Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Evis

Sayfa: 1 ... 18 19 [20] 21
286
Arkadaş Yayınları'na gönderdiğim mesaja bugün itibariyle cevap geldi.

''Kralların Yolu’nun tercümesi tamamlandı ve kısa bir süre sonra raflarda yerini almış olacak. Öneriniz ve ilginiz için teşekkürler.''

287
Kurgu İskelesi / Oda Numarası; Bilmiyorum
« : 24 Aralık 2013, 10:00:15 »
Yerdeki parkeler kanla kaplanmıştı. Adam yüzükoyun yatmış, kolu kafasının altında kalmıştı. Parmakları hareket ediyordu.

‘’ Nerdeyim ben? Hayır bu doğru soru değil. Neden karanlık? Buraya nasıl geldim? Aklımı kaçırmış olmalıyım. Cümleleri kurmak zor geliyor. Aklımı toparlayamıyorum. Kimse var mıı? Başım ağrıyor. Açım. Düşüncelerimi üstün körü hissedebiliyorum. Düşünceler, his. Belirli imgeler canlanıyor gözümde. Hey birisi varsa nerede olduğumuz söylesin. Ellerim hayır elim, neden hareket etmiyor? Sorular, cevap ummak üzere sormuyorum artık. Benden başka biri yok galiba. Yoksa belirsiz sesler nereden geliyor. Cevap verin! Bileğim acıyor. Soğukluk. Ne bu? Bir zincir. Ya da kelepçe. Peki neden? Bir suç mu işledim. Karım. Karım nerede? Hey hatırladım karımı görmeme izin verin. Karım yanımda oturuyor. Araba. İsim. İsmim neydi? Yapış yapış bir ağırlık çöküyor üzerime. Konuşmak daha da zorlaşıyor. Sırtımda terler damlıyor. Sıcak mı? Hayır. Ama neden terliyorum. Soğuk mu? Değil. Kaza. Araba. Ne oldu? Hatırladım. Araba kazası. Kimse yok mu? Karımı görmem gerekiyor. O nasıl? Karımın ismi neydi? Toparlan, düşüncelerine yoğunlaş. Hatırlamıyorum. Ama karım önemli. Nerede o? Burası neresi. Neredeyim ben?’’

Karanlık, odayı görmeyi engelliyordu. Odadaki zincir sesleri sessizliği bozuyor duvarlara çarpıp yankılanıyordu. 4 kişi odanın köşelerinde elleri kelepçeli, duvara bağlı olarak duruyorlardı. Işıklar açıldığında kızarmış gözlerini açarak  alışmaya çalıştılar. Serbest ellerini siper olarak kullanıyorlardı. Her köşeyi aynı derecede aydınlatan lamba tavanın tam ortasına yerleştirilmişti. Duvarlar Kalın mermerlerden oluşuyordu. Tavan siyahtı.

‘’Işık, nereden geldi? Lamba. Beyaz ışık. Sakinleşmeliyim. Deliriyorum. Delirdim mi? Bilmem. Gözlerim yanıyor. Acıyor. Bitmeyen bir acı. Yanlış el. Elim acıyor. Gözlerimi korumalıyım. Şimdi oldu. Duvarlar. Odanın duvarları neden mermer. Neden odadayım. Tavanın rengi siyah. Lamba beyaz ışık saçıyor. Hey bunlarda kim. Siz kimsiniz. Neden buradayız bilen var mı? Ses yok. Herkes ellerini indirmiş birbirlerine bakıyor. Onlar da benim gibi mi? Bilgisiz. Acı içinde ve aç. Açım. Karnım kendini kemiriyor ya da açlıktan ağrıyor. Karım nerede? Soruların cevapsız kalmasını sevmiyorum. Hey siz kimsiniz? Neden buradayız bilen var mı? Bir suç mu işledik? Hapiste miyiz? Neden kimse duymuyor. Dudaklarım. Hareket etmiyor. Üstünde hiçbir şey yok. Dikilmemiş veya kapatılmamış. İplik. Karım. Dilim ve dudaklarım uyuşuk. Konuşamıyorum. Bileğim gittikçe daha fazla ağrıyor. Ağrı. Kafam. Yara. Kafamı çarptığım yerde yara yok. Hiçbir iz kalmamış. Neredeyim ben? Şu adamlar kim? Hatırladım. Oluk oluk kan akıyordu o yaradan. Şimdi nerede? Öldüm mü? Allah’ım burası neresi?’’

