Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Lucilla Clarté

Sayfa: [1] 2 3 ... 8
1
Sinema / The Reader ~ Okuyucu
« : 10 Ağustos 2009, 23:55:01 »


Yönetmen: Stephen Daldry

Senaryo: David Hare, Bernhard Schlink

Tür: Dram, Romantik

Yapım: ABD, Almanya 2008 124 dakika (Renkli)

Dil: İngilizce, Almanca

Internet adresi: www.thereader-movie.com/

Ralph Fiennes, Jeanette Hain, David Kross, Kate Winslet, Susanne Lothar, Alissa Wilms.

Bernhard Schlink'in 1995 tarihli aynı isimli romanından sinemaya uyarlanan "The Reader" savaşın arka planı oluşturduğu bir ortamda geçiyor.

Michael (David Kross) kendisinden yaşça büyük Hanna Schmitz’e (Kate Winslet) aşık olur. Michael ve Hanna‘nın ilişkisi, Hanna‘nın bir gün ansızın ortadan kaybolması ile sona erer. 8 yıl sonrasında, bir hukuk öğrencisi olarak hayatına devam eden Michael, savaş suçları mahkemesinde gözlemcilik yaparken Hanna‘yı sanık sandalyesinde otururken görünce gözlerine inanamaz. Hanna‘nın gizli kalan geçmişi aydınlanırken, Michael ikisinin de hayatını derinden etkileyecek bir sırrı gün yüzüne çıkarır.

2
Müzik / Mazzy Star
« : 23 Temmuz 2009, 00:24:26 »


Eğer saykodelik müziğin 90’ların post-punk akımında bir yeri varsa, Mazzy Star bu etkinin en güçlü reankarnasyonu sayılabilir. Fakat bu, The Jefferson Airplane veya The Grateful Dead’i sevenler Mazzy Star’ı kendilerine yakın bulurlar anlamına gelmiyor.Mazzy Star, The Doors’un ve The Velvet Underground’un uzatılmış parçalarındaki saykodelik atmosferin en karanlık çehresini tercih etmiştir. Grubun donuk gitar melodileri ve yakınma yüklü folk-vari derlemeleri, 90’ların asosyal karakterli atmosferine yayılmış durumdaydı. Lakin Mazzy Star’ın müzikal yapısının, saykadelik tavrın keyif verici maddeler tarafından beslenen yönünü çağrıştırdığı düşünülebilir.

Her ne kadar Mazzy Star bilindik anlamıyla tam bir grup olarak tanımlansa da, temel olarak gitarist David Roback ve solist Hope Sanoval’dan oluşmaktadır. Onlara yardımcı müzisyenler eşlik etmektedir. Roback, The Rain Parade ve Opal’la birlikte underground tarihinde uzun bir ‘övünme’ dönemi yaşamıştı. Daha sonra, Sandoval’ın bir folk düet çalışması (Going Home) için kaydettiği kasedini dinledi ve yolları kesişti. (Roback’ın bu olayın hemen ardından hazırladığı The Going Home albümü piyasaya sürülmemiştir.) Sandoval, Opal’ın son turnesinde Kendra Smith’in yerine geçti.


Last Fm.

Şimdi bu grup için ne söylenir bilmiyorum ben. Benim ölürken çalsın dediğim şarkılar vardı önceden. Sonra bunlarla tanıştım, dedim sadece sizin için bi kaç kere daha ölebilirim. Daha yeni yeni tanışıp birbirimize ısınıyo olsak da içimdeki büyük Mazzy Star sevgisi kalıcı, biliyorum. Dinleyin ölmeden. Ya da ölürken işte her neyse.

3
Müzik / Portishead
« : 18 Temmuz 2009, 14:30:43 »


Portishead ismi, İngiltere’nin güney batı kıyılarında bulunan ve Geoff Barrow’un gençlik yıllarını geçirdiği, tenha bir gümrük (ing. port) limanından geliyor. Grubu kurarkenki niyeti kolay anlaşılır ve sadeydi: «Sadece ‘ilginç müzik’ yapmak istemiştim. İnsanların koleksiyonlarına girebilecek türden ‘uygun’ parçalar, ihtiyacı karşılayacak derecede… »

