Kayıt Ol

Wisquas - Alaz Han

Çevrimdışı Catrouble

  • **
  • 267
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #30 : 16 Mart 2012, 21:06:23 »
Hüzün Ananın sandalyeye oturmasıyla Alazda boş olan sandalyeye oturdu. Açıkçası Hüzün Ananın yine bir şeyleri bildiğini ve üstü kapalı konuşabilmek için konuyu onun açmasını beklediğini sanıyordu. Ama hangi konuyla ilgilendiği konusunda tam olarak emin olamıyordu. Kısaca dün başına gelen herşeyi anlatmaya karar verdi.

“Dün Cevdet hoca aradı - safsatacılardan biri - bir ele geçirme olayı olduğundan bahsetti. Gece olaya bakmaya gittiğimde olay yerinde iki iblis buldum üstelik bir tanesi hocanın içine girmişti. Tespih, dua gibi şeyleri barındıran bir adamın içine nasıl girdiklerine dair hiçbir fikrim yok açıkçası bu zamana kadar düşünmemiştim de ama şansımında yardımıyla çok zorlanmadan ikisinide göndermeyi başardım. Aslında sizinde fazlasıyla yardımınız oldu Hüzün Ana çünkü onları mağlup etmeme verdiğiniz keselerden birisi aracı oldu.”

Alaz biraz durakladıktan sonra konuşmasına devam etti.
“Bilmiyorum bir önemi var mıdır ama dün bu olayın bitimiyle ilginç bir şey yaşadım. Aslında dün geceyi diğer işlerimden ayıran en önemli unsur oydu. İblisleri cehenneme yolladıktan sonra bileğimdeki yara izinde bir sızlama başladı ve uzun bir süre devam etti. Neden olduğunu bilmiyorum ama emin olduğum şey o iblislerin mağlup edilmesini takiben başladığıydı.” Alaz sözlerini bitirdikten sonra dikkatlice Hüzün Anaya baktı. Onu çağırmasının nedeninin yara iziyle ilgili olması mümkün olabilir miydi?

“Ve son olarak. Faye Laraye olayı ile ilgili bu gece görüşme için çağırıldım. Ah detay vermeme gerek yok çünkü bu olaydan haberdar olduğunu çok iyi biliyorum Hüzün Ana.”

Alaz Hüzün Anayı gördüğünden beri ilk defa gülümsemişti.

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #31 : 17 Mart 2012, 13:49:20 »
Hüzün Ana yavaş yavaş içiyordu uzun, kırmızı marlborosunu. Alaz'ın başına gelenleri de yer yer kafasını sallayarak sonuna kadar sabırla dinledi. Ardından konuşmaya başladı:

"Rüyama girdin Alaz, ondan çağırdım seni."

Elindeki sigaranın kalan izmaritini dolu küllüğe basarak söndürdü ve devam etti.

"Böyle kapkara dumanların içinden sıska, cılız bir adam çıkıyordu. Sol elinde koca bir yüzük. Onun tersiyle bir tokat atıyordu sana. Yıkılıyordun yere. Kanıyordu yanağın... Bir de gençten bir oğlan var. O da sana koşuyor, yardım mı edecek, yerden mi kaldıracak, sana varamadan altındaki yer yarılıyordu içine giriyordu oğlan."

Paketinden bir sigara daha çıkardı, yaktı ve tekrar konuşmaya başladı. "Zaten bir kötü his vardı içimde bir haftadır. Büyük belalar dönüyor başımızda haberin olsun. Kendine dikkat et."
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı Catrouble

  • **
  • 267
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #32 : 17 Mart 2012, 14:23:11 »
"Rüyama girdin Alaz, ondan çağırdım seni."

Alaz ilk cümleyi duyduğunda huzursuzca kıpırdandı. Bu konuşmanın başlangıcı ve Hüzün Ananın suratından okunan endişesi konuşmanın gidişatının olumlu olmayacağına dair ciddi işaretler veriyordu.

"Böyle kapkara dumanların içinden sıska, cılız bir adam çıkıyordu. Sol elinde koca bir yüzük. Onun tersiyle bir tokat atıyordu sana. Yıkılıyordun yere. Kanıyordu yanağın... Bir de gençten bir oğlan var. O da sana koşuyor, yardım mı edecek, yerden mi kaldıracak, sana varamadan altındaki yer yarılıyordu içine giriyordu oğlan."
"Zaten bir kötü his vardı içimde bir haftadır. Büyük belalar dönüyor başımızda haberin olsun. Kendine dikkat et."


Alaz konuşmayı büyük bir dikkatle dinledikten sonra anladıklarından emin olmak için bazı sorular sorması gerekiyordu. Duyduğu şeyler onu çok fazla korkutmamıştı ama bir süre için tedirgin edeceği kesindi özellikle de alametleri gören kişi Hüzün Ana olduğu için. Dikkatini tekrar toplayıp düşüncelerini kontrol altına altı ve gözlerini Hüzün Anaya dikti.

“Biliyorsun ki bu çingene işlerinden, faldan ve büyüden pek anlamam. Geleceği görmek yada belirli olasılıkları görmek tamamen benim alanım dışındaki konular bu nedenle net bir şekilde anlayabilmek için şunu sormak zorundayım. Bu gördüklerin sadece kötü bir şey olacağını gösteren emareler mi? Yoksa yaşanacak olan şeylerin birebir kopyası mı?”

