Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Jejune

Sayfa: [1] 2 3 ... 6
1
Müzik Haberleri / 11. Rock Station Open Air Festival.
« : 31 Ağustos 2008, 23:21:01 »


İlki 26 Ekim 1997 tarihinde gerçekleşen Rock Station Open Air festivali, Türkiye’nin düzenlenmiş ilk rock festivali olma özelliğini taşımaktadır. Ankara ve çevre illerden gelen rock müzik tutkunlarının vazgeçilmezi haline gelen festival bu sene 11. kez karşınızda. Bu sene de rock müzik alanında isim yapmış sanatçı ve grupların katılımıyla binlerce müziksever ile buluşmaya hazırlanıyor. Festival, dev yeşil bir alan olan ODTU Mezunları Derneği Vişnelik Çim Amfi’de gerçekleşecek.


Program;

4 Ekim Cumartesi

Deli Gömleği
Roket
Maskara
Asena Özçetin
Art Niyet
Black Tooth
One Bullet Left
Hayko Cepkin
Helldorado
Satarial (Night Live Show)

5 Ekim Pazar

Kasatura
Undertakes
Postmortem
Astral Division
Carnophage
Air Gitar Yarışması
MagicK
Suicide
Dew-Scented
Cenotaph
Rage

Önemli Not: Bu sıra festivalin akış programı değildir.

Mekan : ODTÜ Mezunları Derneği Vişnelik Çim Amfi / Ankara
Fiyat :

Günlük - 20 YTL
Kombine - 30 YTL

Ayrıntılı bilgi için :  www.rock-station.org

kaynak: anatolianrock.

2
Müzik Haberleri / Duman'dan Beklenen Albümle İlgili.
« : 31 Ağustos 2008, 23:02:00 »



Eveeet benim gibi bi çok duman sever ınsanın bekledığı bu yenı albüm hakkında elimizde ne yazık kii hala bir bilgi yok. Sadece Duman'ın albümden önceki son konserlerini verdiğini biliyoruz. Eh temennimiz de bu konserlerın bı an önce bitmesi tabi. Neyse şimdi Duman 15 Ağustosta Harbıye'de bı konser vermısti. O konserde yenı albümde olabilecek 2 parça da çalmışlar. Dinlemek isteyenler Duman'ın resmı fan sıtesınde ( DumanKulübü. ) anasayfada bulunan vıdeolardan ' bu ask benı yorar ' ısımlı parcayı dınleyebılırler. ' o benı bağlar ' ısımlı diğer parcayı ıse facebooktakı duman fan topluluğu aracılıgıylan dınleyebılırsınız.
Dinlemek için Tıkk!


 :ole

Spoiler: Göster
ikinci şarkının zar zor anlaşılan olası sözleri de ekşiden alıntıdır. buyrunuz.

kimseyi beklemedim
kimseden istemedim
hic kimseye soramazdim

o beni baglar
ben yine durmam
sor bana dusman mi

anlamadan gecilmesin
baska yone cekilmesin
[…..] sanilmasin

o beni baglar
ben yine durmam
sor bana dusman mi

derdini soyler
hic bana gulmez
sor bana dusman mi

terketip [….]
oyle bir adim atarsin
yeniden gelirsin oyuna
anlarsin



3
Müzik / Nouvelle Vague
« : 28 Ağustos 2008, 12:43:24 »



Fransız müzisyenler Marc Collin, Olivier Libaux ve çeşitli solistlerden oluşan Nouvelle Vague, 80’lerin ünlü new wave ve punk parçalarına yaptıkları bossa-nova coverlardan oluşan ve grupla aynı adı taşıyan ilk albümüyle dünya çapında büyük bir yankı uyandırmıştır.

Joy Division’dan The Clash’e, Depeche Mode’dan Blondie’ye kadar bir çok kült grubun parçalarını kendine özgü tarzda yorumlayan grup yeni albümleri “Bande A Part” ‘ta da The Killing Moon, Dancing with Myself, Blue Monday, Heart of Glass, Dance with Me gibi bir çok hiti büyüleyici yorumlarıyla ölümsüzleştirmiştir.




DİSKOGRAFİ:

Nouvelle Vague (2005)

1 - Love Will Tear Us Apart - (with Eloisia)
2 - Just Can’t Get Enough - (with Eloisia)
3 - In A Manner Of Speaking - (with Camille)
4 - Guns Of Brixton - (with Camille)
5 - This Is Not A Love Song - (with Melanie Pain)
6 - Too Drunk To Fuck - (with Camille)
7 - Marian - (with Alex)
8 - Making Plans For Nigel - (with Camille)
9 - Forest, A - (with Marina)
10 - I Melt With You - (with Silja)
11 - Teenage Kicks - (with Melanie Pain)
12 - Psyche - (with Sir Alice)
13 - Friday Night, Saturday Morning - (with Daniella D’Ambrosio)

Bande A Part (2006)

