Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - SrNimble

Sayfa: 1 2 [3]
31
Tartışma Platformu / Ynt: .
« : 31 Ocak 2017, 23:37:25 »
   Sağolun :) Tek isteğim buradaki insanları bilinçlendirmek ve bazı sorgulamalara sevk etmek.

32
Tartışma Platformu / .
« : 31 Ocak 2017, 22:42:14 »
   Merhabalar arkadaşlar, öncelikle bu başlık asıl konumuz olan ÖN YARGI ile ilişkilidir :D . Zira konu başlığı yalnızca bir ''nokta'' olan bir yazıyla karşılaşsam muhtemelen ön yargıyla yaklaşırdım :) . Uzun bir süredir maruz kaldığım ve hiç hoşlanmadığım bir davranıştır ön yargı.
   Öncelikle günlük yaşamımızda ön yargı hatasına düşen insanları görebiliyoruz. Çoğu zaman ön yargının kolaya kaçmak olduğunu düşünmüşümdür. İnsanları düşünmeden yargılamaya, sentez yapmaya iten bir oluşumdur ön yargı. Bana göre ön yargının temelinde düşüncesizlik yatar. Karşınızdaki kişi size herhangi bir öneride bulunduğunda ya da size bir fikirden bahsettiğinde aklınıza gelen ilk şeyi söylemek ön yargıdır. Önce durup bir düşünmek; eğer bu fikre katılmıyorsak bunu karşımızdakine en iyi şekilde, kibarca iletmemiz, eğer fikrimiz olumluysa da neden bu fikre katıldığımızı açıklamamız gerekmez mi sizce de? Ön yargının insan ilişkilerine büyük bir zarar verdiğini düşünüyorum. Zira karşımızdaki kişi samimi olmadığımızı veya söylediklerine saygı duymadığımızı düşünebilir.
   Sadece kendi karşılaştığım ön yargıdan bahsetmiyorum, günlük yaşamımızda insanların birbirlerine karşı davranışlarına ve sözlerine biraz dikkat ederseniz eğer onların da böyle bir yanılgı içerisinde olabileceklerini görebilirsiniz.
   Sizin ön yargı hakkında düşünceleriniz nelerdir ve sizce ön yargı hastalığının ilacı nedir?

33
Müzik / Ynt: Şu Anda Ne Dinliyorsunuz?
« : 26 Ocak 2017, 00:13:29 »
   https://www.youtube.com/watch?v=VjHMDlAPMUw    Are You With Me- Lost Frequencies,  bütün bir gündür şarkının ismi dilimin ucunda hatırlamaya çalışıyorum neydi neydi diye 1. sayfadan 41. sayfaya kadar bütün şarkılara baktım paylaşanda yok çıldıracaktım en son arkadaşım söyledi :)
   Gerçekten güzel bir şarkı dinlemenizi tavsiye ederim. (1 gün uğraştığıma değdi:)

34
Tartışma Platformu / Ynt: Aşk ve Yaşam
« : 21 Ocak 2017, 13:58:07 »
    Haklısın psikolojik bir bakış fakat aynı sayfanın biyolojik kısmı anlatan konusuna baktığımda genel olarak hormonlardan ve etkilerden bahsedildiğini gördüğüm ve bu yazının konumuzla daha yakından ilgili olduğunu düşündüğüm için bunu kullandım, istersen biyolojik aşk konusuna da bakabilirsin verdiğim linkten.
     Yani sanırım psikolog arkadaşlara göre- benim anladığım kadarıyla- aşk bir yolculuk gibidir başlangıcı beğenmedir fakat bu tamamen aşkı oluşturmaz. Demek istediğim bütün bu koşullar tamamlandığında aşk da tamamlanmış olur. Yani beğenmenin yanında bağlılık ve tutkuyu da kapsadığında bu duygu gerçekleşir diye düşünüyorum.

