Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - BerkeB

Sayfa: 1 2 [3]
31
Kurgu İskelesi / Unicorn
« : 08 Ekim 2009, 22:12:00 »
                                                                                       GİRİŞ
          Vahşice yaklaşıyordu bu beyaz duru güzelliğe. Bilmiyormuydu ki doğadaki en masum canlıyla uğraştığını. İrkildi unicorn. Sırtını karanlığa verdi ve ufak adımlarla karanlığa doğru çekiliyordu. Kulakları titreten sesiyle masum masum yardım çığlıkları atıyordu sanki. İçim kanıyordu, bedenim titriyordu adeta.Son yaklaşmaktaydı. Karanlık pelerinin içindeki vahşi yaratık hileli adımlarla masum unicornu köşeye sıkıştırıyordu. Sırtı duvara dayandı. Güçsüz bir savunma hamlesiyle şaha kalktı. Parıltılı boynuzu normalinden katbekat üstün bir şekilde parlıyordu. Bir gece lambası kadar aydınlıyordu karanlığın içinde. Kurtulamıyacaktı. Vahşi yaratık şaha kalkan unicornun karnına bir hamle yaptı. Son gelmişti artık. O kulakları titreten yardım çığlıkları kesilmişti. Belli ki oda ümidi kesmişti kendinden. Asil bir edayla yere attı kendini. Seyirci kalamazdım ama bedenim kilitlenmişti. Hareket edemiyordum. Yaklaşıyordu ona bir adım uzağındaydı. Yavaşça eğildi ve kapşonunu çıkardı. Bu işi yavaş yavaş hallediyordu. Ona işkence ediyordu. Bayılmak üzereydim ki bitirici darbeyi vurdu aşşağılık yaratık. Ne tür bir şey böyle masum bir canlıya zarar verebilirdi. Pis yaratık. Unicornun beyaz görkemli yelelerini yolduktan sonra boynuna eğildi. Bu sandığım şey olamazdı. Onun kanını emicek olamazdı. Yaklaşıyordu git gide yavaştan bitiriyordu işini ve aniden sapladı sivri dişlerini boynuna. O an duyduğum ses içimi acıtıyordu. Tiksiniyordum kendimden,iğreniyordum. Vicudunda kan kalmayıncaya kadar emdi. Aç bir köpek gibi emiyordu adeta. İşi bitmişti. Ayağa kalktı ağzının kenarından akan gri sıvıyı eliyle sildi ve yavaşça uzaklaştı. Doğru zamanı kollayıp unicornun yanına gittim. Parlak boynucu anlından kopup yere düşmüştü. O vahşi yaratığın bastığı toprağa bulanmıştı,kirlenmişti artık. Cansız bedenine bakıyordum. O an bile gözleri o kadar masum bakıyordu ki gözyaşlarımı akmaktan alıkoyamıyordum. Uzunca sarıldıktan sonra asil boynuzunu kirli topraktan arındırdım ve cebime koydum. Bir rivayete göre ölü bir unicornun boynuzu yıllar sonra tekrar parlarsa onun için bir geri dönme şansı olabilirdi.

32
Kurgu İskelesi / Hoffman Kasabası
« : 02 Ağustos 2009, 18:21:27 »
Hoffman kasabası için alışılmadık bir günün ardından kasaba halkını karlı ve gizemli bir gece bekliyordu. Kimi zaman dağlarda uluyan kurtlar kimi zamanda ağaçların üstünde rahatsız edici sesler çıkartan baykuşlar kasabanın bir çok insanı gibi Andy ‘ i de uyutmuyordu. Andy çok asi ve meraklı bir çocuktu . Bu özellikleri bazen onun başına büyük belalar açabiliyordu. Mutfağa su içmeye indiğiğinde komşuları Bay Wolder’in bahçesinde hareket eden bir şey gördü ama aldırış etmedi.Suyunu içti şöyle derin bir nefes alıp odasına çıktı ve yatağına yattı fakat hala aklında aşağıda gördüğü şey vardı. Neydi bu ? Kafasında kalan soru işaretleri yüzünden gece bir türlü geçmek bilmiyordu. Bir o yana bir bu yana dönerken uykuya daldı ve sabah oldu. Andy herkezden erken kalkıp sabahun erken saatlerinin keyfini çıkarıyordu. İlk önce aşağıya inip kahvaltısını hazırlamaya başladı.Herzamanki gibi Andy en sevdiği yiyecekler olan yumurta,taze ekmek ve bir gün önceden toplanmış domatesleri güzelce tabağına koydu. Afiyetle yemeye başladı hızlıca yemeğini bitirdikten sonra sofrayı toplayıp kız kardeşini uyandırmak için üst kata çıktı. Evdekileri uyandırmamak için gıcırtılı merdivenleri çok dikkatli bir şekilde çıktıktan sonra kız kardeşinin odasına vardı.İçeri girdi.
“Rosi Rosi hadi kalk artık.” , “Tamam Andy geliyorum.” Andy kardeşi Rosi’yle birlikte bişeyler yapmaktan çok zevk alırdı ama Rosi hiçbir zaman kardeşiyle vakit geçirmekten bu kadar zevk almadı.Merdivenlerden aşağıya inerken fısır fısır konuşuyorlardı. “Rosi dün gece çok garip bişey gördüm” “Şşşt sessiz ol annemleri uyandıracaksın! Eee ne gördün bakalım”
“Gece su içmeye indiğimde Bay Wolder’in bahçesinde kıpırdayan bi şey gördüm” “Andy bence bu kadar meraklı olmamalısın başına kötü şeyler gelebilr”   “Hıh! Boşversene ben gidip Bay Wolder’in bahçesine bakmaya gidiyorum “Bekle Andy. Düşündümde bende geliyorum”Rosi sohbetin tadından aşağı kata nasıl geldiklerini fark etmemişti bile
 O daha bunları düşünürken Andy ayakkabılarını giyiyordu. Rosiden hemen onun yanına gitti içinden "Bu kadar acele edecek ne varki" diye geçiriyordu.Oda kırmızı tokalı beyaz ayakkabılarını giydi ve kapının Nemden oksitlenmiş yokmağını çevirdi.Andy'nin aklında sürekli dün geceki şey vardı.Bay Wolder'in evine doğru ilerlerken bahçede toplanmış bir kalabalık gördüler.Rosi kendi kendine kim bunlar acaba diye sordu.Andy ise büyük bir merakla bahçeye doğru koşuyordu.Rosi biraz arkada kalmıştı. Andy bahçeye vardığında insanlar fısıldaşıyorlardı. " inanamıyorum" " bunu nasıl bişey yapmış" "çok ürpertici" Andy kalabalığı yarmaya çalışırken Roside ona yetişti.Abi kardeş birlikte kalabalığı yararak öne doğru savruldular.Rosi sendeleyerek yerde kanlar içinde yatan Bay Wolder'in güzel atının üstüne düştü.Andy ona kalkması için yardım etti.Rosiyi bir çalının yanına oturttuktan sonra düşünmeye başladı. " ya geçen gece o şeyin yanına gitseydim kim bilir bana neler yapardı" Andy nin kafası çok karışmıştı. Başı dönüyordu, dizleri titriyordu. Buram Buram kan kokusu midesini bulandırmıştı daha fazla dayanamayıp bir ağacın altına gitti ve biraz kendine gelmeye çalıştı.Bu sırada Rosi annesine olanları anlatmak için eve doğru koşuyordu.Bir yandan korkuyor bir yandanda o şeyin nasıl bir yaratık olduğunu merak ediyordu. Merak duygusu onu içten içe kemiriyordu....
                              BÖLÜM 2
                     SOLUK YÜZLÜ GEZGİN

