Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Apocalyptique

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 10
16
Müzik / Ynt: Epica.*
« : 11 Mart 2008, 18:46:08 »
Simone'un hasta olması uzucu gercekten.cok asmıs bır grup.cok cok sevıLesı.. (=

17
Müzik / Starsailor
« : 11 Mart 2008, 18:15:08 »


Ülke : İngiltere
Kuruluş tarihi : 2000
Üyeleri
James Stelfox
Ben Byrne
James Walsh
Barry Westhead


Starsailor bir İngiliz Rock grubudur. 2006 yılı itibari ile çıkardıkları 3 albümleri ve 2001 yılından bu tarafa İngiltere Top 40 listelerine girmiş 10 single' ları bulunmaktadır.


Grubun tanışması ve beraber çalmaya başlaması Lancashire' daki St. Michael's lisesinde başlamıştır. Bass gitarist James Stelfox ve davulcu Ben Byrne İngilterenin kuzeyinde birkaç yıl beraber çalmışlardı. Vokalistlerinin hastalanmasından dolayı okul korosunda çalışan şarkıcı ve söz yazarı James Walsh' u aralarına kattılar. Walsh Jeff Buckley' den ve 1994 yılında çıkardığı Grace albümündeki şarkı söyleme stilinden doğrudan etkilenmiş bir müzisyendi. Oasis'in (What's The Story) Morning Glory albümü ile karşılaştırıldığında Walsh' ın söyleyişi ile albüm tek bir eşsiz anı sembolize ederken Grace bütün anları tutsak etmektedir.

Kendilerine Waterface ismini veren grup eski arkadaşları Barry Westhead' dan 2000 yılında gruba klavye için katılmasını istemeden önce bir takım gitaristleri denemişti. Barry o sıralarda Judo dersleri veriyor ve evinin yakınındaki bir kilisede Org çalıyordu. Onun katılışı grup formasyonunda meydana gelmiş en önemli değişikliktir. Grup için uygun bir gitarist bulunamadığından Walsh aynı zamanda grubun gitaristliğni' de üzerine aldı. Kısa sürede grubun adı duyulmaya başlandı ve grubun yeni adını Tim Buckley tarafından 1970 yılında çıkarılan albümün adı olan Starsailor olarak değiştirdiler. Glastonbury Festival' inde gösterdikleri performans şöhretlerini daha da pekiştirdi ve grup ile çalışmak isteyen kayıt şirketleri arasında amansız bir indirim savaşı başlattı. Grup EMI ile 2000 yılında bir anlaşma imzaladı.


Grubun ilk single 'Fever' 2001 başında çıktı. Fever, 'Love Is Here' ve 'Coming Down' isimli şarkılar grubun 2000 yılında kaydını yaptığı bir demodan çıkartılmıştı. Bu üç şarkı daha sonra Satarsailor' ın ilk albümü Love Is Here a son ikisi tekrar kayıt edilerek eklendi.

Mart 2001 de grubun çıktığı ve 11 farklı tarihte gerçekleştirilen İngiltere turnesi kapalı gişe gerçekleşti. İkinci single' ları "Good Souls" Nisan ayında çıktı ve içersine birde Van Morrison cover' ı 'The Way Young Lovers Do' eklendi. Bu dönem boyunca grup çıkış albümlerini Galler' deki Rockfield stüdyolarında gerçekleştirdi. Bu sıralarda grup zaten 'Poor Misguided Fool', 'Lullaby' ve 'Way To Fall' gibi albüm şarkılarını ön izleme amaçlı olarak konserlerinde seslendiriyordu. 'Alcoholic' şarkısının akustik versiyonu 2001 yılı başlarında NME dergisinin pormosyon CD' sinde yer almıştı. Albümün orijinal çıkışı 2001 Ağustos ayında gerçekleşti.

Grup ilk festival deneyimini V Festival ve Almanya'nın 'Rock Im Park' organizasyonlarında katıldıkları etkinliklerle kazandı. 'Alcoholic' grubun üçüncü single' ı olarak ilk albümlerinden çıktı ve listelerde bugüne kadar grubun kazandığı en yüksek ikinci sıralama olan on numaraya kadar yükseldi. Single versiyonu albümde gerçekleştirilen kaydın genişletilmiş şekli oldu.

