Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - magicalbronze

Sayfa: 1 ... 34 35 [36] 37
526
Diğer Fantastik Eserler / Hannibal Serisi
« : 14 Şubat 2008, 15:04:53 »
Tarihte İskender kaar büyük bir yer tutan ve hafızalardan silinmeyen Hannibal'ı kim tanımaz ki?

Kartaca'da doğan ve ilk çağ İspanyasının en ünlü komutanları arasında sayılan bu korkusuz, cesur, ileri görüşlü, yakışıklı, genç komutan yaşamı ile günümüze kadar büyük izler bırakmış ve günümüz liderlerine önder olmuştur. İspanya'dan Roma'ya kadar, Afrika sahillerinden Alp Dağları'na kadar büyük br bölgeyi egemenliği altına alan bir askerlik dehası olduğu kadar bilim ve ticarette de üstün yeteneklere sahiptir.
Bu kitapta bütün hikaye, bir senfoninin parçaları şeklinde birbirine uyan bölümlerden oluşmuştur. Üç ayrı roman okuyacaksınız, bir tanesi geçmişte geçen, diğeri şimdiki zamanda olan ve son olarak da gelecekte "cehennem girişinde" yaşanacak olanlar.

Bu eser inanılmaz bir kompozisyon olarak karşımıza çıkıyor, gerçek bir başyapıt.
(Tanıtım Yazısı'ndan)



527
Müzik Haberleri / Eurovision şarkısı belirlendi...
« : 14 Şubat 2008, 14:26:21 »
“Mor ve Ötesi” grubunun, 53. Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye adına yarışacağı eser, 15 Şubat Cuma günü kamuoyuna tanıtılacak.

TRT’den yapılan açıklamaya göre, bu yıl 20-24 Mayıs 2008 tarihleri arasında Belgrad’da düzenlenecek 53. Eurovision Şarkı Yarışması’nda, Türkiye’yi temsil edecek “Mor ve Ötesi” grubunun şarkısı belirlendi.

Eserin tanıtımı, 15 Şubat’ta TRT’nin Tepebaşı Stüdyosu’nda Genel Müdür İbrahim Şahin’in de katılımıyla düzenlenecek basın toplantısında yapılacak.

Umarız güzel bir müzik yapmışlardır. Bakalım bu sefer neler olacak neler...


şimdilik bu link ile idare edicez ;

http://video.haberturk.com/Video.aspx?v_ID=34811&k_A=haberturk

528

‘Yıldız Savaşları’ serisi yıllar sonra animasyon haliyle sinemaseverlerin karşısına çıkacak. Ağustos ayında gösterime girecek film daha sonra dizi halinde ekranlara taşınacak...


 Sinema tarihinin unutulmazları arasında olan George Lucas’ın yarattığı bilim kurgu efsanesi ‘Yıldız Savaşları’ yeniden beyazperdeye dönüyor. Ancak durum bu sefer biraz farklı, zira “Kolon Savaşları” adını taşıyacak film animasyon olarak gerçekleştirildi.

Film, ABD’de 15 Ağustos’ta gösterime girmesinin ardından dizi halinde televizyon ekranlarından da seyircilerle buluşacak. Televizyonlarda 30 bölümden fazlasının yayınlanması bekleniyor.

Filmin konusu, 2002 yapımı klonların saldırısı ile 2005 yapımı sitlerin intikamı serilerinin arasında geçiyor ve filmde ahsoka adında yeni bir karakter de dikkat çekiyor.

“Star Wars” ilk kez 1977’de gösterime girmiş, filmin başarısının ardından 1983 yılına kadar serinin devamı niteliğinde iki film daha sinemalarda gösterilmişti.

Bu sürecin ardından 1999, 2002 ve 2005 yıllarında 3 film daha çekilmişti.

Kaynak: ntvmsnbc

529
Diğer Fantastik Eserler / Yerdeniz Serisi - Ursula K. Le Guin
« : 05 Şubat 2008, 16:26:28 »
Yerdeniz Büyücüsü - Yerdeniz Serisi I / Ursula K. LeGUIN



Sanırım,Yerdeniz Büyücüsü' nün en çocuksu yanı konusu: Büyümek. Büyümek, benim yıllarımı alan bir süreç oldu; bu süreci otuzbir yaşımda tamamladım ne kadar tamamlanabilirse; o yüzden de çok önemsiyorum. Çoğu genç de önemser. Ne de olsa esas işleri budur: Büyümek.

------------------------------------------------------------------------------------------------

Atuan Mezarları  - Yerdeniz Serisi 2 / Ursula K. LeGUIN



"Atuan Mezarları'nın konusu tek kelimeyle söylemek gerekirse cinselliktir. Kitapta bir sürü simge var, tabii ki yazarken bunları bilinçli bir şekilde çözümlemedim; bu simgelerin hepsi cinsel simgeler olarak okunabilir. Daha açık söylemek gerekirse kitabı bir kadının büyümesi olarak okuyabilirsiniz. Temalar, doğum, yeniden doğum, yıkım ve özgürlük."

------------------------------------------------------------------------------------------------

En Uzak Sahil  - Yerdeniz Serisi 3 / Ursula K. LeGUIN



"En Uzak Sahil ölüm hakkinda.
Onun digerlerinden daha zayif kurgulu, daha tutarsiz ve eksik olmasi da bu yüzden. Ilk iki kitap yasadigim ve atlattigim seyler hakkindaydi. En Uzak Sahil'de konu edilen seyi ise yasayip atlatamazsiniz. Bu bana genç okurlar için çok uygun bir konu gibi gelmisti, çünkü çocuk yalnizca ölümün var oldugunu degil -çocuklar ölümün yogun bir biçimde farkindadirlar- kendisinin de ölümlü oldugunu, ölecegini anladigi anda, çocukluk biter ve yeni hayat baslar. Bu da büyümedir, ama daha genis bir baglamda."

------------------------------------------------------------------------------------------------

Tehanu  - Yerdeniz Serisi 4 / Ursula K. LeGUIN



“Yerdeniz Üçlemesi’nin son kitabı En Uzak Sahil, düşlemeyi bıraktığım bir düş gibiydi. Ve düşlemekten uzun süre vazgeçmedim. Tehanu böyle ortaya çıktı: Ged’in kendi hayatının nasıl sona ermesi gerektiği konusunda yanıldığını ve bana Yerdeniz’in gerçekten son kitabında kılavuzluk edecek kişinin tenar olduğunu keşfetmek çok hüş bir sürpriz oldu. Üçleme’ye eklediğim bu yeni sona ‘Olsun da Geç Olsun’ adını da koyabilirdim.”

