Kayıt Ol

Batıdiyarı

Çevrimdışı Daarlan Gardan

  • ***
  • 722
  • Rom: -1
  • to hell with gatech
    • Profili Görüntüle
Batıdiyarı
« : 08 Ağustos 2012, 17:16:25 »
Sınırboyları, Afet ile olan sınırdaki ülkelere göndermedir. 3000 yıldır Sınırboylular gölgedöllerinin batıdiyarlarına girmesini engellemek için orada savaştılar ve bu sebepten dolayı en iyi askerlerin çıktığı bir bölgedir.
Sınırboyları kuzeyde yer alır. Büyük Afet'e ve Shayol Ghul'e olan yakınlığından dolayı burada Aes Sedailer büyük saygı görür.Güneyde Aryth Okyanusu'nun Fırtınalar Denizi olarak bilinen kısmı sınırı çizer.
Doğu'da da Aryth Okyanusu uzanır ve Batı'da Dünya'nın Omurgası kıtanın bilinen limitlerini oluşturur.

Spoiler: Göster



Amadicia:

Amadicia kıtanın güneybatısında yer alan bir ülkedir, Puslu Dağlar'ın güney bitiminden Gölge Sahili'ne kadar(insanların yaşamadığı bir bölge) uzanır. Işığın Çocukları'nın evi olarak bilinir en çok, savaş gücüne dayanan bir inanç örgütüdür ve Işığa hizmet yemini etmiş, ''her nerede bulurlarsa'' Karanlık Varlığa karşı savaşmaya kararlıdırlar. Amadicia'nın tarihi olarak bir kralı vardır ancak gerçek yönetim gücü Işığın Çocuklarındadır. Çocukların ''Aes Sedailer Karanlık varlığın hizmetkarıdır'' inancı sebebiyle hem Aes  Sedailer hemde yönlendirmek Amadicia'da yasaktır ve bu tür ''cadılıklar''ın en ufak emaresi bile şiddetli cezalarla sonuçlanabilir. Benzer olarak, ''karanlıkdostlarının'' ihbarı, yargılanması ve asılması da çok bol miktardadır ancak bu kişiler genelde sosyal olarak dışlanmış kişiler, bir tartışmada yanlış tarafta yer almış olanlar yada yanlış zamanda yanlış yerde olan zavallılardan fazlası değildir genelde.

Çocukların yayılma politikası Amadicia’da bir çok savaşa yol açmıştır. En son olarak ''Beyazpelerin Savaşı'' Illidan ve Altara ile yapılmıştır ve çocuklar bunlardan ''Sorunlar'' olarak bahsederler.



Yukarıdaki Amadicia'nın, alttaki Işığın Çocukları'nın bayrağı.

Andor:

Andor, batıdiyarlarının en güçlü tekil ülkesidir. Batıdiyarları'nın tam ortasında yer alır ve en büyük ülkelerdendir. Yüksek Kral Arthur Şahinkanadı'nın ölümünden sonra Ishara, Andor’un ilk Kraliçesi, kocası Souran Maraville'ı (Şahinkanadı'nın generallerinden biri) Tar Valon'a karşı açılmış savaştan çekilmesini ve bir ülke kurmak için savaşmaya ikna etmiştir. Ishara, bütün imparatorluk için savaşmak yerine daha küçük bir kısmına tutunmayı tercih etmiştir. Andor’un başkenti Caemlyn’dir.

Politika ve Yönetim

Monarşi:

Andor'un hükümdarı geleneksel olarak hep bir Kraliçe olmuştur. Son Kraliçe olan Trakand Evi'nden Morgase kayıp olduğundan ve ölü olduğuna inanıldığından, buna ek olarak Kız-Veliaht Elayne'in nerede olduğu da bilinmediğinden dolayı şu dönemde ciddi bir taht kavgası yaşanmaktadır.

