Kayıt Ol

İstila

Çevrimdışı M.K.Immortal

  • **
  • 290
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
İstila
« : 25 Ocak 2013, 15:16:02 »
Sıkıca bağlandığım sedyeye eğilen gölge yine aynı şeyi istiyordu benden.

“Neredeler?” diye sordu sinirli bir ifadeyle.

“Bilmiyorum.” dedim. “Nerede olduklarını bilmiyorum.”

Kaç gündür burada işkence gördüğümü hatırlamıyorum. Ne zamandır vücudumun iletkenliği ölçülürcesine elektrik veriyorlardı, kaç kez bayıldım, nasıl bu hale düştüm, hiçbirinden emin değilim artık. İşin kötü yanı ise, gerçekten nerede olduklarını bilmiyorum.

Klonlama teknolojisinin insanlar üzerinde uygulanmasına karar verildiğinde, ilk genleri alınacak denek olarak ben seçilmiştim. Bütün deneyler sorunsuzdu. Ortaya çıkacak klonların düşünememesi gerekiyordu. Benim geçmişimi bilmeyeceklerdi. Benimle ilgili hiçbir bağlantıları olmamaları gerekiyordu.

Güzel amaçlar ile çıkmıştık yola en başta. Dünya üzerindeki iş gücünü dolduracak, asla yorulmayan, her emri yerine getiren klonlar üretmekti tek istenilen. İnsanlar çalışmayacaktı. Her şey onlara hizmet eden kopyaları tarafından yapılacaktı. Birçok eleştiri almıştı bu durum aslında. İnsan ırkının sonu geleceğini düşünmüştü bazıları. Bazıları ise dini anlayışa ters olduğunu savunuyordu. Kim bilir, belki de ilahi adalet beni bu hale sokmuştur.

Güzel amaçlarımız olsa da işler bir süre sonra ters gitmeye başladı. Klonların genetik şifreleri istenildiği gibi değiştirilememişti. Kendi iradeleri vardı ve her canlı gibi yaşama içgüdüsüne sahiptiler. Geçmişimi biliyorlardı. Her özellikleriyle tıpkı ben gibiydi hepsi. Her ne olursa olsunlar, yine de onlar birer denekti. Fakat onlar bir deney faresi olmayı kabullenemediler. Yaşama içgüdüsüyle tesisi ele geçirdiler bir süre sonra.

Kendi yüzümün sinirli ifadesinin bu kadar korkunç olabileceğini hiç tahmin etmezdim. Kendime işkence eden onlarca “ben” vardı etrafta. Ve istedikleri tek şey, klonlama bilgilerinin saklandığı belleğin nerede olduğuydu. O bilgileri kullanarak bir ordu kurmak istiyorlardı.

Halbuki klonlama işlemini yapan bilim adamları, bilgiler ile kaçarken hepimizi tesise hapsetmişlerdi. Nerede olduklarını bilmiyordum. Buradan nasıl çıkılacağını da.

Yüzüme çöken gölgem sert bakışlarıyla tekrar sordu.

“Neredeler?”

“Bilmiyorum.”

En son kapıları üzerimize kapatırlarken, diğerleriyle birlikte bir başka benzerimi görmüştüm. Hatırladığımı zannettiklerim, gördüğüm işkencelerin halüsinasyonları mı emin değilim. Diğerleri üretilmeden önce sadece bilim adamları ile giden “ben” ve buradaki ben vardık. Tabi kopya olan o mu yoksa ben miyim emin değilim artık. Emin olduğum tek şey var;

“Kim olduğumu bilmiyorum.”

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: İstila
« Yanıtla #1 : 03 Mart 2013, 16:40:26 »
Aklıma Star Wars The Force Unleashed II'nin son sahneleri geldi sürekli. Yine güzel bir öyküydü, söyleyeceğin şeyi direk söylemek yerine bir şeylerin arkasına gizlenip bunu bir öyküye dönüştürüp söylemen çok hoş bence. Kalemine sağlık.
May the force, be with you.

Çevrimdışı M.K.Immortal

  • **
  • 290
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: İstila
« Yanıtla #2 : 04 Mart 2013, 17:11:24 »
Arada sırada durum öyküleri yazmayı seviyorum, kurguyu anlık bir olayın içinde yansıtmak güzel oluyor ne diyebilirim :) Okuyup yorum yaptığınız için çok teşekkür ederim.