Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - eregion

Sayfa: [1]
1
Ütopya/Distopya / Ynt: Yol - Cormac McCarthy
« : 16 Eylül 2016, 08:50:25 »
Bu kitap insan tabiatı üzerine bir kitap bence, çünkü kitapta varolan çirkin gelecekin bir bilimsel açıklaması tam anlamıyla yok, geleceğe ilişkin bulanık bir kurgu içinde iki karakter ve insan doğasının kadim kötü huylarıyla karşılaşılan anlarda, umut, açlık, birliktelik, sevgi, vs...

2
Ütopya/Distopya / Ynt: Veronica Roth - Uyumsuz
« : 16 Eylül 2016, 08:42:44 »
Kitabı okumadım ancak seriyi izledim.
Hikayede derinlik aramamak lazım diye düşünmeye başladım.
Çünkü bir hibrit olmuş bu ürün. Kültür endüstrisinin ortaya koyduğu bir ürün olarak bakmak lazım bu seriye. O yüzden verdiğim paraya karşılık beni tatmin ediyor mu diye sordum. Para vermediğim için de, bu filmi izlemek için ayırdığım zaman ile bende meydana getirdiği artı değer ne oldu diye sorabilirim diye düşündüm ardından.

Sonuç olarak ortalama bir beyaz peynir kadar beni tatmin etti diyebilirim. Çünkü zihinsel bir tüketim ihtiyacım vardı bütün yavanlığına ve sığ sosyo psikolojik göndermelerindeki basitliğe rağmen bu ürünü tükettim.

Yiğidi öldür hakkını yeme diye bir sözümüz var, buna binaen, yapım çok iyiydi be demek istiyorum.

3
Oyunlar / Ynt: The Witcher 3: Wild Hunt
« : 27 Mayıs 2016, 18:33:49 »
I am Geralt of Rivia, how about a round of gwent?

Şaka.. Şaka.. eregion ben, iki pişpirik atak mı?

4
Tartışma Platformu / Ynt: Çağdaş/Modern Mitoloji
« : 20 Mayıs 2016, 13:30:46 »
Mitolojinin kökenlerine bakılırsa geçmişte söylenenlerin tekrar edilerek efsaneleşmesi gibi bir anlamı var. Bu doğrultuda gerçekle de bir bağı bulunuyor mitolojinin. Kurgusal da olsa bir bağ bu.

O yüzden star wars'un bir mitoloji öğesi olduğunu baştan reddederek başlayım konuya. Ama Tarzan bence güzel bir örnek, antropolojik bir efsane gibi. Başka bir modern öğe düşünecek olursak, mesela kant felsefesi tehlikeli bir mittir. İnsan doğası gereği iyidir demek falan. söylemsel bir bağ kurmak sonra da insanla... peh... İyilik bir mittir. İyi insan da mitolojik bir şeydir... Herkül gibi, zeus gibi... 

5
Oyunlar / Ynt: En Son Oynadığınız Oyun ve Mini Yorum
« : 15 Mayıs 2016, 11:52:15 »
Fallout 4'ü oynadım ve bir süre dinlenmem gerekti.

Arkadaş o nasıl bir çelişkiler yumağıdır öğle.
Teknik anlamda hiç bir eleştiri yapamam sanırım. Şimdiye kadar ki en iyi oyunlardan birisi. Oyun mekaniği, grafik vs.

Gelgelelim senaryoya, oyun boston dynamics'in ve MIT'nin bulunduğu Boston şehrinde geçiyor. Elbette isim modifikasyonları var...

Nükleer felaketten sonra ortaya çıkan bir kurum (the institute) var ve ilerleme ile insan ırkının tekinsiz korkuları ekseninde bir gerilim yaratmış.

Tercihler sizin.

6
Ütopya/Distopya / Ynt: Devlet - Platon
« : 15 Mayıs 2016, 11:47:22 »
Bizimkisi gibi çarpık türden bir moderniteye ulaşmış toplumda bu kitabı eline alan birey, bu kitabın distopya mı yoksa ütopya mı olduğunu anlayamayabilir.

Teknik olarak bir ütopya önerisidir; ancak, ancak post modern çölde bir vaha değildir. 

7
Bu sadece farkına varılmış olan bir ktapevi...

Piyasada başkaları da var. Özellikle kimi yayın evlerinin yazarlar ve kitapları için önerdiği kanca metinleri tam bir felaket.

8
Tartışma Platformu / Ynt: İsim karmaşası...
« : 15 Mayıs 2016, 11:29:20 »
Sanıyorum ki özellikle bilim kurgu yazarken, toplumumuzda bilimsel düşünce eksikliğinin bilinçaltımızda edinmiş olduğu yer bizi yabancı isimlere itiyor.