Büyük Evler:

1. Ansah – Kızıl Tilki
2. Arawn – Üç Gümüş Anahtar
3. Baryn – Gümüş Kanatlı Çekiç
4. Caeren – Kızıl Yıldız ve Gümüş Kılıç
5. Candraed –
6. Carand – Altın Oklar(3 yada daha fazla)
7. Coelan – (Coelan’ın) Kırmızı Güller(i)
8. Gilyard – Kırmızı Leoparları
9. Haevin – Mavi Ayı
10. Mantear – Gümüş Örs
11. Marne – 4 Gümüş Ay
12. Northan – Kara Kartallar
13. Norwelyn – Gümüş Som Balığı
14. Pendar – 3 Altın Yıldız
15. Renshar – Altın Av Köpekleri
16. Sarand – Kara Bayrak
17. Taravin – Baykuş ve Meşe Ağacı
18. Trearmane – Beyaz Geyik (altın boynuzlu)
19. Trakand – Gümüş Kilit Taşı

Küçük Evler:  Branstorm, Gilbearn, Janevor, Layden, Martan, Pensenor, Sharplyn, Traehand vs...

Ekonomi

Andor'un gücü zenginliğinden gelir. Çoğu Puslu Dağlar'da ortaya çıkar. Altın, gümüş, demir ve bakır bu dağlardaki zengin madenlerden çıkarılır.
Bu dağlardaki zenginliği korumak için harcanan güç, bazı diğer kısımların unutulmuş kalmasına sebep olmuştur. Buna en büyük örnek, daha büyük bir krallığın parçası olduklarından haberi olmayan İki Nehirdir.

Kıyafetler:
Erkekler yün veya ipek pantolonlar, gömlekler ve ceketler giyer. Çeketler genellikle ters çevrilmiş kol ağızları ve yukarıya kaldırılmış yakalara sahiptir. Soylularınki genellikle işlemelidir.
Kadınlar çoğunlukla yüksek yakalıklı, kolları sabitlenmiş ve kemerli kıyafetler giyerler ve çoğu işlemelidir. Sıradan halk genelde yünlü giyer(daha yüksek yakalıklı ve önlük ile); soylular ise ipek giyer(metalik işlemeler ve kemerler ile).

İşaretler ve Semboller:
Simge – Beyaz Aslan
Bayrak – Kızıl temel üzerindeki devasa Beyaz Aslan
Kraliçe’nin Simgesi – Aslan Tahtı ve Gül Tacı
Semboller – Kırmızı Gül ve Beyaz Aslan
Renkler – Kırmızı (ana renk) ve Beyaz (ikincil renk)
Üniformalar – Kırmızı astar ve pelerin, beyaz yakalık ve uzun beyaz önlükler



Arafel:

Sınırboyu ülkelerinden biridir, batısında Kandor, doğusunda ise Shienar yer alır. Şu anki hükümdarı Kral Paitar Nachimandır ve kardeşi Kiruna Yeşil Ajah'tan, Salidar'daki kızkardeşlerle birlik olan Aes Sedailerden birisidir.
Tüm Sınırboylarındaki ülkeler gibi, Arafel de savaşçı bir ülkedir. Arafelli erkekler sırtlarında her omuzlarından birer kabza görünecek şekilde iki tane kıvrık kılıç takmayı tercih ederler. Her iki cinsiyette, saçlarını uzun örgüler halinde şekillendirir ve sonuna bir adet çan takarlar. Zaman zaman ceketlerinin kollarına yada botlarının üst kısımlarına da dekorasyon olarak çan takarlar.


Arad Doman:

Arad Doman kıtanın kuzeybatısında, batısında Aryth Okyanusu ile doğusundaki Puslu Dağların arasında yer alan bir kıyı ülkesidir. Güneye doğru Almoth Ovaları yer alır. Kuzeye doğru ise, Arad Doman ve Saldea arasında sahipsiz bir bölge vardır.
Arad Doman'ın başkenti; Dhagon nehrinin boğazında bulunan, büyük bir ticaret merkezi olan liman kendi Bandar Ebandır. Katar(reddedilen Almoth bölgesi) Puslu Dağlarda Arad Doman’a bağlı olmadıklarını sürekli iddia edebilecek kadar güçlü ve önemli bir madencilik merkezidir.
Arad Doman'ın resmi hükümdarı Kral Alsalamdır ancak şu anda nerede olduğu bilinmemektedir.

Domani kadınları ülkenin ününün kaynağıdır; sadece Deniz Halkı'nın kadınları daha çekici olarak adledilir. Domani kadınları yarı saydam, vucuda tam oturan ve diğer ülkelerde skandal kabul edilen kıyafetler giyerler ve baştan çıkartmayı bir sanat haline getirmişlerdir. Domanideki annelerin bu sanatı kızlarına erken yaşta öğretmeye başladığı rivayet edilir.