Alaz rahatça arkasına yaslandı. Aslında tedirgin sayılırdı ama en azından gelen kötülük ile ilgili önceden haberdar olma şansına sahip olmuştu ve hatta alabileceği herhangi bir önlem olup olmadığını öğrenme şansına da sahip olabilirdi. Bu düşünceleri kafasında canlandırırken konuşmaya devam etti:

“Gelecek olan şey her ne olursa olsun gördüklerini değiştirebilme veya önlem alabilme şansına sahip olmasaydım sanırım beni uyarma ihtiyacı dahi duymazdın. Bu durumda yapılabilecek birşeyler var demektir. Bu konuda yardımcı olabilir misin yoksa tamamen benim halletmem gereken bir konu mu?”

Alaz konuşmasını bitirdiğinde normal şartlar altında Hüzün Anadan asla cevabını alamayacağı bir soru sorduğunu farketti. Ama Hüzün Ana bugün normalde olduğundan daha net konuşuyordu. Hissettikleri ne ise onu hayli tedirgin etmişe benziyordu aksi halde asla bu kadar net cümleler kurmayı seven biri değildi. Alaz bu tedirginliğin net bir cevap daha almasına sebep olmasını umdu.

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #33 : 17 Mart 2012, 14:54:16 »
+1 Deneyim

“Biliyorsun ki bu çingene işlerinden, faldan ve büyüden pek anlamam. Geleceği görmek yada belirli olasılıkları görmek tamamen benim alanım dışındaki konular bu nedenle net bir şekilde anlayabilmek için şunu sormak zorundayım. Bu gördüklerin sadece kötü bir şey olacağını gösteren emareler mi? Yoksa yaşanacak olan şeylerin birebir kopyası mı?”

Hüzün Ana herhangi bir duyguyu ele vermeyecek bir bakış attı Alaz'a: "Ben de anlamam çingene işlerinden. Benim gördüğüm, duyduğum, bildiğim şey bana gelir, ben ona gitmem. Gördüklerimin nesi doğru nesi yanlış, orasını hiç bilmem; ama bir kere kalbim sıkıştı mı, biliyorum ki kötü günler yakın. Çok yakın oğlum. Zaten yağmur da yağacak bugün."

“Gelecek olan şey her ne olursa olsun gördüklerini değiştirebilme veya önlem alabilme şansına sahip olmasaydım sanırım beni uyarma ihtiyacı dahi duymazdın. Bu durumda yapılabilecek birşeyler var demektir. Bu konuda yardımcı olabilir misin yoksa tamamen benim halletmem gereken bir konu mu?"

Hüzün ana bu sefer güldü: "Ne bileyim ben ne yapacağını! Ben bir şey görmüşüm, içime sıkıntı düşmüş. Geldin, sana söyledim. Gideyim de bakkalın çırağına mı söyleyeyim? Bir şey yapabilecek biri varsa sensin, yoksa zaten geçmiş olsun. Yardım konusuna gelince - "

Bir sigara daha yaktı. Ardından boğuk ve uzun bir öksürük tutturdu. "Yarana n'olmuş, niye öyle alazlanmış hiç bilmiyorum. Bunlar gizli, saklı işler. Mantık, akıl aramayacaksın. Yanmışsa, vardır bir sebebi; ama illa da bir sebepten dolayı yanacak değil. Anladın mı?"
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı Catrouble

  • **
  • 267
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #34 : 17 Mart 2012, 15:13:30 »
"Yarana n'olmuş, niye öyle alazlanmış hiç bilmiyorum. Bunlar gizli, saklı işler. Mantık, akıl aramayacaksın. Yanmışsa, vardır bir sebebi; ama illa da bir sebepten dolayı yanacak değil. Anladın mı?"

“Haklısın Hüzün Ana, bir yangında bütün ailem yanarak ölürken ben sadece bir yara iziyle kurtuluyorum. Üstelik yara izim bir yanık izi gibi değil tam tersine çizilmiş bir sembol gibi. Üstelik birde dün ilk defa kendini hissettirmeye, yanmaya, sızlamaya başlıyor. Üstelik bu sızlamaların başladığı saatlerde sende benimle ilgili iyi olmayan rüyalar görüyorsun. Şimdi düşündüm de haklısın yoktur tabii bir sebebi anlıyorum.”

Alaz yine gerilmişti. Kendisiyle böyle konuşulmasından ve daha çok soruların belirmesinden hiç hoşlanmıyordu. Yine de saygılı olmaya çalışarak sakin olmaya çalıştı.

“Uyarıların için teşekkür ederim Hüzün Ana, izin verirsen artık kalkmalıyım Faye adında bir kızın olayıyla ilgili bir görüşmeye gitmem gerekiyor. Eğer geri dönemezsem bil ki koca yüzüklü sıska beni bitirmiştir.”

Gerginliğin azalması için gülümseyerek konuşmasını sonlandıran Alaz, Bay C.den buluşma yeriyle ilgili mesaj gelmiş mi diye kontrol etmek için telefonuna baktı.

Spoiler: Göster
Seviye Bonusları: +2 Güç ve Bağışıklık yetisi

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #35 : 17 Mart 2012, 19:54:37 »
Alaz telefonunda bir mesaj bulamadı. Hüzün Ana'dan da dişe dokunur bir şey öğrenememiş olmanın verdiği sıkıntıyla ayaklandı gitmek üzere. Hüzün Ana da onunla birlikte ayağa kalktı ve içeri geçti. Onu kafenin kapısına kadar uğurlarken de bir yandan konuşmaya devam etti.

"Bu Fey mi kızın adı neyse. Onla ilgili de var iki çift lafım. Üç gündür birileri gelip gidiyor, soruyorlar bana bilip bilmediğimi. Ben de bir şey bilmem deyip gönderiyorum; ama ortada bir adamın adı dönüyor. C mi diyorlarmış adama, onun gibi bir şey. Benim içim hiç rahat etmedi. Dikkat et."