35
Tartışma Platformu / Ynt: Aşk ve Yaşam
« : 21 Ocak 2017, 13:29:55 »
Psikolojide
Psikoloji aşkı bilişsel ve sosyal fenomen olarak gösteriyor. Psikolog Robert Sternberg bir formülle aşkı açıkladığını savundu. Psikoloğun aşk üçgen teorisi şöyledir; aşk üç bağdan oluşur bunlar: yakınlık, bağlılık ve tutkudur. Eğer bu üçünden biri yok olursa aşk biter. Aşk ilk önce samimiyetle başlar. Aslında en başlangıç aşaması hoşlanma ve beğenmedir. Sonra samimiyet ön plana çıkar. Daha sonra aşık olunan kişi ile gülüşmeler ve selamlaşmalar başlar. Sonra yakınlık ve sohbet başlar. İşte aşkın üç bağından biri oluşmuş oldu. Yakınlık kuruldu. Daha sonra arkadaşlık duygusu kazanılır. Eğer ona yeterince güven verdiğinizi anlamanızı istiyorsanız size sırrınızı açıklamasını bekleyin. Eğer sır veya özel bir paylaşımınız olduysa ikinci bağda kurulmuş demektir. Son aşama artık arkadaşlıkla olacak bir şey değil itiraf etmeniz gerekir. Onu sevdiğinizi ve hoşlandığınızı direkt söylemenize gerek yok. Bunu belirtebilirsiniz. Mesajla, çiçekle, sürprizler ile bunu açıklayabilirsiniz. Eğer gerçekten birbirinizi seviyorsanız son aşamaya geçebilirsiniz. Ve aşkın en son aşaması tutkuya geldik. Aşkın son ve yaygın şeklidir. Diğer adı ile cinselliktir. Günümüzde aşklar bu aşamalara uğramadan en son tutkuya ulaşmaktadır. Amerikalı psikolog Zick Rubin'e göre aşk kendi arasında üçe ayrılır: Romantik aşk, sahiplenici aşk, kullanılan aşk. Romantik aşk her iki tarafında tutku ile birbirine bağlı olduğu ve mutlu edici aşktır. Sahiplenici aşk bir tarafın diğer kişiye aşırı derece sahip çıkması ve onun her konuştuğu kişiyi kıskanması sonucu ortaya çıkar. Bazıları ölümle bitebilir. Kullanılan aşk ise genelde zengin kadın ve erkeklerin aşkını paraya çevirmektir. Kendisini seven adam veya kadının parası ile yaşamak olarak da tanımlanabilir. Psikolog Erich Fromm aşkın sadece duygudan ibaret olmadığını aynı zamanda aşkın davranış ve eylemlerle de belli olabileceğini vurgulamıştır. Aynı zamanda Fromm, aşkın bilinçli bir bağlılık olduğunu söylemiş ve sadece şehvetten oluşmayacağını dile getirmiştir.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Aşk  eğer burada anlatılan, ünlü psikanalizcilerin ve her tür insanın görüşlerine bakarsan farklı bir bakış açısı kazanabilirsin. Söylediklerin gayet anlamlı ve olabilitesi var olan görüşler saygı duyarım. :)

36
Tartışma Platformu / Ynt: Aşk ve Yaşam
« : 21 Ocak 2017, 12:49:23 »
   Aşk başlangıçtır ve ilişkinin devamı için gerekli değildir mi yoksa aşk başlangıçtır ve ilişkinin devamında var olmaz mı? Yani aşk sadece başlangıcı mı oluşturur?
    Tutku ve bağlılık; bunlar bizim aşkı tanımlarken kullandığımız bir takım sözcükler değil mi, ben mi yanlış biliyorum?

37
Tartışma Platformu / Ynt: Aşk ve Yaşam
« : 21 Ocak 2017, 12:35:35 »
   Burada haklısın fakat söylediğin anahtar kelime olan seks bu iki insan arasında da (üreme olmadan) mümkün değil mi? Sonuçta buda bu iki kişinin arasında sevgiden fazlasının olduğunu göstermez mi?

38
Tartışma Platformu / Ynt: Aşk ve Yaşam
« : 21 Ocak 2017, 12:26:02 »
    Söyledikleriniz, olayın benim daha önce üzerine fazla düşünmediğim tarafıydı. Yeni bir bakış açısı, pratik yeni bilgiler gösterdiğiniz için teşekkür ederim.
     Cinsel seçilim gibi olayları anladım, aşkın üreme olayına büyük katkısı olduğunuda; fakat merak ettiğim bir şey var ki, mesela iki kişiden birisinin kısır olduğu bir evlilikte bu evliliği ölüme kadar devam ettiren insanların hissettiği duygu diğerlerine göre farklı bir aşk falan mı? Sonuçta yolun sonunda neslin devamı yok ama bu insanlar birbirlerinden vazgeçmiyor.

39
Tartışma Platformu / Ynt: Aşk ve Yaşam
« : 15 Ocak 2017, 21:07:00 »
   Gösterdiğiniz yeni bakış açıları için teşekkür ederim aslında bende melankoli gibi bir şey oluşturması pek mümkün değil çünkü bu hisse hayal kırıklığı oluşturma ihtimali olan bir duygu olduğunu düşünmeden yaklaşıyorum ki aşk benim için bir kadından başka güzel olan herhangi bir nesneye karşı, hislerimi paylaşan herhangi bir şeye karşıda olabilir. Sevdiğim sözlerden birisi olan '' Aşk aslında sevdiğinle yaşamak değil, sevdiğini yaşamaktır.'' sözünde söylendiği gibi birlikte olmak ya da olmamak kafama takacağım bir şey değil yalnızca aşkı hayatıma renk katması için, yağmurlu bir sabaha doğan güneş gibi kalbimi ısıtması için hissetmek istiyorum. Ve bencede aşk bir kadına indirgenmemesi gereken bir his bu duyguyu daha çok şeylere karşı duyabiliriz, hislerimizi bizimle paylaşan ve gülümsememize ortak olan bir nesne bile olabilir. Yapıcı yorumlarınız için teşekkür ederim :)

