Kayıt Ol

Her Son Yeni Bir Başlangıçtır / Bölüm VI/

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Her Son Yeni Bir Başlangıçtır / Bölüm VI/
« : 25 Nisan 2011, 11:37:56 »
Her Son Yeni Bir Başlangıçtır


Her zaman olduğu gibi hava kapalı ve boğucuydu. Nisroc elinde tuttuğu küçük çakı ile yaklaşık yarım saattir koyu gri yer yer küllerle kaplanmış toprağa bir şeyler çizmeye çalışıyordu. Her seferinde ufacık bir yanlış yapıp tekrardan toprağı elinin tersi ile düzeltip, çizimine devam etmekten artık sıkılmıştı. Üçüncü yanlış çizimden hemen sonra alnından düşen ve gözlerini kapatan açık kızıl saçlarını kuvvetle üfleyerek hem sıkıntısını hem de yoluna çıkan saçlarını uzaklaştırmaya çalıştı.

En sonunda pes edip küçük çakıyı önündeki toprağa fırlattı. Gözleri hemen yanına çömelmiş kardeşine doğru kaydı. Kız kardeşi Nisroc’tan en fazla bu kadar farklı olabilirdi. Durduğu yerde gözlerini kapatmış, pilleri çoktan tükenmiş ve bir daha çalışma umudu olmayan mp3 çalarının kulaklıklarını takmış, yüzünde hoş bir gülümseme ile bir şeyler mırıldanıyordu. Elinde Nisroc’un hangi cehennemden bulduğunu tahmin bile edemediği boş bir kola kutusu vardı. Arada sırada mırıldanmalarını kesip gözlerini açmadan boş kola kutusunu ağzına götürüyor ve hemen ardından kana kana içmiş gibi nefesini verip ağzını elinin tersi ile siliyordu.

‘Kes şunu Dina!’ diye keskince fısıldadı Nisroc.

Dina gözlerini yavaşça bir uykudan uyanırmışcasına araladı ve ellerini iki yana açabildiği kadar uzatarak gerindi. Abisinin ona kızmasına alışıktı. Aslında ona değil, içinde bulundukları duruma kızdığını biliyordu. Bu yüzden sesindeki keskin tona aldırmadan abisine gülümsedi.

‘Neyi?’ dedi en sonunda muzur bir tonda.

‘Her ne yapıyorsan onu. Mutlu olmak için hiçbir sebebimiz yok görmüyor musun?’ Nisroc daha konuşurken savunduğu şeyin yersiz olduğunu anlamıştı ve kardeşinin yaşam veren gülümsemesi devam ederken cümlesinin sonu zor duyulan bir mırıltı gibi çıkmıştı.

‘Geçen gün Dördüncü Bölge yakınlarında devrilmiş bir reklam panosunda gördüm. Kadın aynı demin yaptığım gibi kutuyu ağzına götürüp gülümsüyordu.’

Nisroc kardeşine olan sahte sitemini bir anda kaybetmişti.

‘Ah Dina… Üzgünüm.’

‘Üzülmesi gereken sen değilsin.’ Diye teselli etti abisini Dina ve gözlerinde yeni yeni çakan bir merak pırıltısı ile konuşmasına devam etti. ‘Acaba tadı nasıl bir şeydi?’

Nisroc, Dina’nın son cümlesini duymamıştı bile. Çok uzaklardan gelen bir tangırtıya kilitlenmişti. Emin olmak için bir iki saniye daha odaklandı ve ardından hemen harekete geçti. Kardeşinin kolundan sertçe tuttu ve diğer elini ağzına götürerek sessiz olmasını işaret etti. Hızla yıkık binanın yer yer çökmüş merdivenlerinden yukarı doğru çıkmaya başladılar. Birikmiş moloz yığınlarını dökmemeye uğraşıyorlar aynı zamanda da yıkık dökük merdivenlerden düşmeden yollarına devam ediyorlardı. Binanın en üstüne gelince Nisroc’un iki gün önce buraları keşfe geldiğinde oraya koyduğu çadır bezinin altına girdiler ve üstlerini kapattılar. Nefes nefese kalmışlardı ve Nisroc’un kulağına çalınan tangırtılar giderek yaklaşıyordu.