Adamlar garip hareketlerle birbirlerine bakıyorlardı. Anlaşmalarını sağlayacak bir şey arama girişimleri herkesin aynı belirsizlik durumunda olduğunu anladıklarında kesilmişti. Kimse bir şey bilmiyordu. Hepsi acı ve açlık çekiyorlardı. Bileklerindeki kelepçeleri sökemiyorlardı. Konuşamıyorlar ve gitgide korkmaya başlıyorlardı. Yüreklerine hakim olan korku, acıyla birleşiyor, derisini her hareketinde soyan kelepçeyi bile fark edemiyorlardı. Eskide bıraktıkları, geçmişlerinden hatırlarında kalanlar ve onları bir daha göremeyecek, hissedemeyecek olmanın verdiği kahır ile akıllarında ki soruları unutuyorlardı. Aslında düşüncelerini biraz olsun toparlamalarının ardından akıllarında tek soru kalmıştı. ‘’Öldüm mü?’’

Her biri kendini burada bulmadan önce belli olaylar geçirmişti. Sonuçlarının ancak ölümle sonuçlanabileceği olaylar. Yaralandıkları, organlarının iflas ettiği veya ölümcül bir darbe aldıkları bir sondan sonra kendilerini burada bu mermer duvarların arasında bulmuşlardı. Hepsi aç olarak uyanmış. Geçmişini hatırlamayacak şekildeydi. Gelişen süreç sonrasında kafalarında oluşan imgeler  son anlarını hatırlamalarını sağlıyordu.

‘’Ölüm böyle bir şey mi. Yarı delilik. Yarı acı. Bir kelepçe ve bir oda. Yanlış. Sonsuz bir kelepçe ve sonsuz bir oda. Tüm zaman her anda burada olmak. Konuşamamak. Açlıkla kıvranmak. Giderek artan acı. Mermerin sıcaklığı, soğukluğu. Yıkanmamak. Yaralar. Karşındakinin acısını izlemek. Geçmişe duyulan merak, özlem ve acı. Acı, havada asılı duran bir his gibi, herkesin ortak hissettiği duygu. Herkesin ortak deneyimlediği açlık. Ölmek. Cehennem. Deliriyorum sanırım. Konuşmalıyım. Uykum var ama uyuyamıyorum. Gözlerimi kapattığımda acılar ve açlık hala duruyor. Aklım uyumamı engelliyor. Uyursam bitecek gibi bütün bunlar. Uyku. Ya uyuyorsam. Uykuda bu kadar acı çekilir mi? Bilmiyorum. Uyanmam gerek. Ölüysem sorun olmaz. Uykudaysam uyanırım. Acıyı bastırmam gerek. Nereden geldiği belli değil ama orada. İliklerime kadar hissediyorum. Kalbimin derinliklerinde. Karım. O’na dönmeliyim.’’

Adam köşesinde bir şey arar gibi etrafına bakınıyordu. Serbest eliyle mermere dokunuyor. Yerlerin üzerine eliyle bir şeyler arıyordu. Çekmece ve gizli bir bölme. Odadakiler birbirleriyle ilişkiyi hepten kesmişlerdi. Herkes kendi acısıyla ilgileniyor başkasının acısını görmemek için kafasını diğerlerine çevirmiyordu. Adam aradığı şeyi bulamayarak mermere yaslandı.

