Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - TurkceBKF

Sayfa: 1 2 [3] 4 5
31
Gediksavaşları Efsanesi / Ynt: Gölgeler Meclisi
« : 16 Ağustos 2011, 10:16:30 »
İngilizcesinden seriyi okumuştum. Açıkçası kaçırsanız çok üzülmeyeceğiniz kitaplardan oluşuyor. Oldukça klişe ve boş kitaplar bunlar. Gene de plajda güneş altında günde bir tanesini keyifle okuyup bitirebilirsiniz.

32
Şu sıralar Mistborn'u okuyorum. Sanderson oldukça cesur bir dünya yaratmış. Kar ya da yağmur yerine külün yağdığı, ağaçların renksiz olduğu, geceleri etrafı büyülü bir sisin kapladığı, bin yılı aşkın süredir ölümsüz imparatorun yönettiği bir dünyada yaşamaya çalışanları anlatıyor. Soylular ve Skaa adında iki sınıfa ayrılmışlar. Skaa'lar köle ve insan dışı yaratıklar olarak tanınsa da biyolojik değil de sınıfsal bir farklılıkları var gibi. Skaa ve asiller arasında çocuk yapılması yasak. Bunun sebeplerinden biri sadece soylularda gözüken Allomancy'nin melezlerle Skaa'ya geçmesini engellemek. Allomancy çeşitli alaşımları kullanarak insanüstü güçlere sahip olmayı sağlıyor. Tek alaşımı kullanabilene Misting (Sisçi denebilir), tüm alaşımları kullanabilene ise Mistborn (Sistendoğan) deniyor. Alaşımları içerek midelerinde az miktarda biriktiriyorlar, o gücü kullanmaları gerektiğinde de onu yakıyorlar. Örneğin Kalay alaşımını kullanıp duyularını güçlendirip, daha iyi görebiliyor ya da duyabiliyorlar.

Neyse kitabın ortalarını geçtim, oldukça iyi ve sürükleyici. Bulursanız kaçırmayın derim.

33
Merhabalar,

HititGüneşi ekibi benim Türkiye'de geçen Büyücü Korhan serisinden ilk öykü olan Cin Büyüsü'nü sesli öykü olarak yayınladı. Bedava indirip dinlemek isterseniz: http://hititgunesi.blogspot.com/2011/07/hitit-gunesi-oykuleri-3-gokce-mehmet.html

/Reklam

34
Duyurular / Ynt: 2011 Nebula Ödülleri Sahiplerini Buldu!
« : 23 Haziran 2011, 22:53:15 »
Yeterli değil ama TBD'nin her sene verdiği öykü ödülü var.
Roman ödülü yok çünkü sanırım Türkçe fantastik ve bilim  kurgu eser toplamı yirmi değildir.

35
Tartışma Platformu / Ynt: Kitaplar ne işe yarar diyenlere
« : 15 Haziran 2011, 10:37:03 »
Bu aileleri galiba sadece bir anne ya da baba olunca anlayabileceğiz. . :) Yoksa anlamak imkansız yaa. . :)

Fakat bütün engellemelere rağmen okuyoruz, okuyalım. . Çünkü okumak çok şeyi değiştirir. . :P (Bir yerden alıntı ama nerden bilmiyorum)
 
Beyaz Gölge katılıyorum. Yeni oğlu dünyaya gelmiş bir baba olarak söyleyeyim, ebeveynleriniz dünyaya gözünüzü açtığınız ilk günden itibaren sizin için çok şey göze alıyorlar. Bir bebeğin hayata tutunması ve yetişkin olmasına kadar geçen sürede anne babaların işi hiç kolay değil.
Pedagojiden anlamayan sıradan bir insan olarak çok zor olsa da ebeveynlerinizi anlamaya çalışın derim. Emin olun sizin kötülüğünüzü istemiyorlardır.

36
Tartışma Platformu / Kitaplar ne işe yarar diyenlere
« : 08 Haziran 2011, 17:01:20 »
Geçenlerde TurkceBKF'de bilim kurgu ve fantastik kitapların hayat kurtardığından bahsetmiştim. Bugün nette gördüğüm bu resmin altındaki yazıyı Türkçe'leştirip TurkceBKF'de ve twitter'da paylaştım. Sizin de ilginizi çeker diye buraya koyuyorum.

Bir gün bir arkadaşınız, okulda öğretmeniniz ya da akrabanız "Bu kitaplarda ne buluyorsun" derse gösterirsiniz.