Nisroc kendinden emin bir gülümseme ile kardeşine baktı. Tehlikeyi zamanında fark etmişlerdi ve şu anda güvendelerdi. Bir iki dakika içinde tehlike yanlarından geçip gidecekti.

Dışarıdan gelen yüksek mekanik sesle ikisi de irkildi.

‘Dışlanmışlar, bu bölgeye giriş izniniz yok. Hemen Beşinci Bölgeyi terk edin.’

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır
« Yanıtla #1 : 25 Nisan 2011, 18:11:31 »
İlk bölümden anladığım kadarıyla distopik bir hikaye bizleri bekliyor. Bu çok hoşuma gitti. İyi ellerrde çok güzel yerlere varabilecek bir hikaye.

Başlangıç gayet sade ve akıcıydı. İnsanın yüzünde tebessüm oluşturan ama aynı zamanda kendi benliğinde bir gizeme sahip... Sadece şöyle bir eleştirim olacak:

Alıntı
‘Geçen gün Dördüncü Bölge yakınlarında devrilmiş bir reklam panosunda gördüm. Kadın aynı demin yaptığım gibi kutuyu ağzına götürüp gülümsüyordu.’

Nisroc kardeşine olan sahte sitemini bir anda kaybetmişti.

‘Ah Dina… Üzgünüm.’

Abimiz hemen öfkesinden vazgeçti. Oysa ben, böyle bir durumda daha çok sinirlenmesini beklerdim. Anladığım kadarıyla (öyle mi bilmiyorum ama) şu an kardeşinin ve kendi canının sorumluluğu onun omuzları üzerinde. Böyle bir durumda (peşinden geleni de sayarsak) kardeşinni romantik hayalleri ve bir reklam panosundan etkilenip bu tarz bir ahreket sergilemesi onu daha çok kızdırmalıydı. Elbette karakterler senin.

Ellerine sağlık. Merakla devamını bekliyorum :).

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır
« Yanıtla #2 : 25 Nisan 2011, 18:25:08 »
İşte bir bilim-kurgu daha. Hastayım bu türe.

Öncelikle anlatımında hiçbir kusur görmedim. Oldukça hoş bir başlangıç olmuş. Senaryoya sabit değil, çok geniş bir başlangıç ile başlamışsın. Bir sonraki bölümde hemen hemen her şey olabilir diye düşündüm okurken. Bir de fakirlik ve savaş kokusu aldım tabi ki. Sanırım heyecanlı bir maceraya adım atmışsın.

Devamını sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır
« Yanıtla #3 : 25 Nisan 2011, 18:51:23 »
A-ha! İşte tam da benim damak tadıma göre bir hikaye daha! Buram buram Fallout ve Terminator kokan bir macera... Yazan da Malkavian olunca ve üslubundaki akıcılıktan bir şey kaybetmediğini görünce insan daha da heyecanlanıyor okurken. Devamını merakla bekliyorum!
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır
« Yanıtla #4 : 25 Nisan 2011, 19:46:55 »
Malkavian'dan bilim-kurgu okumak ha? Bakalım nasıl bir evren bizi bekliyor... :)

Yazdığın tüm öykülere kapıldığım gibi buna da kapıldım adamım. Güzel bir başlangıç, kötü yönde eleştirecek bir şey bulamadım.
May the force, be with you.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır
« Yanıtla #5 : 29 Nisan 2011, 14:55:54 »
@Fırtınakıran: Oldukça yaklaştın. Post-Apocalyptic bir öykü tasarladım kafamda elime yüzüme bulaştırmassam bakalım güzel bişeyler çıkabilir ortaya. Bahsettiğin eleştiriye gelince giriş bölümünü uzun tutup çok ipucu vermek istemedim. Bu yüzden arada kestiğim sahneler oldu. Eleştirin de bu kesilmiş sahnelerden birine geldi tam olarak :)

@Raisor: Bu genelde yaptığım birşey sanırım. Gririş bölümünü olabildiğine geniş tutmak. Giriş bölümünde olayın genelinden çok karakterlerin içsel yapısını veriyorum. Devam bölümlerinde dünyayı tanıtıyorum tamamen. Böyle daha rahat oluyor.

