamlı bakışın, en sevdiğim sözlerin ve en güzel tutunaklarınla beraber oradaydın işte. Seni sevmem için binbir türlü sebep vermiştin bana. En zor anımda yanımda olduğun için mi yoksa gerçekten aradığım herşeyin bir bedende toplanışı olduğun için mi bilemiyorum sana bağlanmıştım.
Her bağlanışın aslında sonu belli, acı bir kaybediş olduğunu bile bile bir defa daha '' belkide bu defa '' diyerek sevmiştim işte. Çocuk kalbimde ne umutlar, ne mutluluklar doğurmuş büyütmüştüm. En mutlusu, en mükemmeli biz olacaktık, olmalıydık...
Bizi ayırmaya ve bu aşkı sonlandırmaya hiçkimsenin gücü yetmemeliydi. Herkesle paylaşmaktan çekinmediğimiz aksine paylaştıkça mutluluğumuzu çoğaltan hayallerimiz vardı. Bizim,ikimizin hayalleri...
Sahil boyu yürüyemedik seninle hiç. Uzun uzun sohbetlere dalıp gözlerimizde kaybolamadık kalplerimizde kaybolduğumuz gibi. Zifiri karanlık gecelerde bir gece lambası kadar başucundaydık birbirimizin. Işıklar kaybolduğunda tüm şehirde sığınağıydık birbirimizin.
En büyük yuvamızda kalplerimiz. Sen benim bense senin kalbinde yerimizi çoktan bulmuştuk. Her şeyin, her güzel şeyin bir sonu olduğunu unutmuş , mutluluklarda kaybolmuş, yokolmuştuk...
Bilemezdik elbette böyle olacağını.Birbirimize karşı birşeyler hissetmeye başlayalı bir yıldan uzun zaman oldu zaten. Geçen yıl bu günlerde hayalini kurduğumuz aşk, bu yıl bugünlerde bitmiş, bitik halde... Ne tuhaf değil mi ?
Bir aşkı aşk yapan ilk olması mıdır yoksa sonu olduğunu bile bile bağlanmak mıdır? diye hep sordum kendime. Cevaplarım vardı arasından bir tanesini seçip giyemediğim. Seçimlerine güvenirdim fakat seçtiğin son hayal kırıklığı zincirinin son halkasına yapışmıştı bile. Zincirleri kırmak, özgür kalmak istedin. Senin için kendinden, herşeyinden vazgeçmiş küçücük bir kızı sokağın ortasında yolunu hiç bilmediği bir şehirde, adını duymadığı bir caddede yapayalnız bıraktın. Ayrılıklar, bitişler, yokoluşlar elbette hep vardı. Fakat hiçbirisi bu kadar koymamıştı inan bana; bu kadar koymamıştı...
Tutunacak tek dalımdın belkide. Herkesten, h erşeyden farklıydın işte. Ne yapsam da daha mutlu olmasını sağlasam diye gecelerce düşündüğüm ve hep sana yetecek kadar sevgiyi kalbimde beslediğimi  nasıl unuturum ! Nasıl tüm bunları görmezden gelir, ayrılmamız gerektiğine iannırsın? Nasıl bu aldatmacada en adi,en ifrit, en zavallı rolü kendine verirsin ?
Oysaki sen Romeo olmalıydın bu sahnede belkide Mecnun belkide Tahir ...Hangisi sana daha çok yakışırdı defalarca düşünmüştük ben.Sonuçlarımda sen hepsinden farklıydın.Hepsi terkedip gidecek kadar yüreksizdiler benim gözümde birtek sen vardın,sen...
Bu bitiş...Bu yokoluş...ama aslında belkide bu YOKOLUŞTA VAROLUŞ ne dersin? Yaşanan onca güzel şeyden sonra herşeyin bitmesi, belkide olmaması gerekn birşeyin yaşanmış olduğunun işaretçisi...Düşünüyorum da günlerdir eğer sürseydi nereye kadar gidecekti ki ?
Mantığımı kaznadım yeniden, kendimi kazandım.Anlamlı düşüncelerimi kazandım...Sende kalan son emanetimi;kalbimide söküp aldım yeniden. O yalnızca benim ve asla senin olmadı kabullendim. Bu yenilgi değil!Bitmesini sen bekledin bense istedim. Tüm beklentilerini karşılamak değil miydi tek isteğim? Bu ikimiz içinde daha iyi oalcaksa böyle olmalıydı. Hem ben artık kendimi seviyorum sevmekten aciz seni değil ! Kendime değer veriyorum artık; senin uğrunda harcadığım gülüşümü satın alıyorum ikinci el tezgahlardan... Gözyaşlarımı satılığa çıkarttım artık ihtiyacım yok onlara. Nasıl olsa beni ağlatacak bir sen yok artık bu civarlarda.
Seni çok sevmiştim bunu da sakın unutma. Bir arkadaş tavsiyesi vereyim mi sana ? Sevmeyi unutma! Eğer bir gün seni benim kadar sevecek olan biri çıkarsa karşına onu onun seni sevdiğinden daha çok sev; sevki acı çekmeninde güzel bir yanı olduğunu anlayasın...

11
Harry Potter / En ilginç HP Aleti ?
« : 27 Ocak 2008, 08:28:20 »
...Sizce neydi?

Ben 9 yelkovanlı saatini çok sevmiştim Weasley'lerin.