Alaz teşekkür ederek kafeden ayrıldı. Hiç değilse Hüzün Ana'nın onun iyiliğini düşündüğünü bilmek güzeldi. Tam karşıdan karşıya geçiyordu ki Hüzün Ana arkasından tekrar seslendi.

"Bir de bir sandıktan bahsettiler. Ne alakası var o Fey kızıyla bilmiyorum; ama sor soruştur."

Sandık mı? Alaz hafızasını kurcaladı. Mektuplarda bir sandıktan bahsedilmiyordu. Ne sandığıydı bu acaba? Belki de Bay C. cevabı biliyordur diye düşündü. O sırada da aynı telefon numarasından yine bir mesaj geldi telefonuna.

"Araf Bar. Saat 18.00'de. Vaktim yok. Geç kalmayın."

Saat 17:28'di.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı Catrouble

  • **
  • 267
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #36 : 17 Mart 2012, 21:04:02 »
Bay C., sıkıntı, rahatsızlık, Faye, sandık, Laraye..

Alazın gerçekten canı sıkılmıştı. Sorular ve hiç gelmeyen cevaplar birbirini takip ediyordu. Neyse ki Araf Bara vaktinde varabilecek kadar zamanı vardı. Hızla yola koyuldu. Araf Barın kapısından içeri girerken pekte hoşuna giden ortamlardan biri olmadığını çoktan farketmişti. Kapıdan içeri girdiğinde kendisini tanıdığını belli eden, elini kaldıran veya onu arayan biri olup olmadığını kontrol ediyordu. O sırada önünden geçen garsonu durdurup “Bay C. adına herhangi bir rezervasyon yapıldı mı acaba öğrenebilir miyim?” diye sordu.

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #37 : 19 Mart 2012, 02:10:09 »
+1 Deneyim

Garson boş bakışlar attı Alaz'a. "Rezervasyon kabul etmiyoruz burada." dedi ve elindeki içkilerle birlikte mutfağa doğru yola koyuldu.

Alaz etrafına bakınarak Bay C.'nin kim olabileceğini, orada bulunup bulunmadığını anlamaya çalıştı. Herkes birbirine benziyordu. Ellerinde biraları, şarapları olan, birbirine kalitesiz espiriler yapıp karşıdaki insanın gülmesi için medet uman insanlar silsilesi. Tam Bay C'nin henüz gelmemiş olduğundan emin bir şekilde bir masaya oturuyordu ki, arkasından bir el omzuna dokundu. Alaz irkilerek döndüğü zaman fularlı, avcı ceketli, delici bakışlı yaşlı bir adamın kendisine bakmakta, gülümsemekte olduğunu farketti.

"Alaz Bey merhabalar." dedi adam el sıkışarak. "Tüm bu gizlilik ve telaş içerisinde verdiğim sıkıntılar için özür dilerim. Şu anda da çok uzun zamanım yok; ama anlatmak istediklerime anlatabileceğime, soracağınız sorulara cevap verebileceğime inanıyorum. Buyrun. Oturun lütfen."

Alaz'ı boş bir masaya yönlendirdi. Yanlarına gelen garsondan bir duble buzlu Jack Daniels viski istedi.

"Faye Laraye... Gönderdiğim mektupları incelediniz sanıyorum. Benim için gerçekten çok önemli bir iş bu. Çözülmesi gereken bir iş. Uzun süredir yaptıklarınızı takip ediyorum ve sizin yardımcı olabileceğinizi düşündüm. Elbette, emeğinizin karşılığını da alarak. Ne diyorsunuz? İşi alacak mısınız?"
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı Catrouble

  • **
  • 267
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #38 : 19 Mart 2012, 18:50:06 »
Bay C. Alazın elini sıkarken Alazda merhabanın karşılığı olarak kafasını öne doğru eğerek işverenini selamladı.

"Tüm bu gizlilik ve telaş içerisinde verdiğim sıkıntılar için özür dilerim. Şu anda da çok uzun zamanım yok; ama anlatmak istediklerime anlatabileceğime, soracağınız sorulara cevap verebileceğime inanıyorum. Buyrun. Oturun lütfen."

“Bay C., gizlilik ve acele bizim alanımızda gerekli ve kaçınılmaz olan özellikler dolayısıyla bu nedenlerden dolayı özür dilemenize hiç gerek yok. Çok uzun zamanınızı almayacağım ancak sormak ve öğrenmek zorunda olduğum bazı konular var ve sonuna kadar zaman sınırlarınızı zorlamanızı rica edeceğim.”
 
Bay C. viskisini isterken bir duble buzlu Jack Daniels’da Alaz istedi ve Bay C.yi dinlemeye devam etti.

"Faye Laraye... Gönderdiğim mektupları incelediniz sanıyorum. Benim için gerçekten çok önemli bir iş bu. Çözülmesi gereken bir iş. Uzun süredir yaptıklarınızı takip ediyorum ve sizin yardımcı olabileceğinizi düşündüm. Elbette, emeğinizin karşılığını da alarak. Ne diyorsunuz? İşi alacak mısınız?"

“Bu sorunuza cevap vermeden önce size sormak istediğim bazı sorular var. Evet haklısınız mektupları okudum ve bir ön araştırma yaptım. Ancak henüz bilmediğim birçok şey var. Zamanınız sınırlı olduğuna göre ve siz beni tanıdığınızı söylediğinize göre giriş kısımlarını geçebiliriz sanıyorum.”

Alaz konuşmasına başlamadan önce henüz gelmiş olan buzlu viskisinden bir yudum aldı.

“Acelemiz olduğuna göre bu konuşmayı bir sohbet ortamında değil de soru cevap şeklinde yapmanın daha akıcı olduğunu düşünüyorum. İsterseniz ben sorayım ve bitirdiğimde sizden cevapları alayım. En son olarak size yardımcı olup olamayacağıma dair son kararımı belirteyim.

