Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Kuzen

Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6 ... 8
46
Şişedeki Mısralar / Ynt: Şiirimsiler ve Hikayeler
« : 11 Kasım 2012, 21:09:06 »
 selam olsun

küsler
sözler
ve tutamayanlar
bayramlar, seyranlar
el öpenler
kap kaçıranlar
yenilgiyi tadanlar
zaferi göremeyenler
kıç yalayanlar
içine bağıranlar
ezilenler
götürenler
selam olsun
size
selam

 
 istanbula giderken

taze sidik kokusu
üstüne biraz daha
toplanan pantolon
ve sabunsuz sular
serin bir hava var
ama soğuk değil
istanbula giderken

47
Kurgu İskelesi / Ynt: Katilin Gözünden
« : 10 Kasım 2012, 15:04:54 »
 Teşekkürler mit. Karakterin ileride ne için bu şekilde davrandığı ortaya çıkacak.

48
Kurgu İskelesi / Ynt: Katilin Gözünden
« : 07 Kasım 2012, 22:52:38 »
 Gilderoy kardeş çok yerinde konuştun ne diyeyim :D noktalamalarım hep berbattı hala daha öyle. En azından başlık sorununu çözmüşüm. Daha dikkatli olacağım devamında ve evet birincinin devamı . Okuduğun ve eleştirdiğin için teşekkürler.

49
Kurgu İskelesi / Ynt: Katilin Gözünden
« : 07 Kasım 2012, 20:07:34 »
 
 Ellerim, yırtık kotum kanlı ve ölümün kokusu bedenimi sarmış. Gururla yürüyorum yolda, sanki amacıma ermiş gibiyim. Tüm bunalımlar ve yaşadığım iğrençlikler bu yüzden miydi ki? Ölüm arzusunu ben seçmedim ölüm beni seçmiş gibi. Kimsenin üzülmeyeceği işler yapacağım aklımda bu var. Zaten kim üzülür ki bi piçin ölmesine. Telefonum çalıyor annem..

 Eve gel eve gel. Her zaman ki konuşmamızdır bu eve gelmek ama artık ev benim için ev değil. Hiçbirzaman gittiğim hiçbir evi yuva gibi hissedemedim. Yuva hissetmem için evin bir çekiciliği belki de isteği olmalıydı ama sokak çekiciydi ve sokak yuva hissini vermese de sokaktı. Çekici İstanbul sokakları. Ölüm köşebucak kol gezerken kurbanlardan avcılara terfi ediyorum. Ama bu kurban olamayacağım anlamına gelmiyor. Sıkılmış bir canım var kurban gibi gezmekten. Güç tek tutunma yolu ve yine güç tek yaşama yolu. Bu sefer ben öldüreyim siz izleyin.

 Bir inşaat bulup içine giriyorum karanlık. Ürkütücü ve benim dışımda tecavüze uğrayan bir kadın, tecavüz eden bir adam, bir tinerci var. Herkes kendi işiyle meşgul. Ben ise uyumalıyım. Bana her biri anlık bir bakış atıyor ve her biri anlıyor artık bir kurban değil de avcı olduğumu artık sadece sokağın var olduğunu, kaldırım taşlarına vurulan kafanın benimki olmadığını, benim bir katil olduğumu. Onları korkutmak zorunda değilim çünkü zaten kabul edildim. İlk defa kendimi bir topluma kanıtlama ihtiyacı duymadan kabul ediliyorum. Soğuk kış gecesi, ondan daha soğuk duvarlar.. Çökmüş ve hüzünlü uyuyorum ama biliyorum ki bu benim.

50
Kurgu İskelesi / Katilin Gözünden
« : 04 Kasım 2012, 10:51:16 »
 
 Bölüm I İlk Ölüm

 Sokak, kaldırımlarıyla bir bütün oluşturmuş geceyi seyrediyordu. Sokak çıplaktı ve hep öyle kalacaktı. Var olmak ya da olmamak değildi tüm sebep. Sadece olanı yok etmekti belki de bu sistemde. Arnavut kaldrımlarında oturuyorken birinin sesini duyuyorum. Rahatsız edici sesler sadece. Tek amacı zamanı katletmek olan havalı tiplerden gelen gereksiz gürültüler. Migren ağrılarım artmış ve gerginim. Pahalı giysiler, pahalı ayakkabılar, pahalı saçlar ama kötü bir görünüm. Sahtekarlığın böylesi olamaz. Kendini sahteleştirmek en büyük kumardır. " Ne bakıyon mal!" Bana mı dedi ? Görmezden gel, gel ki değerin katlansın ama hayır bu kadar gereksiz insanlar daha fazla yer kaplamamalı.


