Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Borealis113

Sayfa: 1 2 [3] 4
31
Kurgu İskelesi / Geçmişin Son Kalıntıları 1-5
« : 16 Ocak 2011, 02:16:46 »
                                              GEÇMİŞİN SON KALINTILARI
                                                    
                                                    DÖRDÜNCÜ BÖLÜM;
                                                  
                                                    WEGGIUM PLATOSU


     —Ve şurdaki korulukta duran uzun Weggit ağacının altında Legrante’nin 3. Gizli üssüne girebileceğimiz bir kapak var.
     —İyi güzel de sizin diktatör buraları askerlendirmedi mi?
     —Gerek duymadı. Platonun çevresindeki dağlar yüksek miktarda soperium madeni içeriyor. Bu maden de çevredeki tüm iletişim araçlarının sinyallerini bozabilecek kadar güçlü bir manyetik alan oluşturuyor.
     —Bu yüzden mi hepimiz paraşütle atladık ve güzelim gemi dağlara çarpıp havaya uçtu?
     —Gemiyi buraya indirmeye çalışsak muhtemelen biz de havaya uçardık…
     —O gemiyi sevmiştim..
     —Bırak şimdi gemiyi, karnımızı doyurup yola çıkmalıyız.
     —yeterince topladık bence, Keata ve senezata’yı bulup, karnımızı doyurup sizin şu ağacın altındaki kapaktan içeri atalım kendimizi. Bu arada ne tarafa gittiklerini biliyor musun?
     —Bilmem iniş yaptığmızda senezata’yı da kolundan tutup Kopry toplayacaklarını söyledi, şimdi buluruz merak etme.
     —sen iniş yeri olarak burayı belirledikten beri konuşmadı ve gözleri renkten renge girdi, ben sormadan anlatırsın diye düşündüm ama sorsam daha iyi olurdu sanırım?
     —Sonra anlatırım…İşte orada, Weggit topluluğunun kenarındalar!

  Direniş yıllarında Keata ve Loi, şu anda üzerinde bulundukları Weggium Platosu’nda kısa süreliğine görev yapmışlardı. Amaçları, Sorperium madeni toplayan işçileri korumaktı. Bu madeni topluyorlardı çünkü Legrante bunları, düşmanlarının vericilerini bozmak için silah olarak kullanıyordu.
Keata ve Loi göreve başladıkları ilk yılın 2. evresinde tanışmışlar, tanıştıktan 2 hafta sonra da burada kısa süreli göreve başlamışlardı. Etrafında olup bitenlerden çok içinde olup bitenlerle yaşamayı seçen Lord Feloa La Loi, takım arkadaşı olan bu genç, yetenekli ve gönüllü olarak burada çalışan vali kızından bayağı bir hoşlanmış olacak ki, askeri bir tesiste 2 haftalık bir iş arkadaşlığı ardından birbirleirni sevmişler (sistemler arası sevme diferansiyelini hesaba katıp Dünya’ya göre düşünmemenizi rica ederek) ve başkandan sadece Weggium Platosu’nda görev yapmak için izin almışlardı(etraflarında daha rütbeli kimse olmadığı için burayı bir kaçamak olarak nitelendirdiler).
 
  Birkaç ay bu böyle devam ettikten sonra Keata’nın sadece usandığı için Loi’den artık hoşlanmaması, Lord’umuzun bunu kabullenemeyerek görev yerini değiştirmesi gibi pasif olaylardan 7 Procyon ayı sonra, başkanın sebep olduğu bir emirle Keata ve Loi tekrar bir arada göreve başlarlar. Defond’un gemisine ulaşmayı amaçlayan bu göreve birlikte 2 yıl devam ederler ve en sonunda geminin yerini tespit ettiklerini sanırlar. Ardından ne olduğunu biliyorsunuz. İşte bugün Weggium Platosu’na iniş yapmaları Loi’nin aklına bir umutla beraber gelmişken, Keata bu durumdan hiç hoşnut olmaması bu yüzdendi. Canx bu hikayeyi sizden sonra öğrenecek, ayrıcalıklısınız ;).