Love Is Here aldığı olumlu eleştiriler sonrası İngiltere albümler listesinde iki numaraya kadar yükseldi. Akustik gitar karışımı ile Walsh' ın güzel vokallerinin birleşimi yorumlarda bahsedildiği gibi insanın tüylerini diken diken eden harika şarkılar ortaya çıkardı.

Grup seneyi NME Awards ' dan kazandığı 'En parlak yeni umut' ödülü ve 36 numaraya kadar yükselen çıkardıkları dördüncü single' ları 'Lullaby' ile kapattı. Bazı hayranları single' ın kopyalarına ulaşmanın güçlüğünden şikayetçi olmuştu.

Grup 4 ve 8 Şubat 2002 tarihlerinde Londra Astoria' da sahne aldı. İlk gün Savaş Çocuklarına (Warchild) yardım için düzenlenen bir organizasyondu, Travis ve Ryan Adams gibi isimlerinde katılımıyla gerçekleşti. 8' inde ise 'Born Again' isimli single' larını ilk kez seslendirdiler. Gruba iki geri vokalist ve bir viyolonselist' in eşlik ettiği konser Starsailor^ın unutulmaz performanslarından biridir. James Walsh konser ardından NME.COM' a verdiği röportajda bu konserin "insanı şaşırtan çok özel bir şey" olduğunu söylerken bass gitarist James Stelfox ise konseri "şimdiye kadar ki en iyilerden biri" olarak yorumladı.

2002 yaz ayları boyunca Walsh ve Oasis' den Noel Gallagher arasındaki düşmanlık ayuka çıktı. Gallagher Starsailor vokalistini NME' dergisi ile yaptığı bir roportajda 'ahmak' olarak nitelendidirken kendisi ile ilgili bir takım iddialarıda Walsh'ı suçlayarak redetti. Walsh ve Gallagher 2002 yılında The Park' ta gerçekleştirilen festivalde karşılaştıklarında Gallagher eğer öyle bir şey söylediyse o zaman bu söylediğinin kesinlikle doğru olması gerektiğini iddia etti. Noel' in erkek kardeşi Liam' da sözde Walsh' a karşı koymak bahanesi ile aynı gün olaylara karıştı. Bu olayları takip eden canlı şovlarda ve özellikle 2002 V Festival' de, Starsailor vokalisti Walsh sahnede 'iyi olmak hoştur ve hoş olmak iyidir' şeklinde bir anons yaptı. Gallagher' da buna karşılık olayın 'hayatındaki en eğlenceli Walsh ' olduğunu söyledi. İkili arasındaki tatsızlık 2004 Glastonbury' de çözüldü.


Starsailor kayıtları Los Angeles' da yapılan ikinci albümleri 'Silence Is Easy' için Phil Spector ile çalıştı. Spector ile yapılan bu birlikteliğin devamında grubun 2002 kışında Amerika' da yapılan bir konserine Spector' un kızı Nicole' da katıldı. Spector' a grubun dördüncü single Lullaby büyüleyici olduğu söylendi. Ancak Spector ile yapılan birliktelik kısa sürdü ve London's Abbey Road' da yapılan çalışmalarda bunun kanıtıydı. Spector' a Ben Byrne' nın nasıl davul çaldığını göz ardı etmesini ve onunla çalışmak için biraz daha beceri göstermesini söylediler. 2003 yılında Stelfox çalışmalardaki hüsran yüzünden bass gitarı performansının kötü olduğunu kabul etti. Bu süre içersinde grubun ikinci albümü için sadece iki şarkı yapılabildi 'Silence Is Easy' ve 'White Dove'. Bundan sonra albüm' e yapılan 7 şarkı için Danton Supple ile çalışıldı. İkinci albümün ilk single çalışması 'Silence Is Easy' top ten' e girmeyi başardı (9 numaraya kadar çıkan single grubun şimdiye kadar ki en iyi sıralamasıdır). Spector' un popülaritesini kaybetmesi cinayet zannı ile tutuklanmasıyla onandı.