------------------------------------------------------------------------------------------------

Öteki Rüzgar  - Yerdeniz Serisi 5 / Ursula K. LeGUIN



"Yerdeniz'e yeniden gidip onu hala hatırladığım haliyle bulmak, ama değiştiğini ve değişmekte olduğunu görmek beni çok memnun etti."  




YERDENİZ SERİSİ

Ursula K. LeGuin'in Yerdeniz dizisi Metis tarafından yayımlanmaya 1994 yılında başlanmıştı. Metis'ten bir kaç yıl önce dizinin ilk kitabı olan Yerdeniz Büyücüsü, Atmacanın Türküsü adıyla Ne Yayınları tarafından yayımlanmış ama yayınevince seriye devam edilmemişti.

Yazar Yerdeniz Büyücüsü(The Wizard of Eartsea)'nü 1968 yılında yazmıştı. Dizinin bir üçleme olmasını düşünmekteydi ve ilk kitap sonrası 1971 yılında Atuan Mezarları(The Tombs of Atuan) ve 1972 yılında ise En Uzak Sahil (Farthest Shore) kitaplarını yazdı.

Metis Yayınlarınca 1. kitabı 1994 yılında 2. ve 3. kitabı 1995 yılında Türkçeye çevrilip yayımlandı.

Kitaplardan ilk ikisi kısa sürede ikinci baskılarını yaptı. Ursula K. LeGuin'in o yıllarda Türkçe olarak ard arda Bilim Kurgu kitapları da yayımlanmaktaydı. Kaldı ki yazar Fantastik Kurgu'dan ziyade Bilim Kurgu alanında eserler veren ve 1991 yıyılda Metis Yayınlarınca yayımlanan Mülksüzler isimli -Hugo ve Nebula ödüllü- klasik sayılabilecek kitabıyla daha önceden Türkiye'de tanınmaktaydı.

Yerdeniz üçlemesi yazarın üçleme olarak düşündüğü bir seriydi ama 1991 yılında bir şeyler olmuş ve yazar Yerdeniz serisine Tehanu isimli bir kitap daha dahil etmişti. Bu kitap için Tehanu isimli kitabın 1996 yılında Metis Yayınları tarafından yayımlanan ilk baskısının arkasında şunlar yazar;

Alıntı
Yerdeniz Üçlemesi'nin son kitabı En Uzak Sahil, düşlemeyi bıraktığım bir düş gibiydi. Ve düşlemekten uzun süre vazgeçmedim. Tehanu böyle ortaya çıktı: Ged'in kendi hayatının nasıl sona ermesi gerektiği konusunda yanıldığını ve bana Yerdeniz'in gerçekten son kitabında kılavuzluk edecek kişinin Tenar olduğunu keşfetmek çok hoş bir süpriz oldu. Üçleme'ye eklediğim bu yeni sona 'Olsun da Geç Olsun' adını da koyabilirdim.


Yazar böylece 3. kitaptan yaklaşık 20 yıl sonra 4. bir kitap yazıp diziyi bir dörtlü haline getirmişti. Bu kitabın yazılmasının nedeninin, yazarın "Feminist" söylevleri dolayısıyla daha daha önceki kitabında Ged isimli bir büyücü merkez alarak ve kadınların "habis" varlıklar olduklarına dair kabulleri çürütüp Tehanu isimli küçük bir kız çocuğu ve Ged'e ikinci kitap Atuan Mezarları'nda eşlik eden Tenar isimli karakteri ana karakter olarak seçtiği yeni bir kitapla bir tür günah çıkartma eylemi olduğu söylendi. Oysa yazar yıllar önce yazdığı kitaplarda kadınların erkek egemen Yerdeniz'de erkeklerce habis olarak nitelendiğini ve "Öyle oldukları kabul edilir." kabullenmesini sık sık vurgulayarak kadınların aslında habis varlıklar olmayıp egemen tarafça öyle kabul edildiklerini sölemiştir.

Yerdeniz serisinin bu dördüncü kitapla sonlandığı düşünülmüş ama yazarın Yerdeniz'i düşlemeyi bırakamaması dolayısıyla 2001 yılında yayımlanan ve Yerdeniz'de geçen 5 öyküden oluşan Yerdeniz Öyküleri(Tales From Earthsea) ile bize yine Yerdeniz'e ait hikayeler anlatmaya devam etmiştir yazar. Bu kitap yine aynı yıl Ağustos 2001 tarihinde Türkçe olarak Metis Yayınları'nca yayımlanmıştır.

Yerdeniz Öyküleri kitabında diğer Yerdeniz kitaplarında geçen olayların öncesinde ve sonrasında geçen 5 hikaye bulunmaktadır. Hikayelerden sonuncusunun adı Ejderböceğidir ve 4. kitap Tehanu'daki gibi kadınların sanıldıklarından çok daha güçlü olduklarının/olabileceklerinin gösterildiği bir hikaye anlatmaktaydı.

Kitap yayımlandığında, aynı yıl içerisinde Ursula K. LeGuin'in Yerdeniz serisine 5. bir roman ekleyeceği ve isminin The Other Wind olacağı söylenmiş ki The Other Wind aynı yıl gerçekten de yayımlanmıştır.

The Other Wind'in yayımlanmasından yaklaşık 3 yıl sonra kitap Öteki Rüzgar adıyla Mart 2004 tarihinde Metis Yayınları'nca Türkçeye çevrildi. Kitaptaki olaylar Yerdeniz Öyküleri isimli kitabın son hikayesi olan Ejderböceği sonrasında geçen bir dizi olayı anlatmaktaydı. Kızılağaç isimli ölülerce çağrılan bir adamınderdine çare aramısıyla başlayan kitap, aslında bu çağrılışın çok daha büyük değişimlerin habercesi olduğunun öğrenilmesi, Ejderhaların insanlara tekrar saldırmaya başlaşıyışı ve 3. Kitap En Uzak Sahil'den hatırlayacağımız kral Lebannen'in evlenme konusundaki çekincelerine de şahit olduğumuz oldukça ilginç bir konuya sahip fakat kutabın sonunda bildiğimiz Yerdeniz'de büyük değişimlerin yaşandığını söyleyebilirm. Öteki Rüzgar aynı zamanda Yerdeniz'e ait bundan önceki 5 kitap boyunca biz okurların merak ettiği pek çok konu hakkında cevaplar içeren bir kitap. Ejderhalar ve insanların kökenini, büyünün keşfini, ölülerin ölüm sonrası gittiği çorak diyarın "ne olduğu" ve daha fazlasını bu son (şimdilik) kitapta bulmak mümkün.