Orjinali: http://turkcebkf.wordpress.com/2011/06/08/kitaplar-ne-ise-yarar-diyenlere/

37
Sinema / Ynt: İzlemeniz gereken 24 bilimkurgu klasiği!
« : 06 Haziran 2011, 13:29:16 »
Ben ne yapacaklarını bilmiyorlardı demem sanırım. 2001 A Space Odyssey'e kadar olan dönemde, bilim-kurgu b-filmlerdi. (Şimdi anaakım oldu neredeyse, neyse) Çok ciddi şeyler değildi. Ancak bilim kurgu edebiyatının da gelişme içinde olduğunu hatta belki zirve yaptığını söylemek mümkün.

Bir söz vardır; "Neil Armstrong aya ayak bastığında ilk bilimkurgu yok olmuştur" diye. Space Odyssey bundan 1 sene önce çekilmişti. Bilimkurgunun sağlam temellerinden çok, felsefe ve başyapıt arayışı içinde bir eserdi - ki bir başyapıttı ve ne yapacağını kesinlikle çok iyi biliyordu.

Metropolis, Fritz Lang gibi döneminin en üst düzey sinemacılarından birine aitti ve bir ekolün temsilcisiydi. Sadece sessiz olduğu için izlenmesi zor. Ama o da bilim kurgu yapma gayesi altında değildi. Yükselen faşizmin ve dönemin bunalımlı havasının yansımasını farklı bir dille anlatıyordu demek belki daha doğru olur. Ama evet izlemesi zor olan, anaakım seyircinin sıkılabileceği filmlerdir.

Bunlardan rahatsızsanız bu konuda bir de Andrei Tarkovski deneyerek kendinize gelebilirsiniz ki listede Solaris de var.

Benim ne yapacaklarını bilmiyorlardı dememden kastım, hikayeyi nasıl anlatacaklarını bilmedikleriydi.

Örneğin her bilim kurgu ve fantastik eserde başka bir dünya anlatıldığı için o dünyanın farklılığını ve nasıl, neden farklı olduğunu anlatmak gerekir. Okuyucu/izleyici bu farkları anlamazsa, öğrenemezse eserle ilişki kuramayabilir. Bu ihtiyaç anaakım edebiyatta, ya da günümüz dünyasına benzer anlatıları olan türlerde yoktur. Bilim kurgu yazarları bu ihtiyacı nasıl çözeceğinin çeşitli yollarını geliştirmişlerdir. Okuyucuyu sıkmadan başka bir dünyada olduğunu anlatmak güçlüğünü aşma yolları bulundukça eski yöntemler daha da göze batar oldu. Daha uzaya çıkılmadan önce çekilen, sinemasal olarak başarılı bir eser olan 2001'de de benzer bir sorun vardır. Uzun sahnelerde uzayın enginliği daha aya ayak basmamış dünyaya, özelde de Ruslar tarafından uzay yarışında geçilme korkusuyla çılgınca çalışan Amerika'lılara anlatılmaya çalışılmıştı. Bizim şimdilerde anladığımız bilim kurgudan çok başka bir bilim kurguydu 2001. Hele Tarkovski gibi ustaların eserlerini anlamak daha da zordur. İşin içinde bilim kurgunun dışında başka bir görsel anlayışın da etkileri vardır.

Sinemada da Metropolis gibi eserler, (benim sinemadan az anlayan gözüme) bilim kurgu yapmak amaçlı değil de başka bir olguyu anlatmak amaçlı ortaya çıkmış gibi geliyor. Bu konuda aynı fikirdeyiz sanırım. O yüzden günümüz bilim kurgusuna alışmış birisi bu filmleri "okuyamayabilir".

İşte ben bu yüzden her ne kadar yukarıdaki filmlerin izlenmesinin faydası olduğunu düşünsem de artık bilim kurgunun o filmler olmadığını ve o filmlerden keyif al(a)mamanın da çok olağan olduğunu paylaşmak istemiştim.

Aslında geçenlerde sitede yazdığım Türk Edebiyat'ından Neden Uzak Kaldım* isimli yazıyla alakalı bir sıkıntı bu. Benim en azından edebiyat ve sinemadan istediğim eğlendirmesi böyle olunca sadece politik ya da sadece görsel başarılarla dolu işler keyif vermiyor.