Arad Doman ünü kadar zenginliğini de kadınlarına borçludur. Çoğu Domanili tüccar kadındır ve çok az erkek bir pazarlıkta kadınları yenebilir. Ancak erkeklerin bir kısmı bu kadınlara kaybetmenin bu tecrübeye değdiğini düşünür. Domaniler Deniz Halkı ile bol miktarda ticaret yaparlar ve diyardaki Deniz Halkı ile kendi anlaşmalarını yapabilen nadir tüccarlardandırlar. Buna ek olarak Domani atları da önemli bir gelir kaynağıdır, özellikle de ''Ustura'' diye bilinen tür; ancak Domaniler bu atları nadiren ülke dışından kişilere satarlar.


Altara:


Altara Illian ve Amadicia arasında yer alır. Eldar nehri batı sınırlarını çizer. Ülke tam olarak birlik değildir ve bazen bazı soylular Kral yada Kraliçe'den daha çok güce sahiptir. Bir liman kenti olan başkenti Ebou Dar'dır. Altara halkı kendini bir köyün yada kasabanın sakini, yada belli bir lord veya leydinin halkı olarak düşünür ve ancak bundan sonra Altaralı sayar kendini. Rüzgarlar Tahtı o kadar az güce sahiptir ki bir çok asil zamanında tahta geçebilecekken bunu yapmamıştır. Tahtta oturan genelde en güçlü asil sayılır ama bazen bu bile olmaz. Şu andaki hükümdar Kraliçe Tylin Quintara'dır.

Altara'da kadınlar oldukça baskındır, özellikle de Ebou Dar’da. Aslında, bir çok durumda, kadınlar bir erkeği sorgulamadan öldürme hakkına sahiptir. Altaralıların yaşamında kılıçlar ve bıçaklar çok önemli bir yere sahiptir. Hem erkekler hem de kadınlar önemsiz meseleler üzerine, ölümcül sonuçları olan düellolar yapabilirler. Altaralı kadınlar evlilik hançerleri taşırlar, resmi olarak evli olduklarını belli etmek için(rengi ve dekorasyonu evlilik durumlarını ve annelik durumlarını belirtir) ve erkekleriyle baş etmek için.


Ghealdan:

Ghealdan göreceli olarak küçük bir ülkedir ve şap üretimi ile bilinir. Başkenti Jehennah'dır. Kraliçe Alliandre şu anda sadece ismen hükümdardır.
Şu anki sorunlarından hemen önce, Sahte Ejder olan Logain Ablar burada büyümüştür. Logain Ghealdan boyunca kanlı bir yol çizmiştir kendine ve ehlilleştirilmek için Tar Valon’a götürülmek üzere Aes Sedailer tarafından yakalanmıştır.


Illian:

Illian Fırtınalar Denizinin kuzeyinde, aynı isimli bir başkenti olan güçü bir ticaret kentidir. Balıkçılık, gemicilik, gemi yapımcılığı ve kaçakçılığın merkezi olarak bilinir. Politik kilitlenmeler sebebiyle, resmi bir engel olmadan ticari çıkarlar gözetilebilir. Illian komşusu Tear ile bin yıllık bir rekabete sahiptir.

Hükümet:

Illian yönetimde etkili olan üç birime sahiptir; Taç, Dokuzlar Konseyi ve Meclis. Teorik olarak Kral, Konseyin lordları ve Meclis’in temsilcileri gücü paylaşırlar. Pratik olarak ise, sürekli tartışmalar dışında hiçbir bir şey yapamaz. Illiandaki genel serbestliğin sebebi de budur. Illian sembolu dokuz altın arıdır.

Şu anki hükümdar Kral Mattin Stepaneos den Balgar'ın nerede olduğu bilinmemektedir.

Askeri Birlik:

Illidan'ın elit birliği ''Yoldaşlar'' olarak bilinir. Yoldaşlar hangi ülkeden olduğuna bakmaksızın sadece yeteneğe göre asker alırlar, bir yabancı General-Yüzbaşı bişe olabilir. Savaşın en zor olduğu yerlere gönderilirler ve Kral'ı en büyük tehlikenin içine kadar takip ederler. Rand al'Thor'un babası Tam al'Thor Aiel savaşında Yoldaşların ikinci Yüzbaşısı idi.