Öteki Rüzgar daha önceki 4 kitap gibi Çiğdem Erkal İpek tarafından Türkçe'ye çevrilmiş. 226 sayfa olan kitabın kapağı önceki Yerdeniz kitaplarından daha renkli bir kapağa sahip. Daha önce Deniz Bilgin tarafından resimlenen kapaklar bu sefer Emine Bora tarafından tasarlanmış.

Ben kitaptan diğer beş kitapta aldığım tadı yine alabildim. Yerdeniz serisi tıpkı Yüzüklerin Efendisi serisinde olduğu gibi büyünün gereksiz yere kullanılmadığı, hatta büyü kullanımı konusunda tutumlu davranılan, insanların kendi içlerinde yolculuk ettikleri, değiştikleri ve yaşadıkları dolayısıyla farkında olmadıkları bulundukları dünyaya dair pek çok şeyin farkına vardıkları bir kitap.

Son olarak kitabın 2002 yılında yazara Dünyanın En İyi Fantazi Romanı ödülünü de kazandırdığını söylemek lazım.

Yazı Alıntıdır...



Yazarın forumumuzdaki diğer eserleri:

-Mülksüzler
-İçdeniz Balıkçısı

530
Sinema / Jim Carrey
« : 30 Ocak 2008, 04:52:42 »

Asıl adı James Eugene Carrey olan ünlü aktör, 17 Haziran 1962’de Kanada-Toronto’da yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babasının işten atılmasıyla parasal yönden iyice kötüye giden durumu düzeltmek ve eğitimini devam ettirebilmek için bir fabrikada güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladı. Okuldaki başarısızlığından dolayı, liseden ayrıldı fakat okul yıllarında kendine özgü komedyen kişiliğini ve yeteneklerini keşfettikten sonra, 15 yaşından itibaren Kanada’nın gece kulüplerinde stand-up show’lara başladı. Yüzünün ve vücudunun esnekliğini kullanarak seyircileri saatlerce güldürmeyi başarabiliyordu.

Gece kulüplerindeki başarısını Hollywood’a taşımak isteyen Carrey, 1982’de, NBC-TV'nin dizisi "The Duck Factory" de rol almayı başardı ve bu başarısını 13 dizi sonuna kadar devam ettirdi. İlk olarak bir vampir-komedi olan "Once Bitten" da rol alan başarılı komedyen, "Peggy Sue Got Married" filmi ile yavaş yavaş zirve basamaklarını çıkmaya başladı. Clint Eastwood’un oynadığı "The Dead Pool" filminde de sorunlu bir rock yıldızını canlandıran aktör, ardından 1989 yılında Geena Davis ile birlikte rol aldığı "Earth Girls are Easy" filmiyle en büyük başlangıcını yaptı.

1991 yılında ilk özel şovunu yapan Carrey, Fox Broadcasting Co. tarafından gerçekleştirilen "Doing Time On Maple Drive" adlı haftalık dizide oynadı. 1994 yılında oynadığı "Ace Ventura: Pet Detective" (Sakar Dedektif) onun ilk sinema başrolüydü ve budala dedektif rolüyle şöhrete kavuştu. Ardından başarılı sanatçıyı dünya çapında bir star haline getiren ve dünya seyircilerinin beğenisini kazandıran "The Masc" (Maske) filminde oynadı. Daha sonra 1996’da "Cable Guy" filmiyle seyircilerin karşına geçen Carrey, sadece bir komedyen olmadığını aynı zamanda diğer rollerdeki oyunculuğunun gücünü de gösterdi.

Komedi filmleriyle artık o tüm dünyanın beğenisini kazanmıştı ve bu başarısı ona bir çok ödül getirdi. "Dumb and Dumber" daki oyunculuğu sayesinde 'Yılın NATO / SheWest Komedi Yıldız'ı seçildi. MTV'nin düzenlediği ödül töreninde "Ace Ventura: Pet Detective" filmiyle "En İyi Erkek Performansı" ve "En İyi Komedi Oyuncusu Performansı" dallarında ödül sahibi oldu. "The Mask" filmi ile de Altın Küre Ödülü’ne aday gösterildi. Hayran kitlesi giderek artan başarılı komedyen "The Truman Show" ile seyircilerin karşısına bambaşka bir kimlikle çıkmakla birlikte eleştirmenler gözünde de oyunculuğunu kanıtladı. Ayrıca "Liar Liar" (Yalancı Yalancı) filmindeki performansıyla 1997’de düzenlenen MTV Film Ödülleri’nde "En İyi Komedi Oyuncusu Performansı" dalında ödülün sahibi oldu.

Los Angeles'a ilk geldiğinde tanıştığı garson Melissa Womer'den 1994 yılında boşanan aktör, ardından "Dumb and Dumber" filminin aktris'ti Lauren Holly'le evlendi fakat bu ilişki de uzun sürmedi ve 1998 yılında boşandılar.

"Man On The Moon" filminde geçmişte komedi dalında ün yapmış olan Andy Kaufman'ı canlandırdı. 2000 yılının sonuna doğru ise "Me, Myself and Irene" (Ben, Kendim ve Sevgilim) filmiyle sinema severlerin karşısına çıkan Jim Carrey, daha sonra "Grinç" filminde de rol aldı. Son olarak başarılı aktör, 2001 yılında vizyona giren "The Majestic" filminde hırslı ve girişken bir Hollywood senaristi olan fakat daha sonra bir kaza sonucu hafızasını kaybeden Peter Appleton’ı canlandırdı.

    Ripley's Believe It or Not! (2009) Robert Ripley
    23 Numara · The Number 23 (2006)
    Dick ve Jane İşbaşında · Fun With Dick & Jane (2005) Dick Harper
    Talihsiz Serüvenler Dizisi · Lemony Snicket's A Series of Unfortunate Events (2004) Kont Olaf
    Aman Tanrım! · Bruce Almighty (2003) Bruce Nolan
    Sil Baştan · Eternal Sunshine of the Spotless Mind (2003) Joel Barish
    Majestic · The Majestic (2001) Peter Appleton
    Ben, Kendim ve Sevgilim · Me, Myself & Irene (2000) Charlie Baileygates/Hank
    Grinç · How the Grinch Stole Christmas (2000) Grinch
    Ay'daki Adam · Man on the Moon (1999) Andy Kaufman/Tony Clifton
    Truman Show · The Truman Show (1998) Truman Burbank
    Başbelası · The Cable Guy (1996) Chip Douglas
    Budala Dedektif 2 · Ace Ventura: When Nature Calls (1995) Ace Ventura
    Batman Daima · Batman Forever (1995) Edward Nygma/The Riddler
    Maske · The Mask (1994) Maske
    Budala Dedektif · Ace Ventura: Pet Detective (1994) Ace Ventura
    Yalancı Yalancı · Liar Liar (1994) Fletcher Reede
    Salak ve Avanak · Dumb and Dumber (1994) Lloyd Christmas
    Peggy Sue Evlendi · Peggy Sue Got Married (1994) Walter Getz
    Horton Hears a Who (1994) Horton
    Budala Dedektif · Ace Ventura:(1994) Pet Detective 

