481
Mitolojiler / Ynt: Vikingler ve İskandinav Mitolojisi
« : 05 Şubat 2011, 11:13:27 »
adam gibi mitoloji, yunandaki gibi naif savaşçılar filan yok... adamlar savaşarak ölmek istiyor ya... odin adına!... 
İletileri Göster
Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz
482
Genel Kültür / Ynt: Gotik Mimari
« : 04 Şubat 2011, 17:55:27 »
gotik mimari bakımından şimdiye kadar var olan akımlar arasında ilk sıralarda yer alır. ışık oyunlarıyla binalarda muhteşem bir atmosfer yaratılır. sanki göğa kadar uzuyormuş hissini veren tavanlar ve sütunlar, kapıların yüksekliği ve işlemeleri, pencerelerin yapısı ve vitraylar hepsi birbirini tamamlayan parçalardır. bu bütünün içine girdiğindeyse insan kendini bu görkem karşısında öyle küçük hisseder, bu karanlıkta bilmediği o kadar çok şey olduğunu düşünür ki kendi kendine yüce bir gücün varlığını kanıtlamış olur. zaten gotik mimarinin en öenmli kullanım alanının kilise ve katedraller olması da bundandır.
ama artık bu insanlar üzerinde pek işe yaramıyor gibi görünüyor. konuştuğum bir alman "gotik mimari mi, hep aynı şey, eğer kilise yapıyorsan gotk, devlet binası yapyorsan barok" demişti umursamaz bir tavırla. katılmamak elde değil tabi.
fakat yine de gotik bir binanın içine girince yaşanan atmosfer bambaşka. ilk paragrafta saydığım hisleri gerçekten yaşıyor insan, binanın yüceliği karşısında başı dönüyor adeta. ha bir de mimarlık okuyacağım ben diyorsa bu şahıs o zaman yukarıdaki etkilere bir de "pencereye de bakayım, o odaya da gireyim tavanı da inceleyeyim" tarzı düşünceler yüzünden boyun fıtığı olma riski ekleniyor...
ama artık bu insanlar üzerinde pek işe yaramıyor gibi görünüyor. konuştuğum bir alman "gotik mimari mi, hep aynı şey, eğer kilise yapıyorsan gotk, devlet binası yapyorsan barok" demişti umursamaz bir tavırla. katılmamak elde değil tabi.
fakat yine de gotik bir binanın içine girince yaşanan atmosfer bambaşka. ilk paragrafta saydığım hisleri gerçekten yaşıyor insan, binanın yüceliği karşısında başı dönüyor adeta. ha bir de mimarlık okuyacağım ben diyorsa bu şahıs o zaman yukarıdaki etkilere bir de "pencereye de bakayım, o odaya da gireyim tavanı da inceleyeyim" tarzı düşünceler yüzünden boyun fıtığı olma riski ekleniyor...
483
Genel Kültür / Ynt: Doğum Tarihine Göre Kişiliğiniz
« : 04 Şubat 2011, 17:39:41 »Alıntı
1 Mart-10 Mart
Duygularının farkında olan, bağımlılıklarına düşkün, kimi zaman değişken.
Sosyal hayatta çekici kimliğiyle ilgi uyandıran, mütevazi ve çok sevilen.
Ailesine düşkün, evini yuvasını önemseyen, aşkta tutkulu, güzel düşünen.
Kötülük bilmeyen, kendine yapıldığında oldukça etkilenen.
Muazzam yeteneklere sahip, sezgileri güçlü, olacakları hissedebilen.
Karşı cins üzerinde duruşu, tavırları, fiziksel özellikleriyle oldukça beğenilen.
tutmuş sanki...
484
Genel Kültür / Ynt: Hangi Edebiyat?