1 - Killing Moon, The
2 - Ever Fallen In Love
3 - Dance With Me
4 - Don’t Go
5 - Dancing With Myself
6 - Pride - In The Name Of Love
7 - O Pamela
8 - Heart Of Glass
9 - Confusion
10 - Human Fly
11 - Bela Lugosi’s Dead
12 - Shack Up
13 - Let Me Go
14 - Fade To Grey
15 - Moody - (Bonus Track)
16 - Sweet And Tender Hooligan - (Bonus Track)
17 - Blue Monday - (Bonus Track)

[alıntı: last.fm]

4
Müzik / Bob Dylan
« : 27 Ağustos 2008, 16:53:21 »



1941 Minnesota doğumlu. Bay Abraham ile Bayan Beattie’nin oğlu. İlk ismiyle, Robert Allen Zimmerman. Rusya’dan göç eden Yahudi atalarının niçin bir Alman soyismi taşıdıkları hakkında bir fikri yok. Söylediğine göre, kendisine seçtiği yeni soyisminin, Galli şair Dylan Thomas ile bir ilgisi de.Sonradan “Huzurevine oranla daha fazla kişinin öldüğü yer” olarak tanımlayacağı üniversiteden atıldığında, henüz onsekiz yaşında genç bir adam. Yirmisinde ise dağınık ve kirli saçları, eski püskü giysileri, omzunda gitarı ile New York’ta, “Beatnic”lerin arasında. Ona göre New York “Henüz çok fazla insanın gitmediği, gidenin de geri dönmediği” bir yer ve oraya gitmek, “Aya gitmek gibi bir şey”.“The Freewheelin’ Bob Dylan” 1963’te piyasaya çıktığında, o artık bir ilah olma yolunda. Albümün kapağında New York sokaklarında sevgilisi Suze Rotolo ile birlikte çekilmiş bir fotoğrafı var. “Blowin’ In The Wind”, herkesin dilinde.Her seferinde farklı bir şeylerden bahsetti o. Savaşların anlamsızlığından, Tanrı’dan, adaletsizlikten, seksten, aşktan, sevgiden… Ve her seferinde değişik kesimlerin tepkisini çekti. Bu onun kabahati değildi aslında. Bir şeyler söylüyordu; ama bir başka sefer aynı şeyleri tekrarlamıyordu. Sadece içinden geleni yapıyordu. Belki de, kitleler onu görmek istedikleri gibi görüyordu. Folk müziği seçmesinin nedeni de zaten, gitarı ve armonikasından başka hiçbir şeye ihtiyaç duymayacak olmasıydı. Evet, bir bencildi o.Joan Baez’in söylediğine göre, “gördükleri sadece kendisi için bir şey ifade ediyordu”. “Başkalarının ihtiyaçları için kafa yoran biri değildi.” Yine de Baez ona aşık oluyordu. Geceliği oniki dolarlık izbe bir otel odasında gazetecilere üstünde kocaman siyah ceketi, beyaz gömleği ve mor kol düğmeleri ile röportaj verirken, Baez’in gözünde “Gözleri Tanrı’nınki kadar yaşlı ve kendisi bir kış yaprağı kadar naif”ti. Aşk, demek ki böyle bir şeydi.Kadınlarından en çok hangisini sevdi acaba? Kendisine Fransız şairlerini tanıtan Suze Rotolo’yu mu, onu anne şekfatiyle kucaklayan Joan Baez’i mi, yoksa Joan Baez’in Woodstock’taki evden almasına izin verdiği mavi geceliğin sahibi olan karısı Sara Lowndes’i mi?

Bu sorunun cevabını bilmiyoruz ama onu belki de en çok öfkelendiren kadın Marianne Faithfull. 1965’te İngiltere turnesi sırasında yanındaki “elit bohemlerle” birlikte Savoy Otel’dedir Bob Dylan. Ve Marianne Faithfull ona yakın olabilmek için otele gider, odada bir köşeye çekilir. Dylan’ın daktilosuna, “eninin ideal mısra ölçüsü olduğunu söylediği” kalın bir tuvalet kağıdı takılıdır. Faithfull onun dikkatini çekmediğini düşünürken, o, sürekli bir şeyler yazmaktadır. Ne yazdığını sorduğunda, aldığı cevaba şaşıracaktır Faithfull. Dylan, onun hakkında bir şiir yazmaktadır.

Dylan’ın teklifi üzerine, yeni albümünü dinlerler bir gece otel odasında. “Onun özel dinleyicisi olmanın” bir bedeli vardır elbette. O gece “Tanrılardan biri Olimpos’tan inmiş, ona kur yapmaktadır”.

Ama Faithfull, bir Tanrı’yla yatmaktan korkar. Üstelik hamiledir ve bir hafta sonra evlenecektir. Faithfull’un o gece gerçeği söylediği için pişmanlık duymasının nedeni, onunla yatamamış olması değil, o tuvalet kağıtlarına kendisi için yazılanları hiçbir zaman öğrenemeyecek olmasıdır.