@mit: Üslup gidip geliyor sanırım az çeken tv kanalları gibi mit. Yazarken rahat hissettiğim yazılar akıcı oluyor. Beni zorlayanlar ise tekliyor gibi. :)

@Wanderer: İlk kez bilim-kurgu benzeri bir öykü yazıyorum. Bakalım beceremeyebilirim fakat deneyesim var.

Çevrimdışı Legend

  • ***
  • 590
  • Rom: 18
  • I write because your wrong
    • Profili Görüntüle
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır
« Yanıtla #6 : 29 Nisan 2011, 16:32:42 »
Tebrikler Malkavian.Çok akıcı,geniş ve yukarıdaki yorumunda da dediğin gibi hiç bir şey çaktırmadan olmuş.Çok hoş bir Bilim-Kurgu olacağa benziyor.Sabırsızlıkla devamını bekliyorum.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır / Bölüm I /
« Yanıtla #7 : 03 Mayıs 2011, 16:35:22 »
Her Son Yeni Bir Başlangıçtır
Bölüm I



Nisroc içinden lanet okudu ve vakit kaybetmeden kardeşine, kendisini takip etmesini işaret etti. Sesleri çok önceden fark edip zamanında saklanmışlardı. Nasıl olup da fark edildiklerine bir türlü anlam veremiyordu. Çadır bezinin altından çıktılar ve beraber hızla merdivenleri inmeye başladılar. Daha iki kat anca inmişlerdi ki Dina koşmayı bıraktı. Binanın dışa bakan duvarındaki büyük, kenarları siyah islerle kaplı delikten dışarıya bakıyordu. Nisroc tam kardeşine kızmak üzereydi ki, kendilerine doğru muazzam bir hızla ilerleyen toz bulutunu fark etti. Dina’yı kolundan yakaladı ve merdivenleri inmeye devam ettiler. Binaya doğru gelen şeyin, ne olduğu hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Tek bildiği, olabildiğince hızlı bir şekilde Beşinci Bölgeyi terk etmeleri gerektiğiydi.

Binanın yıkık dökük arka kapısından dışarı çıktıklarında karşılarında duran ince, uzun boylu, her yeri derin siyah yağ izleri ile kaplı, eski moda pilot gözlüğü takmış adama bakakaldılar. Kirden koyu laciverte dönmüş pantolonunun üstüne giydiği deri ceketinin göğüs kısmında ‘Harley’ yazıyordu ve ceketinin içine hiçbir şey giymemişti.

Elini turuncu yazılı armanın üzerine götürerek gerindi ve kendini beğenmiş bir tonda konuşmaya başladı.

‘Ben Harley, motorlu birliklerin kumandanı. Siz iki ufaklık bize bahsedilen misafirler misiniz?’

Nisroc ne diyeceğini bilemiyordu. Şu an tek yapmak istediği bu bölgeyi ve arkasındaki tehlikeyi bir an önce geride bırakmaktı. Adama dönüp konuşmadan başını salladı. Bunu yaparken kardeşi de sıska adamın arkasını görmeye çalışarak tek ayağının üzerinde olabildiğince yana eğilmişti. Şu halleri ile el ele tutuşmuş akrobasi hareketi yapan palyaçolara benzediklerine emindi Nisroc. Kardeşinin dengesini bozarak onu kendine çekti ve soran gözlerle Dina’ya baktı.

Dina, karşılarındaki adama baktı ve her an muzip bir şey yapabilecek bir çocuk gibi gülümsedi. ‘Demek sen motorlu birliklerin kumandanısın?’