   Beyaz derisi, uzun kol ve bacaklarının üstünde bulunan lacivert çizgiler, vahşi bir hayvanı andırsa da, üzerindeki kumaş keşiş elbisesiyle erdemli bir yaratığa benzeyen Canx bunu pek belli edemiyordu. Ancak kafasındaki çengel gibi boynuzları ağacın dalına geçirip, uzun, kaslı kuyruğunu da gizli tünelin kapağının sapına dolayan Canx var gücüyle kapağı zorladıktan kısa bir süre sonra pas tutmuş kapağı açtı. Önden giren Loi’yi önce Keata, ardından Senezata ve ardından kapağı tekrar kapayan Canx izledi. 3 kilometrelik bir mesafe kat ettikten sonra kendilerini, geniş, su tankına benzeyen bir bölmede buldular. Kenarda bir merdiven, onun ucunda da başka bir kapak. Kapağı açmak için uğraşan Canx başarısız olunca henüz kullanmasını tam öğrenemediği protez kolunu test etmek amacıyla Loi, kapağın önüne geçti. Kerpeten gibi metal parmakları kapağın kolunun etrafına sardı ve var gücüyle çekti. Kendisinin de şaşıracağı bir şekilde kapak açılmadı ancak kapağın 5 cm lik bir mesafeyle çevresindeki tüm metal yırtıldı ve eskisinden daha büyük olan giriş ağzıyla bu tünele de giriş yaptılar.
 
  50 metre sonra metal bir asansöre ulaştılar. Senezata asansörü öncelikle bir kat yukarı ayarladı. Burası sadece bir depoydu. Bir kat daha çıktılar; şirketin eski planları, bir kat daha; kıyafet dolapları ve duşlar. Bir kat daha çıktıktan sonra ise boş bir park alanı ve ıssızlığın içinde, yerde yatan bir cesetle karşılaştılar...


                  DÖRDÜNCÜ BÖLÜMÜN SONU...

32
Sinema / Ynt: En Son İzlediğiniz Film?
« : 16 Ocak 2011, 00:41:12 »
Az önce Peter Pan'ı izledim ve hiç usanmadan 5. kez izlemiş oldum sanırsam, oldukça sevdiğim bi film, oldukça fantastik öğeler, ütopik bir ada ve eskimeyen bir hikaye. Çok severim şahsen :)

33
Müzik / Ynt: Fantastik İçerikli Gruplar
« : 13 Ocak 2011, 14:39:44 »
Geçen yaz bir grup keşfettim adları "Coheed&Cambria". Olay şu ki grubun solisti Claudio Sanchez ve arkadaşı Christopher Shy "Amory Wars" adlı bir bilim-kurgu çizgi romanı yazıyorlar ve yayınladıkları romanlara hitaben albüm yapıyorlar. Okumak henüz mümkün olmadı ama okumayı çok isterim şahsen :). Grup alternative-rock, progressive rock ve new prog. tarzı çalıyor ama arada slow parçalar da bulunmakta. http://en.wikipedia.org/wiki/Coheed_and_Cambria <----Merak eden buradan okuyabilir.

34
Çizgi & Anime / Ynt: NAUSICAÄ of the Valley of the Wind
« : 13 Ocak 2011, 14:01:19 »
@Fırtınakıran
Alıntı
Animeyle ilgili fikrimizi öğrenmek istemişsin fakat kendi fikirlerinden hiç bahsetmemişsin? Tanıtımı ilk okuduğumda herhalde izlemedi ama merak ediyo,r dedim. Şimdi üstteki mesajında DVD'de izledim sözü geçince, kendi yorumunu da eklemen gerektiğini düşünüyorum.

Eem evet özürdilerim ben önce tartışmanın gelişmesini beklemek daha iyi olur dedim, direkt kendi yorumlarımı tanıtımın altına kuru kuru yazmaktansa bir kaç yorumdan sonra ben de eklerim dedim ama madem benim yorumum gerekli diyorsun işte film hakkındaki yorumum: Nausicaä'nın bilim-kurgu ve post-apokaliptik türler arasına girmesi beni en çok çeken özelliklerinden biri. Yine 1984 tarihinde yapılmış olmasına rağmen hem güzel grafikleri var hem de hiç gündemden düşmeyen bir konuya değiniyor ki bunu oldukça beğendim. Karakterlerin, ormanın ve içerisinde barındırdığı türlü çeşit yaratığın kendilerine has, özgün bir tarzları var. Daha ne olsun :)

35
Çizgi & Anime / Ynt: NAUSICAÄ of the Valley of the Wind
« : 12 Ocak 2011, 23:07:52 »
Onu ben de bilmiyorum, ben ilk defa izledim o da DVD'de ama TRT nin animelerle arası iyidir göstermiş olabilir yani.

