Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Ferhat

Sayfa: [1]
1
Tartışma Platformu / Ynt: Wattpad
« : 04 Eylül 2017, 19:13:40 »
Bir ara üye olmuştum ve bir hikaye yayımlamıştım. Kaç ay geçti bir yorum dahi olmadı ve sildim. Sonra en popüler hikayelere bakayım dedim...
Bakmaz olaydım. Bana göre, saçma sapan aşk hikayeleriydi. Büyük ihtimalle zaten okuyucuları da ergen kitlesiydi genelde. Sonuç olarak beğenmedim ve önermiyorum.

2
Güncel / Ynt: Bayram
« : 01 Eylül 2017, 12:58:16 »
İyi bayramlar..  :uhe

3
Kurgu İskelesi / Nohutlu Pilav
« : 30 Ağustos 2017, 14:38:33 »
 .

4
Kurgu İskelesi / Ynt: Dört Duvar Ardında
« : 29 Ağustos 2017, 20:21:29 »
Teşekkürler.

5
Stefan Zweig: Ay Işığı Sokağı

Gayet güzel öykülerden oluşmuş tadımlık bir kitap. Satranç kitabı hala benim için en iyisi.

6
Kurgu İskelesi / Ynt: Dört Duvar Ardında
« : 29 Ağustos 2017, 12:51:31 »
Teşekkür ederim.  :) Evet, aslında öykücük daha doğru. Diğer uzun öykülerle tekrar görüşmek üzere :fight:

7
Kurgu İskelesi / Dört Duvar Ardında
« : 26 Ağustos 2017, 23:06:35 »
Bundan yaklaşık 5 sene önce yazdığım bir öyküyle başlayayım dedim. Eskiye göre çokça yol katettiğimi düşünüyorum ama hani derler ya ilk göz ağrıları... :)

Paslanmaya yüz tutmuş demir kapının sinir edici gıcırtısıyla gözlerini açtı. İçeriye giren floresan lambasından gelen ışık gözlerini kamaştırmış, elindeki yemek kabını yere koyan gardiyandan başka bir şey görememişti. Yılların rutubetiyle sararmış, süngeri fareler tarafından kemirilmiş olan yataǧından doğrularak kapının eşiğindeki kahvaltısına uzandı. Kapının tam karşısındaki demir parmaklıklarla destekli pencereden içeri giren gün ışığı ortalığı az da olsa ferahlatıyordu. Yemek kabında haftalarca bekletilmiş, rengi sararmaya başlamış bir dilim peynir, taze yoǧurt, buruşmuş bir kaç zeytin ve ılık bir çay vardı. Peynirden aldığı küçük bir parçayı aǧzına atar atmaz yüz ifadesi deǧişerek ağzındakileri yere tükürdü. Çay ile yoǧurdu afiyetle yerken zeytine dokunmadı. Oturduğu yerden, okuduğu Suç ve Ceza kitabını eline aldı. Önce kapağındaki kabartmalı yazıları yokladı sonra da pencereden içeri sızan gün ışığında, geriye kalan son otuz dört sayfayı tek solukta okuyup bitirdi. İki gün sonraki hesaplaşmayı düşündükçe kendini daha da yalnız hissediyordu. Bu düşünceleri bir kenara atarcasına ayaklandı ve yüksekteki pencereye ulaşmak için çatlamış klozet kapağına basıp parmaklıklara tutunarak kendini yukarıya çekti.

Avluda yılların bıkkınlığıyla volta atanlar, ellerindeki tesbihleri büyük bir sabırla çekiyorlardı. Ellerindeki jop ile çevreye korku saldıklarını varsayan bir kaç gardiyan ellerini kollarını sallaya sallaya, sert bakışlarla mahkumları süzüyorlardı.

Avluyu kendi halinde bırakıp gökyüzünü seyretmeye koyuldu. Çok uzaklarda noktalar halinde üç uçurtma gördü. Bir an onlar gibi hür, gökyüzünde rüzgara karşı direnmeyi diledi. Birkaç saniye sonra hayat belirtileri görülen yüz hatları tekrardan gerildi. Uçurtma ne kadar hür görünse de ipi onu yapanın ellerindeydi. O nereye isterse oraya götürecekti. İpin kopması halinde ise bu sefer rüzgara boyun eǧip onun istediǧi istikamete doğru yol alacaktı. Rüzgardan kurtulduǧu vakit ise hızla düşüşe geçip paramparça olacaktı.

Gözleri bu sefer iki buçuk metreye varan duvar sütunlarının üst kısmındaki dikenli tellere ilişti. Kanadı tellere takılmış küçük bir serçe gördü. Kanatlarından akan damla damla kan, korkusunu körükleyerek daha hızlı ve sert çırpınışlara sebep oluyor, yaraları iyice deşiyordu. Bugün için fazlasıyla şey görmüştü. İçindeki kor umut taneleri de sönmüş, derinlerden fısıldayan bir korku tüm bedenini sarmaya başlamıştı.

Parmaklıkları bırakıp yavaşça geriledi. Hücresi artık daha küçük ve karanlık gibiydi. Alnında biriken soğuk ter damlaları tane tane dökülmeye başladı. Hemen sağındaki lavaboda elini yüzünü yıkayıp tekrardan pencereye ulaştı. Kuşun kanlar içindeki cansız bedenini görmeyi bekliyordu ama tellerde kanlarla desenlenmiş bir kaç tüy dışında bir şey göremedi. Duvar boyunca gözlerini ayırmadı ve soldaki uç noktada yaralı kuşu gördü. Kanadını açmış, gagasıyla küçük darbelerle tüylerindeki kanı temizliyordu. Kendini boşluǧa bırakıp kanatlarını hızla çırparak gözden kayboldu. Karanlık köşede bulunan yatağına uzanarak umut rüyalarına dalmak için gözlerini kapadı.

İki gün sonra avluda hazırlanan dar ağacında iki büklüm, gözleri ağlamaktan kızarmış eşinin ve mahkumların önünde hırıltılı nefes alışverişi eşliğinde kapanan gözleri bir daha hiç açılmadı.


8
Televizyon / Ynt: Hangi dizileri seyrediyorsunuz?
« : 25 Ağustos 2017, 13:34:02 »
Şuan devam eden:
Game of Thrones
The Wire
Sherlock (Ömrümü yedin ama 10 yıl sonra bile olsa yeni sezon gelsin be...)

9
Kurgu İskelesi / Ynt: Kâbus
« : 25 Ağustos 2017, 12:00:52 »
Merhaba Moriarty,
Öykünü genel olarak beğendim. Ama oldukça kısa buldum. Belki daha da uzatılabilirdi.
Biraz daha şu yapay zekayı tanıtabilirdin. Daha iyi düşlememiz adına ayrıntılı bir betimleme fena olmazdı. Son olarak diyaloglar üzerine biraz daha kafa yorman yararına olacaktır. Daha sağlam diyaloglar olabilirdi.
Kalemine sağlık.

10
Başka Kurgular / Ynt: T. İş Bankası Modern Klasikler Dizisi
« : 25 Ağustos 2017, 11:53:19 »
İş Bankası yayınları gerçekten çok iyi başarılara imza atıyor. Özellikle Hasan Ali Yücel serileri ile dünya klasiklerini Türkçe'ye hakkını vererek çeviriyorlar. Bizlere de kendilerini tebrik etmek düşüyor.

Sayfa: [1]