Barrow kayıt işleriyle uğraşarak başladı. Massive Attack ve Neneh Cherry ile birlikte çalışıyorlardı. Cherry için şarkılar da yazdı («Somedays» onun 1992 toplama albümünde de yer aldı). Enterprise Allowance’ın da yardımı ile caz gitaristi ve müzisyen Adrian Utley, davulcu/programcı Dave MacDonald ve İngiliz vokalist Beth Gibbons -ki onunla ilk tanışması bir barda onu Janis Joplin’den parçalar seslendirirken işitmesiyle oldu- ile biraraya gelebildi. Birlikte bir film çekip müziklerini yaptılar: «To Kill A Dead Man». Aktörler de onlardı. Neden mi? «İşleri yapabilecek kimseyi bulamadık»… Bu noktada A&R çalışanı Ferdy Unger-Hamilton’ın Go! Beat birlikteliğinde dikkatini çektiler. Barrow’un Gabrielle’in «Dreams» parçasını yeniden düzenlemesi de böyle oldu. Sonuçlardan etkilenen Ferdy fazla beklemedi ve grubu şirkete dahil etmek için ihtiyacı olduğu imzaya da hemen kavuştu, onlarla ilgilenen daha bir çok şirkete rağmen.

45’likler «Numb» ve «Sour Times» basın-yayın kuruluşlarının ilgisini topladı, oysa ilk albümleri listelerde şöyle bir dolanmış ve fazla bir etki yapmamıştı. Pazarlama işindeki sorunlar topluluğun ve arkasındakilerin başını bir hayli ağrıttı. Barrow da, Gibbons da tanınmaya karşı isteksizdiler, basın-yayın kuruluşlarının röportaj isteklerini geri çeviriyorlardı; canlı müzik yapmaya gelince, her ikisi de canlı çalmayı reddediyorlardı.

Yazılı ve görsel basında çıkmayacağından emin olacak şekilde Londra’nın uygun yerlerine plastik mankenler dağıtılıp yerleştirilerek değişik bir tanıtım yaptılar. Fısıltı gazetesi çok iş yaptı, bilinen bir radyo desteği de olmadan topluluğun reklamı her yere yayıldı. Üçüncü 45’likleri «Glory Box» Ocak 1995’te on üç numaradan İngiltere listelerine giriverdi. Topluluk üyelerinin kontrolü altında yapılan, cinsellik kokan bir klip yardımıyla daha çok yere ulaştılar. Aralarında Mixmag, ID, The Face ve Melody Maker gibi dergilerin de bulunduğu bir çok kuruluş Yılın Albümü seçimini «Dummy»den yana yaptı. Hareketli şarkıları blues, caz ve hip-hop ile birarada sunarak yaptıkları bu müzik «trip-hop» ismini aldı.

Bir kere bile gitmedikleri halde albümlerinin 150 binden fazla sattığı Amerika’da yoğun ilgi görüyorlardı. Mercury Müzik Ödüllerinde 1995’in En İyi Albümü yine Portishead’a aitti. Bu başarılarının ardından onlarca film müziği teklifi çalışmalarına katılma teklifi geldi. «Dummy»den sonraki çalışmaları çok gecikti. Barrow, mükemmelciliği nedeniyle topluluğu neredeyse bitiriyordu. İçine düştüğü bir yaratıcılık çıkmazı, bütün çalışmalarına sekte vurmuştu.

Sonunda yıkıcı kararlılığını biraz olsun yenebildiğinde çıkardıkları «Portishead» Eylül 1997’de çok beğenildi, son derece olumlu eleştiriler aldı. Albümden ilk 45’likleri «All Mine» Portishead tarzında bazı değişiklere işaret ediyor gibiyse de, diğer parçalar hayranların değişmesini istemeyeceği o etkileyici Portishead tadındaydı.

1998’de bir canlı kayıt geldi. Çok ses getiren ve Portishead’ın, 2000’lerin müziği dendiğinde akla ilk gelen topluluklardan olmasını pekiştiren bu canlı kayıttan sonra çalışmalar yavaşladı.

Last Fm.