40
Tartışma Platformu / Aşk ve Yaşam
« : 14 Ocak 2017, 21:46:59 »
    Arkadaşlar biraz farklı bir konu olabilir ama duygularımın hat safhada olduğu bu anlarda bu yazıyı yazmak istiyorum.
    Sizce aşk olmadan yaşayabilir miyiz? Nelere aşık olabiliriz? Aşkın dünyamıza, bakış açımıza, hislerimize ve hayatımıza katkıları ve zararları nelerdir?
    Sadece öğrenmek istiyorum sizin aşk hakkındaki hislerinizi ve düşüncelerinizi. Benim için son zamanlarda umuttan bile önemli, yegane duygu olan aşk...

41
Yazarlar / Francis Scott Key Fitzgerald
« : 10 Ocak 2017, 23:02:44 »
        Arkadaşlar rıhtımda yeni sayılırım. Burdaki formatı anlamış olsamda içerik olarak rıhtıma hakim değilim. Fantastik edebiyattan, okumaktan, birşeyler yazmaya çalışmaktan hoşlanıyorum. Fakat bu yazımda size modern edebiyatın en büyük yazarlarından birisinden bahsedeceğim.
        F. Scott Fitzgerald 20. yüzyılın en büyük yazarlarından. İrlanda asıllı Amerikan yazar subaylık yaptığı dönemlerde Alabama'nın Montgomery kasabasında Zelda Sayre ile tanışır ve ona o zamanlar içinde yanan yazarlık tutkusundan bahseder. Bir gösteride, sahnede yaptıkları vals sırasında Scott Zelda'ya onunla birlikte New York'a gelmesini istediğini söyler. Zelda yaşadığı ikilem süresince Alabama'daki çevresinin ve ailesinin görüşlerini alır. Anne ve  babası bu evliliği onaylamadıklarını ve eğer evlenirse düğüne katılmayacaklarını söyler. Fakat ablalarından ve arkadaşlarından destek alan Zelda, Scott'a karşı duyduğu ateşli tutkuyla New York'a gitme kararı alır. Bu sırada ilk kitabını bastırmış olan Scott oldukça şaşaalı bir düğün için bütün hazırlıkları tamamlamıştır.
       New York'ta evlenen çift aynı zaman zarfında hızlı gece yaşamına atılır. Bir süre sonra Scott ve Zelda, psikolojik olarak tükenmeleriyle Avrupa'ya taşınma kararı alırlar. Bir süre Paris'in sağ yakasındaki mekanlarda vakit geçiren ve çevrelerini büyük oranda genişleten çift Hemingway'le de burada tanışır. Scott burada öyküler ve küçük çaplı projeler ortaya koyar. Ardından Antibes ve Paris arasında mekik dokuyan hayatlarında en büyük çalışmalarından kabul edilen Muhteşem Gatsby'i yazar. Kitabın ismini seçme kısmını Zelda'ya bırakır. 21 Aralık 1940'ta hayata veda etmiştir.
       Gerek geride bıraktığı eserleriyle gerek yaşantısıyla 20. yüzyılın en büyük yazarlarından sayılır.

42
Eğlence & Mizah / Ynt: Bugün Ben Şunu Öğrendim:
« : 31 Aralık 2016, 21:31:48 »
Bugün ayakkabımıza kar bulaşmışsa bunu tatlı bir köpeğe doğru sallayarak temizlemememiz gerektiğini öğrendim...İçlerindeki canavar ortaya çıkabiliyor  :fight:

43
Ferrari'sini Satan Bilge
    Öncelikle bu kitaba arkadaşımın büyük ısrarlarıyla başladım ve şimdi ısrarlarından dolayı müteşekkirim :) Robin Sharma'nın bir kitapta; insan hayatını, spiritüel huzurunu olumlu yönde geliştirebilecek bu kadar tekniği ve öyküleri roman tadında, okurken asla sıkılmayacağınız şekilde yazabilmesi beni çok etkiledi. Olaylara ve tekniklere inanıp uygulamayı seçerseniz gerçekten kişiliğinizi büyük oranda geliştiricek bir kitap. Herkese tavsiye ediyorum. :))

44
Müzik / Ynt: Şu Anda Ne Dinliyorsunuz?
« : 20 Aralık 2016, 20:45:35 »
The Eagles- Hotel California

45
Müzik / Ynt: Şu Anda Ne Dinliyorsunuz?
« : 22 Şubat 2016, 21:17:27 »
Adam Levine Never gonna leave this bed. :)

Sayfa: 1 2 [3]