36
Çizgi & Anime / NAUSICAÄ of the Valley of the Wind
« : 12 Ocak 2011, 17:15:48 »

Yönetmeni Hayao Miyazaki olan 1984 yapımı post-apokaliptik bir animedir. "7 Ateş Günü" adı verilen korkunç günden binlerce yıl sonra dünyanın heryerini kaplayan değişik türler barındıran zehirli ormanlar yetişmiştir. Dünyanın dengesini tekrar eski haline getirmek için çabalayan bu ormanlar bir çok krallık tarafından yok edilmeye çalışılır ancak Rüzgarlı Vadi'de yaşayanlar bu bitkilerin ve böcekelrin yok edilmemesi gerektiğini savunurlar. Hatta bu köyün prensesi Nausicaä oldukça çevrecidir ve bu ormanları korumak için elinden geleni yapar.

 Anime ile ilgili fikirleriniz, yorumlarınız ve eleştirilerinizi öğrenmeyi çok isterim, şimdiden teşekkürler. :)

Spoiler: Göster
 

Spoiler: Göster

37
Çizgi & Anime / Ynt: En son izlediğiniz anime?
« : 12 Ocak 2011, 16:11:10 »
en son izlediğim anime az önce izlediğim 1984 yapımı "Nausicaä of the valley of the wind" oldukça güzel herkese öneririm :)

38
Haklısın aslında gerçekten dediğin gibi olmaya başladı, yorum için teşekkür ediyorum! :)

39
saolesen bacı, dediin gibi olması için uğraşıyorum! umarım 4. daha güzel olur :/

40
Kurgu İskelesi / Geçmişin Son Kalıntıları 1-5
« : 09 Ocak 2011, 02:10:43 »
                                 GEÇMİŞİN SON KALINTILARI

                                            ÜÇÜNCÜ BÖLÜM;

                                               CANX



         —Atmosferden bu hızla çıkamayız, hızı artır!
         —Bu sakat Naikhum gemisiyle pek mümkün değil!
(Alnına şiddetle mavi, kemikli, soğuk bir parmak dokunur)
         —Hiçbir Naikhum gemisi sakat değildir, sadece bu gemi taşımacılık için tasarlanmıştır, savaşmak veya iki gerizekalının kaçmasını sağlamak için değil.
         —Özürdilerim Senezata, öyle demek istemedim sadece böyle bir anda Loi’nin de uyguladığı baskıyla biraz sinirlendim.
         —şimdi de beni mi suçluyorsun? Hatırlatırım bayan, senin yüzünden buradayız!
         —Özürdilerim efendilerim ama ATMOSFERDEN ÇIKMAYA ÇALIŞIYORUM!

   Üçü’de birbirine laf yetiştirmeyi bırakıp, Keata’ya aracı düzgün kullanabilmesi için yardım ettiler, üç dakika sonra uzay boşluğundaydılar. Hedef ise Drableodia. Keata’nın çaldığı gezegenler arası kargo gemisi sadece Delilah Sistemi içinde görev yapıyordu. Zaten Procyon’da aynı sistemde bulunmaktaydı ancak, Drableodia ve Ashtor’a göre daha uzak bir yörüngedeydi. Bu yüzden bir aylık bir süre sonunda Procyon’a ulaşabileceklerdi. Ama ondan önce, Drableodia’da durup yakıt almaları gerekiyordu. Senezata onlara kızgındı çünkü, onları kaçırmaya yardım etmişti ve kendi görevini hiçe saymakla bir suç işlemişti. Keata’nın gemiden atladıktan sonra üstüne düştüğü bu kargo gemisi özel olarak Senezata tarafından kiralanmıştı. Asıl plan Ashtor’a indikten sonra bu gemiye binip, gezegenden ayrılmaktı ancak Keata’nın bu kadar aceleci olan ruhu bu tür bir plana sadık kalamayacağını göstermişti. Keata gemiye atlamadan önce gemiyi kullanan kişiyi eğer merak ediyorsanız: “Canx”, Kages Yıldız Sisteminden, teknolojiyi evrensel boyutlarda anlayıp, kavrayabilen bir mahluk. Senezata’nın en iyi dostlarından biri ve Ashtor’un sadece ortamını beğendiği için kendi evini, gezegenini ve sistemini bırakıp burada, Delilah’ta, Ashtor’un Leanh kıtasının batı koyunda yaşamayı seçen dahilik ve çılgınlık arasında gidip gelen  beyniyle mutlu bir şekilde yaşayan bu yaratık şu anda geminin depo kısmında, hız limitleyicisini kaldırıp, bu aracı daha da hızlı gitmesi için zorlamaya yönelik bir işlem peşinde oyalanmakta ve kontrolü sorumsuz bir komutan, bir kız çocuğu ve ses telleri olmayan tuhaf bir yaratığa bırakmakta. Bundan da gayet hoşnut.
  