Albümün çıkışından kısa bir süre sonra 2003 yılında grup İngilterenin bütününü kapsayan ve Londra Brixton Academy' de içine alan turnelerine başladı. Şovun en dikkat çeken performansı albümunde kapanış şarkısı olan 'Restless Heart' oldu. The Charlatans' dan Mark Collins' de Ağustos 2003' den Aralık 2004 tarihlerine kadar gruba gitar performansıyla katkıda bulundu. Albümden çıkan ikinci single, 2002 başında piyasaya sürülen 'Poor Misguided Fool' ' dan alınarak geliştirilmiş 'Born Again' oldu. Şarkı albüm için yeniden kaydedildi ve daha sonra bir radyo versiyonu için kısaltıldı. Thin White Dukes tarafındanda mix' lenmiş olan 'Four to the Floor' popüler bir kulüp hit' i oldu.


EMI gruba sonraki albümlerini Rob Schnapf ile birlikte yapması için yeterli zamanı verdi ve Starsailor üçüncü albümün kaydı için tekrar Los Angeles' a yerleşti. Kafalarda albüm adı için beş isim belirmişti; (Faith, Hope, Love/Here I Go/Ashes ya da In the Crossfire/I don't know/Counterfeit Life) ama grup müzik endüstrisindeki pozisyonlarınıda resimleyen 'On The Outside' ismini tercih etti. Albümde yakalanan ses önceki iki albüme göre çok daha farklı ve onlardan daha ağırdı. Starsailor canlı müziklerinden dolayı her zaman övgü almıştı ama karşılaştırmak gerektiğinde Stelfox' unda kabul ettiği gibi cılızlardı. Şarkı sözleride daha sertti; 'In The Crossfire' Irak savaşından bahsetmekteyken 'Jeremiah' olaylarda hayatını kaybeden savaş karşıtı protestocu Jeremiah Duggan hakkındaydı. Albüm doğrudan bant kaydı olarak gerçekleştirildi ve mükemmel bir kayıt elde etmek adına hiçbir yazılım kullanılmadı. Byrne daha sonra yaptığı bir tespitte 'White Light' şarkısında davul' un temposunu biraz fazla kaçırdığını söyledi ama buda grubun gerçekten sevdiği ve istediği müziği kaydettiğinin işaretiydi.

Starsailor' ın üçüncü albümü 2005 Ekim ayında piyasaya çıkarken albümün ilk single "In The Crossfire" oldu. Eleştiriler özellikle albümün çok şekilci olduğu yönüne odaklandı. Buna rağmen albüm 13 numaradan listelere girdi. Eylül 2005 tarihinden itibaren canlı şovlarda, gitarda ve vokalde Walsh' a yardım etmek amacıyla gruba Richard Warren katıldı. Geçen turda olduğu gibi grubun bu son İngiltere turuda Brixton Academy' de son buldu. Bunu takiben grup Avrupa turnesine çıktı ve birkaç kez 2004 yılında 'Four To The Floor' şarkısının zirvede olduğu Fransa' da konserler verdiler. 3 Nisan' daki Paris konserinden sonra Walsh ve Warren şov sonrası partide DJ' lik yaptı. Albüm' den 'In The Crossfire' dan sonra 'This Time' ve 'Keep Us Together' olacak şekilde iki single daha çıktı. Single'ların London ve Leeds tanıtımları yapılmasına rağmen UK Top 40 listesine giremeyen ilk single 'Keep Us Together' oldu.


Stelfox bir Manchester United taraftarı olmasına rağmen Walsh ve Byrne Liverpool' u desteklemektedir. 25 Mayıs 2005 tarihinde Liverpool Şampiyonlar Ligini kazandığı sırada grup sahnede konser veriyordu; maç sonucunu duyan Byrne zıplıyarak sahnenin önüne uçtu.
"Way to Fall" şarkıları Metal Gear Solid 3: Snake Eater isimli Playstation 2 oyununda kullanılmaktadır.
"Bring My Love" müzik videoları Almanya ve Avusturya da çıkarılan 2 DVD 'li Oldboy filminin ikinci DVD' sinde bulunmaktadır.
"Four to the Floor" şarkıları remixlenerek Layer Cake isimli filmin soundtrack' ına kondu.
"Keep Us Together" isimli şarkıları Günün Maçı ('Match Of The Day') isimli bir İngiliz programında kullanıdı.

