Ah bir de 3. bölüm açılsa ne kadar mutlu olacağım anlatamam.
Çok güzel gidiyor hikaye ama keşke biraz daha geç başlasaydım, böyle bekleyerek okumayı sevmiyorum. Yine de umarım sonuna kadar götürebilirsin hikayeni, tebrikler.
Bu arada ben de betimleme konusunda Özgür gibi düşünüyorum, çoğu insan hikayelerde betimlemenin okuyucuyu sıkacağını düşünse de aslında betimlemesiz hikaye olamaz ki.(Olmamalı da.
) Tabi ki sana Tolstoy gibi her ortamı, kişilerin her duygusunu betimle diyemez kimse, o kadarının sıktığı da bir gerçek zaten, ama yine de betimlemelere biraz daha yer vermelisin. 3. bölümü okuyabilirsem betimlemenin bu hikayede nasıl olduğuna dair bir yorum da yapacağım.
Tamam açıldı ve okudum. Tam da düşündüğüm gibi betimleme bambaşka bir hava katmış hikayene ve çok daha iyi olmuş fakat bir şey söylemeliyim.
Tek haneli rakamlar yazıyla yazılır:
Arkadaşlarımla buluşmak için Moda'da yürüyordum ki, çok güzel 1 kız gördüm (yanlış)
Arkadaşlarımla buluşmak için Moda'da yürüyordum ki, çok güzel bir kız gördüm (doğru)
Yazında bu kurala da dikkat etmelisin, hikayenden de bir örnek verecek olursak;
Aradan tam 3 yıl geçmişti ve hayatları güzel gidiyordu.(yanlış)
Aradan tam üç yıl geçmişti ve hayatları güzel gidiyordu.(doğru)
Bunun dışında bir şey daha söyleyeceğim. Şu Atilla Yılmaz'ın geldiği sahne var ya, o paragrafta çok fazla "soğuk" demişsin. Biraz tekrara düşmüşsün sanki. Bir daha bak eminim anlayacaksın. Neyse işte bu ve bunun gibi birçok küçük ayrıntı. Ama genel olarak çok beğendim hikayeni. Tekrar tebrikler.