İlk sorum isminizin Cameron olduğunu sanıyorum doğru mudur? Siz Cameron Laraye misiniz?

İkinci olarak bu olayla ilgilenmenizin nedeni nedir? Faye ailenizden birisi mi yoksa bu sizin için ilk kaynaktan alınmış bir başka iş mi?

En önemli sorulardan biri de tabi ki benden ne istediğinizi bilmiyor oluşum. Faye’nin bir başka boyut yaratığı tarafından ele geçirildiği veya yönlendirildiğini rahatça söyleyebiliriz ama benden ne istiyorsunuz? Fayeyi kurtarmak mı? Yoksa ne olursa olsun onu etkileyenden kurtulmak mı? Yada bambaşka bir şeymi?

Benim için bir başka önemli soruda bu iş ile ilgili benden başka çalıştığınız profesyoneller var mı?

Faye Laraye adında 1978de Londrada kimsesizler mezarlığında ölü bulunmuş küçük kızla bizim Faye Larayemiz arasında herhangi bir bağlantı var mı?

Faye Laraye 1978de ailesi tarafından Londraya yollanmış ve terkedilmiş ancak 1989 yılına kadar kayıtlı olarak kaldığı hiçbir yer yok. Küçük bir kız terk edilmiş şekilde 11 yıl boyunca ne yaptı biliyor musunuz?

Faye Laraye hangi sebeple kaldığı hastaneden ayrılmış biliyor musunuz?

Öldürülen ebeveynlere ait olan şirketin çalışma alanı nedir?

Faye Laraye ile ilgili yaptığım odaklanma ve durugörü çalışmalarımda bir sandık görüyorum. Bu sandığın ne olabileceği ile ilgili bir fikriniz var mı?

Son olarak 3. Sorumu yinelemek istiyorum. Benden bu olayla ilgili tam olarak ne istiyorsunuz? Ve tabi ki uluslararası bir doğaüstü olay için biçtiğiniz değerin ne olduğunu açıklar mısınız?”

Alaz konuşmasını bitirmesiyle bir büyük yudum daha aldı.

“Birde aramızdaki ilişkinin sağlıklı yürümesi maksadıyla büyüklerimden öğrendiğim bir iyi dilek temennisini söylemeden edemeyeceğim. Ragnak arok. Gökkun karakkum."

Alaz efsunu söylemesiyle adamda bir değişim olup olmadığını kontrol etti. Birşeylerin ters olduğu konusunda Hüzün Ananın onu uyarmış oluşu herşeyi düşünmesi gerektiğinin bir kanıtıydı.

"Sanırım şimdilik bu kadarı yeterli. Sizi dinliyorum Bay C.”

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #39 : 22 Mart 2012, 21:13:32 »
+1 Deneyim

Bay C. büyük bir kahkaha attı.

"Çok güzel! Çok güzel! Sizi temin ederim Alaz Bey, o şaman mambo jambolarınızı benim üzerimde denemeniz için hiçbir sebep yok!"

Hakikaten de Alaz'ın yaptığı efsun hiçbir değişiklik yaratmamıştı.

"Şimdi, işe dönelim. Sorularınızın hepsine cevap vermeyi ben de isterdim; ama takdir edersiniz ki o kadar çok şeyi bilseydim sizin yardımınıza pek ihtiyacım olmazdı.

Benim adım Cameron Laraye değil. Gerçek adımı paylaşamayacağım; ama zaten herkes beni Bay C. olarak bilir.

Bu konuyla ilgileniyorum; çünkü Faye Laraye'i bulmanın bu dünyanın yakın geleceğiyle ilgili çok büyük önem taşıdığı kanısındayım. Ve böyle düşünen tek kişi de ben değilim.

Sizden tam olarak istediğim şey onu bulmanız. Ölmüş mü yaşıyor mu, nerede, ne yapıyor. Onu bulmanızı istiyorum.

Sizden başka çalıştığım kişiler de var; ama bunun ikimiz arasındaki iş ilişkisi ile bir alakası yok. Sizden önce biri onu bulsa bile size yine de bir miktar para vereceğim.

Faye'in bahsettiğiniz kız olup olmadığını, 11 yıl boyunca ne yaptığını bilmiyorum. Hastaneden ayrılış şartları konusunda da bir bilgim yok; ama şu anda ya Londra ya da İstanbul'da olduğundan eminim.

Öldürülen ebeveynlerin bir şirketi yok. Yanlış duymuş olmalısınız. Annesinin bir çiçek dükkanı varmış, babası ise bir müteahhitmiş.

Sandık demek?"

Bay C. düşünceli bir şekilde çenesini sıvazladı.

"Sandıktan haberiniz olmasına şaşırdım açıkçası. Evet konuyla ilişkili bir sandık mevzuu var; ama herhangi bir şey anlatmadan önce sizin bu konuda ne kadar şey bildiğinizi öğrenmek isterim."

Viskisindeki son yudumu da aldı ve garsona boş bardağı göstererek yenilemesini işaret etti.

"Son sorunuzla ilgili olarak da tekrarlıyorum. Tek istediğim Faye'i bulmanız. Ne daha az şey, ne daha fazla şey istiyorum. İşi kabul ederseniz size hemen burada 1000$ vermeye hazırım. Bunu iş boyunca harcayabileceğiniz bir harç olarak görün. Faye'i siz bulsanız da, başkası sizden önce bulsa da işin sonunda 2000$ daha vereceğim. Tabii önemli nokta para değil. Eğer onu bulabilirseniz size, sizin için de çok değerli olacağını düşündüğüm başka bir şey vaadediyorum."