Grup bugüne kadar Türkiye' de 3 konser verdi. Bunlardan ilki 22 Haziran 2003 tarihinde h2000 festivali kapsamında gerçekleştirildi. İkinci konserlerini 20 Haziran 2004 tarihinde Rockİstanbul festivalinde verdiler. Bu konsere grup Klavyecileri Westhead' den yoksun 3 kişi çıktı. Son olaraksa grup, Türk Kızılayı ve ODTÜ Burs Fonu yararına 28 Mayıs 2006 tarihinde ODTÜ Stadyumu'nda düzenlenen ODTÜ 50.Yıl Konserleri'nde (Türk Kızılayı ve ODTÜ Festivali) Ankaralı izleyicileriyle buluştu.
 

18
Müzik / Lacrimosa
« : 11 Mart 2008, 18:01:21 »



1990 yılının Kasım ayıyla beraber dünya Tilo Wolff’un yeni projesi nedir diye merak etmeye başlamıştı. Klasik enstrümanlarla, şiirsel şarkı sözleriyle ve başarılı vokallerden oluşan bu melankolik müzik, insanları çok çabuk sardı..

Tilo Wolff ilk albümü olan “Angst”ı kendisine ait olan, diğer şirketlerin kendisine sağlayamayacağı kadar özgürlük sunan Hall Of Sermon şirketinden çıkardı.. Lacrimosa’nın müzik tarzı diğer türlerden etkilenmeyen müzikal gelişimi albüm albüm yükselen ve asla köklerini inkar etmeyen bir yapıdaydı.. Bu sıradışı yükselişle Lacrimosa, dünya müzik sahnesine eşsiz bir çalışma sunmuş oldu..

Lacrimosa’nın müziğini renklendiren bir çok misafir müzisyen arasından sadece Anne Nurmi 1994’te Tilo’ya katılarak Lacrimosa’nın ikinci üyesi haline geldi. Finlandiyalı grup Two Witches’ın solisti olan Anne, şarkıcılık ve müzik hayatında yeni bir sayfa açıyordu..

Sonraki albümler, metal ve hard rock’ın sertliğiyle klasik müzik tutkularının kombinasyonundan meydana geldi. Bu devrimsel yeni müzikal anlayışla Gotik Metal doğdu ve diğer birçok gruba ilham kaynağı oldu..

Dünya çapında bir topluluk olan Londra Senfoni Orkestrasıyla işbirliği yapan Lacrimosa, listelerdeki yükselişi, tüm biletlerinin kapışıldığı Avrupa, Güney Amerika turneleri derken yeni albümleri “Echos”un da çıkış tarihini belirledi; Ocak 2003.. “Echos” albümünü oluşturan 13 dakikalık Orkestral bir şarkı olan “Kyrie”, “Durch Nacht und Flut” ve son parça, “Die Schreie sind verstummt” gibi parçalar 13 yıllık Lacrimosa tarihinin sırdaışı bir sunumu gibiydi.. Söz konusu olanın Lacrimo’sa olduğunu düşünürsek bu albüm kesinlikle hayranlarının tüm beklentilerini karşılıyor hatta aşıyordu.. Tilo Wolff bu albümde daha önce hiç söylemediği kadar güçlü, temiz ve tüm hissiyatını yansıtan bir performans göstermiş, ne kadar yetenekli olduğunu bu albümde herkese bir kez daha kanıtlamıştı..






19
Müzik / Amon Amarth
« : 11 Mart 2008, 17:47:38 »

 Kökleri Viking mitolojisine ve Deathmetal e sımsıkı bağlanmış olan AMON AMARTH 1992 yılında Stockholm`un güneyinde Tumba (Isveç) adındaki küçük bir yörede ortaya çıktı.İsmini Tolkien`in Orta Dünyasında, Mordor daki dağdan (Amon Amarth) alan grup kurulduğu tarihten itibaren birçok melodi ve armoni içeren; Vikingleri ve Kuzey tanrılarını anlatan parçalar yazmaya başladı.AMON AMARTH ı diğer Deathmetal gruplarında ayıran ve bugün bulunduğu yere getiren en büyük farklılık da buydu...

Vokalist Johan Hegg niçin bu konuyu işlediğini; "Viking teması ve Iskandinav mitolojisi benim için daha çok bir hayat felsefesi haline geldi." şeklinde açıklıyor. Grup kurulurken elemanlar kendi aralarında kendi müziklerini yapmak,eğlenmek için bir araya geldi hatta yapılan açıklamalara göre grup kurulduğunda büyük hedefleri yoktu ve Isveç piyasasından çok küçük bir pay almayı ve ülke gençleri tarafından tanınmayı bile kendileri için yeterli görüyordu.

