Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Lucilla Clarté

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 57
16
Müzik / Ynt: Guild Wars Soundtrack
« : 11 Ağustos 2009, 22:27:34 »
Ne eziyetler çekildi bunun için, sadece o eziyetlere saygı için bile indirilir. :P

Bunun haricinde gerçekten çok iyiler. Oyunu oynayasım geldi o derece sevdim. Dün bi' kısmını aldım Çağıl'dan, dinledim dinledim. Zamanda güzel bi' yolculuk yaptım, geldim. Dinlenmesi gerek bence.

17
Sinema / Ynt: Film Yarışması
« : 11 Ağustos 2009, 20:59:03 »
Be Kind Rewind olsa gerek o.

~ Böö neyse o zaman Tuna. :P

18
Sinema / The Reader ~ Okuyucu
« : 10 Ağustos 2009, 23:55:01 »


Yönetmen: Stephen Daldry

Senaryo: David Hare, Bernhard Schlink

Tür: Dram, Romantik

Yapım: ABD, Almanya 2008 124 dakika (Renkli)

Dil: İngilizce, Almanca

Internet adresi: www.thereader-movie.com/

Ralph Fiennes, Jeanette Hain, David Kross, Kate Winslet, Susanne Lothar, Alissa Wilms.

Bernhard Schlink'in 1995 tarihli aynı isimli romanından sinemaya uyarlanan "The Reader" savaşın arka planı oluşturduğu bir ortamda geçiyor.

Michael (David Kross) kendisinden yaşça büyük Hanna Schmitz’e (Kate Winslet) aşık olur. Michael ve Hanna‘nın ilişkisi, Hanna‘nın bir gün ansızın ortadan kaybolması ile sona erer. 8 yıl sonrasında, bir hukuk öğrencisi olarak hayatına devam eden Michael, savaş suçları mahkemesinde gözlemcilik yaparken Hanna‘yı sanık sandalyesinde otururken görünce gözlerine inanamaz. Hanna‘nın gizli kalan geçmişi aydınlanırken, Michael ikisinin de hayatını derinden etkileyecek bir sırrı gün yüzüne çıkarır.

19
Sinema / Ynt: Dorian Gray
« : 08 Ağustos 2009, 16:19:59 »
The Picture Of Dorian Gray'i ingilizcecimiz okutmuştu bize, çok değişikti konusu hoşuma da gitmişti. Ben Barnes varmış bi' de. Görmek isteriz kendisini.

Filmin 9.9.9'da gösterime girecek olması da güzel tabi. '9' isimli animasyon filmi de o tarihte çıkacaktı sanırsam. Neyse iyidir iyi.

20
Sinema / Ynt: The Curious Case of Benjamin Button ~
« : 04 Ağustos 2009, 22:10:40 »
Ahah bu kadar olabilirdi. ;D Tuaf kasesi demek, iyisiniz çift devam edin siz.  ;D

21
Sinema / Ynt: Koş Lola Koş - Lola Rennt ~ Tom Tykwer
« : 24 Temmuz 2009, 21:50:38 »
Evet evet, ben de izleyeli baya bi oluyor. Hatırladığım kadarıyla güzeldi en azından değişikti. İzlenesi bi filmdir kendisi.

22
Müzik / Mazzy Star
« : 23 Temmuz 2009, 00:24:26 »


Eğer saykodelik müziğin 90’ların post-punk akımında bir yeri varsa, Mazzy Star bu etkinin en güçlü reankarnasyonu sayılabilir. Fakat bu, The Jefferson Airplane veya The Grateful Dead’i sevenler Mazzy Star’ı kendilerine yakın bulurlar anlamına gelmiyor.Mazzy Star, The Doors’un ve The Velvet Underground’un uzatılmış parçalarındaki saykodelik atmosferin en karanlık çehresini tercih etmiştir. Grubun donuk gitar melodileri ve yakınma yüklü folk-vari derlemeleri, 90’ların asosyal karakterli atmosferine yayılmış durumdaydı. Lakin Mazzy Star’ın müzikal yapısının, saykadelik tavrın keyif verici maddeler tarafından beslenen yönünü çağrıştırdığı düşünülebilir.