531
Sinema / Liam Aiken
« : 29 Ocak 2008, 20:33:49 »

Aiken, Manhattan, New York, ABD'de doğdu. Bill Aiken ve Moya Aiken'in tek çocuğuydu. Babası Bill, MTV kanalında çalışıyordu fakat 1992 yılında öldü. Annesi Moya ise İrlandalı. İlk Ford Motor Company Windtar reklamında oynadı. Liam 7 yaşındayken, A Doll's House adlı Broadway müzikalinde oynadı. Aynı yıl Henry Fool adlı yapımda Parker Posey'in oğlunu oynadı. Okul parasına ihtiyacı olduğu için annesi onun oyunculuğa devam etmesini istedi. Liam ise oyunculuğu eğlenceli bulunca oyunculuğa devam etmeye karar verdi.

1998 yılında Liam, Stepmom adlı filmde Susan Sarandon'un küçük oğlunu oynadı. 2002 yılında Road to Perdition adlı filmde Tom Hanks'in küçük oğlunu oynadı. 2003 yılında Good Boy adlı filmde Owen Baker karakterini oynadı. 1999 yapımı The Sixth Sense adlı filmde Cole Sear rolünü geri çevirdi çünkü annesi onun ölümlü bir filmde oynaması için çok küçük olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden rolü 1988 doğumlu Haley Joel Osment oynadı. Liam Harry Potter filmde Harry Potter rolünü oynayacaktı fakat film İngiltere'de geçtiği için rol Daniel Radcliffe'e verildi. 2004 yılında ise Liam Talihsiz Serüvenler filminde 12 yaşındaki yetim Klaude Baudelaire rolünü oynadı.

Aiken şu an Dwight-Englewood Okulu'na gidiyor. 2008 yılında mezun olacak. Punk müziği çok seviyor ve bas gitar, klasik gitar ve biraz da bateri çalıyor. Tom Morello gibi gitar çalmak istiyor. Saint Levi adlı grupta gitar çalıyordu fakat grup 2007 başına dağıldı. Kes adında bir köpeği var. Köpeğinin adını Kes adlı filmi izledikten sonra koymuş.

532
Radyo Kulesi / Radyo Kayıp Rıhtım
« : 29 Ocak 2008, 17:22:23 »
Çok yakında yenilenmiş bir şekilde tekrar karşınızda olacağız.

Bizi takip etmeye devam edin.

Saygılar.

http://radyo.kayiprihtim.org/

533
Sinema / Red Kit: Batıya Hücum
« : 29 Ocak 2008, 14:36:15 »

Yönetmen: Olivier Jean Marie
Oyuncular: Animasyon karakterler, , ,
Senaryo: Jean François Henry, Olivier Jean Marie
Tür: Animasyon / Komedi
Süre: 85 Dk.
Yapım Yılı: 2007
Ülke: Fransa
Dağıtımcı: Chantier Films

Yalnız kovboy Red Kit’in animasyon macerası da izleyiciyle buluştu. “Red Kit: Batı’ya Hücum” adlı yapımın yönetmeni Olivier Jean Marie. Film, Daltonlar’ın peşindeki Red Kit’in, Joe Dalton’un California’ya giden bir kervana karışarak saklanmasıyla birlikte yeni bir maceraya atılmasını konu alıyor.

New York, 1855. Red Kit Daltonları bir kez daha yargılanmaları için batıya götürmektedir. Her zamanki gibi, bu dört azılı suçlu kaçarlar ve birçok bankayı soyarlar. Polisler Daltonların arkasındadır ama Joe Dalton parayı Kaliforniya’ya doğru yolculuk eden bir göçmen kervanına saklar. Yalnız kovboy onları izliyor olsa da Daltonlar bir şekilde kervana karışır ve kahkaha dolu yeni maceralar başlamış olur.

534

Merakla beklenen Oscar adayları açıklandı! Cate Blanchett hem “En İyi Kadın” hem de “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” dallarında aday gösterildi. 24 Şubat gecesi sahiplerini bulacak törende her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyaca ünlü yıldızlar boy gösterecek.

Hollywood yıldızları, Altın Küre de olduğu gibi greve destek verip, töreni boykot etme kararı alırsa ödül töreni iptal edilebilir.

Bu arada töreni boykot edebilecek kişiler arasında öncelikle George Clooney ve Keira Kneightley’nin adı geçiyor.

Toplam 8 dalda aday gösterilen “No Country For Old Men” ve “There Will Be Blood”, 24 Şubat 2008'de açıklanacak 80. Oscar Ödülleri’nin en güçlü adayları…İşte Akademi’nin tercihleri:

En İyi Film
"Kefaret" ("Atonement")
"Juno"
"Avukat" ("Michael Clayton")
"No Country for Old Men")
"Kan Dökülecek" ("There Will Be Blood")

En İyi Kadın Oyuncu

Cate Blanchett ("Elizabeth: Altın Çağ")
Julie Christie ("Away from Her" )
Marion Cotillard ("Kaldırım Serçesi")
Laura Linney ("The Savages")
Ellen Page ("Juno)

En İyi Erkek Oyuncu

George Clooney ("Avukat")
Daniel Day-Lewis ("Kan Dökülecek")
Johnny Depp ("Sweeney Todd")
Tommy Lee Jones ("In the Valley of Elah")
Viggo Mortensen ("Şark Vaatleri")

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

Cate Blanchett ("I'm Not There")
Ruby Dee ("Amerikan Gangsteri")
Saoirse Ronan ("Kefaret")
Amy Ryan ("Gone Baby Gone")
Tilda Swinton ("Avukat")

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu

Casey Affleck ("Korkak Robert Ford'un Jesse James Suikastı")
Javier Bardem ("No Country for Old Men")
Philip Seymour Hoffman ("Charlie Wilson's War")
Hal Holbrook ("Into the Wild")
Tom Wilkinson ("Avukat")

