Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Lucilla Clarté

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 8
31
Müzik / Blur
« : 21 Temmuz 2008, 12:56:07 »

Britpop’un 90’lardaki önemli temsilcilerinden Blur, hala günümüzde aktif olarak çalışmalarına devam ediyor. The Smiths, Madness, The Who gibi zamanın önemli İngiliz gruplarının mirasçısı olarak gösterilen Blur’un ilk kadrosunda, Damon Albarn (vokal), Alex James (bas gitar), Graham Coxon (gitar) ve Dave Rowntree(davul) yer alıyordu.

İlk isimleri “Seymour” olan Blur’un ilk single’ı “She’s So High”, 1990 yılında İngiltere listelerinde ilk 50’ye girerek Morrissey’in prodüktörü Stephen Street’in grupla ilgilenmesine yol açtı. 1991’deki ikinci single “There’s No Other Way”in çıkmasından sonra grup kendisini listelerde 8. sırada buldu. Bu başarı sonrası ilk albümleri “Leisure” 26 Ağustos 1991’de piyasaya sürüldü. Albüm İngiltere’de 7. sıraya yükselirken, Amerika’da eleştirmenler tarafından sıradan bir albüm olarak nitelendirildi. Amerika’dan gelen bu eleştirilerden sonra grup, Amerika’ya cevap verircesine 1993 yılında 2. albüm “Modern Life Is Rubbish”ı piyasaya sürdü. İngiltere listelerinde 15. sıraya yükselen albüm aynı zamanda birçok eleştirmen tarafından ilk Britpop albümü olarak gösteriliyor.

1994 yılında çıkan 3. stüdyo albümü “Parklife”, İngiltere listelerinde bir hafta boyunca ilk sırada yer aldı. Amerika’dan yine istenilen ilgiyi göremeyen “Parklife”, yalnızca “Girls & Boys” hitiyle Amerikalı müzikseverlerin ilgisini çekebildi. İngiltere’de en iyi albüm, en iyi single ( Parklife), en iyi klip (Parklife) ve en iyi İngiliz grubu ödüllerini toplayan Blur, birçok Britpop grubunun önünü de açtı.

1995’de çıkan 4. albüm “The Great Escape” İngiltere listelerine ilk sıradan girdi ve albüme eleştiriler pozitif yönde oldu. Ancak albüm, Oasis’in aynı sene çıkan “(What’s the Story) Morning Glory?” albümünün gölgesinde kaldı ve Blur İngiltere’deki eski etkinliğini yitirdi.1996 senesine gelindiğinde Damon Albarn ile Graham Coxon arasında anlaşmazlıklar yaşanmaya başladı. Grup dağılma aşamasına gelmişken dinlenmeye çekilme kararı aldı.

1996 yazında başlanılan 5. albüm “Blur”ün kayıtları 1997 kışında bitti. Albüm İngiltere listelerinde ilk sırada yer aldı. Ancak albümün gerçek başarısı “Song 2” şarkısının Amerika’daki popülerliğine dayanıyor. “Song 2”, Amerika’da gerçek bir hit oldu ve Amerikan buz hokeyi maçları gibi birçok spor aktivitesinde kullanılmaya başlandı.

Blur yeni albümünde, İngiltere’deki Britpop akımından farklı birşeyler yapmak istiyordu ve prodüktör Stephen Street ile yollarını ayırdı. 1999 Mart’ında çıkartılan 6. albüm “13” İngiltere listelerinde ilk sıraya yükseldi. Albümün sözlerinde Damon Albarn’ın sevgilisi -Elastica grubunun vokalisti- Justine Frischmann’ın uyuşturucu ve alkolle yaptığı savaşla ilgili izler gözlemlenebiliyor. Diğer albümlere göre daha karanlık bir görünüşe sahip olan “13”, grubun bazı fanları tarafından tercih edilmedi. Birkaç yıl içerisinde grup elemanları yan projelere yöneldi. Gitarist Graham Coxon iki tane solo proje çıkarırken, Damon Albarn oluşturduğu ‘çizgi grup’ Gorillaz ile yoluna devam etti.

2002 senesine gelindiğinde grup 7. albümüne yöneldi. Ancak grup içerisinde Graham Coxon ile anlaşmazlıklar yaşanmaya başlanmıştı. Fas’ta kayıtlarına başlanılan yeni albümün kayıtları sırasında Graham Coxon gruptan ayrıldı. 2003 senesinde çıkartılan “Think Tank” albümünde yoğun bir elektronik alt yapı hissedilebiliyor. Fatboy Slim’den Norman Cook’un iki şarkıya katkıda bulunduğu albüm neredeyse Damon Albarn’ın eseri olma özelliğini taşıyor. İngiliz kulüp kültürüne karşı paranoya ve yabancılaşma temalarını işleyen “Think Tank”, Blur’un artık farklı bir yola yöneldiğini gösteren ilk albüm olma özelliğini taşıyor.

Gorillaz’ın 2005’de çıkardığı albüm “Demon Days” sonrası Damon Albarn, 2006’da yeni bir proje olan “the Good, the Bad and the Queen”e yöneldi. Blur’un geri kalan üç elemanından basçı Alex James bir röportajında, 8. albümün Foo Fighters tarzına yakın olabileceğini belirtti. Bu tam da grubun “trio” şeklinde yola devam edeceklerinin habercisi gibi göründüyse de 2007'nin sonlarına doğru yaptıkları açıklamada yeniden birleşme haberlerinin fazla abartıldığını, artık yeni albüm planlarının olmadığını belirttiler.

alıntı.

