Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Pasisa

Sayfa: [1]
1
Kurgu İskelesi / Ynt: Gökyüzünün İntikamı
« : 19 Ocak 2013, 09:39:04 »
En kısa zamanda 1.Bölümü paylaşıcam, yorumunuz için saolun :)

2
Kurgu İskelesi / Ynt: Gökyüzünün İntikamı
« : 17 Ocak 2013, 11:11:00 »
Siz soyledikten sonra farkettim yorumunuz icin tesekurler dikkate alacagim

3
Kurgu İskelesi / Gökyüzünün İntikamı
« : 17 Ocak 2013, 00:23:01 »
GÖKYÜZÜNÜN İNTİKAMI
GİRİŞ

      İstanbul'un aniden havanın bozduğü günlerinden biriydi, gayet güzel bir hava hakimken akşam sularında yağmur bastırmıştı.İstanbul'un tepelerinden birinde ,Kurtuluşta, yağmur suları gezmeye başlamıştı. Kurtuluş Caddesi o saatlerde işlek olsada, Kurtuluş'un arka sokaklarında sadece yağan yağmurun şakırtıları duyuluyordu.Adeta karanlığı yarıp geçen damlalar, yanan sokak lambalarının ışığında kendilerini gösteriyorlardı.
      Bulutlar gitgide toplanıyor, yağmur bastırıyor, rüzgar şiddetleniyordu sanki bir kıyamet günüydü. Rüzgar şiddetlendikçe sokak lambalarının ışığı başka yerlere de vuruyordu.

      Biranda sessizlik heryeri bastırdı, yağmur dindi, rüzgar duruldu, adeta fırtınadan hemen önceki sessizlik gibiydi. Karanlık sanki korku dolu hırıltılar çıkartıyordu, toprak kaynıyor karanlığa susmasını söylüyorduki...
      Aniden gökyüzü aydınlandı adeta yıldızlar göğe inmiş gibiydi. Bulutlar iyice toplanıp tek bir pamuk parçası halini aldılar ve yeryüzünün karşılarında durduğuna sinirlenmişçesine yıldırım attılar. Toprak ile gökyüzünün birleşmesi üç saniye sürmüştü. Savaş Sokak tamamen aydınlanmış, bir süreliğine de olsa karanlık tamamen yokolmuştu ancak karanlık hiçbirzaman tamamiyle yokedilemez.
      Her şeyden sonra tekrar heryeri karanlık kaplamış, yağmurun şakırtı sesleri Kurtuluş sokaklarında yankılanmaya başlamıştı ancak azönceki doğaüstü olayın etileri farkedilebiliyordu. Rüzgar daha usulca esiyor, yağmur damlaları fransız kültürü almış gibi narin narin süzülüyordu ayrıca sokağın ortasında bir yarık oluşmuş, etrafındaki lambaların hepsi bozulmuştu. Sokağın o kısmı görülmüyordu, karanlığa gömülmüştü adeta.

      Saniyeler sonra topraktan tekrar ses gelmeye başlamıştı. Ses, karanlığa gömülü olan yarıgın oldugu bölgeden geliyordu lakin bu seferki ne bir hırıltı ne de buna benzer bir sesti. Bir insan sesiydi, ayak adımının sesiydi. Sert ve istikrarlı adımlar...
      Gitgide daha da yakınlaşan adımlar yanmakta olan lambaların menziline girmek üzereydi. Karanlığa gömülü olan bölgeden gelenin nefes alış-verişi hissediliyordu sanki sokaktaki rüzgar akımını etkiliyormuş gibi nefes alınca rüzgar duruluyor , nefes verince şiddetleniyordu.
      Gizemli ayaklar lambaların ışığıyla aydınlandıktan sonra; hafif kaslı vücudu, sert yüz çehresi ve karanlığın içinde parıldayan gri renkli gözleriyle Saul, gökyüzünden düşmüş sokağın ortasında yürüyordu.   

Sayfa: [1]