Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - sibot

Sayfa: [1]
1
Düşler Limanı / Ynt: Konuşma
« : 25 Eylül 2015, 02:00:10 »
Duygu yüklü satırlarındaki bu biletsiz yolculuk için binlerce kez teşekkürler. Devam etmelisin.


2
Düşler Limanı / Ufuktaki İhtiyar
« : 25 Eylül 2015, 01:57:04 »
 Saman kağıttan yaptığı gemisini bıraktı denize. Gözleri,sanki küçük geminin hiç batmayacağına inanıyormuş gibiydi. Yüzünü artık ele geçirmiş olan çizgilerden bir yol çizip sakallarına doğru inen gözyaşını titreyen parmaklarıyla sildi. Bir saman kağıt parçasının onu bunca duygulandırmasına anlam veremiyordu. Ellerini yüzüne kapatıp  bir müddet öylece durdu. Derin bir nefes aldı ve yüzünü gökyüzüne çevirdi.

 Bulutlar asık çehreleriyle kaplamışlardı sonsuz maviliği. Bugün denize çıkamayacağını anlamak canını sıkmıştı. Kıyıda olmayı çaresizlik olarak görüyordu. Sanki hayalleri ufuk çizgisinin ardındaydı,kıyıda olmak hayallerine uzak kalmaktı. Ufuk çizgisi ne kadar sonsuzda gözükürse gözüksün,kendi hayalleri ne kadar uzak olabilirdi  titrek ellerine? Hele bir küreği çekmeye başlasa...

 Bugünü sevemeyeceği aşikardı. Baba yadigarı "Umut"unu kıyıya çekmek için küreklerine asıldı. Yaşlı omuzları artık şikayet edercesine kıtırdarken "Umut" kıyıya kendini atmıştı bile. Kürekleri bırakıp kafasını geriye doğru yasladı .Eski radyosunun düğmesini çevirdi. Bu havada yapılabilecek en güzel şey buydu. Radyo,ihtiyarın omuz eklemleri kadar şikayetçi olmasa da cızırdamayı ihmal etmiyordu. Cızırtıların arasından yükselen ses sanat güneşinindi.Çok eskilerden gelen bir yakarıştı bu:

      "Belki bir gemi güvertesinde, 
       Sen beni unutmuş için kupkuru.. 
       Benim gönlümde hâlâ o arzu, 
       Sevgilim, ne zaman kavuşacağız..
"

 Saman geminin ardından dolan gözleri tekrar ıslandı. Birden doğrulup o eski günlerini düşündü. O zamanla bu zaman arasında ne fark vardı? "Yıllar..." dedi sessizce. "Ne dizlerimde güç,ne kalbimde inanç... Hoş,onlar olsa bile kavuşacak bir gemi güvertemiz bile yok." Sitemle "Umut"un yıllanmış tahta gövdesine bir yumruk indirdi. Şu andan beri ufuk çizgisi daha uzak,hayalleri daha ulaşılmazdı.

 "Elbet bir gün buluşacağız" diye devam ediyordu hala sanat güneşi. Küskün bir çocuk gibi radyoya baktı. Kafasını iki yana sallayarak radyoyu kapattı. Artık kararını vermişti. Ya ufuk çizgisini ellerinin arasına alıp umuduna sarılacaktı,ya da deniz olacaktı. Son bir gayret küreklerine sarıldı. Gittikçe kara yüzünü gösteren bulutlar her yeri siyaha boyuyordu. Denize vuran göğün gölgesi bile siyahtı. Omuzlarını silkti,yola çıktı. Ufuk çizgisine doğru yaşlı omuzlarıyla kürek çekmeye devam etti. Artık gücü kalmamıştı.

 Dudaklarından son iki mısra düşüverdi.Nazım'dandı:

      "Deniz olunmalı, oğlum, 
       bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla."


24.09.2015


 

3
Düşler Limanı / Ynt: İlk Öyküm: "Karanlık"
« : 07 Temmuz 2015, 00:29:45 »
"Bu"lar için güzel betimlemeler bulmam gerekecek.Zamanla onları da düzelteceğime inanıyorum.Şimdilik bu kadar düzenleyebildim,saygılar.

4
Düşler Limanı / Ynt: İlk öyķüm:"Karanlık"
« : 07 Temmuz 2015, 00:20:44 »
Öncelikle zaman ayırıp okuduğun için teşekkür ederim. "Bu"ların fazlalığını ilk kez farkettim ve paragraf kullanmadığımı.
Değerli uyarıların için teşekkürler :) Bir dahaki hikayemde bunları dikkate alarak yazacağım.