En İyi Yönetmen

Julian Schnabel ("Kelebek ve Dalgıç")
Jason Reitman ("Juno")
Tony Gilroy ("Avukat")
Joel Coen ve Ethan Coen ("No Country for Old Men")
Paul Thomas Anderson ("Kan Dökülecek")

En İyi Orijinal Senaryo

Brad Bird ("Ratatuy")
Diablo Cody ("Juno")
Tony Gilroy ("Avukat")
Tamara Jenkins ("The Savages")
Nancy Oliver ("Lars and the Real Girl")

En İyi Uyarlama Senaryo

Paul Thomas Anderson ("Kan Dökülecek")
Ethan & Joel Coen ("No Country for Old Men")
Christopher Hampton ("Kefaret")
Ronald Harwood ("Kelebek ve Dalgıç")
Sarah Polley ("Away from Her")

En İyi Animasyon

"Persepolis" (Marjane Satrapi ve Vincent Paronnaud)
"Ratatuy" (Brad Bird)
"Neşeli Dalgalar" (Ash Brannon ve Chris Buck)

Yabancı Dilde En İyi Film

"Beaufort" (İsrail)
"The Counterfeiters" (Avusturya)
"Katyn" (Polanya)
"Mongol" (Kazakistan)
"12" (Rusya)

En İyi Belgesel

"No End in Sight" (Charles Ferguson ve Audrey Marrs)
"Operation Homecoming: Writing the Wartime Experience" (Richard E. Robbins)
"Sicko" (Michael Moore ve Meghan O'Hara)
"Taxi to the Dark Side" (Alex Gibney ve Eva Orner)
"War/Dance" (Andrea Nix Fine ve Sean Fine)

En İyi Görüntü Yönetmeni

Roger Deakins ("Korkak Robert Ford'un Jesse James Suikastı")
Seamus McGarvey ("Kefaret")
Janusz Kaminski ("Kelebek ve Dalgıç")
Roger Deakins ("No Country for Old Men")
Robert Elswit ("Kan Dökülecek")

En İyi Sanat Yönetimi

"Amerikan Gangsteri" (Sanat Yönetimi: Arthur Max; Dekor: Beth A. Rubino)
"Kefaret" (Sanat Yönetimi: Sarah Greenwood; Dekor: Katie Spencer)
"Altın Pusula" (Sanat Yönetimi: Dennis Gassner; Dekor: Anna Pinnock)
"Sweeney Todd" (Sanat Yönetimi: Dante Ferretti; Set Dekor: Francesca Lo Schiavo)
"Kan Dökülecek" (Sanat Yönetimi: Jack Fisk; Dekor: Jim Erickson)

En İyi Kostüm

"Across the Universe" (Albert Wolsky)
"Kefaret" (Jacqueline Durran)
"Elizabeth: Altın Çağ" (Alexandra Byrne)
"Kaldırım Serçesi" (Marit Allen)
"Sweeney Todd" (Colleen Atwood)

En İyi Kurgu

"Son Ultimatum" (Christopher Rouse)
"Kelebek ve Dalgıç" (Juliette Welfling)
"Into the Wild" (Jay Cassidy)
"No Country for Old Men" (Roderick Jaynes)
"Kan Dökülecek" (Dylan Tichenor)

En İyi Ses Miksajı

"Son Ültimatom" (Scott Millan, David Parker, Kirk Francis)
"No Country for Old Men" (Skip Lievsay, Craig Berkey, Greg Orloff, Peter Kurland)
"Ratatuy" (Randy Thom, Michael Semanick, Doc Kane)
"3:10 Yuma" (Paul Massey, David Giammarco, Jim Stuebe)
"Transformers" (Kevin O'Connell, Greg P. Russell, Peter J. Devlin)

En İyi Ses Kurgusu

"Son Ültimatom" (Karen Baker Landers, Per Hallberg)
"No Country for Old Men" (Skip Lievsay)
" Ratatuy" (Randy Thom, Michael Silvers)
"Kan Dökülecek" (Matthew Wood)
"Transformers" (Ethan Van der Ryn, Mike Hopkins)

En İyi Makyaj

"Kaldırım Serçesi" (Didier Lavergne ve Jan Archibald)
"Norbit" (Rick Baker ve Kazuhiro Tsuji)
"Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu" (Ve Neill ve Martin Samuel)

En İyi Müzik

"Kefaret" (Dario Marianelli)
"The Kite Runner" (Alberto Iglesias)
"Avukat" (James Newton Howard)
"Ratatuy" (Michael Giacchino)
"3:10 Yuma" (Marco Beltrami)

En İyi Şarkı

"Falling Slowly" ("Once" filminden; Söz ve müzik: Glen Hansard ve Marketa Irglova)
"Happy Working Song" ("Manhattan’da Sihir" filminden; Söz: Stephen Schwartz, Müzik: Alan Menken)
"Raise It Up" ("August Rush" filminden; adaylar daha sonra açıklanacak)
"So Close" ("Manhattan’da Sihir" filminden; Söz: Stephen Schwartz, Müzik: Alan Menken)
"That's How You Know" ("Manhattan’da Sihir" filminden; Söz: Stephen Schwartz, Müzik: Alan Menken)

En İyi Görsel Efekt

"Altın Pusula" (Michael Fink, Bill Westenhofer, Ben Morris ve Trevor Wood)
"Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu" (John Knoll, Hal Hickel, Charles Gibson and John Frazier)
"Transformers" (Scott Farrar, Scott Benza, Russell Earl, John Frazier)

En İyi Kısa Film

"At Night" (Christian E. Christiansen, Louise Vesth)
"Il Supplente"/"The Substitute" (Andrea Jublin)
"Le Mozart des Pickpockets"/"The Mozart of Pickpockets" (Philippe Pollet-Villard)
"Tanghi Argentini" (Guido Thys, Anja Daelemans)
"The Tonto Woman" (Daniel Barber and Matthew Brown)

En İyi Kısa Animasyon

"I Met the Walrus" (Josh Raskin)
"Madame Tutli-Putli" (Chris Lavis, Maciek Szczerbowski)
"Même Les Pigeons Vont au Paradis"/"Even Pigeons Go to Heaven" (Samuel Tourneux, Simon Vanesse)
"My Love"/"Moya Lyubov" (Alexander Petrov)
"Peter & the Wolf" (BreakThru Films)

En İyi Kısa Belgesel

"Freeheld" (Cynthia Wade, Vanessa Roth)
"La Corona"/"The Crown)" (Amanda Micheli, Isabel Vega)
"Salim Baba" (Tim Sternberg, Francisco Bello)
"Sari's Mother" (James Longley)

535

Vala Aule’nin Maia’sı olan Sauron, dünyanın kara düşmanı olarak adlandırılan Vala Melkor’un sağ kolu idi. Başlangıçta Aule’nin Maia’sı olan Sauron, böylelik sonradan kötülüğe dönmüştü.

