Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Good Life

Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6
46
Müzik / Ynt: Green Day
« : 14 Mart 2011, 17:04:39 »
Önceleri bu grubu ilk dinlemeye başladığımda 'Holiday' ve 'American Idiot'a kafayı çok fena takmıştım fakat bu grubun en sevdiğim şarkısı kesinlikle 'Minority'  :)
İsyankar, yerinde durmayan zirzop bir grup harika parçaları var ve kesinlikle dinlenmeli ..
sözleri anlamasan bile müziğinden keyif alırsın  ;) :)

47
Müzik / Ynt: Bu şarkı kesinlikle benim dediğiniz
« : 14 Mart 2011, 17:01:38 »
One Republic - Good Life
TNK - Yine Yazı Bekleriz

48
Müzik / Ynt: Kurban
« : 14 Mart 2011, 17:00:38 »
'Yine' ve 'Yosma' diyorum başka bir şey demiyorum  :D

49
Müzik / Ynt: Linkin Park
« : 14 Mart 2011, 16:58:57 »
Harika bir grup Linkin Park.Soundtrackları mükemmel ! Kesinlikle en sevdiğim gruplardan biri ayrıca hemen hemen herkesin bildiği gibi ' NUMB ' gibi olağanüstü bir şarkıları var ne söylenebilir ki başka.Tabi benim favorilerimden biri olmasına rağmen Linkin Park denildiğinde aklıma ilk gelen şarkılar 'Faint' ve 'Given Up'tır.'In the End' i de unutmamak gerekir  :)..

50
Müzik / One Republic
« : 14 Mart 2011, 16:33:29 »
OneRepublic’in öyküsünün tamamını bilmeyenler, onların dünyanın ünlü süper yapımcılarından biri tarafından keşfedildikten sonra “bir gecede” ünlü olan yetenekli bir rock grubu olduğunu düşünebilir. Grubun remiksi Timbaland tarafından yapılan ilk single’ı “Apologize,” haftalarca En Çok Dinlenen 100 şarkı arasında ilk 5’te kaldıktan sonra 2 numaraya kadar yükseldi. Şarkı yasal yollarla iki milyon kez indirilerek satıldı, aylarca En İyi 40 listesinde ilk sıradaki yerini korudu ve tek bir haftada 10.000 kezden daha fazla çalınarak radyolarda en çok çalınan şarkı rekorunu kırıp tarihe geçti.
Bütün bunlar yılın en çok merak edilen CD’lerinden biri olan ve OneRepublic’in ilk kez Mosley Music Group/Interscope’tan çıkarttığı albümü Dreaming Out Loud ile ilgili beklentileri yükseltiyor.

Ancak, grubun başarısını bir gecede elde edilen bir başarı olarak açıklamak uzağı görememek ve hataya düşmek olur. Aynı zamanda bu grubun başarı yolundaki macerası ve o yolculuğun bu albümdeki derin sözlere nasıl yansımış olduğu da gözden kaçar. Muhalefeti ve düş kırıklığına uğramayı göze alarak, OneRepublic düşlerinden hiç vazgeçmedi – ve sonunda bu azminin karşılığını görüyor.

OneRepublic, Mosley Music grubunda yer alan ilk rock grubu olsa da, OneRepublic’in baş solisti Ryan Tedder ile Timbaland’ın yolları daha önce de kesişmişti. O zamandan bu yana, OneRepublic dolambaçlı bir yolculuk yaptı. O yolculuk 2001 yılında başladı. Tedder Nashville’de yaşıyordu ve bir şarkı-şarkıcı yarışmasında birinci gelerek bir plak anlaşması yapmıştı; bu da “sadece akılda kalacak bir melodi”den fazlasını yazabilen bir besteci olmak isteyen biri için yeteneğinin oldukça sağlam bir kanıtıydı. “İyi bir pop şarkısı gibisi yoktur, ama hatırlanmakla inandırıcı olmak arasında ince bir çizgi vardır” diyor Tedder.