4
Sinema / K-Pax
« : 06 Haziran 2009, 18:57:59 »


Esrarengiz bir adam (Kevin Spacey) uzaylı olduğunu iddia ettiği için sağlık merkezine götürülür. İlaç tedavisini kabul etmediği için psikiyatrist Mark Powell’a (Jeff Bridges) sevk edilir. Adının Prot olduğunu ve K-Pax adlı bir gezegenden geldiğini söyleyen adam kendinden emin tavırlarıyla ve anlattıklarıyla psikiyatristini de etkilemeyi başarır. Klinikteki diğer hastalarla da konuşurken Prot, Dünya’nın bin ışık yılı uzağında bulunan gezegendeki yaşamın tasvirini yaparken aslında bir çeşit duyusal ve duygusal uyanışa sebep olur. Dr. Powell, Prot’un yavaş yavaş hastalar üzerinde çok etkili olmaya başladığına şahit olur, çünkü Prot yaz sonunda K-Pax’a döneceğini söylediğinde tüm hastalar onunla birlikte gidebilmenin yollarını aramaya başlar.

Prot’un ne tür bir vaka olduğunu çözmeye çalışan doktor onun iddialarını kanıtlaması için bilimsel sorular sormaya devam eder ancak aldığı yanıtlar karşısında adeta büyülenir ve kişilik bölünmesi olarak tanımladığı teşhis konusunda kuşku duymaya başlar. Powell fazlaca kuşkucu biri olmasına rağmen Prot’un astronomi bilgisinin derinliğini ve ultraviyole ışınlarını görmekteki yeteneğini gördükten sonra ona inanmaya başlar ve sonunda kendi koyduğu teşhisi sorgulamaya başlar.

Film Gene Brewer’ın aynı adlı eserinden sinemaya uyarlandı ve Ian Softley tarafından yönetildi. Bir bilim-kurgu öyküsünden çok insan ilişkilerinin, yaşadığımız, düşündüğümüz ve bildiğimiz hayatın, yürüdüğümüz yolun sorgulandığı bir öykü. Bu haliyle 1975 yapımı, Jack Nicholson’un baş rolünü oynadığı “One Flew Over the Cuckoo’s Nest - Biri Guguk Kuşunun Yuvasının Üzerinden Uçtu” veya 1995 yapımı “12 Monkeys- 12 Maymun” filmlerini anımsatıyor.

Kevin Spacey yine olağan başarısını koruyor ve çok zor bir rolü, çok başarılı bir performansla canlandırıyor. Aynı şekilde Bridges da, duyguları ile mantığı arasında kalan ve bildikleriyle inanmak istedikleri arasında gel-gitler yaşayan bir doktoru olağanüstü bir şekilde perdeye yansıtıyor.

Yönetmen :  Iain Softley
Senaryo :  Gene Brewer, Charles Leavitt
Oyuncular :  Kevin Spacey, Jeff Bridges, Mary McCormack, Alfre Woodard, David Patrick Kelly
Filmin Türü :  Aksiyon, Aile
Yapım Ülkesi :  Almanya/ABD
Filmin Süresi :  120 dakika
Vizyon Tarihi : 01.03.2002

~ Kevin Spacey hatrına izlenilmesi gereken film.

5
Sinema / Angels & Demons ~ Melekler ve Şeytanlar
« : 03 Haziran 2009, 11:48:17 »


Tür : Gerilim / Dram / Gizem / Suç
Gösterim Tarihi : 15 Mayıs 2009
Yönetmen : Ron Howard
Senaryo : Akiva Goldsman   , David Koepp , Dan Brown (Kitap)
Görüntü Yönetmeni : Salvatore Totino
Müzik : Hans Zimmer
Yapım : 2009, ABD , 140 dk.


Oyuncular

Tom Hanks (Robert Langdon) , Ayelet Zurer (Vittoria Vetra) , Ewan McGregor (Carlo Ventresca) , Stellan Skarsgård (Richter) , David Pasquesi (Vincenzi) , Cosimo Fusco (Peder Simeon) , Allen Dula (Vatikan Polisi) 
 
Din uzmanı Robert Langdon, tarihteki en güçlü yeraltı organizasyonu olan İlluminati adlı antik gizli kardeşlik cemiyetinin tekrar dirildiğini öğrenir. Fakat bu durum, onların varlığından en çok nefret eden Katolik Klisesi'nin ölüm tehtidi altında olduğu gerçeğini de ortaya çıkarır.

Robert, İlluminati'nin Vatikan üzerine kurduğu planları gerçekleştirmek için harekete geçtiğini öğrendiğindeyse Roma'ya, güzel olduğu kadar gizemli olan İtalyan bilimci Vittoria Vetra ile güçlere katılmak için uçar. Durduraksız süren bir aksiyonla Robert ve Vittoria, 400 yılık antik sembollerin izini sürerler. Bu Vatikan'ın kurtuluşunun tek anahtarıdır.

