Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Jejune

Sayfa: [1] 2 3 ... 33
1
Sinema / Ynt: 21.*
« : 30 Ocak 2009, 03:00:06 »
Hesnacığımın tavsiyesiyle izledim. Zaten Jim Sturgess insan kişisi için izledim bu filmi. :lve O nedenle severek izlediğim ve pek beğendiğim bi film oldu kendisi .p

2
Diğer Fantastik Eserler / Ynt: Twilight Serisi - Stephine Meyer
« : 25 Aralık 2008, 23:47:10 »
Kitap nasıldır bilmem ama film biraz basit gibi göründü bana.

Film basit kalmış bence de. kitaptaki o aşkı doğru düzgün yansıtamamışlar.eksik kalmış pek çok şey.

eclipse çıksa da bi an önce okusak. (:

3
Sinema / Ynt: Dead Poets Society~ Ölü Ozanlar Derneği
« : 19 Aralık 2008, 21:52:15 »
"if you are slightly more daring, you can call me 'o captain my captain. "

mükemmel bi film. son sahneleri içinizi acıtır.ağlatabilir. harikadır .

4
Sinema / Ynt: The Number 23.**
« : 19 Aralık 2008, 21:40:31 »
Çok çok güzel bi film. izleyen herkesin de film sonunda herşeyi 23'e bağlamaya çalıştığını öğrendim .p ha ben yapmadım mı. ben de yaptım tabi. :P jim carrey bu filmdeki oyunculuğuyla gönlümde cok cok ayrı bı yer edınmıştır kesinlikle.

5
Sinema / Ynt: Madagaskar2 =P
« : 19 Aralık 2008, 21:33:05 »
who says penguıns can't fly ? .p

eheh cok sevdiğim bi anımasyondur bu. 1.si de çok güzeldi, 2.si de ayrı bi güzel. tabi ki penguenler ayrı bır hava katmışlar yine filme. 1.sini sevdiyseniz bunu da mutlaka izleyin derim ben.

6
Sinema / Ynt: Across The Universe
« : 19 Aralık 2008, 21:24:25 »
of jim. yerim valla. o ne sestir cidden. kesinlikle mükemmel bi film bu. tekrar tekrar izlerim bıkmadan. Filmde söylenen her bir şarkı ayrı güzel. all my loving hepsinden güzel .p ve bi de strawberry fields forever'ın söylendiği sahne filmin en güzel sahnelerindendir. sonra bi de i've just seen a face'i söylerken jude insanının mimiklerine ölürüm. neyse öyle işte gerçekten söylencek pek bişey yok, izlemek gerek.

7
Çizgi / Ynt: Boleyn Kızı'nın Grafik Dolabı
« : 03 Eylül 2008, 01:16:08 »
Avatarlar güzel olmuş, ayrıca renklendırmelerını de sevdım. Ellerine sağlık. :=)

8
Sinema / Ynt: ~ Gladiator.*
« : 02 Eylül 2008, 22:12:39 »
Film bittikten sonra yuh dedim kendime, niye daha önce izlemedim ki ben bunu. Kesinlikle benim için de unutamıcağım bi film olucak kendisi, harikaydı.

9
Sinema / Ynt: Filmleri nerede seyredersiniz?
« : 02 Eylül 2008, 14:51:44 »
Sinemada izlemenin zevki ayrıdır tabi. Arkadaşlarla izlemek de güzeldir tabi ama filmden pek bişey anlaşılmaz doğru düzgün hele bı de kalabalıksa. =P illa ki birisiyle izliceksem filmi o insan da ablam olur herhalde. =P Ama genelde tek başıma odamda yayıla yayıla izlemek tercihimdir.

10
Müzik / Ynt: Death Cab for Cutie.
« : 02 Eylül 2008, 00:12:43 »
Ablamın müziklerini karıştırırken az önce rastladım kendisine. Transatlanticism parcalarını dinledikten sonra dinlenesi bi grup olduğuna karar verdim. Bunun üstüne bi kaç şarkılarını indirdim. Lightness, Tiny Vessels , I Will Possess Your Heart, A Lack Of Color, We Looked Like Giants falan hoş parçalar.