Ortak bir arkadaşları sayesinde, Tedder kendisiyle çalışmak istediğini söyleyen Timbaland’dan bir davet aldı. Tıpkı filmlerdeki gibi, 21 yaşındaki Tedder işini bıraktı, alet almak için arabasını sattı ve “Timbaland Üniversitesinde 101 kodlu Prodüksiyon dersine” kayıt oldu. Bu birinci sınıf yapımcının kanatlarının altında, Tedder Miami’den New York ve Los Angeles’e kadar bütün stüdyoların nasıl çalıştığını öğrenme fırsatını elde etti; “Bir düş gerçek olmuş gibiydi.” Bu eğitim çok yararlı olsa da, öğretmeni Tedder’ı yapımcı olarak yetiştirmeye çalışırken, Tedder’ın sanatçı olmak istediği açıktı. İki yıl sonra Timbaland’ın da onayını alarak Tedder kendi yoluna gitti ve kısa süre sonra o çocuk oldu. “Alias” takma adıyla çalışan Tedder, techno yıldızı Paul Oakenfold’dan pop/R&B şarkıcıları Leona Lewis ile Natasha Bedingfield ile rap şarkıcısı Bubba Sparxxx’a kadar birçok sanatçının yapımcısı oldu ve şarkı yazdı. Sadece geçen yıl, Tedder’ın yazdığı ve yapımcılığını yaptığı şarkılardan üç tanesi uluslararası listelerde 1 numara oldu, bir tanesi ilk 10’a, aralarında Jennifer Lopez’in 20. sıradaki şarkısı “Do It Well” de bulunan iki tanesi de ilk 40’a girdi.

Ama Tedder’ın mikrofonun önündeki insan olma arzusu hala dipdiriydi. 2002’de Colorado Springs’e döndü ve çocukluğunda Barcelona İspanya’da klasik gitar okuduktan sonra Colorado Springs’e taşınmış olan lise arkadaşı gitarist Zach Filkins’i aradı.

2003’te Tedder ile Filkins bir grup oluşturmak için Los Angeles’a taşındılar. Kısa sürede bunun kolay bir iş olmadığını anladılar ve geçim sıkıntısına düştüler. Kimi zaman yiyecek almak için bile paraları olmuyordu. Bu zorluklar grubu bir arada tutmayı güçleştiriyordu ve grup elemanları sürekli değişiyordu- sonunda Tedder ile Filkins, Drew Brown (gitar), Brent Kutzle (bas, çello) ve Eddie Fisher (davul) ile ilişki kurdular.

Artık bu sabit elemanlardan oluşan OneRepublic büyük bir plak anlaşması yaptı ama çeşitli sebeplerle anlaşma bozuldu; boşlukta kaldılar ve moralleri bozuldu. “Bulunduğumuz yere gelmek için gösterdiğim o kadar çabadan sonra atlatılmak bütün heyecanımı söndürdü” diyor Tedder. “(Grup olarak) yola devam etmek istediğimizden emin değildik.” Ancak aynı sıralarda MySpace’deki web sayfalarına binlerce kişi girmeye başlamış ve onları sitenin en büyük grubu haline getirmişti. “Belki de müzik iklimi değişmişti” diye açıklıyor Filkins. “Aniden bir şarkımız yüzünden intihardan vazgeçtiklerini veya anne-babalarının boşanmasına katlanma gücü bulduklarını söyleyen gençlerden mesajlar almaya başlamıştık. Sonunda dinleyicimize ulaşabilmiştik. Kendimize ‘artık bırakamayız’ dedik.”

Hemen sonrasında, aralarında Timbaland’ın Mosley Music Group adına yaptığı teklif de bulunan plak anlaşmaları yağmaya başladı. Timbaland, Tedder’ın yeteneğinin büyüklüğünü ve OneRepublic’in potansiyelini ilk elden biliyordu. Bu yüzden Tim, OneRepublic’i Mosley Music Group ailesine katıp, onları bu plak şirketinin ilk rock grubu yapınca ve Dreaming Out Loud’ın yapımcılığını üstlenince, başa dönülmüş oldu.