« : 04 Şubat 2011, 17:34:15 »
tek alman edebiyatı insanı ben... kafka'nın k'si yeter... onun dışında şu an burada sayamayacağım kadar önemli isimler var. bir de şöyle birşey daha var ki alman edebiyatının dünyaca ünlü temsilcilerine bakarsak pek aklı selim bir insana rastlayamayacağız. evet, seviyorum bu durumu...
kafka'nın k'si yeter... onun dışında şu an burada sayamayacağım kadar önemli isimler var. bir de şöyle birşey daha var ki alman edebiyatının dünyaca ünlü temsilcilerine bakarsak pek aklı selim bir insana rastlayamayacağız. evet, seviyorum bu durumu...
485
Liman Kütüphanesi / Ynt: Nasıl kitap okursunuz?
« : 04 Şubat 2011, 17:13:31 »
normal boyutlarda kitapları bir yere yaslanıp ayaklarımı uzatarak okuyorum. ama devasa boyutta olanları yüzüklerin ffendisi tek cilt boyundakileri bağdaş kurup kucağıma koyuyorum öyle okuyorum... ders kitaplarını genellikle yatarak veya en çok uyku getiren pozisyonda okuyorum... 
486
Sinema / Ynt: Film'lerde her zaman Olan şeyler
« : 04 Şubat 2011, 16:48:13 »
bir de korku filmlerinde sarışınların ilk ölen olması hadisesi var hala çözemedim...
487
Müzik / Ynt: Rammstein
« : 04 Şubat 2011, 14:52:07 »
babalar!..
1 - rammstein tuhaf bir gruptur zira ingilizce'nin artık evrensel dil olduğu bir dünyada inadına anadil derler. çünkü bilirler ki insan ancak yaşadığı coğrafyanın ona öğrettiği dille gerçekten düşünebilir. bu yüzden anadilden vaz geçmezler asla. aşk şarkısı dediğin anadilde söylenir derler ve bunu da stirb nict vor mir ile ispat ederler.
2 - almanca gibi, almanların tabiriyle die sprache der dichter und denker, (şairlerin ve filozofların dili, ki buna karşı çıkamayacağım çünkü uzun bir dönem edebiyatın ve felsefenin anadili almanca'ydı.) oldukça zor ve önyargılar olan bir dili bu kadar iyi kullanmaları ve klasik alman edebiyatıyla birleştirmeleri. örnek olarak rosenrot ve dalai lama goethe'nin şiirlerinin yeniden yorumlanmışıdır hep. daha çok var gerçi.
3 - edebiyat manyağı bir insan olarak sözler benim için müzikten hep bir adım daha önde. r+ da şarkı sözlerindeki şairanelik ve konu seçimleriyle kalbimi kazanıyor tabi. hemen bir örnek verelim: bana kaç şarkı söyleyebilirsiniz ki içinde annesi babası evde olmayan bir küçük çocuğun çıkardığı yangın çocuğun düşünceleriyle anlatılmış olsun.
4 - yine konulardan devam edeceğim. politik konularda da yazıyorlar ki bu sayede siyasi görüşlerinin ne olduğunu tartışanlara links 2 3 4 diyerek sonuna kadar sol yolda olduklarını söylüyorlar.
değişik, fazla işlnmeyen konu demişken gelilim r+'ın pornografik içeriğine. evet ister kabul edin ister etmeyin (mesela beyaz rusya etmiyor, orda devlet düşmanı mı halk düşmanı mı ne ilan edildi bu adamlar) var böyle birşey. bildiğimiz tecavüzü anlatabiliyor şarkılar ve bunu kurbanın ağzından da anlatmıyor. mesela hatırlayanlar var mı bilmiyorum ama Josef Fritzl diye bir yaratık (insan demeye dilim varmıyor) vardı, işte wiener blut şarkısı da bu olaya dokunur.
sonra bir de pussy olayı var ki eminim hepiniz duymuşsunuzdur. evet biraz ses getirme olayları vardı bunu yaparken ama hemen eğri oturalım ve mtv'de yayınlanan kliplerin %85'in göz önüne alalım, hepsi kadın cinselliğini pazarlamakta ve burdan para kazanmakta. müzik kanalıydı mtv değil mi...