Kültür:

Illianlı erkekler genelde uzun sakallı olurlar, ancak bıyıklarını traş ederler. Yüzü vurgulayan, dairesel bir efekt yaratır bu. Yemin etme, sövme ve kutsama Illianlılarda ''Kader'' kelimesini içerir. Örnek olarak ''Kader dürtüklesin'' yada ''Kader seni kayırsın'' gibi.

Tarih:

Illian Yüzyıl Savaşı'nın ardından şehrin dışına doğru genişlemiştir.
Ne zaman Büyük Boru Avı için çağrı yapılsa, Avcı adayları Büyük Tammuz Alanı'nın kutsamasını almak için Illian'a akın ederler. Şimdi uzun yıllardan sonra yeni bir Av çağrısı yapıldı Illian'da.
Illian, Altara ve Murandy ile Işığın Çocuklarına karşı savaşmıştır ve kazanmıştır. Ancak Kral Mattin Stepaneos bu savaşta esir düşmüştür ve geri alınması için pazarlık gerekmiştir.



Kandor:
Sınırboylarındaki dört ülkeden birisidir. Kandor erkekleri iki örgüyle tutturulmuş sakalları ve inci küpeleri ile bilinir; Kandoriler aynı zamanda iyi bilinen tüccarlardır. Şu anki Kandor Kraliçesi Ethenielle'dir, ve başkent Chacin'den hüküm sürmektedir. Kandorluların borç ve ödeme ile ilgili garip huyları olduğu söylenir.



Muandy:

Murandy vatandaşları, Altara'nın halkı gibi, kendilerini bir ülkeye bağlı olarak görmezler. Yönetmekte olan hükümdardansa yakınlardaki o yada bu yerel lorda bağlılıklarını sunmayı tercih ederler.
Şu anki hükümdar Kral Roedran Almaric do Arreole a'Naloy'dur, ancak kendisi nadiren başkent dışındaki bir duruma etki edebilir, hatta bazen başkenttekine bile edemez. Tarih olarak, bu ülkenin hükümdarları başkent dışındaki soylu ve sıradan halk üzerinde çok çok az bir kontrol sahibidir. Murandy'de monarşiye katlanılmasının tek sebebi dış tehditlerdir ve sadece böyle bir savaş Murandy'deki yerel lordların birlikte hareket etmesini sağlayabilir. Murandyliler disiplinsiz ve kaba insalar olarak bilinirler.

Başkent Lugard Murandy'nin merkezinde yer alır ve politik durumlar nasıl olursa olsun ticaret çok iyi bir şekilde işler. Şehri hayatta tutan şey bu ticarettir. Lugard, yaşama alanları ve dükkanlardan daha çok hana ve ahıra sahip olan ender şehirlerdendir. Şehir bir zamanlar uzun taş surlarla çevrili idi ancak uzun süre önce bakımsızlığa yenik düştü. Lugard'a ev diyen tüm hırsızlar bir yabancıyı yeteri kadar adil bir hedef sayar ve şehrin kaldırımsız cadde ve sokaklarında tek başına yolculuk etmek tehlikelidir.
Murandy dünya politikasında sadece küçük bir rol oynar. Efektif bir yönetimin olmaması Murandy için bırakın varlığını diyara hissettirmeyi, kendini korumayı bile zorlaştırır.



Saldaea:

Saldaea Sınırboylarının 4 ülkesinin en batıda olanıdır ve Shienar ile Arafel'in toplamından daha büyüktür. Saldaea'nın başkenti Maradon, Kraliçesi Tenobia'dır. Saldaea’nın Mareşal Generali Davram Bashere, Kraliçe Tenobia’nın amcası, Bashere, Sidona ve Tyr'in lordudur. Kızı Faile Bashere, Perrin Aybara ile evlenmiştir.
Saldaealılar yüzlerinde öne çıkan, kalın burunlara ve hafifçe yukarı kalkık gözlere sahiplerdir. Tüm Sınır ülkeleri gibi savaşta oldukça etkilidirler ve binicilik yetenekleri kesinlikle daha iyidir; diyardaki başka hiçbir ülke Saldaea'nın ünlü hafif süvarilerini geçemez. Saldaealılar yılankavi kılıçlar taşırlar ve erkekleri genellikle uzun bıyıklıdır.