İngiltere turnesi Joan Baez’le ilşkilerinin de sonu olur. Forest Hill Konseri’ne kendisini davet ederek New York’tan Amerika’ya açılmasına yardımcı olan Joan Baez’i, İngiltere turnesinde sahneye davet etmemiştir.

1973’teki “Pat Garrett and Billy The Kid” albümüne kadar bir süre sessiz kalır. Bu yıl, “Knockin’ on Heaven’s Door” ile Bob Dylan olduğunu bir kez daha hatırlattığı yıldır. Üç yıl sonra gelen Desire albümündeki “One More Cup Of Coffee” ise bir başka klasik olacaktır.

Turnelerle, konser albümleriyle, filmlerle, toplama albümlerle bugüne gelinir.

İnişli çıkışlı hayatını yazıyor şimdi. Yüzyılın büyük şairleri arasında ismi geçiyor.

“Nashville Skyline”’ın kapağındaki o hırpalanmamış çocuk gülümseyişinden ne kadar uzak. Bob Dylan’ın zaman yerleşmiş tenine, bakışlarına. Şimdi bir koca adam.

Victoria’s Secret’in reklamında, gözucuyla sutyenli bir kadına baktı. Kıyamet koptu. Aklından neler geçtiğini hiç bilemeyeceğiz. Muhtemelen gördüğü yine “sadece kendisi için bir şey ifade ediyor”.


O, daktilosuna taktığı tuvalet kağıtlarına şiirler yazan adam. Bir modern zaman filozofu. Klişe bir tanım belki ama, -evet bu doğru- rock’ın yaşayan efsanelerinden.
[alıntı: last.fm ]

5
Müzik / Joan Baez
« : 27 Ağustos 2008, 16:40:37 »




Joan Baez 1941 doğumlu Amerikan folk şarkıcısı/şarkı yazarı. Müzik kariyerinin en başından beri, gerçek hayat ve gerçek olaylar ile kendi sanatsal görüşü arasına çizgi çekmek yerine bu olayları müziğine katarak tarihin güçlü bir tanıklığını yapmış ve efsaneleşmiştir. Zengin folk müzik mirasını şarkılarına yansıtan Joan Baez, sosyal bilinç ile hareket eden bir müzisyen profiline öncülük eden ilk isimlerden olmuştur. 1961 yılından bu yana kariyerinde Bob Dylan ile iç içe bir çizgi izleyen sanatçı özgürlük ve insan hakları için yazılan şarkıların vazgeçilmez sesi olmuştur.

Geleneksel baladlar, blues tınıları, ninniler, cowboy şarkıları ve etnik folk melodileri arasına sakladığı mesajlar Joan Baez’in izleyici kitlesini günden güne artırmasına yol açmış, tozlu arenalardan insan hakları mitinglerine, büyük festivallerden savaş karşıtı gösterilere kadar akla gelebilecek her yerde verdiği samimi konserlerle takipçi kitlesini kuvvetlendirmiştir. 1959 yılından bu yana 20’yi aşkın albüm kaydı ve sayısız kırk beşlik yayımlayan sanatçı en verimli günlerini A&M Records’da yaşamıştır. Özellikle 1975 tarihli «Diamonds & Rust» albümü büyük başarı sağlamış, bu albümde Jackson Browne, Janis Ian, John Prine, Stevie Wonder & Syreeta, Dickey Betts of the Allman Brothers Band ve Bob Dylan gibi büyük isimlerin şarkılarına yer vermiştir.

Son 6 yıldır çıkardığı ilk yeni albüm olan “Dark Chords on a Big Guitar” Joan Baez’in temsil ettiği değerleri bire bir koruyor.


[alıntı: last.fm ]

6
Müzik / Gogol Bordello
« : 25 Ağustos 2008, 22:54:02 »



Gogol Bordello, 1999 yılında New York, ABD’de kurulmuş, roman punk ve roman folk tarzını benimsemiş bir müzik grubudur. Grup adını ideolojik olarak da etkilendikleri Rus yazar Nikolay Vasilyeviç Gogol’dan esinlenerek almıştır. Grubun vokalisti Eugene Hütz’ün Alex rolüyle oynadığı Everything is Illuminated filminin müziklerini yapmışlardır.

Grubun kurucusu ve solisti Eugene Hütz’ün müzik zevki, ülkesi Ukrayna’da Birthday Party ve Einstürzande Neubauten’in kasetlerini dinleyerek şekillendi. Hütz, 1986’da Çernobil felaketinin ardından Batı Ukrayna’ya tahliye edildikleri dönem, çingene müziğinin dışa dönük etkileyici niteliğiyle büyülendi. 1993 yılında Amerika’ya gelmeden önce, Polonya, Macaristan, Avusturya ve İtalya’da tam bir göçebe hayatı sürdü. New York’a vardıktan sonra gitarist Vlad Solofar ve akordiyon sanatçısı Sasha Kazatchkoff ile bir grup kurdu. Davulda Amerikalı Eliot Fergusen, grubun güçlü bir rock sound’u kazanmasını sağladı. Sonrasında, Bordello’nun ilginç sahne şovlarının mimarı, eski tiyatro yönetmeni Moskovalı kemancı Sergei Riabtsev gruba dahil oldu.

