Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - SrNimble

Sayfa: [1]
1
Tartışma Platformu / Hangi dünya hangi kişilik?
« : 28 Haziran 2017, 20:24:39 »
   Okuduğunuz fantastik eserlerdeki dünyalardan birinde yaşama şansınız olsa hangi dünyayı seçerdiniz ve nasıl bir kimlikle yaşamak isterdiniz ?
   
   Ben yıllar önce okuduğum Epic isimli kitaptaki Yeni Dünya'da denizlerde neşeli şarkılarla gezen tayfamla şehirleri keşfeden insanlarla bilgi alışverişinde bulunan bir deniz seyyahı olmak isterdim. Koyu renk pelerinim ve lavtamla gece hanlarda insanlarla sohbet edip müzikle neşelenmek isterdim. İnsan için en iyisi yolculuk etmek, sohbet edip ruha iyi gelecek müzikle iç içe olmaktır diye düşünüyorum.

2
Tartışma Platformu / Uğruna Yaşadığımız Anlar
« : 18 Şubat 2017, 01:09:49 »
   Sizlere uzunca bir süre üzerinde düşündüğüm bir konudan bahsetmek istiyorum.

   Bazen bir kitap okuduğumda bazense bir yazı; bazen bir film izlediğimde , bazen bir müzik dinlediğimde (genel olarak ilklerden bahsediyorum) ya da duygularımı hat safhaya çıkaracak bir an yaşadığımda hissettiğim şeye 'büyü' diyorum. Yani daha önce duymuş olabileceğiniz şekilde o anın büyüsü.

   Bu his gerçekten çok güzel fakat yanında hayal kırıklığı da getiriyor. Tabii duygularımızı dizginlemede yeterince tecrübeli değilsek. Dediğim gibi bazen bir film izlediğimde o an gerçekten çok heyecanlanıyorum ve bana özel olduğumu bile hissettirdikleri oluyor. Film bittikten sonra bir süre daha devam ediyor bu his fakat aradan max 3 gün geçtikten sonra (filmi yeniden izlemediğim sürece izlersem sonuç değişir mi emin değilim, denemedim) 'büyünün' bozulduğunu hissediyorum sanki o hissin yerinde bir boşluk oluşmuşçasına yalnız hissediyorum. Gerçek dünyaya dönmek gibi bir şey oluyor. Bir müzik dinlediğimde de aynı şekilde bazen beni fazlasıyla heyecanlandıran müziklerle karşılaşıyorum. Hatta üzüldüğümde genelde müzik dinlerim. Gerçekten iyi şeyler hissetmeme rağmen dinlemediğim sürece müziklerin büyüsü de her ne kadar istemesemde bir yere kadar benden uzaklaşıyor.
   
   Bazı dostluklarda da aynı şeyi hissettiğim oldu. Ardımda bıraktığım arkadaşlarıma dönüp baktığımda onlarla geçirdiğim anların büyüsüne tanıklık ediyorum hem de o anda hissettiğimden daha yoğun şekilde. Tam pişman olacakken bazı şeyler için ya da hüzünlenecekken aslında bu dostlukların ziyadesiyle yaşandığını ve bitmesi gerektiği yerde bittiğini, yani sonsuz tecrübe sahibi yaşamın bizim için en iyisini seçtiğini düşünerek zarar veren hisleri uzaklaştırıyorum. Yine de bitmiş şeyler için insanın kalbinde bir burukluk hissetmemesi işten bile değil.

   Bazı şeyleri yalnızca yaşamış olmak bile oldukça huzur verici diye düşünüyorum. Belki biraz fazla duygusal olduğum için böyle şeyler yaşıyorum. Sizin de 'büyülü' anlarınız varsa öğrenmek beni mutlu edecektir. :)

   