 Birkaç sokak daha takip ettikten sonra sonunda biri gruptan ayrılıyor. Farklı yollara geçiyoruz beraber. Sokak hala çıplak ve öyle kalacak. Sokak ne istediğimi biliyor ama yalnızca yalnızken. Üstümde hiçbir silah yok, yerden bir taş alıyorum etrafı süzüyorum. Kimse yok ne bir kamera ne bir insan. Yıkık dökük binalar ve ağzımdaki soğuk nefes. Tereddütsüz bir şekilde atıyorum taşı, tam isabet. Adam yerde. Bir anda yanındayım ve kafasını ezmeye başlamışım. Etrafa kan fışkırıyor, çoktan ölmüş ama ben hıncımı alamıyorum. Neden doğmuştu ki böyle insanlar. Sadece olmayan insanlar. Yalnız ama kalabalık boş bir kuru.

51
Şişedeki Mısralar / Ynt: Birikinti
« : 02 Kasım 2012, 19:06:42 »
 Ciddiyim godex kardeş bu şiirin en iyisi olmuş, ve ben hissettim diyebilirim. Her şiiri herkes hissedemez bu insanın karakterine bağlıdır. Ama bunu hissettim diğerlerinden ziyade eline sağlık.

52
Düşler Limanı / Ynt: Kayıtsız ve güzensiz ben
« : 30 Ekim 2012, 21:29:43 »
 Okuman bile hoş oldu benim için ve eleştirin için de ayrıca teşekkürler, ama dediğim gibi biraz müsvedde oldu bu yazı. Yani belki yeri de olmayabilir burası ama yazdım işte.

53
Düşler Limanı / Kayıtsız ve güzensiz ben
« : 30 Ekim 2012, 02:26:12 »
 

 Kayıtsız bir güvensizlikle yazıyorum. Bu şehirden soğuyalı ve nefret edeli çok olmadı. Buraya geleli daha doğrusu burayı bileli üç sene oluyor. Ve geldiğim günden beri tiksiniyor korkuyor ve istemiyorum. Yollarda rahat değilim. Şu an yağan yağmuru bile bana sahte. O kadar cansız ki aslında İstanbul. İzmirliyimdir ben, en azından öyle sanıyordum. Birkaç gün önce bornovaya gittiğimde bu his de yok oldu. Hayır, sanırım bir yere ait değilim. Eski sevgililer hala canımı yakıyor ve ben hala acele ediyorum her konuda. Kanıtlamak istediğim şey hiç bir şey kanıtlamadığımdır. Ama kanıtlamaya çalışıyorum işte. İronik bir hayat bu, battıkça bağıracağımız. Dost düşman ya da alabildiğine sarhoşluk tamamen değerini yitirmiş. Artık vodka bile içemiyorum. Artık kendime berduş bile diyemiyorum. Kiliselerde bulduğum huzur ve okuduğum kitaplarda bile değilim. Ey yaradan ben nerdeyim ve neyim söyler misin? Seninle pardon seninle değil sadece sana yönelik çok kötü şey söyledim. Beni hiçbir zaman umursamadın. Ne kötülük ne de iyilik ettin. Verdiğin bir şey varsa o da hislerimdir. Önceden anlarım ihanetleri ve diğer pislikleri. Önceden anlarım hayalkırıklığını ve başarısızlıklarımı. Ve utançlarımı...


 Arka cebimde taşıdığım sigara paketimdeki yamulmuş daha doğrusu üçgen şeklini almış sigaralarımı içerken izmaritlerini düzeltirim hep. Pahalı bir sigara içiyorum. Bana yakışmayan bir başka davranış da budur sanırım. Camel içmek. Dedem de içermiş Camel, bunu sonradan öğrendim ama yine de hoşuma gitti dedeme benzemek. Allah rahmet eylesin. İyiyidi herhalde, en azından benim ona yüklediğim anlam onun gerçek olmasıdır. Sert bir adamdı zamanında gözü kara. Vurdumu oturtan bir tip. Biraz maço. Hayır ben maço değilim, kavga etmeyi sevmem çok korkarım ama çok kavga ederim. İyi bile sayılırım bu konuda. Bir mafya sözü der ki önemli olan güç değil, gücü göstermektir diye. Dünyanın sahteliğini bundan başka daha ne anlatabilir ki? Taktığınız maskeler önemli siz ya da basit veya karmaşık duygularınız değil. Davranışlarınız görülür gerçek siz değil. 

 :hıö

 Bazen böyle bakarım işte halinize halime. Neydim ne oldum diye. Çok üzgünüm biliyor musunuz? Hayır olmadığıma karar verdim. İki kedim biri sarı ve şişman. Mutlu uyuşuk ve iyi bir kedi. Erkek. Diğeri ise siyah pofuduk bir erkek yavru. Çok da iyi anlaşıyorlar. Bu kadar zekaya sahip olmamaıza rağmen bizim yapamadığımız onların kendi içgüdülerine karşı gelişi. İki erkeğin savaşmaması. Güçlü olanın diğerini ezmeyişi tam tersine koruyuşu.


