Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - extraproximity

Sayfa: [1] 2 3
1
Buradaki en büyük çelişki gelecekte kendinle karşılaşırsan bu aslında iki farklı benliğin karşılaşması olacak. Yani kısaca o sen değil, sen de o değilsin. Bu arada en temel fizik kurallarından de birini çiğnemiş olursunuz. E= mc2. Çünkü kendinizden bir tane daha olması ve ikisinin de aynı zaman diliminde bulunması yoktan varolma anlamına gelir. Maddenin varlığı her zaman diliminde birbirinden bağımsız unsurlara bağlı olsa idi, ortada E= mc2 kalmazdı.

Ayrıca karşına kendini öldürdüğünde zamanda kırılma yaratıp yeni bir paralel evrenin oluşmasına neden oldun diye bir teori de çıkabilir. Her ne kadar atomaltı düzeyde olsa da iki farklı olasılığın Schrodinger in Kedisinde olduğu gibi aynı anda gerçekleşmesi ve gözlemcinin gözlemi ile bu olaylardan birine çökme yaşanması durumunda paralel evrenler oluştuğunu savunan fizikçiler de var.

Ama zamanı hızlandırıp yavaşlatabilmen onun var olduğunun en büyük kanıtı zaten. Sorun onu kırıp farklı noktalardan tekrar bağlamanın imkansız olup olmadığında.

2
Sinema / Ynt: Şarkılarıyla Hatırlanan Filmler
« : 13 Eylül 2010, 22:34:03 »
La Boum : Richard Sanderson - Reality
La Boum 2 : Cook Da Books - Your Eyes

3
Çizgi & Anime / Phantom: Requiem for the Phantom
« : 02 Eylül 2010, 00:22:20 »


Tür............: Aksiyon, Drama
Firma.........: Bee Train, Nitroplus, Genco
Yönetmen...: Koichi MASHIMO
Senaryo.....: Yousuke KURODA, Gen UROBUCHI, Hideki SHIRANE, Noboru KIMURA, Tatsuya TAKAHASHI, Yukihito NONAKA

Inferno adlı bir gizemli bir mafya örgütü, üstün yeteneklere sahip tetikçisi Phantom sayesinde tüm rakiplerini ortadan kaldırmakta ve bir tekel olmaya doğru gitmektedir.

Tetikçiyi yetiştiren Scythe Master takma adlı beyin yıkama ve manipülasyon konularında uzman bir bilim adamıdır. Phantom duygusuz, emirleri sorgulamaksızın yerine getiren Ein takma adlı bir kadındır.

Bir gün bir Japon turist Phantom un cinayetlerinden birine tanık olur. Bunun üzerine gösterdiği hayatını koruma mücadelesi ile Scythe Master in dikkatini çeker. Scythe Master onu öldürtmek yerine eğitmeyi tercih eder.

Ein ve Zwei adlı bu iki tetikçinin öyküsü, bunların görevlerini acımasızca yerine getirmeleri, birbirleri ve Scythe Master ile ilişkileri ustaca bir şekilde anlatılmaktadır. Inferno nun diğer üyeleri arasındaki güç mücadeleleri konuyu - zekice hazırlanmış bir kurgunun da etkisiyle - iyice karmaşıklaştırmaktadır.

Psikolojik drama yönü ağır basan bu animede grafikler, anlatımdaki şiirsellik, ustaca tasarlanmış bir kurgu animeyi zevkle izlenecek bir esere dönüştürmektedir. Açılış ve kapanış müziklerini zevkle dinleyebilirsiniz, jenerik de özenle hazırlanmış.

Fakat anime 19. bölüme kadar verdiği zevki, sonraki bölümlerde vermemektedir. (Başlangıçta "Geri kalan bölümleri acaba başka bir ekip mi hazırladı?" diye düşünsem de buna dair bir veri bulamadım.)

Hikayenin sonu ucu açık bir şekilde bitmekte, bir tatminsizlik vermekte.

Tüm bunlara karşın kesin olan ilk 19 bölümde çok zevk almanızın kuvvetle muhtemel olması.