3
Tartışma Platformu / .
« : 31 Ocak 2017, 22:42:14 »
   Merhabalar arkadaşlar, öncelikle bu başlık asıl konumuz olan ÖN YARGI ile ilişkilidir :D . Zira konu başlığı yalnızca bir ''nokta'' olan bir yazıyla karşılaşsam muhtemelen ön yargıyla yaklaşırdım :) . Uzun bir süredir maruz kaldığım ve hiç hoşlanmadığım bir davranıştır ön yargı.
   Öncelikle günlük yaşamımızda ön yargı hatasına düşen insanları görebiliyoruz. Çoğu zaman ön yargının kolaya kaçmak olduğunu düşünmüşümdür. İnsanları düşünmeden yargılamaya, sentez yapmaya iten bir oluşumdur ön yargı. Bana göre ön yargının temelinde düşüncesizlik yatar. Karşınızdaki kişi size herhangi bir öneride bulunduğunda ya da size bir fikirden bahsettiğinde aklınıza gelen ilk şeyi söylemek ön yargıdır. Önce durup bir düşünmek; eğer bu fikre katılmıyorsak bunu karşımızdakine en iyi şekilde, kibarca iletmemiz, eğer fikrimiz olumluysa da neden bu fikre katıldığımızı açıklamamız gerekmez mi sizce de? Ön yargının insan ilişkilerine büyük bir zarar verdiğini düşünüyorum. Zira karşımızdaki kişi samimi olmadığımızı veya söylediklerine saygı duymadığımızı düşünebilir.
   Sadece kendi karşılaştığım ön yargıdan bahsetmiyorum, günlük yaşamımızda insanların birbirlerine karşı davranışlarına ve sözlerine biraz dikkat ederseniz eğer onların da böyle bir yanılgı içerisinde olabileceklerini görebilirsiniz.
   Sizin ön yargı hakkında düşünceleriniz nelerdir ve sizce ön yargı hastalığının ilacı nedir?

4
Tartışma Platformu / Aşk ve Yaşam
« : 14 Ocak 2017, 21:46:59 »
    Arkadaşlar biraz farklı bir konu olabilir ama duygularımın hat safhada olduğu bu anlarda bu yazıyı yazmak istiyorum.
    Sizce aşk olmadan yaşayabilir miyiz? Nelere aşık olabiliriz? Aşkın dünyamıza, bakış açımıza, hislerimize ve hayatımıza katkıları ve zararları nelerdir?
    Sadece öğrenmek istiyorum sizin aşk hakkındaki hislerinizi ve düşüncelerinizi. Benim için son zamanlarda umuttan bile önemli, yegane duygu olan aşk...

5
Yazarlar / Francis Scott Key Fitzgerald
« : 10 Ocak 2017, 23:02:44 »
        Arkadaşlar rıhtımda yeni sayılırım. Burdaki formatı anlamış olsamda içerik olarak rıhtıma hakim değilim. Fantastik edebiyattan, okumaktan, birşeyler yazmaya çalışmaktan hoşlanıyorum. Fakat bu yazımda size modern edebiyatın en büyük yazarlarından birisinden bahsedeceğim.
        F. Scott Fitzgerald 20. yüzyılın en büyük yazarlarından. İrlanda asıllı Amerikan yazar subaylık yaptığı dönemlerde Alabama'nın Montgomery kasabasında Zelda Sayre ile tanışır ve ona o zamanlar içinde yanan yazarlık tutkusundan bahseder. Bir gösteride, sahnede yaptıkları vals sırasında Scott Zelda'ya onunla birlikte New York'a gelmesini istediğini söyler. Zelda yaşadığı ikilem süresince Alabama'daki çevresinin ve ailesinin görüşlerini alır. Anne ve  babası bu evliliği onaylamadıklarını ve eğer evlenirse düğüne katılmayacaklarını söyler. Fakat ablalarından ve arkadaşlarından destek alan Zelda, Scott'a karşı duyduğu ateşli tutkuyla New York'a gitme kararı alır. Bu sırada ilk kitabını bastırmış olan Scott oldukça şaşaalı bir düğün için bütün hazırlıkları tamamlamıştır.
       New York'ta evlenen çift aynı zaman zarfında hızlı gece yaşamına atılır. Bir süre sonra Scott ve Zelda, psikolojik olarak tükenmeleriyle Avrupa'ya taşınma kararı alırlar. Bir süre Paris'in sağ yakasındaki mekanlarda vakit geçiren ve çevrelerini büyük oranda genişleten çift Hemingway'le de burada tanışır. Scott burada öyküler ve küçük çaplı projeler ortaya koyar. Ardından Antibes ve Paris arasında mekik dokuyan hayatlarında en büyük çalışmalarından kabul edilen Muhteşem Gatsby'i yazar. Kitabın ismini seçme kısmını Zelda'ya bırakır. 21 Aralık 1940'ta hayata veda etmiştir.
       Gerek geride bıraktığı eserleriyle gerek yaşantısıyla 20. yüzyılın en büyük yazarlarından sayılır.

Sayfa: [1]