Grubun erken dönem gösterileri, Rus düğünlerinde yaptıkları çingene müziğini kapsıyordu. Fakat müzikleri daha sonrasında, kendilerine New York’un merkez piyasasında oldukça fazla takipçi bulacakları hiper-kinetik bir patlamaya doğru evrildi. 1999 yılında When The Tricker Comes a Pokin’ adında ilk 45’liklerini yayınladılar. Ardından da Nick Cave and the Bad Seeds’in davulcusu Jim Sclavunos’un yapımcılığındaki ilk albümleri Voi-La Intruder piyasaya sürüldü. Bu sırada Sakhalin adlı bir Rus adasından akordiyon sanatçısı Yuri Lemeshev, Solofar ve Kazatchkoff’un yerine gruba alındı. İsrailli iki müzisyen; gitarist Oren Kaplan ve saksafoncu Ori Kaplan’da aynı dönem gruba eklenenlerdendi. Hütz, şehir merkezi sahnelerindeki aktifliği sayesinde grubun popülerliğinin artmasını sağladı. Danstan ve tabak kırmaktan hoşlanmaya eğilimli bir grup artist, model, Ukraynalı, Rus, Çingene ve Bulgar kalabalığına Ukrayna, çingene, rai ve flemenko müziği çaldığı Bulgar barındaki perşembe günü programı da bu popülerliğin artışındaki etkenlerden biriydi. Gogol Bordello 2002 baharında, bir Avrupa turnesine katıldı ve Whitney Biennial’inde performanslarını sergiledi. Bu performanslarıyla grup yepyeni bir dinleyici kitlesiyle buluştu.

Vokalist Eugene Hũtz Live Earth konserinde Madonna’yla sahneye çıktı.

The 2007 Warped Tour yoplamöa albümünde “60 Revolutions” parçasoyla yer aldı. Albümde Warped Tour’a katılan sanatçıların parçaları yer alıyor.

2008’de ise tüm grup Madonna’nın yönettiği kısa film Filth and Wisdom filminde görünücek.

[alıntı: last.fm]

7
Televizyon / My Name Is Earl.
« : 22 Ağustos 2008, 05:17:23 »



Kimseye yararı dokunmamış bir kapkaçcının hayat felsefesi piyangodan 100 bin dolar kazanınca baştan aşağı değişiyor. Kazandığı para ona “yar olmayan” Earl, geçirdiği kazadan sonra karma felsefesine sığınıyor. CNBC-e ekranlarının yeni dizisi “My Name Is Earl”ün başkahramanı, “iyilik yapıp, iyilik bulma” peşinde...

 
“Büyükannenizin evine giderken küçük bir kasabada ihtiyaç molası için durduğunuzda dükkana giren o adam... Hani sabahın onunda bir paket sigara, birkaç kazıkazan ve büyük boy bira alan, o haydut kılıklı adam. Ailenizle birlikte içeri girmek için, çıkmasını bekleyeceğiniz türden biri. İşte o adam benim. Benim adım Earl. Ve görünüşüm yüzünden beni bir kalıba sokmak yerine eğer beni gerçekten tanımayı denersen, zamanını boşuna harcarsın. Çünkü ben tam olarak olduğumu düşündüğün adamım.”

Geçen yılın en çok izlenen komedi dizisi My Name Is Earl, baş karakteri Earl’ün ağzından çıkan bu cümlelerle başlıyor. Jason Lee’nin canlandırdığı Earl, hayatı boyunca kimseye yararı dokunmamış bir kapkaçcı. Bir gün şans yüzüne gülüyor ve kazıkazandan tam 100.000 dolar kazanıyor. Ancak sevinçten çıldırıp caddede koşmaya başladığı sırada bir araba çarpıyor ve biletini düşürüyor. Hastanedeyken talk-show programcısı Carson Daly’yi karma felsefesi üzerine konuşurken duyuyor ve bir aydınlanma anı yaşıyor. Karma felsefesine göre iyilik yaparsan karşılığında iyilik bulursun. Kötülük yaparsan da bu hayatın boyunca peşini bırakmaz felsefesinde yola çıkarak, 100 bin dolarlık bileti bu nedenle kaybettiğine karar veriyor. Ve kahramanımız hayatı boyunca yaptığı bütün kötülüklerin 259 maddeden oluşan listesini çıkararak hepsini birer birer düzeltmek için işe koyuluyor.

Hedefine ulaşması için Earl’e yardım edenler arasında çok parlak bir zekası olmayan kardeşi Randy (Ethan Suplee), kaldıkları motelin kat görevlisi Catalina (Nadine Velazquez), hep gittikleri barın sahibi ve eski eşinin sevgilisi Crabman (Eddie Steeples), kendine pay çıkarabileceği bir durum olduğu zamanlarda ortaya çıkan eski eş Joy (Jaime Presley) var.


alıntı.