Grup 1993 yazında Lagret Studios`a girdi ve grubun hiçbir zaman yayınlanmayan demosu "Thor Arise" ı kaydetti.Grup bu kayıdı yeterince güçlü görmüyordu ve dünyada bu şekilde tanınmak istemiyordu.

Demo`nun tracklisti;

1. Risen From The Sea
2. Atrocious Humanity
3. Army Of Darkness
4. Thor Arise
5. Sabbath Bloody Sabbath (Black Sabbath cover)

şeklindeydi ve şu anda hit olmuş birçok parçayı içeriyordu.Grup daha sağlam birşeyler ortaya çıkarmak için yeni prova ve çalışmalara başladı ve tekrar stüdyoya girdi. Sonuç olarak ortaya ikinci demo "The Arrival Of The Fimbul Winter" çıktı. Bu demo birinci demoya göre gerek yakaladıkları sound gerek müzikalite bakımından daha tatmin ediciydi ve grup bu demoyu underground piyasaya sürmek için arayışlara başladı. Alınan cevap mükemmeldi.Grubun bu demosunu satmak ve haklarını güvence altına almak için Pulverised Records (Singapur) grupla bağlantı kurdu.

Grup 1995 yılının Kasım ayında 5 günlüğüne Peter Tägtgren'e (Hypocrisy) ait olan The Abyss Studios`a girmeye karar verdi ve bu süre içinde "Sorrow Throughout The Nine Worlds" albümü kaydedildi.Bu albüm 3 yeni parça ve ikinci demodan tekrar kaydedilmiş 2 parça içeriyordu. Albüm, 1996 Nisan ında piyasaya sürüldü ve grubun dünya çapındaki kariyeri daha da sağlamlaştı. Albümün piyasaya çıkışından 2 ay sonra davulcu Nico gruptan ayrıldı ve yerine Martin Lopez gruba dahil edildi. Bu andan sonra Amon Amarth`a birçok plak şirketinden teklif geldi ve grup bunların içerisinden Metal Blade ile anlaşmayı tercih etti. 1997 yılının Mart ayında grup, Metal Blade deki ilk albümü "Once Sent From The Golden Hall" i Peter Tägtgren ile kaydetmek için tekrar The Abyss Studio`ya girdi. Kayıt sonuçları AMON AMARTH`ın Swedish Death Metal sahnesinin en hiddetli ve agresif gruplarından birisi olacağını daha o zamandan kanıtlıyordu.

"Once Sent From The Golden Hall" albümünün kaydından sonra gitarist Anders Hansson gruptan ayrıldı.Grup bir ay sonra Deicide, Six Feet Under ve Brutal Truth ile turneye çıkacağı için acele gitarist arayışına girdi ve Johan Söderberg gruba dahil oldu. Grup artık iyice sağlamlaşmıştı. Haziran 1998 de çıkılan turnede grup en üst düzeye ulaştı. Aynı yıl içinde davulcu Martin Lopez kariyerini OPETH de sürdürmek için gruptan ayrıldı ve boşluğu Fredrik Andersson (ex-MARDUK) ile dolduruldu. Bu grubun son eleman değişikliği oldu ve 1999 yılının şubat-mart ayları boyunca tekrar The Abyss Studios a girerek "The Avenger" albümü kaydedildi. Yedi parçalık albümün kayıtları esnasında herhangi bir prodüktörle çalışılmadı. Death ve Black metal tarzları; Viking etkileşimi ve brutal altyapı ile sağlamlaştırılarak harika bir albüm ortaya çıkarıldı. Grup albümün tanıtımı için Morbid Angel'ın headliner olduğu birkaç festivale çıktı.

