Kayıt Ol

Tel'quessir melore Lle holma

Çevrimdışı Mimnennaorpi

  • *
  • 39
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Tel'quessir melore Lle holma
« : 11 Ekim 2012, 00:29:57 »
  
                                                                    BİRİNCİ BÖLÜM
                                                                       İlk Görüş
      Kimbilir kaçıncı sabahıydı bu avcının. Yanlız ve bitap halde avını kovaladığı kaçıncı sabah. Artık yakalamalıydı bu avı. Ölmek vardı ama dönmek yoktu. Batı' nın Erstel Dağları' ndan Kadim Diyarlar' ın Çam Ormanları' na kadar fersahlarca yol gelmişti. Evet zorluydu ama
bu av herşeye değerdi onun için. Hasta kız kardeşini kurtarıcak olan ödülü kazanması için
bu duru iyiliği temsil eden hayvanı öldürmek zorundaydı. Kalbini taşlar parçalasada yapmalıydı bunu. İzler gittikçe belirginleşmeye başlamıştı. Artık çok yakındı avına. Kalbi küt küt atıyordu koştururken avının peşinden. Kokusunu alabiliyordu saf iyiliğin. Bu dünyada bu kadar güzel başka ne kokabilir diyordu kendi kendine. Koku o kadar etkilemişti ki onu bir anlığına kendisini kaybetti ve sendeleyip yere düştü. Taş parçaları batmıştı vücuduna ve çamura bulanmıştı yüzü. Avını kaybetme korkusuyla kendine geldi bir anda ama daha o kalkmaya yeltenmeden bir şey paltosunun arkasından tuttu ve ayağa kaldırdı onu. Onu kimin kaldırdığını görmek için arkasına baktığında gözlerine inanamadı avcı. Burnu misk-ü anber kokusundan mest olmuşken birde sabahın alacakaranlığında o saf, bembeyaz ve duru güzelliği gördü karşısında. Işık saçıyordu adeta etrafına. Yeleleri altın ipliklerle örülmüş parıl parıl parlıyordu. Asil ve delici mavi bakışları vardı. İçi ürpermişti avcının. Krem rengi dairesel olukları olan boynuzu altın parıltılarıyla süslüydü. Evet bu bir Unicorn du. Nihayet erişebilmişti ona avcı. Hemen düştüğü yerden yayını aldı ve ona saf gözlerle bakan Unicorn' a doğrulttu okunu. Hedef almıştı onu bacağından vuracaktı. Artık hazırdı herşey, vicdanı dışında ama kız kardeşini düşündü ve bir an taşa döndürdü kalbini. Yapılacak olan belliydi. Tetik parmağını bıraktı ipek ibrişimden ve ok hedefe doğru yola çıktı. Hayat yavaşlamıştı. Saliseler saniye gibi geliyordu avcıya. Gözlerini kapamıştı avcı. Daha şimdiden çok pişmandı. Onu avlayacak olmasına rağmen gelip onu yerden kaldırmıştı bu saf varlık. Ne kadarda iyiydi, sonsuza kadar yaşamayı hak ediyordu. O sırada bir ses duyuldu Çat diye. Avcı gözlerini açtığında kendi okunu yerde parçalanmış halde gördü ve sol tarafına baktı hemen. Avcının esmer teni bir anda bembeyaz oldu buz kesti adeta bütün uzuvları. Tir tir titriyordu ve soğuk soğuk terlemeye başlamıştı. Gözleri kararmıştı, nihayetinde düşüp bayıldı...
       Gözlerini açtığında kendini loş ve sıcak bir odada buldu. Etrafına baktığında gördüğü heryer ahşaptandı. ağaçlar geçiyordu odanın içerisinden. Yüzyıllık ağaçlar. Saflığı ve doğallığı anlatıyordu sanki her köşe. Hafızasında tek bir şey vardı avcının. Baygınken gördüğü rüya. Öyle güzeldi ki kelimeler kifayetsiz kalıyordu. Bir kız gördü rüyasında. Öyle bir kızdı ki bu, avcı bu güzellik karşısında nerede ne olduğunu ve nereden geldiğini unutmuştu. Simsiyah beline kadar uzanan siyah saçları vardı.Dalga dalga. Teni pürüssüz ve bembeyazdı, damarları görünüyordu adeta. Boyu oldukça uzundu ve vicudu atletik ama bir o kadarda zarifti. Ağaçların arasında süzülen bir ceylan edasıyla. Gözleri... Gözleri gümüşten dökülmüştü sanki. Gökleri kıskandıracak bir tonda. Elinde yayıyla sanki bu diyarlardan değilmiş gibi duruyordu ormanda. Düşünürken hatırladı birden avcı olanları. Birisi başka bir okla onun okunu havada parçalamıştı. Etrafına baktığında son gördüğü şey oydu. O kız. Acaba o mu getirmişti avcıyı oraya. O kızı birdaha görmeliydi bulmalıydı onu. Nerdeydi acaba. Onu buraya kimler getirmişti. Kafasında bir sürü soru işareti vardı.