  Rosi eve vardı.Kırmızı tokalı beyaz ayakkabılarını çıkardı.Ayakkabıları koşarken kirlenmişti.Bembeyaz parlak yüzeyi yerine gri ve soluk bir yüzey gelmişti fakat Rosi hiç umursamıyordu.Gördüklerini hemen annesine anlatmalıydı.Bir yandanda aklından Andy yi geçiriyordu onu orda bırakmıştı ancak bu düşünceleri çok uzun sürmedi Andy kapıyı sertce açarak içeri daldı ayakkabılarını ayağından fırlattı ve Rosiye eşlik etmek için hızlı bi şekilde yanına gidiyordu fakat yerde duran eski ve tozlu antika kilime basıp yere düştü.Birden kulakları inleten bi ses duyuldu.Rosi endişeyle Andy’nin yanına koştu.

__Andy iyimisin bir yerin acıyormu.

   Andy tam cevap verecekken bir çığlık patladı.

__Andy noldu sana.

  Bu Bayan Rozmertaydı.

__Sakin ol anne bir şeyim yok ve ayrıca sana anlatmam gereken çok önemli şeyler var.

__Anlat..!

__Biraz önce Bay Wolderin bahçesine gittik. Bay Wolder’ in atı kanlar içinde yerde yatıyordu.

  Bayan Rozmerta çömeldiği yerden kalkıp pencere kenarına gitti.Perdeleri örttü,bir şeyler fısıldıyordu.

__Hayır.  Bu kadar çabuk olmamalıydı !!

Andy birden gürledi.

__Ne bu kadar çabuk olmamalıydı!!

__Eğer bu sandığım şeyse kasabayı çok kötü günler bekliyor.

__Adam!! Adam!! Buraya gel.

__Noldu Rozmerta?

__Kasabada garip şeyler oluyor gidip neler oluyor örenmelisin.

__Neden bahsediyorsun sen bu kasabada garip şeyler olmaz.

__Öyleyse gitte kendi gözlerinle gör.

__Pekala…!

Adamdın hoşuna gitsede gitmesede hormudanarak kapıya doğru ilerliyordu.Evin biraz bakıma ihitiyacı vardı duvarlardaki sıvalar dökülmeye başlamıştı fakat Adamın böyle işlere ayıracak fazla bütçesi yoktu. O sadece ailesini doyurabilecek kadar para kazanıyordu.Şimdi bunları düşünecek vakti yoktu gidip neler olup bittiğine bakmalıydı.
Eski yamalı ceketini sırtına geçirdi sivri burunlu siyah ayakkabılarını giydi ve dışarıya çıktı.Aheste aheste Bay Wolder’in evine doğru ilerliyordu.Andy ise annesiyle geçen gece gördüğü şeyin bir ilgisi olduğunu düşünüyordu.Bay Wolder’de olayın olduğu yere gelmişti.Hemen hemen herkez oradaydı.Adam meraklanıp hızlı adımlarla ilerlemeye başladı uzun yaşlı söğüt ağacının altından geçerek çitlerin üstünden atlayıp bahçeye daldı. Hiç vakit kaybetmeden Bay Wolder’ e sordu.

__Aman tanrım ne olmuş burada?

__Lanet olsun Adam.Bende bilmiyorum

O sırada kasabanın şerifi kalabalığı dağıtmaya çalışıyordu. Zorlu bi uraş sonucunda kalabalığın bi kısmını evlerine gönderdi . Diğerleri hala neler olduğunu öğrenmeye çalışıyordu.Etraf çok sessizdi. Her sabah öten kuşlar bu sabah çıt bile çıkarmıyorlardı.
bir şeyler ters gidiyordu.


Sayfa: 1 2 [3]