5
Şişedeki Mısralar / Çamurdan Hayaller
« : 01 Temmuz 2015, 18:04:42 »
Mavi kottan pabuçlarım vardı
İnsan elinin avucu kadardı boyları
O zamanlar hayallerim yoktu henüz
Belki de tek hayalim havanın yağmursuz olmasıydı
Ya da bizim bahçeyi sulamamasıydı alt katta oturan Mesude ablanın
Sularsa toprak olurdu,çamura doyardı pabuçlarım
Her sabah kalkıp toprak kuru diye mutluluk satardım gökyüzüne
Bulutlara
Karahindiba çiçekleri vardı bahçemizde
Üfleyip etrafa masumiyet saçardık
Ondandır bu yaştaki alerjilerim hep
Tozları etrafımda uçuşan Karahindiba çiçeklerinden

Sonra yağmurlar başladı,toprak çamur oldu,biz de büyüdük
Mavi kottan pabuçlarım evin girişine asıldı
Uğur getirirmiş bebelik ayakkabısı
O günden sonra yağmurlara aldırış etmedim
Çamurlara basa basa yürüdüm hep
Hiç pabucuma bakmadım kirlenmiş mi diye
Büyüyordum...

Büyüdükçe hayallerim de büyüdü
Artık hayalim bahçedeki toprak
Gökteki güneş
Ya da Karahindiba üflemek değildi
Büyüdükçe beklentiler arttı
Kırmızı okuma kurdelemi takıp eve geldiğimdeki sevinci bir daha göremedim babamın yüzünde
Ya biz büyümüştük ya da toprak çamur olmuştu
Her neyse


29.06.2015       




6
Düşler Limanı / Ynt: Son Sigaram
« : 27 Haziran 2015, 23:31:53 »
"Boşluk,her yer boşluk" şeklindeki başlangıcın hoşuma gitti.

7
Düşler Limanı / İlk Öyküm: "Karanlık"
« : 27 Haziran 2015, 22:53:44 »
 Kırmızı bir şehir vardı. Denizcilerin loş ışıklar yayan  fenerlerinin aydınlattığı gök kırmızısında boğulmuş bir şehir. O bu şehirde denize vuran ay ışığının yapay ışıklarla dans ederek birleştiği köşede belki de yalnızlığın en saki halini yaşıyordu. Bu ışık kirliliği aslında onu rahatsız ediyordu. Çünkü yalnızlığına aşıktı o. Bu kalabalığı,bu aydınlığı anlamsız buluyordu. Çünkü her karanlık onun içinde açan umutların habercisiydi. Evet,o biraz farklıydı. Herkes aydınlıktan umut beklerken o karanlıktan bekliyordu umudunu. Günlerdir umarsızca denizi izlemesinden olsa gerek başı dönüyordu. Ayağa kalkmak istedi fakat başaramadı. Ağzında sürekli soluduğu temiz deniz havasının tuzu vardı. Hafifçe diliyle tuzu dudaklarından aldı. Aslında bu tat hoşuna gitmişti.Bir süre dilini damağına değdirerek bu tadı ağzında dolaştırdı. Artık kalkmak istiyordu çünkü güneş doğmaya başlamıştı.

 Güneş en sevmediği şeydi dünyada. Elini gecenin soğuğunu emmiş olan asfalta bastırarak güç aldı ve doğruldu. Başı hala dönüyordu. Geriye baktı ve bu derme çatma evin kendine ait olduğunu idrak etmesi uzun sürdü. Aydınlıklardan kaçmak için burayı yapmıştı. Bulanık zihnini toparlayıp gıcırdayan tahta kapısını aralayarak içeri girdi. Ağır bir koku karşıladı onu. Ama aldırış etmedi. Siyaha boyadığı camlarına baktı evin. Birkez daha hoşuna gitti bu. Çünkü içerisi zifiri karanlıktı. Bu karanlık ona derin bir nefes aldırdı. Mutluydu. Ona göre mutluluk bu siyah camların ardında ya da gece esen tuzlu rüzgardaydı.

 Yaprak yığınlarını yığdığı köşesine kuruldu. Ellerine baktı. Bir kadın için fazla serttiler. Ama o,bu genellemelerden sıkılmıştı. Sert elleriyle övündü,gözlerini kapatan saçlarını geriye attı. Gözlerini kapatıp akşamı beklemeye başladı. O umutlu ve kahreden karanlığı...

Sayfa: [1]