Kayıt Ol

Küçüğüm

Çevrimdışı

  • *
  • 27
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Küçüğüm
« : 15 Ekim 2012, 12:18:29 »
   Hayat kimilerine adil olmadı. Kader gibi kahpe, kader gibi vicdansızdı. Hayat ve kader beraber olup en baştan vurdu kimilerini. Daha çocukken aldı ellerindekini.

   Fırtınaya kapıldı bedenler, anlayamadılar etraflarında hızla dönen şeyleri,göremediler. Anladığı zaman ise insanoğlu çok geç olmuştu. Fırtına dinmişti ama elde avuçta bir şey kalmamıştı. Silkelendi insanoğlu, bakındı etrafına, bazısı devam etti o harabede yaşamaya, kimisi şekil vermeye çalıştı bu dağınık hayatına. Kimisi de son verdi tabi ki de, daha fazla yaşayamazdı bu karmaşıklıkta...

   Bir veda ardına dökülen bir bardak su niyetine miydi? Yoksa gittiğin gibi gel demek için miydi bu yaşlar, bağıra çağıra bazen de dönüşü yok demek için sessizce akıtılan, çoğu zaman can yakan kızarmış gözlerden akan hüzünler miydi ortalığı kasıp kavuran?


25 EKİM 2025

   Seni o gün gerçekten bulduğumda hayatın anlamsızlığına kapılmıştım. Sen bana o mis kokan ellerini uzattığında farkında değildim sevginin,şefkatin. Sadece bir histin benim için, tarifi olmayan bir gülücüktün gözlerimde, ne zaman ağlasam yanımdaydın. Benimle ağlamazdın tabi ki, daha fazla ağlatmamak için gülerdin.En içten sözlerinle su serperdin yüreğime, gül kokan ellerinle silerdin çocuksu yanaklarımdan akan damlaları. Yüreğimde hissederdim yüreğini, ama çocukça bir bencillikteydim.

   Bir sonbahar sabahı doğmuşum...

25 EKİM 2000

   “Merhaba minik surat!”

Beni ilk gördüğünde bana minik surat demiş. Annem anlattı bana bunu sonradan. Kocaman açmış bal rengi gözlerini, anlamaya çalışmış beni. Minik ellerimi tutmuş; "Neden bu kadar küçük ki?" diye sormuş hemşirelere, kahkahalara boğulmuş herkes...
Şaşkın şaşkın bakmış gülen suratlara, ellerimi okşamış.
   

.. .. 2001

   “Anne bu ne kadar da pis kokuyor böyle. Iyy! ”

Kucağına büyük gelsem de, paylaşamazmış beni kimseyle. Annemden bile kıskanırmış çoğu zaman. Ağlarmış hep yanında durayım diye. O kokuyu aldığında anlayamamış altımı pislettiğimi, bütün gün evin içinde dört dönüp  "Banyo yapması lazım... Banyo yapması lazım.." deyip durmuş.


   “Defterimi yırtmış bacaksız! Kafasını kıracağım onun!”

Yeni yeni muzurluğa başlamışım, defterlerini yırtmışım.Sinirlenmiş, bir defter için kızmış bana ilk defa. O da bebekmiş aslında daha...


.. .. 2007

   “Burası okul küçüğüm. Her teneffüs geleceğim yanına. Kimse dokunamaz sana, korkma ben yanındayım.”

Ve ben okuldaydım, ürkektim biraz ama yanımda o vardı, yanımda o olacaktı. Biliyordum başım sıkışınca gelecekti. Hissederdi o, biliyordum koşacaktı yanıma her ağladığımda, beni hiç yalnız bırakmayacaktı.


.. .. 2008

   “Ağlama bak ne yapacağım sana. Hani evde yapardık ya kaldır ellerini,hadi ama küçüğüm kaldır ellerini. Aferin işte böyle. Bir küçücük aslancık varmış...

Aslancık şarkısını bana o öğretmişti. Tekerleme kısımlarında gıdıklardı beni, çatlayana kadar güldürürdü. Gözlerimden yaşlar gelirdi, sinirlenirdim. Bıraksın beni diye ağlardım. Çocuktum nereden bilebilirim ki?

Benim yüzümden annemin terliğini çok yemiştir. Her şeyi üzerine alır, bütün kabahatların sorumlusu kendisiymiş gibi davranırdı. Bu kadar şefkatli olmasına sinir olurdum. İçten içe gıcık olurdum ona. Çocuktum nereden bilebilirdim ki?


25 EKİM 2012

   Sana sürprizim var küçüğüm. Beni bu kaldırımda bekle. Karşıdan senin için bir şey alıp hemen geleceğim.