Karanlığın Çağları’nda Sauron, Melkor’un güçlü kalesi Utumno’nun Melkor’dan sonraki en güçlü ismi idi. Melkor Valar tarafından zincirlenip Undying Lands’e (Ölümüsüz Topraklar) götürüldüğünde onun yerine Angband’ı yönetmişti. Melkor ağaçları yok edip bir çağı kapattığında Angband’ı onun için ayakta tutan Sauron’du. Sonunda Valar’ın Melkor’u bir kez daha malup edip sonsuza kadar boşlukta kalmaya mahkum ettiklerinde ve Angband’ı yok ettiklerinde Sauron’da ortadan kayboldu.


Güneşin İkinci Çağı’nda Sauron tekrar ortaya çıktı. Fakat asıl kimliğini saklıyordu. Eregion’daki demirci elflerle dostluk kurdu. Elfler (Elves) ona Annatar yani “hediyeler veren” diyorlardı. Sauron bu yeni kimliği ile elflerle birlikte güç yüzüklerini yaptı. Ardından hepsine hükmetmek için Tek Yüzük’ü yaptı. Fakat elfler tarafından fark edildi ve böylece Sauron ile elfler arasından savaş başladı. 1500 yıl boyunca Sauron, Mordor’dan tüm Orta Dünya’ya kötülük saçmaya başladı. En sonunda Numenoreans’ın elflerin yardımına gelmesiyle kötülüğüne ara vermek zorunda kaldı. Numenor’un gücünü gören Sauron, onları savaşarak yenemeyeceğini fark etti ve Barad-Dûr’den çıkarak teslim oldu, Numenor’a götürüldü. Burada ölümlü insanların zayıflıklarını kullandı. Valar’ın onlardan korktuğunu kulaklarına fısıldadı. Gururları okşanan Numenor insanları zamanla onun düşman olduğunu unuttular ve en sonunda Valar’a karşı bir ordu gönderdiler. Bu Valar tarafından affedilmezdi. Numenor yok edildi, denizine gömüldü. Bu sırada Numenor’la birlikte denize gömülen Sauron fiziksel biçimini kaybetti.


Fakat Sauron bir Maia idi. Ruhu güçlüydü ve hala gücünün büyük kısmını aktardığı Yüzük duruyordu. Bu nedenle Mordor’a döndü. Artık olağanüstü korkuç bir kara savaşçı görünümündeydi ve kötülüklerine kaldığı yerden devam etti. Fakat Numenor’un yok edilişi sırasında bütün insanlar Valar’a karşı çıkmamışlardı. Kendilerine inançlı diyen bir grup insan Elendil önderliğinde Valar’a karşı açılan savaşa katılmamış ve Orta Dünya’ya gelmişlerdi. Elendil’in insanları Orta Dünya’ya yerleştiler ve krallıklar kurdular. Kaçınılmaz olarak bir süre sonra Sauron ile karşı karşıya geldiler. Elfler ve insanlar Son İttifak adı verilen bir ordu ile Sauron’a karşı koydular. Yıllar süren kuşatmanın ardından Sauron kara kalesinden çıktı ve savaşmaya başladı. Fakat Isildur Sauron’un parmağını kesip yüzüğü aldığında bürünmüş olduğu kara savaşçı görüntüsü de kayboldu. Fakat Sauron’un gücü Tek Yüzük’teydi bu nedenle Yüzük yok edilmediği sürece yok olmazdı. Isildur Yüzük’ü yok etmeyince Sauron’da yok olmadı.


Sauron son kez Orta Dünya’ya döndüğünde bu sefer kendini sadece büyük kapaksız bir kırmızı göz ile simgelemişti. 2000 yıl boyunca Mirkwood’da Dol-Guldur’da saklandı. Bu sırada Nazgul onun gelişi için orduları ve Mordor’u hazırlamaya başlamıştı bile. En sonunda Yüzük elinde olmasa bile kendini açık etti ve Mordor’a gitti. Barad-Dûr’u tekrar inşa etti. Fakat son hükümdarlığı kısa süreli oldu. Hobbit Bilbo Baggins tarafından bulunan Yüzük, Frodo Baggins tarafından yapılmış olduğu Mount Doom ateşine atılarak yok edildi. Yüzük’ün yok edilmesiyle birlikte gücünün çoğunu ona aktaran Sauron’da varlığını devam ettiremedi ve Yüzük ile birlikte yok oldu.

536
ULUSAL ELEŞTİRMENLER KURULU
En İyi Yardımcı kadın Oyuncu Cate Blanchett

ULUSAL ELEŞTİRMENLER KURULU
Filmcilikte Özel Başarı Peter Jackson

ENTERTAINMENT WEEKLY
Yılın En İyi 12 Sanatçısı Viggo Mortensen

LOS ANGELES FİLM ELEŞTİRMENLERİ ÖDÜLÜ
En İyi Orijinal Müzik Howard Shore

AMERİKAN FİLM ENSTİTÜSÜ
Yılın Filmi B. Osborne, P.Jackson, F. Walsh, T. Sanders

AMERİKAN FİLM ENSTİTÜSÜ
Yılın Yapım Tasarımcısı Grant Major

AMERİKAN FİLM ENSTİTÜSÜ
Dijital Efekt Sanatçısı Jim Rygiel

CRANKY CRITIC.COM
En İyi Film B. Osborne, P.Jackson, F. Walsh, T. Sanders

CRANKY CRITIC.COM
En İyi Senaryo Adaptasyon Peter Jackson

CRANKY CRITIC.COM
En İyi Yönetmen Peter Jackson

LAS VEGAS FİLM ELEŞTİRMENLERİ
En İyi Yönetmen Peter Jackson

LAS VEGAS FİLM ELEŞTİRMENLERİ
En İyi Sinematografi Andrew Lesnie

LAS VEGAS FİLM ELEŞTİRMENLERİ
En İyi Orijinal Müzik Howard Shore

LAS VEGAS FİLM ELEŞTİRMENLERİ
En İyi Şarkı Enya-May It Be

LAS VEGAS FİLM ELEŞTİRMENLERİ
En İyi Kostüm Tasarımı Ngila Dickson & Richard Taylor

LAS VEGAS FİLM ELEŞTİRMENLERİ
En İyi Görsel Efektler Jim Rygiel, Richard Taylor, Alex Funke, Randall Cook