O zamandan bu yana OneRepublic’in elde ettiği başarı kimilerini şaşırtmış olsa da grubun solisti/şarkı yazarı hiç şaşırmamış. “En zor şey bir numara olacak bir şarkı yazmaktır“ diyor Tedder, “ama bazen çok özel bir şey yazmış olduğunuzu bilirsiniz. ‘Apologize’ı bitirdiğim anda, tüylerim diken diken olmuştu.”

Bu sezgilerin doğru olduğunun ilk kanıtı 2007 başlarında geldi. Bu tarihte Timbaland (Dreaming Out Loud’da hem orijinali hem de remiksi bulunan) “Apologize” için yaptığı remiksi platin seçki Timbaland Presents: Shock Value adlı derlemeye aldı.
“Ryan harika bir insan, harika bir şarkı yazarı ve çok yetenekli bir müzisyen” diyor Timbaland. “OneRepublic’in elemanları birbirlerinin yaratıcılığını ortaya çıkartıyor. Birlikte çok uyumlu çalışıyorlar, kimyaları doğal bir biçimde birbirini tutuyor.”
Prodüksiyonunun büyük bölümü Greg Wells (Rufus Wainwright, Pink, Mika) tarafından, birkaç tanesi ise Tedder’ın kendisi tarafından yapılan şarkılarda bu uyum oldukça belirgin; örneğin anıtsal gitarlarla güçlü vokalleri bir araya getiren ikinci single “Stop And Stare”de ve (prodüksiyonu Tedder tarafından yapılan üç şarkıdan biri olan) iddiasız balad “Come Home”da. Dreaming Out Loud’da insanların pazarlama stratejileri yerine, gerçek hakikatlerden söz eden gerçek şarkılar istediği fikrine kendini adamış bir grupla karşı karşıyayız.

Hep kaderden ve zamanlamadan söz edilir; bunlar OneRepublic’in çok iyi bildiği şeyler. Defalarca başarıya ulaşmak üzereyken yaşadıkları düş kırıklığı ile istediklerini elde etme arasında gidip gelen OneRepublic, düşlerine hep sadık kaldı – ve bu düşlerin hayal bile edemeyecekleri biçimde gerçekleştiğini gördü. Tedder’a göre, “kontrol edebileceğiniz bazı şeyler vardır, bunlar çok çalışma, kararlı olma, çok isteme gibi şeylerdir, ama zamanlamayı kontrol edemezsiniz. Bir şey yalnızca olması gerektiği zamanda olur, şu anda OneRepublic için olan budur. Çok uzun zaman aldı ama bütün bunlar tam zamanında oldu.


MTV
 
Albümler (Single'lar hariç)

    * 2007: Dreaming Out Loud
    * 2009: Waking Up

Üyeler                                            

Şimdiki

    * Ryan Tedder - vokal, gitar, piyano
    * Zach Filkins - gitar, vokal
    * Eddie Fisher - davul, perküsyon
    * Brent Kutzle - bas gitar, çello, vokal, klavye
    * Drew Brown - gitar

Eski

    * Tim Myers - bas gitar

'' http://www.onerepublic.net/splash/ ''

Şarkılarının Birkaçı


1.All We Are
2.All The Right Moves
3.Good Life (   ;) )
4.All Fall Down
5.Prodigal
6.Apologize
7.Say (All I Need)
8.Stop and Stare
9.Come Home
10.Secrets
11.Goodbye Apathy
12.Everybody Loves Me
13.Marchin On
14.Made For You
15.Fear
16.Lullaby
17.Tyrant
18.Mercy
19.Won't Go
20.Missing Persons
21.Waking Up
22.Someone To Save You
23.Passenger
24.Dreaming Out Loud

Ayrıca !