32
Televizyon / Sponge Bob SquarePants.
« : 16 Temmuz 2008, 05:04:55 »

1999 ylında Stephen Hillenburg'in kalemiyle Tv dizi olarak doğdu. Nickelodeon’un “SpongeBob SquarePants”ı, yetişkinlere yönelik mizah ile çocukluğa özgü masumiyet arasındaki keyifli dengeyi yakaladı.

Yapılan bir araştırmada TV ekranlarının popüler çizgi dizisi “SpongeBob”un hayranlarının üçte birini yetişkinlerin oluşturduğu ortaya çıkmıştı. İyiniyetli mutfak süngeri SpongeBob ve Bikini Bottom’daki dostlarının her serüveni kahkalarla izliyor. Çocukların bu diziyi sevmesinin sebebi eğlenceli olmasıydı. Büyükler ise her sabah mutlu şekilde uyanan, sonra da o harika çöreklerden yemek için Krabby’nin yolunu tutan bu kahramanı takdir ettiler. Büyüklerin beğenmesinin bir başka sebebi de, dizinin her bölümünün senaryosunun son derece zekice yazılmış olmasıydı.

Kare şeklindeki sarı kahramanın özellikle üniversite öğrencileri ve yetişkinler arasında popülerliğe ulaşması bu nedenle sürpriz olmadı. Ayrıca SpongeBob ve denizyıldızı arkadaşı Patrick’in çıktığı bu yolculukta hem cesaret düzeylerinin hem de ikisi arasındaki dostluğun sınavdan geçmesini anlatan öykü çizgisi sayesinde çok daha geniş izleyici kesimlerine yayıldığı görüldü.


Esas karakter; SüngerBob KareŞort, Yengeç Restoran'da çalışan ızgaracıdır. Saf bir karakter olmakla beraber çok da iyi kalplidir. Genellikle kare şort giyer, üzerinde ise kravat ve gömlek. Çorapları dize kadar çekilidir. Sarı ve deliklidir. Onu ilk defa görenler genellikle "Aaa, peynire bak." derler. Çok şirin bir görüntüsü vardır.

33
Müzik / Denali.
« : 15 Temmuz 2008, 15:54:57 »


Denali, Richmond, Virjinya’da 2000 yılında kurulan Amerikan indie rock grubu. Grubun orijinal üyeleri Cam DiNunzio, Jonathan Fuller, Keeley Davis ve Maura Davis’ti. Ocak 2001’de 5 şarkılık bir demo kasedi kaydettikten sonra, yıl sonu gelmeden Jade Tree Records ile anlaştılar.

Denali’nin ilk albümü 2002 ilkbaharında piyasaya çıktı. Daha sonra ağustos 2003’te ikinci albümleri olan Instinct’i çıkardılar. Albümden kısa bir süre sonra, Jonathan Fuller ve Keeley Davis grubu Engine Down’a odaklanmak için bıraktılar. Ayrılan Keeley Davis’in yerine bassist Stephen Howard ve Fuller’in yerine de Ryan Rapsys gruba alındı. Grup bu yeni formasyon ile fazla devam edemedi ve 2004’ün nisan ayında dağıldı.

Kasım 2004’te, Maura Davis, Ryan Rapsys, Stephen Howard ve yeni üye Matt Clark, Bella Lea grubunu kurdular, sonra grubun ismini Ambulette ile değiştirdiler.

Yakın geçmişte Maura ve Keeley, Glös grubunun üyeleri olarak yeniden bir araya geldiler.

Diskografi:
Denali (2002)
The Instinct (2003)


Videografi:
Pinnacle (2003) (Konser DVD’si)

Last fm.

~ Maura'nın Denali'sinin yanı sıra yine vokalliğini yaptığı Ambulette de tavsiyemdir. French Mistake, Lose Me, Funtion, Hold Your Breath Denali'den, If You Fall, When I See You da Ambulette'den dinlenmesi gereken parçalar. He tabi bunlar Indie sevenler için geçerli. :P

34
Müzik / Mat
« : 15 Temmuz 2008, 14:44:01 »


MAT, ilk olarak 1993 yılında Engin, Fatih ve Korhan’ın Galatasaray Lisesi’nin ortaokul yıllarında müzik yapmak için bir araya gelmesiyle ortaya çıktı. O dönemde grup içinde görev dağılımı sürekli değişiyordu, bugün vokal yapan ve gitar çalan Fatih o dönemde grubun tarzına uygun yetenekli bir baterist bulunamaması sebebiyle bir süreliğine bagetleri devralmıştı.

Tuğrul o dönem grubun vokalistliğini yapmış, pek çok konsere katılmıştı. Grubun kendi bestelerinden oluşan ilk demosu Ocak 1997’de tünelde "Hey" isimli bir stüdyoda bu kadroyla kaydedilmişti. Üçlü, birlikteliklerini Galatasaray Üniversitesi’nde de sürdürdü. Vokal ve öncü gitarda Fatih, bas gitarda Korhan, diğer gitarda Engin’le çift öncü gitarlı bir grup olarak görev dağılımını oturtmuşlardı ancak yıllardır süren baterist arayışı devam etmekteydi. Kuruluşundan itibaren 10 yıldan uzun bir süre boyunca farklı adlarla pek çok konser veren grup bu süre içerisinde daha çok beste çalışmalarıyla ilgilendi.

Grup üyeleri 2002 yılında 50$’lık bir amfi, gri bir bilgisayar mikrofonu ve midi davullarla kaydını gerçekleştirdikleri "Ev yapımı" adlı demolarıyla Müzik Eseri Sahipleri Grubu (MSG) üyesi olarak bestelerinin ve şarkı sözlerinin haklarını tescil ettirdiler. Bu şarkılar içinde 1997 yılındaki kayıtlarda da yer alan "Tutsaklık", "İlk Sen" gibi parçalar ve yepyeni besteler yer aldı.