FLORIDA FİLM ELEŞTİRMENLERİ
En İyi Yönetmen Peter Jackson

FLORIDA FİLM ELEŞTİRMENLERİ
En İyi Yardımcı kadın Oyuncu Cate Blanchett

DALLAS FİLM ELEŞTİRMENLERİ
En İyi Sinematografi Andrew Lesnie

TORONTO SUN
En İyi Film B. Osborne, P.Jackson, F. Walsh, T. Sanders

TORONTO SUN
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Viggo Mortensen

BROADCAST FİLM ELEŞTİRMENLERİ ÖDÜLÜ
En İyi Şarkı Enya -May It Be

BROADCAST FİLM ELEŞTİRMENLERİ ÖDÜLÜ
En İyi Beste Howard Shore

----------------------------------------------------------------------------------

Ayrıca Warner Bros'un yaptığı açıklamaya göre film müzikleri dünya çapında 850 000 adet sattı ve bu bir soundtrack albüm olarak büyük başarı. Bir çok ülkede listelerin üst sıralarında yer alan albüm Almanya, İspanya ve Yeni Zellanda'da Altın Plak'ı haketti...

----------------------------------------------------------------------------------

HASILAT VE İZLEYİCİ SAYISI

TÜRKİYE'DE İLK BİR AYDA 1.224.649 KİŞİ

SADECE 27 GÜNDE

AMERİKA
232 MİLYON $
İNGİLTERE
63 MİLYON $
ALMANYA
57 MİLYON $
FRANSA
34 MİLYON $
İSPANYA
25 MİLYON $

DAHİL OLMAK ÜZERE 35 ÜLKEDE TOPLAM 534 MİLYON $ HASILAT ELDE EDİLMİŞTİR.

537
Sinema / Pan'ın Labirenti...
« : 18 Ocak 2008, 07:21:21 »
'Gerçekler Sizi Sardığında Tek Sığınağınız Hayal Gücünüzdür'

Fantastik sinema, sinemanın vazgeçilmez türlerinden biri olmuştur.Yıllarca bu türde başarılı örnekler verilmiştir.Özellikle son yıllarda, The Lord of the Rings'le beraber, bu türe olan ilgi artmıştır.Haliyle son zamanlarda bu türden fazlasıyla örnek çıktı karşımıza.Ne var ki fantastik sinemanın kendi içerisinde yeni bir tür doğuracağı aklımızın ucuna bile gelmezdi.


Fantastik sinemanın kendine özgü kuralları (her ne kadar görünürde kurallar olmasa da...) olmuştur.Bu tür, insanları gerçek dünyanın acımasızlığından uzaklaştırır.İlla günümüzdeki birtakım olaylarla bir bağ kuracaksa, sembollik anlatımlarla bir bağ kurulur.(Lord of the Rings'te yüzük-politik iktidar ilişkisi gibi).Fantastik filmlerin kendine has bir üslubu da vardır.Örneğin iyi bir karakterin kötü karakter tarafından kovalanması sadece seyirciyi heyecanlandırmak içindir.Heyecan doruğa ulaştığı an iyi karakter tehlikeden sıyırır.Ne var ki El Laberinto Del Fauno'da hiçbir şey yolunda gitmez.Çünkü 'gerçek hayat acımasızdır!'(Filmde Ofelia gerçek hayattan koptuğunda, annesi öyle diyor.)


Filmin öyküsü, 1944 İspanya'sında geçmekte.İç savaş sona ermiş, dağlarda saklanan bazı adamlar yeni faşist rejime karşı savaşmaktadır.Bunu bastırmak isteyen rejim birtakım karakollar kurmuştur.Bu acmısız dünyanın ortasında kendini kıskıvrak kapana kısılmış hisseden Ofelia (Ivana Baquero)nın ne düşler ülkesinde ne de gerçek hayatta tutunamayışının öyküsüdür.

Öykü olabildiğine sert bir sekansla açılır. Küçük bir kız kanlar içinde yatmaktadır. Daha ilk karede seyircisini uyarır yönetmen. Sonrasında fantastik bir dünyanın kapıları aralanır. Hiç yalanın ve acının olmadığı bir yeraltı krallığında insanların dünyasının hayalini kuran bir prenses yaşarmış. Günün birinde muhafızlarını anlatan prenses saraydan kaçmış. Ama dışarı çıktığında güneşin parlaklığı onu kör etmiş ve geçmişe ait anıları hafızasından silmiş. Çok fazla acı çeken prenses sonunda ölmüş. Ama kral babası ruhunun günün birinde başka bir bedende, başka bir yer ve zamanda geri döneceğinden eminmiş.(Ferzan Özpetek'in Karşı Pencere'sini çekmesine vesile olan, evinin penceresinden Boğaziçi'nin karşı yakasında altın gibi parlayan damlı bir ev gören ve bu evi görmek için karşı kıyıya giden ve bu defa güneş karşı kıyıya vurduğundan kendi evini altın gibi gören çocuk gibi)


Bir taraftan annesinin (Ariadna Gil) ve doğmamış kardeşinin acılarını paylaşan Ofelia, diğer taraftan acımasız faşist, üvey babası Yüzbaşı Vidal'ın (Sergi Lopez) baskılarına boyun eğmek zorunda kalır. Vidal'i hiçbir zaman bir 'baba' olarak kabul edemez. Onu tek anlayan kişi Vidal'in hizmetçisi Mercedes (Maribel Verdú)'tir. Günün birinde bir Pan'la karşılaşan Ofelia için bir umut doğar. Ne var ki yeraltı dünyasına (ya da başka bir deyimle cennete) yeniden dönebilmesi için birtakım sınavlara tabi tutulur. (Adem'le Havva'nın yasak meyveyi yedikten sonra Cennet'ten kovulması ve insanoğlunun sınava tabi tutulması gibi). Pan aslında iyi biridir.Verdiği görevleri yerine getirirken, önüne birtakım kurallar koyar. Eğer bu kurallara uymazsa sınavı geçemeyecektir. (İşte bu durumda hiç kuşku yok ki Pan, Tanrı'yı simgeliyor. 'Bak ama dokunma' kuralı! Öyle ki sınavlardan birinde Ofelia şaşaalı bir yemek masasıyla karşılaşacaktır. Nolursa olsun hiçbir şeyden tatmayacaktır. Tek bir kırıntı bile.