11
Müzik / Ynt: Denali.
« : 01 Eylül 2008, 23:38:29 »
Bugün Beyza sayesinde tanıştım kendileriyle. Mükemmeller. You File, Lose Me, Surface, Hold Your Breath falan ne kadar güzel şarkılardır öyle, hayran kaldım. Ayrıca Ambulette'nin When I See You parçasını da sen atmıştın bana. Onu da feci sevmiş idim. Güzeller ya dinleyin tabi.

12
Müzik Haberleri / 11. Rock Station Open Air Festival.
« : 31 Ağustos 2008, 23:21:01 »


İlki 26 Ekim 1997 tarihinde gerçekleşen Rock Station Open Air festivali, Türkiye’nin düzenlenmiş ilk rock festivali olma özelliğini taşımaktadır. Ankara ve çevre illerden gelen rock müzik tutkunlarının vazgeçilmezi haline gelen festival bu sene 11. kez karşınızda. Bu sene de rock müzik alanında isim yapmış sanatçı ve grupların katılımıyla binlerce müziksever ile buluşmaya hazırlanıyor. Festival, dev yeşil bir alan olan ODTU Mezunları Derneği Vişnelik Çim Amfi’de gerçekleşecek.


Program;

4 Ekim Cumartesi

Deli Gömleği
Roket
Maskara
Asena Özçetin
Art Niyet
Black Tooth
One Bullet Left
Hayko Cepkin
Helldorado
Satarial (Night Live Show)

5 Ekim Pazar

Kasatura
Undertakes
Postmortem
Astral Division
Carnophage
Air Gitar Yarışması
MagicK
Suicide
Dew-Scented
Cenotaph
Rage

Önemli Not: Bu sıra festivalin akış programı değildir.

Mekan : ODTÜ Mezunları Derneği Vişnelik Çim Amfi / Ankara
Fiyat :

Günlük - 20 YTL
Kombine - 30 YTL

Ayrıntılı bilgi için :  www.rock-station.org

kaynak: anatolianrock.

13
Müzik Haberleri / Duman'dan Beklenen Albümle İlgili.
« : 31 Ağustos 2008, 23:02:00 »



Eveeet benim gibi bi çok duman sever ınsanın bekledığı bu yenı albüm hakkında elimizde ne yazık kii hala bir bilgi yok. Sadece Duman'ın albümden önceki son konserlerini verdiğini biliyoruz. Eh temennimiz de bu konserlerın bı an önce bitmesi tabi. Neyse şimdi Duman 15 Ağustosta Harbıye'de bı konser vermısti. O konserde yenı albümde olabilecek 2 parça da çalmışlar. Dinlemek isteyenler Duman'ın resmı fan sıtesınde ( DumanKulübü. ) anasayfada bulunan vıdeolardan ' bu ask benı yorar ' ısımlı parcayı dınleyebılırler. ' o benı bağlar ' ısımlı diğer parcayı ıse facebooktakı duman fan topluluğu aracılıgıylan dınleyebılırsınız.
Dinlemek için Tıkk!


 :ole

Spoiler: Göster
ikinci şarkının zar zor anlaşılan olası sözleri de ekşiden alıntıdır. buyrunuz.

kimseyi beklemedim
kimseden istemedim
hic kimseye soramazdim

o beni baglar
ben yine durmam
sor bana dusman mi

anlamadan gecilmesin
baska yone cekilmesin
[…..] sanilmasin

o beni baglar
ben yine durmam
sor bana dusman mi

derdini soyler
hic bana gulmez
sor bana dusman mi

terketip [….]
oyle bir adim atarsin
yeniden gelirsin oyuna
anlarsin



14
Müzik / Nouvelle Vague
« : 28 Ağustos 2008, 12:43:24 »



Fransız müzisyenler Marc Collin, Olivier Libaux ve çeşitli solistlerden oluşan Nouvelle Vague, 80’lerin ünlü new wave ve punk parçalarına yaptıkları bossa-nova coverlardan oluşan ve grupla aynı adı taşıyan ilk albümüyle dünya çapında büyük bir yankı uyandırmıştır.