2003 yılının sonlarında sahne çalışmalarına hız verme kararı alan grup Onur’u kadrosuna katıp, ekipmanını ve repertuarını tamamen yenileyerek bar çalışmalarına yöneldi. Yılların birlikteliğinin getirdiği tecrübe, yüksek enstrüman ve vokal hakimiyeti, grup ruhu ve profesyonel tavrı ile MAT, 2004 yılında Ex-Bronx, Cafe Guitar, Ohm, Pulp ve Alt Kemancı gibi mekanlar ile çeşitli üniversitelerin festivallerinde boy gösterdi. Aynı yıl Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri tarafından, yönetmenliğini grubun ilk vokalisti Tuğrul’un üstlendiği "MAT: Yeni Bir Hayat" adlı grubu anlatan kısa bir film çekildi. Kasım ayında MAT kendi şarkıları ve bir Barış Manço uyarlamasından oluşan 4 şarkılık demosunun kayıtlarını tamamladı. Demo, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Eskişehir’de çeşitli üniversiteler, müzik stüdyoları ve müzik mağazalarında ücretsiz dağıtıldı, Aralık ayında mp3 formatında grubun sitesine eklendi.

Aralık ayında Bilgi Üniversitesi Sinema Bölümünden Ayşe Oğun’un yönetmenliğinde bir ekip "Yosun"un klip çekimlerine başladı, klibin kurgusu ve montajı ay sonunda Artun Topçudere tarafından tamamlandı, klip siteye DivX sıkıştırmalı video formatında eklendi. Grup bir plak şirketinden ilk ciddi teklifini yine bu dönemde aldı. "Yosun" adlı şarkısına hazırlanan klip ilk kez DreamTV’de Güven Erkin Erkal’ın sunduğu Yüxexes’te yayınlandı. Yayın yönetmenlerince beğenilen klip DreamTV’de günlük rotasyona alındı. Bunun ardından Yosun bir TRT klasiği olan Rock Market’te yayınlandı.

Grubun şarkıları pek çok radyoda çalınmaya başladı, bu dönemde üniversite konserleri ve festivallere ağırlık verdiler, Rock’n Dark konserleri gibi etkinliklerde katıldılar. Halen girişi ücretsiz olan üniversite konserlerine ücretsiz katılma anlayışını sürdürüyorlar.

Aynı dönemde MAT, 10. Tuborg Roxy Müzik Günleri’nde finalist oldu, jüri önünde sahne alıp ikincilik ödülünü aldı. http://www.matonline.net adresinde MAT’la ilgili gelişmelerin takip edilebileceği grubun resmi sitesi ve dinleyicileriyle temas halinde oldukları forumları bulunmakta. Aynı zamanda bu site üzerinden grubun şarkılarına, video görüntülerine, grupla ilgili ekipmandan repertuara her türlü bilgiye ulaşmak da mümkün.

alıntı.

35
Televizyon / Friends
« : 15 Temmuz 2008, 11:43:58 »


Karakterler : Rachel Greene (Jennifer Aniston) Monica Geller (Courteney Cox) Phoebe Buffay (Lisa Kudrow) Joey Tribbiani (Matt LeBlanc) Chandler Bing (Matthew Perry) Ross Geller (David Schwimmer)

Yönetmen : Robby Benson, Peter Bonerz, Kevin Bright, James Burrows, Roger Christiansen

Yapımcılar : Kevin S. Bright, Shana Goldberg, Michael Curtis, Marta Kauffman, Scott Silveri, Adam Chase, David Crane, Greg Malins, Michael Borkow

Dizinin Yaratıcısı : David Crane, Marta Kauffman

Konusu :

Son yılların en çok beğenilen ve seyredilen dizisi Friends, altı sıkı dostun maceralarını anlatıyor. Çocukluk arkadaşı olan Monica ve Rachel, Monica'nın ağabeyi Ross, Ross'un üniversiteden oda arkadaşı Chandler ve Chandler'ın ev arkadaşı Joey ve Monica'nın eski arkadaşı Phoebe. Geçmişleri bir şekilde bir yerde kesişen bu 6 arkadaşın yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor.

Rachel Green: Monica'nın eski arkadaşı. Zengin bir ailenin şımartılmış kızı olan Rachel, düğün gününde nişanlısının kendisini aldatmış olduğunu öğrenerek düğünden kaçar ve baba evini de terkeder. Eski arkadaşı Monica ve arkadaşları ile karşılaşınca ev arkadaşı arayan Monica'nın evine yerleşir. Önceleri arkadaş grubunun müdavimi oldukları Central Perk adındaki kafede garsonluk yapar, sonradan ise moda sektörüne girerek orada bir kariyer oluşturur. Dizinin ilerleyen bölümlerinde Ross ile uzun süreli, Joey ile kısa süreli bir ilişkisi olur. Ross'tan Emma adında bir çocuğu olur.

Monica Geller: Ross'un kızkardeşi, Rachel'in eski arkadaşı, Phoebe ile eski ev arkadaşı. Mesleği aşçılıktır. Obsesif, temizlik meraklısı ve iddialı, yenilgiden hoşlanmayan bir kişiliği vardır. Eskiden obeziteden muzdarip iken sonradan zayıflamıştır. Ailesi tarafından genellikle Ross kadar sevilmemektedir. Ufak çaplı lokantalarda başlayan kariyeri sonunda lüks bir lokantanın baş şefliğine kadar gider. İlerki bölümlerde Chandler ile evlenirler.