*Yazı: http://turkcebkf.wordpress.com/2011/05/06/neden-turk-edebiyatindan-uzak-kaldim/

38
Sinema / Ynt: İzlemeniz gereken 24 bilimkurgu klasiği!
« : 03 Haziran 2011, 19:45:15 »
2001: A Space Odyssey, Metrapolis ya da Forbidden Planet'i izlerken unutmayın daha BK yazarlarının ve sinemasının emekleme zamanındaydı bu filmler. Yani ne yapacaklarını tam bilmiyorlardı. O yüzden izlenmesi çok ama çok zor filmler bunlar. Listede daha böyle çok film var, hepsini izlemek için kasmayın yani, yazık olur.

39
Merhabalar,

Twitter'daki bilim kurgu ve fantastik severlerin fikirlerini paylaşacakları bir sohbet yapalım diyorum. Twitter'ın kamuya açık olmasının yardımıyla daha çok insana ulaşabilir diye düşündüm. Çarşamba günü duyurularını yapmaya başlayacağım. Twitter'da @kisalar 'ı takip ederseniz daha çok bilgi edinebilirsiniz.

http://twitter.com/kisalar

Görüşmek üzre

40
Duyurular / Ynt: 2011 Hugo Adayları Açıklandı!
« : 05 Mayıs 2011, 12:59:33 »
Öykülerin büyük kısmını bedava ve yasal olarak okumak isterseniz çoğuna bağlantı burada.
http://turkcebkf.wordpress.com/2011/05/04/2011-hugo-adaylarini-bedava-okuyun/


Aslında bizde de bağlantıları var ^^.

Evet hakkaten varmış. Habere bakınca OKU bağlantılarını görmemişim. Kusura bakma x/

41
Duyurular / Ynt: 2011 Hugo Adayları Açıklandı!
« : 04 Mayıs 2011, 19:08:40 »
Öykülerin büyük kısmını bedava ve yasal olarak okumak isterseniz çoğuna bağlantı burada.
http://turkcebkf.wordpress.com/2011/05/04/2011-hugo-adaylarini-bedava-okuyun/

42
Zombilerin korkutuculuğunun ve ilgi çekmelerinin sebebini bir kaç konuya bağladım. İlgisini çekmeyenler için tekrar etmeyeyim ama sanırım temel sebeplerden biri kalabalık şehirlerde yaşamanın insanı gördüklerine yabancılaştırması. Daha fazlasını
http://turkcebkf.wordpress.com/2011/04/25/zombiler-ustune/ adresinde okuyabilirsiniz.

43
Ravenloft / Ynt: Ravenloft Serisi Okuma Rehberi
« : 23 Nisan 2011, 13:08:54 »
Ya ben direk Lord of Necropolis'ten gireceğim sanırım seriye. Bir sorun olur mu ki?
Ben Ravenloftları okurken hangisini bulursak onu okuyordum. Sıralamada sıkıntı olmaz. Birbirini takip eden kitaplar değiller. Her birinde başka bir hikaye anlatılıyor.
Bu arada Christie Golden'ın kitapları favorilerim. Yani:
Vampire of the Mists
Dance of the Dead
The Enemy Within
Bunlardan sonra belki J. Robert King'inkiler okunabilir.
Heart of Midnight
Carnival of Fear

P.N. Elrond'un Strahd'ı dahil ötekileri oyunları oynamayacaksan okumasan da olur. Benim favori kitaplarım da Carnival of Fear ile Dance of the Dead. Türkçe'ye çevrildiler mi bilmiyorum ama bulursanız kaçırmayın.

44
Üstünden üç gün geçti pek büyük değişiklikler olmadı. Skynet başka senelere kaldı derken bilmem fark ettiniz mi, iki gün Amazon'un şirketlere bulutbilişim hizmeti sağladığı sistem çöktü. Bir çok büyük internet fimrası hizmet veremez oldu. Acaba Amazon'da mı ortaya çıktı bu Skynet diye işkillenmiyor değilim. ;)

@Hurin senin makina çok iyiymiş. Masamda bir tane isterim doğrusu.

45
Günce için haftaya bir yazı hazırladım. Yazıp bitirdim ama sizlerin de fikrini merak ediyorum. Zombili filmleri kitapları beğenir misiniz? Hoşunuza giden nedir? Genel bir kanı oluşursa onu da yazıya eklemeyi düşünüyorum. Şimdiden cevaplar için teşekkürler.

Sayfa: 1 2 [3] 4 5