Kadınlar:

Saldaea kadınları neredeyse farklı bir cinstirler, keskin ve sorgulanmaz sadakatları ve irade güçleriyle(sert mizaçlarından bahsetmeye bile gerek yok) bilinirler. Saldaealılar için savaş bir aile meselesidir. Soyluların ve önemli konumdaki kişilerin eşleri kocalarını Afet'e yapılanlar hariç tüm savaşlarda takip ederler. Saldaea kadınlarının savaşa giden kocalarına söylediği geleneksel veda ''Eğer düşersen, kılıcını ben alacağım.''dır. Kılıçlarla ilgili eğitim görmeselerde Saldaealı kadınlar bıçaklar ve silahsız dövüşte oldukça yeteneklidir. Tüm Saldaealılar en azından bir bıçak taşırlar daima; Saldaea’da çelik kullanılmayacaksa kınından çıkarılmaz.

Ekonomi:

Saldaea ekonomisi oldukça güçlüdür; kürk, odun ve buz biberi ticaretine dayanır. Saldaea ürünleri Tear ve Shara'ya kadar her yerde yüksek fiyatlardan satılır.

Sa'sara:

Saldaea yaşamının önemli bir diğer parçası da sa'saradır. Hafifmeşrepliği yüzünden bir çok Saldaea Kraliçesi tarafından yasaklanan bir danstır. Genel olarak neredeyse tüm soylu kadınlar tarafından bilinse de çok azı bunu kabul eder. Görünüşe göre, sa'sara erkekler üzerinde oldukça çıldırtıcı bir etkiye sahiptir. Sa’sara bir çok ufak sorunun yanında üç tane savaş ve iki tane isyana sebep olmasıyla da bilinir.



Tarabon:

Tarabon, Arthur Şahinkanadı'nın imparatorluğunun çöküşünün ardından kurulan ülkelerden biridir ve kurucular bu zamana kadar süregelen bir yapıyı oluşturmuştur: erkek bir Kral tarafından ve kadın bir Panarch tarafından yetkileri kesin bir şekilde ayrılarak yönetilen ikili otorite. Tarabon Falme’de meydana gelen olaylardan beri sivil savaş ile uğraşmaktadır ve şu anda Seanchan otoritesi altındadır.
Tarabonlular tüm ülkeler arasında en eski soya sahip olduklarına inandıkları için ülkelerine ''İnsan Ağacı'' diye hitab ederler. Gözleri dışında tüm yüzlerini kapayan maskeler takarlar.

Başkenti Tanchico Aryth Okyanusu'nun kıyılarında kurulmuştur, Andahar Nehri'nin yaklaşık beş miş yukarısında yer alır.



Cairhien:

Cairhien Dünyanın Omurgasını sınır kabul eden bir ülkedir. Eski Dilde ''Al'cair'rahienallen'', yani ''Altın Şafağın Tepesi'' diye bilinir.

Cairhien'in sembolü koyu mavi üzerinde yükselen altın güneştir.Cairhienlilerin (Aes Sedailer ile birlikte) Daes Dae’marı (Evler Oyunu), plan kurma ve entrika sistemi, yarattığı bilinir. Genellikle kısa boylu bir halktır ve ten renkleri oldukça açık renkidir. Aynı zamanda, en azından dışa göründüğü kadarı ile, oldukça ihtiyatlı insanlardır. Düzen ve kontrole olan sevdaları şehirdeki sokakların dönüşlerinin, binaların ve diğer yapıların mükemmel düzlüğünden de anlaşılabilir.

Bir çok diğer ülke gibi Cairhien de Yüzyıl Savaşı’nın ardından bağımsızlığını ilan etti. Sonraki dörtyüz yıl boyunca olağanüstü bir zenginlik dönemi yaşadılar, ki bunun sebebi Cairhieninlilere Aiel Topraklarını geçip Shara ile ipek ticareti yapmalarına izin veren Aiellerdir. Bu refah dönemi Laman Damodred Avendoraldera’yı, Aiellerden bir hediye olarak verilen Hayat Ağacı’nın bir parçasını, kendine bir taht inşa etmek için kestirdiğinde ve bilmeden Aiel Savaşı'nı tetiklediğinde bitmiştir. Bu savaşta Cairhien şehri yakıldı ve yer yer yıkıldı ve Yenidendoğan Ejder'in yükselişi sırasında ''Sonsuz Kuleler''i  hala tamamen yeniden yapılmamıştı.