Phoebe Buffay: Monica'nın eski ev arkadaşı. Masözlük ve müzisyenlikle uğraşır. Ergenlik çağında sokakta evsiz hayatı yaşamıştır. Çeşitli batıl inançlara ve ruhlar alemi ile ilgili görüşlere sahiptir. Çocuk ruhludur; değişik, nev-i şahsına münhasır bir karakteri vardır. Hayvansever ve vejeteryendir, ayrıca zincir mağazalara ve büyük şirketlere antipati besler. Farklı ve komik sözlere sahip şarkılar yazmakta onan Phoebe'nin bu şarkılarından en sevilmiş olanı "Smelly Cat" (Kokan kedi) bir kedi kumu reklamına jenerik müziği olmuştur. Kardeşinin eşi için taşıyıcı annelik yapmış, üçüz doğurmuştur.

Joey Tribbiani: Chandler'in ev arkadaşı. Mesleği aktörlüktür. Genellikle ufak tefek oyunculuk işleri almasına rağmen en uzun soluklu işi bir pembe dizide oynadığı doktor rolüdür. Yemeğe ve kadınlara düşkündür. Fazla zeki ve entellektüel sayılmaz. Sevecen karakteri ile arkadaşları arasında sevilir. Çapkınlık maceralarında kullandığı "How u doin" repliği ile de tanınır. Rachel ile kısa süren bir ilişkisi olmuştur.

Chandler Bing: Ross'un üniversiteden yurt arkadaşı, Joey'in ev arkadaşı. Maaşlı çalışan bir şirket elemanıdır, çalıştığı işin ne olduğu pek açık değildir, en yakın arkadaşları dahi bilmez. Sık sık yaptığı soğuk esprileri ile bilinir. Küçük yaşta ailesi ayrılmıştır, sebebi babasının eşcinsel olmasıdır. Bu olay Chandler'de bir travma yaratmış, ailesinin boşanma kararını açıkladıkları Şükran Günü'nden bu yüzden nefret etmekte ve eşcinsel zannedilmekten ölesiye korkmaktadır, lakin sık sık da öyle zannedilir. İlerki bölümlerde Monica ile evlenmiştir.

Ross Geller: Monica'nın ağabeyi, Chandler'in üniversiteden yurt arkadaşı. Paleontologdur, önceden bir müzede çalışırken ardından üniversitede öğretim üyesi olmuştur. Arkadaş grubunun entellektüel karakteri olan Ross, bu konudaki aşırı gayreti ve özellikle dinozorlara olan sevgisi ve bu konuda sürekli konuşabilmesi yüzünden bazen arkadaşları ile uyum sorunu yaşar. Aşk hayatı pek iyi gitmez. İlk evlendiği eşi lezbiyenliği seçip kendisinden boşanır ve Ross'un diğer ilişkileri de hep kötü bitmiştir. ailesinin favori çocuğu olması kardeşi Monica'yı üzmektedir. Rachel ile uzun süreli, çok inişli çıkışlı bir ilişkisi olmuştur ve Emma adında bir kızları vardır.

36
Televizyon / Family Guy.
« : 15 Temmuz 2008, 10:45:36 »
Family Guy, ABD yapımı komedi türü bir çizgi-dizidir.

1999 yılında Seth MacFarlane tarafından FOX televizyonu için yapılmıştır. Türkiye'de 12 Eylül 2006`da CNBC-e tarafından gösterime başlamıştır. Dizi önce 2000 yılında daha sonra 2002 yılında yayından kaldırıldı, ancak yüksek DVD satışları dizinin 2005'te devam etmesini sağladı.

Şişman, eski kafalı, sevimli mi sevimli bir baba Peter Griffin. Güzel, kültürlü, müzisyen bir anne Lois Griffin. Pek de akıllı olmayan, çocuk zekalı, babası gibi şişman oğulları Chris Griffin. Çirkin, çalışkan ve bir o kadar şanssız kızları Meg Griffin. Martini içen, kendi arabası olan, Lois’e aşık bir köpek Brian. Son olarak da Amerika’nın hatta belki de dünyanın en ilginç, en kültürlü, en bilgili, en sinsi ve en genç eşcinsel bebeği Stewie Griffin…

Amerikan FOX kanalında 99′dan beri yayınlanan ve “The Simpsons” kadar ünü olan çizgi dizi “Family Guy”ın aile bireylerini kısaca tanımış olduk. Her bölüm bir karakterine yoğunlaşan dizi, çoğu zaman değişik bir güldürme tekniği kullanıyor. Karakterlerin biri bir şey yaşadığında o konuyla geçmişteki yaşadığı olayları bağdaştırıp bize geçmişi sunuyor ve çoğu zaman bu 30 saniyelik geri dönüşler bizleri kahkahaya boğuyor. Birçok yönüyle “The Simpsons”tan ilham alan dizi tam bir absürd-komedi örneği. Öyle sahneler yaşanıyor ki karnınız dakikalarca ağrıyabiliyor.



Gelelim dizinin en ağır topuna, megaloman bebek Stewie Griffin. Görüp görebileceğiniz en ilginç bebek olan Stewie’nin özellikleri oldukça fazla. En başta ilk hedefi annesi Lois’i öldürmek olan Stewie, ilerde dünyanın başına geçmek, bütün insanları müridi yapmak gibi son derece uçuk görüşlere sahip bir bebek. Elindeki lazer tabancasıyla ya da roketatarıyla insanları hiç umursamadan öldürebilecek kadar soğukkanlı. Bunun yanında da devletin başına geçebileceğine inanacak kadar çeşitli güçlü siyasi fikirleri barındıran, Amerikan futbolu topu şeklinde bir kafaya sahip. Ancak bu noktada yeri geldiğinde Stewie’nin bu olaylar arasında altına yaptığını veya en iyi arkadaşının bir oyuncak ayı olduğunu görmek neden 30 yaşındaki teyzemin sadece Stewie için Family Guy’ı izlediğini anlamama yarıyor.