Joy Division’dan The Clash’e, Depeche Mode’dan Blondie’ye kadar bir çok kült grubun parçalarını kendine özgü tarzda yorumlayan grup yeni albümleri “Bande A Part” ‘ta da The Killing Moon, Dancing with Myself, Blue Monday, Heart of Glass, Dance with Me gibi bir çok hiti büyüleyici yorumlarıyla ölümsüzleştirmiştir.




DİSKOGRAFİ:

Nouvelle Vague (2005)

1 - Love Will Tear Us Apart - (with Eloisia)
2 - Just Can’t Get Enough - (with Eloisia)
3 - In A Manner Of Speaking - (with Camille)
4 - Guns Of Brixton - (with Camille)
5 - This Is Not A Love Song - (with Melanie Pain)
6 - Too Drunk To Fuck - (with Camille)
7 - Marian - (with Alex)
8 - Making Plans For Nigel - (with Camille)
9 - Forest, A - (with Marina)
10 - I Melt With You - (with Silja)
11 - Teenage Kicks - (with Melanie Pain)
12 - Psyche - (with Sir Alice)
13 - Friday Night, Saturday Morning - (with Daniella D’Ambrosio)

Bande A Part (2006)

1 - Killing Moon, The
2 - Ever Fallen In Love
3 - Dance With Me
4 - Don’t Go
5 - Dancing With Myself
6 - Pride - In The Name Of Love
7 - O Pamela
8 - Heart Of Glass
9 - Confusion
10 - Human Fly
11 - Bela Lugosi’s Dead
12 - Shack Up
13 - Let Me Go
14 - Fade To Grey
15 - Moody - (Bonus Track)
16 - Sweet And Tender Hooligan - (Bonus Track)
17 - Blue Monday - (Bonus Track)

[alıntı: last.fm]

15
Müzik / Bob Dylan
« : 27 Ağustos 2008, 16:53:21 »



1941 Minnesota doğumlu. Bay Abraham ile Bayan Beattie’nin oğlu. İlk ismiyle, Robert Allen Zimmerman. Rusya’dan göç eden Yahudi atalarının niçin bir Alman soyismi taşıdıkları hakkında bir fikri yok. Söylediğine göre, kendisine seçtiği yeni soyisminin, Galli şair Dylan Thomas ile bir ilgisi de.Sonradan “Huzurevine oranla daha fazla kişinin öldüğü yer” olarak tanımlayacağı üniversiteden atıldığında, henüz onsekiz yaşında genç bir adam. Yirmisinde ise dağınık ve kirli saçları, eski püskü giysileri, omzunda gitarı ile New York’ta, “Beatnic”lerin arasında. Ona göre New York “Henüz çok fazla insanın gitmediği, gidenin de geri dönmediği” bir yer ve oraya gitmek, “Aya gitmek gibi bir şey”.“The Freewheelin’ Bob Dylan” 1963’te piyasaya çıktığında, o artık bir ilah olma yolunda. Albümün kapağında New York sokaklarında sevgilisi Suze Rotolo ile birlikte çekilmiş bir fotoğrafı var. “Blowin’ In The Wind”, herkesin dilinde.Her seferinde farklı bir şeylerden bahsetti o. Savaşların anlamsızlığından, Tanrı’dan, adaletsizlikten, seksten, aşktan, sevgiden… Ve her seferinde değişik kesimlerin tepkisini çekti. Bu onun kabahati değildi aslında. Bir şeyler söylüyordu; ama bir başka sefer aynı şeyleri tekrarlamıyordu. Sadece içinden geleni yapıyordu. Belki de, kitleler onu görmek istedikleri gibi görüyordu. Folk müziği seçmesinin nedeni de zaten, gitarı ve armonikasından başka hiçbir şeye ihtiyaç duymayacak olmasıydı. Evet, bir bencildi o.Joan Baez’in söylediğine göre, “gördükleri sadece kendisi için bir şey ifade ediyordu”. “Başkalarının ihtiyaçları için kafa yoran biri değildi.” Yine de Baez ona aşık oluyordu. Geceliği oniki dolarlık izbe bir otel odasında gazetecilere üstünde kocaman siyah ceketi, beyaz gömleği ve mor kol düğmeleri ile röportaj verirken, Baez’in gözünde “Gözleri Tanrı’nınki kadar yaşlı ve kendisi bir kış yaprağı kadar naif”ti. Aşk, demek ki böyle bir şeydi.Kadınlarından en çok hangisini sevdi acaba? Kendisine Fransız şairlerini tanıtan Suze Rotolo’yu mu, onu anne şekfatiyle kucaklayan Joan Baez’i mi, yoksa Joan Baez’in Woodstock’taki evden almasına izin verdiği mavi geceliğin sahibi olan karısı Sara Lowndes’i mi?