5 - şimdi müziğe geliyorum. rammstein'ın müziği eğer o grupta flake olmasaydı hakikaten de hiçbir halta benzemezdi, tekdüze birşey olurdu ama flake o tekdüze müziği alıyor, boydan boya değiştiriyor. ne yapıyor nasıl yapıyor bilmiyorum ama müzikteki o bariz elektronik etkiden nefret eden bana bile sevdirdi yaptığı işi.
6 - unutulmaz sahne performansı... böyle tiyatrallık görülmedi sahnede. zaten bilen biliyor fazla uzatmayacağım bu kısmı... kısaca ateşli bir sahneleri var diyelim...
r+'ın benim için anlamı büyüktür. dediğim gii öncce sözler gelir. hiçbir göğüs süt ağlamadı diyen bir grup tabi ki baş tacı olacak ama bunun yanında rammstein insanın karanlık yönlerini çok iyi bilen, çok iyi deşen bir grup ama bunu yaparken o kadar da acıtmıyor canını, acıtsa bile merak etme yalnız değilsinin altını çok güzel çiziyor. hüzün de delilik de nedir yaşayabiliyor insan rammstein şarkılarında...
ayrıca burdan beni duymasalar da kendilerine bir teşekkürü borç bilirim. geçen kendilerini konu ettiğim sınavımda müthiş bir performans sergilememi sağlamışlardır kendileri...
ps. bu adamlar olunca konu tutamıyorum efendim kendimi ne yaparsınız...
1 - rammstein tuhaf bir gruptur zira ingilizce'nin artık evrensel dil olduğu bir dünyada inadına anadil derler. çünkü bilirler ki insan ancak yaşadığı coğrafyanın ona öğrettiği dille gerçekten düşünebilir. bu yüzden anadilden vaz geçmezler asla. aşk şarkısı dediğin anadilde söylenir derler ve bunu da stirb nict vor mir ile ispat ederler.
2 - almanca gibi, almanların tabiriyle die sprache der dichter und denker, (şairlerin ve filozofların dili, ki buna karşı çıkamayacağım çünkü uzun bir dönem edebiyatın ve felsefenin anadili almanca'ydı.) oldukça zor ve önyargılar olan bir dili bu kadar iyi kullanmaları ve klasik alman edebiyatıyla birleştirmeleri. örnek olarak rosenrot ve dalai lama goethe'nin şiirlerinin yeniden yorumlanmışıdır hep. daha çok var gerçi.
3 - edebiyat manyağı bir insan olarak sözler benim için müzikten hep bir adım daha önde. r+ da şarkı sözlerindeki şairanelik ve konu seçimleriyle kalbimi kazanıyor tabi. hemen bir örnek verelim: bana kaç şarkı söyleyebilirsiniz ki içinde annesi babası evde olmayan bir küçük çocuğun çıkardığı yangın çocuğun düşünceleriyle anlatılmış olsun.
4 - yine konulardan devam edeceğim. politik konularda da yazıyorlar ki bu sayede siyasi görüşlerinin ne olduğunu tartışanlara links 2 3 4 diyerek sonuna kadar sol yolda olduklarını söylüyorlar.
değişik, fazla işlnmeyen konu demişken gelilim r+'ın pornografik içeriğine. evet ister kabul edin ister etmeyin (mesela beyaz rusya etmiyor, orda devlet düşmanı mı halk düşmanı mı ne ilan edildi bu adamlar) var böyle birşey. bildiğimiz tecavüzü anlatabiliyor şarkılar ve bunu kurbanın ağzından da anlatmıyor. mesela hatırlayanlar var mı bilmiyorum ama Josef Fritzl diye bir yaratık (insan demeye dilim varmıyor) vardı, işte wiener blut şarkısı da bu olaya dokunur.
sonra bir de pussy olayı var ki eminim hepiniz duymuşsunuzdur. evet biraz ses getirme olayları vardı bunu yaparken ama hemen eğri oturalım ve mtv'de yayınlanan kliplerin %85'in göz önüne alalım, hepsi kadın cinselliğini pazarlamakta ve burdan para kazanmakta. müzik kanalıydı mtv değil mi...
