Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Tardis

Sayfa: [1]
1
Müzik / Yazarken İlham Veren / Dinlediğiniz Müzikler?
« : 22 Aralık 2012, 02:28:29 »
Yazarken dinlemekten hoşlandığınız ya da size ilham veren müzikler hangileri? Ben yazarken Haggard-Herr Manneling, Coldplay- Yellow, Scientist, Lost, Paradise, Katy Perry-Pearl, Adele- He won't go, Don't you remember, PATD!- Northern Downpour, Ready to go dinlemekten keyif alıyorum ama henüz ilham veren bir parçam yok.

2
Kurgu İskelesi / İkimizin Hikayesi / Kardeş Payı Hayat.
« : 26 Ekim 2012, 05:00:12 »
-Giriş-
Merhaba.
Ben, İris. Yoo hayır, bu benim hikayem değil.
Tamam, belki bir kısmı. Ama bu benim ikizimin hayat öyküsü. Sizi biraz üzecek, ama anlatmasam yarım kalırdım.
İkizimin hikayesi diyorum her seferinde. Ama içimde bir yerlerde onun sesini duyar gibi oluyorum her seferinde de.
Düzeltiyor beni.
İkizimin hikayesi değil!
İkimizin hikayesi!
Evet, kanserli insanlar ve onların arkasındaki insanlar bla bla. Hayır, o çok bilinen kanser hikayelerinden değil ikimizin hikayesi. Biliyorum, anlatmazsam yarım kalacağım. Birileri bilmeli. Birileri onun bir zamanlar var olduğunu bilmeli ve küçük ruhuna bir dua göndermeli.
İris ve Susem. Susem ve İris... Aslında ikisi de Tanrıça İris. O zamanlardan belliymiş tek kalacağım demek ki!
Babam bizi ''Küçük Tanrıçalarım'' diye severdi küçükken. Küçüktük. O hep küçük kalacak. Benim içimde ona ait olan parça da öyle. Hayır, bir çok büyüğün aksine, ben içimdeki çocuğu öldürmedim. Onlar evde ders çalışır, okula gider, işe gider, akşam eve gelir, yemek yapar, hayatlarını uyku, yemek ve seksle doldururlardı. İçlerindeki çocuğun incecik sesini bastırmak için onu bilmeden boğan insanlar bir tek bunu yaparlardı.
Ben mi?
Bir çoğunuzun aksine hayatı iki kere yaşıyorum.
Kardeş payı yaşıyorum.
Onun yapmayı sevdiği şeyleri yapıyorum, mesela hep gitar çalmayı istemişti. İki sene evvel aldığım kurstan sonra beni dinleyenler tekliflerde bulundular.
Matematiği de çok severdi.
Ölümünden önce çarpım tablosunu bile doğru dürüst bilmeyen ben ölümünden sonra kendimi matematiğe verdiğim kadar hiç bir derse vermedim.
Her zaman erkeklere güven olmadığını söylerdi. Erkekler çöplerdi, kadınlar ise prenses. Erkek kadını kokuturdu. Kadın haklarının sıkı bir savunucusuydu.
En koyu feministlerden biri oldum.
Kızıl saçlılara bayılırdı.
Artık kimse saçlarımın orijinal rengini hatırlamıyor ya da bilmiyor.
Ya sen? Diyenleri duyar gibiyim. Ben hikaye yazmayı, resim yapmayı ve sosyal dersleri severdim. Hep piyano çalmayı isterdim.
Hayatı onun için yaşadığımı biliyorum. Yine de nefes alan benim bedenim olduğu sürece sadece kardeş payı yaşıyorum. Evet, çünkü ben onun sevdiği şeyleri başardığımda, bunların hiç birini başaramadan öteki dünyaya göçmüş kardeşimin biraz rahatladığını hissediyorum. Bu benim için çok şeye değer.
Her neyse, başlıyorum hikayemize.