Dizinin yaratıcısı Seth MacFarlane, eğitimini efsane ikili Hanna-Barbera (Tom ve Jerry, Şirinler, Jetgiller, Sevimli kahramanlar, Taş Devri)’dan almış ve bebek Stewie’nin seslendirmesi için zamanında Frank Sinatra’yı çalıştırmış olan 90 yaşlarındaki çiftten eğitim görmüş başarılı bir isim. 99 yılında FOX kanalı kendisine 50.000 dolar vererek bir pilot çekmesini istemiş ve o da bu parayla pilot bölümü çekmiş ve şimdilerde her bölümünü yaklaşık 9 milyon kişinin izlediği, Amerika’nın en iyi çizgi dizilerinden olan, Emmy adayıkları bulunan “Family Guy” bu şekilde doğmuş. Şimdiye kadar iki kere iptal edilip yeniden yayına dönen “Family Guy”, DVD satışlarındaki yüksek grafik sayesinde bunu başarmış bir yapım. Bu da enteresan bir not.



“The Simpsons” her bölümünde güldürse de düşündürerek, “South Park” ise güldürüp en güncel olaylarla ilgilenip, olaylara alay edici tarzda yaklaşarak bulunduğu yerlere gelmiştir. Ama “Family Guy” sadece ve sadece güldürdüğü için.

alıntı.

37
Sinema / A Lot Like Love ~ Aşk Gibi Bir Şey.
« : 11 Temmuz 2008, 07:05:54 »


Tür : Dram / Komedi / Romantik / Romantik Komedi
Gösterim Tarihi : 27 Mayıs 2005
Yönetmen : Nigel Cole
Senaryo : Colin Patrick Lynch
Görüntü Yönetmeni : John de Borman
Müzik : Alex Wurman
Yapım : 2005, ABD , 107 dk.


Oyuncular

Amanda Peet (Emily Friehl) , Ashton Kutcher (Oliver Martin) , Taryn Manning (Ellen Martin) , Aimee Garcia (Nicole) , Lee Garlington (Hostes) , Ty Giordano (Graham Martin) 
 
Yeni mezun Oliver, çarçabuk iş hayatına atılmış yirmili yaşlarında bir gençtir. Yoğun geçen iş hayatı yüzünden sürekli seyahat etmektedir. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözüne inanarak, iş hayatındaki hedeflerinde yalnız olmak istemez...

İş seyahatlerinden birinde Emily'yle karşılaşır. Bu bir ilktir. Tanışmalarından itibaren, tam yedi yıl sürecek olan bir karşılaşma döngüsünün içine girerler. Bir türlü; kader mi, yoksa tesadüf mü kestiremezler. Hayatlarının farklı dönem ve durumlarında sürekli bir araya gelen ikili arasında adını koyamadıkları bir ilişki gelişir. Beraberken çok iyi vakit geçirdikleri halde zıt karakterlere sahip olmaları biraraya gelmelerini zorlaştırır. İsmini koyamadıkları bu ilişkileri sadece bir arkadaşlık olarak mı kalacaktır, yoksa daha ötesine mi dönüşecektir?

Modern hayat koşuşturmaları arasında birbirlerine duydukları hisler yüzünden bocalayan iki gencin öyküsü, günümüz aşklarına değişik bir pencereden bakmamızı sağlıyor.

* aradım aradım bulamadım, sanki bi yerlerde olmalıymış gibi. :P Her neyse izleyin, romantik komediden beklediğiniz her şeyi verebilen bi filmdir.

38
MyEntertainmentWorld.com, Ocak 2oo9'da filmin çekimlerinin başlayacağını doğrulayarak ve 3 çekim yerini( Mexico, Prag ve Yeni Zelanda ) bildirerek, Şafak Yıldızı'nın Yolculuğu ekibinin bilgilerini güncelledi. Film tanıtımını-ingilizce tabi ki.- buradan görebilirsiniz.

kaynak: tık.

39
Müzik / Azure Ray
« : 10 Temmuz 2008, 05:05:02 »


Azure Ray, Amerikalı Indie müzik yapan iki kişiden oluşur. (Maria Taylor ve Orenda Fink) 2oo1'de Gürcistan'da kuruldu ve Nebraska'da aralarında Bright Eyes ve Now It’s Overhead'in bulunduğu gruplarla müzik faaliyetine devam etti. Melodileri yavaş anlaşılırdır, sözleri samimidir. Folk Amerikan'dan nadiren elektronikaya kayarlar.

Azure Ray, 2oo4'de dağıldı. Daha sonra Maria ve Orenda solo albümlerini Saddle Creek Records'tan yayınladı.

* If You Fall, November, We Exchanged Words, Displaced, Sleep.. Hepsi mükemmeldir. Hele o sesleri yok mu.. Rahatlamak istenildiğinde ilk seçenek olmalıdır. Dinleyin pişman olmıcaksınız. :P

40
Müzik / Dead Can Dance
« : 10 Temmuz 2008, 04:08:21 »


İrlanda kökenli Avustralyalı iki müzisyen olan Brendan Perry ve Lisa Gerrard tarafından 1981 yılında kurulan Dead Can Dance grubu, Yakın ve Ortaçağın karanlığında kalmış müziklere günümüzün ritm ve enstrümanlarıyla yeniden yaşam verdi.

Grup şarkılarında işlediği efsaneler, sembolik ve gotik temalarla, Perry’nin elinde yeniden hayat bulan eski enstrümanları kullanarak kimi zaman gothic rock kimi zaman da Ortadoğu’ya kayan melodileri kullanıyordu.

Gerrard ve Perry’nin atalarının müzik ve dillerine yeniden hayat verme çabası şarkılarında İngilizce’nin dışında eski Katalan ve Briton dillerine de yer verdi.