2000 Kasımında The Abyss Studios un kapanması söz konusu olunca grup yeni kayıt için aceleci davrandı.Çok kısa bir sürede "The Crusher" albümü oluşturuldu."The Crusher" AMON AMARTH`ın şimdiye kadar kaydettiği en brutal albümdü.Bu albüm gruba daha çok turneye çıkabilmesi için fırsat verdi. Grup artık birçok ülkeden festivallere çağırılıyordu ve grup headliner olduğu ilk festivale Danimarka ve Almanya`da; Purgatory ve Seirim gruplarıyla çıktı.Turne büyük bir başarıyla sonuçlandı ve AMON AMARTH bu turne sayesinde Almanya`da yeni binyılda (2001 Ocak) sahneye çıkan ilk metal grubu olarak kayıtlara geçti.AMON AMARTH bu konserden sonra MARDUK ve VADER gibi devlerle birlikte No Mercy Festivals e katıldı ve bu festivalden sonra Marduk`un 2001 deki Amerika turlarını desteklemeye karar verdi.Fakat sponsorlar bulunamadığı için tur Ocak 2002 ye ertelendi.Grup 2002 yi beklemedi ve kendilerinin ilk Amerikan turnesine Diabolic'in (Tampa, Florida) desteğiyle çıktı.Turne harika bir şekilde devam ediyordu fakat kordinatörler turneyi bir hafta gibi kısa bir sürede durdurdu ve AMON AMARTH Isveç`e geri döndü. Grup, Isveçli Death/Gore efendisi VOMITORY`ye Avrupa turu teklifinde bulundu.Teklif kabul edildi ve AMON AMARTH tekrar yollara düştü.Tur sırasında yeni albüm için birşeyler hazırlanmaya devam edildi.

Ağustos 2002 de grup 2. kez WACKEN OPEN AIR`e çıktı ve şov yaklaşık olarak 12.000 kişi tarafından izlendi ve yapılan röportajlarda herkes konserden son derece memnun olduğunu açıkladı. Grup WACKEN`dan çıkar çıkmaz "Versus the World" ü kaydetmek için 7 Ağustos`ta kendini stüdyoya attı. Uzun zamandan beri Peter Tägtgren stüdyosunu kendisine ayırdığı ve başka grupların kayıt işleriyle uğraşmadığı için grup, Malmö`deki Berno Studio`da çalışmaya başladı ve bu harika bir seçimdi.Stüdyonun Isveç metal sahnesinde mükkemmel bir ünü vardı.AMON AMARTH Berno (mühendis ve stüdyo sahibi) veya Henrik (mühendis) ile çalışırken hiç bir zorluk çekmedi ve bu yeni stüdyo grubun müzikal yapısına yeni bir boyut kazandırdı.Kayıtlar sırasında grup ara verip Almanya`ya ve Summer Breeze festivaline geziler düzenledi ve buralarda mükemmel bir şekilde karşılandı.Yeni albüm 18 Kasım da piyasaya sürüldü.Albümün sınırlı sayıdaki "Viking" baskısı ise grubun hiç yayınlanmamış eski demolarını içeriyordu ve bu albüm grubun kariyerindeki kilometre taşlarından birisi oldu.Albümün tanıtımı için 3 Amerika ve 2 Avrupa turnesine çıkıldı.

AMON AMARTH`ın yeni albümü "Fate Of Norns" da bir önceki albüm gibi Bernö Studios da kaydedildi.Bu albüm ve diğerleri arasındaki fark sorulduğunda Mikkonen; "Biraz klasik kaçacak ama albümde yakalanan sound süper ve şarkılar diğerlerine göre çok daha güçlü.Johan Söderberg`in şarkı yazımına katkısı öncekilere göre çok daha fazla oldu ve bu da müziğe yeni bir tat ve bakış açısı kazandırdı.Stüdyoya girdiğimizde birçok şarkının yazımı henüz tamamlanmamıştı ve stüdyoya girince farklı birşeyler çıkarabilir miyiz diye merak ettik.Düşündüğümüz gibi oldu ve Bernö sayesinde müzik çok farklı bir noktaya geldi.Bu Prodüksiyonda diğer hiçbirisinde harcamadığımız kadar enerji harcadık." şeklinde açıklıyor."





