Kayıt Ol

Çaresiz ve öfkeli öldüm

Çevrimdışı Kuzen

  • **
  • 123
  • Rom: 1
  • http://kaldirimfaresi.blog.com/
    • Profili Görüntüle
Çaresiz ve öfkeli öldüm
« : 02 Ekim 2012, 16:59:18 »
 


 Şiddetle ve delilikle duvarı yumruklamaya başladım. Annem bana sövüyor ve vuruyordu anneannem ise sadece şaşkınlıkla bakıyordu. Öfkenin gücüyle bağırmaya başladım. Kükrüyordum sanki. Daha da vurdum duvara ve yere düştüm. Annem daha fazla vurdu saçımı çekip beni yere vurmaya başladı bir yandan da boğazımı sıkıyordu. Bir süre devam eden dayak bitti. Annem gitti ve ağlamaya başladı. Neden ve ney yapmıştım ben. Ve niçin bu kadar öfkeli bu kadar deliydim. Bir süre sonra ağlamak da gelmiyordu içimden hissettiğim tek duygu çaresizlik olmuştu. Çünkü yapacak bir şeyim yoktu. Çaresizdim. Elimde olmayan kötülüğe ve yaratanda küfrettim. Kötülük camdan çatıya gitti oradan aşağıya atladı kandırmak için beni. Ama hayır o ölemezdi ki illa yine gelecekti. Suçlayan bakışlar altında yaşıyordum hep ve yaşadım sanki hep ben suçluymuşum gibi. Ben suçlu ve öfkeli doğmuştum yapabileceğim bir şey yoktu çaresizdim. Ağlayarak ve korkarak uyudum. Korkudan korkarak...


 Gözlerimi açtığımda beni izliyordu, belli üzgündü. İstememişti bana vurmayı ama daha çok "deli" bir oğul istememişti. Farkındaydı sebebinin ergenlik olmadığının ama ben de o da bilmiyorduk nedir bu öfke. Sarıldık bir süre. Hastaydım grip olmuştum. Ve öfke beni daha da hastalandırmıştı. Herşey güzel giderken neden bunu yaşamıştım ki? Tanrım sadece sana tecavüz edip herşeyi düzeltmeni sağlamak istiyorum. Dualarım hep zararım üzerine olmuştur. Kendi zararım çünkü ben zaten cehennemin kendisiyim bana nasıl bir acı çektirebilirsin ki ben korkayım? Hastalıkları salarak kendini mi yücelttin? Yada savaşlar çıkararak.." Kanser olabilirim."



 Annem kanser mi olmuştu acaba? Geleceği hayal edebilmiştim.  Annem ölmüş veya kesin kanserdi. İstemiyordum bunu ama olacağını biliyordum. Ben okuldayım ve müdürün boğazını sıkıyorum. Herhalde çok küçük bir sebep ama öfke yeniden doğmuştu. Etrafımdaki insanlar bana korku ile bakıyor. Boğazını tuuttuğum moraran adam ise ölmekten korkuyor ben ise korkudan tekrar ederim.Korkudan hep korktum. Korkuya sahibim diye herhalde ama öfke beni güçlü kılıyor. Güçlü yıkıcı bir pislik. Gözlerim ve içim değişiyor bir anda. Sınırsız bir güç ve öldürme isteği ve acı isteği. Acı çekme isteği. Ve annenin öleceğini, yavaş yavaş acı çekerek öleceğini bilme isteği. İstemiyorum ama biliyorum ne yapalım. Öfkem sadece benim zaten. Ölüm istiyorum acı çekmek için ve öldürmek için. Adam iyice morarmaya başladı. Kollarımı tutan üç adam daha var. Zayıfımdır ama öfkeliyim de aynı zamanda. Tanrının bana bahşettiği öfkeyi kullanıyorum ve bırakıyorum adamı. " Bir daha bana bakma!"

 Bana baktığı için bir adamı öldürüyordum az daha. Ölmesi gereken bir köle zaten. Kendisine itaat edilmesini bekleyen bir hobit. Tipsiz sibop. Kel olduğu için saçlarımı, tipsiz olduğum için karizmamı ve korkak olduğu için korkumu kıskanan bu şerefsiz adam artık iyice korkmuş belki de film şeridini hafiften hazırlamıştı. Yanındaki adamlara güvenerek bana bağırmaya başladı. Ben yine kükredim. Yaratanın verdiği lanetlediği öfkeyle kükredim. Gözlerimin rengi açıldı turuncu belki de sarı. Sanki ses tellerim midemdeydi. Bir aslan edasıyla bağırıyordum adama. Kollarımı bıraktı bir anda adamlar. Üstüne yürüdüm tırnaklarım uzamış pençe olmuşlardı. Gözlerim iyice  parlıyordu hissedebiliyordum. Artık içimde sadece saf kötülük vardı benden geriye kalan. Saf kötülük... Adam duvara yaslanmış kollarıyla kendini ve kafasını korurken pir pençe attım ve bağırdı korkak. Ölümden korkan korkak. Kafasını birkaç kere vurdum duvara ve boğazını düşlerimle parçaladım vahşice. İstedim bunu ölsün ve gitsin istedim. İtaatkarlığı ve hayatı bitsin istedim. Onun gibi olmaktan korkmuştum ve onu öldürüyordum şimdi. Kanını içiyor etrafımdakileri tükürüyordum. Daha da parçaladım cesedi. Sonunda kafam bir cob indi ve karanlık.