Her ne kadar Mazzy Star bilindik anlamıyla tam bir grup olarak tanımlansa da, temel olarak gitarist David Roback ve solist Hope Sanoval’dan oluşmaktadır. Onlara yardımcı müzisyenler eşlik etmektedir. Roback, The Rain Parade ve Opal’la birlikte underground tarihinde uzun bir ‘övünme’ dönemi yaşamıştı. Daha sonra, Sandoval’ın bir folk düet çalışması (Going Home) için kaydettiği kasedini dinledi ve yolları kesişti. (Roback’ın bu olayın hemen ardından hazırladığı The Going Home albümü piyasaya sürülmemiştir.) Sandoval, Opal’ın son turnesinde Kendra Smith’in yerine geçti.


Last Fm.

Şimdi bu grup için ne söylenir bilmiyorum ben. Benim ölürken çalsın dediğim şarkılar vardı önceden. Sonra bunlarla tanıştım, dedim sadece sizin için bi kaç kere daha ölebilirim. Daha yeni yeni tanışıp birbirimize ısınıyo olsak da içimdeki büyük Mazzy Star sevgisi kalıcı, biliyorum. Dinleyin ölmeden. Ya da ölürken işte her neyse.

23
Diğer Bilimkurgu Eserleri / Ynt: Otostopçunun Galaksi Rehberi
« : 22 Temmuz 2009, 20:53:14 »
En azından mutlular dimi Özgür? :D

24
Sinema / Ynt: Iron Man ( 2OO8 )
« : 22 Temmuz 2009, 17:58:24 »
Gerçekten Anday'ın söylediği kadar varmış. Espriler kimden çıkmıştır bilemicem ama iyi gülmüştüm izlerken. O her düştüğünde yangın var diye söndürmeye uğraşan elektronik şey aşırı hoşuma gitti hele. :P Herkes izlesin kesinlikle bunuu.

25
Diğer Bilimkurgu Eserleri / Ynt: Otostopçunun Galaksi Rehberi
« : 22 Temmuz 2009, 16:53:57 »
O ansiklopediyi az önce bitirmiş bulunmaktayım. İlk mesajımdan anlaşılacağı üzere 1 sene olmuş kitabı alalı. Okumuştum bırakmıştım geçen tekrar elime aldım, hiçbir şey hatırlamıyordum. Ben de başladım bi azimle, bitirdim. Şimdi sana teşekkür edebilirim Özgür. Gerçekten hem çoook eğlenceli, hem düşündürücü bi seri. Paranoyak Android Marvin'inden, başında en normalken en anormale dönüşen Arthur'una kadar her şeyini çok sevdim. O her seferinde zevkle açılan kapılardan ya da asansörlerden biri olmak için nelerimi vermezdim. Okuyun eğlenin biraz diyorum. =D

26
Harry Potter / Ynt: "Melez Prens" Sinemalarda!!
« : 18 Temmuz 2009, 14:35:45 »
İçimde kaldı yau. Buraya bile geldi ve gidemedim hala, artık haftaya. Ama yorumlar gayet iyi gariptir ki, hayırlısı bakalım. :P

27
Müzik / Portishead
« : 18 Temmuz 2009, 14:30:43 »


Portishead ismi, İngiltere’nin güney batı kıyılarında bulunan ve Geoff Barrow’un gençlik yıllarını geçirdiği, tenha bir gümrük (ing. port) limanından geliyor. Grubu kurarkenki niyeti kolay anlaşılır ve sadeydi: «Sadece ‘ilginç müzik’ yapmak istemiştim. İnsanların koleksiyonlarına girebilecek türden ‘uygun’ parçalar, ihtiyacı karşılayacak derecede… »

Barrow kayıt işleriyle uğraşarak başladı. Massive Attack ve Neneh Cherry ile birlikte çalışıyorlardı. Cherry için şarkılar da yazdı («Somedays» onun 1992 toplama albümünde de yer aldı). Enterprise Allowance’ın da yardımı ile caz gitaristi ve müzisyen Adrian Utley, davulcu/programcı Dave MacDonald ve İngiliz vokalist Beth Gibbons -ki onunla ilk tanışması bir barda onu Janis Joplin’den parçalar seslendirirken işitmesiyle oldu- ile biraraya gelebildi. Birlikte bir film çekip müziklerini yaptılar: «To Kill A Dead Man». Aktörler de onlardı. Neden mi? «İşleri yapabilecek kimseyi bulamadık»… Bu noktada A&R çalışanı Ferdy Unger-Hamilton’ın Go! Beat birlikteliğinde dikkatini çektiler. Barrow’un Gabrielle’in «Dreams» parçasını yeniden düzenlemesi de böyle oldu. Sonuçlardan etkilenen Ferdy fazla beklemedi ve grubu şirkete dahil etmek için ihtiyacı olduğu imzaya da hemen kavuştu, onlarla ilgilenen daha bir çok şirkete rağmen.

