1
Tartışma Platformu / Mary Sue Edebiyatı
« : 31 Ağustos 2016, 16:53:05 »
Bugün anasayfada yer alan Rothfuss röportajını okudum (emeği geçenlere teşekkürler) ve dikkatimi çeken bir bölüm oldu: Rothfuss kendisine kitabındaki karakterlerden biriyle ilgili sorulan "biraz fazla yetenekli değil mi?" sorusunu adeta geçiştiriyor. Ya da belki cevabı ben geçiştirmek olarak yorumladım, çok da önemli değil. Kitaplarını da henüz okuma fırsatım olmadı zaten.
Benim tartışmaya açmak istediğim konu şu; kurguda "Mary Sue" sendromu olarak tanımlayabileceğimiz "aşırı güçlü, herşeye kadir" karakterler için belirgin bir sınır koymak mümkün müdür? Önüne çıkan her ork grubunu tereyağı gibi biçen savaşçılar, her seferinde hiç sektirmeden aynı büyüyü aynı kabiliyet ve verimlilikle beceren büyücüler bu klasmana girer mi? "Over-powered" karakterler yazmaktan kaçınmak için nelere dikkat edilmeli? Her savaşından bir şekilde canlı çıkmayı başaran karakterler gerçekçiliğini ve inandırıcılığını yitirir mi?
Kendimce bir örnek vererek başlayayım, Cüneyt Arkın'ın ölümsüzleştirdiği Battal Gazi figürü (ve türevleri). Ağabeyimle aramızda "Battle Gazi" diye andığımız güzide karakter surlara zıplayarak çıkabilir, onlarca adamı tek bir okla devirebilir (konuşmayacaktın Anton!), kaleye sızdığı sırada onu ilk defa gören bütün hatunları kendine aşık edebilir... Yine de izleyiciyi hepten bayıltmamak için arada zindanlara düştüğü de olur lakin bu ya yeni ilahi bir güç bulmak için ya da içerideki tutsakları da kurtarıp kaleyi ele geçirmek içindir. Vücudundaki bütün kemikler kırılsa da zararı yoktur, o bir şekilde mucizevi bir şifa ile tez zamanda ayağa kalkar. Adam anasından "one-man-army" olarak doğmuştur vesselam.
Benim tartışmaya açmak istediğim konu şu; kurguda "Mary Sue" sendromu olarak tanımlayabileceğimiz "aşırı güçlü, herşeye kadir" karakterler için belirgin bir sınır koymak mümkün müdür? Önüne çıkan her ork grubunu tereyağı gibi biçen savaşçılar, her seferinde hiç sektirmeden aynı büyüyü aynı kabiliyet ve verimlilikle beceren büyücüler bu klasmana girer mi? "Over-powered" karakterler yazmaktan kaçınmak için nelere dikkat edilmeli? Her savaşından bir şekilde canlı çıkmayı başaran karakterler gerçekçiliğini ve inandırıcılığını yitirir mi?
Kendimce bir örnek vererek başlayayım, Cüneyt Arkın'ın ölümsüzleştirdiği Battal Gazi figürü (ve türevleri). Ağabeyimle aramızda "Battle Gazi" diye andığımız güzide karakter surlara zıplayarak çıkabilir, onlarca adamı tek bir okla devirebilir (konuşmayacaktın Anton!), kaleye sızdığı sırada onu ilk defa gören bütün hatunları kendine aşık edebilir... Yine de izleyiciyi hepten bayıltmamak için arada zindanlara düştüğü de olur lakin bu ya yeni ilahi bir güç bulmak için ya da içerideki tutsakları da kurtarıp kaleyi ele geçirmek içindir. Vücudundaki bütün kemikler kırılsa da zararı yoktur, o bir şekilde mucizevi bir şifa ile tez zamanda ayağa kalkar. Adam anasından "one-man-army" olarak doğmuştur vesselam.