Lisa Gerrard’ın kendi bilinçaltına güvenerek atalarının müziklere tamamen kendi duyguları ile çıkardığı Kelt dilini çağrıştıran seslerle eşlik etti. Bir nevi artık dillerini anlamadığı ve duyamadığı ataları ile duyguları ile yeniden bağlantı kurmaya çalıştı. Grubun en ünlü şarkılarından biri olan Cantara böylesi bir seslenişin ürünü. Perry ise pastoral atalarına olan ve gittikçe de büyüyen ilgisini Toward the Within albümünde seslendirdiği I Am Stretched on Your Grave (Senin Mezarına Uzatıldım) adlı şarkıyla anlatıyor:

Senin mezarına uzatıldım
Ve sonsuza kadar orada kalacağım
Ellerinde ellerimde olduğu sürece
Ayrılmayacağımızdan eminim
Benim elma ağacım, aydınlığım

Grup ilk albümünü 1984 yılında aynı isimle çıkardı: Ölüler Dans Edebilir. Perry bu isimle ilgili 'Ölüleri dans ettiriyoruz, çünkü ölüye dirilik katmayı; diriye ölülük vermeyi düşündük grubu oluştururken' demişti. İlk önceleri çoğu müziksever deneysel bir müzik ile karşı karşıya olduklarını düşündü. Aslında bu Perry ve Gerrard için geçerli olabilirdi. Zira Perry klasik eğitim görmüş sonra punk rock grupları ile çalışmış bir müzisyendi. Gerrard’ın durumu da çok farklı sayılmazdı. Fakat ikilinin yeni tarz denemesi Perry’nin olağanüstü kompozisyon yeteneği ve Gerrard’ın teatral vokal yeteneği ve zekası büyük bir başarıyla sonuçlandı. İlk albümde A Passage in Time (Zamanda bir Geçit), The Fatal Impact (Ölümcül Etki) ve Carnival of Light (Işık Karnavalı) şarkıları büyük beğeni kazandı. Perry ve Gerrard ilk albümleriyle belli bir elit müziksever kitleye ulaşmayı başardı.

Ancak DCD en büyük sükseyi Within the Realm of a Dying Sun (Son Ölen bir Güneşin Krallığında)» adlı üçüncü albümüyle yaptı. 1987’da yayınlanan albüm bir anda bağımsız müzik listelerinin zirvesine tırmandı. DCD’nin ünlü Cantara ve Xavier şarkıları ilk defa bu albümde yayınlandı. Bu albümde ayrıca sadece üç şarkının İngilizce sözleri vardı. Diğer şarkılar ise Lisa Gerrard’ın atalarının dilinde yani eski Kelt dili, Briton ve Gal dillerine benzer seslerin Orta ve Yakınçağ melodileriyle örtüşmesinden ibaretti. Ölen bir Güneşin Krallığında albümü ile DCD barok müziği çağrıştıran, mistik ancak anı zamanda romantik, modern ve mistik bir karışıma imza attı.

last fm.

41
Müzik Haberleri / Zephyr Rock Fest !
« : 09 Temmuz 2008, 22:28:33 »


2004’te Ölüdeniz’de bir Rock Bar’da başlayan maceranın hayat bulmasına çok az bir zaman kaldı. Festivalde doyasıya eğlenmeniz ve unutulmaz bir zaman geçirmeniz için akorlar tamamlandı şimdi sadece ilk pena vuruşu bekleniyor. Siz de denize girip güneşlendikten sonra birbirinden etkileyici gruplar eşliğinde festivalin tadını çıkartmak istiyorsanız sizi Zephyr Rock Fest 2008’e bekliyoruz!

Tarih:

11 Temmuz 2008 Cuma
12 Temmuz 2008 Cumartesi
13 Temmuz 2008 Pazar

Saat 12:00

Mekan: İngiliz Burnu Eski Foça - Izmir

Fiyat: Kombine+Kamp: 25,00 YTL

Bilet: biletix.com

Program:

11 Temmuz 2008 Cuma
Demir Demirkan
Redd
Hariçten Gazelciler
Başıbozuk
Soygun

12 Temmuz 2008 Cumartesi
Hayko Cepkin
Özge Fışkın
Atlas
Kanca
Bluestone
Net

13 Temmuz 2008 Pazar
Malt
Direc-T
Dört X Dört
Makine
Dawnfall

42
Yazarlar / Philip Pullman
« : 09 Temmuz 2008, 00:51:12 »

       Philip Pullman 19 Ekim 1946'da İngiltere, Norwich'de doğdu. Hem babası hem üvey babası Kraliyet Havayolları'nda çalıştığından çocukluk yılları dünyayı dolaşarak geçti. Çocukluğunun bir bölümünü geçirdiği Avustralya'da çizgiroman dünyasıyla tanıştı. Özellikle Superman ve Batman'in tutkunu oldu. On bir yaşında tekrar İngiltere'ye döndü. Exeter Üniversitesi'nde İngiliz dili eğitimi aldı.

       Bir süre değişik işlerde çalıştıktan sonra öğretmenlik yapmak için Oxford'a döndü. On iki yıl boyunca pek çok okulda öğretmenlik yaptıktan sonra Westminster Üniversitesi'nde okutman olarak göreve başladı. Öğretmenlik yaptığı bu yıllarda kitap yazmaya başladı ancak yazarlık tüm zamanını almaya başlayınca öğretmenliği bıraktı.

       İlk basılı romanı yetişkinler için olmasına rağmen Pullman ağırlıkla çocuklar için roman yazdı. Yirmiye yakın romanı olan Pullman'ın bazı romanlarının konusu okul çocukları için yazdığı piyeslere dayanmaktadır ( The Ruby in the Smoke gibi ). En bilinen çalışması Karanlık Cevher Serisi'dir. Seri aralarında Carnegie Nişanı, Guardian Çocuk Kitapları Ödülü, Whitbread Yılın Kitabı Ödülü, Eleanor Farjeon Çocuk Edebiyatı Ödülü de dahil olmak üzere pek çok ödül kazanmıştır.