8
Müzik Haberleri / R.E.M İlk Kez Türkiye'de..
« : 31 Temmuz 2008, 20:02:48 »



Katıldıkları yardım programları ve politik söylemleriyle farklı bir yerde duran R.E.M., Pozitif’in organizasyonuyla 4 Ekim’de Kuruçeşme Turkcell Arena’da bir konser verecek.

R.E.M.’in konseri, sorumluluk bilincine sahip bireyleri sivil toplum kuruluşları ile buluşturmak, sivil toplum kuruluşlarının ’daha iyi’ için neler yaptıklarına dikkat çekmek amacıyla düzenlenen S.O.S. İstanbul kapsamında gerçekleşecek.

(Hatırlayacağımız gibi 2005 yılında Hyde Park’ta ki konserde 200.000 kişilik bir dinleyici kitlesine verdiği konserde de,insanların Dünya genelindeki açlık sorununa karşı duyarlı olması gerektiğinin üzerinde durmuşlardı.)

Neredeyse otuz yıllık geçmişe sahip olan grup, 80’ler boyu sürdürdüğü müzik yaşamının zirvesine 90’larda ulaşmış, 1991’de ‘Losing My Religion’la büyük ün kazanıp listelerin en başında yer almıştı. Sonraki yıllarda ‘Everybody Hurts’, ‘Man On The Moon’ gibi hit şarkılar yapan, yeni albümleriyle de listelere giren grup her zaman gündemde kalmayı başardı.

Haber Notu: S.O.S. İstanbul, umursayan, sorgulayan, sorumluluk bilincine sahip olan ama nereden başlayacağını bilemeyen bireyleri, “daha iyi” için emek verenlerle buluşturmak, “daha iyi” için şimdiye kadar neler yaptıldığına dikkat çekmek ve kolektif hareket ederek “yapılabilecek çok şey olduğuna” dair farkındalığı arttırmak amacı taşıyan ve her yıl tekrarlanacak olan bir etkinliktir.

*Kuruçeşme Arena’ da gerçekleşeceği belirtilen konserin fiyatları sınırlı sayıda avantaj fiyatı olarak 80 YTLdir.


[alıntı: anatolianrock. ]

 
 

9
Müzik / Bright Eyes
« : 23 Temmuz 2008, 22:18:25 »

1995 senesinde Commander Venus grubundan Conor Oberst (vokal, gitar)’in yan projesi olarak Nebraska’da kurulan ve Tim Kasher (gitar, vokal)’ın katılımıyla şekillenen Amerikalı indie grubu Bright Eyes, 1995 – 1997 dönemlerini beste yapmakla geçirdi. 1997 senesinde yayınlanan “Squad Car 96” adlı EP ile ilk çalışmasına imza atan grup, aynı sene Commander Venus’ün dağılmasıyla çalışmalara hız verdi.

1998 senesinde “A Collection Of Songs Written And Recorded: 1995 – 1997” adlı ilk albümünü piyasaya süren Bright Eyes, özellikle Oberst’in sözlerdeki yaratacılığıyla ve müzikteki deneyselliğiyle beğeni topladı. Albümde Tilly And The Walls grubundan Neely Jenkins “Feb. 15” adlı parçada gruba eşlik ederken, grup aynı sene “Letting Off The Happiness” adlı 2. albümünü bir önceki albümde olduğu gibi Saddle Creek etiketiyle yayınladı.

“Letting Off The Happiness” albümünde Neutral Milk Hotel, Tilly And The Wall ve Of Montreal gruplarını albüme konuk eden Bright Eyes, albümün prodüksiyonunda ise Mike Mogis ile çalıştı. Bir önceki albümün sounduna göre daha başarılı bir sound yakalayan grup, 2000 senesinde “Fevers And Mirrors” adlı 3. albümünü piyasaya sürdü.

“Fevers And Mirrors” albümüyle müzikal vizyonunu genişleten Bright Eyes, albümde flüt, piyano ve akordion gibi farklı enstrümanlar kullandı. 2002 senesinde yayınlanan “Lifted Or The Story Is In The Soil, Keep Your Ear To The Ground” adlı albümle gerçek çıkışını yakalayan grup, albüm sonrasında özellikle Amerika’da saygı görülen bir grup haline geldi. Aynı sene “A Christmas Album” adlı albüme imza atan topluluk, albümden gelen tüm kazancı Nebraska’daki AIDS ile savaşma projesine yatırdı.

2004 senesinde Amerika’da gerçekleştirilen başkanlık seçimleri sırasında Bruce Springsteen ve R.E.M. ile MoveOn.org adlı organizasyonun düzenlediği ‘Vote For Change’ turnesine çıkan Bright Eyes, bu turne sırasında Bruce Springsteen ve Neil Young ile aynı sahneyi paylaştı. Aynı sene “Lua” ve “Take It Easy (Love Nothing)” adlı iki tane single yayınlayan grup, “Lua” ile Amerika listelerinde 1 numara ve “Take It Easy (Love Nothing)” ile de 2 numara olmayı başardı.