‘’Mermer soğuk. Ne zaman bu kadar soğudu. Bakmamalıyım, onlara baktıkça acım katlanıyor. Şu kelepçelerden kurtulabilseydim belki bütün odayı arayabilirdim. Bir yerlerde olmalı. Bir şey olmalı. Kelepçe. Bilek. Yara. Buldum. Paslı kelepçenin dış yüzeyi sivriltilmiş. Tam da istediğim gibi. Rüya olmalı. Bileğimi kesebilirsem belki uyanırım. ‘’

Odadakiler acılarına son verecek bir şey bulmuşçasına heyecanlanmışlardı. Hepsi kelepçelerine bakıyor. Son kararı vermek üzere kendilerini topluyorlardı. Birbirlerine baktıklarında herkesin aynı şeyi yapmakta olduğunu gördüler. Bir ayna gibi aynı anda bileklerini sivri kelepçeye dayamış kesiyorlardı. Etrafa bulaşan kan parkelerin üzerinde bir halı gibi dağılıyordu. Gözleri özlem ve acıyla dolu olan odadakiler korku, şüphe, ve pişmanlık içinde bileklerinden çıkan kanı izliyorlardı. Yavaş yavaş kaybolan bilinçlerinde oluşan soru değişmişti. ‘’ Ya yaşıyorsam.’’

Yerdeki parkeler kanla kaplanmıştı. Adam yüzükoyun yatmış, kolu kafasının altında kalmıştı. Parmakları hareket ediyordu.

 
Selman

(Eleştirilerinizi bekliyorum. Eksiklikler, yazım dili, açıklar, akıcılığı vb.)

288
J.G. Ballard - Öteki Dünya

Günümüz tüketim telaşesini distopya haline getirerek eleştirmiş yazar, anlatımı kısa ve öz olmuş. Rahat okunuyor ve türü daha çok polisiyeye benziyor.

Jo Walton - Ötekiler Arasında

Bu kadar ödülü alacak ne yaptın be kadın dedim. Kitap o ödülleri hak edecek derecede güzel değildi. Okuması keyifli, büyü olayı kader ile özdeşleştirilerek anlatılmış diye düşünüyorum. Kahraman eğer o kadar kitap kurdu iseniz size iyi bir arkadaş olacaktır. Canlanıp kitaplar hakkında uzun uzadıya konuşmak isteyeceğinizi tahmin ediyorum.

Brandon Sanderson - Elantris

Elantris, Brandon Sanderson'ın okuduğum ilk ve yayınevi yüzünden galiba tek kitabı olacak maalesef. Böyle bir yazarın diğer kitaplarının çevrilmemesi üzücü. Elantris gayet güzel şekilde işlemiş Krallıkları, Kralları ve tebaasını. Konuşmaların , çekişmelerin savaşsız ve türlü oyunlarla anlatılışı, bazı kitaplardaki savaş bölümlerinden çok daha güzel olmuş. Hatta bitmesini istemediğim zamanlar bile vardı. Sonunu açık bırakmış Sanderson Kral'ın aklındaki soruları bize de merak ettiriyor.

289
Liman Kütüphanesi / Ynt: İndirimler
« : 02 Aralık 2013, 02:04:56 »
İlknokta aynı zamanda Edgar Allan Poe Bütün Hikayeleri Tek Cilt'e %50 indirim yapmış: http://www.ilknokta.com/kitap/edgar-allan-poe/butun-hikayeleri-tek-cilt.htm

290
Geçiştirme büyük ihtimalle zaten ama güzel bahane bulmuş adamlar. Ben anlayamıyorum, neden basılmıyor ki, Zaman Çarkı'nı okuyanların çoğu alacak, düzgün sitelere verdikleri reklamlarla, kitabın ve yazarın tanıtılması amacıyla ilk kitabı hafif daha ucuza satmalarıyla bu iş yürür. Garip geliyor doğrusu.Risk var mı, var. Ama bırakta olsun ticaret yapıyorsun.

291
Yayınevine "The Way of The Kings" in durumunu sordum, ve attıkları mail'i aynen kopyalıyorum arkadaşlar.


Öncelikle yayınevimize ve çalışmalarımıza ilginiz için teşekkürler. Evet, The Way of the Kings ya da Türkçe ismiyle Kralların Yolu yayınevimiz tarafından yayınlanacak.

Kitabın çevirisi ve baskı öncesi kontrollerinin büyük kısmı tamamlandı ve üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Ancak takdir edersiniz ki böylesine hacimli bir kitabın baskıya hazırlanması da uzun zaman alıyor. Ayrıca, Sanderson’un bu kitabın ikinci cildini de henüz yayınlamadığını ve bu kitabın hızla çıkmasının ikinci kitabı bekleme süresini uzatacağını hatırlatmak isterim.