Kitabını okuduktan sonra izlediğim filmlerden pek bi şey beklemem normalde, önyargı oluşturdular bende. Bu filme giderken de aynı duygular içersindeydim. 'Amaaan yine kitapla alakası olmıcak, izlemiş olmak için izleyelim' gibisinden. Ama gittim, gördüm, aşık oldum. Kocaman salonda 3 kişiydik, normalde olsa yorum yapa yapa izleriz, konuşuruz ama bunda onu yapıcak zamanımız bile olmadı. Dan Brown beyler de çekim yapılırken setteymiş bi aralar, ondandır belki ama gerçekten kitapla bağlantısı superdi. Unutulmıcak filmlerim arasına girdiler kendileri kısacası. Ölmeden izleyin.

6
Sinema / Slumdog Millionaire
« : 05 Nisan 2009, 22:39:09 »


IMDB Puanı:8.6/10
Yapım:2008 ~ ABD,  Hindistan,  İngiltere
Tür:Dram,  Romantik,  Suç
Yönetmen:Danny Boyle,  Loveleen Tandan
Senaryo:Simon Beaufoy Senaryo (Kitap):Vikas Swarup
Yapımcı:Christian Colson
Görüntü Yönetmeni:Anthony Dod Mantle
Müzik:A.R. Rahman
Süre:2 saat
Gösterim Tarihi:27 Şubat 2009 (Türkiye)

Jamal Malik Mumbai'nin gecekondu mahallelerinden birinde yaşayan 18 yaşında bir yetimdir. Hindistan'da katıldığı bir bilgi yarışmasında 20 milyon rupe kazanmasına sadece bir adım kalmıştır.

Şovun o gecelik bitmesinin ardından Jamal, eğitimsiz olan birinin bu kadar büyük başarıyı ancak hile yoluyla gösterebileceğinden şüphelenilip tutuklanır. Ama yarışmadaki her sorunun cevabıyla o gece Jamal'ın inanılması zor gerçek hikayesi ortaya çıkacaktır. Fakat sadece bir soru gizemini korur...

Bollywood şaheseri..

7
Başka Kurgular / Mekanı Batırmak - Ben Mezrich
« : 05 Nisan 2009, 22:30:08 »


Las Vegas'ı Milyonlarca Dolar Zarar Uğratan Altı MIT Öğrencisinin Gerçek Hikayesi!

Düşünün: Bir Cuma gecesi Las Vegas'a uçuyorsunuz. Göğsünüze bağlı yarım milyon dolar, bavulunuzda yirmi beş bir dolarlık blackjack fişleri ve cüzdanınızda 10 sahte kimlik kartı var. Uçağınız Vegas'a indiği andan itibaren, araştırıldığınızdan ve takip edildiğinizden hiç şüpheniz yok. Dahası, Amerikan Vergi Dairesi hesaplarınızı denetliyor, birileri maillerinizi kontrol ediyor ve Pazartesi sabahı çok değişkenli matematik dersinden sınavınız var. İşte bu, kumarhanelerden yasal yollarla üç milyon dolardan fazla para kazanırken, bir yandan da ev partilerine, futbol maçlarına ve final sınavlarına vakit bulabilen MIT'li bir grup gözü pek matematik dehasının dünyası.

Seksenlerin ve doksanların ortalarında, çok başarılı ve anarşist ruhlu bir grup MIT öğrencisi; yıllar önce kurulan, kendini kart saymaya ve dünyanın belli başlı kumarhanelerindeki sistemi yıkmaya adamış bir yer altı blackjack kulübüne katıldılar. Sınıf arkadaşları kütüphanelerde ve laboratuarlarda geçirirken, bu blackjeack grubu, vücutlarına yüz binlerce dolar bantlı halde, her hafta Vegas'a ve başka büyüleyici kumar kentlerine girdiler. Hiç tanımadıkları karanlık yatırımcıların desteğiyle, bir elde ortaya elli bin dolar koydular, VIP süitlerinin ve diğer pahalı ikramların keyfini sürdüler, revü kızlarının ve ünlülerin de bulunduğu partilere katıldılar.

Mekânı Batırmak, yoğun hareketlikliyle, Liar's Poker kitabını ve Ocean's Eleven filmini hatırlatan, gerçekten yaşanmış ve Vegas'ın okumanızı asla istemeyeceği bir hikâye.