45’likler «Numb» ve «Sour Times» basın-yayın kuruluşlarının ilgisini topladı, oysa ilk albümleri listelerde şöyle bir dolanmış ve fazla bir etki yapmamıştı. Pazarlama işindeki sorunlar topluluğun ve arkasındakilerin başını bir hayli ağrıttı. Barrow da, Gibbons da tanınmaya karşı isteksizdiler, basın-yayın kuruluşlarının röportaj isteklerini geri çeviriyorlardı; canlı müzik yapmaya gelince, her ikisi de canlı çalmayı reddediyorlardı.

Yazılı ve görsel basında çıkmayacağından emin olacak şekilde Londra’nın uygun yerlerine plastik mankenler dağıtılıp yerleştirilerek değişik bir tanıtım yaptılar. Fısıltı gazetesi çok iş yaptı, bilinen bir radyo desteği de olmadan topluluğun reklamı her yere yayıldı. Üçüncü 45’likleri «Glory Box» Ocak 1995’te on üç numaradan İngiltere listelerine giriverdi. Topluluk üyelerinin kontrolü altında yapılan, cinsellik kokan bir klip yardımıyla daha çok yere ulaştılar. Aralarında Mixmag, ID, The Face ve Melody Maker gibi dergilerin de bulunduğu bir çok kuruluş Yılın Albümü seçimini «Dummy»den yana yaptı. Hareketli şarkıları blues, caz ve hip-hop ile birarada sunarak yaptıkları bu müzik «trip-hop» ismini aldı.

Bir kere bile gitmedikleri halde albümlerinin 150 binden fazla sattığı Amerika’da yoğun ilgi görüyorlardı. Mercury Müzik Ödüllerinde 1995’in En İyi Albümü yine Portishead’a aitti. Bu başarılarının ardından onlarca film müziği teklifi çalışmalarına katılma teklifi geldi. «Dummy»den sonraki çalışmaları çok gecikti. Barrow, mükemmelciliği nedeniyle topluluğu neredeyse bitiriyordu. İçine düştüğü bir yaratıcılık çıkmazı, bütün çalışmalarına sekte vurmuştu.

Sonunda yıkıcı kararlılığını biraz olsun yenebildiğinde çıkardıkları «Portishead» Eylül 1997’de çok beğenildi, son derece olumlu eleştiriler aldı. Albümden ilk 45’likleri «All Mine» Portishead tarzında bazı değişiklere işaret ediyor gibiyse de, diğer parçalar hayranların değişmesini istemeyeceği o etkileyici Portishead tadındaydı.

1998’de bir canlı kayıt geldi. Çok ses getiren ve Portishead’ın, 2000’lerin müziği dendiğinde akla ilk gelen topluluklardan olmasını pekiştiren bu canlı kayıttan sonra çalışmalar yavaşladı.

Last Fm.

28
Müzik / Ynt: Baba Zula
« : 17 Temmuz 2009, 20:44:52 »
8-9 şarkısı var bende bunların da. Korkuyorum ya dinlerken ciddi ciddi. Bilmiyorum değişikler, ama alışıcam bi ara. :P

29
Bugün Moviemax'te rastladım bi izleyeyim dedim. Konusu biraz basit olsa da güzelmiş aslında sıkılmadan izletti kendini. Karanlığa karşı ışık aydınlık savaşıyor, küçük bir çocuk işaretleri topluyor ve sonra her şey düzeliyor. Ama fantastiğimsi en azından. :P Bence bu konunun yeri Fantastik Perde sayın yöneticiler diyorum son olarak.

30
Müzik Haberleri / Ynt: Rock'n Coke için geri sayım başladı
« : 16 Temmuz 2009, 16:39:12 »
İyi olmaz mı LP ya! Epica'ya laf yok tabi ama LP ayrı. Artık şansımıza küsüp Dream'den takip edicez.

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 57