       Ayak sesleri yaklaşmaya başladı avcıya doğru. Avcı doğruldu ve ayağa kalktı. Hançerini kınından çıkardı. Babasının emaneti olan bu hançer onu pek çok durumda kurtarmıştı. Gelenleri dinlemek için kapının yanına yaklaştı avcı sessiz adımlarla. İki erkek sesi vardı. Anlamadığı bir lisanda birşeyler konuşuyorlardı. Avcı onları gözlerken kapıya yöneldi iki erkekten birtanesi. Ahşap tokmağı çevirdi ve odaya daldı. Avcı kapının arkasında bekliyordu uygun zamanı, atılmak için. Adam şaşkın vaziyette etrafına bakarken birden avcıyla göz göze geldiler. Avcı hızlı ve ustaca bir hamleyle atıldı adamın üzerine ancak adam çok çevikti. Avcıyı bir hamleyle omuzunun üzerinden yere fırlattı ve etkisiz hale getirmek için hamle yaptı. Ancak avcı yana yuvarlanarak kurtuldu ve hançerini adamın bacağına sapladı. Bir ayağından kanlar akan adam çaresizce bağırdı bilinmeyen bir lisanda "Melenque mind'o" ve içeriye bir kaç tane daha kendisine benzer adam girdi. Hep birlikte avcıyı kollarından tutup bir yere sürüklemeye başladılar. Avcı direniyordu ancak hiç bir işe yaramıyordu. Bu adamlar sıradan bir insandan daha güçlülerdi ve sayıca ondan üstünlerdi. Uzun holler geçtikten sonra onu ahşaptan oymaları olan kocaman bir kapının önüne getirdiler. Kapının üzerinde bilmediği sembollerin yan yana dizilmesiyle oluşan satırlar vardı. Satırların ortasında da bir ejderha figürü.
 Kapılar açıldı sonuna kadar. Loş ortama ay gibi bir ışık doğdu aniden. İçerisi çok kalabalıktı. Etrafta altın kaplı masalar ve sandalyeler vardı. Kocaman salonda önünde duran bir grup dikkatini çekmişti avcının. Hepsi iyi giyimli ve asil görünümlü insanlardı. Onu yargılarcasına gözlerini ona dikmişlerdi. Etraftakiler kendi aralarında konuşuyordu. En öndeki sarışın adam bağırdı. "Binor'e Lle bi quietta". Herkez sus pus oldu bir anda. Tüm gözler ona çevrilmişti. Söze devam etti sarışın adam. Konuşmasını bitirdikten sonra yakınlarından gelen bir ses duydu avcı. Çok tatlı bir kız sesiydi bu ses. Öyle güzeldi ki. Sirenlerin şarkılarından bile daha güzeldi.
"İnsanoğlu! Korumamız altında olan unicornlardan bir tanesinin canını bilerek ve kasten almak istediğiniz için kurulumuz tarafından en adil şekilde yargılanmanıza karar verildi. Bu yargılanma süreci içinde sizin gözleminiz ve çevirmenliğiniz görevi bana verildi" Dedi kız. Avcı şok olmuştu. Ormanda gördüğü kızdı bu. Avcının yüzü gülmeye başlamıştı. Şu an başına gelicekler umrunda değildi. Onu tekrar gördüğüne o kadar sevinmişti ki kız kardeşinin acısını bile unutmuştu. Sarışın adam söze devam etti.
" Yaşadıklarınız göz önünde bulundurularak kurulumuzca yargılanmanız dinlenip yaralarınızın iyileşmesi sonrasına ertelendi. Bu müddet boyunca gözetmeniniz başınızda olduğu müddetçe tutuksuz olarak yargılanmanız uygun. Ancak şehir sınırları dışına çıkmanız kesinlikle yasak. Şimdi lütfen odanıza dönün." dedi bir elfe yakışır bir nezakette adam. Avcının içinde olanlarla ilgili en ufak bir endişe bile yoktu. O kız ona herşeyi unutturmuştu belli ki. Sahi ya daha adını bile bilmiyordu o kızın. Öğrenmek için tam kızın yanına gidecekti ki iki asker tutup kollarından götürdüler onu odadan. Elinden oyuncağı alınmış bir bebek gibi hissetmişti avcı. Odasına götürüldükten sonra uykuya dalana kadar olanları düşündü avcı. Sürekli aklında aynı sahne. Sürekli o ormandaki kız. Artık onunla konuşma fırsatı olacaktı. Onun gözetmeni ve çevirmeni olmuştu. Mahkemede onun tercümanlığını yapacaktı. Avcı mutlu bir şekilde olanları unutmuş vaziyette uykuya daldı. Oysaki kız kardeşi hasta yatağında onu bekliyordu hala...
Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni

Çevrimdışı Ejderfelaketi

  • **
  • 359
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tel'quessir melore Lle holma
« Yanıtla #1 : 11 Ekim 2012, 20:00:32 »
Öncelikle başlığındaki Tel'quessir yazısı yani Unutulmuş Diyarlar'daki elflerin elfçe adları benim ilgimi çekti.Hikayende hiçbir yer adı belirtmemen içimdeki şüpheyi daha da körükledi."Acaba bir hayran hikayesi mi?" diye düşündüm.Gümüş gözlü ay elfini kullanman şüphelerimi destekler nitelikteydi. UD'da bir tekboynuzlu at-ki Mielliki'nin simgesi ve dünyadaki varlığının en net kanıtıdır-  kolay kolay birilerine hele onu avlayacak kötülere hiç gözükmez.

Hikayene gelirsek başlarda avcının peşinden gitme ve orman tasvirleri etkileyiciyken ve şairanelik göze çarparken sonlara doğru biraz acele etmişsin. Hançerli sahneyi ve kurultayı çok daha uzatabilirdin-anlatabilirdin- bence. Hele mahkemede konuşurken şahsen "Avcı" yalvarıyor mu sorulanları cevaplıyor mu anlayamadım. Sonuç olarak güzeldi ve hele UD'da geçiyorsa çok daha güzeldir.

Ayrıca;"Tel'quessir melore Lle holma" bu ne demek? Büyük ihtimal elfçede bir karşılığı vardır.
Kumarı sadece oynatanlar kazanır sadece oynatanlar

Çevrimdışı Mimnennaorpi

  • *
  • 39
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tel'quessir melore Lle holma
« Yanıtla #2 : 11 Ekim 2012, 21:04:43 »
Öncelikle başlığındaki Tel'quessir yazısı yani Unutulmuş Diyarlar'daki elflerin elfçe adları benim ilgimi çekti.Hikayende hiçbir yer adı belirtmemen içimdeki şüpheyi daha da körükledi."Acaba bir hayran hikayesi mi?" diye düşündüm.Gümüş gözlü ay elfini kullanman şüphelerimi destekler nitelikteydi. UD'da bir tekboynuzlu at-ki Mielliki'nin simgesi ve dünyadaki varlığının en net kanıtıdır-  kolay kolay birilerine hele onu avlayacak kötülere hiç gözükmez.