    —Canx, orada her şey yolunda mı?
    —Herşey hiç bu kadar yolunda olamazdı. Limitleyiciyi tam 5 dakikada kaldırdım! Bu benim için bir rekor!
    —İyi de sen orada bulunalı yarım saat oluyor! Bunu bize daha önce neden söylemedin?
    —Dolapta Cydonia bitkisinin meyvelerinden buldum! Oldukça lezzetli, meşgulüm, üzgünüm!
 
(Loi  Senezata’ya dönerek)

    —Arkadaşından resmi olarak nefret ettiğimi gösteren bir belge imzaladım, okumak istermisin?
    —Ona iyi davran! Bize oldukça yardım edecek. Sen bile şaşırırsın.
(Keata, Loi ve Senezata’ya heyecanla bağırarak)
    —Drableodia’ya varmak üzereyiz, tahmini varış süresi bir saat!
    —Geminin hızını artırabilirsin, dostumuz limitleyiciyi kırmış.
    —O zaman sıkı tutunun!

    Keata gemiyi ışık hızının onda ikisi hızında artırır ve Drableodia’dan yedi saniye uzaklıkta hızı düşürür. Neredeyse hiç denilecek kadar az olan bir atmosferi bulunan bu taş parçasındaki üsse iniş yapıp yakıt depolarlar. Yakıt aldıktan sonra tekrar yola çıkarlar. Canx tekrardan kontrolü ele alır. Kontrol çubuklarının altından bir bölme açar.
    —Bakın, siz yakıt doldururken tüm Cydonia’ları bu bölmeye yerleştirdim. Böylece tekrar acıktığmızda o soğuk depoya inmek zorunda kalmayız!
    —O yediğin şey her ne ise, şahsen tadına bakmamayı yeğlerim. Oldukça tuhaf bir görünümü var.
    —Gezegeninde hiç mi yok bunlardan? Oysa her türlü gezegende yetişebilen bir meyvedir. Bir keresinde Güneş sisteminde, Dünya adlı bir gezegendeydim. Orada henüz gezegen birliği kurulmamış. Üzerinde yaşayan en zeki yaratıklar, kendilerini İnsan olarak adlandırmış ve çoğu hala kocaman evrende başka gezegenlerde yaşam olmadığını düşünüyor. Farklı kıtalarda yaşayan insanlar çoğu zaman diğer kıtalarda yaşayanlardan hoşlanmıyor. Oldukça geri kalmış bir uygarlık. Ancak gezegenin sevdiğim tarafı üzerinde çok sayıda Cydonia yetiştirmeleri. Hatta bir birlik kuramadıklarından dolayı kıtalar ve kıtalardan daha küçük olan bölgelerde Cydonia’nın adı türlü çeşit şekle giriyor. Bazıları buna Qince, bazıları Quitte, kimisi Membrillo, bazısı Mela Cotogna ve bir kısmı ise Ayva diyor. Oldukça karışık bir düzen değil mi?
(Üçüde çenesini kapamış {Senezata için geçerli olmasa da} dik dik Canx’a bakarken, Loi söze karışır)
    —Madem orada yaşayanlar başka gezegenlerde yaşam olmadığını düşünüyor, seni görünce verdikleri tepki ne oldu?
    —Sana anlattığım o kadar ilginç isimlendirmeden kafana takılan tek şey bu mu? Neyse ben söyleyeyim, orada gizli bir üsse iniş yaptım. Varlığımdan sadece 24 kişilik bir heyet, 10 tane asker, 5 bilim insanı ve 1’de yüksek yönetici haberdar. Nedense beni diğer insanlardan gizlediler. O insanları korkutabileceğimi düşündüler. Bence saçma ama beni ilgilendirmez. Yüksek miktarda Cydonia depolayıp gezegenden ayrıldım.
    —Bu çok saçma!
O sırada Keata söze karışarak;
    — Gizli üs dedin de aklıma geldi, Procyon’a vardığımızda nereye iniş yapabiliriz? Defond şirketi ve şirketin elindeki tüm tesisleri yok etti…
(Loi Keata’ya gülümseyerek)
    —Aslında aklımda çok iyi bir yer var!

