Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - emuk

Sayfa: 1 ... 9 10 [11] 12 13 ... 15
151
Yayınevleri Soru Hattı / Ynt: Laika Yayınları Soru Hattı
« : 11 Haziran 2012, 04:17:42 »
Gauntlgrym'den ne haber?  vol-3

152
Bu haber yüreğime su serpti. Size de gecmis olsun diyelim, kolay olmasa gerek finaller.
Sabırsızlıkla bekliyoruz bir dahaki yayını...

153
9 Haziran :-[

154
Ejderha Mızrağı / Ynt: Ejderha Mızrağı Alıntıları
« : 10 Haziran 2012, 19:32:03 »
"A.Ö. 352 yılında, Mishamont ayının yirmi altıncı günü, Neraka şehrindeki Takhisis tapınağı yıkıldı. Ejderha kraliçe dünyadan sürüldü, orduları yenilgiye uğratıldı.

Bu zaferin onurunun büyük bir kısmı, ışığın güçleri için cesurca savaşmış olan mızrak kahramanlarına verildi. Ancak tarih kaydetmelidir ki; karanlıkta yürümeyi seçmiş bir adam olmasaydı, ışık kaybetmeye mahkum olurdu."

Kum Saati Büyücü Ejderhaları

155
Aylık Öykü Seçkisi / Ynt: Seçkide Üçüncü Yıl
« : 10 Haziran 2012, 00:05:21 »
Tanrı insanı yarattı ve "Vay be" dedi.

156
Eğlence & Mizah / Ynt: Bugün Ben Şunu Öğrendim:
« : 07 Haziran 2012, 19:08:06 »
Öncelikle belirteyim, amacım din veya siyaset tartışmak değil, bu konuda yargısızım.

Büyük umutlarla; bilim aşkıyla, Celal Şengör, Adülaziz Bayındır ve Mehmet Bayraktar kişilerinin konuk olduğu  "Siyaset Meydanı: Din, Bilim ve Darwinizm" programını (tabiki youtube'dan, zira bu program 2011 yılında yayınlanmıştı) izledim.

Ve hiç bir şey öğrenemedim.

Çünkü iki taraf da kendi fikirlerine öylesine gömülmüş; doğruyu aramak yerine fikrini kabullendirmek anlayışına öyle sıkı tutunmuşlar ki, biri bir argüman sunarken, diğeri onunla hiç alakası olmayan; tamamen kendi tezini farklı bir boyutta doğrulayan bir argümanla karşılık veriyor, dolayısıyla bir sonuca da ulaşılamıyor. Mesela atıyorum;

 Celal Şengör dinin ilk türleri şu sebeplerle açıklayamadığını ve şu sebepler dolayısıyla da hiç açıklayamayacağını söylerken, Abdülaziz Bayındır 'siz ilk türleri geçin, asıl bilim neden hala metalin dünyaya nerden geldiğini bulamadı?" gibi cevap veriyor ve ilk argümanı cevapsız bırakarak sırf bilimi eleştirmek, nefretini kusmak için yer arıyor. (diyaloğu kafamdan uydurdum.)

Ayrıca Abdülaziz Bayındır'ın "7 milyon sene mi? Bilim dünyanın 7 milyon yaşında olduğunu nereden biliyor, bizzat görmüş mü?" gibi cehalet kokan konuşmalarına girmiyorum bile. Üstelik seyircinin bu konuşmaları alkışladığını kendime saklamak istiyorum. Din-Bilim tartışmasına gelmişsin, insan gelmeden biraz kitap karıştırır.
Ne yalan söyleyeyim Celal Şengör'ü bu konuda takdir ettim. Adam gerçekten doğru adına bir şeyler yapmaya çalışıyordu programda. Yanında bir şeyler öğrenmek amacıyla dinleri anlatan bir kitap getirmiş ve fırsat buldukça da karşısındaki din alimlerine sorular yöneltmiş.
 Mehmet Bayraktar da sessiz olmasına rağmen bu doğrultuda konuştu çoğu zaman.

Seyirciler... Kendileri üniversite öğrencileri olmakla beraber hayatımda gördüğüm en embesil gruptu.
Hele bir tanesi Celal Şengör'ün program başından beri "Ben ateistim, ben ateistim, ben ateistim." demesine rağmen şöyle demesin mi, "Ne yani, siz şimdi Allah'a inanmıyor musunuz?" yemin ederim bilgisayarı fırlatacaktım az kalsın(bu sözü programın bitmesine 20 dakika falan söylüyor).
 Bir tanesi de "Ben kendime maymundan gelmeyi yakıştıramıyorum, dolaysıyla evrim diye bir şey yok." diye gayet mantıklı hipotezlere dayanan bir açıklama yaptı, şaştım kaldım. Yanlış hatırlıyor olabilirim, sanırım yine aynı arkadaş "Daha 2 ay önce barajlarımız boştu. Şimdi ise ağzına kadar doldu. Bu Allah'ın varlığının bir kanıtı değil mi? Siz nasıl açıklıyorsunuz acaba?" diye sorunca gerçekten acıdım Celal Şengör'e.

Sonuç olarak hayatımın en boş geçen zaman sıralamasında ilk üçe girerdi. Büyük bir zaman kaybıydı.