 Nezarethanede gözlerimi açtım heryerimde kanlar. Yanımda bulunan birkaç tinerci ve serseri benden uzak durmaya çalışıyorlardı. Bir an bir tanesi ile gözgöze geldik. "Sigara ver!" korkan adam bir anda hızla verdi sigarayı. Ateşimi dahi yaktı. Duvarlara bakarken belki saatler geçti belki bir paket sigara içtim. Sonunda çıkardılar beni, bir adam yanıma yaklaştı ve annemin kanser olduğunu söyledi. Biliyorum dedim. Sadece iki aylık ömrü kalmıştı. Gözlerimden gelen yaşlar lav gibiydi. Adamı dövmeye başladım. Yine hücreye atıldım. Mahkeme ve benzeri olaylardan sonra ölümümü bekliyorum. Yirmi beş sene yatacağım. Kimse ziyaretime gelmiyor annem öleli üç gün oldu ama hala kötüyüm. Mezarına gidemedim cenazesine de öyle. Artık tek umudum ölüm oldu. Bileklerimi dikey kesiyorum ve kanlar akıyor yavaşça hızlanarak. Pişman değilim ölüyor olduğum için. Zaten ölmek için doğmuştum. Öfkeli ve çaresiz ö(o)lme(a)k için.
A. Umi

Çevrimdışı Galaxie

  • **
  • 375
  • Rom: 17
    • Profili Görüntüle
Ynt: Çaresiz ve öfkeli öldüm
« Yanıtla #1 : 05 Ekim 2012, 11:36:14 »
Ellerinize sağlık öncelikle. Kafama takılan şeyler var onları sormak istiyorum. Bence kendi içinde çeliştiği yerler var yazının. Mesela sürekli "korkudan korkmak" durumundan bahsediyorsunuz ama bir yerde "(Tanrım) ben zaten cehennemin kendisiyim bana nasıl bir acı çektirebilirsin ki ben korkayım?" diyor karakterimiz... Zaten yaşadığı cehennemden sürekli korkuyor gibi geldi bana oysa. Belki de fazlasının olabileceğinden korkmuyordur, öyle olabilir. Ya da Tanrı'dan gelebilecek bir şeyden. Bilemedim.

Bu öfke neden? Çaresizlik tamam ama öfke? Yazının sonunda bunu bilmeyi dilerdim. Psikolojik bir hastalık mı? Bir olaydan sonra böyle oldu? Doğuştan mı? Okuduğum çoğu paragrafta bana doğuştan izlenimini verse de bir yerde "Herşey güzel giderken neden bunu yaşamıştım ki?" gibi bir cümle okudum. Emin olamadım o yüzden.

Yazıda bazen birçok cümle arka arkaya gelmiş. Cümleleri virgülle, bağlaçlarla veya noktalarla birbirlerinden biraz daha ayırsanız bence daha güzel olur.

Size bunu yazdıran nedir gerçekten çok merak ettim. :) Dil fazlasıyla sade, karanlık bir yazı da değil ama sürekli korku, şiddet, çaresizlik... Yani sanki yazılmıyormuş da o hisler yaşanıyormuş gibi. (mi acaba?) Günce gibi... Bir de öyle karamsar ki karakter, intihar biraz daha özenilerek yazılsa çok daha vurucu olabilirdi. Başlık seçimi de keşke daha iyi olsaydı (o konuda ben de çok beceriksizim maalesef).

Tekrar ellerinize sağlık :)

Çevrimdışı Kuzen

  • **
  • 123
  • Rom: 1
  • http://kaldirimfaresi.blog.com/
    • Profili Görüntüle
Ynt: Çaresiz ve öfkeli öldüm
« Yanıtla #2 : 05 Ekim 2012, 19:45:47 »
 Öncelikle ilk soruna cevap vereyim,  korkudan korkuyor arkadaş, ama Tanrının ona göstereceğini bildiği şiddet sadece onda öfke yaratıyor.

 Öfke ise sadece arkadaşın karakterinde yaşadığı olaylardan dolayı yer edinmiş bir döngü. Yani öfke bir şekilde çıkış yolu gibi. Ve herşeyin güzel gitmesi de sanki çocukluğun saf yaşamı başlamış da hemen bitmiş anlamında. Onu belirtemedim kusura bakma.

 Virgül ve benzerileri genelde değil hiç iyi kullanamadım berbatım bu konuda o yüzden pardon :D


 Ve evet bunları hissettim ve bir kısmını yaşadım bir kısmı ise kurgu. Karakter ise benim daha çok vahşi ve kötü tarafım aslında sadece kendimi yazmıştım. İntihar da girişimlerim sonucunda elde edilmediği için bari yazımda olsun dedim :D

 Başlık ah o başlıklar, hiç anlatamam ki derdimi o başlıklarla. Bir şekilde saçma bir cümle çıkıyor ortaya çünkü en son başlık koymak zorunda oluyorum yani bu konuda da beceriksizim.

 Son olarak okuduğun ve eleştirdiğin için teşekkürler. Elimin sağlığı için de ayrıca sağol :D
A. Umi