          
             ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜN SONU...

41
Düşler Limanı / Ynt: Cennetin Anahtarları
« : 09 Ocak 2011, 01:51:54 »
Bence hikaye burada kalırsa çok daha iyi olacak çünkü bir devrim hikayesi olması (yada Alara'nın dediği gibi bu romanın{daha uzun yayımlarsan romana terfi edebilecek olan bu hikayenin}) işte anladınız siz, devrim hikayesi olabilmesi için illa ki devrimin olup bitmesi gerekmez. amaç devrim  oldukça bu o kategoriye girebilir bana göre. ve bazı şeylerin açıklanmaması daha güzel bir tat verdi gibi...ama sen bilrsin, yayımlarsan okurum devamını :)

42
Kurgu İskelesi / Ynt: Geçmişin Son Kalıntıları 1 - 2
« : 09 Ocak 2011, 00:19:16 »
Teşekkürler devamını yaklaşık bir saat sonra okuyabilirsiniz :)

43
Kurgu İskelesi / Geçmişin Son Kalıntıları 1-5
« : 08 Ocak 2011, 23:21:51 »
                                             GEÇMİŞİN SON KALINTILARI
                                              
                                                       İKİNCİ BÖLÜM;
                                              
                                                   ASHTOR’A YOLCULUK

          -Keata?
          (kapı açılır) Loi, uyandın demek?
          -Aslında daha önceden uyanmıştım, Senezata’yla konuştuktan sonra tekrar uyudum. Seni sorduğumda hala uyuduğunu söylemişti…
         -…Evet, üç Procyon saati önce uyandım, Senezata bana da seslendi ve etrafı gösterdi, dışarıda Senezata’nın da içlerinde bulunduğu dokuz kişilik bir Tonex örgütü var. Hepsi de Ashtor Gezegeni’nin Kuzey Defans Skuadronu’na bağlılar (A.K.D.S). Senezata, Ashtor Konseyi’ne bizim o gemiyi iyi bir amaç için çalmaya çalıştığımızı kabul ettirdi ve şu anda Procyon’a gidemesek te Ashtorun kapıları bize açık. Sen hazır olduğunda Tonex bizi Ashtor’a götürecek.
        -Ben hazırım ancak anlayamadığım bir konu var, şirket bizi gizli olarak Procyon’a geri alamaz mı?
        -Zechrond Defond, bizi kimin yolladığını biliyordu Loi, artık bir şirketimiz yok, sadece iş bakımından değil, şirket binası bile yok. 113 Drableodiya yılı kaç Procyon yılı biliyorsun değil mi?
        -eğer yanlış hesaplamamışsam ki bu işte iyiyimdir, 7 Procyon yılı sanırım?
        -Biz ona yedi buçuk diyelim, bu süre içerisinde Defond şirketi yok etti, gezegende hain ilan edildik, ve herkes Defond’a boyun eğmek zorunda çünkü geçtiğimiz Procyon yılında Defond yeni “Dorium”[Procyon’da en yüksek yöneticinin(Doriah) yardımcısı] seçildi.
        -Biz öldük!
        -Henüz değil, ancak kötü bir planla Procyon’a dönmemiz imkansız…
        -Ve biz de bir Mox yavrusu gibi Ashtor’a gidiyoruz öyle mi? İşte bu çok iyi.
        -Senezata’ya borçluyuz, o olmasaydı bu aptal tıbbi göktaşından başka gidecek yerimiz olmazdı…
        -Haklısın, ben gidip mavi dostumuza hazır olduğumuzu bildireyim, sen de depodan eşyalarımızı al.
        -Baş üstüne Lordum (bıkkın, usanmış bir tavırla)..
  