Alaz dinlemek için dikkatini iyice verdi Bay C'ye. Bay C. gelen ikinci viski bardağından küçük bir yudum alarak sordu:

"Bir artifakt nedir biliyor musunuz Alaz Bey?"
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı Catrouble

  • **
  • 267
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #40 : 22 Mart 2012, 21:59:49 »
"Şimdi, işe dönelim. Sorularınızın hepsine cevap vermeyi ben de isterdim; ama takdir edersiniz ki o kadar çok şeyi bilseydim sizin yardımınıza pek ihtiyacım olmazdı.

Benim adım Cameron Laraye değil. Gerçek adımı paylaşamayacağım; ama zaten herkes beni Bay C. olarak bilir.

Bu konuyla ilgileniyorum; çünkü Faye Laraye'i bulmanın bu dünyanın yakın geleceğiyle ilgili çok büyük önem taşıdığı kanısındayım. Ve böyle düşünen tek kişi de ben değilim.

Sizden tam olarak istediğim şey onu bulmanız. Ölmüş mü yaşıyor mu, nerede, ne yapıyor. Onu bulmanızı istiyorum.

Sizden başka çalıştığım kişiler de var; ama bunun ikimiz arasındaki iş ilişkisi ile bir alakası yok. Sizden önce biri onu bulsa bile size yine de bir miktar para vereceğim.

Faye'in bahsettiğiniz kız olup olmadığını, 11 yıl boyunca ne yaptığını bilmiyorum. Hastaneden ayrılış şartları konusunda da bir bilgim yok; ama şu anda ya Londra ya da İstanbul'da olduğundan eminim.

Öldürülen ebeveynlerin bir şirketi yok. Yanlış duymuş olmalısınız. Annesinin bir çiçek dükkanı varmış, babası ise bir müteahhitmiş.

Sandık demek?"

Bay C. düşünceli bir şekilde çenesini sıvazladı.

"Sandıktan haberiniz olmasına şaşırdım açıkçası. Evet konuyla ilişkili bir sandık mevzuu var; ama herhangi bir şey anlatmadan önce sizin bu konuda ne kadar şey bildiğinizi öğrenmek isterim."



Alaz Bay C.’nin konuşmasını dinlerken viskisini yavaşça yudumluyordu. Bay C.’nin söylediklerinin bir kısmına hiç inanmamıştı. Bay C.’nin konuşması sona erdiğinde işi alıp almayacağıyla ilgili hala net bir karar almamıştı.

“Bay C., benden onu bulmamı istiyorsunuz ancak ben bu yaratıkları bulmak konusunda kendimi geliştirmiş biri değilim, daha çok onlarla savaşmak yada onları yok etmek konusunda tecrübe sahibiyim.

Ancak başkaları ile çalıştığınızı söylemiş olmanız açıkçası beni mutlu etti. Çünkü aldığım duyumlara göre birçok kişinin bu olayı araştırdığını biliyorum. Bu soruyu sormamın nedeni alacağım para ile değil, size güvenip güvenemeyeceğim ile ilgiliydi. En azından bu konuda dürüst olduğunuzu görmek fazlasıyla rahatlatıcı.

Sandık konusuna gelince size daha önce söylediğim gibi sandık ile ilgili görüntüleri durugörü yeteneğim sayesinde gördüm. Dolayısıyla sandık ile ilgili bilgi sahibi değilim ama sandığın çalışmalarıma yön vereceğini ve bana yol göstereceğini biliyorum. Bu konuda bildiklerinizi bana anlatıp anlatmamanız benim Faye’i bulup bulamamamla doğru orantılı olarak ilerleyecektir.”


"Son sorunuzla ilgili olarak da tekrarlıyorum. Tek istediğim Faye'i bulmanız. Ne daha az şey, ne daha fazla şey istiyorum. İşi kabul ederseniz size hemen burada 1000$ vermeye hazırım. Bunu iş boyunca harcayabileceğiniz bir harç olarak görün. Faye'i siz bulsanız da, başkası sizden önce bulsa da işin sonunda 2000$ daha vereceğim. Tabii önemli nokta para değil. Eğer onu bulabilirseniz size, sizin için de çok değerli olacağını düşündüğüm başka bir şey vaadediyorum."

Alaz dinlemek için dikkatini iyice verdi Bay C'ye. Bay C. gelen ikinci viski bardağından küçük bir yudum alarak sordu:

"Bir artifakt nedir biliyor musunuz Alaz Bey?"



Artifaktin ne olduğunu tabii ki biliyordu. Hatta bir artifakti olursa meydan okuyabileceği canlıların çok daha geniş bir yelpazeye yayılabileceğine dair bazı hayallere dalmak üzereyken kendisini son anda toparladı. Uluslararası bir iş için önerilen parayı çok az bulmuştu ancak artifaktin varlığı teklifi cazip hale getiriyordu. Alaz dikkatini artifaktten arındırarak tekrar Bay C.ye yönlendirdi.

“Söylemiş olduğum gibi ben birisini arayıp bulmak konusunda tecrübe edinmiş değilim ancak bu yapamayacağım anlamına da gelmiyor. 1000+2000$lık teklifiniz çok yetersiz olsa da artifaktin varlığı konuyu başka bir boyuta getiriyor. Artifaktin ne olduğunu çok iyi biliyorum ama bahsettiğiniz artifaktle ilgili spesifik bilgi verirseniz daha açıklayıcı olabilir. Mesela ne tür bir nesne olduğuyla ilgili?