Şu 21 adlı film bundan esinlenerek yapılmış zaten, o yüzden bi okuyayım dedim. Gerçek olması ayrı bi heyecan katıyor. Güzel güzel kumar sevenler için birebir.

8
Sinema / Le Concile De Pierre ~ Taş Meclisi
« : 09 Şubat 2009, 20:59:57 »


Filmin Künyesi
Yönetmen: Guillaume Nicloux
Senaryo: Guillaume Nicloux, Stephane Cabel
Görüntü Yönetmeni: Peter Suschitzky
Kurgu: Guy Lecorne
Sanat Yönetmeni: Olivier Radot
Yapımcı: Yves Marmion
Ortak Yapımcılar: Integral Film, Rai Cinema, TF1 Film Production
Kostüm Tasarımı: Judy Shrewsbury
Tür: Korku

Oyuncular:
Monica Bellucci (Diane), Moritz Bleibtreu (Sergei), Catherine Deneuve (Sybille), Sami Bouajila (Lucas), Elsa Zyberstein (Clarisse), Nicolas Thau (Liu-San), Lorenzo Balducci (dedektif Neves), Eric Caravaca (Laura’nın babası)

Evlatlık oğlu Liu-San’ın neredeyse hayatını kaybetmesine neden olacak bir kaza geçirmesinden sonra Diane, aklını kaçıracak noktaya gelir. Günlerce korkunç kabus ve halusinasyonların etkisi altında kalır. Çocuğun bir mucize sonucu kurtulması ve iyileşmesi Diane’i tuhaf düşüncelere iter. Gerçekten Liu-San kimdir? Nereden gelmiştir? Göğsündeki tuhaf izin anlamı nedir? Evlatlık olarak verilmesinde Asko Vakfı’nın rolü nedir?

Sergeï isimli bir Rus gencin yardımıyla Diane bu sırrı araştırmaay başlar. Araştırma onu, “Tsevens” isminde esrarengiz bir Moğol kabilesine ve onların Taş Meclisi’ne götürür.

Diane’nin etrafında tuhaf ölümler gerçekleşirken Liu-San yedinci yaş gününde kaçırılır. Oğlunun nereye kaçırıldığını tahmin eden Diane, kendini Doğu Moğolistan’ın ücra bölgelerinde bulur. Oğlunun kaderinin yazılı olduğu, unutulmuş ve vahşi dünyasında bir yolculuğa çıkar.



~ Ben bu filmin sadece konusunu sevdim. Grange'ın kitabı ne de olsa. :P Film iyi değildi pek, başka bi yönetmenle daha güzel olabilir miydi? Tartışılır.. Ama Monica Bellucci, Grange ve de konunun güzelliği için bile izlenebilir derim.

9
Sinema / The Prestige ~
« : 09 Şubat 2009, 20:37:48 »


Yönetmen :  Christopher Nolan
Senaryo :  Christopher Nolan, Jonathan Nolan
Oyuncular :  Hugh Jackman, Christian Bale, Scarlett Johansson, Michael Caine, Piper Perabo, Rebecca Hall
Filmin Türü :  Drama, Gerilim 
Yapımcı Firma :  Newmarket Productions, Syncopy
Yapım Yılı :  2006
Yapım Ülkesi :  ABD, İngiltere
Orijinal Dili :  İngilizce
Filmin Süresi :  128 dakika

Her şey yüzyılın başında, hızla değişen Londra'da başlar. Sihirbazların ünlü ve en üst mertebede idol olarak kabul edildikleri bir zamanda, iki genç sihirbaz şöhrete giden yolu çizmeye başlarlar. Gösterişli, sofistike Robert Angier (Hugh Jackman) tam bir şovmenken, yontulmamış ve gelenekçi Alfred Borden (Christian Bale) sihirli fikirlerini gösterme yeteneğinden yoksun, yaratıcı bir dahidir. Birbirlerini takdir eden arkadaşlar ve ortaklar olarak yola çıkarlar. Ama en büyük numaraları ters gidince, aralarında ömür boyu sürecek bir düşmanlık başlar; ikisi de bir diğerini geçme ve altüst etme niyetindedir. Sürdürdükleri aşırı rekabet, her numarayla, her gösteriyle daha da büyür; ta ki sınır tanımayana, hatta elektriğin yeni ve inanılmaz güçlerini ve Nikola Tesla'nın bilimsel dehasını işin içine dahil edene dek... Herkesin hayatı pamuk ipliğine bağlıdır. El çabukluğuyla sunulan sarsıcı sürprizlerle dolu film; inancın güvenin ve mümkün olanın en uzak, en karanlık sınırlarının keşfedildiği heyecan dolu bir dünyaya dalar.