   Heyecanlı değildim. Bana doğum günü hediyesi alacağını tahmin etmiştim. Durduk yere sabahın köründe beni evden çıkarmasından belliydi zaten. Sahte bir gülücük vardı yüzümde, sırf kırılmasın diye ses etmiyordum. Kaldırıma oturdum, kafamı eğip yerdeki taşlarla oynamaya başladım. Benden heyecanlı olması beni deli ediyordu. On iki senedir alışılagelmiş 25 Ekim sendromunu her sene nasıl böyle içinde büyütüyordu diye düşünürken bir çığlık duydum. Kafamı kaldırdığımda kalabalığı gördüm. Bu kavşakta her zaman böyle kazalar olurdu ama bu sefer ki çok farklıydı. O acı çığlık beynimde yankılandı ablamın gül yüzünde son buldu. 

   Benim için gitmişti. Geri gelemedi. Gözlerimin içine bakmıştı yine; "küçüğüm." demişti. "Keşke doğmasaydım..." dedim yerde yatan cansız bedenini görünce. Simsiyah uzun saçları kızıla boyanmıştı. Yüzü gülümsüyordu. Bal rengi gözleri bana şefkatle baktığı zamanlardaki gibi kocaman olmuştu yine. İnanamadım. Bu yerde yatan kanlı vücut ablam olamazdı. Yere yığılmışım.

   Gözlerimi açtığımda hastanedeydim başımda dayım vardı. Bana bakıyordu.

   "Keşke o benim için gitmeseydi,keşke ben doğmasaydım! Keşke küçüğün olmasaydı! Keşke abla! Keşke ben ölseydim!"

   Şimdi tarih, 25 Ekim 2025.

   Canım ablam gittiğinden beri konuşmuyorum onla ilgili, kimselere. Kimileri umursamaz diyor, bencil diyor bana biliyorum. Anlatamam ben gül kokulu ablamı, eskide kalmış gibi anamam ben onu. Bunları yazmak benim için hayli zor ve yorucu oldu. Evliyim şimdi bir kızım oldu. Adını Menekşe koyduk. Ablamın adı. O da abla olacak, onun da bir küçüğü olacak.

   Küçücük bir bedenken kaybettiğim ablamın yerini kimse dolduramayacak.

   Elbette hem annem, hem oyun arkadaşım, hem bakıcım olabildi hayatımdaki kadın.

   Ama ben... Ben bir daha kimsenin küçüğü olamadım.
   
bir fincan fala kimse hayır diyemez.. :)
meraklısın meraklıyız---da.. bilirsin! fazla merak iyi değildir.
bazen meraktan değil de merak edilenden gelir iyi olmayan şeyler, sen sen ol fazla merak edip kurcalama benden sana söylemesi...

Çevrimdışı

  • *
  • 27
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Küçüğüm
« Yanıtla #1 : 15 Ekim 2012, 12:21:07 »
Aşkım, bu öyküyü çok beğendiğin için Kurgu İskelesi'nde de yayınlamak istedim. :)
bir fincan fala kimse hayır diyemez.. :)
meraklısın meraklıyız---da.. bilirsin! fazla merak iyi değildir.
bazen meraktan değil de merak edilenden gelir iyi olmayan şeyler, sen sen ol fazla merak edip kurcalama benden sana söylemesi...

Çevrimdışı M.K.Immortal

  • **
  • 290
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Küçüğüm
« Yanıtla #2 : 15 Ekim 2012, 14:19:07 »
hehe :D tüm öykülerini eklemen gerekecek o zaman :D

Bu hikayeni eklemene sevindim... Beni fazla etkilemişti anlatımın... Duyguları ve o karmaşayı, çaresizliği yansıtman çok başarılı... Diğer hikayelerini de eklemen dileğiyle :)

Çevrimdışı Morfeus

  • *
  • 11
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Küçüğüm
« Yanıtla #3 : 15 Ekim 2012, 18:19:36 »
Gerçekten hissederek yazdığın belli oluyor.Neden hep hüzünlü yazıların var?Biraz da farklı duyguları aktarmaya çalış bizlere.Başarılı bir yazı çok beğendim.:)
αуηα∂α göя∂üğüм уüzüη, ∂υ∂αğı gαм gözℓєяι нüzüη. вєη gє¢єує нαρѕσℓмυşυм, α∂ı ναя кєη∂ι уσк güη∂üzüη.

Çevrimdışı

  • *
  • 27
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Küçüğüm
« Yanıtla #4 : 15 Ekim 2012, 20:12:08 »
Morfeus; Menekşe karakterini dramla bütünleştirdim aslında. :) Farklı duyguları da denerim elbette. Teşekkür ederim beğendiğine sevindim.
bir fincan fala kimse hayır diyemez.. :)
meraklısın meraklıyız---da.. bilirsin! fazla merak iyi değildir.
bazen meraktan değil de merak edilenden gelir iyi olmayan şeyler, sen sen ol fazla merak edip kurcalama benden sana söylemesi...

Çevrimdışı gunay1995

  • *
  • 1
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Küçüğüm
« Yanıtla #5 : 16 Ekim 2012, 17:32:16 »
güzel bir çalışma olmuş beğendim açıkçası başarılarının devamını dilerim
Haykır nefsim! Biliyorum, sen hep kötü olanı istedin.