20
Müzik / Hypnogaja
« : 10 Mart 2008, 19:08:06 »
[youtube]http://www.youtube.com/watch?v=GMLNNL1_7bU&feature=related[/youtube]


Müzik yaşamına alternatif pop grubu olarak başlayan Hypnogaja 1999 senesinde tam olarak kadrosunu oturttu.İlk başlarda bayan vokalle yola çıkan Hypnogaja daha sonra bu fikrinden vazgeçti.Grubun şu andaki kadrosu Jason Arnold (ShyBoy) - Vokal
Mark Nubar Donikian - Piyano, Klavye
Jeeve- Bass Gitar
Tim Groeschel - Elektro Gitar, Solo Gitar
Adrian Barnardo - Davul

şeklinde.Şu ana kadar yayınlanan albümleri ise :

Acoustic Sunset - Live At The Longhouse (2006)
Below Sunset Audio Samples (2005)
White Label, Vol. 1 (2004)
Kill Switch Audio Samples (2003)

Grubu bu denli popüler hale getiren ise hiç kuşku yok ki bir Eurythmics şarkısı olan "Here Comes The Rain Again" 'e yaptıkları mükemmel cover.[ /i]


*Muhte$em bir cover yapmıslar hakıkaten onun dısında da cok hos  grup .. (:

21
Başka Kurgular / Ynt: Faust -- Goethe
« : 09 Mart 2008, 18:46:30 »
Ya bu kıtabın konusunu felan cok begenmısıtım alacaktım kutuphaneden ıcıne bır baktım sureklı konusmalar var tıyatro gıbı bır sey sanıyorum .. Hem okuyup da anlasılmyormus madem almıcam demektr :P

22
Müzik / Ynt: Opeth.*
« : 09 Mart 2008, 18:44:14 »
Face of Melinda dehsettır ... Hıkayesı de sarkının kendısı de hayran olunası =)

Logosu evet cok cok hos (:

23
Narnia Günlükleri / Ynt: Narnia Günlükleri İmzalar
« : 09 Mart 2008, 17:11:59 »
Vay be, hepsi cok hoslar ellerınıze saglık (=

24
Müzik / Ynt: 30 Seconds to Mars.*
« : 09 Mart 2008, 16:27:03 »
Emo gorunumlu hos grup :D ıyı sarkıları var kanımca :D

25
Müzik / Ynt: Incubus.*
« : 09 Mart 2008, 16:24:46 »
Dig ve Anna Molly sarkılarını bıldıgım aslında o kadar da saglam bı muzıgı olmayan ama bu ıkı sarkının da klıbı cok hos oldugunu dusundugum grup.Dınlenılesıdır konserlerıne ısınma turu dıye gıdenlerı bılırım :P

26
Müzik / Ynt: Anima.*
« : 09 Mart 2008, 16:21:34 »
Artık dagılmıstır yanı daha once dagılmıslardı felan da bu konuya sımdı belırtebılıyorm,Myspacede dagılmayla ılgılı bı bılgı vardı sanırım ordan şeyetmıstım ben de :)

27
Müzik / Ynt: *The Cure*
« : 09 Mart 2008, 16:20:20 »
Dinleyip ısınamadıgım,Rock'n Coke a geldıklerı sene yetkılılerın onca fanın nereye gıttıgını sorguladıgı gruptur ..

28
Müzik / Ynt: Lacuna Coil.*
« : 09 Mart 2008, 16:19:20 »
Cristina da cok tas ve de taslgını bellı edıp kullanan bır hatundur (bkz: myspace'dekı avatarları) (bkz:boya surup seksı olmaya calısma,basarılı olup avatar yapma)

Sesı zaten asmıstır,farklıdır. Our Truth,Comalies,Unspoken,Heaven's a lie diye giden $arkılar butunu cok hostur ve de Apocalyptica'mla yaptıkları duet parca Anything But Love'da da buyulenmıs oldugum bır gercektır..

29
Müzik / Ynt: Vega.*
« : 09 Mart 2008, 16:16:00 »
Dün açmaya calısıp salak vıstanın azabına ugradıgım ıcın acamadıgım konu ..

Bazı sarkılarından kelımeler anlasılamaz pıyasa olmak ıcın yapılmıslardır ama bırkac sarkısı vardır hos denebılınecek ..
bu aralar Mendile takmıs durumdayım..

"gösya$ım var sözlerim yookk anlatmayaaa..."

30
Müzik / Ynt: Led Zeppelin.*
« : 09 Mart 2008, 16:10:24 »
Babadır baba !

Thank you ıcın olsem de hala yeterınce bılgı sahıbı olamadıgım gelmıs ama gecemeyecek gruplardandır (:

Sagol canım konu ıcın ^^

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 10