       Pullman, eşi Jude, oğulları Jamie ve Tom ile birlikte halen Oxford'da yaşamaktadır.

43
Oyunlar / The Sims ~ The Sims 2
« : 07 Temmuz 2008, 13:51:10 »

~The Sims

The Sims, Will Wright tarafından tasarlanan, dağıtımı Electronic Arts'ın, yayımlanması Maxis'in önderliğinde piyasaya sürülmüş bir strateji-hayat simülasyonu bilgisayar oyunudur. "Sim" denen sanal insanların SimCity yakınlarında bir banliyöde geçen günlük aktivitelerinin birebir simülasyonudur.

Çoğu Maxis oyunu gibi, The Sims de tamamen bir amaca bağlı bir oyun değildir. Bunun yerine, The Sims'te sanal insanlar Sim'lerin sanal hayatlarında onlara dünyalar, evler, aileler kurup, uyumak, yemek yemek, tuvalete gitmek, banyo yapmak gibi günlük aktivitelerini yönetmeye dayanır. Oyuncular, oyunda yönlendirecekleri karakterleri kendileri yaratabildikleri gibi, oyunda hazır olarak bulunan karakterlerle de The Sims'i oynamaya başlayabilirler.

Will Wright, bu oyununu "Digital Dollhouse" (Dijital bebek evi) olarak düşündüğünü de belirtmiştir.

Eklentiler:

Livin'Large Oyunun ilk eklenti pakedi. Herhangi bir tema sınırlaması yoktur. Oyuna birçok yeni obje ve kostümlerle beraber yeni etkileşim seçenekleri ve kariyerleri de beraberinde getirir.

House Party Oyuna parti ve eğlence temalı obje ve kosümler getirir. Dans pisti, kamp ateşi, servis masası, kostüm kutusu bunlardan sadece birkaçıdır.

Hot Date Bu eklenti ile Sim'ler ilk kez evlerinden dışarı çıkıp şehir merkezine gidebiliyorlar. Burada kitapçılar, kumsal, restorant, cafe, park vb.. birçok mekan bulunuyor, üstelik bunlar düzenlenebiliyor. Bunun dışında aşk temalı birtakım yenilikler, etkileşim seçenekleri ve yeni, kullanışlı Eşya Satın Alma Modu 'da eklenmiş..

Vacation Bu eklenti ile Sim'ler tatile çıkabiliyor. Yaz, Kış, Kamp şeklinde üç bölümden oluşan yeni kasabaya ailecek veya tek başınıza gidebiliyorsunuz. Burada balık tutmak, kardan adam yapmak, kartopu oynamak, su kaydırağından kaymak gibi birçok aktivite mevcut. Üstelik ücret karşılığında dilediğiniz kadar tatil yapabiliyor, kendinizde düzenleyebileceğiniz otellerde kalıyorsunuz.

Unleashed Bu eklenti ise oyunda ilk kez hayvan besleme imkanı sağlıyor. Kedi, köpek, kuş, iguana, balık gibi hayvanların yanısıra bahçenize gizlice gelen kokarca gibi hayvanlar da var. Ayrıca Unleashed 'de bahçıvanlık yapabiliyor, sebze-meyve yetiştirebiliyorsunuz. Aynı zamanda bu eklenti ile kasaba genişliyor ve içerisinde taksi ile gidebileceğiniz mekanlar yeralıyor.

Superstar Superstar eklenti pakedi ile Sim'ler artık şöhret oluyor. Bir şarkıcı, manken veya oyuncu olabilirsiniz. Oldukça zevkli olan bu eklenti pakedi, içerisinde SPA 'ların ve setlerin bulunduğu bir kasaba getiriyor. Bu kasabada çalışıyor ve şöhret basamaklarını tırmanıyorsunuz.

Makin' Magic Bu son eklenti pakedi ile artık Sim'ler büyü yapabiliyor. Her ne kadar tatmin edici büyü seçenekleri olmasa da, karşınızdakini kurbağaya çevirebilir, kendinize aşık edebilir veya rezil edebilirsiniz. Bunun yanısıra ışınlanma, kılık değiştirme gibi sihirler de mevcut. Oyuna yeni eklenen Magic Town isimli kasaba da ise özgürce büyü yapabilir, gerekli malzemeleri temin edebilir, düello yapabilir veya kendi korku treninizi kurabilirsiniz.

~ The Sims 2

The Sims 2 Maxis tarafından yapılmış olup Electronic Arts (EA Games) tarafından yayınlanmış bir yaşam simulasyonu oyunu.

Bilgisayar oyunları tarihinde en çok satılan oyun olan The Sims'in devamı niteliğindedir. Oyun 17 Eylül 2005 tarihinde satışa sunulmuştur ve ilk on gün içerisinde bir milyon satış rakamına ulaşmıştır. The Sims 2 aynı zamanda PC, Mac OS X, ve aralarında cep telefonlarının, el konsollarının da bulunduğu birçok platform için de yayınlanmıştır. Gün geçtikçe çeşitli ek paketlerle oyun genişlemekte ve geliştirilmektedir.

The Sims 2 oyununda oyuncular yaratmış oldukları karakterlerin görünüşlerini diledikleri gibi oluşturup, dilerse oyun içinde evlendirip çocuklarının olmasını sağlayabilir. Oyunun herhangi bir sonu yoktur. Sürekli oynanmaya devam edilip yaratılan sim veya simlerin yaşam ağaçları sürekli genişleyebilir. Oyun içerisinde yaratılan simler kontrol edilip komutlar verilebilir, aynı zamanda kontrol simlere bırakılıp kendi kendine kararlar vermesi de izlenebilir.Yaklaşık 2.5 milyar oynayıcısı vardır.