Requiem For the Phantom ilk olarak bir bilgisayar oyunu olarak ortaya çıkmıştır, daha sonra onu OVA ve animesi takip etmiştir. Oyun, OVA ve anime arasında farklılıklar mevcuttur. Zaten , oyunun içinde,  seçtiğiniz yola göre bir çok farklı hikayelerin içinde bulabiliyorsunuz kendinizi.

Söz konusu animenin mangası da mevcuttur.

İlginç ayrıntı:
Spoiler: Göster
Cal in elinde tuttuğu domuz kuklası ile Leon da Leon' un Mathilda' yı neşelendirmek için kullandığı kukla ve Cal in hikayesinin Mathilda nın ki ile uyuştuğu belli noktalar mevcut. Burada açıkça oraya bir gönderme yapılmış.


Bölümler:
Spoiler: Göster
01 - "Awakening" "Kakusei"
02 - "Training" "Kunren" 
03 - "Practice" "Jissen"
04 - "Assassination" "Ansatsu"
05 - "Instant" "Setsuna"
06 - "Conflagration" "Taika"
07 - "Past" "Kako"
08 - "Emergency" "Kyūhen"
09 - "Name" "Namae" 
10 - "Closure" "Shūmaku" 
11 - "Succession" "Shūmei"
12 - "Phantom" "Bōrei"
13 - "Disguise" "Gisō"
14 - "Surveillance" "Kanshi"
15 - "Reunion" "Saikai"   
16 - "Confession" "Kokuhaku"
17 - "Truth" "Shinsō"
18 - "Showdown" "Taiketsu"
19 - "Promise" "Yakusoku"
20 - "Hometown" "Kokyō"
21 - "Anger" "Funnu"
22 - "Fiery" "Gekkō"
23 - "Decision" "Ketsudan"
24 - "Confrontation" "Taiji"
25 - "Conclusion" "Kecchaku"
26 - "Elen" "Eren"


Bazı görüntüler:
Spoiler: Göster







4
Kurgu İskelesi / Ynt: Kıpkısa Kulübü
« : 29 Ağustos 2010, 13:24:39 »
Bu da Türk Kültürü nden anonim bir kısa hikaye:

"Hasan su kuşu, bir doğdu yıkandı, bir öldü yıkandı."

5
Televizyon / Ynt: Conan O'Brien
« : 25 Ağustos 2010, 20:38:25 »
Jay Leno popülist ve ucuzcu. Conan çok daha entellektüel ve zeki bir insan. Ki bu yaptığı programlara da yansıyordu.

Ama bildiğim kadarıyla Amerikan halkı hep tribüne oynayan Jay Leno yu daha çok tercih ediyormuş. Kanal da ikisi arasında tabii ki Jay Leno yu tutacak bu durumda.

Ama yazık oldu, çok büyük tat alıyordum bu adamdan.

6
Düşler Limanı / Ynt: ZaMaN
« : 23 Ağustos 2010, 22:02:07 »
Sorgulayan insan akıllı insandır. Her anlamı sorgulamaya devam et, bazen farklı bir cevap bulamayacaksın, ama en azından sahip olduğun şey körü körüne inandığın bir dogma olmayacak.

Bu arada zaman vardır aslında.

Modern Fizik te kütle zamanı büker, kütlen ne kadar büyükse zaman o kadar yavaş işler. Hızlandıkça kütlen göreceli olarak artar bu da aynı kapıya çıkar.

7
Düşler Limanı / Ynt: Pervane, Sivrisinek ve Kedi
« : 21 Ağustos 2010, 09:24:16 »
Burada şimdiye kadar okuduğum en güzel yazı.[*]Henüz okumadıklarımı bir yana bırakıyorum[/*]

Anlatımındaki şiirselliği, zeka kokan metaforlarını bir yana bıraktım, sonunu ne kadar güzel bağlamışsın.

Ve şu cümle var ki, içime işledi :
Alıntı
Ve yine dalgalı denizin üzerinden sivri tırnaklar gibi yükselen kayalıkların üzerinde kırıklar içinde yatarken fark ediyordum ki ölümün sorumluluğunu taşımak için çok güçsüz olduğumu.Kıyafet değiştirir gibi yaşamı ölümle değiştirmiştim.


8
Çizgi & Anime / Ergo Proxy
« : 14 Ağustos 2010, 02:26:31 »
Not: Aşağıdaki yazının büyük kısmında Wikipedia dan yararlanılmıştır.