Yönetmen bu iki dünya arasında öylesine muazzam bir paralellik yakalamış ki. Nitekim Ofelia, Dev Kurbağa görevini yerine getirmeye gittiğinde, öte taraftan askerler de gerillaları yakalamak için ormanın içine gidiyor. İki tarafın da görevi tehlikeli. Del Toro kamerasını o kadar mükemmel bir biçimde bir o dünyaya bir bu dünyaya çeviriyor ki, arada hiçbir zaman kopukluk meydana gelmiyor ve filmin temposu hiç düşmüyor.

Filmin en önemli kozlarından biri de hiç kuşku yok ki, karakter yaratmadaki başarısı. Oldum olası Schindler's List'teki Amon (Ralph Fiennes)'a bayılmışımdır.Su katılmamış bir kötüdür. İşte Yüzbaşı Vidal bana Amon'u hatırlattı. Babası General Vidal savaş alanında ölüken saatini bir kaya parçasına vurup parçalamış. Böylece oğlu tam ölüm saatini ve dakikasını bilecekmiş. Dolaysıyla bu saat Pulp Fiction'un Butch'ının 'altın saat'i kadar kıymetli. Esasında saatten çok zaman önemli. Öyle ki daha Vidal karakteriyle tanıştığımız an (Carmen ve Ofelia'yı beklrken) saatine baktığını ve '15 dakika geç kaldılar' demesiyle beraber bu karakterin ne kadar disiplinli olduğunu anlıyoruz. Şüpheli gördükleri baba, oğul iki çiftçiden çocuğun kafatasını içki şişesiyle parçaladıktan (rahatlıkla Gaspar Noe'nin İrreversible'ındaki yangın söndürme tüpüyle işlenen cinayetle boy ölçüşebilir.Evet bu bir fantastik film!) sonra, gerçekler su yüzüne çıkınca Yüzbaşı'nın verdiği cevap şu oluyor: 'Beni rahatsız edeceğinize şunları düzgün arayın'... Hepsi bu! Sergi Lopez Vidal rolünde, adeta harikalar yaratmış. Henüz 13 yaşında olan Ivana Baquero da kendisine verilen rolün hakkını fazlasıyla vermiş.


Filmin bir diğer önemli kozlarından biri de enfes müzikleri.Javier Navarete'nin harikulade müzikleri filmi unutulmaz kılıyor.

Bir film faşizmi bu kadar iyi anlatsın, başarılı oyuncu kadrosu muazzam karakterlere hayat versin, Spielbergvari ölümler olsun, acımasız olsun, harikulade efektler ve enfes kamera hareketleri olsun ve fantastik olsun; yılın filmi olsun!


Bundan yıllar önce Alejandro G. Innaritu Amores Perros'la, bir anda tüm dikkatleri Meksika'ya çekti. Bununla da kalmayıp '21 Grams' ve en Son Babel'le başarısını kanıtlamıştı. Diğer taraftan 'Children of Men'la Alfanso Cuaron kesinlikle hepimizi nakavt etmişti. Uzun tek plan çekimleri kısır sinema döngüsü içerisinde bir ilaç gibiydi ve Guillermo Del Toro yıllar boyunca unutulmayacak bir başyapıta imza atınca, haliyle hepimizin gözü Meksika'ya çevrildi. Umuyorum ki, bu ustaların elinden daha nice özgün ve kalıcı filmler izleriz.

538
3. KİTAP İSMİ AÇIKLANDI

Yeni Kitabın İsmi

"BRISINGR"

Kitap kapağında altın ejderha Glaedr'ı görüyoruz.

Kitabın yazarı Christopher Paolini sonunda miras döngüsü 3. kitabın adını açıkladı. Kitaptın isminin tahmin edilenin aksine EMPIRE değil BRISINGR oldu.

Kitabın isminin belli oluşu ve kapakınında beli olmasına ek olarak ne zmaan çıkacağıda açıklandı. Kitabın çıkış tarihi 20 Eylül'de, 2008 Cumartesi günü saat gece yarısı 12:01'de olacak. Bunun için şimdiden bir çok kitapevi gece yarısı partileri düzenleyecekler. Özellikle fanlarının büyük bir ilgi göstereceği 20 Eylül Cumartesi günü sabırsızlıkla bekleniyor. Yakında çok daha fazla bilgiyle karşınızda olacağız...

Kitabın çıkış haberini veren Fiddler'a teşekkür ediyoruz.

539
Genel Kültür / Mona Lisa’nın kimliği belirlendi...
« : 14 Ocak 2008, 03:02:14 »

Almanya’nın Heidelberg kentinde görev yapan bilim adamı Veit Probst, ressam Leonardo da Vinci’nin ölümsüz eseri “Mona Lisa”daki kadının kimliğinin kesin olarak belirlendiğini açıkladı.

Heidelberg Üniversitesi Kütüphane Müdürü olan Probst, yaptığı açıklamada, “Mona Lisa” adlı tabloda gülümseyen kadının, kesinlikle Floransa’lı bir tüccarın eşi Lisa del Gioconda olduğunu belirtti.

Vinci’nin 1503-1506 yılları arasında yaptığı ve Paris’teki Louvre Müzesinde bulunan “Mona Lisa” tablosu, bugüne kadar “La Gioconda” adıyla anılıyordu.

“Mona Lisa” tablosundaki kadının, bugüne kadar Vinci’nin gizli bir sevgilisi olduğu ya da ressamın şifreli olarak kendi portresini yaptığı şeklinde spekülasyonlar yapılmıştı.

Probst’un bu konudaki bilimsel bir yazısının, 3 hafta içinde yayınlanacağı bildirildi

540
Duyurular / Eveeet karmalarınızda geldi...
« : 13 Ocak 2008, 18:57:44 »
İşte arkadaşlar okadar çok istiyordunuz sonunda karmaları açtık. Fakat şöyle bir değişiklik var "waay kanqa hoşgeldin al sana bir + bakalım" diyemiyeceksiniz.. :D Yani + ya tıklarken size bu karmayı neden verdiğiniz sorulacak ve soruyu cevaplamadan da + yı veremeeyeceksiniz... :D

İkincisi ise bir kişinin + veya - verebilmesi için en az 75 mesajı olmalı...

Üçüncüsü saçma bulunan ve küfürlü olarak verilmiş karmalar silinecektir. (hatta banlanmaya kadar gidebilir.. :P)

Dördüncüsü şu anlık isim Karma olarak geçiyor çok yakında değişecek o yüzden "hoop ne oldu" diye bağırmayın lütfen... :D

Neyse sorularınız varsa alalım şimdilik bukadar hadin iyi eğlenceler.. :D :D

Sayfa: 1 ... 34 35 [36] 37