3
Müzik / Beğendiğiniz Film Şarkıları?
« : 25 Ekim 2012, 03:06:23 »
Eminim çok fazla vardır. Benim en sevdiğim üç film parçası:
Edwina Hayes- Feels Like Home (My Sister's Keeper)
https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=Ym9wFydQFYc#!
Björk ft. Skunk Anansie- Army of Me (Sucker Punch)
https://www.youtube.com/watch?v=U-kR3SB8lpA&feature=related
Marliyn Manson- This Is Halloween (Nightmare Before Christmas)
https://www.youtube.com/watch?v=jU6iP0WLsU8

4
Şişedeki Mısralar / Zerdeçal.
« : 24 Ekim 2012, 04:41:07 »
Öncelikle, yazdıklarımın en iyisi değil biliyorum da, bu şiir benim için bir milattır. Gerçekten acı çektiğim bir aşkın sonunda gözyaşlarıyla oturup elimden gelen en iyi şiiri yazmaya zorlamıştım kendimi, bir yandan da biten sevdama bir fatiha gibi geleceğini düşünüyordum, evet uzun biliyorum, ama yazmaktan elime kramplar girdiğinde fark ettim uzun olduğunu. Anca dökebildim içimdekileri. Burada paylaştığım ilk şey, umarım beğenirsiniz.

Sen onu o kadar çok sevdin ki
Acısız günlerini unuttun.
Sen onu o kadar çok sevdin ki
Başkasını sevmek nedir, kendini sevmek nedir artık unuttun.

Sen onu o kadar çok sevdin ki
Önce kuru kalmayı unuttu yanakların.
Ayrılamaz oldun hayallerinden.
Derinlerde ufak bir umut tomurcuğu filizleniyordu halsizce
Aradaki engelleri unutturuyordu sanki...
Sustun.
Sadece sustun.

O kadar çok sevdin ki.
Aynı kendi bedenini canlı canlı bir şarampole yuvarlamak gibiydi.
Nasıl biteceğini bilmeyerek ama nereye gideceğini bilerek.
Canın her darbede daha çok yandı.. Daha çok ve daha çok. Katlandın. Çünkü;
Sen onu o kadar çok sevdin ki!

Barikat kurdun defalarca kendi gönlüne, kapanlar yerleştirdin...
Ama gönlün onu o kadar çok sevdi ki!
Tek parça kalmayı artık unuttu.
Önce yanakların kuru kalmayı unuttu.
Sonra göz yaşların içine akmayı öğrendi.
Dışa vurulmayı artık unuttu.

O kadar çok sevdin ki,
Zehirli bir sarmaşık gibiydi o aşk sana, her dakika daha çok tutunuyordu dallarıyla kalbine.
Her tutunuşu da bin parçayı götürüyordu kalbinden.
Ama yine de öyle çok sevdin ki!
Bir dokunamamak, bin parça daha götürdü kalbinden.
Oradaydı, ama dokunamazdın.
Öyle çok sevdin ki.
Dokunmayı unuttun.


Senin, ya da diğer insanların anlayabileceğinden çok daha üstün bir sihirdi.
Bütün varlıklardan daha güçlü.
Ölümcül ama bir o kadar da günahsızdı.
Adı Aşktı.

Sen onu o kadar çok sevdin ki
Hiç kimseyi sevmediğin kadar.
Ellerin hissetmiyordu yağmurlarını.
Ve unutmuştun başkasını sevmeyi.
Bir şarampoldeydin, yuvarlanıyordu bedenin sonsuzluğa.
Barikatları aşıyordun parça parça olarak
Ağlıyordun her an, korkuyla.
Ama korkunun aşka bir faydası yoktu.
Çoktan aşık olmuştun bile.

Ama o senden o kadar çok nefret etti ki!
Sana unutturdu acısız günlerini.
Başkasını sevmeyi unutturdu.
Yanaklarına önce ıslak kalmayı unutturdu.
Şarampole yuvarladı bedenini, kalbini paramparça eden onun sevdasıydı, oydu.
Sonra gözyaşlarını dışarı vurmamayı öğretti sana.
Ardından, gönlüne barikatlar yerleştirmeni öğretti.
Dokunamamanın acısını o öğretti sana.
Ama, en önemlisi, sevmeyi,
Sevip de susmayı.
Sevip de sevmediğini her söyleyebildiğinde kalbine saplanan ucu zehirli okların can acısını sana
O öğretti.
O, senden o kadar çok nefret etti ki!

H.C.B
16.04.2010/Ankara.


Sayfa: [1]