Adam çenesini yukarı kaldırıp bir elini alnına götürdü ve sert bir selam verdi. ‘Ta kendisi!’ dedi.

Nisroc kardeşinin kast ettiği şeyi anlamıştı. İçinde yeni uyanan bir şüphe duygusu ile ellerini göğsünde birleştirdi. ‘Madem öyle motorun nerde? Ya da kumanda ettiğin şu adamların?’

Kardeşi de Nisroc’un taklidini yaparak ellerini göğsünde birleştirdi ve karşısındaki adama kötücül bakışlar göndermeye başladı. Tabi küçük bir kız çocuğu ne kadar kötücül olabilirse…

Harley sorulara aldırmadı ve aynı kendini beğenmiş tonda devam etti. ‘Hah! O kaplumbağa yavruları bana ancak rüyalarında yetişirler. Ben bir koşucuyum evlat ve onların o aptal metal yığınları ile yaptıkları şey hızlı gitmekse, ben ışınlanıyorum! Birazdan burada olurlar. Hem durun bakalım. Siz ikiniz hiç Dışlanmışa benzemiyorsunuz?’

Nisroc ellerini çözdü ve kafası sorunun ağırlığı ile hafifçe önüne eğildi. Kardeşi de aynılarını yaptı. ‘Çok güzel’ diye düşündü Nisroc. ‘Şimdi de beni taklit etme oyununa başladı.’ Bir kez olsun kardeşinin ciddi olaylar karşısında normal olan tepkiler vermesini ne kadar da isterdi.

Harley cevap beklemeden hızla ellerini Nisroc’un omuzlarına koydu ve onu etrafında döndürdü. Ensesini ve omuzlarını incelemek için üzerindeki tişörtü iyice sündürdü ve kendinden emin olunca bir iki adım geriledi.

‘Siz dışlanmış filan değilsiniz!’ Suratını birden ekşitti ve onlara acıyan bir ifade ile baktı. ‘Yoksa siz şu Diğerleri’nin kölelerinden misiniz? Sizi zavallı yavrucaklar. Efendiniz buralarda mı? O ahlaksıza ağzının payını vermek için neler vermezdim!’ bir elini yumruk yaptı ve diğer avucuna sertçe vurdu.

Nisroc iki elini de kaldırdı ve ‘ Hayır, hayır bizi yanlış anladın. Biz merkez sığınaktan geliyoruz. Şimdiye kadar hep orada yaşadık. Bir gün annemi ve babamı görevliler götürdü ve ertesi gün bizi apar topar sığınaktan dışarı attılar. Ömür boyu sürgün edildik anlıyor musun? ‘ Dina’nın omzu açık elbisesinden görünen sağ omzunu işaret etti ve ufak bir çizgi halindeki yara izini gösterdi. ‘ Lanet olası teneke yığını, onu damgalayacaktı… ve ben…’ Kafası iyice önüne düştü.

‘Sen de o kablo kafalıya dersini verdin ha! Evlat şimdiden gözüme girdin. İkiniz de işaretlenmediğinizi mi söylüyorsunuz şimdi? Bu mükemmel! Kaptan sizi gördüğüne çok sevinecek!’ Harley cümlesini yeni tamamlamıştı ki arkasından gürültülü motor sesleri duyuldu.  Nisroc’un sırtına yatıştırıcı bir tokat attıktan sonra, büyük toz bulutunun arasından güçlükle seçilen iri yarı adamların kullandığı motor bisikletlerin yanına doğru seğirtti. Çocuklardan ikisini de sağ kolu olarak tanıttığı sarışın, iri yarı ve gözlerinden birine korsan bandanası bağlamış adamın arkasına yerleştirdi.

‘Motorlu birlikler! Ana üsse dönüyoruz! İskele Alabanda!’

Hızla ilerleyen araçların önünden adeta ışınlanarak uzaklaşan Harley’e inanmazlık içinde bakıyorlardı.  Nisroc kardeşinin minik parmaklarının omzuna birkaç kere dokunduğunu hissetti ve bunun üzerine kafasını aracın el verdiğince döndürerek kardeşine baktı.