Teklifinize cevap vermem gerekirse 1000+2000$ benim bu konuya vakit ayırmama yetecek kadar geçerli bir tutar değil, ama ortada bir artifakt varken para konusunda pazarlık yapmam mevzu bahis dahi olamaz. Ancak cebimden de para harcamak istemem ve Faye’i arayacaksam buna Londradan başlamam gerektiğini düşünüyorum. Yol ve konaklama ücretlerimi de karşılayacak olursanız 1000$ karşılığında araştırmaya başlar ve tamamlamayı başarırsam 2000$ ile artifaktimi alırım.”

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #41 : 25 Mart 2012, 17:16:39 »
Şarkı: Nightwish - Dark Chest of Wonders

Bay C.'nin yüzü sevinçle aydınlandı Alaz'ın işi alacağını söylemesiyle birlikte.

"Ah harika!" diye ciyakladı. "1000 dolarınızı birazdan bu mekandan ayrılırken alacaksınız merak etmeyin." dedi. "Ama Londra'ya gidip oradan başlamak konusunda bu kadar heyecanlı olmayın bence. Nereden başlayabileceğinize dair bir fikrim var zira."

Oturduğu yerde keyifli keyifli ileri geri sallandı. Alaz'ın farketmediği bir ara istemiş olduğu üçüncü viski de gelirken tekrar konuşmaya başladı.

"Size vaadedeceğim artifaktın hoşunuza gideceğine düşünüyorum açıkçası. Ben de yakın bir zamanda koleksiyoncu bir arkadaşımın vasıtasıyla karşılaştım bu ilginç nesneyle. Küçük bir kese içerisinde dört küçük bilye. Bilyeler bir kez keseden çıktı mı, bilyelerin arasında kalan hiçbir cehennem yaratığı dışarı çıkamıyor... Sizin ne kadar işinize yarar bilmem; ama koleksiyoncu arkadaşım artifaktın değerinin bile onbinlerle ölçüleceğini söylüyor."

Bir yudum daha aldı viskisinden.

"Sandık meselesine gelince. Belki de ne kadar az bilseniz o kadar iyi olurdu; ama hiç değilse bir nebze bilgiyi sizden saklamamalıyım. Haklısınız, bildikleriniz sizi Faye'e götürebilir ve önemli olan da bu. Mucizelerin Kara Sandığı ile ilgili efsaneyi hiç duymuş muydunuz Alaz Bey?"

Cevap vermesi için Alaz'ı bekledi. Alaz kafasını iki yana salladı.

"Efsaneye göre Babil kulesi yıkılmadan önce tüm insanlar aynı dili konuşurken, dilleri öylesine mükemmelmiş ki; dünya üzerindeki tüm bilgi dillendirilebilirmiş. Hiçkimsenin bilemeyeceği, öğrenemeyeceği hiçbir şey yokmuş. Bu şekilde, tüm bilgiye ulaşabilen Babilliler bu bilgilerden yararlanarak bir dizi mucize yaratmışlar. Bazı eşyalar, efsunlar, lanetler, kendi yarattıkları varlıklar... Ancak farketmişler ki tüm bu mucizeler ne olursa olsun kontrol etmesi güç bir kara yöne sahiplermiş. Kontrol edilemeyebileceklerinden korkarak tüm bu mucizeleri bir sandığa kapatmışlar ve sandığı kilitleyip mühürlemişler. Sonrasında da Babil Kulesi yıkılmış ve kızgın tanrı dilleri yaratmış. Kimsenin dilinden anlayamadığı, sırrını çözemediği mucizelerin kara sandığı da tarih boyunca yok olup gitmiş."

Bir yudum viski daha aldı hikayesini bitirince. "Elbette bu sadece bir efsane... Gerçek olmama olasılığı oldukça fazla; ama siz de biliyorsunuz ki bu işin içindeyken efsanelerin gerçek çıkma ihtimali her zaman daha fazladır... Faye Laraye'in bu sandıkla ilgili bir şey bildiği düşünülüyor. İşte bu yüzden onu başkalarından önce bulmak zorundayız Alaz Bey."
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı Catrouble

  • **
  • 267
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #42 : 26 Mart 2012, 00:43:48 »
Bay C.'nin yüzü sevinçle aydınlandı Alaz'ın işi alacağını söylemesiyle birlikte.

"Ah harika!" diye ciyakladı. "1000 dolarınızı birazdan bu mekandan ayrılırken alacaksınız merak etmeyin." dedi. "Ama Londra'ya gidip oradan başlamak konusunda bu kadar heyecanlı olmayın bence. Nereden başlayabileceğinize dair bir fikrim var zira."


“Acikcasi herhangi bir yere gitmek konuda hevesli degilim ama bir iz bulabilmenin tek yolunun Fayenin vakit gecirdigi hastaneden baslamak oldugunu dusunuyorum. Tabii ki sizin elinizde bana bildirmemis oldugunuz herhangi bir iz veya ipucu varsa ve belkide Faye buralardaysa Londraya gitmeme bile gerek kalmayabilir.”

"Size vaadedeceğim artifaktın hoşunuza gideceğine düşünüyorum açıkçası. Ben de yakın bir zamanda koleksiyoncu bir arkadaşımın vasıtasıyla karşılaştım bu ilginç nesneyle. Küçük bir kese içerisinde dört küçük bilye. Bilyeler bir kez keseden çıktı mı, bilyelerin arasında kalan hiçbir cehennem yaratığı dışarı çıkamıyor... Sizin ne kadar işinize yarar bilmem; ama koleksiyoncu arkadaşım artifaktın değerinin bile onbinlerle ölçüleceğini söylüyor."

Alaz artifakt ile ilgili aciklamalari dikkatlice dinledi. Her ne kadar tam olarak ihtiyaci olan sey olmasa da bircok konuda fazlasiyla yararli olabilirdi. Bay C. viskisini yudumlarken Alaz cevap vermeyerek dinlemeye devam etmeyi tercih etti.