2005 senesinde “I’m Wide Awake, It’s Morning” adlı albümü hayranlarına sunan Bright Eyes, bu albümle folk müziğinden örnekler sergiledi. Albümle Amerika listelerinde 10 numara olan ve albümden “First Day Of My Life” adlı parçayı single olarak piyasaya süren grup, aynı sene elektronik altyapılı “Digital Ash In A Digital Urn” adlı albümünü yayınladı. Bu albümle de Amerika listelerinde 15 numara olan topluluk, albümler sonrasında dünya turnesine çıktı.

Turne bitiminde “Motion Sickness” adlı konser albümünü piyasaya süren Bright Eyes, albümde Feist ve Elliott Smith’in birer parçasını baştan yorumladı. Albümü Oberst’in sahibi olduğu Team Love Records’dan yayınlayan grup, 2006 senesinde hiç yayınlanmamış parçaların yer aldığı “Noise Floor: Rarities 1998 – 2005” adlı derleme albümü hayranlarına ulaştırdı.

10 Nisan 2007 tarihinde “Cassadaga” adlı albümünü yayınlayan Bright Eyes, albümde The Like’dan Z Berg’i ve Eisley’den Sherri ve Stacy DuPree’yi konuk müzisyen olarak bulundurdu. Albümden “Four Winds” adlı parçayı ep formatında piyasaya süren grup, single içerisine daha önceden hazırlanmış 4 tane parçayı bulundurdu. Parçaya bir de video klip çeken topluluk yoğun turne programının ardından yeni albüm çalışmalarına başladı.

10
Müzik Haberleri / BarışaRock ~ Karşı Festival.
« : 20 Temmuz 2008, 14:27:49 »

Neye Karşıdır ?


6 FESTİVAL,
ÜSTÜ SAVAŞA, İŞGALE
KARŞI!

 
BarışaRock 6. yılında hala savaşa karşı. İnatla! Çünkü gezegenimizde kardeşliğin neşeli türküleri değil, savaş çığlıkları yankılanıyor hala. Ve bu savaşlar ne asabı bozuk devlet başkanları de de delirmiş halklar yüzünden çıkıyor. Savaşların tek bir gerçek nedeni var: Daha çok petrol, daha çok mal satmak ve bütün dünyayı küresel sisteminin önünde diz çöktürmek isteyen kapitalizm! Irak'ı işgal eden, Filistin'i, Afganistan'ı, kan gölüne çeviren, İran'ın tepesinde savaş kılıcını sallayan hep aynı aç gözlü sistem... Son yüzyıl içinde iki büyük dünya savaşını çıkaran, milyonlarca insanı öldüren, çok daha fazlasını sakat, yetim ve aç bırakan, atom bombası gibi bir insanlık suçunu başımıza saran, Kore'den vietnam'a, Balkanlar'dan Kafkaslar'a, Afrika'dan Ortadoğu'ya dünyayı bir ateş topuna çeviren savaş patronları hala iş başındalar.
 
 
Savaş tamtamlarının sesini bastırıp, hayatı savunmak için BarışaRock'ta barış şarkıları söylemeye devam ediyoruz.
 
 
6 FESTİVAL,
ÜSTÜ IRKÇILIĞA, MİLLİYETÇİLİĞE
KARŞI!

 
Milliyetçilik ve onun bir adım ötesi Irkçılık insanlık ailesini bölüyor. İnsanlığın büyük bölümünü yoksul, çaresiz ve umutsuz bırakanın bu sistem değil de "ötekiler, berikiler, kalleş Yunan, hain Ermeni, maganda Kürt" olduğuna inandırılıyoruz. Kanımızın diğerinden daha asil, bir tekimizin bile dünyaya bedel olduğuna, titreyip kendimize dönersek gerçekten üstün ve mutlu olacağımıza inandırılıyoruz. Ayrımcılık kimi zaman kültürler, kimi zaman da kafatası ebatlarımız üzerinden yapılıyor. "Bizim üstün, diğerlerinin aşağı" olduğu yargısı sorunlarımıza sahte suçlular buluyor, sahici sorumluları gizliyor, çözümü imkansızlaştırıyor. Bu biraz komik, biraz safça inanış yüzünden insanlar ölüyor, halklar birbirini boğazlıyor, ülkeler işgal ediliyor. Öyle trajediler yaşanıyor ki acısı nesiller boyunca geçmiyor. Oysa ırkçılık ve milliyetçilik insanlığa mutluluk vaadetmiyor. İnsana değil, kana, soya, sevgiye değil nefrete inandığı için yapamıyor bunu. Üstelik aynı kandan olana da vaadettiği sadece sürekli bir savaş, kavga hali.
 