Tür/Tema: Cyberpunk, Suspense, Mystery, Psychological, Drama
Yönetmen: Shukō Murase
Tarih: 2006
Bölüm: 23



Hikaye dünya çapında bir felaket sonrasında Romdeau adlı bir kubbe-şehirde başlıyor. Bu şehirde insanlar ve kısıtlı bir yapay zekaya sahip robotlar birlikte yaşamaktadır. Hikayede başlıca iki robot tipi göze çarpmaktadır: Entourage ve Companion. Şehir Donov Mayar ve bir çeşit robot idare heyeti tarafından yönetilmektedir. İnsanlar yapay rahimlerde üretilmekte ve her birinin varoluşu önceden belirlenmiş bir amaca hizmet etmektedir.

Başlangıçta ortaya konan yer yer katı kurallarına rağmen felaket sonrası dünyada bir mutlu ve düzenli bir şehir imajı bazı robotların Cogito adlı bir virüsten etkilenerek bilinç kazanmaları ve kimi zaman cinayetler işlemeleri ile farklı bir görünüm almaktadır. Bu robotlar yoketme ile görevli ekipler tarafından ortadan kaldırılmaktadır.

Hikayenin yan kahramanlarından (Donov Mayar ın torunu) Real Mayar bu cinayetlerin bazılarını araştırma ile görevlidir. Görevinde kendisine Entourage robotu Iggy ve vatandaşlık için zorunlu görev yapan göçmen Vincent Law yardımcı olmaktadır. Bu görevlerinden biri sırasında daha önce hiç görmediği oldukça atik ve saldırgan bir yaratıkla karşılaşır. Bu yaratık bir vekildir (proxy). Real Mayar bu konunun üzerine gittikçe şehrin ve bildiği dünyanın farklı bir yüzü ile karşılaşır.

Gotik ve punk öğelerin hikayenin kahramanlarının psikolojilerinin ve karakterlerinin derin irdelemeleri ve kimi zaman da birey toplum ilişkilerinin eleştirisi ile birleşince ortaya sofistike bir eser çıkmış.

Açılış ve kapanış müzikleri dinlemeye değer(Kiri-Monoral, Paranoid Android-Radiohead). Müziğin hikayenin akışı içinde kullanımı da profesyonelce yapılmış.

Felsefe ve bilim tarihinde yer almış birçok kişi ve birçok mitolojik karakter animenin içerisinde çeşitli vesilerle ve çeşitli suretlerde karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda başyapıt niteliğindeki edebiyat ve sanat eserlerine de her bölümde bir referans bulmanız mümkün. Kimi zaman ilgili bölümdeki hikayenin kurgusu ile belirli yapıtlara gönderme yapılmaktadır. Hikayede yer alan her bir unsurun özenle seçildiği ve işlendiği göze çarpmaktadır.

Grafiklerin bir kısmı 2D bir kısmı da 3D çizimlerden oluşuyor. Ve oldukça tatmin edici.

Anime 23 bölümden oluşmakta, her bölümün sonunda konu içinde geçen filozof, bilimadamı ya da yapıtlar ya da kavramlarla ilgili açıklamaları güzel bir müzik eşliğinde okumanız mümkün.

Bu animeyi izledikten sonra Evanescence in Fallen albümünün kapağına tekrar bakın. İlginç bulacaksınız.

Eksi alan bir yönü animenin ana kurgusunun önceden belirlenip üzerine bir eser yapılmış olması dolayısıyla bazı bölümlerin final bölümünü izledikten sonra gözünüzde birden filler a dönüşüvermesi (Ki halihazırda var olan iki "filler"imsi bölümü hariç tutuyorum). Bir de bazı diyalogların ya da kavramların gereğinden fazla gözümüze sokulması söz konusu. (Ki bu da bazen hazır kavramlarla dolu bir çekmeceden sırf "Bu da olsun" diye çıkarılıp animeye eklemlendiği havası veriyor)