Eklentiler:

The Sims 2: University: Genç simleriniz bu eklenti ile birlikte üniversiteye gidebiliyor ve üniversite bitirmiş simler daha kolay terfi alıyor.

The Sims 2: Nightlife: Simlerimiz Gece hayatına Karışıyor ve Vampirler oyuna ekleniyor. Hot Date'nin Sims 2 uyarlaması gibi bir eklenti.

The Sims 2: Open for Business: Simlerimiz Kendi işlerinin Kuruyorlar. Kuaförlük, Eşya Yapıp satmak, Kütüphanecilik ve daha fazla iş imkanı ekleniyor ve bu imkanlar sizin yaratıcılığınıza kalmış.

 
The Sims 2 Kapağı4. The Sims 2: Pets: Simlerimiz Yeni dostlar Ediniyor. Evet Kediler ve Köpekler bu paketle bize yaşantımızda arkadaşlık ediyorlar.

The Sims 2: Seasons: Simlermiz Mevsimler, Hava Olayları ve Bahçecilik ile uğraşıyor. Ektiğiniz meyve yada sebzelerin suyunu sıkabiliyorsunuz.

The Sims 2: Bon Voyage: Simleriniz Tatile çıkabiliyor. Uzakdoğu, Tropikal ve Dağ Temalı 3 tane tatil kasabası ekleniyor. Vacation'un Sims 2 uyarlaması gibi bir eklenti.

The Sims 2: Freetime: Simleriniz Hobilerini Gerçekleştiriyor. Bale, Araba, Resim, Oyuncak ayı yapmak ve daha fazlası bu eklentide.

The Sims 2: Apartman Life: Simleriniz apartman yaşamıyla tanışıyor ve artık yine büyü yapabiliyorlar. (Çıkış Tarihi : Eylül 2008)

alıntıdır.

44
Başka Kurgular / Ofelya - Lisa Klein
« : 04 Temmuz 2008, 19:53:52 »


Yazarı: Lisa Klein
Çeviren: Yeliz Üslü
Yayınevi: Artemis Yayınları
Dili: Türkçe
Orjinal Dili: İngilizce
Basım Yılı: Mart 2008
Tür: Roman
Sayfa Sayısı: 424


“…Ne aptalmışım da bir köylü kızı kadar özgür ve bir kralın kızı kadar değerli olduğumu düşünmüşüm! Ormanın derinliklerine baktım ve 'Bu ilişkinin kaderi kötü yazılmış.
Ne sana, ne de bana faydası olacak,' dedim acı içinde.

Hamlet'in içini çektiğini duydum. Yoksa duraksayan ateşin üstüne mi üflemişti? Arkamda durup omuzlarıma dokunduğunu hissettim. Beni kendisine çevirdi ve
yüz yüze geldiğimizde sıcacık öptü.

Dudaklarının dokunuşu korkularımı silip götürüyordu adeta. Elsinore'un Hamlet için, tıpkı benim için olduğu gibi, altın yaldızlı bir kafes olduğunu anladım.

45
Başka Kurgular / Angela'nın Külleri - Frank McCourt
« : 04 Temmuz 2008, 19:44:47 »


Frank McCourt'un çocukluğunu anlatan Angela'nın Külleri dünyanın her yerinde büyük bir okuyucu kitlesi tarafından okundu ve çok sevildi. Büyük bir yoksulluğu anlattığı halde, McCourt'un kaleminden sevecenlik ve ince mizah, satırlarının arasından sızan umutla birleşince, ortaya bir kurtuluş, bir başarı öyküsü çıkmıştı. Kitap birçok ödül aldı (Pulitzer Ödülü - Ulusal Kitap Kritikleri Çevresi Ödülü - Los Angeles Times Kitap Ödülü) . Pek çok dilde defalarca basıldı. Umuda Doğru işte bu öykünün devamı; Frankie'nin yoksul bir göçmenden pırıl pırıl bir öğretmene ve mükemmel bir yazara dönüştüğü Amerika serüvenini anlatıyor. Frank, büyük çabalardan sonra on dokuz yaşında, New York'a gelmeyi başarır. Gemide tanıştığı bir papaz ona Biltmore Oteli'nde bir iş bulur. Otelde çalışırken, bu 'sınıfsız' ülkedeki çarpıcı sınıflandırmayla tanışacaktır. Askere alınıp Almanya'ya gönderilir. Orduda köpekleri eğitmeyi ve daktilo kullanmayı öğrenir.1953'te Amerika'ya döndüğünde doklarda çalışmaya başlar. Amerika, Frankie'nin karnını doyurmuştur; ama yüreği hala hoşnut değildir. Çevresindeki tüm göçmenler, ülkelerindeki benzer yaşam biçimlerini benimser ve ısrarla başka bir şeyin imkansız olduğunu söylerken, onun hayallerinde okuyup eğitim görmek, Amerika'da Amerikalılar gibi yaşamak vardır. On dört yaşında okulu bıraktığı halde, kendini, New York Üniversitesi'ne kabul ettirmeyi başarır. Orada, uzun bacaklı, sarışın, su katılmadık bir Yankee'ye aşık olur ve hayallerini gerçeğe çevirmeye çalışır. Ancak dünyadaki yerini, öğretmenliğe -ve yazmaya- başladıktan sonra bulacaktır. Umuda Doğru, Frank McCourt'un Amerika'da yaşadıklarını, olağanüstü insancıl bir mizaha sararak büyüleyici bir dille anlattığı bir öykü. (Arka Kapak)

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 8