‘Sanırım doğru söylüyor.’

‘Kim doğru söylüyor Dina?’ Sesi rüzgar ile kesilip duruyordu.

Kardeşi bindikleri motorun tam önünde kalan metal kabartmayı gösterdi.

‘Bütün araçlarda Harley’in ismi var. Sanırım önemli biri. Belki de dışlanmışların başkanıdır.’ Gözleri bu fikirle birlikte heyecanla parladı.

Nisroc, yalancılıkla suçladığı adamın isminin metal harflerle tüm motorlara kazılı olduğunu öğrenince yüzünde inanılmaz bir ifade belirdi. Harfleri tersten de olsa dikkatle okudu. Artık dışlanmışların başkanının soy ismini de biliyordu.

‘Harley Davidson.’

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır / Bölüm I /
« Yanıtla #8 : 03 Mayıs 2011, 17:27:04 »
Acaba nereden tanıdık geliyor isim. :P

İlk bölümden yorum yapmamıştım ama havası olsun, şimdilik görünen karakterleri olsun, bir kaç küçük ayrıntı olsun ve hatta ikinci bölümüyle beraber karakterlerin görünüşleri de dahil bir çok öge bana çok sevdiğim ve atmosferine hayran olduğum bir oyunu hatırlattı. Böyle güzel bir havayı bu denli kısa bir ilk bölümden verdikten sonra devamında ne gelse ağzımızın suyu akarak okuruz sanırım. Zira açık konuşayım aşık oldum atmosfere. Hani çok sevdiğiniz bir hikayeyi okursunuz ve bitirirsiniz fakat içinde kalırsınız ya kafa olarak. Devamı olsa keşke diye dolanırsınız etrafta, işte bu öykün bir çok güzel fakat yarım kalmış hikayenin paralel bir evrendeki devamı gibi olmuş.

Ee, devamı yok mu? :P

Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Legend

  • ***
  • 590
  • Rom: 18
  • I write because your wrong
    • Profili Görüntüle
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır / Bölüm I /
« Yanıtla #9 : 03 Mayıs 2011, 18:40:05 »
Harley Davidson?Bu doğuştan ismi mi,Motorlu birliklerin lideri olduğu için aldığı bir rütbe mi?

Hem kurgu hem de karakterler o kadar sağlam ve insanı içine çekiyor ki,KoyuBeyaz'ın dediği gibi kafa olarak içinde kaldım.Ağzımın suyu akarak devamını bekliyorum.Geçiktirme diyorum.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır / Bölüm I /
« Yanıtla #10 : 03 Mayıs 2011, 22:32:16 »
Güzel bir bölümdü. Harley Davidson esprisi beni benden aldı :) Ayrıca Dışlanmışlar, Diğerleri, Merkez Sığınak gibi pek çok merak uyandırıcı isimle de karşılaştık bu bölümde. Bu da ister istemez arkasından gelebilecek şeylerin de düşümcesi ile heyecandırıyor insanı. Dediğim gibi güzel bir bölümdü ama kusursuz değil.

Öncelikle birinci bölüm sonunda duyduğumuz mekanik sesin sahibi ne oldu? Çocuklar apar topar aşağı koşarken onları fark etmediğini düşünmek biraz fazla hayalcilik olur. Bilerek izin verdiyse o başka.

Bir de şu cümle var;

Dina, karşılarındaki adama baktı ve her an muzip bir şey yapabilecek bir çocuk gibi gülümsedi. ‘Harley sen motorlu birliklerin kumandanı mısın?’

Bu cümle birkaç satır önce geçen ‘Ben Harley, motorlu birliklerin kumandanı.' cümlesi ile neredeyse aynı. Pek hoş durmamış bana sorarsan. Bunu "Demek sen motorlu birliklerin kumandanısın." olarak yazman daha uygun olacakmış gibi geldi bana. Tabi takdir senin.