10
Sinema / 81. Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu
« : 09 Şubat 2009, 20:19:04 »
Güncelleme:
81. Oscar Ödülleri muhteşem bir törenle sahiplerini buldu. Geçen seneden daha coşkulu geçen 81. Oscar Öldül Töreninde hint yapımı Slumdog Millionare 8 dalda birden ödül kazanarak geceye damgasını vurdu.

Ve işte kazananlar. (Kazanan isimler turuncu renk ile belirtilmiştir.)

En iyi film:
The Curious Case of Benjamin Button
Frost/Nixon
Milk
The Reader
Slumdog Millionaire

En iyi kadın oyuncu:
Anne Hathaway (Rachel Getting Married)
Angelina Jolie (Changeling)
Melissa Leo (Frozen River)
Meryl Streep (Doubt)
Kate Winslet (The Reader)

En iyi erkek oyuncu:
Sean Penn (Milk)
Brad Pitt (The Curious Case of Benjamin Button)
Frank Langella (Frost/Nixon)
Richard Jenkins (The Visitor)
Mickey Rourke (The Wrestler)

En iyi yardımcı kadın oyuncu:
Amy Adams (Doubt)
Penelope Cruz (Vicky Cristina Barcelona)
Viola Davis (Doubt)
Taraji P. Henson (The Curious Case of Benjamin Button)
Marisa Tomei (The Wrestler)

En iyi yardımcı erkek oyuncu:
Josh Brolin (Milk)
Robert Downey Jr. (Tropic Thunder)
Philip Seymour Hoffman (Doubt)
Heath Ledger (The Dark Knight)
Michael Shannon (Revolutionary Road)

En iyi yönetmen:
David Fincher (The Curious Case of Benjamin Button)
Ron Howard (Frost/Nixon)
Gus Van Sant (Milk)
Stephen Daldry (The Reader)
Danny Boyle (Slumdog Millionaire)

En iyi yabancı film:
The Baader Meinhof Complex (Almanya)
The Class (Fransa)
Departures (Japonya)
Revanche (Avusturya)
Waltz With Bashir (İsrail)

En iyi uyarlanmış senaryo:
Eric Roth and Robin Swicord (The Curious Case of Benjamin Button)
John Patrick Shanley (Doubt)
Peter Morgan (Frost/Nixon)
David Hare (The Reader)
Simon Beaufoy (Slumdog Millionaire)

En iyi özgün senaryo:
Courtney Hunt (Frozen River)
Mike Leigh (Happy-Go-Lucky)
Martin McDonagh (In Bruges)
Dustin Lance Black (Milk)
Andrew Stanton, Jim Reardon and Pete Docter (WALL-E)

Uzun metrajlı animasyon:
Bolt
Kung Fu Panda
WALL-E

Uzun metrajlı belgesel:
The Betrayal (Nerakhoon)
Encounters at the End of the World
The Garden
Man on Wire
Trouble the Water



11
Yazarlar / Douglas Adams
« : 06 Şubat 2009, 14:56:05 »


Douglas Noel Adams(1952-2001)

11 Mart 1952, Cambridge, İngiltere doğumlu Adams, yirmili yaşlarının ortasında Dr Who adlı tv dizisinde editör olarak çalışıyordu, ama asıl ününü BBC için radyo oyunu biçiminde yaratıp geliştirdiği Otostopçunun Galaksi Rehberi adlı çalışmasıyla kazanacaktı. Ulaştığı büyük popülerliğin ardından ilk kez 1979 yılında kitap olarak yayımlanan Otostopçunun Galaksi Rehberi zaman içinde beş kitaptan oluşan ve bilimkurgu yazının kült dizilerinden biri haline gelecekti; öylesine büyük bir beğeni kazanmıştı ki radyo oyunu, roman, televizyon dizisi, bilgisayar oyunu, tiyatro oyunu, çizgi roman hatta banyo havlusu şeklinde çok çeşitli biçimlere bürünüyordu.Karısı Jane ve kızı Polly'le birlikte yaşamakta olduğu Santa Barbara, California'da 11 Mayıs 2001 tarihinde ani bir kalp krizi yüzünden öldüğünde Otostopçunun uzun metrajlı sinema filminin senaryosu üzerinde çalışıyordu. Kısaca DNA olarak da bilinirdi.