2008 TEEN CHOİCE AWARDS/Choice Rock Track ("Stop and Stare")        >
2008 MTV ASİA AWARDS/Best Hook Up ("Apologize") shared with Timbaland > Ödüllerini Kazanmışlardır.
2010 ENKA MUSİC AWARDS(Poland)/Band Of The Year (International)     >

Yorum
Müzik zevki kulaktan kulağa değişir fakat bu adamların yaptığı müzik insana ne anlatmak istiyorlarsa onu hissettiriyor.

51
Düşler Limanı / Aşk, ihaneti affedebilir mi ?
« : 14 Mart 2011, 01:38:18 »
-Bak.Seni bekliyor yalnızlığım görmüyor musun ?
+Gördüğüm sadece ıslanan ve pişman bir ifade..
-Biliyorum yanlıştı.Biliyorum hataydı ama yeterince susmadın mı yanmadı mı canım yeterince ? Söylesene !

Bu sözler sarf edildiğinde Will yağmurun altındaydı, Angelina ise O'nu dinliyordu.Erkeğim dediği bir adamın çırpınışını seyrediyordu.Will tekrar bağırdı:
-Söylesene ! Cevap ver !
Angelina ağlıyordu artık ama yağan yağmur gözyaşlarına bir maskeydi sanki ve hala susuyordu sadece o'nu izliyordu gözlerine bakıyordu.Aşk, sevgi ihaneti örtebilir miydi ? Yok sayabilir miydi gururu ?  Ya da önemli olan bildikleri miydi ?
-Angel, susma lütfen sus-ma ..
Derken Will, dizlerinin üzerine çökmüş, başını eğmiş ve ağlamaya başlamıştı bile.Yerdeki çakıllara aldırmadan yumrukluyordu yeri.Kalktı, arkasına dönerek bağırmaya başladı.' Affet Beni ' ..

Bir yaz akşamı bu kadar yağmur yağabilirdi belki de .Durmuyordu yağmur sanki alacaklıymış gibi saldırıyordu geceye, yeryüzüne.Susmak istemiyordu belli ki O'nun da anlatacakları vardı O'nun da pişmanlıkları vardı O'nun da ihanetleri..

Will tekrar arkasını döndüğünde Angelina pencerede değildi.Kapıda O'nu izliyordu.Sadece sustu bir anda.Kelimeler boğazına dizilmiş gibiydi.Angelina bir adım attı ve ıslanmaya başladı sonra bir adım daha attı ve Will'e doğru koştu.Ağlıyordu, koşuyordu yağmurla beraber affediyordu.Gök, gürültü yapmaya başladığında birbirlerine sarılıyorlardı.Dakikalarca, sımsıkı olabilecek en içten halleriyle sarıldılar birbirlerine.Birbirlerinden ayrıldıklarında ise:
+Sen gördüğüm en iğrenç, en aşağılık adamsın ama seni çok seviyorum

Ve aşk bir kez daha galip gelmişti.İhaneti unutmak kolay değildi geçen dört ay boyunca fakat Angelina akıllı bir kadındı, öfkesinin O'nu kullanmasına izin vermedi herşeyi düşünmüştü ve doğru olanın bu olduğunu biliyordu.

İlk büyük kavgalarını ettikleri gece olmuştu herşey.Will kapıyı vurarak çıkmıştı ve sabaha kadar gelmemişti.Angelina, haksız olduğunu geç de olsa anlasa da Will o gece gerçek suçu işlemişti.Bir bara gitmiş zil zurna sarhoş olana dek içmiş ve geceyi başka bir kadınla geçirmişti.Ertesi gün neler olduğuna neler yaptığına şaşırmıştı, şok olmuştu, dövünmüştü fakat olan olmuştu ve yapacağı tek şey gidip herşeyi anlatmaktı çünkü anlamsız bir kavga yaşamış olsalar bile bu bir özür bir telafi olamazdı.

