Kayıt Ol

Üzüm Tanesi

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Üzüm Tanesi
« : 04 Şubat 2012, 03:45:09 »
ÜZÜM TANESİ

Küçük, açık yeşil bir üzüm tanesi… Kimisi bu ufak taneyi ağzına atıp çekirdeğini alt dişleriyle bir çırpıda kesip yutar ve kalanı zevkle çiğner; kimisi ise yine dişlerini kullanarak kabuğunu zar gibi soyup şeffaf meyvenin etini ortaya çıkarır ve öyle yer.

İnsanın kendisi ise biraz farklıdır. <derisini soymak, kalbini sökmek ona ancak acı verir ya da onu öldürür. Tabi burada meyveyi yiyen konumundaki kişiyseniz işler biraz farklıdır. Meyveyi yerken aldığınız zevk bir insanı öldürürken aldığınız zevkle eş değerse burada sizin suçunuz nedir?

Kıpkırmızı elleriyle ağzına bir tane daha atıp zevkle çiğnerken az önce öldürdüğü insanın kaburgasından yaptığı et ve kemikten tabağa baktı ve yalnızca bir salkım üzümü kaldığını üzülerek fark etti. Çok sinirlenmişti ve kanlı tanelerden birini daha ağzına atıp rahatlamaya çalıştı.

Gerginliğinin sebebi aslında sadece üzümlerin bitmek üzere olması değildi -manav hemen iki sokak aşağıdaydı ve ne zaman isterse yenisini alabilirdi. Onu geren şey daha çok insanların canını sıkmasıydı. Ağzına attığı, çiğnediği her üzüm tanesiyle birlikte birini daha öldürürcesine rahatlıyordu.

İşte bu adam, sonuncusu… Onu küçük düşürmüştü. Kim olduğu artık önemli değildi, sadece yapmış olduğu şey ile vardı o. Ona öldürme hakkını veren hareketiyle hatırlıyordu onu yalnızca.

Onu kendi insanlarıyla tanıştırmış, yeni bir sosyal ortama girmesini sağlamıştı ve o onunla dalga geçmiş, kendi insanlarının yanında konuşmasına dahi izin vermemişti. Bunu kimse yapamazdı. Bu yanlıştı. Yanlıştı ve o an, ona yüzlerce kez vurduğunu hayal etmiş, doyamamıştı. Doyum böyle olmazdı. Bir üzümün suyunu çıkarmanız yetmez. O vıcık vıcık sıvıyı içmeli, ister tatlı, ister alkollü özün zevkine varmalıydınız. Yapım işlemi sadece o özün ağızdan boğaza akarken verdiği sıcaklığın ön aşamasıydı. Kan gibi…

Ah, bir dahakine kırmızı üzüm almalıydı. Dilini, damağını burup bıraktığı tat bambaşkaydı. Ağır. Mayhoş. Ama çok tatlı!

Uzun, kıvırcık siyah saçları kavradı. Onları da kullanabileceği bir yer olmalıydı. Evinin dekoru için güzel bir malzeme. Bir zamanlar beyaz olan halının üzerinde, saçların hemen dibindeki yüzülmüş kafa derisini gezdirerek damlayan kanı, taptaze kırmızı renk bir boya olarak kullandı. Öldürdüğü insanın her şeyinden faydalanmalıydı, hiçbir şey boşa gitmemeliydi. Hiçbir şey boşa gitmez, gidemezdi. Bunu tanrı istemezdi.

Her kafa derisi yüzüşünde, insan kafasının ne kadar da üzüme benzediği aklına geliyordu ister istemez. Ön dişleriyle o zar gibi kabuğu soyarcasına…

Canı yine üzüm çekmişti. Tabağına uzandı ve bir tane daha attı ağzına. Çiğnerken gözlerinden zevk yaşları süzüldü. Bu nasıl güzel bir tattı! Hayatını bu tat için verebilirdi o an!

