Kayıt Ol

Hani benim romanım?

Çevrimdışı Gilderoy

  • ***
  • 416
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
    • Kuyutorman
Hani benim romanım?
« : 17 Nisan 2011, 15:26:39 »
Fantastiklerin yüzüne dahi bakmayan ama popülizmi asla ıskalamayan bazı eleştirmenlerin George R. R. Martin'i birden bire Tolkien'le kıyaslamaya başlamasının nedeni ne?


George R. R. Martin desem, pek çoğunuz şu an için kim olduğunu bilmeyecek. Bütün gazetelerde son kitabıyla yer alan –ve kitap raflardaki yerini aldığında daha da konuşulacak olan- Martin, ‘A Song of Ice and Fire’ (Buz ve Ateşin Şarkısı) adlı fantastik bir serinin yazarı. İyi de fantastiklerin yüzüne dahi bakmayan ama popülizmi asla ıskalamayan bazı eleştirmenlerin onu birden bire Tolkien’le kıyaslamaya başlamasının nedeni ne? HBO. ABD’nin önde gelen televizyon kanallarından HBO bu yıl serinin dizisiyle izleyicilerin karşısına çıkıyor(bkz. Game of Thrones/Taht Oyunları. (Ve o zaman siz de Martin’i öğrenecek ve keşke bu kızı dinleyip önceden okusaymışım diyeceksiniz.)

Martin, sıra dışı bir yazar, karakterlerine karşı acımasız, karakterleriyse kötü –yazdıkları herkesin kötü olduğu, herkesin herkesi hayal kırıklığına uğrattığı ve başrollerin ikinci sayfada ölebildiği kitaplar. Yazar ise tarzını çok iyi bilseniz bile her seferinde sizi şaşırtmanın bir yolunu bulacak kadar usta, ve hayır, bu romanlarda elfler falan yok. Seri fantastikten çok kurgu bir Medicis hikâyesi bile kabul edilebilir.
Peki, HBO neden şimdi seriyi dizi yapmayı seçti? Çünkü Martin’in altı yıldır beklenen kitabı, serinin sonuncusu temmuzda piyasaya çıkacak. (Martin, asla yayınevlerine boyun eğmeyen ve ‘yılda bir kitap teslim et’ gibi saçmalıkları umursamayan ender yazarlardan.) Neyse, bu uzun ama hak edilmiş girişin ardından gelelim New Yorker’daki yazıya. (Kitabın yayımlanacağı haberini duyunca kutlamalara ilk başlayanlardan biri de ‘ağır edebiyat dergisi’ New Yorker olmuştu. Gaiman’ın dediği gibi edebiyat türleri arasındaki sınırların artık ortadan kalktığını gerçek edebiyat ve çok satar/yan türler gibi ayrımların artık var olmadığını kabul etmek mi gerekiyor acaba?) Sanders Bernestein, altı yıldır beklenen kitaptan bahsettikten sonra okuyucuları bekleten, okuyucuları eksik bırakan diğer kitaplara değinmiş.

Asla bitmeyen cümleler
İlk örnek Norman Mailer’ın 1991 tarihli ‘Harlot’s Ghost’ (Harlot’un Hayaleti) yapıtı. Romanı sonuna kadar okumayı başaranlar ‘Devam edecek’ ibaresiyle karşılaşmışlardı. Mailer seksen dört yapında Hitler’le ilgili bir üçlemeye başladı, ne yazık ki üçlemenin son iki romanını bitirmeye ömrü yetmedi.
İkinci örnek ise Nikolai Gogol. Gogol’un 1842 tarihli romanı ‘Ölü Canlar’ cümlenin ortasında biter. Devamını okumayı bekleyenler hayal kırıklığına uğrarlar çünkü Gogol, çıldırdığı bir anda üçlemenin ikinci kitabının tek kopyasını yakar ve üstüne bir de kitabı yaktıktan on gün sonra ölür. Bizlerse cümlenin nasıl bittiğini asla öğrenemeyiz…

Tolkien ve yayın serüveni
Yapıtı eksik bıraktığı söylenen bir diğer Rus da Dostoyevksi. ‘Karamazov Kardeşleri’in aslında ‘Günahkârın Hayatı’ isimli epik bir yapıtın parçası olarak yazıldığı ama bahsi geçen yapıtın asla yazılmadığı söylenir.
Marilynne Robinson’ın ilk romanını yayımladıktan sonra ikinci romanı ‘Gilead’ı yazmasıysa yayıncıların tüm baskılarına rağmen yirmi üç yıl sürer. (Kitap Pulitzer alır.)
Son örnekse JRR Tolkien. 1937’de ‘Hobbit’i yazdıktan sonra devam kitapları için anlaşma imzalayan Tolkien, yayıncıdan en sık ‘ek süre’ isteyen yazarlardan biri. Sonunda ortaya çıkan yapıtın ne olduğunu söylememe gerek bile yok: 1954’te yayımlanan ‘Yüzüklerin Efendisi’. (Yazar 1917’de başladığı ‘Silmarillon’u asla tamamlayamaz.)


Kaynak: Radikal
to see world in a grain of sand
and a heaven in a wild flower
hold infinity in the palm of your hand
and eternity in an hour
-William Blake