 
Evimiz dünya, Ailemiz insanlık demek için BarışaRock'ta kardeşlik şarkıları söylemeye devam ediyoruz.
 
 
6 FESTİVAL,
ÜSTÜ KÜRESEL ISINMAYA, NÜKLEER SANTRALLERE
KARŞI!

 
Festivalimizde 5 senedir haykırıyorduk: "Hükümet Kyoto'yu imzala!" diye. Nihayet Türkiye Atmosfere sera gazı salmayı sınırlayan ve dünyanın neredeyse hepsinin (ABD hariç) imzaladığı Kyoto protokolünü imzalayarak bir ayıptan kurtuluyor. Ama bizim ayıptan kurtulmamız yetmiyor ki. Dünyanın da kurtulması gerek. Buzulları eriten, iklimleri değiştiren, susuzluğa kuraklığa neden olan küresel ısınmayı mutlaka durdurmalıyız. Hükümet Kyoto'yu imzaladı ama şimdi de başka bir felaketin kapısını aralıyor: Nükleer bela! Nükleer santrallerin nasıl bir tehlike olduğunu çernobil bize öğretmedi mi? Hem pahalı hem güvensiz bir teknoloji olan nükleer enerji zannedildiği gibi bağımzılaştırmıyor da. Nükleer lobisi yalanlarıyla iş başında!
 
 
BarışaRock'ta, tükenmez kaynaklar olan güneş ve rüzgar enerjilerini görmezden gelen iktidarlara karşı yeşil şarkılar söylemeye devam ediyoruz.
 
 
6 FESTİVAL,
ÜSTÜ MÜZİKTEN
YANA!
 

 
Bizi savaşlar, ayrımcılıklar, küresel felaketlerin kıskacına alan kapitalizme müziğimizi terketmek niyetinde değiliz. Herşeyi yüzeyselleştiren, ehlileştiren endüstriye şarkılarımızla direniyoruz. Çürüyen "piyasa gerçeklerine" karşı hayallerimizi savunuyoruz. Çünkü biliyoruz ki müzik, insanın kendini gerçekleştime macerasında insanın en önemli dayanağı. Onunla ağlıyor, gülüyor, yüreğimizi döküyor, direniyoruz.
 
 
Bu yüzden BarışaRock'ta yeryüzüne şarkılar söylemeye devam ediyoruz.

2008 Sahne Programı

Rock sahnesi / Cumartesi
45'lik Şarkılar
Ahibba
Bajar/Vedat Yıldırım
Deli
Heavy Cross (Gürcistan)
Human Harvest
Gren
Kaçak
Kırmızı Nokta
Mor Ve Ötesi
Sakin
Suların Uğultusu
Symirname
Zardanadam

Rock Sahnesi / Pazar
Ayılar
DDR
Dinar Bandosu
Ferec
Hariçten Gazelciler
Komik Günler
Konqistador (Avustralya)
Kramp
Marsis
RockA
Teneke Trampet


Alternatif Sahne
Besa (Kosova)
Change of Plans
Cümbüş Cemaat
Dembedem
Demet Sinel
Elektronik (dj'ler henüz belli değil)
Evo Trio
Feryal Öney
Gevende
Hayvanlar Alemi
Karate Kid
Mahşeri Cümbüş (tiyatro sporu)
Sultan Tunç
 


11
Çizgi / Çalışmalarım.
« : 16 Temmuz 2008, 02:22:37 »
Bunlar da benim ilk çalışmalarım oluyolar. :P ( yeniyim daha. :P ) biraz azıcık yaptım bişeyler onları koymak istedim. :melk








12
Sinema / Rüya Bilmecesi ~ La Science Des Rêves
« : 15 Temmuz 2008, 13:11:11 »



Tür : Fantastik / Dram / Komedi
Gösterim Tarihi : 8 Aralık 2006
Yönetmen : Michel Gondry
Senaryo : Michel Gondry
Görüntü Yönetmeni : Jean-Louis Bompoint
Müzik : Jean-Michel Bernard
Yapım : 2006, Fransa , 105 dk.


Ya rüyalar artık gerçek olursa? Kendi dünyasında yaşayamayı seven utangaç Stephane, Paris'te ufak bir apartman dairesinde yaşamaktadır. Yan dairesine taşınan Stephanie’ye aşık olmaya başladığını farkedince duygularını nasıl kontrol etmesi gerektiğini bilemez. Hayal dünyası o denli geniştir ki, bir süre sonra rüyalarındaki olayları kendi amaçları için kullanabilmeyi başarır.

Bir noktadan sonra rüyalar ile gerçeklerin birbirine karışması, Stephane'ın gerçekleri kavrayabilmesini zorlaştıracaktır. Stephanie, kendisini reddetmiştir. Ama acaba gerçekten de reddetmiş midir, yoksa her şey, bir rüyadan mı ibaretir? Gerçeklerden duyduğu tatminsizlikten ötürü, rüyalarında yarattıklarıyla tatmin olmaya çalışan Stephane için yaşadığı hayatı algılamak oldukça zorlaşır.