Devamını merakla bekliyorum.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır / Bölüm I /
« Yanıtla #11 : 03 Mayıs 2011, 23:36:26 »
@Koyubeyaz: Devamı var olmaz olur mu? :)
@azuroth: Sorduğun soruya hikaye içinde cavap alabilirsin sanırım. Bu sefer gecikmeyecek gibi bölümler.
@mit mekanik ses olayı başka bir bölüm için saklandı... her ayrıntıyı da yakalamasan olmaz haha.  Dediğin cümle daha güzel değiştirdim onu da.

Hepinzie teşekkür ederim güzel yorumlarınız ve eleştirileriniz için.

Çevrimdışı

  • *
  • 5
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır / Bölüm I /
« Yanıtla #12 : 05 Mayıs 2011, 13:45:33 »
çok güzel bi hikaye olmuş.zevkle okudum devamını bekliyorum :D

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır / Bölüm II /
« Yanıtla #13 : 13 Mayıs 2011, 19:16:44 »
Her Son Yeni Bir Başlangıçtır
Bölüm II

Gözlerini, sessizliği bölen gürültüyle hafifçe araladı. Zamanın farkında değildi. Ne zamandır burada oturduğunu ve ne kadar süredir düşüncelere dalıp kendini dünyadan soyutladığını bilmiyordu. Zaten yeryüzünde ilgisini çekecek bir şey kalmamıştı. Dünya, bir zamanlar üzerinde yaşamış uygarlıkların yıkık dökük binaları ve çarpıtılmış teknolojileri ile süslenmiş, beton ve demir yığınından başka bir şey değildi artık onun gözünde. Eski günleri düşünüp derin bir iç çekti.

Uzun zaman hareketsiz kaldığını vurgularcasına, ayağa kalkarken kütürdeyen dizlerinin ve bileklerinin oluşturduğu senfoniye, bir de ellerini ekledi ve birleştirdiği parmaklarının arasından çıkan küçük çıtırtıları keyifle dinledi. On katlı beton binanın çatı katından, onu uyandıran gürültüye kulak verdi. Ses gittikçe yaklaşıyordu. Kirden renginin griye döndüğü açıkça belli olan, eski kesim, kolları bol gömleğinin üzerine giydiği koyu kırmızı, arkası iki parça halinde hafifçe uzayan ceketinin omuzlarındaki tozları sildi.

Durduğu bina ve diğer yarı devrilmiş binaların ortasında artık işlevini yitirmiş büyük bir havuz ve etrafında onu çevreleyen yıkık dökük banklar vardı. Meditasyonunu bölen mekanik seslerin sahibi olan iki robot ellerinde tuttukları ağır silahlarla etrafı aramaya koyuldular ve bir süre sonra vazgeçip sesin gücünü arttıran ufak bir cihazı aktif hale getirerek konuşmaya başladılar.

‘Dışlanmışlar bu bölgeye giriş izniniz yok. Hemen Beşinci Bölgeyi terk edin.’


Mekanik sesin şiddetiyle, zaten yıkık olan binaların bazılarından moloz yığınları döküldü. Yeterince beklediğine kanaat getirdi ve kendini onuncu kattan aşağı bıraktı. Düşerken ağzında kızgın bir fısıltıya dönüşmüş tek bir cümle yankılandı.

‘Beşinci bölgeymiş!’ Lincoln Parkı yıllarca yuvası olmuştu ve bu yüzden büyük savaştan sonra bile burayı terk etmemişti. Kendi türü gibi savaşmamıştı ama kaçmamıştı da. Sadece yıkık dökük de olsa yuvasında kalmıştı.

Yere sertçe ayaklarının üzerine indi ve kafasının üzerinden sessizce geçen, susturucu takılmış silahların mermilerinden takla atarak uzaklaştı. Taştan oyulma büyük bir heykelin arkasına saklandı. Tam anlamı ile hareketsizdi ve bu robotların kafasını karıştırmıştı. Eski filmler aklına geldi ve gülümsedi. Hiçbir şey tahmin edilen gibi olmamıştı. Karşısındaki robotlar gibi. Hepsi birer kördü. Karşısındakileri termal kameralarla tespit edip görüntü oluşturuyor ya da hareketleri algılayıp işlem merkezlerine yolluyor ve bu sayede bir imaj oluşturuyorlardı.

