Şarkı arabanın içinde yankılanırken direksiyondaki parmaklarımla tempo tuttuğumu fark ettim.
Önce basılmış, öldürülmüş, sonra dirilmiş, kaçmış ve polislerce kovalanmıştım. Şimdiyse radyodaki bir şarkıya eşlik ediyor, tempo tutuyordum. Neye dönüşüyordum ben böyle?
Sürücü koltuğunun yanındaki camlardan şehri taradım. Dikiz aynasından arkamı kontrol etmeyi ihmal etmiyordum. Polisler artık çok geride kalmıştı ama nedense izlendiğim hissinden kurtulamamıştım.
Direksiyonu ışıklarla aydınlanmış lüks bir restoranta doğru kırdım. Birileriyle yemek yemeyi sevdiğim, vakit geçirmekten keyif aldığım bu yer belki şimdi bana kucak açabilirdi.