Eve vardığında mutfak masasında güzel bir kahvaltı O'nu bekliyordu.Şaşırmıştı ama mutlu olamadı.Angelina yatak odasından çıkıp sevgilisini görünce hemen boynuna sarılmıştı fakat Will O'na sarılmıyordu.Bir soğukluk sezmişti önce fakat belli etmedi sonra özür dilemeye başlayacaktı ki Will O'ndan önce davranıp herşeyi en başından anlatmaya başladı.Will konuştukça adım adım uzaklaştı erkeğinden kadın.Gözleri doluyordu aslında ağlamamak için kendini tutuyordu.Will sözlerini bitirdiğinde kadının gözleri yaşlarını tutamayacak kadar ağırlaşmıştı tane tane ağlıyordu şimdi.Bir adım yaklaştı ve içindeki öfkeyi boşaltmak için elini adamın sağ yanağıyla sert bir şekilde birleştirdi sonra kapıyı gösterdi ve gitmesini istedi.

Angelina herşeyi düşünmüştü.Neyin doğru neyin yanlış olduğunu, neyin gerçek neyin sahte olduğunu biliyordu ve affedebilirdi çünkü biliyordu: Erkeği de O'nu seviyordu.

52
Müzik / Ynt: Şarkı Sözleri
« : 13 Mart 2011, 23:59:25 »
One Republic - Good Life

[Verse 1]

Woke up in London yesterday
Found myself in the city near Piccadilly
Don't really know how I got here
I got some pictures on my phone

New names and numbers that I don't know
Address to places like Abbey Road
Day turns to night, night turns to whatever we want
We're young enough to say

[Chorus]

Oh this has gotta be the good life
This has gotta be the good life
This could really be a good life, good life

Say oh, got this feeling that you can't fight
Like this city is on fire tonight
This could really be a good life
A good, good life

[Verse 2]

To my friends in New York, I say hello
My friends in L.A. they don't know
Where I've been for the past few years or so
Paris to China to Col-or-ado

Sometimes there's airplanes I can' t jump out
Sometimes there's bullshit that don't work now
We are god of stories but please tell me-e-e-e
What there is to complain about

[Bridge 1]

When you're happy like a fool
Let it take you over
When everything is out
You gotta take it in

[Bridge 2]

Hopelessly
I feel like there might be something that I'll miss
Hopelessly
I feel like the window closes oh so quick
Hopelessly
I'm taking a mental picture of you now
'Cuz hopelessly
The hope is we have so much to feel good about

53
Sinema / Ynt: The Last Airbender | Son Havabükücü
« : 13 Mart 2011, 23:36:18 »
Çizgi filmini soluksuz izlediğim( hatta bir ara 4.kitabı yazmaya bile kalkıştım  ;D ) ve olağanüstü bir merakla beklediğim bir filmin bu kadar berbat olabileceğini düşünmemiştim.Muhteşem bir kurgu bu kadar berbat ve bu kadar gereksizce yorumlanırdı diyorum sadece.Hiç bir zevk almadım heyecanla gittiğim sinemadan neredeyse ağlayarak çıkıyordum  :-\

54
Mitolojiler / Ynt: Poseidon
« : 13 Mart 2011, 13:49:54 »
Söylenecek çok şey var ama bir çoğu söylenmiş zaten fakat; Percy Jackson : Son Olmyposlu filmindeki Poseidon tiplemesi böyle babacan bir tip olarak verilmiş ki bnm okuduğum ki bir çok arkadaş da bunu belli etmiş burada, Poseidon azmin ve hırsın simgesiydi, denizlerin, depremlerin ve atların tanrısıydı bu da olağanüstü gücüyle hükmetmeye ve O'nu acımasızlaştırmaya sürüklemiştir.Geldiği ailede büyük 3 kardeşten biri olmaksa O'nu kendi davasınada O'na göre haklı kılan nedenlerden biri.
Hırsı ve azmi Atlantis'inde yok olmasıyla O'nu daha da yalnızlaştırmıştır.
Alıntı
Asıl ben şey'e şaşırıyorum. Zeus tanrı olabilme gibi bir şey vaat ediyor Percy'e ama o kabul etmiyor. Ben olsam kabul ederdim. Dostlukta bir yere kadar. Görüyoruz şimdi ki dostlukları. xD