Gülümsedi ve kendi kendine söylendi. ‘Bakalım işlemcileriniz mi hızlı, ben mi kablo kafalar!’

Fısıldaması ile birlikte anında sığındığı heykel, mermi yağmuruna tutulmaya başladı ama o çoktan harekete geçmişti. İnanılmaz bir hızla koştu ve bir yay çizerek hala heykele ateş etmekte olan robotlara yaklaştı. Bir ayağını devrilmiş bir binanın yan duvarına attı ve oradan aldığı güç ile sıçradı. Havada rakiplerine yaklaşırken belinde duran eski moda denizci kılıcının işlemeli kabzasını yakaladı ve üzerine sonradan eklenmiş düğmeye dokundu. Elektrik akımı ile dolup taşan ve mavi akımlar saçan silahı ile tek hamlede iki robotun da kafasını metal vücutlarından ayırdı. Vakit kaybetmeden silah tutan ellerini de kesti. Kılıç tiz bir çınlamadan başka hiçbir ses çıkarmadan onları birer un çuvalıymış gibi rahatça parçalarına ayırırken ustaca işini yapıyordu. Bir yandan da duyduğu diğer kıpırtı seslerine baktı. Devrilmiş ve dik duran başka bir binaya dayanmış iki binanın arasında kalan küçük bir üçgenden görüş alanına girmiş olan iki çocuğa bakakaldı. Çocuklar hareket ettiler ve sadece küçük kız görüş açısında kaldı. Birileri ile konuşuyor gibiydi. Durduğu bu uzak mesafeden bile kızın içinde, çağlayanlar gibi coşkuyla atan kalbini ve damarlarına pompaladığı o zehirli kimyasalları hissedebiliyordu. Kız bir dışlanmıştı ama yine de onda garip bir şeyler vardı. Bunu tüm benliği ile hissediyordu. Kılıcını cebinden çıkardığı dantel işlemeli bir mendil ile yağlarından arındırdı ve sessizce kınına geri taktı. Boynunu iki yana sertçe hareket ettirerek kütletti ve sessizce ilerlemeye başladı.

Saniyeler içinde çocukların ve önlerinde duran sırık gibi adamın konuşmalarını duyabileceği yan binalardan birinin penceresinde belirmişti. Uzun boylu adam iyice gerinerek elini ceketinin armasına götürüp adının Harley olduğunu söylüyordu.

Kendine hakim olmadı ve gülümsedi. Kıvrılan ağzından kimsenin duyamayacağı bir şekilde fısıldadı. ‘Gerizekalı!’

Gülümsemeye devam ederken gözüne kız çocuğu ve ondan biraz daha büyük gösteren çocuk takıldı. Elini yukarı doğru kıvrılmış ağzının kenarında gezdirdi ve derin düşüncelere daldı. Bu ikili gerçekten de çok garipti. Daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemiyordu.

Eh… Artık bu dünyada ilgisini çeken bir şeyler bulmuştu…

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Her Son Yeni Bir Başlangıçtır / Bölüm II /
« Yanıtla #14 : 14 Mayıs 2011, 10:54:08 »
Nefes kesici bir bölüm olmuş. Aksiyon sahneleri, denizci kılıcı, kör robotlar... Hepsi birbirinden güzeldi. Hikayenin sonu azıcık kafamı karıştırdı ama... Hani bu olayların ikinci bölümünün başladığı yerde olduğunu hemen idrak edemedim. Ta ki Harley'in konuşmasına gelinceye kadar. O da çok büyük bir problem değil.

Yalnız dikkatimi çeken bir başka nokta var. Hikayelerinin yeni bölümlerini hep Aylık Öykü Seçkisi'nin yayınlandığı tarihe denk getiriyorsun. Sessiz bir başkaldırı mı yoksa tamamen şanssızlık mı? :)
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.