Otostopçunun Galaksi Rehberi dizisinin kitapları:

The Hitchhiker's Guide to the Galaxy (1979)
The Restaurant at the End of the Universe (1980)
Life, the Universe, and Everything (1982)
So Long, and Thanks For All the Fish (1984)
Mostly Harmless (1992)

Dirk Gently dizisi:

Dirk Gently's Holistic Detective Agency (1987)
The Long Dark Teatime of the Soul (1988)

Diğer yapıtları:

The Meaning of Liff (1983, John Lloyd ile)
The Hitch Hikers Guide to the Galaxy: The Original Radio Scripts (1985, Geoffrey Perkins ile)
The Utterly Utterly Merry Comic Relief Christmas Book (1986, düzelti Douglas Adams)
"Young Zaphod Plays it Safe"
The Deeper Meaning of Liff (1990, John Lloyd ile; The Meaning of Liff'in genişletilmiş versiyonu)
Last Chance to See (1991, Mark Carwardine ile)
Douglas Adams's Starship Titanic (Douglas Adams'ın aynı adlı bilgisayar oyunundan uyarlanarak Terry Jones tarafından yazıldı)
The Salmon of Doubt (2002), bitirilmemiş roman (11 bölüm).

12
Sinema / The Curious Case of Benjamin Button ~
« : 06 Şubat 2009, 14:16:56 »


Gösterim tarihi  :  06 Şubat 2009 
Yönetmen  :  David Fincher 
Oyuncular  :  Tilda Swinton , Brad Pitt , Cate Blanchett , Elias Koteas , Phyllis Somerville , Jared Harris 
Senaryo  :  Eric Roth, Robin Swicord, F. Scott Fitzgerald (Kit 
Müzik  :  Alexandre Desplat 
Görüntü yön.  :  Claudio Miranda 
Tür  :  Biyografi / Dram / Fantastik / Romantik / 
Süre  :  115 dk.   
Yapım yılı  :  2008 
Ülke  :  ABD / Fransa / İngiltere 
Dağıtıcı  :  Warner Bros. 


Benjamin Button, herkes gibi zamanı durduramayan bir adamdır. 1. Dünya Savaşı’nın sonunda, 1918’de, New Orleans’tan başlayıp 21. yüzyıla uzanan serüveniyle onun hikayesi herhangi birininkinden daha sıradışı bir hayatı içerir. Film, pek de sıradan olmayan bu adamın yaşadığı serüven içinde karşısına çıkan kişilerin ve yerlerin, bulduğu ve kaybettiği aşkların muazzam öyküsünü, hayatın keyifleri ile ölümün hüznünü ve zamanın ötesine uzanan şeyleri konu alıyor.

Filmin konusu mükemmel. Her yerde ismini görüyorum bu aralar, fragmanını da izledim. Zaten 13 dalda Oscar'a aday imiş.

Spoiler: Göster
Oscar adaylıklarında Baş rolünü Brad Pitt’in oynadığı ve David Fincher’in yönettiği “The Curious Case of Benjamin Button” (Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi), 13 adaylıkla başı çekti. Hayatı geriye doğru yaşayan bir adamın hikayesinin anlatıldığı film, en iyi erkek oyuncu, en iyi yönetmen, en iyi yardımcı kadın oyuncu ve en iyi uyarlama senaryo da dahil olmak üzere bu seneki Oscar’ın en iddialı ismi olduğunu gösterdi.
ntvmsnbc


Sağlam film olacağa benziyor, izlemek nasip olur inşallah yakında. :P

13
Sinema / Across The Universe
« : 19 Aralık 2008, 21:15:41 »


Tür : Romantik / Müzikal / Dram
Gösterim Tarihi : 2 Kasım 2007
Yönetmen : Julie Taymor
Senaryo : Dick Clement , Ian La Frenais
Görüntü Yönetmeni : Bruno Delbonnel
Müzik : Elliot Goldenthal
Yapım : 2007, ABD , 131 dk.