Bazı Kareler
Spoiler: Göster







Bölüm Listesi:
Spoiler: Göster
01. Awakening
02. The Confession of a Good Citizen - Confession
03. Maze City
04. Futu-risk
05. TASOGARE
06. Domecoming
07. re-l124c41+
08. Shining Sign
09. Angel`s Share
10. Cytotropism
11. Anamnesis
12. Hideout
13. Wrong Way Home
14. Ophelia
15. Who Wants To Be In Jeopardy!
16. Busy Doing Nothing
17. Terra Incognita
18. Life After God
19. Eternal Smile
20. Goodbye Vincent
21. Shampoo Planet
22. Bilbul
23. Deus Ex Machina

9
Çizgi & Anime / Ynt: Soul Eater
« : 05 Ağustos 2010, 22:33:22 »
İlk iki bölümünü izlemiştim, sıkılmıştım.Acaba bölümler ilerledikçe güzelleşiyor mu? Nihbrin in beğenisine güvenirim. O yüzden kafama takıldı.

10
Sorun dönüp dolaşıp muhafazakarlıkta düğümleniyor. Çevremizde aldığımız tepkiler muhafazakar bir zihniyetin ürünleri. Üzerimizde bir kabuk var, kırıp da ondan kurtulmaya çalışıyoruz ama üzerimize kırdığımız parçalar düşüyor. İşte bunlar öyle bir şey. Bunun dinle de ilgisi yok. Yeter ki bir şeyi muhafaza etsin de ne olduğu önemli değil. neredeyse yüzyıl olacak, paslanmış anlamların peşinden koşuyorlar.
Hayalgücünü, yaratıcılığı, değişimi vb. ilerlemeye dönük herşeyi öcü olarak görüyor ve bu noktada bizim payımıza düşen de "çocuk kitabı" (?) okumak oluyor.

11
Düşler Limanı / Ynt: Rastgele Düşünceler
« : 28 Temmuz 2010, 20:20:56 »
Hayal kurmak aslında bir kaçış değil arayıştır.

Size sunulandan, sahip olduklarınızdan öteye geçme telaşıdır. Tekdüze kalıplardan sıyrılıp
kendimizi bulma savaşıdır. İlerlemenin, evrimleşmenin temel taşıdır. 

Bu açıdan fantastik edebiyat da kaçıştan çok bir arayıştır. Kaçış deyince sanki ortada karşı konulamaz ve doğruluğu kanıtlanmış bir gerçek var da ondan kaçılıyormuş gibi oluyor.

12
Güncel / Ynt: TDK - Yabancı Sözlere Karşılıklar Klavuzu
« : 15 Temmuz 2010, 20:40:01 »
Aslına bakarsanız bu konunun size komik gelmesi çok acı...

Çünkü bir İngiliz şunları oldukça normal buluyor:
automobile : kendi-gider
television: uzaydan gelen görüntü (Tele nin kökeni Latince idi sanırım)

Ya da bir Almana bu normal geliyor:
Fernseher (TV): Uzak görüntü

Daha çok örnek var da, aklıma gelmedi. Bu dilinize ne kadar yabancılaştığınızı ve kendinizi Batı uluslarından ne kadar aşağıda gördüğünüzü gösterir. Eminim "Zapping" i TDK üretse onu da komik bulurdunuz. Ama elin "YÜCE" batılısı üretince kullanmak çok normal geliyor değil mi?
 
Ayrıca toplumsal sallangaç, oturaklı götürgeç gibi kelimeler hiçbir zaman üretilmemiştir. Size sunulan her şeyi doğruymuş gibi büyük bir hevesle tüketmeyin. Biraz seçici olun. 1500 gramı boşa harcamayın.

13
İhsan Oktay Anar ın Türk yazınında çok ayrı bir tadı var.
Sadece Puslu Kıtalar Atlası nı okudum. Okumadan önce ön yargı ile yaklaşmıştım. Malum piyasada yazarcılık oynayan o kadar çok insan var ki. Üstelik kolay kolay hikaye ya da roman okumam, ama iyi ki okumuşum.
Tanıtım için teşekkürler, varlığını çoktandır bilincimin derinliklerine ittiğim bir yazarın okumam gereken yeni kitapları olduğunu hatırladım...

14
Sinema / Ynt: Dragonball Evolution
« : 06 Temmuz 2010, 23:26:44 »
Herşeyi usulüne göre yapmak gerek bence. Nihbrinle aynı görüşe sahibim ancak önüne ne konursa sindiren popüler kültür sahibi insanların bu filme gideceklerini ve güzel bir reklam sayesinde epey seyirci toplayacağını düşünüyorum.