Cairhien politikası Evler Oyunu tarafından domine edilir. Soylular Beyaz Kule’deki entrika ve politikaları alıp kendilerince şekillendirirler. Cairhienlilere göre, herkezin sürekli bir gizli hareketi vardır ve yapılan tüm hareketler, söylenen tüm sözler arkasında daha çok güç ve nufuz kazanmak için bir amaç yatar. Şaşırtıcı olmayan şekilde, Daes Dae'mar Cairhien tarihindeki hemen her yıkımın sebebidir.

Cairhienliler ihtiyatı bıraktığı zaman bunun şaşırtıcı bir dereceye vardığı söylenir. Buna iyi bir örnek Işık Festivalidir. Bu iki günlük kutlamada, her kadın her erkeği ve her erkek her kadını öpebilir; soylular ve sıradan halk sokaklarda hep beraber değişik oranda çıplaklıklarla geziyor olabilir. Bu iki günden sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi hayat devam eder.



Shienar:

Shienar Sınırboylarının en doğusunda yer alır; başkenti Fal Moran'dır. Shienar'ın şu anki hükümdarı Easar Togita'dır. Shienar'lılar oldukça kibar insanlardır, Afet'e karşı olan savaştaki yırtıcılıklarıyla kıyaslayınca oldukça garip kaçan bir özellik. Shienarlı erkekler (özellikle de askerler) çoğunlukla saçlarını gerisi tıraşlanmış tek bir örgü olarak şekillendirirler. Shienarlılar ağır süvarileri ile savaşma konusunda oldukça yeteneklidir.

Malkier'in Afet'e yenik düşmesine kadar Shienar gerçek anlamda bir Sınırboyu ülkesi değildi; Afet'e olan bir sınırı yoktu. Ancak şimdi sadece Büyük Afet'ten gelen tehditlere değil, Aiel Topraklarından gelen tehlikelerle de karşı karşıyadır.

Şehirler:

Trolloc Savaşları sırasında Mafal Daranelle olarak bilinen Fal Dara gibi, Shienar'ın tüm şehirleri kale olarak işlev kazanacak şekilde inşa edilmiştir. Hepsi bir tepenin üstüne kurulmuştur ki etrafa daha hakim olabilsin. Genellikle ağır surlar ve demir kapılarla çevrilidirler. Şehir duvarlarının etrafındaki en az yarım millik alanda kısa çimden başka bir şeyin büyümesine izin verilmez ki etraf daha ne görünsün.

Başkent Fal Moran olmasına rağmen, Afetsınırı’na daha yakın olan Fal Dara gibi şehirler Shienar'ın savaş ruhunu daha iyi yansıtır. Tarlalar haricinde herşey şehirlerin içindedir ve bu şehirler güzellik değil güç için inşa edilmiştir. Shienar yasasına göre surların içinde hiç kimse yüzünü saklayacak bir şey giyemez. Bu myrddraalların şehirlere girmesini engellemek için yapılmıştır. Ayrıca, şehirdeki sokaklar oldukça sağlam bir şekilde aydınlatılır ve bu myrddraalların istedikleri zaman gölgelerin içinde belirebilme yeteneklerini engellemek içindir.

Halk:

Afet'e olan yakınlığı Shienar yaşamı ve kültürünü oldukça büyük miktarda etkiler. Sürekli savaşmak Shienar askerlerinin hayata olan bakış açısını büyük ölçüde değiştirmiştir.Barışı, güzelliği ve yaşamı hayatın en önemli üç şeyi sayarlar; barış çünkü, onu asla bilmediler; güzellik, çünkü Afet'in çirkinliğine çok yakınlar; yaşam, çünkü ölüme yeminlilerdir. Ayrılırken Shienar askerlerinin birbirine vedası ''Barış kılıcıın kutsasın.''dır.

Ayrıca Shienar'da konumları fark etmezsizin erkekler ve kadınlar birlikte banyo yaparlar.

Cenaze Gelenekleri:
Shienar savaşçılarına göre, hayatta kazanılan şeyler değil hayatın kalitesidir onu güzel kılan. Bu yüzden ölen Shienarlı askerler ''annenin son kucaklayışına'' gönderilirken kıyafetsiz, doğdukları şekilde gömülürler.