Ancak endişe etmeyin, zira biz de bir an önce çıkarmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Sevgiler,


Gayet mantıklı bir politika izliyorlar. Bence sabretmek ve iki kitabı birlikte edinmek daha güzel olur.

292
O bu değilde, Stephen King kitaplarına yapılan kapakları hiç beğenmiyorum arkadaş, yazık ediyorlar.

293
Duyurular / Ynt: 32. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı Buluşması
« : 09 Kasım 2013, 20:07:20 »
İthaki set alana %50 indirim yapıyor mu? Bir sitede öyle okudum.

Her set için yapıyor mu bilmiyorum ama yapmıyorsa bile aldığınız set'in boyutu ve sağlam bir pazarlıkla başarabileceğinizi düşünüyorum :)

Teşekkürler, pazarlık yapmayı pek bilmem, zaten gidemeyeceğim gibi duruyor. Zaman Çarkı'ndan birkaç kitap almayı düşünüyordum.

294
Duyurular / Ynt: 32. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı Buluşması
« : 09 Kasım 2013, 19:00:09 »
İthaki set alana %50 indirim yapıyor mu? Bir sitede öyle okudum.

295
Duyurular / Ynt: 32. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı Buluşması
« : 04 Kasım 2013, 12:52:54 »
6.45 yayınları twitter hesaplarından Tüyap'ın yaptığı fuarlara katılmayacağını duyurmuştu.

https://twitter.com/645yayin/status/382500856085495809/photo/1

296
Güncel / Ynt: Bayram
« : 15 Ekim 2013, 12:09:35 »
Kurban Bayramınız kutlu olsun! (Evet, geçen sene kullandığımız görseli çok sevdik ve tekrar paylaşıyoruz.)


Bayramınız kutlu olsun. Görsel çok iyiymiş :)

297
Kraliyet Meydanı / Ynt: Satılık Kitaplar-Ankara
« : 29 Eylül 2013, 23:01:14 »
Zaman Çarkı'nı sanırım tek tek satmıyorsun?

298
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: İthaki Yayınları Soru Hattı
« : 21 Eylül 2013, 13:42:18 »
Zaman Çarkı serisine özel ayraç yapmıştınız. Tekrar etmeyi veya Zaman Çarkı haritası gibi ek seçenekler sunmayı düşünüyor musunuz?

299
Şişedeki Mısralar / Muhacirken Söylediğim
« : 15 Eylül 2013, 21:42:18 »
ölürken bir kız çocuk, herhangi birinden.
veya bir erkek , çocukken, göremiyor ya annesini.
mezarlar toprak olmayacak denli dolu. olmasa
olmayayım, Rabbim. Oruç açmak hele ki colalarla,
Bombalar markette 3 liraya yakın.
ve Bu zamanlarda sessizlik, Hümanizm nişanesi.
Biz ise hiç hümanist olamadık adalet anılırken sevgilim*.
Ki apolitik devletler de bunu gerektirir. 

Durma çiçek yazalım bitmemiş bestelerin sonuna.
Unutmak, istemsiz hareketidir ruhsuz zihinlerin.
Ama dur, unuttum, utanıyorum Çiçekler pahalı ortadoğuda.
Çiçek açmıyor İthal demokrasiler, ölü çocuklarla.

Medeni ülkeler; petrol'ün fiyatı kanı meşrulaştırır
Haklıdır amerika, Hak'lıyken gözü yaşlı ağızlar,
Susmalı yürürken çıkarılan zincir sesleri
Ölüm ise 140 karakterden fazla gelmeli omzuma
Omuzlar, gariptir ama, devletten daha adaletli.


Selman
(Münzeviyazı.)

300
Tartışma Platformu / Ynt: Kitap (mümkünse seri) önerisi
« : 12 Eylül 2013, 13:18:04 »
Patrick Rothfuss - Kral Katili Güncesi Serisi.

Sayfa: 1 ... 18 19 [20] 21