İşin ucunda aşk varsa herşeyi yaparsın yeğen  :xD (Ramiz Dayı oleey  :D :D)

Ya da Annabeth'in de Tanrı olmasını isterdim ben olsam.Sonra Zeus kabul etmezdi bende kabul etmezdim falan filan  :xD
Geçiceksin Annabeth'i ya Tanrı olduktan sonra Annabeth'i de görürdün bir şekilde Tanrı değil mi bu yapar canının istediğini  :D
Bi kitapta da Athena ile iddiaya girdikleri söyleniyor 'atina' şehri ismi yüzünden.

Poseidon Atlarını yaratıp şehrin ortasına koyuyor. Athena'da Zeytin ağacını koyuyor.

insanlar önce poseidon'un atlarını kullandılar sonra fazla bir yarar gelmediği için athena'nın yarattığı zeytin ağacından yarar buluyorlar. ve iddiayı athena kazanıyor şehrin ismide Atina oluyor.

böyle değişik bişey :)
bu da güzel bir mit ayrıca ben de okumuştum bunu .

55
Kesinlikle katılıyorum.Kendinden bir şey katmak ne kadar istenilen bir şey gibi görünse de isteseniz de istemeseniz de küçük küçük ayrıntılar verebiliyorsunuz, kitap ya da hikaye farketmez.

Aslında ne söylemek istediğimizle de ilgili.O anki ruh haliyle de ilgili fakat hiç bir şey bu dediğimizin doğruluğunu ortadan kaldıramaz.

56
Liman Kütüphanesi / Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« : 13 Mart 2011, 00:33:11 »
"Söylemek isteyip de söyleyemediğim çok şey var.. kiminin yüzüne kiminin gelmişine, geçmişine" !
[Y. Erdoğan/ Haybeden gerçeküstü aşk]

Hep sonradan farkına varırsın arkandan oynanan oyunların. Unutma ki dost yada bir tanıdık, adresi belli değildir yalancıların .
[P. Neruda]

57
Aslında önce kurguluyorum sonra yazıyorum ya da yazarken kurguluyorum diyemem çünkü ikisi de olmuyor değil  :) ama birkaç satırlık kelimelerim kafamda canlanabiliyorsa kağıda geçiriyorum genelde yazarken kurgulamadığım hikayelerim için.. Bazılarıysa gerçek hayatla ilgili oluyor onlar için kurgu gerekmiyor.Hayat da bir sahne zaten değil mi ? Biz de oynuyoruz tek fark; yazarın olmamasına karşılık bizim birşeyler karalamamız.İşte onlarda olayın en başından başlıyorum  :)

58
Tartışma Platformu / Ynt: Kapaklar sizi ne kadar etkiler?
« : 13 Mart 2011, 00:23:53 »
Önsözler daha çok etkiler beni mesela.Ama tabiki kapak da bir etken tabi bilmediğim ya da ilk defa gördüğüm kitaplarda diyebileceğim sadece buna  :)

59
Şişedeki Mısralar / Ynt: Hayalim
« : 12 Mart 2011, 23:58:07 »
'' Ben bilmez miydim elimdekilerle yetinebilmeyi de bu kadar basit hayal edebiliyorum imkansızlıkları? ''
En beğendiğim mısra bu oldu arkadaşım tebrik ederim eline sağlık.
Ayrıca çok çok haklısın :

''Kuş misali uçabilmenin,
balık misali yüzebilmenin,
insan gibi yaşayamadıktan sonra ne kıymeti kalmış? ''

60
Düşler Limanı / Ynt: Son iki gün..
« : 12 Mart 2011, 23:34:02 »
Kurgu için teşekkürler o zaman    :)
İmla uyarısı içinse, bir dahakine daha dikkatli olmaya çalışıcam   ..

Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6