İşin ilginç tarafı filmin izleyicileri olan bu "Ver tüketsin" topluluğunun kendisine karşıt sayılabilecek bir zihniyetin ürünlerini tüketiyor olmaları.

"Çizgi film lan bunlar, izlemeyin". diyorum bu kesime en anlayabilecekleri dille.  :hömm:

15
Genel Kültür / Ynt: İngilizceyi Geliştirme Yolları..?
« : 02 Temmuz 2010, 00:13:13 »
Öncelikle sorununu tanımlamalısın.

Belli serileri okumak için geliştirmek istediğini söylüyorsun. Söz konusu olan bu ise okumak istediğin kitapların düzeyi nedir? Genelde intermediate-upper intermediate arası bir gramer ve güçlü bir kelime dağarcığı sorunun büyük kısmını çözer. Bir çok kitabı okurken en çok başvuracağın ve en çok zamanını alacak şey gramer kitapları değil, sözlük olacak çünkü.

Yok amacın tamamıyla geliştirmek ise:
Önce doğru düzgün kitaplarla ve belki de kurs ile gramerini geliştireceksin(Artık en iyi öğrenme şeklin ne ise...) Genelde kursların tek avantajı interaktif bir ortam sunuyor olması, kurs sana fazla bir şey vermez. Gerisi tamamen senin öğrenme isteğin ve kendi başına çalışman ile çözülecek bir sorun. Advanced düzeyine çıkman lazım. Buraya kadar olan şey tuğla yapmasını öğrenmekten ibaret. Bundan sonra tuğlalardan nasıl ev yapılacağını öğrenemezsen daha ileri gitmen zor olur. Ev yapmanın yolu da bol bol kompozisyon ve çeviri yapmak, bol soru çözmek, hayatın mümkün olan her alanına ingilizceyi sokmaktan geçer. Bu da yeterli değildir. İngilizce çeviri, yaparken, konuşurken, kompozisyon yazarken hızlı düşünmeyi öğrenmen gerekir. Çünkü sen doğru cümleyi düşünüp dururken karşındaki her şey akıp gider, yetişemezsin.

Kursun çeviri konusunda faydası vardır. Ama kaliteli bir hoca şart. Tercihen Türk olması en doğrusudur. Yabancılar senin nerede takıldığını anlamakta çoğu zaman zorlanırlar ve kaliteleri de belirsiz. Dandik bir sınavla sertifika alıp, 3. dünya ülkelerinde maceraperestliğe soyunanları da mevcut sonuçta.

Türkçe-İngilizce, İngilizce-Türkçe... Her iki yönde de çeviri yapmalısın. Çevirilerinde yavaş yavaş basmakalıp kelimeleri,kalıpları bırakıp daha "advanced" kelimeler kullanmalısın. (dictionary.reference.com bu konuda sana çok yardımcı olabilir.)

Konuşmak. Günlük dilde konuşmak aslında en kolay olan, ama Türklerin en çok bocaladığı noktadır. Korkmadan balıklama dalacaksın olayın içine. Kem küm konuşurken bir noktadan sonra bakacaksın ki konuşma esnasında "tense" ler birbirine girmiyor, cümleler daha düzgün kurulmaya başlanıyor. Ve hatta çeviri ve kompozisyonu sık yaparsan orada kullandığın kalıpların kelimelerin bir süre sonra ağzından nasıl kolayca çıkıverdiğine şaşıracaksın.

Listening... Ne dinlediğine ya da kimi dinlediğine bağlı olarak, bir işkence de olabilir, bir eğlence de olabilir . İlk başlarda cümlenin tamamını anlamak zorunda değilsin, aradaki boşlukları nasıl dolduracağını öğrenirsen kolay olur. İyi bir pratikten sonra çeviride olduğu gibi cümleler sana daha anlaşılır gelmeye başlayacak.

VS.VS.VS.....

Ve sonunda her şey dönüp dolaşıp çalışma, disiplin, kaliteli kaynak ve bol pratiğe geliyor.

Sayfa: [1] 2 3