5 - şimdi müziğe geliyorum. rammstein'ın müziği eğer o grupta flake olmasaydı hakikaten de hiçbir halta benzemezdi, tekdüze birşey olurdu ama flake o tekdüze müziği alıyor, boydan boya değiştiriyor. ne yapıyor nasıl yapıyor bilmiyorum ama müzikteki o bariz elektronik etkiden nefret eden bana bile sevdirdi yaptığı işi.
6 - unutulmaz sahne performansı... böyle tiyatrallık görülmedi sahnede. zaten bilen biliyor fazla uzatmayacağım bu kısmı... kısaca ateşli bir sahneleri var diyelim...
r+'ın benim için anlamı büyüktür. dediğim gii öncce sözler gelir. hiçbir göğüs süt ağlamadı diyen bir grup tabi ki baş tacı olacak ama bunun yanında rammstein insanın karanlık yönlerini çok iyi bilen, çok iyi deşen bir grup ama bunu yaparken o kadar da acıtmıyor canını, acıtsa bile merak etme yalnız değilsinin altını çok güzel çiziyor. hüzün de delilik de nedir yaşayabiliyor insan rammstein şarkılarında...
ayrıca burdan beni duymasalar da kendilerine bir teşekkürü borç bilirim. geçen kendilerini konu ettiğim sınavımda müthiş bir performans sergilememi sağlamışlardır kendileri...
ps. bu adamlar olunca konu tutamıyorum efendim kendimi ne yaparsınız...
488
Müzik / Ynt: Korpiklaani
« : 04 Şubat 2011, 14:41:30 »
kædet siipina diye bir şaheserleri var bu beylerin ki alır götürür... tavsiyedir...
489
Başka Kurgular / Ynt: Anna Karenina
« : 04 Şubat 2011, 14:08:20 »
muhteşem bir kitap. rus toplumunda kadının yeri nedir tam olarak gösteriyor. karakterlerin işlenişi, o ruhsal buhranların anlatılışına girmiyorum bile. ama en önemli özelliği bence alttan alttan verdiği siyasi mesajdır. her ne kadar kitabın baş kahramanları anna ve vronski gibi görnse de aslında lenin'dir biraz olayı götüren çünkü tolstoy lenin'in ağzından söyler tüm düşüncelerini.
490
Liman Kütüphanesi / Ynt: Paragrafları Atlamak...
« : 04 Şubat 2011, 13:57:52 »
ben çevirmenin hayatını bile okuyorum ya, bir tuhaf oldum şimdi...
491
Sinema / Ynt: Mr. Nobody | Bay Hiçkimse (2009)
« : 04 Şubat 2011, 13:41:15 »
şu karmaşıklıktaki bir filmi altyazısız ve almanca dublajla izlemiştim ama yine de birşeyler anlamıştım. bence ip uçlarını doğru toplamak gereken bir film kendisi. ancak o zaman net birşeyler beliriyor insanın kafasında.
492
Sinema / Ynt: Good Bye Lenin~Elveda Lenin
« : 04 Şubat 2011, 13:18:50 »
özellikle alman tarihinden ve berlin duvarından nefret etmiş bir insan olarak bu filmi kesinlike tavsiye ederim. 10 üzerinden 8 alır bence rahatlıkla. devletin tarihini değil ama bu tarihin insanların üzerindeki etkisini inanılmaz bir yalınlıkla anlatmış. rejime yürekten bağlı bir anne ve artık biraz da olsa özgürlük isteyen çocuklar ve komünizmden kapitalizme geçişin sancıları...
493
Sinema / Ynt: C.R.A.Z.Y (ÇILGIN)
« : 04 Şubat 2011, 12:59:40 »
çok uzun zaman oldu izleyeli, parça parça şu an aklımda kalan sahneler ama gerçekten etkileyici bir filmdi. insan ilişkileri ve bir ruhun gelgitleri çok iyi yansıtılmış.