Bir tane ve bir tane daha… Salkımdakiler bitmek üzereydi.

Tabağını eline aldı ve henüz bitmemiş salkımla beraber kafasına geçirdi. Kaburgadaki pıhtılaşmaya yüz tutmuş kan yavaşça yüzünden süzülmeye başladı ve gözyaşlarıyla birleşti.

Bu zevk için kendi hayatımı verebilirim, dedi içinden. En yakınında bulunan, deri yüzmek için kullandığı bıçağı aldı ve tüm gücüyle kendi şah damarını kesti.

Öldü.

Elerki TAŞKIN





Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Buzmavisi

  • **
  • 136
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Üzüm Tanesi
« Yanıtla #1 : 04 Şubat 2012, 09:47:55 »
Bundan çok güzel bir seri katil romanı olurdu. Kullanılan üslup gayet akıcı.

Çok iyi yazılmış, kendisini okutturuyor açıkçası.
Yepyeni bir fantastik serüvene hazır mısınız?
Anatolya Efsaneleri İlk iki bölüm pdf:http://www.mediafire.com/?uadhvz1vcgmqkct

Yeni Töre'nin ikinci yasası:
Umutlar, inançlar ve dilekler içlerinde bir parça mantık barındırmıyorlarsa hayatları kolayca mahveden boş yalanlara dönüşürler.

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Üzüm Tanesi
« Yanıtla #2 : 04 Şubat 2012, 14:29:43 »
Buzmavisi,

Zaman ayırıp okuduğunuz ve yorumladığınız için teşekkür ederim. :) Öncesinde devam ettirmeyi düşünmediğim, fakat şimdi bu tür yorumlar aldıkça "Belki de bunu en azından bir karakter olarak bir hikayeme yerleştirebilirim," gibi bir düşüncem de mevcut artık.

Tekrar teşekkür ederim. :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Üzüm Tanesi
« Yanıtla #3 : 04 Şubat 2012, 16:00:41 »
Elinize sağlık, çok güzel bir okuma oldu. Öyle ki sonunda "Aa bu kadar mıydı?" deyiverdim, daha çok istiyormuşum belli ki. Arada bir kafam karıştı adamın yaptığı hareketlerden, üzümden mi yoksa öldürdüğü adamdan mı bahsediyor çözemedim; ama sonrasında bunun da aslında pekala işlevsel bir şey olduğuna karar verdim. Hikayedeki o üzüm benzetmesine uyuyordu benim kafa karışıklığım.

Tekrar ellerinize sağlık.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Üzüm Tanesi
« Yanıtla #4 : 04 Şubat 2012, 17:10:34 »
Fiddler,

İstediğim şeye ulaştığımı görmek mutlu etti beni. Yorumunuz ve ayırdığınız vakit için teşekkür ederim. :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Üzüm Tanesi
« Yanıtla #5 : 04 Şubat 2012, 18:16:06 »
Oldukça sembolik, akıcı ve kısa bir öykü olmuş :) Üzüm aracılığıyla konunun serpiştirilmesi çok başarılıydı. Ben de Fiddler gibi bazı yerlerde ikilemde kaldım, yazının başarısı buradan da belli oluyor. Böyle psikopat karakterlerin yazıları farklı bir boyuta çektiği ve ayrıcalık kazandırdığını düşünüyorum.

Kısacası tebrikler, çok güzel ama çok kısa bir öyküydü.
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Üzüm Tanesi
« Yanıtla #6 : 04 Şubat 2012, 18:26:21 »
LegalMc,

Belki de bu 'ikilemde kalma' durumu bir başarısız anlatım sonucudur, bundan emin olamıyorum. İstediğim şey bu iken, olması gereken bu mudur bilemiyorum. :) Zamanla, uğraştıkça anlayacağız...

Ayırdığınız vakit için teşekkür ederim. :)
Let the Dragon ride again on the winds of time.