2004 yılının en beğenilen filmlerinden biri olan ve çok kısa bir sürede, pek çok sinemasever ve eleştirmen tarafından kült film statüsüne yükseltilen Sil Baştan filminin yönetmeni Michel Gondry'nin yazıp yönettiği Rüyalarımız, son dönemin yıldızı hızla parlayan oyuncularından Gael García Bernal'ın performansıyla da, ayrı bir dikkat çekiyor.
 


13
Müzik Haberleri / Demir Demirkan Yeni Albümü İle Bizlerle..
« : 11 Temmuz 2008, 18:54:33 »

Türk Rock ve elektro gitar üstadı denilince akla gelen ilk isimlerden olan Demir Demirkan,"Yolun Yarısı" adını verdiği yeni albümünü yayınladı. On şarkıdan oluşan çalışma müzisyenin beşinci solo albümü olma niteliğini taşımaktadır. Sanatçı İlk klibini "Alıştım Artık" adlı şarkısına çekti. Klipte Demir Demirkan’a Avrupa Yakası’nda Fatoş karakterini canlandıran ünlü oyuncu Şenay Gürler eşlik etti. Albümdeki tüm şarkılar Demir Demirkan imzasını taşırken, gitar ve klavye performansları Demir Demirkan tarafından Bodrum’da gerçekleştirildi. Bunun yanısıra,Markus Adamer davuluyla, Juan Garcia Herraras – Snow Owl bas gitarıyla Özcan Gök perküsyonuyla müzisyenin şarkılarına eşlik ederken, Çağlar Türkmen hem davul ve bas gitar çaldı hem de albümü kaydedip masteringini yaptı. Albüm Simya Müzik & DMC işbirliği ile müzik marketlerdeki yerini aldı.

-Yolun Yarısı Albüm İçeriği;

01.Alıştım Artık
02.Tesadüfen
03.Aşktan Öte
04.Ağır Ağır
05.Hayyam Gelip Kral Olsa
06.Acı Nefes
07.Masum Sözler
08.Doldur Kadehleri
09.Bugün Ya Da Yarın
10.Çürümüş Cennet


Kaynak : anatolianrock

* ben dinlemiş bulundum albümü fakat demir demirkan'dan daha iyi bi albüm çıkabilirdi bence, diğer albümleri kadar sevmedim bunu ı-ıh..

14
Mitolojiler / Mnemosyne
« : 10 Temmuz 2008, 12:21:59 »
Mnemosyne (Yunanca Mνημοσύνη), Yunan mitolojisinde ilahi bellek, hatıranın tecessümüdür (cismanileşmesi). Gaia ile Uranus'ün kızı olan Mnemosyne ilk titanlardandır ve hafızanın, hatıranın tanrıçasıdır. Zeus'un babası olduğu Müzlerin (Muses - İlham perileri) annesidir. Efsaneye göre Zeus, Mnemosyne ile dokuz gece geçirir, ve bu gecelerin her biri için bir Müz dünyaya gelir.

Mnemosyne aynı zamanda yeraltı dünyasında (ahiret - hades) akan bir nehrin adıdır. Lethe'nin zıddı olan bu nehir, kendisinden içenlere (ki bunlar reenkarne olmaya hazırlanan ölü canlardır) geçmiş yaşamları hakkındaki her şeyi hatırlatır.


[kaynak : vikipedi ]

15
Müzik / Umay Umay
« : 09 Temmuz 2008, 14:58:21 »

1966'da Trabzon'da doğdu.Gerçek ismi Umay Gedikoğlu.
1990 yılında “Hush” topluluğundan eray artan ve melih rona ile ilk müzik çalışmalarına başladı. “Leprechaun” adını verdikleri bu toplulukla kısa bir süre çalışma yapan umay’ın pop rock tarzında çıkmış “Umay Umay” (1994), “Naylon” (1996) ve "Ağzı Bozuk Aşk Mektubu" (2002) adlı üç albümü vardir.

2 çocuk annesi ve çok iyi bir anne olduğu söylenir..
Ayrıca çok iyi bir yazardır Umay.Kitaplarının hepsi Turuncu Medya'dan çıkmıştır. ( 5 tane de kitabı vardır.)
Masmavi bir yazar,müzisyendir..
Kalbi kırmızı olmayanlardan nefret eder.


alıntı : anatolianrock.

Umay Umay sevilesi insan.. (: yazarlığının ve müzisyenliğinin yanı sıra fotoğrafcılıkla da uğraşır ki bence üçünü de gayet güzel başarır.. Hatta kendilerinin deviantart adresi için Tık. ayrıca ihanet, şeker anne, naylon, düşmedim daha parcalarını tavsiye edebilirim.. Ayrıca Cem Adrianla düeti vardır ve emre aydın, umay umay'ın hareket vakti parçasını coverlamıştır, orjinalini de bi dinleyiniz derim.

Sayfa: [1] 2 3 ... 6