12
Harry Potter / Unutamadığınız Dialoglar
« : 25 Ocak 2008, 15:58:33 »
Kitaplarda unutamadığınız dialoglar nelerdi?

13
Bilim & Teknoloji / Youtube Kapatıldı !!!
« : 23 Ocak 2008, 12:26:07 »
Şu görünmezlik pelerini videosu için bir girdim siteye ne göreyim!YOTUBE kapatılmış!!

14
Şişedeki Mısralar / Bitişler Vardır Her Anınızda
« : 23 Ocak 2008, 11:58:27 »
Bitişler vardır her anınızda,
Kimi üzgün,kimi mutlu...
Engebeli yollardan geçmiş,dağlara tepelere tırmanmışsınızıdr,
Herşeyden vazgeçmiş,bir ona bağlanmışsınızıdr.

Olmuitur çoğunuzun böyle anları...
Tüm gerçekliğiyle,tüm gerçekleriyle bitirmek herkesin hakkı...
Bilinmeyen hiçbirşeyin kalmadığı,
Sonlar vardır,hatırlarsınız...

Gün gelir dönüp baktığınızda geriye
Koca bir hiçlikte kaybolursunuz
Oysaki yaşanmış herşey mazide
Yıllar,yollar boyu uzanır,görüyorsunuzdur..

Herşey mükemmel giderken birden
Aksaklıklar başlar,gözyaşları ırmak ırmak süzülür gözlerinizden...
Beklersiniz sadece,korkarak sonu beklersiniz
Geldiğindeyse öylece bakarsınız sadece...

Olmuştur,hepinizin olmuştur...
Herkesin bir ilk aşkı olmuştur...
Olmuştur herkesin olmuştur...
Herkesin bir yerinde bir nefret yumru yumru durmuştur...

Sona geldiğinizde herşey tükenmiştir artık...
Yaşanan aylar,belki yıllar bir an yok olur...
Sonra sıra sıra herşey geçer gözünüzün önünden...
Onlarıda elbet unutursunuz...

İlk tanıştığınız gün gelir aklınıza;
Tam da ihtiyacım olduğunda karşılaşmıştık! dersiniz.
Sonra o teklif,o unutulmazlık...
Ne kadar da sevinmiştiniz..!

İlk kavganızı düşünüp gülersiniz...
Ne kadarda çocuksu bir sebepden kırmışım,keşke yapmasaydım dersiniz,
Acaba o da hiç ağlamışmıdır der,
Cevabı da kendinizden beklersiniz...

Ama biten bitmiş,giden gitmiştir zaten,
Geriye dönüp bakmanın,anılarda takılı kalmanın anlamı yoktur artık...
Vazgeçişler,terkedişler de acıdır ama gerçektir anlarsınız...

Şimdi size ne desem bilemem ki...
Sevmeyin,mahvolursunuz,kahrolursunuz mu?;
Yoksa aşk güzeldir,mutlaka tutulunuz mu?
Size sadece bir sözüm olacak...
''İyi yada kötü elbet unutursunuz;
Eğer son ana kadar savaşmazsanız aşk için;işte o zaman kahrolusunuz''...



Bu da yazdığım son şiirdir...Devamı da olmayacak..Şiir yazmayı da bırakıyorum...
Sevgileeeeer

15
Şişedeki Mısralar / Ağla sende benle beraber
« : 17 Ocak 2008, 19:22:15 »
Ağla sende benle beraber kör kuyum,
Sende ağla beni ağlattığın kadar nazlı kuğum.
Gözlerime duran yaşlar kadar çoktur belkide nefretim sana,
Ama bir o kadar da severim seni İstanbulsun sen cennetim...!
<><><>
Gözüme yaş,yüreğime aşk koyansın,
Ben harab düşünce fırtınalar koparansın...
Karlar altında kalan gururum,bulutlara uzanan umudumsun.
Sen cennetimsin;sen İstanbulsun...
<><><>
Kırmızı rugan ayakkabılı mutluluklarım vardı benim,bilir misin?
Hani sokakta oynarken topumuda çalmıştın benden,
Sarı saçlı bez bebeğimi bıraktın bana yalnızca,
Bir de hüzünleri...
Ama bir de sevgiyi bıraktın be İstanbul,sevgiyi bıraktın...
<><><>
Boğaz köprüsünde çınlıyor hala çocuk sesim,
Hala çaldığım borozanda duruyor nefesim...
Sağ işaret parmağımda havada yine İstanbul;
Sensin benim hayat öğretmenim...
<><><>
Gülümseyişlerimde vardı!Hatırlıyorum!
Bir elma şekerineydi en büyük mutluluğum...
Aşkı gökküsağının altından geçmek sanırdım,
Kendimi kandırışlarımdın İstanbul...
<><><>
Her acıyı gösterdin bana ama sevinçleride hiç eksik etmedin,
Ağlattın beni her sonbaharında ama isyana çevirtmedin.
Vazgeç dedin yaşamakdan ama canını asfalt yollara serme! dedin...
Sözünü dinledim...
Beni ağlattığın kadar sende ağla İstanbul;
Ama çokçası gül,güldür olur mu?

8. Sınıftayken İstanbuL ŞiirLeriyle yarışılacak bir yarışmaya girmiştim ve o yarışmada bu şiirle 1. olmustum o zaman mutluluk kaynağı yoktu benim için hayat kapkaraydı,gök zifiri karanlıktı ışıklar yoktu tünellerin sonunu aydınlatan.İç karartıcı bir şiire oy veren öyle çok kişi vardı ki ama...taşınıyoruz ya kolilerin arasında buldum sizlede paylaşmak istedim.

Sayfa: [1] 2