Oyuncular

Evan Rachel Wood (Lucy) , Jim Sturgess (Jude) , Joe Anderson (Max Carrigan) , Dana Fuchs (Sadie) , Martin Luther (JoJo) , T.V. Carpio (Prudence) , Spencer Liff (Daniel) , Nicholas Lumley (Cyril) 
 
Liverpool’dan yola çıkıp kayıp babasını aramak üzere New York’a giden Jude, yolunun Lucy ile kesişmesi üzerine, kendini savaş karşıtı protestoların ve rock’n roll temelli bir hayatın ortasında bulur.

Jude’un kardeşi Max’in Vietnam’a gitmesi çifti üzerinde dolaştıkları pembe buluttan indirip başka gerçekleri keşfetmeye zorlar. Bu gerçekler dünyaya bakış açılarını değiştirecektir.

Beatles’ın 33 şarkısından yola çıkılarak hazırlanmış bir aşk hikâyesi. Yapım klasik romantik filmlerin izinden gitmek yerine; aşkın gözüyle düzeni sorguluyor.

~ Var mıdır bilmiyorum, her türlü aradım ama bulamadım konuyu. Her neyse film için söylenebilcek pek bi şey yok. Bir müzikaldan ne beklenebilirse hepsini veriyor, Beatles girince hele işin içine.. Jim'in sesine kurban bi de.

14
Sinema / Night At The Museum ~ Müzede Bir Gece.
« : 27 Ağustos 2008, 19:12:35 »


Tür : Fantastik / Komedi / Aksiyon
Gösterim Tarihi : 29 Aralık 2006
Yönetmen : Shawn Levy
Senaryo : Robert Ben Garant , Thomas Lennon , Milan Trenc (Kitap)
Görüntü Yönetmeni : Guillermo Navarro
Müzik : Alan Silvestri
Yapım : 2006, ABD 


Oyuncular :

Ben Stiller (Larry Daley) , Robin Williams (Theodore Roosevelt) , Dick Van Dyke (Cecil Fredericks) , Steve Coogan (Napoleon) , Patrick Gallagher (Attila the Hun) , Carla Gugino , Stefán Karl Stefánsson (voice) , Owen Wilson (Jedidiah) 
 
Koskoca bir tarih müzesinde kopyaları sergilenen tarihi kişiliklerin en az sizin kadar canlı olduklarını farketseniz ne yaparsınız? Ulusal Tarih Müzesi'nde gece bekçisi olarak yeni göreve başlayan Larry, bir gece birden bire canlanıveren bu donuk mumyaları görünce inanılmaz bir şok geçirir.

Gece herkes elini eteğini çektikten sonra canlanarak müzeyi birbirine katan bu mumyalar, Larry için tam bir baş belası olur. Çünkü bu işe çok fazla ihtiyacı vardır ve tüm bu zorluklara rağmen müzedeki asayişi sağlayarak işini kaybetmemeye çalışacaktır.

Sürüsüne Bereket ve Pembe Panter gibi filmlerin yönetmeni olan Shawn Levy, Ben Stiller, Robin Williams, Owen Wilson gibi isimlerle renklendirdiği sevimli komediyi beyazperdeye taşıyor.

15
Yüzüklerin Efendisi / Del Toro 'Çok Heyecanlı, Çok Gergin'
« : 25 Ağustos 2008, 23:58:55 »



Del Toro, Independent Television News (ITN) Limited'la bir röportajında 'The Hobbit' filmini yönetmenin nasıl muazzam bir iş olacağı hakkındaki fikirlerini paylaştı.

Del Toro, ' Çok heyecanlı ve çok gerginim. Bu çok göz korkutucu bir iş. Bunun bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Bir nükleer düğmenin anahtarlarının size teslim edilmesine benziyor.' dedi.

Projelerinde yapımcılarla yakın çalışmayı seçtiği için Peter Jackson'la da yakından çalışmak istediğini belirten Hellboy yönetmeni ' Şimdiye kadar Peter'la tartışmalarım bu bağlamda çok başarılı oldu. Yarattığı dünyayı önemsediğimi biliyor. Ama ayrıca filmi kendimin yapabilmek için, onu bir aşamaya kadar değiştirmek zorunda kalacağımı da biliyor.' diye ekledi.

Buraya tıklayarak da röportajın videosuna ulaşabilirsiniz.

Sayfa: [1] 2 3 ... 8