Fırtınakıran'ın da benim de uzun süredir radyoda söyleyip durduğumuz "eleştirmen" ve "bilirkişi" ihtiyacını karşılamak üzere elimi taşın altına koyuyorum
Bu yazı, hiç karşılaşamadığım ve bu dünyadan ayrıldığı için karşılaşamayacağım, fakat "keşke zamanında karşılaşsaydım ve ondan bir şeyler öğrenebilseydim" dediğim Metin Demirhan'a adanmıştır.
Eleştirmen ya da bilirkişilere neden gereksinim duymaktayız? Bu soruya hepimiz yanıt aramalıyız. Kendi adıma, şöyle yanıtlayabilirim: Fantastik edebiyat, dışarıdan görüldüğü kadar basit değil. Bu türde ilerlemek isteyenler çoğunlukla popüler kültürün üretimi olan kalitesiz ürünlerin arasında boğulmakta, kaliteli eserlerle tanışamamakta ve sonunda fantastik edebiyattan sıkılmaktadır. Bir çok kişi için fantastik edebiyat "bir dönem ilgilendiğim ama sonra sıkıldığım bir şey işte, ejderhalar büyücüler falan var" şeklinde dile getirilmektedir.
İşte, bu güzel edebiyat türüne ilgi duyanların, okyanuslara açılıp, maceralar yaşayıp yeni kıtalar keşfedemeden kıyıda boğulmasının önüne geçecek kişilerdir eleştirmen ve bilirkişiler.
Aşağıda yazacaklarım dayatma içermemektedir, kişisel düşüncelerimdir ve zamanla değişebilirler:
Hem eleştirmen hem de bilirkişiler;
Konu hakkında bilgili ve birikimli olmalılar. Öyle ki seri üretimle meydana gelen ve piyasaya sürülen ürünler ile, ciddi bir süreç ve emeğin sonucu ortay konan eseri birbirinden ayırabilmelidirler.
Fantastik edebiyatın, onu özgün kılan kendine has
ağırlığının farkına varabilmiş olmalılar. Bu ağırlığı ve özgünlüğü taşıyan eserleri tanıyabilmeliler.
Eleştirmen ve bilirkişinin işlevlerini kendimce tanımlarsam:
Eleştirmen, eserleri doğru şekilde eleştirebilmeli ve tanıtabilmelidir, ürünleri ise yerden yere vurmaktan çekinmeyecek cesarete sahip olmalı ve onlara sivridilli eleştiriler yöneltebilmelidir.
Bilirkişi, gerçekten bilgi ve birikim sahibi olmalıdır. Bilgisini ve birikimini en doğru şekilde acemilere aktarabilmeli ve fantastik edebiyatın (ve bu kültürün) ruhunu yaşatmalıdır.
İkisi birden olmak mümkün elbet, ama bazı kişiler yapıları gereği birine daha yatkın olabilirler. Yayınlarımda özellikle üzerinde durduğum "bilirkişi nasıl olunur" sorusuna cevap vermek istiyorum:
*İlk olarak bunun uzun bir süreç olduğu göz önünde bulundurulmalı, aceleci olunmamalı.
*Dört büyük yazarın eserleri mutlaka okunmalı. Bu yazarlar H. P. Lovecraft, Robert E. Howard, Tolkien ve Edgar Allan Poe'dur. Bu yazarların hepsi de fantastik edebiyatın farklı dallarında özgün ve öncü kişilerdir.
En önemlisi hangisi diye sormayın, hepsi önemli ve bence "bilirkişi olmak istiyorum" diyen biri hepsini okumalı.
Not: Dört büyük yazarın eserlerinin hepsini birden ard arda okumak zorunda değilsiniz, zamana yaymanızı öneririm.
Bunların yanında diğer önemli isimler olarak adlandırabileceğim (zamanla yenileri eklenebilir bu ikinci listeye) kişiler Ursula K. Le Guin, Frank Herbert, Neil Gaiman, Clive Barker gibi yazarlar da mümkün olduğunca okunmalı. Özellikle Le Guin'in "Yerdeniz" serisi ve Frank Herbert'ın "Dune" serisi (hepsi olmasa da ilk iki kitap okunabilir) önemlidir.
Bilirkişi olmak için yola çıkanlar kendilerini sadece "fantastik" ile sınırlandırmamalı, farklı unsurlar ile de birikimlerini çoğaltmalıdır. Dünya klasikleri, bilimkurgu edebiyatı, matematik-fizik-biyoloji gibi bilimler,
satranç, go vb. beceri-zeka oyunları, tarih, sosyoloji, antropoloji, arkeoloji gibi bilimler, felsefe, resim-müzik-sinema-çizgiroman gibi sanatlar ve bunlara benzer alanlardan ilgilerini çekenler üzerine çalışmalar yapmalıdırlar.
Altın kural:
To make up a good idea, you must know about a lot of ideas. (saygı duyduğum bir insanın duvarında asılıydı bu söz)
Ek:
Fantastik kültüre giriş rehberiFantastik kültür sadece kitaplarla sınırlı değildir. Filmler, oyunlar ve müzikten oluşan bir bütündür. Önerilerimi takip etmek için
buraya bakabilirsiniz.