Hikayene gelirsek başlarda avcının peşinden gitme ve orman tasvirleri etkileyiciyken ve şairanelik göze çarparken sonlara doğru biraz acele etmişsin. Hançerli sahneyi ve kurultayı çok daha uzatabilirdin-anlatabilirdin- bence. Hele mahkemede konuşurken şahsen "Avcı" yalvarıyor mu sorulanları cevaplıyor mu anlayamadım. Sonuç olarak güzeldi ve hele UD'da geçiyorsa çok daha güzeldir.

Ayrıca;"Tel'quessir melore Lle holma" bu ne demek? Büyük ihtimal elfçede bir karşılığı vardır.
Öncelikle söylemek isterim söylediğiniz fantastik seri ile hiçbir alakam yok. Unicorn hakkında hiçbir bilgim yok tamamen uydurmasyon yazdıklarım. Bir kusurum var ise affola. Hikayeme gelince haklısınız. Sonlara doğru biraz aceleci davrandım çünkü ileride olacak olaylar aklımda ve bende o bölümleri yazmayı sabırsızlıkla bekliyorum :). En yakın zamanda bahsettiğiniz bölümleri daha uzun anlatmaya çalışacağım. Hikayemin ismine gelinceeee... Aslında söylemek istediğim şey elf ile insan arasındaki aşktı ama elfçe karşılığını bulamadığım için bende bildiğim bir kaç kelimeyi kullandım ve kendime bir elfçe uydurdum diyebiliriz sanırım. Mel aşk demek ve diğer kelimeleride internetten bakmıştım, sanırım biri insan demekti diğeride elf ama emin değilim. Elfçe lisanlar hakkında geniş bilgisi olan varsa yardımlarını bekliyorum.  :mlk 
Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni

Çevrimdışı Ejderfelaketi

  • **
  • 359
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tel'quessir melore Lle holma
« Yanıtla #3 : 12 Ekim 2012, 16:15:58 »
Tüh! Gene yanıldım :). Evet benim en sevdiğim kısım savaş ve dövüş sahneleridir.Burada da bir tane olacaktı ki orada  hançeri düşürdü ve elfe yakalandı. Bak ismini daha çok merak ettim şimdi bir elfçe uzmanı almak lazım foruma :D
Kumarı sadece oynatanlar kazanır sadece oynatanlar

Çevrimdışı Mimnennaorpi

  • *
  • 39
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tel'quessir melore Lle holma
« Yanıtla #4 : 12 Ekim 2012, 17:42:28 »
İlerleyen bölümlerde savaş sahneleri ağırlıklı olucak hiç merak etmeyin :).

Edit: Heyet ve dövüş sahnesini tekrar elden geçirdim ve ufak değişiklikler yaptım.
Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni

Çevrimdışı Kuzen

  • **
  • 123
  • Rom: 1
  • http://kaldirimfaresi.blog.com/
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tel'quessir melore Lle holma
« Yanıtla #5 : 12 Ekim 2012, 22:38:11 »
 Avcı adam biraz garip bir tip aslında, madem elflerin farkında o zaman neden elflerden hiç yardım istememiş? Ama onun dışında aklıma takılan bir şey yok. Devamını bekliyorum hadi kolay gelsin sana.
A. Umi