 Son zamanlarda gerginliğim iyice arttı. Biri bana bakınca öyle korkuyorum ki ona saldırmamak için kendimi zor tutuyorum. Bazen sadece sağlam bir kavga istiyorum. Birilerinin ağzını burnunu kırmak ve benim de patlak dudağımla beraber zaferle ayrılmamı. Hani küçükken ilkokulda aşı günü olur da iğnenin sana gelişini görürsün. Ama bir türlü girip de çıkamaz o iğne. Ve hissedersiniz biteceğini bildiğiniz ama bir türlü bitemeyen duyguyu. İşte ben öyle yaşıyorum. Biteceğini bildiğim ama bitmeyen korku ve hayatla. Bunun şehirlerle ilgisi yokmuş ve ben Bornovalı değilmişim bunu da yeni fark ettim.


 Kendim olmak o kadar zor ki artık, kendim olmak bile istememeye başladım. Uyum sağlamak istiyorum belki de. Belki de kalıcı dostluklar ve kalıcı aşklar. Daha yaşın kaç ki diyeceksiniz 17 yaşında bir ergen müsveddesi. Evet belki de öyle, ama ben bir şey olamadım henüz. Bir lakabım bir tanımım yok. İnsanları kışkırtıp da kaçıran bir tipim. Çünkü ben buyum. Ve bu bana acı veriyor. Ama rol yaptığımda ise yine acı alıyorum veriyorum. Surat ifadem değişiyor.

 :üü


 Bazen de sadece böyle olmak istiyorum  8) artist. Ama olamayacağım bir şey, içimdeki artist çoktan içimdeki mütevazının tecavüzüne uğradı bile.

 Sonuç olarak dediğim gibi kayıtsız bir güvensizlikle yadım saat sabah iki sularında. Ve ben böyleyim. Okuyun ya da okumayın, bazen sadece insan birilerinin dinleyemeyeceği okuyabileceği şeyler yazmak ister bu da onlardan biri, ufak bir müsvedde. Artık durumum kısaca  >:( böyle. İyi uykular, kolay gelsin.. 


54
Şişedeki Mısralar / Ynt: Şiirimsiler
« : 27 Ekim 2012, 16:24:36 »
 izmire giderken

ağzımda kolanın küflü
ve nikotinli tadı
bulutlar kara
gökyüzü kadar olmasa da
kendimde gibiyim
herşey yeterince bulanık
biraz aç
ama acele yok
sadece biraz açım


 yeteri kadar

hizmetliler ve muhafızlar koşun
canımı alacak
cansız,
sadece öldüren
itaatkar bir kılıç
yeteri kadar üzgün
yeterli mi

yetti
zaman hiçlik
hayır geçin bitti bunlar
yeter
yeteri
yeterli mi
yeteri kadar
yetti kör kılıç
kör ölümler

55
Tartışma Platformu / Ynt: Kitap Okuma İsteğini Kaybetmek
« : 27 Ekim 2012, 13:34:53 »
 Aslında benim yaptığım bir taktik var, iki kitap taşı yanında birinden sıkılınca diğerine geç, sonsuza kadar okuyorsun kitap bitene kadar yani.

56
Düşler Limanı / Ynt: Yalnızım Ben
« : 23 Ekim 2012, 03:08:31 »
 Yani farklı konular..

57
Düşler Limanı / Ynt: Yalnızım Ben
« : 23 Ekim 2012, 02:25:52 »
 Kısa ve öz bir şiirimsi olmuş. Eline sağlık daha farklı içeriklerle de yazabilirsin gibi geldi.

58
Düşler Limanı / Ynt: Çığlık
« : 22 Ekim 2012, 22:07:21 »
 İlk iki paragraf gayet iyiydi bence hafiften yeraltını andırıyordu ama son paragraf tam bir klişe oldu, o yüzden sonunu beğenmedim ama genel olarak yazım tarzın iyi diyebilirim kolay gelsin sana.

59
Şişedeki Mısralar / Ynt: Şiirimsiler
« : 22 Ekim 2012, 21:49:13 »
 vapur

bir aile
bir kaç arkadaş
kapüşonlu insanlar
deniz
sıkılmış artık
yeter artık diyor
gidiyorum


 yol

sigara mazgallara düştü
değemeden
hiçbir değere
arnavut kaldırımlar bozuk
girintili
ve çıkıntılı
selamın aleyküm
dedi yabancı
sigaran var mı
bir sigara
geçti elden ele
dumanlar yine
sessiz
nefes almaya çalışan
dar paçalı insanlar
bir bavul ve tıkırtılı sesi
hafiften kararmış bulutlar
hafif kaçık bir adam çarpmış
önüme bakıyorum
neyse yine dehşet var
yüzlerde


 kül

kül ne güzel şey
iz bırakmak istemiş
nemli tişörtüm üzerimde
biraz uzun kolları
bardaktaki kola titriyor elimden
yine elimden gelen heyecan
zamanının insanı değil bu insan
sanki aykırıyız hepimiz
doğallığı dışlıyoruz
iz bırakmak isteyip de
bırakamayan külleri

60
Şişedeki Mısralar / Ynt: Tüysüz Şeftali
« : 22 Ekim 2012, 21:47:35 »
 Tekerleme gibi olmuş alınma çok hoş insanın sesli okuyup mırıldanası geliyor onun dışında içerik olarak da hoş buldum, tüysüz şeftaliler hepimizin başından geçiyor.

Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6 ... 8