Tear:

Tear diyardaki en zengin ülkelerden biridir. Bu Erinin Irmağı yatağındaki, Fırtınalar Denizinin en büyük limanını kontrol etmelerinden ileri gelmektedir. Tear'ın zenginliğinin çok büyük bir bülümü büyük zeytin tarlalarından elde edilen yağdan kaynaklanır. Aynı zamanda düzenli buğday, balık ve baharat ticareti de Tear'ın zenginliğine zenginlik katan şeylerdendir.

Sosyo-Ekonomik Ayrılık:

Tear'ın zenginliğinin çoğu üst tabakaya aittir; hemen hepsi Tear Soyluları tarafından sahiplenilir. Tear lordları avam halkın gerçekten de daha düşük varlıklar olduğuna inanır ve kıyafetlerine kadar varacak şekilde ciddi bir sosyal fark vardır. Ek olarak, başkentin iç şehri yüksek bir gri duvarla çevrilidir ve avam ile soyluları ayırır, soyluları korur. Duvarın dışında insanlar insanlar çamurlu ve düzensiz yollarda yaşama mücadelesi verir. Yenidendoğan Ejder'in gelişine kadar avam tabakadan birisi bir lordu yargıç önüne çağıramazdı.

Diğer ülkelerden farklı olarak Tear bir kral yada kraliçe tarafından yönetilmez; bunun yerine Yüksek Lordlardan oluşan bir konsey tarafından yönetilir ve bu lordların sayısı sosyal seviyeye göre belirlendiği için altı ila on iki arasında değişir.

Coğrafya ve Tarih:

Tear'ın önemi şaşırtıcı derecede çok olan (dört adet) portal taşları ile de belirtildiği gibi çok eskilere dayanır. Tear şehrinin yeri kitaplardaki bazı uyumsuzluklar sebebiyle tam belirli değildir.

Tear Taşı:

Şehir, üstünde küçük bir dağ gibi yükselen Tear Taşı tarafından domine edilir. En eski kale(ve en eski yapı) olduğuna inanılmaktadır. Kırılışın hemen ardından Aes Seadiler tarafından Tek Güç kullanılarak hiçbir birleşme yeri yada harç olmadan yerden yükseltilmiştir.

Taşın derinlerinde ''Taşın Kalbi'' yer alır. Burası kristal kılıç Callandor'un bulunduğu yerdir. Yüksek Lordlar dışında kimsenin girmesine izin verilmez buraya ve onlar da mecburiyet dışında çok nadiren girerler. Her yıl dört defa Muhafaza Töreni için ve bir de bir Toprak Lordu’nu Yüksek Lordluğa yükseltirken. Eğer ki Tearlılar Tear Taşı ve Callandor'un varlığını unutabilseydi kesinlikle bunu yaparlardı; tüm Tearlılar Tek Güçle alakası olan herşeyden oldukça korkarlar çünkü. Bu kısmen Ejder Yenidendoğana kadar Tear Taşı’nın düşmeyeceğini söyleyen kehanetten kaynaklanmaktadır. Yüksek Lordlar Tear Taşı'nı muhafaza ederken aynı zamanda da dünyayı Yenidendoğan Ejder'den koruduklarını da düşünmeyi severler.

İronik olarak Tear Taşı'nın depolarında sadece Beyaz Kule'deki depo ile yarışabilecek miktarda bol angreal ve ter'angreal bulunur. Bunların neden toplandığı bilinmez ancak belki de Aes Sedai’ler tarafından kullanılmasını engellemek içindir.



''Civilizations have the morality and ethics they can afford.''

 — Larry Niven & Jerry Pournelle, ''Lucifer's Hammer''

''These colonies in nature can reach at least two million individuals at a time, last for decades, and occupy a hundred cubic meters of space. It was a wonderful achievement to see a fragment of this world captured all around you, so that you almost had the experience of being inside the ant colony when you were in that room.''

 — Robert Trivers, ''Natural Selection and Social Theory'', p. 162

''... Bu amaç doğrultusunda nükleer santraller hedeflenecekse, yapılması gereken şeyler vardır. Çünkü nükleer elektriğe geçiş bir hobi değil, bir akademik egzersiz hiç değil, temel bilimlerden yaygın endüstriyel alt yapıya açılacak bir uygulamadır.''

Ömer Faruk Ağa Yarman 1993