Bu sorunun cevabını bilmiyoruz ama onu belki de en çok öfkelendiren kadın Marianne Faithfull. 1965’te İngiltere turnesi sırasında yanındaki “elit bohemlerle” birlikte Savoy Otel’dedir Bob Dylan. Ve Marianne Faithfull ona yakın olabilmek için otele gider, odada bir köşeye çekilir. Dylan’ın daktilosuna, “eninin ideal mısra ölçüsü olduğunu söylediği” kalın bir tuvalet kağıdı takılıdır. Faithfull onun dikkatini çekmediğini düşünürken, o, sürekli bir şeyler yazmaktadır. Ne yazdığını sorduğunda, aldığı cevaba şaşıracaktır Faithfull. Dylan, onun hakkında bir şiir yazmaktadır.

Dylan’ın teklifi üzerine, yeni albümünü dinlerler bir gece otel odasında. “Onun özel dinleyicisi olmanın” bir bedeli vardır elbette. O gece “Tanrılardan biri Olimpos’tan inmiş, ona kur yapmaktadır”.

Ama Faithfull, bir Tanrı’yla yatmaktan korkar. Üstelik hamiledir ve bir hafta sonra evlenecektir. Faithfull’un o gece gerçeği söylediği için pişmanlık duymasının nedeni, onunla yatamamış olması değil, o tuvalet kağıtlarına kendisi için yazılanları hiçbir zaman öğrenemeyecek olmasıdır.

İngiltere turnesi Joan Baez’le ilşkilerinin de sonu olur. Forest Hill Konseri’ne kendisini davet ederek New York’tan Amerika’ya açılmasına yardımcı olan Joan Baez’i, İngiltere turnesinde sahneye davet etmemiştir.

1973’teki “Pat Garrett and Billy The Kid” albümüne kadar bir süre sessiz kalır. Bu yıl, “Knockin’ on Heaven’s Door” ile Bob Dylan olduğunu bir kez daha hatırlattığı yıldır. Üç yıl sonra gelen Desire albümündeki “One More Cup Of Coffee” ise bir başka klasik olacaktır.

Turnelerle, konser albümleriyle, filmlerle, toplama albümlerle bugüne gelinir.

İnişli çıkışlı hayatını yazıyor şimdi. Yüzyılın büyük şairleri arasında ismi geçiyor.

“Nashville Skyline”’ın kapağındaki o hırpalanmamış çocuk gülümseyişinden ne kadar uzak. Bob Dylan’ın zaman yerleşmiş tenine, bakışlarına. Şimdi bir koca adam.

Victoria’s Secret’in reklamında, gözucuyla sutyenli bir kadına baktı. Kıyamet koptu. Aklından neler geçtiğini hiç bilemeyeceğiz. Muhtemelen gördüğü yine “sadece kendisi için bir şey ifade ediyor”.


O, daktilosuna taktığı tuvalet kağıtlarına şiirler yazan adam. Bir modern zaman filozofu. Klişe bir tanım belki ama, -evet bu doğru- rock’ın yaşayan efsanelerinden.
[alıntı: last.fm ]

Sayfa: [1] 2 3 ... 33