"Sandık meselesine gelince. Belki de ne kadar az bilseniz o kadar iyi olurdu; ama hiç değilse bir nebze bilgiyi sizden saklamamalıyım. Haklısınız, bildikleriniz sizi Faye'e götürebilir ve önemli olan da bu. Mucizelerin Kara Sandığı ile ilgili efsaneyi hiç duymuş muydunuz Alaz Bey?"

Cevap vermesi için Alaz'ı bekledi. Alaz kafasını iki yana salladı.

"Efsaneye göre Babil kulesi yıkılmadan önce tüm insanlar aynı dili konuşurken, dilleri öylesine mükemmelmiş ki; dünya üzerindeki tüm bilgi dillendirilebilirmiş. Hiçkimsenin bilemeyeceği, öğrenemeyeceği hiçbir şey yokmuş. Bu şekilde, tüm bilgiye ulaşabilen Babilliler bu bilgilerden yararlanarak bir dizi mucize yaratmışlar. Bazı eşyalar, efsunlar, lanetler, kendi yarattıkları varlıklar... Ancak farketmişler ki tüm bu mucizeler ne olursa olsun kontrol etmesi güç bir kara yöne sahiplermiş. Kontrol edilemeyebileceklerinden korkarak tüm bu mucizeleri bir sandığa kapatmışlar ve sandığı kilitleyip mühürlemişler. Sonrasında da Babil Kulesi yıkılmış ve kızgın tanrı dilleri yaratmış. Kimsenin dilinden anlayamadığı, sırrını çözemediği mucizelerin kara sandığı da tarih boyunca yok olup gitmiş."



Alaz kara sandik ile ilgili aciklamalarini dinlerken aklindaki sorularin bir kisminin cevabini bulmustu. Bu kadar insanin Faye adindaki bir kizi arastirmasinin nedeni bir kizin kurtarilmasi yada bir yaratigin oldurulmesi degildi. Insanlar efsanevi bir sandigin pesinde kosuyorlardi. Ustelik Bay C.nin kendisine rakip olarak gordugu anlasilan baska arayicilarda simdiden Istanbulda arayislarini surdurmekteydiler. Alazin bu gorusu kabul etmis olmasinin nedeni Bay C.nin sandiktan hicbir sekilde bahsetmis olmak istememesine ragmen Huzun Anaya bircok kisinin gelip rahatca ve acikca sandigi sormus olmasiydi. Anlasilan Bay C. ile rakipleri arasinda bir yontem farkliligi mevcuttu.

"Elbette bu sadece bir efsane... Gerçek olmama olasılığı oldukça fazla; ama siz de biliyorsunuz ki bu işin içindeyken efsanelerin gerçek çıkma ihtimali her zaman daha fazladır... Faye Laraye'in bu sandıkla ilgili bir şey bildiği düşünülüyor. İşte bu yüzden onu başkalarından önce bulmak zorundayız Alaz Bey."

Olayin odulunun bir artifakt olmasi ve olay ile ilgilenen farkli gruplarin olmasi isin sonucunda kazanilacak miktarin degismesine ve artmasina neden olabilirdi. Ve hatta Bay C. ile sadece Fayeyi bulmak icin anlasmislardi ve kadini bulduktan sonra sandik ile ilgili baska birseyi aramak, bulmak yada herhangi baska birseyi yapmak gerekebilirdi ki buda daha cok kazanc ve belki de daha cok artifakt anlamina gelirdi. Alaz icinde bulundugu durumu, sicak parayi, artifakt konusunu ve gelecek isleri dusununce bu isi kesinlikle almasi gerektigine kanaat getirdi.

Alaz gulumseyerek cevapladi: “Bu sektorde calistigim sure icerisinde hicbir seye imkansiz dememeyi ogrendim Bay C. ayrica bir olayin gercek olup olmadigi yargisini ortaya koymak benim vazifem degil. Ben sadece bana verilen isleri sonlandirmayi ve isverenimi memnun etmeyi hedeflerim.”

Alaz bir yudum almak icin elini viski bardagina goturdu ancak viski biteli cok uzun sure olmustu. Tanimadigi bir adamla yaptigi bir konusmada bir bardaktan daha fazlasini icmeyi uygun gormedigi icin yenisini istememisti. Ilgisini bardaktan tekrar Bay C.`ye cevirdi ve konusmaya devam etti.

“Isi almayi kabul ettigime gore yavas yavas sonuca gelebiliriz sanirim. Nereden baslayacagima dair bir fikriniz oldugunu soylemistiniz. Duymak icin sabirsizlaniyorum.”

Spoiler: Göster
Turkce harfler icin kusura bakmayin. Benim bilgisayarimda problemler var arkadasimin notebookundan yazdim ondada TR klavye yoktu.

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #43 : 27 Mart 2012, 22:07:22 »
“Isi almayi kabul ettigime gore yavas yavas sonuca gelebiliriz sanirim. Nereden baslayacagima dair bir fikriniz oldugunu soylemistiniz. Duymak icin sabirsizlaniyorum.”

Bay C. Alaz'ın boş bardağa elini attığını görünce garsondan iki bardak viski daha istedi. Bu Bay C.'nin beşinci bardağıydı ve duble gidiyordu; ama içtiği alkolden hiç de etkilenmişe benzemiyordu adam.

"Şerefinize kaldırıyorum." dedi bardağını havaya kaldırırken. "Güzel bir şekilde başlayan işimize!" dedi ve kadehini tokuşturdu. Büyük bir yudum aldıktan sonra konuşmaya devam etti.