157
Çizgi / Ynt: Galaxie çizimleri
« : 07 Haziran 2012, 00:21:56 »
Vaov kum saatleri müthiş. Resimden hiç anlamam. Ama ilk kez bir resmin mesajı olduğuna şahit oluyorum, tebrikler.

158
Filmler / Ynt: Hobbit Haberleri!
« : 06 Haziran 2012, 16:05:55 »
Hehe ;D Sonu komikmiş.

159
A Feast for Crows - G.R.R. Martin

Neyse. Uzun lafın kısası A Feast for Crows serinin diğer kitaplarının gösterişli güzelliğinden ziyade daha sade bir güzelliğe sahip. Sadece biraz daha dikkatli okunması gerekiyor.

 Bu kitap hakkında orjinalinden okuyan arkadaşlara tam böyle bir soru yöneltmeyi düşünüyordum ki bu yorum biraz da olsa içimi rahatlattı.3.Kitabın sonlarına yaklaşırken 4. ve 5.kitap hakkında internetten  birşeyler öğreneyim dedim ve çoğu  kişinin beklediğini bulamadığını ve ciddi şekilde sıkıldığını okudum.Hatta GRMM'nin işin kontrolünü kaybettiğini ve toparlayamayacağını bile söyleyenler vardı.
 Jon,Tyrion,Bran olmadan okumak biraz zor olacak ama politik entirikalar ve arkadan iş çevirmeler beni de oldukça heyecanladıran ve havaya sokan  olaylar.Umarım POV'lar arasında Arya vardır.Ondan bari bir kitap boyunca mahkum kalmayız.
Hepsini okumadım -Jon, Tyrion, Bran lafı geçtikten sonra- ama umarım gördüğüm yer spoiler değildir, yoksa çok kırılırım. Eğer öyleyse lütfen spoiler kutusu içine al.

160
Düşler Limanı / Ynt: Rastgele Düşünceler
« : 27 Mayıs 2012, 22:24:16 »
Pardon,
Siz birbirinizi tanıyor musunuz da böyle samimi(hakaret içerikli) konuşuyorsunuz; yoksa birbirini tanımayan iki kişinin hakaret içerikli(samimi olmayan) konuşmalarına mı şahit oluyoruz?
Meraktan sordum.

161
Liman Kütüphanesi / Ynt: Kitap okumaya nasıl başladınız?
« : 25 Mayıs 2012, 18:13:43 »

Hayatta okuyamam dışarıda. İlla küçücük, havasız, dar ve ölüm sessizliği olan bir oda olması lazım. :)

162
Liman Kütüphanesi / Ynt: Kitap okumaya nasıl başladınız?
« : 25 Mayıs 2012, 16:28:26 »
5. sınıfta arkadaşımın zümrüdüanka yoldaşlığını okuduğunu görmüştüm, heveslendim aldım. Bu durum 3 sene sürdü; günde yaklaşık 50 sayfa. Sonra 9. sınıfta bir şey oldu -bir hal geldi?- asosyal olup çıktım ve okuduğum sayfa sayısını günde 400-500 e çıkardım. Ve bu geçici bir şey, anlık bir heves değildi. Çünkü yaklaşık 1 sene sürdü bu durum. Son üç senedir de günde 150-200 sayfa okuyorum.

163
Adapte olmaktan kastım mekan tasvir ve kavramlarını benimsemekti. Bu yüzden bu dünyada geçen -mesela New York'ta- bir eserde kafamız daha az karışır, kitabı anlama kısmını atlayarak direk olay bölümünü odaklanırız. Mesela ben Ölüm Kapısı'nın ilk kitabında ufo gören masum köylüye dönmüştüm. Yok makineymiş, vay efendim Geg'miş, Welf'miş, yıksı diksiymiş vb.
Tabi dünyayı okura kabul ettirdikten sonra benimseme gibi bir problem yaşanmaz; ama belirtmeliyim ki, saygı duyduğum kişilerden aşırı dozlu tavsiye almasam ölüm kapısına devam etmez, o güzelim cevheri keşfetmeden seriyi bırakırdım.
Yeni bir dünya yaratılabilir, ama bu dünyanın tasvirleri ve normları olay örgüsü ve kurgunun önüne geçmemeli ve okuru boğmamalıdır. Yoksa yeni bir dünya yaratmak ve bunu okura iyi bir şekilde sunmak tabiki büyük bir artıdır.(Gerçi artık yeni bir dünya yaratıp, ortaçağ havasında şövalyelerle oynamak baydı, bu yüzden yeni bir dünya yaratacaksanız üzerinde sıkı çalışmanızı ve ortaya özgün bir şey koymanızı tavsiye ederim. Aksi takdirde bunun adına yeni bir dünya denemez kanımca.)

164
Bu dünyada geçene eserlerde okuyucunun esere hemen adapte olması daha muhtemel. Fakat kişisel görüşüm yeni bir dünya yaratmak yönünde. Ne bileyim, sanki daha fazla emek vererek övgüyü daha fazla hak ediyormuşuz gibi geliyor.
Ama farklı bir dünya yaratıp da okuyucuyu yepyeni kavramlar ve aşina olmadığımız tanımlarla boğmak da pek doğru değil.
Sonuç:
Önemli olan olayın geçtiği dünya değildir, önemli olan olaydır.

165
Yarın yayın olacak mı? (Olsun)

Sayfa: 1 ... 9 10 [11] 12 13 ... 15