Çevrimdışı Mimnennaorpi

  • *
  • 39
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tel'quessir melore Lle holma
« Yanıtla #6 : 12 Ekim 2012, 23:14:38 »
Yorum için teşekkür ederim :)
Avcı adam aslında elflerin farkında değil. O Erstel Dağlarında yaşıyor. Elflerin diyarı ona çok uzakta ancak oraya şans eseri unicornun peşinden giderken gidiyor ve orda elflere rastlıyor zaten elflerin elf olduğunu daha kestiremedi avcı. Çünkü bu elflerin öyle sivri kulakları yok :). Görüntü olarak sıradan insanlara benziyorlar. İlerleyen bölümlerde tanıyacak elfleri...
Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni

Çevrimdışı Ejderfelaketi

  • **
  • 359
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tel'quessir melore Lle holma
« Yanıtla #7 : 13 Ekim 2012, 10:11:57 »
Evet şimdi çok daha güzel olmuş.
Benim anlamadığım elfler için bir önemi olan tekboynuzlu atı avlamaya çalışan ve bir cadının dediklerini yapan bir insana-avcıya- elfler neden bu kadar iyi davranıyor. Şahsen ben avcının zindana atılmasını ve yargılamanın da böyle büyük bir salon yerine küçük bir hücrede bir kişi ile yapılmasını uygun görürdüm. Şimdi adama "Şehirden çıkma yeter." diyorlar. Bence elfler adalet sistemini değiştirmeleri lazım.
Kumarı sadece oynatanlar kazanır sadece oynatanlar

Çevrimdışı Mimnennaorpi

  • *
  • 39
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tel'quessir melore Lle holma
« Yanıtla #8 : 13 Ekim 2012, 12:23:08 »
Evet şimdi çok daha güzel olmuş.
Benim anlamadığım elfler için bir önemi olan tekboynuzlu atı avlamaya çalışan ve bir cadının dediklerini yapan bir insana-avcıya- elfler neden bu kadar iyi davranıyor. Şahsen ben avcının zindana atılmasını ve yargılamanın da böyle büyük bir salon yerine küçük bir hücrede bir kişi ile yapılmasını uygun görürdüm. Şimdi adama "Şehirden çıkma yeter." diyorlar. Bence elfler adalet sistemini değiştirmeleri lazım.
Teşekkür ederim :)
Ben burda elfleri birazcık daha aşmış ve ermiş kişiler olarak ele aldım. Sonuçta onlar ölümsüzler ve bu yüzdende insanlardan daha bilge kişilikler. Buda onlara durgunluk ve sukunet getiriyor. O yüzden öncelikle olayı dinleyip ondan sonra kesin yargıya varacaklar. Yani yasaları çok yumuşak huylu ama adil olan bu. Çünkü avcı kız kardeşini kurtarmak için bunu yapmak zorundaydı bunu göz önünde bulundurabilirler ayrıca araya başka unsurlar girecek avcının yaralarının iyileşmesi esnasında. Ben şimdiden ipucu vereyim ilk başta avcıya mühebbet hapis cezası verecekler ama bir nedenden ötürü daha sonralarda cezadan vaz geçecek heyet...
Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni

Çevrimdışı Kuzen

  • **
  • 123
  • Rom: 1
  • http://kaldirimfaresi.blog.com/
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tel'quessir melore Lle holma
« Yanıtla #9 : 13 Ekim 2012, 22:10:01 »
Evet şimdi çok daha güzel olmuş.
Benim anlamadığım elfler için bir önemi olan tekboynuzlu atı avlamaya çalışan ve bir cadının dediklerini yapan bir insana-avcıya- elfler neden bu kadar iyi davranıyor. Şahsen ben avcının zindana atılmasını ve yargılamanın da böyle büyük bir salon yerine küçük bir hücrede bir kişi ile yapılmasını uygun görürdüm. Şimdi adama "Şehirden çıkma yeter." diyorlar. Bence elfler adalet sistemini değiştirmeleri lazım.


 Abi adamlar elf bir zahmet :D
A. Umi