Ah ben! Ah hayat! Yinelenip durulan soruların,Uçsuz bucaksız vefasızlar silsilesinin,Aptallarla dolu şehirlerin…Ortasında ne faydası var, ah ben, ah hayat?
Temel bilim çıkışlıyım. Lisanstaki kendi bilim dalım, ülkenin en iyi ikincisi bu konuda. Senemin içinde ilk beşe girdim ve şu an çalıştığım alanda -ki oldukça önemli bir alan- belki de ülkenin en iyi laboratuvarındayım ama ne bir kadro bulabiliyorum ne de bir destek. Yabancı insanlarla konuştuğumda gördüğüm saygıyı bu ülkede göremiyorum. Kendime tutarım bu düşüncelerimi ama artık boğazıma kadar geldi; bu ülkeden tüm kalbimle nefret ediyorum. Ne özgürlüğün, ne bilimin ne de sanatın, hiç bir şeyin değerinin bilinmediği, ahlaki bir veba salgınına kapılmış ve çürümekte olan insanlarla dolu topraklardan oluşuyor. Cehennemin dibine kadar yolu var. Sadece küfürü ve lanetlenmeyi hak ediyor. Yerin dibine gömüldüğünü görmek isterdim. Ne kadar insani olmaya çalışırsam çalışayım, içimde sönmeyen ve gittikçe büyüyen bir öfke var. Bir şeyler yapmaya ve bir şeyleri düzeltmeye çalıştıkça, daha da büyüyor.