   Lord Feloa La Loi, oldukça yetenekli, pek ciddi olmayan bir Procyon vatandaşıydı. Sonradan katıldığı Legrante adlı gizli şirket, gezegendeki sınırlandırılmış özgürlüğün, baskının, etik olmayan bilim araştırmalarının, git gide kötüleşen ekonominin sebebi olan Zechrond Defond adlı, siyasete karışıp gezegendeki tüm dengeleri alt üst eden bir savaş gazisinin etkisi altında sağanak karamsarlık yağışına maruz kalmış halkı onun elinden kurtarmaya çalışıyor, ancak pek bir işe yaramıyordu. Bunun sebebi Defond’un kendisine karşı yapılan birçok saldırı ve olayları olmadan önce görebilmesiydi. Keata ve Loi Defond’un bunu en sonunda nasıl yaptığını öğrenmişti. Elinde bulunan bir gemi uzay ve zaman devamlılığında istediği yönde bir değişim yaratabiliyor ve ve Defond’un eline yarının bilgilerinin geçmesini sağlıyordu. Uzun çalışmaların ardından Legrante başkanı Hertha Kemun, bu geminin yerini tespit etmişti. Keata ve Loi için yapılması gereken tek şey gemiyi bulup şirketin özel hangarına getirmek ve kendi istekleri doğrultusunda gemiyi kullanıp halkı kurtarmaktı ancak Defond’un bu olaydan haberdar olabileceğini düşünmemişlerdi. O gün orada patlayan araç sadece aynı formda ancak uçmaktan başka bir özelliği olmayan bir maketti ki bu Keata ve Loi’yi 7 yıllık bir uykuya sokmuştu. Tabi ki Procyon yılına göre.
  
  Şimdi Loi’nin kafasında tek bir soru vardı; Ashtor’da bir Naikhum ordusuna katılıp yeni bir hayata mı başlayacaktı, yoksa gezegenine geri dönüp itibarını kazanıp, halkı kurtaracak mıydı? Buna sadece kendisi karar veremezdi çünkü Keata’nın yardımı olmadan ve yanında savaşan başka arkadaşları olmadan bu biraz zor görünüyordu. Özellikle Keata’nın sözleri daha önemliydi onun için. Her ne kadar düzeltilmesi gereken bir sistem olsa da Keata herzaman onun için daha önemli olmuştu. Gurur adını verdiğimiz o tuhaf içgüdü onda bulunmazdı. Bu, türe dayalı bir özellik değil kişisel bir şeydi. Bu onu kötü biri yapmazdı ama saygınlığını oldukça düşürüyordu. Yine de başardığı işler ve başarabilecekleri bilindiği için bunun da pek bir önemi yoktu. Ama o yinede emindi, Keata’nın bir vatan sever olması, henüz Procyon’da işlerinin bitmediğini gösteriyordu. Bu yüzden Ashtor’a doğru yola çıkarken Senezata’dan Defond’un etkisini kaldırmak için yardım istedi. Senezata bu soruyu duyunca bir Naikhum’un yüzüne has olan o kızgın ifade beliriverdi ve parmağını Loi’nin alnına dokundurdu;
    
     -Konsey eğer sizi silahsızlandırırsak Ashtor’a ayak basmanıza izin verebileceklerini söyledi, artık Ashtor halkının bir parçasısınız, Medala kıtasının kuzey kıyısında bulunan bir tesise yerleştirileceksiniz ve orada yaşamaya alışacaksınız. Üzgünüm Loi ama şartlar böyle. Ancak böyle güvende olabilirsiniz.
  
    Loi Keata’ya umutsuzca baktı. Keata Loi’ye ne söylendiğini bilmiyordu. Loi ona durumu anlattı. Keata’nın zümrüt yeşili gözlerinin içinde bulunan kramatoforlar anında salgıladıkları karatonoidle alev gibi yanmaya başladı. Tabi Loi bu olayı çoğu zaman gözlemleyebildiği için, Keata’nın bir canavara dönüşmüyor olduğundan emindi. Keata sadece kızmıştı. Ama kızdğında canavara dönüşmekten ziyade bir canavar gibi davranabilirdi. Öyle de davrandı.
  Ashtor’un tozlu atmosferine giren hava filosunun, kapısız, Naikhum icadı araçlarından faydalanan Keata, acil durum Jetpack’ini asılı olduğu askıdan çektiği anda kendini kapıdan dışarı attı!

                

                  İKİNCİ BÖLÜMÜN SONU...

44
Yazarlar / Ynt: Ursula Kroeber Le Guin
« : 30 Aralık 2010, 11:06:04 »
Daha okumam gereken çok kitabı var ancak Her Yerden Çok Uzakta ve Yanılsmalar Kenti'ni okudum ve ikisini de oldukça beğendim, sırada Yerdeniz serisini okumayı düşünüyorum.

45
Ben kesinlikle komunist bir düşünce taşıdığına inanıyorum ve bence böyle olması oldukça iyi, böylece çocuklar kapitalist düzeni öğreneceğine biraz da olsa para olmadan da yaşanabileceğini anlıyorlar, yada onlar anlamıyor da biz anlıyoruz orası başka :D...

Sayfa: 1 2 [3] 4