Kayıt Ol

Çukur

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Çukur
« Yanıtla #15 : 09 Kasım 2012, 12:57:57 »
Az önce oturdukları kanepe, yıkılmış ön duvardan sokağa fırlamış, yan duvarlardan biri tamamen yıkılmış ve yan binaya ait daire ile birleşmişti adeta. O dairenin içinde yerde yatnakta olan, yarı yarıya yanmış bir ceset gözüne çarptı Hakan ın. Eli ayağı titriyordu aman allahım bu nasıl bir şeydi böyle?.  Yan dairede ufak çaplı bir yangın hala devam ediyordu. Ardından sokaktan bağırış çağırışlar yükseldi, az sonra da siren sesleri giderek yaklaşmaya başladı.

Adam Hakan a baktı.  “Şimdi anladın mı?” dedi.  “Kimseyle konuşma, hiçbir şeye müdahale etme.  En azından seni sindirene kadar.”

“Sindirmek mi?” dedi  Hakan.

“Lafın gelişi, eğer hayatta kalmayı başarabilirsen, bir müddet sonra seni görmezden gelmeye başlayacaktır. Mikroplara  karşı bağışıklık kazanan bir organizma gibi düşün.”

Hızla merdivenleri  inip, sokağa çıktıklarında, moloz yığınları göze çarpıyordu kapı önünde. Meraklı kalabalık binadan çıkan insanlara yardımcı olmaya çalışırken ilk itfaiye aracı olay yerine gelmişti bile.

“ Gaz patlaması” dedi kalabalıktan biri, bir diğeri “tüp mü acaba ?” dedi. Bir diğeri, “ yok yok, o bina da doğalgaz var, kesin doğalgaz patladı.”
........................................

Çam ağaçları altında koyu gölgeye konuşlanmış bir bankta oturuyordu iki adam.
“ Peki senin hikayen ne ? dedi Hakan.

“ Uzun hikaye anlatmaya hiç niyetim yok,  sıkıcı bir hikaye, çok sorgulamışımdır neden, niçin diye ama yapacak  birşey yok, durumumu kabullendim, sana tavsiyem sen de kabullen, ama sanıyorum senin işin daha zor”

“ Ne gibi ?”

“ Bak delikanlı, sen şu an alternatif bir paralel evrendesin. Zamanın çöplüğü. Bunu paralel evren ile karıştırma diyeceğim ama sanırım bu konularda pek bilgin yok”

Evet anlamında  başını sallladı Hakan.

“ Ne kadarını anlatabilirim san a bilmiyorum. Ben  Fizik profesörüyüm bu kadarını bil yeter. Ama olan biteni benim bile anlamam çok zor. Çözemediğim çok şey var, mesela niye burdayım, neden burası hiçbir fikrim yok. Sana anlayacağın dilde açıklamaya çalışayım. Geleceğe Dönüş filmini izlemişsindir heralde”

“Evet”

“İşte orada anlatılan paralel evren teorisi ile bizim içinde olduğumuz paralel evren çok farklı. Paralel evren orda gördüğün evrendir. Yani geleceğe yada geçmişe yolculuk edersin, kendi gençiğini yada yaşlılığını görürsün. Sen herbir evrende mevcutsundur. Ama bizim içinde bulunduğumuz evren, alternatif paralel evren. Yani senin ve benim olmamamız üzerine inşa edilmiş bir evren. Bizim burada olmamamız gerekiyor. Yalan dolan bir evren anlayacağın. Zamanda oluşan bir bug diyebiliriz. Sen burda olduğun için seni öldürmeye çalışıyor. Çünkü burda olmaman lazım. Nerden biliyorum dersen, aynısını ben  yaşadım. “

“ Hala inanamıyorum olanlara. Nasıl geldim buraya? Niye geldim, kim getirdi? Ve... geri nasıl dönerim?”

Sessizliğe gömüldü iki adam da. Hakan bitkin görünüyordu.  Gerçek yaşantısına nasıl dönebilirdi bu mümkün olacak mıydı tek merak ettiği buydu. Tabi bir de burdaki zor yaşam şartlarına dayanması gerekiyordu. Her an ölümle burun buruna yaşamak, ölümün nereden geleceğini kestirmeye çalışmak...  Labirente salınmış deney faresi gibi hissediyordu kendini...

“ Geri dönebilecek miyim” dedi Hakan. Adam gözlerini devirip cevapladı ;

“ Bilmem... Ben dönemedim... Senin ve benim gibi binlercesi var burada...kimse geri dönemedi, aslında bir çoğu fırsatını bile bulamadı, hepsi  ne olup bittiğini anlamadan göçüp gitti, senin kadar şanslı değillerdi. “

Tekrar sessizlik oldu...

“Kondüktörü bulalım deyip, oturduğu yerden ayağa fırladı adam”

“ Kim kim?”

“Kondüktör”

“ O kim?”

“ Burdan çıkış biletin varsa sadece ondan alabilirsin”

“ Beni burdan kurtarabilecek biri mi var” heyecanlıydı Hakan ın sesi.

“ Dur bakalım hemen rüyaya dalma. Varsa dedim”

Bir anda mantığı devreye giriverdi Hakan ın. “ Madem böyle biri var, sen niye gitmedin burdan ?”
“ Gitmek istediğimi kim söyledi?”

“Ne yani gerçek hayatına dönmek istemiyor musun?”

Adam gülümsedi...  “ Haluk ben...”

İki gündür peşinde dolandığı adamın ismini bile sormadığını hatırladı Hakan. Memnun oldum demedi, isimlerin bi önemi yoktu nede olsa.

“ Haluk Giritlioğlu... Profesör Dr Haluk Giritlioğlu... Fizik profesörü”

“Kusura bakma çıkaramadım” dedi Hakan utana sıkıla. Adamın kartvizitinde profesör ve fizik olunca kendini ezik hissetti.

Ufak bir kahkaha attı adam. “ boşver tanısan nolur ki, ne seni kurtarır ne beni.. boşver.. zaten öylesine söyledim, ünvanların bir önemi yok burada.”

“Şu kondüktör dediğin adamı nasıl bulacağız?”

O istemezse kimse bulamaz, zaman bile bulamaz o bir deli” cümlesi bitmeden sırıtmaya başlamıştı. Hakan içten içe sinir oluyordu adama, böyle bir durumda rahat olmasını kabullenemiyordu. Kendisi kafayı yemek üzereyken karşısında sırıtıp duran koca bir fizik profesörü sinirlerini bozuyordu.

Çevrimdışı Raine Rachel Tallentyre

  • *
  • 26
  • Rom: 0
  • Delirmek bazen gerçekliğe verilebilecek en uygun t
    • Profili Görüntüle
Ynt: Çukur
« Yanıtla #16 : 11 Kasım 2012, 21:08:03 »
bölümler anlatımın herşey çok güzel birde bölümler daha sık gelse tadından yenmez eline koluna hayal gücüne sağlık kolay gelsin :):)
Delirmek bazen gerçekliğe verilebilecek en uygun tepkidir…