494
Yazarlar / Ynt: Ray Bradbury
« : 03 Şubat 2011, 20:32:54 »
fahrenheit 451 için yazdığı önsözden bir alıntı "Şenlik Ateşi" isimli bir öyküsünden alıntı yapmış kendisi de:
"William Peterson'u rahatız eden şey, Shakespeare, Aristo, Platon, Johnathan Swift, William Faulkner, Robert Frost'un ve belki, John Donne ve Robert Herrick'in şiirleri idi. Bütün bunlar, düşünün, şenlik ateşine atılacaktı. bundan sonra çıra olarak kullanılacak şeyleri düşündü Sonunda olacakları şey buydu) Michelangelo'nun muhteşem heykellerini; El Greco'yu ve Renoir'ı ve böyle devam etti. yarın hepsi ölmüş olacaklardı. Shakespeare ve Frost, Huxley, Picasso, Swift ve Beethoven'la birlikte, kendi sıradışı kütüphanesi ve sıradan bir insan olan kendisi..."
evet otobüsteydim, evet ağladım ve evet etrafımdaki bir sürü insan tip tip bana baktı ama yüreğim insanoğlunun kitaplara ihtiyacı olmadığı zamanı düşünmeyi kaldıramadı işte...
"William Peterson'u rahatız eden şey, Shakespeare, Aristo, Platon, Johnathan Swift, William Faulkner, Robert Frost'un ve belki, John Donne ve Robert Herrick'in şiirleri idi. Bütün bunlar, düşünün, şenlik ateşine atılacaktı. bundan sonra çıra olarak kullanılacak şeyleri düşündü Sonunda olacakları şey buydu) Michelangelo'nun muhteşem heykellerini; El Greco'yu ve Renoir'ı ve böyle devam etti. yarın hepsi ölmüş olacaklardı. Shakespeare ve Frost, Huxley, Picasso, Swift ve Beethoven'la birlikte, kendi sıradışı kütüphanesi ve sıradan bir insan olan kendisi..."
evet otobüsteydim, evet ağladım ve evet etrafımdaki bir sürü insan tip tip bana baktı ama yüreğim insanoğlunun kitaplara ihtiyacı olmadığı zamanı düşünmeyi kaldıramadı işte...
495
Ravenloft / Ynt: Ben Strahd, Azalin'le Savaş
« : 03 Şubat 2011, 18:58:30 »
taze bitti diyebilirim. daha çok diyaloglar üzerine kurulmuş bir kitap ve azalin iel strahd'dın birbirlerine "laf sokmaları" gerçekten eğlenceli, insan birinin bir lich diğerinin de vampir olduğunu unutup iki küçük çocuğun oyuncak paylaşma kavgasına benzetiyor arada ama sıkmıyor ve keyifle okunuyor.
kitabın sonuna gelirsek benim anladığım kadarıyla oradaki gizemli kişi azalin'in bir hizmetkarı çünkü sizin de dediğiniz gibi bir vampir olduğu kesin ve azalin savaştan önce kendisine strahd'la aynı tabiata sahip hizmetkarlar yaratmıştı. ben o adamın onlardan biri olduğunu düşündüm. çünkü dükkandan içeri girdiği an etrafın buz gibi soğuduğundan(azalin'in özelliği) bahsediyordu ve en sonunda "kokusunu aldım, artık benden kaçamaz, kendime güzel bir ziyafet çekeceğim." tarzında şeyler söylüyordu, strahd ya da hiçbir hizmetkarı bunu söylemez diye düşünüyorum.
kitabın sonuna gelirsek benim anladığım kadarıyla oradaki gizemli kişi azalin'in bir hizmetkarı çünkü sizin de dediğiniz gibi bir vampir olduğu kesin ve azalin savaştan önce kendisine strahd'la aynı tabiata sahip hizmetkarlar yaratmıştı. ben o adamın onlardan biri olduğunu düşündüm. çünkü dükkandan içeri girdiği an etrafın buz gibi soğuduğundan(azalin'in özelliği) bahsediyordu ve en sonunda "kokusunu aldım, artık benden kaçamaz, kendime güzel bir ziyafet çekeceğim." tarzında şeyler söylüyordu, strahd ya da hiçbir hizmetkarı bunu söylemez diye düşünüyorum.