"Gelelim nereden başlayacağınıza... Faye Laraye'in içine ne girmiş olabilir, bunca yıl neler oldu bilmiyorum açıkçası; ama araştırmalarım sonucunda onun yaşadıklarına çok benzeyen bir diğer olayın da burada, İstanbul'da olduğunu öğrendim. Elif Açar adında bir kadın. Şimdi ellili yaşlarında olması gerekiyor. Çocukken babasını öldürmüş, akıl hastalığı olduğunu düşünerek hastaneye kaldırmışlar. Faye Laraye'in annesinin ölümünden üç gün önce Elif Açar'ın annesi de ölü bulunmuş. Kalp krizi yine; ama bu sefer Elif Açar hala hastanede. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde. Ne çıkar, sizi ne kadar ileri götürebilir bilmiyorum; ama bence oradan başlamalısınız."

Bardağının yarısından fazlası doluydu; ama bir dikişte bitirdi. Garsona hesabı getirmesini işaret etti. Bir yandan ayaklandı ve üzerine pardesüsünü giymeye başladı.

"Eğer herhangi bir zaman ihityacınız olursa bana aynı telefon numarasından ulaşabilirsiniz." dedi ve hesabı getirmiş olan garsona döndü. Adisyon fişine bir baktı, ardından garsonun eline 100$ bıraktı. Garson para üstünü getirmek üzere dönüyordu ki Bay C. onu durdurdu. Elinde 100$ daha vardı.

"Üstü bahşişiniz." dedi garsona. Afallamış adam gözleri parlayarak baktı elindeki paraya. Ardından diğer elindeki yüzlük banknotu gösterdi.

"Sizden basit bir şey istedim. Jack Daniel's. Duble, buzlu. Eğer bardağı bir tek doldurup kalan yarısı suyla doldurulsun isteseydim böyle derdim. Basit bir Jack Daniel's... Atom fiziği değil." Elindeki banknotu salladı. "Bu para senin bahşişin olabilirdi; ama sen ya da buraya iş yeri diyen eblek patronun su karıştırılmış içkilerden daha çok para yırtılabileceğini düşündünüz."

Sinirle tuttuğu banknotu önce ikiye, ardından dörde böldü.

"Halbuki para böyle yırtılır..." dedi ve yırtık para parçalarını garsona fırlattı. Kalakalmış garsonun önünden Alaz'a yol vererek Araf Bar'dan çıktılar.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı Catrouble

  • **
  • 267
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Wisquas - Alaz Han
« Yanıtla #44 : 28 Mart 2012, 21:00:44 »
"Gelelim nereden başlayacağınıza... Faye Laraye'in içine ne girmiş olabilir, bunca yıl neler oldu bilmiyorum açıkçası; ama araştırmalarım sonucunda onun yaşadıklarına çok benzeyen bir diğer olayın da burada, İstanbul'da olduğunu öğrendim. Elif Açar adında bir kadın. Şimdi ellili yaşlarında olması gerekiyor. Çocukken babasını öldürmüş, akıl hastalığı olduğunu düşünerek hastaneye kaldırmışlar. Faye Laraye'in annesinin ölümünden üç gün önce Elif Açar'ın annesi de ölü bulunmuş. Kalp krizi yine; ama bu sefer Elif Açar hala hastanede. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde. Ne çıkar, sizi ne kadar ileri götürebilir bilmiyorum; ama bence oradan başlamalısınız."

Bay C. nereden başlamanız gerektiğini biliyorum dediğinde Alazın aklına bu kadar net bir adres, isim ve olay gelmemişti. Muhtemelen ucu açık bir iz üzerinde vakit harcaması gerekeceğini düşünmüştü oysaki şimdi duydukları belki de uzun bir araştırma sonucunda varacağı noktayı ayağına getirmişti.

“Elif Açar, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi” diye tekrarladı Alaz. “Şüphesiz ki başlamak için çok doğru bir adres olacak. Eğer Faye ile Elifin başına gelenlerin aynı olduğu konusunda eminseniz ki öylesiniz ve yaşları, olay tarihleri de tutuyor gibi gözüküyor. Aynı yada benzer bir yaratık tarafından etkilenmiş olmaları fazlasıyla mümkün. Başlamak için harika bir yer.” Cümlesinin sonları yaklaştıkça böyle önemli bir ipucuna sahip olmasından dolayı sesinde heyecan belirtileri hissetmişti.

"Eğer herhangi bir zaman ihityacınız olursa bana aynı telefon numarasından ulaşabilirsiniz."

En azından ulaşılabilirlik adına olumlu birşeyler söylemesi üzerine Alaz gülümsedi.

“Değerli vaktinizi paylaşıma açık olmanız gurur verici Bay C.”

Alaz işvereni ve garson arasında geçen olayları pek hoşnut olmayarak ama hoşnutsuzluğunu da belli etmemeye çalışarak izledi. Hoşnutsuzluğunun sebebi kendisine böyle önemli bir iş için birkaç bin dolar öneren adamın 100lük dolarları saçma sapan nedenler için savurmasıydı. Daha sonra artifaktın varlığı aklına geldiğinde içindeki hayal kırıklığını fazlasıyla bastırmayı başararak kendi özüne dönmeyi başardı.

Bardan çıktıklarında Bay C. peşinatı Alaz’a verdi ve tekrar onu istediği zaman arayabileceğini hatırlattı. Alaz ve C. vedalaşarak ayrıldılar. Alaz eve gidip uyumayı düşündü ama saat nispeten erken sayılırdı en azından kendisi için dolayısıyla o fikirden vazgeçip Hüzün Ananın telefonunu aramak üzere telefonun arama tuşuna basarken Hüzün Anayla görüşmeye alışık olduğu kafeye doğru yola koyuldu.

Hüzün Ananın hala cafede olmasını umuyordu.