Özellikle okurken, yerli bir isim gördüğümde istemsizce rahatsız oluyorum. Ne işi var bu adamın/kadının burada, ihaleye fesat karıştırmaya mı geldi yoksa derin devlet için mi çalışıyor diye düşünmeden edemiyorum.

Bilim ve teknolojinin hayal gücüyle birleşmesi için uygun bir psikolojik ve toplumsal zeminimiz yok sanırım.

9
Tartışma Platformu / Ynt: Yazarken Mükemmeliyetçi Olmak
« : 15 Mayıs 2016, 11:23:30 »
Üretken bir insanın kaçınması gereken bir şeydir bu mükemmeliyetçilik.

Daha yapıcı tutumlar benimsenebilir, özellikle de yazma konusunda. Örneğin bir daha ki seferi daha iyi yapmak, ilerleyiş ve bu ilerleyişte istikrar daha doğru bir istikamet olabilir.

10
Bence bu sorunun cevabı yazarın hayatta olup olmadığına bağlıdır.

Her birimiz kendi dünyamızın merkezindeki egolar olarak gıcık kaptığımız bir adamın elinden yemek, avcundan içmek, onun kıyafeti paylaşmak istemeyeceğimiz gibi aklındaki fikir ve düşünceyi de benimsemekte zorluk çekeriz.

Tabii bu ortalama bir davranış, elbette bunun dışında hareket edebilecek insanlar da vardır.

Bununla birlikte "şenaydın"a da kısmen katılıyorum.

11
Tartışma Platformu / Ynt: Alt Kültürde Edebilik
« : 15 Mayıs 2016, 11:09:50 »
Açıkçası edebiyatın ortaya çıkışı aydınlanma dönemindeki çabası bir altkültürlülüktü.

Umarım yerinde bir kavram olmuştur :)

Bugün de piyasanın sınır dışına ittiği hayalperestlere (yazarlara) bakınca oldukça estetik bir dilleri olduğunu ve hatta dilin yeniden inşasına oldukça iyi hizmet ettiklerini söyleyebilirim.

O yüzden; alt-kültürde kesinlikle edebilik mümkündür.

Bu arada bilim kurgu gibi türlerin özellikle teknik bir ilerlemeden feyz alması, bu tür ayrıntılar arasında kıvrılan hikayeler oluşturma çabası ister istemez dillerini edebiyat ortalamasından ayrıştırıyor. Ancak estetik ifade ve anlam bence edebilik için yeterli...

12
Ütopya/Distopya / İntikal - Sencer Turunç
« : 06 Mayıs 2016, 19:33:06 »
Öncelikle kitabın arkasında yer alan metin şu şekilde:

"Uzak bir gelecekte, bugün gelişmekte olan bir ülkenin tüm hatlarıyla çökmesinin ardından bir grup insanın ıslak bir cehennemde adım adım yok oluşa yürüyüşü…

İnsanlar itaat etmeme yeteneklerini kaybedip, kendi vahim sonlarına doğru yol aldıklarından habersizdirler. Tüm değer ve inançları terk eden iktidar sert bir kabuğa çekilip tükenişi ekonomik bir kazanca çevirmekte, dar bir sınıfın çıkarları kalabalık ve karmaşık bir insan kalabalığının üzerine karabasan gibi çökmektedir."

Açıkçası istek üzerine okudum ve oldukça kısa olması sebebiyle de bir fırtta bitirdim. (99 sayfa :)

100 de 100 yerli ve milli bir distopya denemesi...

Bir yol hikayesi denilebilir. Bir yolculuk ve onun ufak sapmaları var hikayede...

Gelecekte, 2050 küsür yılında geçiyor ve ekonomik rekabet gücünü iyiden iyiye yitirmiş bir ülkenin topraklarının siyasi olarak parçalanması ile ortaya çıkan enklav benzeri bir ekonomik altyapı üzerinde işleyen bir düzen ele alınıyor.

Kurgu ne kadar sağlamdır bilemiyorum; bu konuda akademik deneyimi olan birisi değilim; ancak hikayenin arka planında kaba taslak bir biçimde açıklanmaya çalışılmış. Hikaye genel olarak bulanık bir şekilde ilerliyor gibi. Sanki gözlüklerimi çıkarmışım da ortamı doğru düzgün göremeden ilerliyor gibiydim.

Ezici bir ekonomik düzende insanların kendi kendilerini tüketerek yaşaması söz konusu, nüfusun neredeyse tamamı aynı zamanda para gibi kullanılabilen konservelerle besleniyor. Konserveler de sanırım insanlardan yapılıyor.

Bu sömürü düzenini kırmak için başvurulan yöntem ise bir tür biyolojik sabotaj: Prionların dolaşıma sokulması ile bütün nüfusun ortadan kaldırılması.

Edebi yönü ile ilgili ise bir yorum yapmak istemiyorum.

Sayfa: [1]